Ev tekstili alışverişinizi keyfe dönüştürün! Ev modasını yakından takip eden, evinin dekorasyonuna meraklı olanlar. Linens Yeni Sezon ürünleri galerimizde sizlerle…
Linens 2012 – 2013 Yeni Sezon Ürünleri
Ev tekstili alışverişinizi keyfe dönüştürün! Ev modasını yakından takip eden, evinin dekorasyonuna meraklı olanlar. Linens Yeni Sezon ürünleri galerimizde sizlerle…
Linens 2012 – 2013 Yeni Sezon Ürünleri
Her ne kadar sindirim güçlüğünüzün nedeni gebeliğiniz öncesi sindirim güçlüğü nedeni ile aynı olsa da gebelikte eklenen bazı etmenler rahatsızlığı etkileyebilir.
Gebeliğin erken dönemlerinde vücudunuz fazla miktarda östrojen ve progesteron salgılar. Bu hormonlar mide bağırsak sistemini de içine alan birçok yerdeki düz kasları gevşetmektedir. Sonuç olarak yiyecekler şişkinliğe ve sindirim güçlüğüne yol açacak biçiminde yavaş hareket ederler. Sizin için rahatsız edici olabilir. Ancak bu yavaş emilim bebeğiniz için besinlerin daha yavaş ve iyi emilmesini, kana geçmesini, plasentaya ve oradan da doğrudan bebeğin sistemine geçmesini sağlar. Siz mide-bağırsak sisteminizle ilgili ağrı çekerken bebeğiniz bunları hissetmeyecektir. En azından bu rahatsızlık doğru şeyleri yemenizi engellemeye başlayana dek.
Mide ile yemek borusu arasındaki kas halkası mide özsuyunun, yiyeceklerin geri yemek borusuna geçmesini önler. Bu kas halkasının gevşemesi nedeniyle mide özsuyu yemek borusuna geçer. Mide asitleri duyarlı yemek borusuna geçer. Mide asitleri duyarlı yemek borusu dokusunu tahriş eder ve kalbin bulunduğu hizada yanma hissedilir. Bu nedenle bu yanmaya “yürek yanması” da denir ama kalple hiçbir ilgisi yoktur. Son altı ayda sorun rahim büyüyüp mideye baskı yapması ile artabilir.
Hamsızlığın olmadığı bir 9 ay geçirmek olanaksız gibi bir şeydir. Bu gebeliğin hoş olmayan yanlarından biridir. Önlemenin ya da azaltmanın bazı yöntemleri vardır.
– Çok kilo almaktan kaçının. Fazla kilo mideye olan basıncı arttırır.
-Bel ve karın bölgenizi sıkan giysiler giymeyin.
-Üç büyük öğün yerine birden fazla küçük öğün yemeye çalışın.
-Yavaş, küçük lokmalar halinde ve çok çiğneyerek yiyin.
-Midenizi rahatsız edecek yiyeceklerden uzak durun. Bunlar arasında acı, bol baharatlı, kızartılmış, yağlı yiyecekler, işlemlerden geçmiş etler (salam, sosis, sucuk vb), çikolata, kahve, alkol, karbonatlı içecekler sayılabilir.
-Sigara içmeyin
-Belinizi bükerek eğilmek yerinize dizinizi bükün.
-Başınız 15 cm. yükseltilmiş biçimde uyuyun.
Eğer bütün bunlar başarısız olursa hekiminize başvurun. Size düşük sodyum içeren antiasidler önerilebilir. Fazla miktarda sodyum ya da sodyum bikarbonat içeren ilaçlardan uzak durun.
Saçların kurumaması için yapılması gerekenler
Yaz günlerinde saçlar normalden çok daha fazla kurur.
Plaj ve havuzda güneş altında kuruyan saçların nemli ve sağlıklı kalması için yapılması gerekenleri aşağıda bulabilirsiniz.
