Blog

  • Dünyanın Kullandığı Zayıflama Teknikleri

    Dünyanın Kullandığı Zayıflama Teknikleri

    Sadece ülkemizdeki yöntemlerde değil, dünyanın herhangi bir yerinde insanların kilo verme yöntemlerini öğrenip bunları uygulayarak kilo vermeye ne dersiniz? Çünkü dünyada insanların uyguladığı birbirinden farklı kilo verme sırları bulunuyor.

    İşte Readers Digest dergisi, bu sırları bir araya getirdi…

    Doymadan önce yemeyi bırakın

    Yüzde 80 doyana kadar yemek yiyin. Geleneksel bir diyet uygulayan Japonya’nın Okinawa adasında yaşayanların vücut kütle indeksleri ortalama 21,5tur. Karnınız pantolonunuzun düğmelerinizi gerene kadar yemek yiyebilirsiniz. Diyete göre, tokluğun ilk acısını hissettiğinizde, vücudunuz beyninizin tok olduğunun farkına varması için şans veriyor.

    Sağlıklı yağlar kullanın

    Akdeniz diyetinin temeli olan zeytinyağı ile Okinawa diyetinin içeriği kanola yağı gibi sağlıklı yağlar, sebzeleri daha lezzetli yapıyor. Böylece, daha fazla sebze tüketiyorsunuz.

    Yemek yerken sadece yemeğe odaklanın

    Örneğin, Amerikalılar televizyon karşısında ya da arabada giderken yemek yiyor. Japonya’da ise yürürken yemek yemek görgüsüzlük olarak görülüyor. Burada, arabada asla kahve yudumlayamazsınız. Fransa’da arabalarda içecek tutucusu bulunmuyor, çünkü araç kullanırken kahve içilmiyor. Televizyonla, trafikle ya da işinizle ilgilenirken farkında olmadan aşırı yemek yersiniz. Bu nedende yemek yerken sadece yemeğe odaklanın ve lezzetlerin zevkini çıkarın.

    Hareket edin

    Asya ülkelerinde, Fransa ve Akdeniz insanları, daha fazla hareket ettiklerinden dolayı daha zayıftır. Onlar zamanlarını jimnastik için harcamıyor, sadece çok fazla yürüyorlar.

    Düzenli yemek yiyin

    Fransız kadını, günde 3 kez yemek yediği için şişmanlamıyor. Bir öğünü atladığınızda kalori yaktığınızı düşünebilirsiniz, ancak daha fazla acıkacağınız için bir sonraki öğünde daha fazla yemek yersiniz. Güne mutlaka kahvaltıyla başlayın. Kahvaltı yapanlar, yapmayanlara göre daha zayıf oluyorlar.

    Akşam yemeğini ailenizle beraber yiyin

    Aile ile ya da arkadaşlarla yemek, yemeği daha eğlenceli hale getirir, fazla yemek yemenizi kısıtlar. Kalabalıkta yemek yerken daha yavaş yersiniz, bir kişi doyunca onun doyması diğerlerini de etkiler.

    Sadece acıktığınız zaman yemek yiyin

    Bazı insanlar, acıkmanın yanında can sıkıntısı, yalnızlık, stres ya da korku gibi çeşitli nedenlerle yemek yerler. Bunun yerine sıkıldığınız zaman kendinize oyalanmak için bir hobi bulun. Stresten kurtulmak için yemek yiyorsanız, stresi azaltmak için spor yapabilirsiniz.

  • Derimod GHIa koleksiyonu

    Derimod GHIa koleksiyonu

    GHIa dinamik ve modern çizgisiyle İtalyan modellerini ilk defa Trendyol üyeleriyle buluşturuyor. Derinin doğallığını ve günümüzün trendlerini yansıtan kolleksiyonu galerimizde sizlerle…

  • Evlilik ve İlişkilerde Terapi Gerektirebilecek Durumlara Dikkat!

    Evlilik ve İlişkilerde Terapi Gerektirebilecek Durumlara Dikkat!

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “YOKTAN YERE ÇIKAN TARTIŞMALAR BÜYÜYÜP ÇİRKİNLEŞTİRMEYİN!”

    Evliliğiniz ya da beraberliğinizdeki sorunları birlikte çözemiyor musunuz? Devamlı kavga mı ediyorsunuz? Tartışmalarınız en ufak anlaşmazlıkta bile bağırış çağırışlara, kontrol edilemeyen saldırgan hareketlere mi dönüşüyor? “Aramızdaki saygıyı kaybettik, artık partnerime kin besliyorum!” diye mi düşünüyorsunuz? Eşinizi başkalarıyla kıyaslar duruma mı geldiniz? Artık partnerinizle konuşacak bir şeyinizin kalmadı mı? Kıskançlıklar kontrolden çıktı mı? Cinsellikten haz alamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Ona artık güvenmiyor musunuz? Evliliğiniz ya da ilişkiniz çıkılmaz bir hal mi aldı? Sorunlarınızın üstesinden tek başınıza gelemiyor musunuz? O zaman bize kulak verin! İlişkinizin gidişatına yön verebilmek için ihtiyacınız olan tek şey profesyonel bir yardım.

    Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, çiftlerin problemlerini çözmek adına gidecekleri bir evlilik terapistinin, yaşadıkları sorunların temeline inebileceğine ve altında yatan nedenleri irdeleyerek, çiftlere düşündüğünüzden daha çok yardımcı olabileceklerine değindi. Peki, bu problemlerin evlilik terapisti aracılığıyla çözülebilecek sorunlar olduğuna nasıl karar verilecek? Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri,terapi gerektiren 7 durumu açıklıyor 

    YOKTAN YERE ÇIKAN TARTIŞMALARI BÜYÜYÜP ÇİRKİNLEŞTİRİYORSANIZ!

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, “Elbette, “kavga” her ilişkinin tuzu biberidir. Fakat birbirinizi görmeye tahammül bile edemeyecek düzeyde, nefes alır gibi tartışıyor, kendinizi her daim gergin, mutsuz ve saldırgan hissediyor ve partnerinize bağırmak bile sizi rahatlatmaya yetmiyorsa, ilişkinizin evlilik terapistine ihtiyacı var demektir. Uzlaşmada bir hayli zorluk çektiğiniz baş başa yapığınız tartışmaları, bir evlilik terapistinin yardımıyla sonuca ulaştırabilirsiniz.” dedi.

    BİRBİRİNİZE OLAN SAYGINIZI YİTİRDİYSENİZ!

    CİSED Genel Başkanı Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa ; “Her hangi bir konuda, partnerinizden hiç beklemediğiniz bir tepki almış ve bu konuda onu bir türlü affedemiyor olabilirsiniz. Sürekli bunları size nasıl yaptığı konusunda içiniz içinizi yiyor olabilir. Bazı durumlarda affetmeyi bilmek, öğrenmek ve uygulayabilmek gerekir. Elbette, affedilemeyecek durumlarda vardır. Bu konuda en iyi kararı bir evlilik terapistiyle birlikte verebilirsiniz.” dedi.

    BİRBİRİNİZİ BAŞKALARIYLA KIYASLIYORSANIZ!

    CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör ; “Düzgün bir ilişkide olmaması gereken belki de en önemli şey çiftlerin birbirlerini eski sevgilileriyle ya da çevresindeki kişilerle kıyaslamasıdır. Böyle bir sonunuz varsa ve beraberliğinizin devamlılığı adına bir şeyler yapmak istiyorsanız , hiç vakit kaybetmeden bir evlilik terapistine gitmenizde fayda var.” dedi.

    BİRBİRİNİZE ARTIK GÜVENMİYORSANIZ!

    CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan ; “Güven bir ilişkinin temelini oluşturur. Eğer ilişkinizde güven yoksa kıskançlıklar, kısıtlamalar, karşılıklı şüpheler peşinizi bırakmaz ve her an “Acaba yanlış anlaşılacak mı?” düşüncesi ve kişinin kendisini devamlı savunmaya alması sizi ve sevginizi yer bitirir. Evlilik terapisti bu güvensizliğin altında yatan nedenleri fark edebilmenizi kolaylaştırarak, ilişkinizin sağlıklı ilerlemesine yardımcı olacaktır. ” dedi

    BİRBİRİNİZLE NEREDEYSE HİÇ KONUŞMUYORSANIZ!

    CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör ; “Bazı ilişkilerde, yoktan yere çıkan tartışmaların büyüyüp sesli olarak ifade edilmesinin yerini, sessizlik alabilir. Susmak eylemini iyi bir cevap olarak görüyor olabilirsiniz. Bazen susmak gerçekten işe yarayabiliyor fakat bu süreklilik kazanırsa, ilişkilerde kalıcı ve yıpratıcı etkiler bırakabilir. Sağlıklı bir ilişki kurabilmek, anlaşamadığınız noktalar üzerinde oturup konuşmak ve sonuca varabilmek için sağlıklı iletişim kurabilmek çok önemlidir. Bu sessizliği bozmak, duygularınızı ve düşüncelerinizi rahatlıkla ifade edebilmek için evlilik terapistini aracı kullanmak en mantıklı çözüm olabilir.” dedi.

    KISKANÇLIĞINIZI KONTROL EDEMİYORSANIZ!

    CİSED Genel Başkanı Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa ; “Kıskançlık eyleminin en büyük nedeni; çiftlerin birbirini tam anlamıyla tanıyamamasından kaynaklanan güvensizlik sorunudur. Çiftlerin birbirlerini tanıyamamasının nedeni ise iletişim eksikliğidir ki, bu da aslında en büyük sorundur. Eğer bir ilişkide, çiftler birbiriyle samimi bir şekilde konuşamıyorsa büyük bir problem var demektir. Sizi bu çıkmazdan çıkarabilecek tek kişi evlilik terapisti olabilir.” dedi.

    CİNSELLİKTEN HAZ ALMIYORSANIZ!

