Kategori: Anne – Çocuk

  • Bebekler nasıl uyutulmalı?

    Bebekler nasıl uyutulmalı?

    Yeni doğan bir bebeğin sırtüstü yatırılarak uyutulması gerektiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Göker, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

    Bebekler nasıl uyutulmalı?

    Pek çok ebeveyn kulaktan dolma bilgilerle bebeklerinin uyku pozisyonunu belirliyor. Bebeğin sağlığı ve yaşam kalitesi açısından önem teşkil eden uyku pozisyonu doğru sağlanmadığı takdirde, nefes yollarının kapanması nedeniyle boğulma ve Ani Bebek Ölüm Sendromu (ABÖS) yaşanabiliyor. Yeni doğan bir bebeğin sırtüstü yatırılarak uyutulması gerektiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Göker, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

    UYKU SAATLERİNDE BEBEK SIRTÜSTÜ YATIRILMALI

    Son yıllarda yapılan çalışmalarda, bebeğin yüzüstü, yan ve çok yumuşak bir yatakta yatırılması ve ebeveynle birlikte uyuması hayatına mal olan en yüksek risk faktörleri olarak tanımlanıyor. Yan yatırmada tehlikeyi, bebeğin kolayca yüzüstü pozisyona geçmesi oluşturuyor. Bu sebeple en az risk taşıyan sırtüstü pozisyonun tercih edilmesi gerekiyor. Bazı ebeveynlerin bebeğin kusmuğu ile boğulması korkusu sebebiyle bebeklerini sırtüstü yatırmaktan kaçındığını söyleyen Dr. Göker, “Sırtüstü yatış ile bebeğin kusarak boğulma riskinin, yüzüstü yatış ile gerçekleşen ABÖS riskine göre çok daha az olduğunun bilinmesi gerekiyor. Özellikle uyku saatlerinde pozisyon olarak sırtüstü öneriliyor” dedi.

    BEBEKLER DİRENSE DE EBEVEYNLER ÇOCUĞU DOĞRU POZİSYONA ÇEVİRMELİ

    Bazı bebekler zaman içerisinde kendilerine has uyku pozisyonu alabildiğine dikkat çeken Göker, “Kimisi sırtüstü kimisi yan yatmaktan hoşlanıyor. Eğer sırtüstü pozisyona alıştıysa, yan yatırıldığı zaman huzursuz olabiliyor. Zamanla daha çok hareketlenmeye ve dönmeye başlayan bebekler kendilerini en rahat hissettikleri uyku pozisyonu için direnebiliyor. Hangi pozisyona yönelirse yönelsin, ebeveynlerin bebekleri için en güvenilir yöntem olan sırtüstü pozisyonda yatırmaya dikkat etmesi gerekiyor” diye konuştu.

    Kaynak: CHA – haberturk.com/saglik

  • Yenidoğan bebek için yaz mevsimini rahat geçirmek

    Yenidoğan bebek için yaz mevsimini rahat geçirmek

    Hayata “merhaba” demiş bebeklerin bünyesi yetişkinlere göre daha hassastır. Çevre ısısından, gürültüden ve ışıktan çok çabuk etkilenen yenidoğanı sıcak bir yaz bekliyorsa, onların konforu için annelere bazı görevler düşer. Bebeğinizin yaz sıcaklarından etkilenmemesi için dikkat etmenizde yarar olan bu noktalara şöyle bir göz atarak ilk yazını mutlu bir şekilde geçirmesini sağlayabilirsiniz.

    Yeterli Sıvı Aldığından Emin Olun

    Yenidoğan bebeğin sıvı ihtiyacı, çocuklardan ve erişkinlerden daha fazladır. Buna rağmen bir yenidoğan bebeğe su verilmez. Çünkü suyun içindeki mineraller ve diğer maddeler, bebeğin vücudu için oldukça yabancıdır. Bu yüzden bebekler anne sütü ile sıvı ihtiyaçlarını karşılarlar. Yaz sıcaklarında yenidoğan bebeğinizin sıvıya olan ihtiyacına karşı ekstra duyarlı olmanızda yarar var. Bebeğinizi sık aralıklarla emzirmeniz, onun sıvı ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacaktır. Eğer aldığı sıvının yeterliliği noktasında şüphe duyuyorsanız idrar miktarı bu konuda size bilgi verebilir. Sık sık bez değiştirme ihtiyacı duyuyorsanız bebeğinizin sıvı tüketim miktarında bir sorun olmadığını da kabul edebilirsiniz.

    Vücut Isısına Dikkat!