Güneşin yakıcın etkisi saçlarınızdaki nemi azlatır, kurumaya neden olur. Havuz suyunun kloru ve denizin tuzu saçları zayıflatır. • Saçlarınızı yazın olumsuz etkilerinden korumak ve sağlıklı görünmesini sağlamak için neler yapmalısınız?
• Güneşin yakıcılığı saçlarınızı kurutur, havuz ve deniz tuzu zayıflatır. Bu nedenle saçlarınıza yazın daha özen göstermelisiniz.
• Saçlarınızı güneşten korumak için rahat şapka, bandana kullanın. Şapkanın saçlarınızı sıkmamasına özen gösterin.
• Uzun süre güneşte kalacaksanız ve başınıza bandana takmak ya da şapka giymek istemiyorsanız dışarı çıkmadan önce saçlarınıza güneş koruyucu krem kullanın.
• Eğer dışarıdaysanız ve saçlarınıza güneş koruyucu krem uygulamayı unuttuysanız saçlarınızı zaman zaman ıslatın..
• Saçlarınıza sürdüğünüz güneş koruyucu kremi eve gidince yıkamayı ihmal etmeyin.
• Yazın saçlarınıza, saç kurutma makinesi, saç kıvırma makinesi gibi çok fazla ‘sıcak’ uygulamalar yaptırmayın.. Eğer yaptırmak zorundaysanız saçlarınızın sağlığını koruyan ürünleri kullandıktan sonra yaptırın..
• Çok sıcak duş almayın ya da saçlarınızı çok sıcak suda yıkamayın. Ilık su kullanın, aşırı sıcak saçınızı ve derinizi kurutabilir, cildinize zarar verebilir.
• Yeterince su almanız saç sağlığınız ve genel sağlığınız için önemli.. Bu nedenle ihtiyacınız olan suyu aldığınıza emin olun..
• Saçlarınızı kurutacak alkol içeren ürünleri kullanmaktan sakının. Saçlarınızı koruyan doğal ürünleir tercih edin.
• Saçlarınızı daha az yıkayın, şampuan saçlarınızdaki nemi azalmasına neden olabilir.
• Her gün saçlarınızı besleyen ve koruyan bir ürün kullanın.
• Eğer saçlarınızı sıkça yıkama gereksinimi hissediyorsanız kuru saçlar için geliştirilen ürün kullanın.
daha az emilmesini sağlar.
• Havuza ya da denize girdikten sonra, tuz veya koloru arıtıcı şampuan kullanın. Saçlarınızda hiç kalıntı kalmadığından emin olun. Saçlarınızı düzenli yıkamazsanız havuzun kloru saçlarınızı kurutur.
• Her 6 haftada bir saçlarınızı uçlarından kestirin, sıcak havalarda nem sebebiyle saçlarınız daha hızlı uzar ve aşırı sıcaktan kıvrılır.
• Saç ürünlerinde ‘dolgun’ ibaresi bulunanlar ürünleirn fazla nem içerdiğini ifade eder. Yazın bu ürünleri kullanın.
• Saçlarınız karışıyorsa örgü yapın veya toplayın.
• Kıvrılan bölgelere düzeltici uygulayabilirsiniz. Uyurken saçlarınızı toplamanız veya plastik birşeyle sarmanız saçınızın nemini yitirmemesini sağlayabilir.
• Saçlarınız yeterince neme sahipse, saçlarınızı soğuk suda yıkayabilirsiniz. Bu saçlarınızın ekstra parlak ve dolgun görünmesini sağlar.
Yıpranan saçlar için özel bakım maskesi.
Ballı ve zeytinyağlı maske
Malzemeler:
– 3 çorba kaşığı zeytinyağı
– 2 çorba kaşığı bal
– Bone
Yapılışı:Zeytinyağı ve balı karıştırıp saçınıza iyice uygulayın. Daha sonra saçlarınızı boneyle ya da streçle örtün. 15 dakika beklettikten sonra şampuanlayıp iyice durulayın.