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe ; “Partnerinizi ne kadar severseniz sevin iş cinselliğe geldiğinde isteksizleşiyor ya da orgazm olamıyorsanız, sorun sadece partnerinizde olmayabilir. Bunu öğrenebilmek için yorganın altında ne olup ne bittiğine bakmak lazım. Bu problemi partnerinizle birlikte çözemiyorsanız, sorunun siz, partneriniz ya da dış çevreden mi kaynaklandığını cinsel terapi tekniklerine hakim bir evlilik terapisti yardımıyla açıklığa kavuşturabilirsiniz.” diye açıkladı.

  • Halley bisküvili pasta tarifi

    Halley bisküvili pasta tarifi

    HALLEY BİSKÜVİLİ PASTA

    Malzemeler;
    – 10 adet halley bisküvi
    – 2 poşet krem şanti + 1.5 bardak süt (krem şantiyi bu ölçüde hazırladım)
    – 2-3 adet orta büyüklükte muz
    – 1 paket çikolata sos + 2 su bardağı süt

    Yapılışı

    – Halley bisküvileri ve muzları küçük doğrayın.
    – Krem şantiyi sütle birlikte bir kaba alıp çırpın.
    – Üzerine doğradığınız malzemeleri ekleyip karıştırın.
    – Arzu ettiğiniz servis kabına dökün.
    – Dondurucu da 1 saat kadar bekletin.
    – Bu arada çikolata sosunu hazırlayın.
    – Pişip ılıyan sosunuzu karışımın üzerine dökün.
    – Üzerini arzu ettiğiniz şekilde süsleyip buzdolabında dinlendirin.

    Afiyet olsun..

    Halley bisküvili pasta tarifi
    Halley bisküvili pasta tarifi
  • TAKINTI, SAPLANTI, OBSESYON SORUNUNUZ OLUP OLMADIĞINI TEST EDEBİLİRSİNİZ.

    TAKINTI, SAPLANTI, OBSESYON SORUNUNUZ OLUP OLMADIĞINI TEST EDEBİLİRSİNİZ.

    TAKINTI, SAPLANTI, OBSESYON SORUNUNUZ OLUP OLMADIĞINI TEST EDEBİLİRSİNİZ.

    PADUA ENVANTERİ

    Herkesin günlük hayatta kafasına taktığı şeyler muhakkak vardır. Ama önemli olan bu takıntıların hastalık derecesinde olup olmadığını bilmek. İşte İtalyanların hazırladığı, takıntı derecenizi ölçen bir test. Aşağıdaki maddelerden her birine sıfır ile dört puan arasında bir puan verin. Ortalama 40 puan alırsanız normalsiniz, puanınız 40’ın biraz üzerine çıkarsa normalden biraz takıntılısınız. 80 puan civarında alırsanız ise takıntı hastasısınız demektir.