    Yenidoğan bebek, mevsim normalleri düzeyinde olmayan hava sıcaklıklarına hemen tepki gösterebilir. Çünkü vücut ısıları genelde yüksektir. Bu yüzden yenidoğanın bulunduğu oda sıcaklığı ve kıyafet seçimine dikkat edilmelidir. Bebeğinizin bulunduğu yer, oda sıcaklığı düzeyinde olmalıdır. Bunun için rüzgâra maruz kalmasına engel olacak şekilde pencerelerinizi aralık bırakabilir, odanın havalanmasını sağlayabilirsiniz. Yenidoğanın giysi kalınlığı da bu noktada önem kazanıyor. Yaz aylarında, cam açılarak havalandırılan bir odada, yenidoğan ayağında kısa çorap, elinde eldiven olmak kaydı ile kısa kollu ve paçalı tek kat giysi ile kalabilir. Üzerine örteceğiniz tek kat ince bir çarşaf onu rüzgârdan koruyacaktır.

    Hijyen Şartlarına Uymayı Unutmayın

    Yaz aylarında artan bağırsak enfeksiyonlarından yenidoğanı korumak için genel temizlik kuralları konusunda hassas davranmanız gerekebilir. El temizliğinden emin olmadığınız kişilerin yenidoğana teması konusunda hassas davranarak sık sık banyo yaptırmaya özen gösterebilirsiniz. Bez bölgesinin bakımını mümkün olduğunca ılık su ile yapmanız hem daha hijyenik hem de bebeğinizin cildi açısından daha sağlıklı olacaktır.

    D Vitamini İhtiyaçları İçin Güneş Işınları

    Anne sütü, D vitamini için yeterli olmayabilir. Bu durumda yenidoğan bebeğinizin yeterli D vitamini alması için güneş ışınlarına ihtiyacı olacaktır. Yenidoğanın D vitamini ihtiyacını karşılayabilmesi için açık havadan yararlanması, onun yararınadır. Baş, kol ve bacakları örtülmeden yarım saat güneş ışınlarından beslenmesi, D vitamini ihtiyacının karşılanması için yeterlidir. Fakat bebeğinizin bu dönemde cildi çok hassastır ve bu işlem için güneş ışınlarının dik geldiği saatler (11.00-16.00 saatleri arası) tercih edilmemelidir. Bebeğiniz için gölgelik alanlar da oluşturabilirsiniz.

    Sineklerden Korunmanın En Güvenilir Yolu Cibinlik

    Yaz aylarında sık sık sivrisinekler ile karşılaşırız. Bu karşılaşmanın bebeğiniz açısından can sıkıcı olmaması için cibinlik kullanabilirsiniz. Yenidoğanın bünyesi ve cildi kremlere ya da sinek ilaçlarına hazır değildir. Bu yüzden pencerelere ve yatağın etrafına yerleştirilecek cibinlik, bebekleri sivrisinek ve haşerelerden korumak için en güvenilir yöntemdir.

    kaynak: blog.gittigidiyor.com

  • Oyun Gruplarına Katılmak İstemez Misiniz?

    Oyun Gruplarına Katılmak İstemez Misiniz?

    Bebeklerimizin rahme düştüğü andan itibaren yaşadığımız heyecanı paylaşıyoruz. Anne adayı olmanın verdiği mutluluğu birbirimiz ile paylaştıkça daha da mutlu oluyoruz.

    Kimi ilk çocuğunu kucağına almak için gün saymaya başlıyor, kimi ikinci yada üçüncü. Kimi ikiz bekliyor, kimi üçüz : ) Ama hepsi aynı heyecanları yaşıyor.

    Hamile anneler birbirini doğuma uğurluyor

    Hamile kalma sürecinden hamilelik belirtilerine, doğumdaki doktor seçiminden bebeğin büyüme ve gelişmesine değin birbirinin yanında olan biz; Kadınlar Kulübü üyeleri, karşılaşılan her zorlukla da beraber başa çıkıyoruz. İl veya ilçe bazında tanışıyoruz ve kaynaşıyoruz. Site üzerinde kurulan dostluklar, sağlamlaşıyor : )

    kids-at-picnic

    Hiç kimsenin kötü bir tecrübe yaşamasını istemeyerek, hem kendi bebeğimiz hem de dostlarımızın bebekleri için dua ediyoruz : ) Bebeklerimiz dünyaya gözlerini açtığında ise, ilişkimiz sona ermiyor. Bebeklerimizin gelişim sürecinde, emzirme olsun, bezleme olsun, uyutma olsun her konuda birbirimize yardımcı oluyoruz.