Converse sonbahar ve kış mevsimlerinde de,okula giderken de giyebileceğiniz siyah ve deri modelleri ile galerimizde sizlerle…
Salonu düzenlerken titiz davranmakta yarar var çünkü salon evin en çok kullanılan odalarından biridir. Misafir ağırlamak için ya da TV karşısında dinlenmek için salonu tercih ederiz. Bu durumda salon hayatımızı kolaylaştırmalı ve evde geçirdiğimiz saatlerde bizi stresten uzak tutmalıdır. Bu yüzden salon mobilyası seçerken dikkatli olmak önemlidir. Yanlış mobilyalar sizi evinizden soğutabilir.
Salona Kaç Parça Sığıyor Önceden Hesaplayın
Kabaca bile olsa kafanızda büyük parçaları salona nasıl yerleştireceğinizi düşünün. Televizyon hangi duvara gelecek, kanepe ve tekli koltuklar nasıl yerleştirilecek? Yemek odası takımı olacak mı? Konsol için yer kalıyor mu? Eşya satın almadan önce ‘neler’ alabileceğinizin bir dökümünü yapın. Sadece indirimde olduğu için çok parçalı takımlar alıp salonu eşyaya boğmak en yaygın hatalardan biridir.
Şunu aklınızdan çıkarmayın, eğer salonda rahat hareket edilemiyorsa, sürekli bir eşya ayağınıza takılıyorsa mobilya seçiminde bir hata var demektir.
Sizce hangi köşe takımı daha kullanışlı hanımlar ?
Salon Nasıl Kulanılacak?
Eşya satın alırken genellikle misafirleri daha çok kafamıza takarız. Elbette evinizi başkalarına hoş göstermek istemeniz normal. Ancak nadiren misafir ağırlayıp salonda daha çok kendi ailenizle vakit geçiriyorsanız, eşya seçerken misafirleri değil kendinizi düşünmelisiniz. Misafir gelince otursun diye alınan tekli koltuklar evin baş köşesine yerleştirilir ve sonra da bütün aile tek bir kanepeyi paylaşamaz.
Günleriniz genellikle nasıl geçiyor, ev alışkanlıklarınız neler? Büyük bir yemek masasına gerçekten ihtiyacınız var mı yoksa genellikle mutfakta yediğiniz için yuvarlak masalı bir yemek odası sizin eviniz için yeterli mi? Bu sorular doğru mobilyaya yönelmeniz için size yardımcı olacaktır. Ya da tam tersi her an yemeğe birileri davetli. Eğer öyleyse yemek masasını büyük tutup bazı mobilya parçalarından feragat edebilirsiniz.
Tarzınızı Belirleyin
Tarz belirlemek deyince kulağa korkutucu gelebilir. Yapmanız gereken eşya satın almadan önce hangi salon dekorasyonlarını daha çok sevdiğinizden emin olmak. İnternetten bol bol fotoğraflara bakın. Sevdiğiniz salonlardaki mobilyaların özelliklerini saptamaya çalışın. Renkli salonlar mı hoşunuza gidiyor yoksa siyah beyaz olanlar mı? Modern tasarımlı mobilyalar mı size daha uygun yoksa klasik tarzdaki mobilyalar mı? ‘Evim çok klasik oldu, nasıl modernleştirebilirim?’ sorusu, sandığınızdan daha çok kişinin derdidir. Bu tip hataları baştan engellemekte fayda var.
Salon mobilyasını takım almak zorunda değilsiniz. Bu durumda tarz konusu daha çok öne çıkacaktır. Modern bir sehpa ile antika bir koltuğu bir araya getirmek epey hüner ister. Bu tip riskler almamaya çalışın. Salon için satın aldığınız her parçayı neden aldığınızı, nasıl kullanacağınızı, nereye yerleştireceğinizi kendinize sorarak satın alın.