    0=hiç, 1=çok az, 2=biraz, 3=fazla, 4=çok fazla

    • Paraya dokunduğum zaman ellerimin kirlendiğini hissediyorum.
    • Vücut salgılarım (ter, tükürük, idrar vs.) herhangi bir yerime çok az değse bile elbiselerimi kirletebileceğini düşünüyorum.
    • Y ab ancıların veya tanıdığım bazı kişilerin dokunduğunu bildiğim cisimlere dokunmakta zorluk çekiyorum.
    • Çöpe veya kirli şeylere dokunm ak ta zorluk çekiyorum.
    • Hastalıktan veya kirlenmekten korktuğum için umumi tuvaletleri kullanmaktan kaçınıyorum.
    • Hastalık bulaşmasından korktuğum için umumi telefonları kullanmaktan kaçınıyorum.
    • Ellerimi gerektiğinden daha sık ve daha uzun yıkıyorum.
    • Bazen hiçbir sebep yokken sadece kirlenmiş ol ab ileceğimi veya üzerime bir şey bulaşmış ol ab ileceğini düşündüğüm için yıkanıyor veya temizleniyorum.
    • Kirlenmiş olduğunu düşündüğüm bir şeye dokunursam kendimi derhal yıkanm ak veya temizlenmek zorunda hissediyorum.
    • Eğer bir hayvan bana dokunursa yıkanmak ya da giysilerimi değiştirmek zorunda kalıyorum.
    • Aklıma şüpheler veya endişeler geldiği zaman, bunlar hakkında bana güvence verecek biriyle konuşmadan duramıyorum.
    • Konuşurken aynı şeyleri ve aynı cümleleri birkaç defa tekrarlıyorum.
    • İnsanların söylediklerini bir kerede anlasam bile, aynı şeyi birkaç defa tekrarlamalarını istiyorum.
    • Giyinirken, soyunurken, yıkanırken kendimi belli bir sırayı takip etmek zorundaymış gibi hissediyorum.
    • Yatmadan önce giysilerimi belli bir şekilde asmak veya katlamak zorundaymışım gibi hissediyorum.
    • Yatmadan önce kendimi belli bir sıra içinde belli işleri yapm ak zorunda hissediyorum.
    • Doğru yapılıp yapılmadıklarından emin olm ak için işleri birkaç defa yapmak zorundayım. Bazı şeyleri gerektiğinden daha fazla kontrol ediyorum.
    • Su musluklarını, elektrik düğmelerini kapattıktan sonra tekrar tekrar kontrol ediyorum.
    • İyice kapalı olup olmadığından emin olm ak için yoldan eve geri dönüp kapıları, pencereleri vs. kontrol ediyorum.
    • Her türlü belgeyi, formu, çeki doğru doldurup doldurmadığımdan emin olmak için defalarca kontrol ediyorum.
    • Kibritlerin, sigaraların vs. iyice sönüp sönmediklerini anlamak için defalarca kontrol ediyorum.
    • Bir yerden para aldığım zaman defalarca sayıyorum.
    • Mektupları yollamadan önce defalarca ve dikkatle kontrol ediyorum.
    • Önemsiz konularda bile karar vermekte zorluk çekiyorum.
    • Yaptığımı bildiğim şeyleri gerçekten yapıp yapmadığımdan bazen emin olamıyorum.
    • Anlattığım bir şeyi yeterince açıklayamadığımı düşünüyorum.
    • Bir işi dikkatle yaptıktan sonra bile, yanlış yaptığımı veya bitiremediğimi düşünüyorum.
    • Bazı şeyleri gerektiğinden daha sık yaptığım için bazen gideceğim yerlere geç gidiyorum.
    • Yaptığım şeylerin çoğu hakkında şüphe ve sorunlar uyduruyorum.
    • Belli şeyleri düşünmeye başlarsam bir türlü kafamdan atamıyorum.
    • İstemediğim halde aklıma kötü şeyler geliyor.
    • Aklıma ayıp ve kötü sözler geliyor ve kafamdan atamıyorum.
    • Aklım düşüncelerle öylesine meşgul ki, etrafta ne olup bittiğini fark edemiyorum.
    • Küçük hatalarımın fel ak etlere yol açacağını düşünüyorum.
    • Farkında olmadan birine zarar vermiş ol ab ileceğime endişe duyuyorum.
    • Bir felaket haberi aldığım zaman benim hatam olduğunu düşünüyorum.
    • Bazen hiçbir sebep yokken kendime zarar verebileceğimden veya bir hastalığım olduğundan aşırı derecede endişe duyuyorum.
    • Hiçbir sebep yokken cisimleri sayıyorum.
    • Hiçbir önemi olmayan sayıları hatırlamak zorundaymışım gibi hissediyorum.
    • Okurken önemli bir şeyi kaçırdığım fikrine kapılıyorum, geri dönüp aynı bölümü en az iki kere okum ak zorunda kalıyorum.
    • Hiçbir önem taşımayan şeyleri unutm ak tan endişe duyuyorum.
    • Aklıma bir şey geldiği zaman, bunu bütün açılardan inceleme gereği duyuyorum.
    • Bazı durumlarda kontrolümü kaybetmekten ve ayıp şeyler yapmaktan korkuyorum.
    • Yüksekten aşağıya baktığım zaman, kendimi aşağı atmamı söyleyen bir dürtüye kapılıyorum.
    • Yaklaşan bir tren görünce, rayların altına atlayabileceğim hissine kapılıyorum.
    • Topluma açık yerlerde aklımdan elbiselerimi çıkarmak geçiyor.
    • Araba kullanırken birinin veya bir şeyin üstüne gitmek dürtüsüne kapılıyorum.
    • Silah görünce heyecanlanıyorum, aklımdan şiddet içeren düşünceler geçiyor.
    • Bıçak , hançer ve diğer sivri uçlu cisimler beni huzursuz ediyor.
    • Bazen içimde bana yapmak istemediğim anlamsız şeyleri yaptıracak bir şey hissediyorum.
    • Bazen sebep yokken cisimleri kırmak veya tahrip etmek istiyorum.
    • İşime yaramasalar bile, başkalarına ait şeyleri çalmak istiyorum.
    • Bazen marketten bir şey çalmak için dayanılmaz bir istek duyuyorum.
    • Bazen savunmasız çocuklara ve hayvanlara zarar verme dürtüsüne kapılıyorum.
    • Sonradan rahatsız olsam bile, belli durumlarda aşırı yemek yeme dürtüsüne kapılıyorum.
    • İntihar ve suç haberi aldığım zaman uzun bir süre çok etkisinde kalıyorum, bu konudaki düşüncelerimi durduramıyorum.
    • Mikroplar ve hastalıklar hakkında yersiz endişeler icat ediyorum.

  • Minyatür Bahçeler

    Minyatür Bahçeler

    “Büyük şeyler küçük paketlerde gelir.” O kadar doğru ki… Özellikler minyatür bahçecilik söz konusu olduğunda. Yaşam boyu bahçecilik gibi ama çok daha küçük boyutta!

    Minyatür bahçeler cüce ve minyatür, yavaş büyüyen bitkilerden oluşur. Bitkinin büyüme hızını (olgun halinin boyutunu değil) 2 terim tarif eder.”Cüce (dwarf)” bitkinin yılda 1 ile 6 inç arasında büyüdüğü anlamına gelir. “Minyatür” ise bitki yılda 1 inç’ten daha az büyüyor demektir.