    Ve o bebekler büyüyor…

    Bebeklerimiz belli yaşlara geldiğinde onların gelişimi için kendi yaş grupları ile vakit geçirmelerinin yararlı olduğunu bildiğimizden, bu sefer bebeklerimiz ile buluşmaya başlıyoruz : )

    leagane

    Dostluklarımız sürerken, bebeklerimiz de oyun grupları ile keyifli vakitler geçiyor ve paylaşmayı, sevmeyi öğreniyorlar.

    rk

    Siz de oyun gruplarımıza katılmak istemez misiniz?

  • Doğum fotoğrafçısı seçerken dikkat

    Doğum fotoğrafçısı seçerken dikkat

    Doğum fotoğrafçısı seçerken nelere dikkat edilmeli? Bugüne kadar doğum anı, öncesi ve sonrası olmak üzere yüzlerce fotoğraf çeken ve ailelerin en özel anlarını ölümsüzleştiren Doğum ve Bebek Fotoğraf Sanatçısı Müge Ayangil ile; ailelerin fotoğrafçı seçiminde nelere dikkat etmesi gerektiğini konuştuk.

    Doğum ve bebek fotoğrafçılığının ilk başta kolay yapılabilecek bir iş olarak düşünüldüğünü, ama işin içine girildiğinde ne kadar zor olduğunu görenlerin yarı yoldan geri döndüklerini söyleyen Ayangil; “Doğum fotoğrafı çeken birçok kişi var ama bu alanda var olmak gerçekten büyük bir özveri istiyor, titiz bir çalışma gerektiriyor. Aileler artık bu konuda oldukça hassas davranıyorlar aslında. Özellikle doğum anı fotoğrafçısını seçerken haklı olarak bu hassasiyet çok daha fazla yaşanıyor” diyor.

    Doğum fotoğrafçısı seçiminde dikkat edilmesi gereken ilk şeyin ise fotoğrafçının bu alandaki tecrübesi olduğunu belirten Ayangil; “ Aileler mutlaka önceki işleri hakkında fikir edinilmeliler.

    dogum_fotografcisi

     İşinin kalitesi, konuya hakimiyeti ve yasal olarak bu işi yapıyor olması hakkında mutlakabilgi sahibi olmalılar.  Bunların dışında fotoğrafçının anne adayı ile doğru iletişim kurması çok önemli.

    Çünkü o anda sadece bir fotoğrafçı değilsiniz aynı zamanda anne adayına psikolojik olarak ta destek veriyorsunuz. Her şeyden önce insanız ve insanlara manevi olarak dokunmamız gerekiyor bence, sonrasında her şey kendiliğinden gelişiyor zaten.

     Ve en önemlisi anne adayı, fotoğrafları gördüğünde kendine yakın hissediyorsa seçimini o kişide kullanmalıdır” diyor.

    milliyet.com.tr / Pembenar

  • Saç bitini yok etmenin en doğal yolu

    Saç bitini yok etmenin en doğal yolu

    Çocuğunuzun saçları bitlendiyse çözümü kolay Saç bitini yok etmenin en doğal yolu elma sirkesinden geçer.

    Çocuğunuzun saçları bitlendiyse üzülmeyin, Suna Dumankaya’nın bitkisel kürüyle bitlerden hemen kurtulacaksınız.

    1 kahve fincanı elma sirkesi, 1 tatlı kaşığı gazyağı ve 1 çay kaşığı biberiyeyi karıştırıp kızınızın saçlarının diplerine ve uçlarına sürün. 2 saat bekledikten sonra da, kızınızın saçlarını bit şampuanıyla yıkayın. Bu formülü 3 gün üst üste uygulamalısınız. (haber7.com)

    Uzun Saçtan Bit Nasıl Temizlenir? Tıklayın…!

  • Çocuklar Yazın Neden Hastalanır?

    Çocuklar Yazın Neden Hastalanır?

    Hemen hemen herkes enfeksiyonların kışın olduğunu, havaların soğumasıyla birlikte üşütme ve mikropların yaygınlaştığını düşünür. Yani bir şeyler ters gittiğinde, sağlıkla alakalı bir sorun olduğunda bunu doğadan biliriz.

