Aşılama Zeynep Kamil'de Aşılama Yaptıran Var mı ?

Aşılama Yöntemleri ve Tecrübelerimiz
valla bence de senin koca alışmış da ondan böyle. sen çalışırken de fazla mükemmel olmuşun hep onların zararını çekiyorsun. ha sonayın koca da apayrı bir numunelik yani bizim kocaları onla kıyas etmenin de anlamı yok. benim eşimin de seninkinden çok farkı yok. üstelik tahminimce senin kocana göre daha çok evde ama kalk bir iş iste hep aman of pof halinde. ha allahtan bana onu yap bunu yap da demiyor. ben iş yapınca öyle kıymet bilmezlik de yapmaz. mesela bazen biriktirir ütüleri 2 haftada bir toptan yaparım. arada illa giymek istediği ama ütüsüz bir şey varsa kendi ütüler. aman temiz ütülü buldum diye giyip çıkarıp durmaz. temiz bir şey giydi mi, akşam geldiğinde balkona koyar biraz havalandırır, ertesi gün yine giyer. hatta kışın terlenmediğinden 3. gün de giydiği olur. zaten yıllardır giysi alış verişlerini de ben yapıyorum, özellikle kolay yıkanan ütülenen şeyleri seçiyorum.
evin işine gelince, benim süpürgem su filtreli modellerden ve resmen küp gibi. hamile kaldığımdan beri balkondan çıkarıp, su doldurup, evi süpürüp sonra da süpürgeyi temizlemek onun görevi kabul etti. söylene söylene de olsa yap diye ısrar edince yapıyor. ben de söylenmelerine hiiiç kulak asmıyorum. balkon yıkamak da aynı şekilde. kimse kusura bakmasın kova mova kaldıramam. 1 söylüyorum yapmıyor, ertesi gün bir daha söylüyorum, 3. gün bıkıyor yapıyor:))) sen de yılma, tekrar tekrar söyle. ha ağzında sakız olmuş kadın tut lafı benim kocamda da hep var. yok kardeşim yok, var da ben mi tutmadım diye hep söylüyorum. ha ileride bulursam hakikaten tutacağım. ama o zamana kadar böyle... yemek mevzuna gelince eşimin önüne her gün peynir ekmek koysam, ben bütün gün oturdum yemek falan yapmadım desem ona da ses etmez. boğazına düşkün olduğundan en fazla kalk dışarıda yiyelim der. ama ben kendim yemeğe düşkün olduğumdan zaten öyle şeyler yapamam. ama hamile kaldığımdan beri bazı konularda kolaya kaçıyorum. mesela 4-5 aydır metro marketten, donmuş şekilde doğranmış soğan almaya başladım. 2,5 kiloluk kocaman paketlerde satıyorlar. yine donmuş renkli biberler var. bir de dianın kendi şişe domates rendeleri var. inan her birinin tazesiyle fiyat farkı falan da yok. yani al doğra et aynı paraya geliyor. mesela bugün canım uzun uzun yemek yapmak istemiyor mu, hemen onları kullanarak bir şey yapıyorum. örneğin bulgur pilavı yapıyorum, yanına da köfte. soğanı şusu busu hazır olunca hemen şip şak yarm saatte hazır oluyor zaten. son olarak köfteleri de bir kaç kilo kıyma alıp eşime yoğurtmaya başladım. vakumlu kaba koyup donduruyorum. yemek yapmazsam onlardan çıkartıveriyorum. nohutu fasulyeyi mercimeği öyle 1er kilo haslayıp donduruyorum. her birini 2şer 3er defada fazla yemekle uğraşmak istemediğim zamanlarda pişiriyorum. hiç olmazsa melemen yapacak kadar vakit ayırıp, yemekten sayılan bir şeyler yapmış oluyorum. hatta hiç hiç olmadı eşime "bütün malzemesi hazır çıkart şunu yap deme" imkanım da oluyor. tek yapacağı şey bütün malzemeyi tencereye koymak olunca o da çok mız mızlanmıyor. ha tabi bir de o yaptı mı aman sen yapınca da ayrı bir güzel olmuş diye diye gaz veriyorum:)))) kısaca haftanın 3-4 günü daha zahmet isteyen şeyler pişirirken, 3 günü falan da böyle geçiştiriyorum. sana da ısrarla tavsiye ederim.

sözüm ona şıunu yap bunu yap diyor evde sıkılmayım vakit geçsin diye söylüyor tamamen iyi niyetinden beni düşünüyor yani:))) ya benimkide asla yemek ayrımı yapmaz peynir koy yer ama üstü kapalıda gülerek ne yaptın der. şey düşünüyor akşama kadar net başından kalıp yapmadım sanıyor. onun gıcıklığı nete girmem zaten fitil oluyor resmen. napim kardeşim bir zevkim bu bundan damı vazgeçeyim. işte benim huyum bir şeyi 1 kere söylemek onu defalar söyleyince bir kıymeti olmuyor diye 1 kere söyledimmi yapmalı yoksa 2 -3. defa söylemem ha söylersemde laf sokara k söylerim oda of bofla balko yıkmaya yada ş yapamay kalkarsa heme işin içnden çıkartıyorum çık git gözüme gözükme derm. gün içinde arayınca napıyorsn falan iş yapıyorum şunu yapıyorum bunu yapıyorum derim kendini yorma der ( ben artık yalandan öye dediğini düşünüyoru:( ). ya bende köfteyi evde yaparım ama ne blim en fazla yarım kilo yada 1 kilo kıymadan yapar yeriz. hani yapılmış köfteyi buzluğa atarsam bozulur diye çok fazla yapmıyorm. bakliyat haslama olayınıda kıın yapıyordum şimdi yaz diye yapmıyorum. zaten dolabımı boşalttım geçen kıştan kalan bişey yok ve uzun süredir donmuş olan şeylerde yok. az az yapmaya çalışıyorum. benim için yemek olsunda ne olursa olsun boğazıma çok düşkün değilim amaç karnım doysun. yemek ne yapsam diye düşüdüğümde eşim dışardan söyleriz der yada ben yapayırım der ama birde onun kirlettiği mutfağı temizlemektense kendim yaparım diyorum. bazen mutfağa giriyor yapmaya ama içim rahat etmiyor emen peşine gidiyorum bakalım çok dağıtmışmı ne yapmış diye rahat edemeyip gidip elinden alıyorum. zaten iş yapamaya korkuyorum bişey olcak diye birde temzi evi kirletmesin.. ne bilim ya erkek milleti bence genel anlamda ço kbencil. ki benimki sözde yardım eden bir model düşün artık. ha senin eşine göre cidden zamanı yok sabah 7,30 da çıkıp akşam 7 de geliyor cmtesi bile böyle. ama ebnde çalışıyordum onla çıkıp onlar geliyordum gelşincede ev işlerini yapıyordum benimki can değilmi:(
 
ay maşallah ne güzel uyuyorsunuz yaa. ben en en geç 9 da kalkıyorum ki genelde 7 de eşimle uyanıyorum. gün içindede hiç uyumuyorum. dün 9 da uyandım ve gündüz hiç uyumadım. gece oldu uyuyamadım kalktım 1 gibi anca uyudum oda döne döne bir hal oldum. birde hamilelrde uyku çok olur derler. en başındn ber ihep uykusuzluk çekiyorum. aniçok şükür şu ara bir sıkıntımda yok ağrı sızı bişeyde yok. ama genede yuyamıorum :((( havalar sıcaktır diye dışarı hiç çıkmıyorum evde olunca habire çamaşır yıkıyorum. ama iş bitmiyor. benimde eşim hasta diye çıkamıyorduk artık dün çok bunaldım yemelk bişeyler hazırladım iş çıkışı metrodan alıp sahile indik yemeğimizi yedik sonra yürüyüş yaptık. iyide oldu çünkü yalnızken çıkmak istemiyorum pek fazla. bu sabahta onla çıkıp biraz yürüdüm. havada pek serin keşke hep böyle serin olsa hava. snin ne güzel kaynana görümcek var arada da olsa oturmaya gidiyorsunuz. bizde o da. hiç bir akraba yok bu yakada:(((

o kadar samimiym sağlık ocağındaki ebeyle. süt olayından bahsetmedi hiç belkide her sağlık ocağında yoktur.