    Gerçekçi, yaşayan bahçe görüntüsü vermek için bitkiler bir kapta en az bakımla 6 yıl kadar dayanabilecek mini aksesuarlarla birleştirilir.

    Tarihçe

    Minyatür bahçeciliğin tarihçesi bonsaiyi -minyatür bir ağaç ya da çalı yetiştirme sanatını- da kapsar. Bonsai ile bitkinin kökleri ve dalları sığ bir kaba sığacak şekilde seçilerek budanır. Böylece bitki küçük büyümek için kandırılır.

    Bonsai Çin’de Tang Dynasty (İsa’dan sonra 618’den 917’e) sırasında başlamıştır. Çin efsanelerine göre Han Dynasty’deki (İ.Ö. 206-İ.S. 220) bir imparator, sarayının penceresinden imparatorluğunu izleyebilmek için bir miyatürünü yaptırmıştır. Bütün bahçesini dağlar, vadiler, nehirler, göller ve ağaçlara çevirirken bu sanatın kendisine ait olduğunu iddia etmiştir. İmparatorluğuna bir tehdit olarak görüleceğinden ve ölümle cezalandırılabileceğinden hiç kimseye minyatür bir bahçe yapma izni verilmemiştir.

    Tren yolu bahçeciliği 1860’daki tam boy tren yollarından beri görülmektedir. Halkı etkileyip gerçek olanları satabilmek için model trenler yapılmıştır. Dışarıda tren yolları ve bahçelerde çalıştırılmıştır.

    Bugünkü yeni minyatür, cüce ağaç ve çalıların bolluğu ile minyatür bahçecilik çok daha kolay ve ulaşılabilir hale gelmiştir. 2 yeşil baş parmak? geçtiğimiz 10 yılı neyin işe yaradığını göstermekle harcamıştır, böylece bahçe meraklılarının uğraşmasına gerek kalmamıştır. Ayrıca “kendi kendine yap” takımları bunu çok daha eğlenceli, hızlı ve kolay hale getirmiştir!

    Minyatür Bahçe dekorları galerimizde…

  • Kişisel Bakım Reçeteleri

    Kişisel Bakım Reçeteleri

    İşte tepeden tırnağa kusursuz bir görünüm için, evde kendi kendinize hazırlayabileceğiniz bakım önerileri!

    Laktik asitli yüz peelingi

    Pahalı yüz peelingleri para ödemenizin gereği yok. Süt laktik asit içerir. Laktik asit, ciltteki ölü hücrelerden ve cildin en üst katmanındaki hasarlardan kurtulmayı sağlayan nazik fakat etkili bir asittir. Limon suyu, en iyi sonucu vermesi için bu asidin cilde nüfuz etmesini sağlar.

    Malzemeler:

    -1 çorba kaşığı süt tozu

    -1 çay kaşığı limon suyu

    -Yarım çay kaşığı ılık su

    Uygulama

    Malzemeleri, yumuşak fakat sürülebilir bir macun haline gelene kadar karıştırın. Burun ve çene bölgelerinde çalışarak [nazikçe]tüm yüze ovalayarak uygulayın. Bir dakika bekletin ve soğuk suyla durulayın.

    Yüzdeki şişlikleri azaltmak için

    Bazen nasıl uyuduğunuza, ne yediğinize veya ne içtiğinize bağlı olarak yüzünüze şişlikler oluşa bilir gözlerinizi veya tüm yüzünüzü şişliklerden arındırmak ihtiyacı içinde olduğunuz sabahlarda bu sahne arkası ürününe güvenin gül suyu gözenekleri sıkılaştırırken papatya çayı iltihaplanmaları ve ödemi azatlı soğuk kaşıklar ise şişlikleri hafifletir.

    Malzemeler:

    -1 bardak papatya çayı, iki adet çay poşetiyle demlenmiş

    -Çeyrek bardak gül suyu buzlu suyla doldurulmuş küçük bir kase

    Uygulama

    Soğutulmuş çayın içine gül suyunu karıştırın. Pamuk toplarını karışıma batırın ve şiş olan bölgelere hafif vuruşlar ara bol bol uygulayın. Kaşığı buzlu suya daldırın ve metalini şişliklerin üzerine bastırın.

    Patates püresinde boyun sargısı

    Bu, arta kalan yemekleri değerlendirirken boyun bölgenizde de sıkılaştırmanın harika bir yoludur.

    Malzemeler:

    -1 Bardak patates püresi

    -Gazlı bez

    -El havlusu

    Uygulama

    Kullanacağınız patates püresi soğuksa, hafifice ılık olanak dek kısa bir süre mikrodalgada ısıtın. Boynunuzun etrafına sarmak için yeterli büyüklükte bir gazlı bezinin üzerine püreyi sürün. Nazikçe boynunuzun etrafına yerleştirin. Yaklaşık olarak 20 dakika veya tamamen soğuyana kadar bekletin. Ilık suyla durulayın. Ardından, nemlendirici sürün.

