ah canım ya aynı benim annemi, ailemi anlatmışsın. benim annem, babam da hep aman yük olmayalım derdindedir. o yüzden genelde bize gel gel derler. en son bana sıkıntı gelir, e yeter ama ben kaç kere geldim derim. sonra annem izmirden bir gelir, bavulda şişe şişe zeytin yağları, kesme makarnalar, etler, bana eşime eşofmanlar, kayın valideme hediyeler... bir yere gideriz illa ben ödeyeyim diye tutturur falan. seninki gibi ben ne istersem onu ister. zaten çocukluktan beri kardeşimle ben tembihliyizdir. "aman bakın birinin evine gidince eli boş gitmeyin, hele hele kalmalı misafirlikse, gerekirse alış veriş edin, kimseye yük olmayın, dışarı çıkınca da hesabı ödeyin diye. anlayacağın bana evimde misafirmiş de yük oluyormuş gibi davranır, bu yüzden kızıp söylendiğim çoktur. benim eşimle annemde öz anne evlat gibi sever bir birini. hatta eşim karakter yapısı olarak daha benim annemle benzeşip uysal olduğundan, ben de kayın validem gibi biraz eli maşalı olduğumdan dalga geçerler, damadı ben, benim kızı da dünür doğurmuş diye.ben de annemle markete gitmeye korkarım. hemen ödemeye kalkışacak diye. onu evde bırakıp giderim çoğu zaman. ya da beraber gittik mi bir şey almadan çıkarım sırf o ödemesin diye. aile kültürümüzde de hepimiz eli sıkıyızdır, para kolay kazanılmadığı için hep dikkatli harcarız. ama bir birimizi de sonuna kadar kollarız. ihtiyaç halinde herkes ne varsa çıkarır ortaya koyar. hele hele annemle babam, bize "evlatlarımız sonuçta elbette yapacağız, arkalarında olacağız" mantığındadır. şu tüp işinde bile kendi ailem 50 defa sordu, varsa ihtiyacınız biz verelim diye. zaten raporla yapıyorum, pek para tutmuyor diye kaç defa anlattım. dediğin gibi aman eksikliklerini görmeyelim. hep başımızda olsunlar. zaten bütün bu anlayış ve duruş farkı yüzünden yani böyle bir ailem olup beni de kendileri gibi yetiştirdikleri için kayın validem bana tuhaf geliyor hareketleri çok batıyor. bir annenin evladına bencilliğini, hep ben demesini anlamıyorum.