aman bırak allasen ben gidersem görüşüyoruz işte. kaynanam hergün kızında bayılır zaten bağ bahçe işine çiçek böcek ekip duruyolar kadına gübre taşıttırıyo görümcem bilmem ne yaşlı başlı ama maşallah canının istediği işleri bi güzel yapıyor. bir gün de geline gideyim bir ihtiyacu var mı sorayım demiyor. sözüm ona sanki ben istemiyormuşum da gelmiyormuş gibi algılanmasına sebep oluyor ama davet de edecek halim yok ne zaman geldi de kovdum? ha hergün de istemem ama haftanın bir günü uğra ne olacak dimi? canı istemiyor işte. hamile kaldığımdan beri ağız ucuyla işte. pazartesi de medikal e gittik görümcemin kontrolü vardı konuşurken balkonlarım pis vss.. dedim eşine yaptırsaydın haftasonu dedi. dedim anca süpürdü tama o kadar dedim hemen ayak yaptı ben gelir yapardım da evde çok işlerim var vs.. sonra hergün anam geldi çiçek eektik diyo desene anana da bir gün elife git balkonları pismiş akıtıver diye. yok. el gibi bırakıyolar beni burda birbirlerine yakın oturuyolar ya bütün gün kızına taşınıyo. kızı da işi başından aşkın ne günü ne misafiri ne gezmesi biter başını kaldıramaz. ben yoğumluktan gelemiyorum uzak bir de der. ki sen gördün arabayla işte villalarıtepe aşağı yürünen bir yol. onun g...tü çıkmayı almıyor. ama ben oraya taşındığından beri 2 senedir yokuş aşağı gidiyosam köpek gibi tırmanarak dilim dışarda akşamüstleri evime dönüyorum. bundan sonra karar aldım ben de gitmicem. gel desrelerd de benim de evim var dicem. anlasınlar hatta el gibi bıraktınız beni buralarda ben gelmesem kapımı çalan yok dicem. ama sonradan da bırak elif bu sefer de senden çıkmazlar başına kalırlar diyorum. görümcem neyse de kaynanam ne yaptığı temizlikte ne elinin yemeğinde hiçbirisini beğenmem sinir olur dururum. böyle istediğim gibi vakit geçiriyorum istersem de bir uğruyorum eyvallah. sıkıntıdan uyuyorum. öğlen yemeklerinden sonra uyku çöküyor. ama çişe kalkmaktan adam gibi dalınamıyorum da. uyku ile ilgili sıkıntım yok bu aralar. benim eşim de senin gibi uykuyu sevmez. yapı meselesi bence. ben de 9 da kalkıyorum. en geç 11-12 de de yatarız. eşim 7 de gider sonra uyurum gene 9 a kadar. öğlenleri de hergün değil ama evdeysem bari belim dinlensin diye yatıyorum napiyım iş de yapamıyorum.

hadi yaa, çok şaşırdım. şimdiye kadar hiç böyle bişey duymamaıştım. ee madem böyle bir hakkımız var onca gitmememize rağmen niye söylemedilerki. hadi biz alabiliyoruzda alamayanlar için çok iyi olur. herkese söylemeleri yada kapı girişine falan bir broşür asmaları lazım.

uykun geldikçe uyu, enerji depola :) ben gündüzleri uyuyamıyorum. geceleri en geç 11 de yatıyoruz. tabii döne döne ne zaman uykuya dalarsam. gece 2/3 defa wc ye kalkıyorum. 6 da ieş gelmek için kalkıyorum. cumartesi pazarda 6 da uyanıyorum 7 ye kadar bekliyorum dayanamayınca kalkıp salona geçip tv seyrediyorum. yani hiç 8 i geçiremedim :(

elifim internette baktım şu süt meselesine :) ama kocaelinde varmış. gebze kocaeline balı olduğu için sizin orda böyle bir uygulama var. her yerde yok. bak linkide göndereyim süt veren merkezlerde yazılı. sende faydalan.

anladım demekki sadece kocaeli için geçerliymiş yoksa mümkün değl söylerlerdi bence size de.

ya bu arada çok alakasız bir konu ama sizin de arabanız olduğu için geçende okuduğum bir haberi de paylaşmak istiyorum. ispark var ya, ibb'nin otopark hizmeti, millete avukat kanalıyla zırt pırt üstüne bir de faizlenmiş epey büyük park ücretleri yolluyormuş. binlerce lira borç gönderdiği kimseler varmış. isparkın sitesinde bir de ödenmemiş park ücretin var mı diye bakabildiğin bir uygulama var. aman açın bir bakın. benim bugüne kadar ödenmemiş tek bir park ücretim yoktur yine de son 6 ayda 4 lira borç çıktı. arabamı son 6 aydır kullanmadım bile halbuki. öyle evin kapalı garajında duruyor. hemen ödedim, ödemesem 1-2 sene sonra 400 lira yapar isterler ne de olsa.

ben de baktım iyiki de söylemişsin valla 14 tl borç çıktı. kesinnn zeynep kamil in ordan kalmadır. bitane adam vardı orda sürekli borç çıkartıyodu bize. belki de bir park ı iki kere bile yazdıkları oluyodur. eşime söyledim ödedim dedi :)

ya duygucum ben evliya çelebi gibiydim :) hafta sonları hiç istanbulda olmazdım. işyerinde yedek kıyafetim bile olurdu. anında esince iş çıkışı bir yerlere giderim diye. 5/6 yıldırda artık hiç istemiyorum bir yerlere gitmeyi.
bu akşam arkadaşıma gidecem artık. yarında izinliyim yokum.
duygucum sizde araba için kredi çekmiştiniz galiba. kredi oranları cok düştü. biz yarın yapılandırcaz.bankanla görüş istersen.

biz de araba için mayıs 2011 de kredi çektik. 2 yılı bitti 2 yılı kaldı. eşim ilgileniyor sanırım bu işlerle ama ben yine de bir sorayım indirim olursa ne ala dimi:)

arkadaşlar bu arada dün hamile olan akrabamla konuştum. kızda 25. haftada kireçlenme başlamışmış. yani plasenta eskiyip kireçleniyormuş. şimdi ilerlediği için haziran sonu normal doğum planlanırken, haziran ortası sezaryen yapmaya karar vermişler. bekleyip normal doğum yaptırırsak bebek plasentayı yırtıp çıkamayabilir, artı plasenta kireçlendiği için son dönem beslenemez, kilo kaybeder demişler. nasıl anladılar diye sordum, dopplerde çıktı dedi. ayrıca ultrasonlarda baloncuk gibi beyaz gölgeler halinde görünüyormuş. benim de daha önce bilmediğim bir şeydi. sizin de aklınızda olsun demek böyle bir şey varmış.

plesenta privera denilen şey sanırım bu nevincim ben de topiklerde hep başlığını görürdüm de okumadım hiç. yada preeklamsi var o da olabilir. Allah şifa versin sağlıcakla alsın kucağına bebeğini. doktoru şüphelenmişte mi dopler istemiş yoksa rutin kontrolde mi öğrenilmiş?
 
duygu can eşine sinirlenmekte haklısın valla benim bile bir kaşık suda boğasım geldi daha yeni hamileyken bile bu seni böyle sinir ediyodu. çok alıştırmışsın bence de mükemmele çalışırken de hiçbişey aksamıyodu şimdi evdesin yap diyor işte. riskli dönem de bitti.

benimki yapma diyor. ama anca yapma demeyi biliyor. söylemeden hiçbirşey yapılmıyor. haftasonu süpürdü. pazartesi akşamı balkonlar pis dedim ön balkona çıktı elindeki bezle etrafı silmeye utanıyor ön cephe ya millet bunu görecek diye. napıcam bu bezle diyo. ananın şeyini yapacaksın dedim aciz gibi soruyor camların önlerini demiri şömineyi aldır diyorum. camları aldırıyor şömine yi bırakıyor falan oralar hep tozlu zaten arıtamazsın ki diye yorumlar yapıyor kendince halbuki az sıkılmış bezle sulu sulu silip tekrar kurulayınca mis gibi oluyor. ben öyle yap söyle yap deyince de bir gerginlik sus diyor. bırakır giderim diyor. balkonlar pis dedim. adı üzerinde lar diyorum çoklu ifade. bitirdi geçti içeri uzandı. arka balkon öylece kaldı. çamaşır asacaktım ertesi gün. napayım dedim kalsın onu da yarın akşam yaptırırım. söyledim de orayı da yarın yaparsın artık dedim. pis pis gülüyor. azıcık bize çekip tez canlı olmamışlar.
sonayınki numunelik. ben hala ütüleri kendim yapıyorum. çamaşırları o astı topladı falan. ama o kadar da kendimi salamam. yapabildiğim işlerimi ben yine yaparım yardım gerekirse eşimden isterim. ama anladığım kadarıyla sonaycanın eşi hamilelikten önce de öyleymiş :) sonay da hamileikte ohh iyice yıkmış adama işleri. aslında yakışır yıksın valla bizim için de yıksın :)
 