    Fesleğen ışıltısı

    Dolaşımı uyarmak ve cildi tam anlamıyla parlayan, ışıltılı bir hale getirmek için harika bir bitkidir.

    Malzemeler:

    -2 çorba kaşığı taze fesleğen veya bir çay kaşığı kurutulmuş fesleğen

    -1 bardak kaynar su

    Uygulama

    Fesleğeni, soğuyuncaya kadar suda demlenmeye bırakın. Spreyli bir şişeye boşaltın ve hafifçe tüm yüzünüze sıkın. Kendi kendine kurumaya bırakın.

    Tırnak eti yumuşatıcısı

    Bu formül, tırnak etlerinin olduğu bölgeleri yumuşatacak ve tırnak etlerinin bakımını yapacaktır. İçinizden gelen makas kullanma dürtüsüne karşı direnç gösterir.

    Malzemeler:

    -2 çorba kaşığı Hint yağı[eczanelerden temin edilebilir

    -2 çorba kaşığı bitkisel margarin

    Uygulama

    Hint yağını ve bitkisel margarini mikrodalga fırına uygun bir kaba koyun. Yüksek devirde 20 saniye pişirin. Malzemeleri karıştırın ve sıvının sıcaklığının uygun olup olmadığını test edin, dokunmak için hala fazla sıcak olabilir. Bu sıvının içinde tırnakları 15 dakika bekletin. Tırnak etlerini geriye doğru ve sonra durulayın.

    Akne giderici vücut bakımı

    Malzemeler:

    -1 çay kaşığı sardunya yağı

    -1 çay kaşığı beyaz iyot

    -1 çay kaşığı epsom tuzu

    Uygulama

    Tüm malzemeleri küçük bir kAsede karıştırın. Pamuklu bir çubukla, sırttaki, göğüsteki ve koltuk altlarındaki aknelere uygulayın. Karışımı 10 dakika üzerinde bekletin, ardından ılık, ıslak bir el beziyle silerek çıkartın.

    Evinizdeki Spa’da deniz yosunu sargısı

    Hepsinden kat kat iyi olan bir numaralı spa bakımı deniz yosunu sargısıdır. Kulağa çok egzotik geliyor ve buna rağmen, bu bakımın bir kopyasını kendi banyonuzun mahremiyetinde yapmak çok kolay.

    Malzemeler:

    -1 paket kurutulmuş deniz yosunu (sağlıklı gıda malzemeleri satan dükkAnlarda yaprak halinde satılır) veya 1 bardak kelp (esmer su yosunu) tozu

    -7,5 litre

    -1 adet plaj havlusu

    -1 adet büyük plastik çöp torbası büyük bir dikdörtgen halinde kesilmiş

    Uygulama

    Deniz yosunu veya kelpi beş dakika kaynatın. Büyük bir kaseye boşaltın. Havluyu içine atın ve karışımı emmesine izin verin. Havluyu vücudunuzun etrafına sarın ve plastik torbayı da havlunun üzerine sarın. 15- 20 dakika bekleyin ve ardından durulayın.

    Deniz kumu ile dirsek ve dizler için peeling ve ovalama

    En yakındaki kumsala doğru bir yolculuk yapın ve bir kova kum alın. Kum, ölü hücrelerin temizlenmesinde oldukça etkili bir peeling malzemesidir. özelliklede dizler ve dirsekler gibi dirençli bölgeler üzerinde.

    Malzemeler:

    -2 çorba kaşığı deniz kum veya oyun kumu

    -1 çorba kaşığı bitkisel yağı

    -1 adet sünger

    Uygulama

    Dezenfekte etmek için süngeri, su ve çamaşır suyunda kaynatın. İki çorba kaşığı deniz kumunu alın ve bitkisel yağ ile karıştırın. veya sebze fırçasıyla masaj yapın. Dirseklere ve dizlere ellerinizle veya sebze fırçasıyla masaj yapın. Ilık suyla durulayın ve hafif dokunuşlarla kurutun.

    Hacim verici şampuan

    Bira, saça vücut ve hacim kazandırır ve durulandıktan sonra kokmaz.

    Malzemeler:

    -1 bardak gazı kaçmış bira

    -1 çay kaşığı zeytinyağı

    Uygulama

    Bira ile yağı küçük bir kasede çatalla karıştırın. Karışımı saça dökün ve iki üç dakika masaj yapın. Durulayın ve her zamanki bakımınızı yapın.

    Parafin mumu bakımı

    En seçkin spalar, bu ayak yumuşatıcı parafin mumu bakımı için çok para alırlar. Eğer, parafin mumu bulmakta zorlanıyorsanız eski mumları da kullanabilirsiniz.