    Gerçekten de havalar soğudunda, okulda, kreşte veya kapalı olan ortamlarda virüsler daha kolay yayıldığı için çocuklarımız daha sık hastalanır. Kış aylarında çocuklarımızın sık hastalanmasına alışmış olabiliriz. Bazen hastalık daha çabuk atlatılırken bazen daha uzun ve yorucu olabilir. Peki yazın neden hastalanır çocuklarımız? Yaz aylarında çocuklarımızın daha sağlıklı olabilmesi için alabileceğimiz önlemler var mıdır?

    Çocuklar yazın neden hastalanır?

    Yazın havalar sıcak olmasına rağmen çocuklarda, öksürük, yüksek ateş, boğaz ağrısı görülür. Her hastalık üşütmeden kaynaklı olmayabilir. Virüsten veya başka bir çocuktan mikrop kapılması sonucu oluşmaz. Havalar sıcak olduğunda, bademcik enfeksiyonu virüslerden değil bakterilerden meydana gelir. Bu bakteriler vücudumuzda her zaman bulunan hali hazırda bekleyen bakterilerdir.

    İnsan vücudunun ağız ve boğaz yolunda milyonlarca bakteri bulunur. Bu bakterilerden bazıları zararlı ve bazıları da zararlı değil ve hatta aksine hastalık önleyicilerdir. Bu faydalı ve zararlı bakteriler arasındaki denge korunduğu sürece herhangi bir sorun olmaz. Fakat dost bakteriler herhangi bir şekilde zarar görür ve denge bozulursa, işte o zaman hastalık yaratanlar faaliyete geçer.

    Zararlı ve faydalı bakterilerin arasındaki dengeyi bozan en önemli faktör ise reflüdür. Sık hasta olan çocuklarda ve bebeklerde reflü daha fazladır.

    Reflü nedir?

    Reflü mide asidinin bir şekilde ağıza geri dönmesidir. Bu asit zararlı bakterilerden çok yararlı bakterilere zarar veriyor. Yararlı bakterilerin reflü nedeniyle azalması sonucu da zararlı bakteriler hastalıklara sebep oluyor. Bu nedenle çocuklarımızı reflüye sebep olacak gıdalardan uzak tutmalıyız.

    Rüflüye neden olan gıdalar nelerdir?

    Kafein içeren kakaolu gıdalar, dondurma, hamburger, patates kızartması, buzlu içecekler, gazlı içecekler, soğan ve sarımsak reflüye sebep olur.  Özellikle çikolata çok miktarda tüketildiğinde yemek borusu ile mide arasındaki kapağın gevşemesine ve mide asidinin ağız yoluna çıkmasına neden olur. Aşırı miktarda tüketilmese bile çikolata içeriğindeki kafeinden dolayı reflüye neden olan bir gıdadır. Gazlı içecekler ise özellikle yemekle birlikte tüketildiği zaman zaten artmış olan mide içi basıncını, içerdiği basınçlı gazın mide içinde serbest kalması ile daha da arttırır. Artmış olan bu basınç da mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını kolaylaştırır.

    Çocuklarımızı reflüden korumak için nasıl beslemeliyiz?

    Çocuklarımızı reflüden korumak için fırında pişen, az yağlı az baharatlı basit meyve ve sebzelerle beslemeliyiz. Dondurmanın paketli ve çikolatalı olanı yerine meyveli olanını tercih etmeliyiz. Yemekten hemen sonra havuza girmek gibi fiziksel aktivitelerden uzak tutmalıyız. Yemek saatlerine sadık kalmalıyız. Özellikle yatmadan önceki iki üç saat içerisinde yemek yememesini sağlamalıyız. Yemekten sonraki yaklaşık bir saat fazla fiziksel aktivite yapmadan sakin kalmasını sağlamalıyız.

    Siz sağlıklı olursanız çocuğunuz da sağlıklı olur.

    Çocuğunuz için çikolatalı dondurmadan uzak durmak zor olacaktır elbette. Fakat her zaman söylediğimiz gibi çocuğunuza doğru bir alışkanlık kazandırmak istiyorsanız işe kendinizden başlamalısınız. Siz ne yapıyorsanız çocuğunuz da onu yapar. Siz sağlıklı beslenmeye dikkat ederseniz çocuğunuzda sizi örnek olarak daha sağlıklı beslenmeye istekli olacaktır.

    Kaynak: sevgilibebek.com

  • Safiye ve Faik Alo ile İKİNCİ BAHARINI YAŞIYOR

    Safiye ve Faik Alo ile İKİNCİ BAHARINI YAŞIYOR

    Safiye ve Faik Alo ile İKİNCİ BAHARINI YAŞIYOR | 1

    Bir evi çekip çevirmek bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji istiyor. Alışveriş, yemek, temizlik ve tabii ki çamaşır! Çamaşır yıkarken karşılaşılan sorunlar sadece, ufak lekeler değil.