şu kadınların fişlenme mevzusuna ben de parmak basayım dedim :)
inanın içimden hala sağlık ocağına gitmek gelmiyor. ebeyi daha ilk aşılamamda kalçama menagon kaklatırkenden beri tanıyorum. çok suratsız ve anlayışsız bir kadın. başlarda 1 toz 1 su vurulurken sonra 2 toz 1 su oldu dozum. önüne reçeteyi koyuyordum ve 2 toz 1 su diye de hatırlatıyordum. bir gün dışarı çıkınca diğer ebelerle falan dışarda sigara içiyolardı bana dönerek aaa 1 toz 1 su vurdum dozu eksik vurdum hahaha falan diyerek gülmüştü. kendimi çok aciz hissetmeme sebep olmuştu.
geçenlerde de progestan yaptırıken doktorun odasındaydı ve soru yağmuruna tut beni. sonra da bana emir buyurur gibi testlerini istiyorum dedi. hepsini getir falan. şu gün gel o gün gelemezsen bugün gel. söylediği günlerin hiçbirisinde gitmedim bende. hala da canım gitmek istemiyor. banane ya benim takibim zaten yapılıyor sen neyi takip edeceksin ?
hamile kalmadan önce böyle değildi ama iğnelerim alay konusu bile olmuştu. ağzının payını veremediğim için hala pişmanım.
bir de dün eve koca bir zarf geldi. sadece bana. sağlık bakanlığının "sağlıklı yaşam bilgiler1 adında bir kitabı baya kalın bir kitap. bir önsöz yazısı ile yollamışlar. şaşırdım eşim beğendi. ben hamileyim diye gönderildi sanmıştım ama sanırım genel bir uygulama. ama neden eşime yok? o da diyor ee hergün hastanelerdesin ondan sana yolluyolar dedi.
 
aman bırak allasen ben gidersem görüşüyoruz işte. kaynanam hergün kızında bayılır zaten bağ bahçe işine çiçek böcek ekip duruyolar kadına gübre taşıttırıyo görümcem bilmem ne yaşlı başlı ama maşallah canının istediği işleri bi güzel yapıyor. bir gün de geline gideyim bir ihtiyacu var mı sorayım demiyor. sözüm ona sanki ben istemiyormuşum da gelmiyormuş gibi algılanmasına sebep oluyor ama davet de edecek halim yok ne zaman geldi de kovdum? ha hergün de istemem ama haftanın bir günü uğra ne olacak dimi? canı istemiyor işte. hamile kaldığımdan beri ağız ucuyla işte. pazartesi de medikal e gittik görümcemin kontrolü vardı konuşurken balkonlarım pis vss.. dedim eşine yaptırsaydın haftasonu dedi. dedim anca süpürdü tama o kadar dedim hemen ayak yaptı ben gelir yapardım da evde çok işlerim var vs.. sonra hergün anam geldi çiçek eektik diyo desene anana da bir gün elife git balkonları pismiş akıtıver diye. yok. el gibi bırakıyolar beni burda birbirlerine yakın oturuyolar ya bütün gün kızına taşınıyo. kızı da işi başından aşkın ne günü ne misafiri ne gezmesi biter başını kaldıramaz. ben yoğumluktan gelemiyorum uzak bir de der. ki sen gördün arabayla işte villalarıtepe aşağı yürünen bir yol. onun g...tü çıkmayı almıyor. ama ben oraya taşındığından beri 2 senedir yokuş aşağı gidiyosam köpek gibi tırmanarak dilim dışarda akşamüstleri evime dönüyorum. bundan sonra karar aldım ben de gitmicem. gel desrelerd de benim de evim var dicem. anlasınlar hatta el gibi bıraktınız beni buralarda ben gelmesem kapımı çalan yok dicem. ama sonradan da bırak elif bu sefer de senden çıkmazlar başına kalırlar diyorum. görümcem neyse de kaynanam ne yaptığı temizlikte ne elinin yemeğinde hiçbirisini beğenmem sinir olur dururum. böyle istediğim gibi vakit geçiriyorum istersem de bir uğruyorum eyvallah. sıkıntıdan uyuyorum. öğlen yemeklerinden sonra uyku çöküyor. ama çişe kalkmaktan adam gibi dalınamıyorum da. uyku ile ilgili sıkıntım yok bu aralar. benim eşim de senin gibi uykuyu sevmez. yapı meselesi bence. ben de 9 da kalkıyorum. en geç 11-12 de de yatarız. eşim 7 de gider sonra uyurum gene 9 a kadar. öğlenleri de hergün değil ama evdeysem bari belim dinlensin diye yatıyorum napiyım iş de yapamıyorum.

plesenta privera denilen şey sanırım bu nevincim ben de topiklerde hep başlığını görürdüm de okumadım hiç. yada preeklamsi var o da olabilir. Allah şifa versin sağlıcakla alsın kucağına bebeğini. doktoru şüphelenmişte mi dopler istemiş yoksa rutin kontrolde mi öğrenilmiş?

aman bırak ya sakın öyle sitem edipte gelmiyonuz deme bu defa çok gelemye başlarlar sonra ilerleyen günlerde havalar dahada ısınacak kalkıp hizmet etmek zorunda kalıcan. mesela benimkiler öyle gelseler samimi olmadığımdan mutfağıma rahatça gremezler bile. hani bi arkadaşıma daha rahat derim girde bişeyler pişir yiyelim. ama ne kaynanaya ne görümceye diyemem. sende rahatını bozma davette etme. ben hiç özel davet yapmam. ha kapımı çaldılarda açmadım mı? geldilerde kovdummu. ne özel davet etcem. yat kalk ye iç keyfine bak öyle yada böyle günler geçiyor. ayrıca görümcen bahane bulmasın everiniz bir adım hepi topu 10 dakka yürüme mesafesi vardır. bence gelirse iş yaparım diye korkuyor. sen onun günlerinde gittiğinde it gib dolanıp eviinin işlerine yemeklerine yardım ediyordun ama. boşver minnet etme varsın bok götürsün evi kavga dövüş kocana yaptırırsın. sonra 1 toz alırlar elifin evini temizledik olurlar. kaynananınki zaten içine sinmiyor ne diye sitem etcen.

bu arada benide şimdi görümcek aradı 2 kere açmadım. geride dönmüyorum. ne açıcam konuşcak bişeyim yokki onla. ha belki buralardan geçerken uğrayım diyecekti. işi sürekli gezmeli bir iş olduğu için uğrama mkanı var. hatat eşim gecen demiş evde yanına uğrasana falan. o davaktim olmuyorki ordan oraya oşturuyorum demiş. zaten benim adıma konuşmasa dişimi kıracam. işte gbenim görümcekte istediğine vakit ayırmasını pek iyi bilir. iş arasında kaçıp davetlere gittiği günleri bilirim bana gelince vakti olmaz.


plesanta privera sanırım benim geçirdiğim kanama olayıydı plesantanın aşağıda olma durumuna deniyor. preeklamsi olabilir ama emin değiim kitaba bakmak gerek. nevinin bahsettiği bu arkadaşın durumu detaylı ultrasonda anlaşılmış. hani gittikya bizde 23. haftalarda bebeğin böbreğine midesine her tarafına baktılar. yaklaşık 45. dak. falan süren detaylı bir şeydi. işte onda anlaşılmış. hatta o detaylıyı illa bir perianatolg yapmalı diyede konumuştuk. sende 23. haftana geldiğinde yaptıracaksın..
 
duygu can eşine sinirlenmekte haklısın valla benim bile bir kaşık suda boğasım geldi daha yeni hamileyken bile bu seni böyle sinir ediyodu. çok alıştırmışsın bence de mükemmele çalışırken de hiçbişey aksamıyodu şimdi evdesin yap diyor işte. riskli dönem de bitti.