    Malzemeler:

    -4 çubuk parafin mumu

    -1 şişe yoğun nemlendirici

    Uygulama

    Parafin mumunu mikrodalgada eritin. Korunma için ayakları ve bacakları önceden nemlendirin. Bir ayağı ılık parafine batırıp çıkarın ve bunu 3 kez tekrar etmeden önce ayağınızı çıkardığınız her seferinde biraz bekleterek parafinin kurumasına izin verin. Hava geçirmemesine yetecek kadar sıkı bir şekilde iki ayağı da naylonla sarın. Bu nemlendiricinin iyice nüfuz etmesine yardımcı olacaktır. 20 dakika bekletin. Sargıyı çıkarın ve mumu soyun. Kaba kumaştan yapılma bir el beziyle durulayın.

    Womenist

  • Emziren Anne Diyeti

    Emziren Anne Diyeti

    Emziren Anne Diyeti…

    Sağlıklı doğumun ardından her annenin, hamilelik döneminde alınan 10-12 kiloyu vermek için gayret sarf ettiğini belirten Uzman Dr. Erdoğan Yürük, diyete en az 3 hafta sonra başlanmasını tavsiye ederek, “Emziren anne en az günlük 2 bin kalori almalı, proteinlere önem vermeli, günde 2.5-3 litre sıvı tüketmeli, limonata, papatya ve ıhlamur çayı içmeli” dedi.

    Doğum Sonrası Diyet Ne Zaman Yapılır? konumuza göz atabilirsiniz…

    Zayıflama Merkezi Uzmanı Dr. Erdoğan Yürük, hamilelik döneminde alınan kiloların doğumdan sonra verilmek istendiğini kaydederek, “Amaç, ne şekilde olursa olsun kilo vermek değildir; sağlıklı beslenerek kilo vermektir. Kilo vermek için yapılan sağlıksız diyetlerde bazı temel gıdalar az veya hiç alınmamakta, bunu sonunda anne sütü azalmakta veya kalitesi bozulmakta ve neticede annede ve bebekte sağlık problemleri oluşmaktadır” dedi. Bebeklerin beslenmesinde anne sütünün en önemli besin kaynağı olduğunun unutulmamasını isteyen Yürük, “Anne sütü bebeğin beslenmesi, gelişmesi ve büyümesi için en önemli gıda olduğu gibi anne ile bebek arsında psikolojik bağ oluşmasını da sağlıyor. Bu nedenle annenin beslenirken özellikle sütünün yeterli miktarda olmasına özellikle dikkat etmesinde sonsuz fayda var” uyarısında bulundu. Emzirme süresince sütün ayda 2 kilodan fazla verilmemesini öneren Yürük şunları söyledi:

    Emziren Annelerin Birlikte Zayıflama Yorumlarına bakabilirsiniz…

    “Beslenmede proteinlere özellikle yer vermeli. Hayvansal proteinin yanında bitkisel protein (fasulye-nohut-soya) alınmalıdır. Balık haftada 1-2 öğünde yer almalı. Vitamin ve mineral yönünden zenginliği tartışmasız olan meyve ve sebzeler asla ihmal edilmemelidir. Bu dönemde sigara ve alkolün yasak olduğu da akıllardan çıkarılmamalı. Kilo vermede diyetin değişmez yardımcısı olan hareket de ideal kilolarınıza gelmenizde size yardımcı olur. Kilo verme ve tokluk meydana gelmesi konusunda akupunktur uygulamalarını da tercih edilebilir. Emziren annenin günlük kalorisi 600-750 kalori fazlalık içerir. Bu yüzden de günlük alınacak kalorinin en az 2 bin-2 bin 200 olmasına dikkat etmelidir. Diyette unutulmaması gereken diğer konu bol miktarda sıvı alınmasıdır. Sıvı alınması yaklaşık 2.5-3 litre civarında olmalı, suyun yanında az şekerli limonata, papatya çayı, ıhlamur gibi sıvılar da tüketmelidir.”

    Hamilelik Sonrası Diyet Listesi için tıklayınız!

     

    Bir haftalık diyet programı

    Dr. Yürük emziren anneler için 1 haftalık diyet programını ise şöyle açıkladı:

    1. Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Şekersiz Süt,
    – Bir Yumurta,
    – Bir Kibrit Kutusu Kadar Beyaz Peynir,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği

    Arada Acıkırsanız Bir Elma.

    Öğle :

    – Bir Porsiyon Yağ Konmadan Yapılan Etli Türlü,
    – Bir Ufak Tabak Makarna (Yağ Koymadan Haşlanacak)
    – Bir Kase Yoğurt,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği.

    Akşam Üstü Bir Dilim Kepek Ekmeği ile Bir Dilim Beyaz Peynir.

    Akşam :

    – Bir Kase Domates Çorbası,
    – Bir Balık Izgara,
    – Bol Salata,
    – Serbest Meyve.

    2. Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Şekersiz Süt,
    – Bir Yumurta,
    – Bir Kaşık Bal,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Bir Domates-

    Arada Bir Muz.

    Öğle :

    – Bir Tabak Etli Taze Fasulye (Yağ Konmayacak),
    – Bir Porsiyon Yağsız Yapılmış Pilav,
    – Bir Kase Komposto (Sakarin İle Tatlandırın),
    – Bir Dilim Ekmek.