    PEKİ YA BUNLAR NE OLACAK?

     

    camasir-makinesiİÇİNDE NE İŞLER DÖNER O MAKİNENİN!

    Banyodan bir ses gelir. Tak tak tak! Çamaşır makinesinin içinde bir yabancı, döner durur. O bozuk para kimin cebinde girmiştir yasak bölgeye? Kimse üstlenmez : ) Siz de program bitene kadar hortuma kaçmasın diye dua eder beklersiniz. Hayat zor.

    camasirsepetimendilCEPTE MENDİL KALDI, SİLKELEME ZAMANI!

    Ah o mendili unutmayı alışkanlık haline getirirler. Tabi silkelemek de size düşer. Bir de yerleri süpürün tamamdır.

    coraplarTEK ÇORAPLARI SAKLASAK MI SAKLAMASAK MI?

    Çift girer, tek çıkar o çoraplar. Gizemini kimse çözemez. O teki kayıp çoraplar atsan atılmaz, saklasan saklanmaz. Atsan teki bulunur, saklasan öbür tekini Müge Anlı gelse bulamaz. En iyisi çorap hiç almayın.

    dortSABAHA KURUR MU TELAŞI

    Yarın eşinizin önemli bir toplantısı vardır ve o gömleğini giyecektir. Ya da çocuğunuzun okul pantolonu haftanın ilk günü için gereklidir ve son gün istemiştir yıkanmasını. İşte o zaman alır sizi bir “Yarına kurur mu” telaşı. Anne olmak zor zanaat.

    utuBUNLARI KİM ÜTÜLEYECEK?

    Çamaşırları makineye koydunuz. Çoluk çocuk duşunu alacak ve son çamaşırları da makineye yerleştirince makineyi çalıştıracaksınız. Fakat bazı ev sakinleri makineye öyle bir son vuruş yapmış ki makineyi sağ olsunlar ağzına kadar doldurmuşlar!.. Dünyayı yıkayacaklarını umdukları makineyi çalıştırdınız. El mahkum. Peki şimdi bunlara kaç ütü lazım?

    kadintshirtBÜTÜN ÇAMAŞIRLAR PEMBE OLDU!

    Renkli ve beyazlar için ayrı çamaşır sepetiniz var. Ancak çamaşır sepetinin ikisini de bir görenler var evde. Beyazları makineye attınız. Yıkandılar ve çamaşırları çıkardınız! Tüm çamaşırlar pembe bir bluz yüzünden pembe! Eşinizin gömlekleri, iç çamaşırları pembe! Bakalım beğenecek mi : )))

    SİZ TÜM BUNLARIN ÜSTESİNDEN GELİRKEN, ÖN İŞLEMİ HAYATINIZDAN ÇIKARAN, GÜÇLENDİRİLMİŞ FORMULÜ İLE ZAHMETSİZ VE ZAMANINIZI ÇALMAYAN

    ALO KAR ÇİÇEĞİ TOZ DETERJAN’I

    HAYATINIZA KATMAYA NE DERSİNİZ?

    safiye-faik

    ALO’YA İZİN VERİN Kİ SAFİYE VE FAİK ÇİFTİ GİBİ HAYATINIZ DEĞİŞSİN. SOSYAL MEDYADA FOTOĞRAF PAYLAŞMAK İÇİN STÜDYODA FOTOĞRAF ÇEKİLMEYİN : ))

    ALO’NUN DEĞİŞEN ÜRÜN FORMÜLÜ VE YENİLENEN PAKETİ İLE ‘ZAMANIN’ KIYMETİNİ BİLENLERDEN OLUN.

    saat

    HEM %100 ALO BEYAZLIĞI SAYESİNDE ÇAMAŞIRLARINIZI GURURLA ASIN HEM DE SEVDİKLERİNİZE DAHA FAZLA ZAMAN AYIRIN!

    100% ALO BEYAZLIĞI SAYESİNDE SAFİYE VE FAİK’İN ERTELENMEYEN PLANLARINA TANIKLIK EDİN!

    Satın Al

    https://youtube.com/watch?v=Rj1BHOaLrZQ

  • Hamilelikte ne kadar su içmeliyiz?

    Hamilelikte ne kadar su içmeliyiz?

    Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Op.Dr. Nilgün Avşar Benzer, gebelik dönemini yaz aylarında geçiren anne adaylarına günde en az 3 litre yani 15 bardak sıvı tüketmelerini önerdi.