benimki yapma diyor. ama anca yapma demeyi biliyor. söylemeden hiçbirşey yapılmıyor. haftasonu süpürdü. pazartesi akşamı balkonlar pis dedim ön balkona çıktı elindeki bezle etrafı silmeye utanıyor ön cephe ya millet bunu görecek diye. napıcam bu bezle diyo. ananın şeyini yapacaksın dedim aciz gibi soruyor camların önlerini demiri şömineyi aldır diyorum. camları aldırıyor şömine yi bırakıyor falan oralar hep tozlu zaten arıtamazsın ki diye yorumlar yapıyor kendince halbuki az sıkılmış bezle sulu sulu silip tekrar kurulayınca mis gibi oluyor. ben öyle yap söyle yap deyince de bir gerginlik sus diyor. bırakır giderim diyor. balkonlar pis dedim. adı üzerinde lar diyorum çoklu ifade. bitirdi geçti içeri uzandı. arka balkon öylece kaldı. çamaşır asacaktım ertesi gün. napayım dedim kalsın onu da yarın akşam yaptırırım. söyledim de orayı da yarın yaparsın artık dedim. pis pis gülüyor. azıcık bize çekip tez canlı olmamışlar.
sonayınki numunelik. ben hala ütüleri kendim yapıyorum. çamaşırları o astı topladı falan. ama o kadar da kendimi salamam. yapabildiğim işlerimi ben yine yaparım yardım gerekirse eşimden isterim. ama anladığım kadarıyla sonaycanın eşi hamilelikten önce de öyleymiş :) sonay da hamileikte ohh iyice yıkmış adama işleri. aslında yakışır yıksın valla bizim için de yıksın :)

aynen herşey mükemmel olsun dersem başıma iş alırım. anca fark edebildim. zaten sonayın eşiyle mukayese edersek kesin boşanmalar başlar :))) bizimkide öyle mesela bir balkonu yıkar ayyy yoruldum der kendini koltuğa atar. birde oturmaktanşikayet eder. akaşam kadar işte oturuyorum bacakalrım ağrıyor bu göbek masabaşı göbeği der durur. e madem öyle eve geldin 2 hareket ette spor olsun. ama yok yani kendimizi sinir etmekten başka bişey yapmıyoruz. çamaşır işide bana kaldı ilk zmanlar birlikte asıyorduk ondanda el etke çekti. gel yarıdım et deyince geliyor diğer türlü yok. sepeti getir diyorum getirip bırakıp gidiyor astığımı bliyor yardım yok. bende ee zaten yardım etmiyor ne diye akşamı bekleyim diyorum gündüz yıkayıp gündüz asıyorum. sepet ağır olursada elimde kısım kısım götürüyrum. yani bazı şeyleri ben demeden atlamsı gerek ben dedikten sonra hiç anlamı yo uğramasın bile yanıma..
 
şu kadınların fişlenme mevzusuna ben de parmak basayım dedim :)
inanın içimden hala sağlık ocağına gitmek gelmiyor. ebeyi daha ilk aşılamamda kalçama menagon kaklatırkenden beri tanıyorum. çok suratsız ve anlayışsız bir kadın. başlarda 1 toz 1 su vurulurken sonra 2 toz 1 su oldu dozum. önüne reçeteyi koyuyordum ve 2 toz 1 su diye de hatırlatıyordum. bir gün dışarı çıkınca diğer ebelerle falan dışarda sigara içiyolardı bana dönerek aaa 1 toz 1 su vurdum dozu eksik vurdum hahaha falan diyerek gülmüştü. kendimi çok aciz hissetmeme sebep olmuştu.
geçenlerde de progestan yaptırıken doktorun odasındaydı ve soru yağmuruna tut beni. sonra da bana emir buyurur gibi testlerini istiyorum dedi. hepsini getir falan. şu gün gel o gün gelemezsen bugün gel. söylediği günlerin hiçbirisinde gitmedim bende. hala da canım gitmek istemiyor. banane ya benim takibim zaten yapılıyor sen neyi takip edeceksin ?
hamile kalmadan önce böyle değildi ama iğnelerim alay konusu bile olmuştu. ağzının payını veremediğim için hala pişmanım.
bir de dün eve koca bir zarf geldi. sadece bana. sağlık bakanlığının "sağlıklı yaşam bilgiler1 adında bir kitabı baya kalın bir kitap. bir önsöz yazısı ile yollamışlar. şaşırdım eşim beğendi. ben hamileyim diye gönderildi sanmıştım ama sanırım genel bir uygulama. ama neden eşime yok? o da diyor ee hergün hastanelerdesin ondan sana yolluyolar dedi.

bence boş anına denk gelmişsin ve ondan cevpa verememişsin kadına. ararlarsa getirecek durumda değilim çok önemliyse gein sğiz alın de. allahtan benim ebe öyle değil sıcak kanlı biri seninki gibi olsa yeminle yakınndan biel geçmem oranın cevabınıda yapıştırırım. getir et ne demk gerizekalı. madem bu kadr sıkı takip ediyonuz gelin evimden alın. birde sizlemi uğraşcaz. artı hazır tahlil sonucunu neden istiyolar. çok araştırmaya meralılarsa kendiler her takibi yapsınlar. senin yerinde olsam inadına götürmem heleki öyle duyarsız bir ebeyse.
 
aman bırak allasen ben gidersem görüşüyoruz işte. kaynanam hergün kızında bayılır zaten bağ bahçe işine çiçek böcek ekip duruyolar kadına gübre taşıttırıyo görümcem bilmem ne yaşlı başlı ama maşallah canının istediği işleri bi güzel yapıyor. bir gün de geline gideyim bir ihtiyacu var mı sorayım demiyor. sözüm ona sanki ben istemiyormuşum da gelmiyormuş gibi algılanmasına sebep oluyor ama davet de edecek halim yok ne zaman geldi de kovdum? ha hergün de istemem ama haftanın bir günü uğra ne olacak dimi? canı istemiyor işte. hamile kaldığımdan beri ağız ucuyla işte. pazartesi de medikal e gittik görümcemin kontrolü vardı konuşurken balkonlarım pis vss.. dedim eşine yaptırsaydın haftasonu dedi. dedim anca süpürdü tama o kadar dedim hemen ayak yaptı ben gelir yapardım da evde çok işlerim var vs.. sonra hergün anam geldi çiçek eektik diyo desene anana da bir gün elife git balkonları pismiş akıtıver diye. yok. el gibi bırakıyolar beni burda birbirlerine yakın oturuyolar ya bütün gün kızına taşınıyo. kızı da işi başından aşkın ne günü ne misafiri ne gezmesi biter başını kaldıramaz. ben yoğumluktan gelemiyorum uzak bir de der. ki sen gördün arabayla işte villalarıtepe aşağı yürünen bir yol. onun g...tü çıkmayı almıyor. ama ben oraya taşındığından beri 2 senedir yokuş aşağı gidiyosam köpek gibi tırmanarak dilim dışarda akşamüstleri evime dönüyorum. bundan sonra karar aldım ben de gitmicem. gel desrelerd de benim de evim var dicem. anlasınlar hatta el gibi bıraktınız beni buralarda ben gelmesem kapımı çalan yok dicem. ama sonradan da bırak elif bu sefer de senden çıkmazlar başına kalırlar diyorum. görümcem neyse de kaynanam ne yaptığı temizlikte ne elinin yemeğinde hiçbirisini beğenmem sinir olur dururum. böyle istediğim gibi vakit geçiriyorum istersem de bir uğruyorum eyvallah. sıkıntıdan uyuyorum. öğlen yemeklerinden sonra uyku çöküyor. ama çişe kalkmaktan adam gibi dalınamıyorum da. uyku ile ilgili sıkıntım yok bu aralar. benim eşim de senin gibi uykuyu sevmez. yapı meselesi bence. ben de 9 da kalkıyorum. en geç 11-12 de de yatarız. eşim 7 de gider sonra uyurum gene 9 a kadar. öğlenleri de hergün değil ama evdeysem bari belim dinlensin diye yatıyorum napiyım iş de yapamıyorum.





anladım demekki sadece kocaeli için geçerliymiş yoksa mümkün değl söylerlerdi bence size de.