Tarzınız ne olursa olsun, rahatlığı ön planda tutun. Evde tek başına olsanız bile eğer kendinizi diken üstünde oturuyor gibi hissetmek istemiyorsanız koltukların modelinden ziyade rahatlığına önem verin. Arkanıza yaslanmak, uzun süre oturmak sorun olmamalı. Kırışmayan, kolay kolay kir tutmayan kumaşlara yönelin.
yapidekorasyon360
Yatakta ‘başım ağrıyor’ cümlesinin sadece kadınların sığındığı bir bahane olduğu düşünülse de erkekler de çoğu zaman cinsellikten kaçıyor.Onların yataktan kaçma sebepleri ise çoğu zaman biz kadınlardan farklı oluyor.
Erkeklerin her zaman cinselliğe hazır olduğu düşüncesi aslında onların sırtındaki ağır bir yük gibi. Çünkü erkekler de bazen cinsellikten soğuyabiliyor, cinsel ilgisi ya da isteği azalabiliyor. Bu sorun sadece partnerle ilgili olabilirken bazen de ruhsal ve fiziksel nedenlerden kaynaklanıyor. CETAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğiticisi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Cinsel İşlev Bozuklukları Polikliniği’nde görev yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Erkeklerde cinsel isteksizlik aslında sanıldığından daha önemli bir sorun. Bu sorunları dört grupta toplayabiliriz. Birincisi herhangi bir neden yokken kişide cinsellikle ilgili isteğin kaybolması. İkincisi başka bir cinsel sorun olmasından dolayı cinselliğe yönelik ilgi ve isteğin zaman içinde kaybolması. Bunların içinde ilk sırada sertleşme bozukluğu, ikinci sırada da erken boşalma sorunu görülüyor. Üçüncü sıklıkta ise eşine ait cinsel bir sorun olması geliyor. Dördüncü grup başka bir hastalığa ya da kullanılan ilaçlara bağlı olarak ilgi ve isteğin kaybolması durumu oluyor” diyor.
Uzun süre alkol ve madde kullanıma bağlı olarak da cinsel istek azalabiliyor.
CİNSEL SORUNLAR
Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Sertleşme sorunu yaşayan erkek için, cinsellik keyif veren bir şeyken ‘Acaba tekrar sertleşme olacak mı?’ gibi bir müsabaka haline gelebiliyor. O andan itibaren cinsellik kaygı vermeye başlıyor, çünkü her olumsuz deneme kişide ciddi sıkıntılara yol açıyor. Özellikle erkek cinselliğine önem veren, erkeğin temel kimliğini cinsellikle tanımlayan kültürlerde sertleşmeyle ilgili sorunlar olması gerektiğinden daha fazla ruhsal sıkıntılara neden oluyor. Bu da beraberinde cinsellikten kaçınmayı getiriyor. Her dört erkekten birinde görülen bir başka sorun da erken boşalma. Erkeklerde cinsellikten kaçınmanın önemli faktörlerinden biri de bu sorun oluyor. Çünkü zamanla cinsellikle ilgili algıların değişmesi özellikle kadın cinselliğinin öne çıkmasıyla, her iki tarafın da doyum alması önemli hale geldi. Erken boşalma ise bu duruma bir engel. Kişi bunu çok dert ederse cinsellikten kaçınma olabiliyor” diyor.
Bir neden olmayabilir
Eşiniz bir neden yokken cinsel ilişkiden kaçıyorsa bunun belirli bir nedeni olmayabiliyor. Bazı erkekler cinselliği normal şekilde yaşarken bir anda cinsel ilgilerini kaybedebiliyor. Kadınlarda daha fazla görülen bu durum sonradan ortaya çıkabileceği gibi cinselliğe aktif olarak başlanan ergenlik döneminden itibaren de görülebiliyor. Bu sorunun altında yatan sebepler arasında cinsellik konusunda katı kurallarla yetiştirilme, cinselliğin ahlak dışı olarak kabul edilmesi olabiliyor. Kişinin heteroseksüel ilişki yerine homoseksüel ilişkiye yönelmesi ve bunu yaşayamıyor olması da cinsel isteksizliğe yönlendirebiliyor.