    Memorial Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op.Dr. Nilgün Avşar Benzer, hamileliğin ilk ve son 3 ayı, yaz ayına denk gelen anne adaylarının sorunlarının arttığını vurguladı. Op.Dr. Nilgün Avşar Benzer, şöyle dedi:

    “Hamileliğin ilk 3 ayındaki anne adaylarında, ayak tabanı ve avuç içinde yanma, farklı alerjik sorunlar, bulantı ve kusma, halsizlik, nefes darlığı ve uykusuzluk gibi şikayetler görülmektedir. Kokulara karşı hassasiyetin arttığı yaz döneminde kadınlar, kendilerini yorgun, halsiz ve iştahsız hissettikleri için beslenme konusunda da sorun yaşayabilmektedir. Öte yandan, gebeliğin son 3 ayında alınan aşırı kilolar ve vücuttaki ödemler ise hareket kabiliyetini engelleyerek; nefes darlığı, çarpıntı, uykusuzluk ve halsizliğe neden olabilmektedir.”

    “Günde 15 bardak su için”

    Benzer ayrıca, Gebeliğe bağlı olarak kan akışındaki hızlanma ve hormonlardaki değişimin sonucunda vücut sıcaklığı artmaktadır. Hem havanın aşırı sıcak olması, hem de anne adaylarının kendilerini devamlı olarak daha sıcak hissetmeleri bir süre sonra sağlık sorununa dönüşebilmektedir. Gebelerin, sıcaktan vücutlarını koruyabilmeleri için bol sıvı tüketmeleri gerekmektedir. Günde en az 3 litre yani 15 bardak sıvı tüketmek bu dönemin daha rahat geçmesini sağlayabilmektedir” diye konuştu.

    “Yaza uygun beslenin”

    Güne hafif bir kahvaltı ile başlanmasının önemli olduğunu kaydeden Op.Dr. Nilgün Avşar Benzer, şöyle devam etti:
    “Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalıklar tercih edilmelidir. Yaz akşamları aşırı kalorili ve ağır gıdalar yerine daha hafif ve hazmı kolay besinleri tüketilmelidir. Ağır şerbetli tatlıların tüketilmesi uygun değildir, bebeğin de sağlığı için hafif sütlü tatlılar ve yaz meyveleri seçilmelidir.”

    “Hafif egzersizler yapın”

    Hamilelere egzersiz yapmalarını öneren Benzer, önerilerini şöyle sürdürdü:
    “Gebeliğin ilk aylarını yaşayan kadınların ağır kokulu ortamlardan uzak durmaları, katı ve yağsız gıdalar tüketmeleri önerilir. Sabahları uyandıktan hemen sonra galeta veya tuzlu kraker tüketmeleri mide asidini bir miktar azalttığı için sabah yaşanan bulantıları azaltır. Gebeliğin son aylarını yaz mevsiminde yaşayan kadınların aldığı 15-20 kilo; bel, kalça, bacak ve eklemleri yormaktadır. Doğumun daha rahat olabilmesi ve daha fazla kilo alımını engellemek için hafif düzenli ve egzersizlerin aksatılmaması gerekir. Bu aylarda sabah saatlerinde bol sıvı tüketilmesi, günün rahat geçmesini sağlayacaktır. Gebelikte çok sık olarak görülen idrar yolu enfeksiyonları, kabızlık, hemoroid (basur) gibi sorunlar ile erken doğum veya düşük tehdidi, oligohidroamnios (bebeğin amnion suyunun normalden azlığı), rahim içi gelişme azlığı gibi pek çok sorunda tüketilen sıvının hayati önemi vardır. Vücudun susuz kalması sonucunda ortaya çıkan rahimdeki kasılmalar, erken doğuma neden olabilir. Ancak sık idrara çıkarttığı için vücutta sıvı kaybına yol açan kahve ve kola gibi kafein içeren içeceklerden uzak durulması gerekir. İçerdiği tuz nedeniyle vücutta şişliği artırdığı bilinen gazlı içecekler ise bu dönemde tüketilmemelidir.”

    “Sıcak havalardan kendinizi koruyun”

    Hamilelerin sıcak havalara dikkat etmesi gerektiğini belirten Op.Dr. Benzer, yaz aylarında daha fazla olan ultraviole ışınların anne adayı ve bebeğine zarar vereceği için güneşlenilmemesini isterken, ” Sıcak günlerde dışarı çıkmanız gerekiyorsa kesinlikle güneş kremi (40-50 faktör) ve şapka kullanın. Aşırı sıcaklarda kaplıca, hamam ve sauna gibi ortamları kullanmayın. Fırsat buldukça yüzün. Ancak aşırı kirli havuzlardan ve denizden uzak durun. Yazın yatmadan önce ılık bir duş alınması vücudu rahatlatacaktır” dedi.