ben de baktım iyiki de söylemişsin valla 14 tl borç çıktı. kesinnn zeynep kamil in ordan kalmadır. bitane adam vardı orda sürekli borç çıkartıyodu bize. belki de bir park ı iki kere bile yazdıkları oluyodur. eşime söyledim ödedim dedi :)



biz de araba için mayıs 2011 de kredi çektik. 2 yılı bitti 2 yılı kaldı. eşim ilgileniyor sanırım bu işlerle ama ben yine de bir sorayım indirim olursa ne ala dimi:)



plesenta privera denilen şey sanırım bu nevincim ben de topiklerde hep başlığını görürdüm de okumadım hiç. yada preeklamsi var o da olabilir. Allah şifa versin sağlıcakla alsın kucağına bebeğini. doktoru şüphelenmişte mi dopler istemiş yoksa rutin kontrolde mi öğrenilmiş?

kız aman bırak yine iki çift laf edebileceğin, en azından yüzüne gülen bir kayın validenle, görümcen var. benim görümce zaten rahmetli, kayın valide desen kıymet bilmez. geçende eşim yazlığa götürüp bırakacağı zaman sabah 6:30 da yola çıkacaklardı, sabah kahvaltı edemezler aç acına yola çıkarlar, bir de varınca temizlikti şuydu buydu yemek yapmaya vakti olmaz diye bir gece önce kalktım 1 tepsi lor kurabiyesiyle, 1 kilo yufkadan ıspanaklı peynirli gül börek yaptım. sabah da eşimle kalkıp hepsini kutulayıp yanlarına verdim. kadın bir defa açıp bir teşekkür etmedi ayol. kalkmış bir de eşime, kurabiye güzel olmuş da, böreği ıspanaklı yerine şöyle bol kıymalı yapsa daha iyiydi, her halde masrafından kaçtı demiş. ay nasıl sinirlendim anlatamam. ulan ben masraftan kaçsam zaten hiç bir şey yapmam değil mi? o yüzden bırak seninkiler yine kötünün iyisi, en azından böyle böyle kadir kıymet bilmezlikleri yok.
ha şu var dediğin gibi madem evleri öyle yokuş yukarı falan sen de gitme. bahanen de hazır sen artık hamilesin, zaten çabucak yoruluyor insan. hele bir zaman sonra ayakların şişmeye falan başlıyor, iki adım attı mı altları acıyor valla.
öyle sana çok gelmeye kalkamazlar da merak etme. uykum var dersin, midem bulanıyor dersin, savarsın.
doktor rutin kontrolde şüphelenmiş, sonra detaylı ultrason ve dopplerde çıkmış. demek ki gözden kaçmayacak şekilde görünen bir şey bu kireçlenme.
 
bence boş anına denk gelmişsin ve ondan cevpa verememişsin kadına. ararlarsa getirecek durumda değilim çok önemliyse gein sğiz alın de. allahtan benim ebe öyle değil sıcak kanlı biri seninki gibi olsa yeminle yakınndan biel geçmem oranın cevabınıda yapıştırırım. getir et ne demk gerizekalı. madem bu kadr sıkı takip ediyonuz gelin evimden alın. birde sizlemi uğraşcaz. artı hazır tahlil sonucunu neden istiyolar. çok araştırmaya meralılarsa kendiler her takibi yapsınlar. senin yerinde olsam inadına götürmem heleki öyle duyarsız bir ebeyse.

yok anam o tahlil sonuçları gidecekkkkkk..... beni de kaç defa telefonla aradılar, mesela yarın gelirim diyorum, gitmezsem bir daha arıyorlar, hani gelecektiniz tahlilleri getirecektiniz diye. bir keresinde sinir geldi, zaten tahlil yapılmış bitmiş, doktor da değerlendirmiş, siz sadece dosyaya koyacaksınız size ne oluyor da beni böyle sık boğaz ediyorsunuz, gelince gelirim dedim. o gün bugün artık arayıp vaktiniz ne zaman olursa uğrarsınız demeye başladılar:))))
bu arada gazetelerde okumuşsunuzdur, yeni uygulama olarak, sağlık ocaklarındaki formlarımıza bir de alkol kullanımıyla ilgili ayrıntılı sorular eklendi. hepimiz dolduracakmışız. bunun da bir tür fişleme olmasını geçtim, bakın görürsünüz bu hükümet böyle bilgi toplayarak ileride bir kısım sağlık harcamalarımızı ödememeye hazırlanıyor. 3-4 sene sonra kokusu çıkar. mesela sigara içenin kalp damar tedavileri, ilaçları, içki kullananın karaciğerle ilgili rahatsızlıkları ödenmeyecek. şeker, tansiyon gibi rutin rahatsızlıkları olanları falan kısmen ödeyecekler bekliyorum.
 
kız aman bırak yine iki çift laf edebileceğin, en azından yüzüne gülen bir kayın validenle, görümcen var. benim görümce zaten rahmetli, kayın valide desen kıymet bilmez. geçende eşim yazlığa götürüp bırakacağı zaman sabah 6:30 da yola çıkacaklardı, sabah kahvaltı edemezler aç acına yola çıkarlar, bir de varınca temizlikti şuydu buydu yemek yapmaya vakti olmaz diye bir gece önce kalktım 1 tepsi lor kurabiyesiyle, 1 kilo yufkadan ıspanaklı peynirli gül börek yaptım. sabah da eşimle kalkıp hepsini kutulayıp yanlarına verdim. kadın bir defa açıp bir teşekkür etmedi ayol. kalkmış bir de eşime, kurabiye güzel olmuş da, böreği ıspanaklı yerine şöyle bol kıymalı yapsa daha iyiydi, her halde masrafından kaçtı demiş. ay nasıl sinirlendim anlatamam. ulan ben masraftan kaçsam zaten hiç bir şey yapmam değil mi? o yüzden bırak seninkiler yine kötünün iyisi, en azından böyle böyle kadir kıymet bilmezlikleri yok.
ha şu var dediğin gibi madem evleri öyle yokuş yukarı falan sen de gitme. bahanen de hazır sen artık hamilesin, zaten çabucak yoruluyor insan. hele bir zaman sonra ayakların şişmeye falan başlıyor, iki adım attı mı altları acıyor valla.
öyle sana çok gelmeye kalkamazlar da merak etme. uykum var dersin, midem bulanıyor dersin, savarsın.
doktor rutin kontrolde şüphelenmiş, sonra detaylı ultrason ve dopplerde çıkmış. demek ki gözden kaçmayacak şekilde görünen bir şey bu kireçlenme.
ay seninki haarbi nankör yaa. masraftan kaçmış diyor ya kıymalı börek çokdaha basit. ıspanaklı tam bie ez,yet ayıkla defalarca yıka pişir sar. paradan ziyade çook emek gerekiyor. aslında superfref ve nefista markanın tepsi börekleri car çok güzel ondan alıp üstüne bi yumurta sürcektin.hayır yapmak zorundada değilsin amaa insan lık edip yolluk hazırlıyosun gene öyle olmasaydı şöyle olsaydı diyor. gözüne dize dursun...
 