Cinsel mitler
Yaşanılan toplumdaki cinsel tabular, mitler, cinsellikle ilgili inanışlar da erkeğin cinsel hayatını etkiliyor. ‘Cinselliği erkek başlatır, erkek cinselliği her zaman ister’ gibi inanışlar erkekte cinselliğe yönelik birtakım yükler getiriyor. Bu yükler bir süre sonra cinsellikten uzaklaşmasına neden olabiliyor. Erkekler cinselliğe her zaman hazırdır inancı cinselliğin başarı göstermesi gereken bir yarışma gibi tanımlanmasına neden oluyor.
Hastalıklar
Kalp damar, diyabet, psikiyatrik sorunlar gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar da cinsel istek kaybına neden olabiliyor. İlaç kullanımı dışında hormonal bozukluklar, yaralanmalar sonucu gelişen durumlar ve metabolizma hastalıkları da cinselliği etkiliyor. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Kişinin yaşam zorlukları, ilişki sorunları ve psikiyatrik rahatsızlıklara bağlı ilgi, istek kaybı da olabiliyor. Ani bir kayıp, kişinin işlerinde yaşadığı maddi kayıplar, stresli durumlar, ilişkide yaşanan ciddi bir aldatılma, huzursuzluk da kişinin cinselliğe ilgisini etkiliyor. Psikiyatrik hastalıklar içinde ise depresyon başta olmak üzere doğrudan cinsel isteğin kaybına neden olabiliyor. Cinsel saldırıya maruz kalma, ağır ruhsal hastalıklarda da bu durum söz konusu” diyor.
Partnerin sorunları
Eğer birlikte olduğu kadın cinsel bir sorun yaşıyorsa erkekte bir süre sonra cinsel ilgisizlik görülebiliyor. Kadının cinsel isteksizliği, uyarılma sorunu, ağrılı cinsel ilişki, orgazm olamaması ya da vajinismus erkekte de cinsel isteksizliğe neden olabiliyor.
İkili ilişkilerde yaşanan sorunlar
Eşler arasında herhangi bir iletişim sorunu varsa bundan ilk etkilenecek nokta cinsellik oluyor. Cinsellik kendi içinde de bir iletişimdir. Eğer çiftlerin birbirlerinden beklentilerinde sorun olduysa, küsme gibi bir durum ortaya çıktıysa cinsellik bazen bu sorunu aşabilse de bazen de ilk etkilenen alan olabiliyor. Aldatma gibi bir sorun yaşanıldığında ise cinsellik kişinin karşı tarafla paylaşacakları açısından sıkıntı vermeye başlıyor. Çünkü kişi ihanete uğradığını düşündüğünde cinsel istek kaybı yaşayabiliyor.
Ne yapılabilir?
Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Her çiftin kendilerince geliştirmiş olduğu bir iletişim dilinin olması gerekiyor. Cinsel terapilerde çiftler arasındaki iletişimin yetersiz olduğunu görüyoruz. Cinsellikte iletişim yeterli değilse cinsel sorun da ortaya çıkıyor. Toplumdaki inanışlardan biri konuşmanın cinselliğin büyüsünü bozduğu yönündedir, oysa bu doğru bir düşünce değil. Cinsellikte iletişim tekniklerinde çiftlerin sevişme sırasında sözel ya da bedensel olarak mesaj verebileceklerini öğretiyoruz. Bu mesajın sağlıklı olduğunu belirtiyoruz. Çiftler cinsellik sırasında neden konuşmaz? Çünkü cinsellik alınganlığa açık bir alan, yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Sorunlar reddedilme gibi anlaşılabiliyor. Cinsellikle ilgili konuşmak ayıp gelebiliyor” diyor.
İletişim nasıl kurulabilir?