    Kaynak: cnnturk.com/saglik

  • Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler

    Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler

    Kadın Doğum Hastalıkları ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Oluş Api, anne adaylarının en çok merak ettiği “hamilelikte saç boyanır mı”sorusunun cevabını veriyor. Doç. Dr. Api, anne adaylarının ilk 3 ayda boyadan uzak durmaları tavsiyesinde bulunuyor.

    Kadınların artan kariyer odaklı yaşam tarzları nedeniyle anne olma yaşı giderek artmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, kadınlarda saç boyası kullanım oranı %66 – %74 arasında değişmektedir.

    Kadınların bu kadar yoğun kullandığı saç boyaları bazı dönemlerde akılları karıştırabiliyor. Özellikle gebelik durumunda saç boyası kullanımının fetüs açısından yaratabileceği doğumsal anormallikler uzun yıllardır tartışma konusu oldu.

    Genelde kadınların her bir gebelikleri için % 3-5 oranında doğumsal anormalilikler ile karşılaşma olasılıkları vardır diyen Doç. Dr. Api, “Burada sorgulanan gebelikte uygulanan saç boyalarının hâlihazırda var olan bu riski daha fazla arttırıp arttırmadıklarıdır” diyor.

    Kuaför olan anne adaylarında risk daha fazla

    Saç boyama sırasında az miktarda kimyasal maddeler vücuttan emilmektedir, ancak ne kadar emildiği ve fetüse ne kadar zarar verdiği beli değildir. Ancak, hayvanlar üzerinde, normalde insanlarda kullanılandan yüzlerce kat daha fazla dozda boya kullanılarak yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda, fetal gelişim üzerinde önemli bir değişiklik izlenmemiştir.

    Diğer yandan, bayan kuaförler üzerinde yapılan araştırmalarda ise, mesleki nedenle ağırlıklı olarak solunum yoluyla maruz kalınan saç boyası ve benzeri kimyasallar nedeniyle, bu meslek grubundaki kadınların doğurdukları bebeklerin daha “düşük doğum” ağırlığına sahip oldukları gözlemlenmiştir. Ayrıca, bu kadınların bebeklerinde doğumsal anormallik oranının az miktarda da olsa arttığı saptanmıştır.

    İnsan gebelikleri üzerinde, saç boyalarının kullanımına ilişkin çok az araştırma vardır. Bilmekteyiz ki, kafa derisine uygulanan herhangi bir maddenin, deriden geçerek vücuda girme miktarı hayli sınırlıdır; böylece, fetüse geçecek miktar da çok az olacaktır. Ayrıca pek çok kadın gebeliğinde saçını boyamasına rağmen, bunun negatif sonuçlarına ilişkin raporlar yayınlanmamıştır. Bu bilgi, deriden emilimin minimal miktarda olduğu bilgisi eşliğinde değerlendirildiğinde; gebelikte saç bakımı işlemlerinin çok da kaygılandırıcı olmaması gerektiği yorumunu yapabiliriz.

    Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler

    Diğer yandan tüm gebeler için saç boyaması sırasında bazı önlemlerin mutlaka alınması önermekteyiz;

    1- Gebeliğin ilk 3 ayı bebeğin organlarının oluşmaya dönemdir. Bu nedenle özellikle ilk üç ayda saç boyaları ve diğer kimyasal maddelerden kaçınılmalıdır.

    2- Saç boyası, mutlaka iyi havalandırılan bir ortamda yapılmalıdır.

    3- Gebe, boyayı kendi uyguluyorsa mutlaka eldiven kullanmalıdır.

    Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler
    Hamilelikte saç boyanırken alınması gereken önlemler

    4- Saç boyası gereğinden uzun süre saçta tutulmamalıdır.

    5- Saç boyası işlem sonunda saç çok iyi durulanmalıdır.

    6- Ayrıca, saç boyası olarak daha çok yarı kalıcı boyalar veya balyaj tarzında saça daha yüzeysel uygulanan kimyasallar veya tamamıyla bitkisel olan kına uygulaması önerilmektedir.

  • Çocuklara Neden Karne Hediyesi Almamalısınız?

    Çocuklara Neden Karne Hediyesi Almamalısınız?