valla bence de senin koca alışmış da ondan böyle. sen çalışırken de fazla mükemmel olmuşun hep onların zararını çekiyorsun. ha sonayın koca da apayrı bir numunelik yani bizim kocaları onla kıyas etmenin de anlamı yok. benim eşimin de seninkinden çok farkı yok. üstelik tahminimce senin kocana göre daha çok evde ama kalk bir iş iste hep aman of pof halinde. ha allahtan bana onu yap bunu yap da demiyor. ben iş yapınca öyle kıymet bilmezlik de yapmaz. mesela bazen biriktirir ütüleri 2 haftada bir toptan yaparım. arada illa giymek istediği ama ütüsüz bir şey varsa kendi ütüler. aman temiz ütülü buldum diye giyip çıkarıp durmaz. temiz bir şey giydi mi, akşam geldiğinde balkona koyar biraz havalandırır, ertesi gün yine giyer. hatta kışın terlenmediğinden 3. gün de giydiği olur. zaten yıllardır giysi alış verişlerini de ben yapıyorum, özellikle kolay yıkanan ütülenen şeyleri seçiyorum.
evin işine gelince, benim süpürgem su filtreli modellerden ve resmen küp gibi. hamile kaldığımdan beri balkondan çıkarıp, su doldurup, evi süpürüp sonra da süpürgeyi temizlemek onun görevi kabul etti. söylene söylene de olsa yap diye ısrar edince yapıyor. ben de söylenmelerine hiiiç kulak asmıyorum. balkon yıkamak da aynı şekilde. kimse kusura bakmasın kova mova kaldıramam. 1 söylüyorum yapmıyor, ertesi gün bir daha söylüyorum, 3. gün bıkıyor yapıyor:))) sen de yılma, tekrar tekrar söyle. ha ağzında sakız olmuş kadın tut lafı benim kocamda da hep var. yok kardeşim yok, var da ben mi tutmadım diye hep söylüyorum. ha ileride bulursam hakikaten tutacağım. ama o zamana kadar böyle... yemek mevzuna gelince eşimin önüne her gün peynir ekmek koysam, ben bütün gün oturdum yemek falan yapmadım desem ona da ses etmez. boğazına düşkün olduğundan en fazla kalk dışarıda yiyelim der. ama ben kendim yemeğe düşkün olduğumdan zaten öyle şeyler yapamam. ama hamile kaldığımdan beri bazı konularda kolaya kaçıyorum. mesela 4-5 aydır metro marketten, donmuş şekilde doğranmış soğan almaya başladım. 2,5 kiloluk kocaman paketlerde satıyorlar. yine donmuş renkli biberler var. bir de dianın kendi şişe domates rendeleri var. inan her birinin tazesiyle fiyat farkı falan da yok. yani al doğra et aynı paraya geliyor. mesela bugün canım uzun uzun yemek yapmak istemiyor mu, hemen onları kullanarak bir şey yapıyorum. örneğin bulgur pilavı yapıyorum, yanına da köfte. soğanı şusu busu hazır olunca hemen şip şak yarm saatte hazır oluyor zaten. son olarak köfteleri de bir kaç kilo kıyma alıp eşime yoğurtmaya başladım. vakumlu kaba koyup donduruyorum. yemek yapmazsam onlardan çıkartıveriyorum. nohutu fasulyeyi mercimeği öyle 1er kilo haslayıp donduruyorum. her birini 2şer 3er defada fazla yemekle uğraşmak istemediğim zamanlarda pişiriyorum. hiç olmazsa melemen yapacak kadar vakit ayırıp, yemekten sayılan bir şeyler yapmış oluyorum. hatta hiç hiç olmadı eşime "bütün malzemesi hazır çıkart şunu yap deme" imkanım da oluyor. tek yapacağı şey bütün malzemeyi tencereye koymak olunca o da çok mız mızlanmıyor. ha tabi bir de o yaptı mı aman sen yapınca da ayrı bir güzel olmuş diye diye gaz veriyorum:)))) kısaca haftanın 3-4 günü daha zahmet isteyen şeyler pişirirken, 3 günü falan da böyle geçiştiriyorum. sana da ısrarla tavsiye ederim.

nevincim sen cook güzel oturtmuşsun düzeni. senin kocanında benimkinden çok farkı yok. bakma sen benimkininde bazan gıcıklığı tuttuğu oluyor. yani hep güllük gülüstanlık değil yani :)) ama genele bakarsan şükrediyorum yinede.

dolaba konan o nohut fasulyeler, konserve domatesler falan gerçekten hayat kurtarıyor. bir akşam önceden 1 kiloyu suya basıyorum. sonrada yemeklik bölüp dolaba koyuyoruz. bu arada pırasa süt yapıyormuş kız kardeşim tv de dinlemiş.bende eşime söylemiştim. ne zamandır bulamamıştı geçen bir yerde denk gelmiş 2 kiloyu alıp doğrayıp dolaba atmış. ağustos eylülde bulamayız diye.. yeşil biberleride yazdan yemeklik doğruyoruz hepsini birden bir poşete koyup dolaba koyuyoruz her 5/10 dakikada bir gidip elimizle çalkalıyoruz birbirlerine yapışmasınlar diye. sonra donmuş oluyorlar yemek yaparken avuç avuç alıp yemeğe koyuyorum. acil durumlar için böyle şeyler iyi oluyor.
 
yok anam o tahlil sonuçları gidecekkkkkk..... beni de kaç defa telefonla aradılar, mesela yarın gelirim diyorum, gitmezsem bir daha arıyorlar, hani gelecektiniz tahlilleri getirecektiniz diye. bir keresinde sinir geldi, zaten tahlil yapılmış bitmiş, doktor da değerlendirmiş, siz sadece dosyaya koyacaksınız size ne oluyor da beni böyle sık boğaz ediyorsunuz, gelince gelirim dedim. o gün bugün artık arayıp vaktiniz ne zaman olursa uğrarsınız demeye başladılar:))))
bu arada gazetelerde okumuşsunuzdur, yeni uygulama olarak, sağlık ocaklarındaki formlarımıza bir de alkol kullanımıyla ilgili ayrıntılı sorular eklendi. hepimiz dolduracakmışız. bunun da bir tür fişleme olmasını geçtim, bakın görürsünüz bu hükümet böyle bilgi toplayarak ileride bir kısım sağlık harcamalarımızı ödememeye hazırlanıyor. 3-4 sene sonra kokusu çıkar. mesela sigara içenin kalp damar tedavileri, ilaçları, içki kullananın karaciğerle ilgili rahatsızlıkları ödenmeyecek. şeker, tansiyon gibi rutin rahatsızlıkları olanları falan kısmen ödeyecekler bekliyorum.

valla çok ince düşünmüşsün. benim aklıma gelmedi böyle bir durum. bana hiç sağlık ocağında alkol kullanımıyla ilgili bişey sorulmadı heralde şu duurmda içemem diye.doğumdan sonra formuma işlerler artık gecel gündüzlü içiyor diye. özledimde valla içmeyi:)))) ne diyelim bu hükümetle başa çıkmak zor. köprümüzün adıda belli oldu bir osmanlı merakıdır gidiyor. sonumuz hayır ola..
 
aynen bende öyle diyorum benim yüküme yük katacaksan ne anladım evliliken. yükümü alma gereken yer yııyosunda yığıyosun. ya elindne her iş gelir yemek temizlik ütü. bazen bana kızdığında annem bana hepsini ğretti sağolsun der. hatat annesigil burda olmadığı zman evde abine yemeğifalan hep bu yaparmış. sadece hatam şu oldu. benm cmteside tam gün çalışıyordu bende haliyle evde olduğum için o gün tüm işleri btirip pazar gününe iş bırakmıyordum hani yazıktır diye. bir dönem bede cmtesi çalışıyordum sonra 3,5 yıldır cmtesilerim boş olunca temizlikle doldurdum. ordan rahata alıştı. ama annem boşuna demiyor acıma acınacak hale düşersin diye. demek ki acımamak lazım çalışıyorsa çalışıyor banane yani. bende çalışıyorum....

benim doğum 25 temmuz görünüyor o gün veya daha sonra doğarsa aslan burcu oluyor. ama ben hiç sanmıoyorumki gününü tamamlasın erken gelir diyorum. erken olursa yengeç olur. ama ikisininde özellikleri pek bilmem. ben hep eylül ekide doğsun isterdim terazi yada başak olsun özellikle başak olsaydı çok titiz olurlar:))) eğer ben günümü doldurursam bence b bebek normal doğmaz. ya çok uyuşuk ço kafedersiniz wc gittim birden aaa bugün oynamadı dedim telaşa kapıldım yatağa uzandım sevdim dürttüm falan az kala sağlık cağaına inip kalp atışını dinliycektim. neyseki dürte dürte biraz hareket etti. hey allahım dedim. bu kadarmı hareketsiz olur bir bebek. bu hafta olanların ebbeleri anasının azını burnuna getiriyordur. bizimkide napıyosa orda keyfi yerinde heralde sıkılmıyorki hiç vurmuyor:) yada kıyaıyor anasına:)

duygucum cocuk olunca istesende herşeyi yapamayacaksın o da rahatlığa nasıl alıştıysa yapamama durumuna alışıp başının çaresine bakmayada alışacaktır.

benimkide 15 ağustos gibi olacakya aslan oluyor. inan yengeç burcu burçların içinde en iyisidir. tanıdığım bütün yengeçler öyle :) senin kız rahat bir kız yada yeri geniş duygucum. benimki beni rahatsız edecek kadar hareketli, bazan elimle karnımı tutup hadi uyu, uyuda rahat edeyim dediğim bile oluyor düşün artık. şimdiden uyuda rahat edeyim diyorum olupda ağladığında neler derim bilmem:)
 
ay seninki haarbi nankör yaa. masraftan kaçmış diyor ya kıymalı börek çokdaha basit. ıspanaklı tam bie ez,yet ayıkla defalarca yıka pişir sar. paradan ziyade çook emek gerekiyor. aslında superfref ve nefista markanın tepsi börekleri car çok güzel ondan alıp üstüne bi yumurta sürcektin.hayır yapmak zorundada değilsin amaa insan lık edip yolluk hazırlıyosun gene öyle olmasaydı şöyle olsaydı diyor. gözüne dize dursun...

