kızlar ben yokken yazdıklarınızı oku oku bitiremedim valla....
elifim, bir kız da senden geliyormuş nasıl sevindim anlatamam. allah hayırlısıyla sağlıkla kucağına almayı nasip etsin.
duygucum senin de doğuma az kaldı. resmen zamanın bu kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum. mobilyalar geldi mi ne oldu? bir de bugün galiba nstye gireceksin aman habersiz bırakma.
sonaycan bakıyorum sana da yavaş yavaş heves gelmeye başlamış:))ısmarladığın beşik geldi mi, kurdun mu?
ben de tatilimi biraz özet geçeyim. ayın 15inde öğleden sonra izmire bir indim ki aman nasıl sıcak anlatamam. annemle babam bizi hava alanından aldı hemen kuşadasına geçtik. sıcaktan ve uçak yolculuğundan dolayı sanırım, o gece ayaklarım bir davul oldu. görseniz resmen fil ayağı gibiydi. sonraki günlerde de ne kadar su içsem, ne kadar tuz yemesem de asla normal haline dönmedi. bizim yazlık site nedense bu sene boştu. millet gelmemiş. 5-6 aile ancak vardık. hatta kuşadası komple geçmiş senelere nazaran boştu. pazar günü eşim ve kardeşim hemen denize gittik. yüzmek kan dolaşımıma epey iyi geldi. ayaklarım falan indi ama akşamına yine şişti. ptesi hep beraber izmire gittik. eşimin trtde işi vardı ben de perdelerimi ve avizelerimi aldım. perdeleri kumaşı beğeniyorsun hemen 2-3 saat içinde dikip teslim ediyorlar. yani ben avize seçip alıncaya kadar diktiler. pudra rengi, örme denilen tül kumaştan üstünde kalp ve yıldızlar olan bir perde seçtim. eşimin 2 gün daha izmirde işi olduğu için ben ailemle kuşadasına döndüm o kaldı. o gece dönüşte bizim sitenin havuzunu doldurup ilaçlıyorlardı. ertesi sabah ilaçlama işlemi bitmiş, baktım havuza giren çıkan daha hiç kimse yok(zaten sitede doğru dürüst kimse yok, hafta içi herkes izmirde işinde), hani adeta şahsi havuzum gibi, 3 gün sabah akşam havuz sefası yaptım. bu arada benim kıpır kıpır devamlı tepikleyen kızım ne zaman suya girsem sus pus oldu:))) 1 gün de kuşadasının pazarına gittim. kendime çivit mavisi çok güzel bir hint elbisesi aldım. pazarda ingilizleri görmeniz lazımdı. çoğunun elinde bir puset. içinde daha yaşına bile gelmemiş küçücük çocukları. o çocuklar pusette uyumuş, terlemiş, umurları değil valla. kimisi çocuğun önüne geveleyeceği bir yiyecek falan koymuş,çocuk da ne ağlıyor ne huysuzluk ediyor. öylece verilen yiyeceği kemirip etrafa bakıyor, uyuyor, uyanıyor. hele bir aile gördüm ki, 0-6 yaş arası 3 tane boy boy çocuğuyla gelmiş. pazarda bakkaldan bozma bir cafede oturmuşlar gözleme yiyorlardı, en küçüğü mama sandalyesinde, henüz konuşamıyor, belki yaşında bile değil, 10 aylık ancak vardı, başka biri 3-4 yaşlarında, başka biri ancak ilk okula başlayacak yaşta. valla bravo biz olsak 3 çocukla, kadıköyden üsküdara giderken bile 2 kere düşünürüz, millet dünyanın öbür ucuna gelmiş dedim. çarşamba akşamı eşimin işi bitti o da kuşadasına geldi. hemen samos adasına giden teknede yerimizi ayırttık. ertesi gün sabah yola çıktık. sonraki günlerde patmos ve rodosa gittik. tertemiz pırıl pırıl plajlarda yüzdük. deniz o kadar temizdi ki mesela samostaki odamın plaja bakan balkonundan aşağıda yüzen insanların dipteki ayaklarını görebiliyordum. plajlarda desen yine bir tek çöp, bir tek sigara izmariti, meşrubat şişesi dahi yoktu. kuşadasında 2 şezlong 1 şemsiyeye 15 lira para kesip sonra bir de pislik içinde oturup, köpük köpük denize girmeni bekleyen plaj işletmecilerine ve belediyeye bir kere daha kızdım. gittiğimiz her yerde araba kiralayıp bir güzel de değişik değişik yerlerini gezdik. güzel güzel yemekler yedik. epey çarşı da gezdim ama büyük için olsun bebek için olsun kıyafetler çok pahalıydı. hiç bir şey almadım. bu arada bizim gibi seyahat eden türk bir sürü aileyle tanıştık. zaten benim karnı burnumda halimi gören herkes hemen kaç aylık diye soruyordu:)))) herkes de "iyi cesaret valla" diye eklemeyi de ihmal etmedi:)))))))) neyse sonunda kazasız belasız kuşadasına döndük. 2 günü daha annemlerle geçirip ctesi gecesi istanbula geldik. benim ayaklar istanbuldaki serin havayı görünce foss diye söndü. hiç bir şeyi kalmadı. anlaşılan o kadar şişmelerinin bir sebebi de aşırı sıcak ve nemli havalarmış.
ctesi bir de mobilyacıyı aradık. eşimin de evde olacağı yarın öğleden sonra teslimat yapmasını söyledik. (şimdi bir şeyleri beğenmem etmem, tek başıma kavga edemem onlarla) benden bu kadar...
GOŞGELDİNN, benim beşik hafta sonu gelebilir. adam çarşamba kargoya vereceğini söyledi ama pek güvenemiyorum. bugün arayıp hatırlatayımda daha fazla gecikmesinler.
tatilin dolu dolu geçmiş ne güzel. yabancılar cocuklar konusunda bizim gibi değiller. onlar cok rahatlar yaa. biz onlar gibi olamayız. gezme konusundada cocuklu falan gitmelerine hayranım. biz balayındayken bir çift gelmişti. biri yanlış hatırlamıyorsam 2/3 yaşlarında, diğeri ise daha 2 aylık bile olmayan yeni doğmuş gibi bir bebekti :)) çok şaşırmıştım. inanın o bebek hiç ağlamıyordu !!!!
nevincim milletin dediği gibi tatile gitme olayında seninki büyük cesaretti. ben hayatta gidemem. hele hele denize hiç açılamam, o esnada gelivereceği tutarsa diye :) ama iyiki gittiniz, tatile gidilmeyen yıllarda insanın psikolojisi bile farklı oluyor, yıl bitmiyor gibi oluyor.