    Acaba çocuklara karne hediyesi almak doğru mu? Çocuklara Neden Karne Hediyesi Almamalısınız?

    ÖĞRENME ARAÇTIR

    Çocuklara karne hediyesi vaat etmek birçok açıdan sakıncalı.

    İlk olarak karne hediyesi çocuğa “Okulda başarılı olmak, kendi içinde değersizdir” mesajı verir.

    Böylelikle öğrenme, amaç olmaktan çıkar, araca dönüşür.

    Asıl amaç, hediyeye ulaşmak olur. Öğrenme değersizleşir. Bir insan, sadece öğrenmek için öğrenmelidir.

    BAŞARI VE GELİŞİM

    Hediye; hediyeye ulaşabileceğini düşünen çocukların motivasyonunu artırır ve çocuk sınıfını başarıyla geçer. Çocuk da aile de mutlu olur.

    Ama aslında çocuk, başarıyı (karne hediyesi) gelişime tercih etmiş olur. Gerçek öğrenme ikinci plana atılır.

    Örneğin; çocuk öğrenmesi zor olan işleri, başarısız olma korkusundan dolayı seçmez. Kolay işleri seçer. Başarıyı, gelişime tercih eder.

    SÜRDÜRÜLEBİLİR MOTİVASYON

    Karne hediyesi çocuğu motive etse de aile kendisini tuzağa düşürmüş olur.

    Çünkü her sene hediyenin değerini arttırmak gerekir. Çocuk aynı değerdeki bir hediyeyle motive olmaz.

    Her sene hediyenin değerini arttırmak da mümkün değildir.

    Çocuk, hediye için değil de öğrenme için çalışırsa, sürekli motivasyonu olur.

    MOTİVASYON ÖLÜR

    Karne hediyesi bazı çocukları kısa sürede motive etse de bazılarının da motivasyonunu tamamen kaybettirir.

    Çünkü hediyeye ulaşamayacağını düşünen çocuklar, bir süre sonra çalışmayı bırakırlar.

    Bu durumda çok da üzülmezler. Çünkü karne hediyesi çocuğa kötü not alma hakkı verir.

    Aile bu durumda çocuğuna bir şey diyemez, çünkü çocuk, “İyi not alırsam hediye alacağınızı söylediniz. Ben hediye istemiyorum. Öyleyse kötü not alabilirim.” der.

    Yani, kötü not alma hakkı otomatikman meşrulaşır.

    BENİM İÇİN ÇALIŞ

    İyi not almak ve sınıfını geçmek çocuğun sorumluluğundadır.

    İnsanlar sorumluluklarını bir şey kazanmak için değil, değerlerinden dolayı yapar.

    Aile karne hediyesi vaat ettiği zaman, çocuğa “Sınıfını benim için geçmelisin” mesajı verir.

    Çocuğun sorumluluk alması engellenir. (Aslında not sistemi de yanlış bir sistem ama. Ona burada girmeyeceğim.)

    YAPAY SEVGİ

    Aile karne hediyesi vaat ederse ama çocuk kötü not getirse, hediyeyi alamaz.

    Bu durumda aile çocuğa şu mesajı verir: Biliyorum sen tableti (karne hediyesi) çok istiyorsun. Benim bu tableti seni sevdiğim, seni mutlu etmek veya oğlum/kızım olduğun için almam gerekir ama almıyorum. Çünkü istediğimi yapmadın.

    Böylelikle çocuk değersiz hissetmeye başlar.

    NEDEN HEDİYE?

    Peki, hediye zararlıysa, aileler neden hediye veriyor?

    Çünkü okul çocuklarda iç motivasyon oluşturamıyor. Okullarda keşfetme ve öğrenme olmuyor.

    O zaman aile bu tür dış motivasyon kaynaklarına başvurmak zorunda kalıyor.

    NE YAPMALISINIZ?

    Bu sene için çocuğunuza söz verdiyseniz, sözünüzü mutlaka tutmalısınız. Yoksa güven kaybedersiniz.

    Ama diğer yıllar için çocuğunuzla konuşmalısınız.

    Sizin için değil, kendisi için eğitim aldığını söylemelisiniz. Öğrenmeye odaklanmalısınız.

    Ama bu tek başına yeterli olmaz. Okulların da aynı zamanda gerçek öğrenme ve keşfetme ortamı yaratması gerekir.

    O zaman hediye vaadine gerek kalmaz ve evde yapay sevgi oluşmaz. Her çocuk gerçek öğrenmenin tadına varır. Sürekli motivasyonu olur.

    Dr. Özgür Bolat