hayır bir de kıymalı börek hemen yapılır yenir. fazla durmaz. ben bir gece önceden yaptım bekledi, ertesi gün sıcakta kaç saat yola gidecekler, sonra eve varacaklar buzdolabı çalışmıyor diye ıspanaklı tercih ettim. ayrıca dediğin gibi ıspanağı yıka et, bir de her yere yapışıyor bütün mutfağı temizliyorsun çok daha zahmetli. ama kadın kulp bulacak ya, hiç bir şey bulamamış masraftan kaçtı demiş. be geri zekalı kurabiye için gittim lor aldım, 1 kalıp tereyağı kullandım, unu, şekeri, böreğin yufkası, peyniri masraf değil sanki. ama yook hep böyle nankör. sarma yaparım götürürüm, kıyması az gelmiştir, tavuk suyuna çorba yaparım, neden gerdan alıp haşlamadın der, kek yaparım, daha çok ceviz koysaydın der. hayır bir kere de kendi yapsa yesek içim yanmıcak. bildiği 2 tane şey vardır biri milföylü sosisli börek, bir de hazır puding, krem şanti ve halleyle yapılan bir tatlı.ki ikisi de hazır malzemeyle yapıldığından dedem de yapar. mesela yemeğe misafiri gelir ya hazır mantı ikram eder, ya lahmacun. yani dinime küfreden müslüman olsa anlıcam da bu neyin nankörlüğü çözebilmiş değilim.
 
hayır bir de kıymalı börek hemen yapılır yenir. fazla durmaz. ben bir gece önceden yaptım bekledi, ertesi gün sıcakta kaç saat yola gidecekler, sonra eve varacaklar buzdolabı çalışmıyor diye ıspanaklı tercih ettim. ayrıca dediğin gibi ıspanağı yıka et, bir de her yere yapışıyor bütün mutfağı temizliyorsun çok daha zahmetli. ama kadın kulp bulacak ya, hiç bir şey bulamamış masraftan kaçtı demiş. be geri zekalı kurabiye için gittim lor aldım, 1 kalıp tereyağı kullandım, unu, şekeri, böreğin yufkası, peyniri masraf değil sanki. ama yook hep böyle nankör. sarma yaparım götürürüm, kıyması az gelmiştir, tavuk suyuna çorba yaparım, neden gerdan alıp haşlamadın der, kek yaparım, daha çok ceviz koysaydın der. hayır bir kere de kendi yapsa yesek içim yanmıcak. bildiği 2 tane şey vardır biri milföylü sosisli börek, bir de hazır puding, krem şanti ve halleyle yapılan bir tatlı.ki ikisi de hazır malzemeyle yapıldığından dedem de yapar. mesela yemeğe misafiri gelir ya hazır mantı ikram eder, ya lahmacun. yani dinime küfreden müslüman olsa anlıcam da bu neyin nankörlüğü çözebilmiş değilim.

hayır yani kendi ne yapmışki bu halinle senden bekliyor. kız hepsi ayrı bir cins seninkide hem yapmayıp hem laf ediyor. ya belki paranda olmayabilir yapmak zorundamısın. hazır kurbide alabilirdin ama insan nankör olmasın kurbilerin çine altında koysan dişim kırıldı diye söylenir:) benimki yalanda da olsa ayy teşekkür ederim ne gerek vardı der:))) birde oğlu arar hal hatır eder napıyonuz ne ediyonuz diye konuşur. kapatırken anası buna teşekkür eder. teşekkuur ederim aradığın için sağol der :))
 
duygucum cocuk olunca istesende herşeyi yapamayacaksın o da rahatlığa nasıl alıştıysa yapamama durumuna alışıp başının çaresine bakmayada alışacaktır.

benimkide 15 ağustos gibi olacakya aslan oluyor. inan yengeç burcu burçların içinde en iyisidir. tanıdığım bütün yengeçler öyle :) senin kız rahat bir kız yada yeri geniş duygucum. benimki beni rahatsız edecek kadar hareketli, bazan elimle karnımı tutup hadi uyu, uyuda rahat edeyim dediğim bile oluyor düşün artık. şimdiden uyuda rahat edeyim diyorum olupda ağladığında neler derim bilmem:)

çocuk şimdiki gibi doğuncada uslu olursa elim kolum durmaz gene yaparım. eşim geçenlerde demesinmi aslında kışlık menemenleri yapabilirsin şimdi:)))) normalde ağustos gibi fiyatlar düşüyorda koyuyorsunya kışıkları ağustosta yapamam diye şimdiden yap diyor:))) bende şimdi olmaz pahalı deidm.

valla burçlar hakkında çok br bilgim yok. ama ikizler iki yüzlü olur birde yayları sevmem:) sen yengeç iyi diyorsan vardır bir bildiğin. inş. benimki şimdi olduğu kadar efendiliğini doğuncada gösterse bari. ya benim karnımın içi çoook geniş yada bebek cılız bişey :((( korkum o ki zayıf olması.
 
nevincim sen cook güzel oturtmuşsun düzeni. senin kocanında benimkinden çok farkı yok. bakma sen benimkininde bazan gıcıklığı tuttuğu oluyor. yani hep güllük gülüstanlık değil yani :)) ama genele bakarsan şükrediyorum yinede.

dolaba konan o nohut fasulyeler, konserve domatesler falan gerçekten hayat kurtarıyor. bir akşam önceden 1 kiloyu suya basıyorum. sonrada yemeklik bölüp dolaba koyuyoruz. bu arada pırasa süt yapıyormuş kız kardeşim tv de dinlemiş.bende eşime söylemiştim. ne zamandır bulamamıştı geçen bir yerde denk gelmiş 2 kiloyu alıp doğrayıp dolaba atmış. ağustos eylülde bulamayız diye.. yeşil biberleride yazdan yemeklik doğruyoruz hepsini birden bir poşete koyup dolaba koyuyoruz her 5/10 dakikada bir gidip elimizle çalkalıyoruz birbirlerine yapışmasınlar diye. sonra donmuş oluyorlar yemek yaparken avuç avuç alıp yemeğe koyuyorum. acil durumlar için böyle şeyler iyi oluyor.

canım benim buzdolabım harici bir de ayrı derin dondurucum var. ben de yazın fasulye, bezelye, bamya, enginar, biber, hatta domatesleri rondodan geçirip poşetle dondurucuya atardım. bu kış hepsini yedik bitirdik zaten. sonra metro markete gidince dikkatimi çekti 2,5 kiloluk ambalajlarda her şey donmuş olarak var. fasulyeler, rengarenk biberler, bezelyeler, hatta türlü yapmak için mix sebzeler. fiyat olarak da eni konu kendi yaptığınla aynı para. hani belki çok çok az bir şey fark ediyor, onu da soydun ayıkladın, yıkayıp su harcadın, verdiğin emek say. o yüzden karar aldım bu yaz madem ki hamileyim öyle pazardan al, taşı, imkanım yok, kendim yapmayacağım. hepsini oradan alacağım.bir tek geçende pazardan 30 tane enginar aldım onu dondurdum. bir de işte baklagilleri kendim haşlayıp porsiyonlara ayırıp donduruyorum o kadar. ama kendin yapmış ol ya da hazır al, donmuşlar hakikaten çok büyük kolaylık. dediğin gibi resmen hayat kurtarıyor. hele ki benim eşim bazen benimle pazara gitmek istemiyor, etraftaki marketlerin çürük çarık sebzelerine kalıyorum o zaman temelli donmuşlara kalıyorum.
bu arada pırasa ben geçen hafta pazarda hiç görmedim. iyi bulmuşsunuz valla. ctesi ben de bakayım. bulursam alayım.
 
duygu can eşine sinirlenmekte haklısın valla benim bile bir kaşık suda boğasım geldi daha yeni hamileyken bile bu seni böyle sinir ediyodu. çok alıştırmışsın bence de mükemmele çalışırken de hiçbişey aksamıyodu şimdi evdesin yap diyor işte. riskli dönem de bitti.