Çiftler bazen kendini haklı göstermek istiyor. Tartışmanın da bazı kuralları oluyor. Her iki tarafın da belirli bir süre konuşma süresi olmalı. Kendi haklılığını değil, kendi yanlışını görmek üzerine konuşmak gerekiyor. Beş dakikalık bir konuşmada “Ben bu sorunda şu noktalardan dolayı doğru yapmamış olabilirim” demek, yani karşı tarafı suçlamayarak konuşmak gerekiyor.
formsante
Meyve Suyu Endüstrisi Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi, meyve suyu ile ilgili bazı bilgiler verdi….
Şişmanlatıyor mu?
Meyve suyu yüzde 100, meyve nektarı yüzde 25-99 ve meyveli içecek yüzde 10-49 meyveden oluşur. Hiç kimse meyvenin şişmanlattığını düşünmez. Çünkü kalori düzeyi düşüktür. 100 gram meyvenin sağladığı enerji 44-52 kcal arasındadır. Meyve şişmanlık nedeni değilse, meyve suyu da değildir.
Koruyucu katkı var mı?
Türkiye’de, 80’li yıllardan bu yana meyve suyu ve türevlerine koruyucu madde katılmasına izin verilmiyor. Uygulanan koruma teknolojisi koruyucu kullanılmasını gerektirmiyor. Ambalaj açılmadıkça koruma etkisi sürer. Koruyucu içerseydi, ambalaj açıldıktan sonra da meyve suyu bozulmazdı.
Dişleri çürütür mü?
Diş çürüklüğüne yol açan ana etkenin flor yetersizliği olduğu öteden beri biliniyor. Ancak bunun ağız ve diş temizliği ile desteklenmesi gerekiyor. Son yıllardaki araştırmalara göre; eğer yeterli flor alınıyorsa ve ağız temizliğine özen gösteriliyorsa gıdanın diş çürüklüğüne katkısı oldukça kısıtlıdır.
Yıkama-ayıklama
Meyve suyu teknolojisinde ilk 2 işlem basamağı, yıkama ve ayıklamadır. Bu işlemlerin amacı; çürük vb. kusurlu meyvelerin ayıklanması ve yabancı maddelerin uzaklaştırılmasıdır. Ayıklama bandında çalışan kişinin uyması gereken; “Yiyemeyeceğini ayıkla!” kuralıdır.
Özellikle silikon cüzdanları, çantaları ile adından söz ettiren Essera galerimizde sizlerle…
Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca modaseveri, özgün çizgileri ile buluşturan Türk moda devi Sarar; kusursuzu yaratmak için çıktığı yolculuğuna, ilk günkü özenli işçiliği ve zarafetin kaliteyle buluştuğu eşsiz koleksiyonları ile devam ediyor.
Sarar kadın 2012 koleksiyonu
SOSİSLİ KAŞARLI SARMAŞIK POĞAÇA
Malzemeler:
– Yarım lt süt
– 2 Yumurta
– 1 Paket yaşmaya
– 1 Su bardağı sıvıyağ
– 1 Çay bardağı şeker
– 2 Tatlı kaşığı tuz
– alabildiği kadar un
– sosis
– kaşar rendesi
YAPILIŞI:
Sütü ılıtalım(bebek sütü kıvamında).kabımıza boşaltalım.sıvıyağ,şeker,tuz ve yumurtayı ilave edip bir güzel karıştıralım.yaşmayamızı da ilave edip karıştırdktan sonra unumuzu ekleyelm ve elastik güzel bir hamur elde edelim(ne kadar çok yoğurursak hamur o kadar güzel olur) sıcak bir ortamda 15 dk.kadar dnlendirelim. hamurumuzdan bir parça alıp 2 numaralı resimdeki gibi açalım.. sosısı uzunlamasına arasına koyup resim 3 deki gbi kapatalım. kapattığımız taraf bitişik kalacak şekilde sosısın üzerinden dilimleyelim. daha sonra herbir dilimi bir sağa bir sola olacak şekilde dağitalım.. uzerine yumurta akı veya sarısı sürelim. rendelenmiş kaşar serpip 160 derece de pişirelim …
Afiyet olsun …