benimki yapma diyor. ama anca yapma demeyi biliyor. söylemeden hiçbirşey yapılmıyor. haftasonu süpürdü. pazartesi akşamı balkonlar pis dedim ön balkona çıktı elindeki bezle etrafı silmeye utanıyor ön cephe ya millet bunu görecek diye. napıcam bu bezle diyo. ananın şeyini yapacaksın dedim aciz gibi soruyor camların önlerini demiri şömineyi aldır diyorum. camları aldırıyor şömine yi bırakıyor falan oralar hep tozlu zaten arıtamazsın ki diye yorumlar yapıyor kendince halbuki az sıkılmış bezle sulu sulu silip tekrar kurulayınca mis gibi oluyor. ben öyle yap söyle yap deyince de bir gerginlik sus diyor. bırakır giderim diyor. balkonlar pis dedim. adı üzerinde lar diyorum çoklu ifade. bitirdi geçti içeri uzandı. arka balkon öylece kaldı. çamaşır asacaktım ertesi gün. napayım dedim kalsın onu da yarın akşam yaptırırım. söyledim de orayı da yarın yaparsın artık dedim. pis pis gülüyor. azıcık bize çekip tez canlı olmamışlar.
sonayınki numunelik. ben hala ütüleri kendim yapıyorum. çamaşırları o astı topladı falan. ama o kadar da kendimi salamam. yapabildiğim işlerimi ben yine yaparım yardım gerekirse eşimden isterim. ama anladığım kadarıyla sonaycanın eşi hamilelikten önce de öyleymiş :) sonay da hamileikte ohh iyice yıkmış adama işleri. aslında yakışır yıksın valla bizim için de yıksın :)

lennn adam yapıyor işte daha ne istiyorsun. benimkide o kadar yapıyor işte. oda camları silmeye utanıyordu ama şimdi ben hamileykende cama cıkamamki.. utana sıkıla yaptı:) ayrıca bende sabah 6 da evden çıkıyorum akşam 6:30 7:00 de ancak evde oluyorum. e o işi gereği bazı günler evde oluyor. e o evde yatarken ben 13 saatlik dışarıdan sonra birde evi yapamamki :)) bak seninki evde olsa kesin oda yapar. benimkinin sizlerinkinden biraz farkı varsa oda evde olmasından kaynaklı emin olun. valla aynı günler çalıştığımız olunca inan ikimizde bir iş yapamayız. tabii birazda söylediğin gibi hamilelik sonrası bende iyice yıktım adama ama kendisi korktuğu için yıktım. yapınca kızıyor. o işteyken yapmiyim diyede söz alıyor yada yemin ettirdiği bile oluyor. nasıl olsa diğer gün evde olluyor o zaman yaparım diye düşünüyor :))
 
canım benim buzdolabım harici bir de ayrı derin dondurucum var. ben de yazın fasulye, bezelye, bamya, enginar, biber, hatta domatesleri rondodan geçirip poşetle dondurucuya atardım. bu kış hepsini yedik bitirdik zaten. sonra metro markete gidince dikkatimi çekti 2,5 kiloluk ambalajlarda her şey donmuş olarak var. fasulyeler, rengarenk biberler, bezelyeler, hatta türlü yapmak için mix sebzeler. fiyat olarak da eni konu kendi yaptığınla aynı para. hani belki çok çok az bir şey fark ediyor, onu da soydun ayıkladın, yıkayıp su harcadın, verdiğin emek say. o yüzden karar aldım bu yaz madem ki hamileyim öyle pazardan al, taşı, imkanım yok, kendim yapmayacağım. hepsini oradan alacağım.bir tek geçende pazardan 30 tane enginar aldım onu dondurdum. bir de işte baklagilleri kendim haşlayıp porsiyonlara ayırıp donduruyorum o kadar. ama kendin yapmış ol ya da hazır al, donmuşlar hakikaten çok büyük kolaylık. dediğin gibi resmen hayat kurtarıyor. hele ki benim eşim bazen benimle pazara gitmek istemiyor, etraftaki marketlerin çürük çarık sebzelerine kalıyorum o zaman temelli donmuşlara kalıyorum.
bu arada pırasa ben geçen hafta pazarda hiç görmedim. iyi bulmuşsunuz valla. ctesi ben de bakayım. bulursam alayım.

ay iyi alıma getirdin benimde içim içimi yiyordu bişey yapamıycam diye.bari bizde metrodan alalım nasıl olsa metro kartımız var. artık pahalıda olsa alcaz napalım. bende çok uzun zaman o kanamadan sonra pazara gitmemiştim. ama yakın zmanlarda gittim aman tanrım sebzeler salatalıkla nasıl canlı parlıyor ohh be dedim pazar gibisiyok. 1 hafta ara verdim gene gittim eşim iş çıkışı geldi o taşıdı zaten pazarın içinde taşıyor sora hemen arabaya koyup eve geiyoruz. ama aynen pazar olayınıda mırıldanıp bıraktırmıştı bana. pırasa bende severim hatta kışın aklıma gelmişti sezon bitmeden alıp dolaba atayım demiştim ama unutmuşum iyi hatırlatt sonay.
bu arada enginarı sorayım. bi kere pazarcı bana böylece dolaba at bişey olmaz dedi. yaan olmasın içinde su varmıydı hatırlamıyorum ama 4 tane falan koymuştum ve kıı bırak belki 1 ay sonrasına çıkardımda kokmuştu derin dondurucuda. sen nasıl yapıyorsun ve nasıl bozulmuyor.
 
hayır yani kendi ne yapmışki bu halinle senden bekliyor. kız hepsi ayrı bir cins seninkide hem yapmayıp hem laf ediyor. ya belki paranda olmayabilir yapmak zorundamısın. hazır kurbide alabilirdin ama insan nankör olmasın kurbilerin çine altında koysan dişim kırıldı diye söylenir:) benimki yalanda da olsa ayy teşekkür ederim ne gerek vardı der:))) birde oğlu arar hal hatır eder napıyonuz ne ediyonuz diye konuşur. kapatırken anası buna teşekkür eder. teşekkuur ederim aradığın için sağol der :))

ay altın koysan dişim kırıldı der lafına çok güldüm. he valla der.... ay benimki neeerde öyle yalandan bile olsa teşekkür edecek. 40 yılda bir "sen oğlumu çok çektin çevirdin toparladın sağol" der o kadar. ama kendine ne yapsam asla minnet duymaz ya da teşekkür etmez. hatta bir de memnun kalmamış gibi davranır.
bu arada anlattım mı yazlığa gittiğinden beri soğuğuz hiç araşıp konuşmuyoruz. ama bu börek meselesinden değil. bu yeni bir şey çıkardı durup durup bana "çocuk biraz büyüsün, size karşı doldurcam, bak bu benim oturduğum ev senin, bankadaki param senin, annene babana mecbur değilsin, seni üzerlerse benim evim var deyip çık buraya gel yerleş diyeceğim" diyordu. bir de kız küçükkenden kokoş olsun istiyormuş. ona bijuteri takılar alacakmış, hakiki deyip kandırcakmış, taksınmış, ne kıyafet olsa alacakmış falan. bu tür şeyler de bana o kadar ters ki, nefret ederim öyle küçüklükten büyümüş de küçülmüş gibi aşırı süslü çocuklardan. ben bu lafları 1 sineye çektim, 2 çektim, en sonunda yazlığa gittiği ilk gün yine aynı şeyleri telefonda söyledi iyice canıma tak dedi. telefonda eşimi istedim ananla konuş diye açtım ağzımı yumdum gözümü. ne demek size karşı doldurcam, annenin bize bir düşmanlığı mı var da evladımıza karşı bizi doldurucakmış, hem küçük bir çocuğa öyle şeyler söylenir mi, sonra inanır benim evim var param var der, onlara güvenir okumaz. eğer o böyle derse ben de çocuğuma sen babaannene bakma çocuğum o bunamış, senin evin de yok paran da her şey bizim, sen en iyisi mi oku, meslek sahibi ol kendini kurtar derim dedim. süs püs meselesine de ayrıca tavrımı koydum. ben çocuğuma öyle şeyler istemem, çocuk çocuk gibi giyinmeli, süslenmeli, sonra 12 yaşında saçına röfle de ister, boya küpü gibi makyaj da dedim. valla böyle yapacaksa söyle anana çocuğu ayda bir ancak görür dedim. artık kayın validem telefonda duydu mu, yoksa eşim konuştu mu bilmiyorum o gün bugün ne o beni arıyor ne ben onu. delimidir nedir ya insanı zorla kötü konuşturup günaha sokuyor.
 
Back
X