    Akşam :

    – Bir Kase Tarhana Çorba,
    – 5-6 Adet Izgara Köfte,
    – Bir Tabak Püre,
    – Bir Kase Yoğurt,
    – Bir Tabak Kayısı.

    Yatmadan Önce Bir Bardak Şekersiz Süt.

    3.Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Taze Portakal Suyu,
    – Bir Dilim Beyaz Peynir,
    – Bir Yumurta,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği.

    Öğle :

    – Bir Tabak Taze Etli Bezelye,
    – Bir Kase Cacık,
    – Bir Ufak Dilim Börek,
    – Bir Kase Komposto (Sakkarin İle Tatlandırın),
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği.

    Akşam :

    * Bir Kase Yayla Çorbası,
    * Bir Tavuk But Haşlama,
    * İki Havuç,
    * Bir Domates,
    * Bir Salatalık ve Birkaç Yaprak Maruldan Oluşan Salata Tabağı,

    Yatmadan Önce Bir Muz.

    4.Gün

    Sabah :

    – Bir Yumurta,
    – Bir Dilim Beyaz Peynir,
    – Bir Domatez,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Birkaç Bardak Çay.

    Öğle :

    – Bir Porsiyon Barbunya Pilaki,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Bol Salata,
    – Bir Ufak Kase Kaymağı Alınmış Yoğurt,

    Akşamüstü Bir Muz.

    Akşam :

    – Bir Porsiyon Bonfile,
    – Bir Patates Haşlama,
    – Bir Tabak Taze Fasulye,
    – Bir Kase Cacık,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Bir Domates.

    Yatmadan Önce Bir Bardak Şekersiz Süt.

    5.Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Şekersiz Süt,
    – Bir Yumurta,
    – Bir Dilim Beyaz Peynir,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Birkaç Bardak Şekersiz Çay.

    Öğle :

    – 6 Adet Yağsız Kıyma ve Az Ekmekle Yapılmış Izgara Köfte,
    – Bir Ufak Kase Kaymağı Alınmış Yoğurt,
    – Bir Tabak Süt ile Yapılmış Püre,
    – Bir Portakal.

    Akşamüstü Bir Muz.

    Akşam :

    – Bir Kase Mercimek Çorbası,
    – Bir Tavuk Göğüs Haşlama,
    – Bir Tabak Taze Fasulye,
    – Bir Kase Cacık,
    – Bir Elma veya Portakal.

    6.Gün

    Sabah :

    – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Bir Bardak Süt,
    – 8-9 Adet Siyah Zeytin,
    – Bir Dilim Beyaz Peynir,
    – Birkaç Bardak Şekersiz Çay.

    Öğle :

    – Bir Tabak Yağsız Et İle Yapılmış Türlü,
    – Bir Kase Cacık,
    – Bir Ufak Tabak Yağsız Yapılmış Pilav,
    – İki Portakal.

    Akşamüstü Bir Bardak Ayran.

    Akşam :

    – Bir Dilim Kepek Ekmeği Bir Adet Alabalık Haşlama,
    – Bir Domates,
    – İki Havuç,
    – Bir Salatalık,
    – Birkaç Yaprak Maruldan Oluşan Tabak,
    – Bir Ufak Tabak Yağsız Makarna (Üzerine İki Kaşık Yoğurt Koyabilirsiniz),
    – İstediğiniz Meyveden Bir Porsiyon Yiyin.

    7.Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Şekersiz Süt,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Bir Dilim Beyaz Peynir,
    – Bir Domates,
    -Birkaç Bardak Şekersiz Çay.

    Öğle :

    – Bir Tabak Taze Bezelye,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Bir Kase Cacık, İki Havuç,
    – İki Domates,
    – Bir Haşlanmış Patates,

    Akşamüstü Bir Elma Ve Bir Portakal.

    Akşam :

    – Bir Kase Domates Çorbası,
    – Bir Bonfile,
    – Bir Dilim Kepek Ekmek,
    – Bir Patates Püre,
    – Bir Domates,
    – Bir Salatalık,
    – Bir Havuç,
    – Bir Muz.

    Not: doktorunuza başvurmadan denemeyin !

    ilgili konular :
    Doğum Sonrası Diyet Ne Zaman Yapılır?
    Doğum Sonrası Forma Girme Rehberi
    İdeal kilo ile hamile kalın
    makalemize tıklayarak bakabilirsiniz…

  • Mevsimsel Alerji İçin Isırgan Otu

    Mevsimsel Alerji İçin Isırgan Otu

    Dr. Mehmet Öz, mevsimsel alerjileri doğal çözümlerle engellemenin yollarını açıklıyor…

    Mevsimsel alerji semptomlarını hafifletmek için doğal yollardan uygulanabilecek bazı çözümler vardır. İlki, kuersetindir. Turunçgiller, elma ve soğanda bulunan bu flavonoidin anti-histamin özellikleri olduğu kanıtlanmıştır.

    Histamin, bir şeye alerjik reaksiyon gösterdiğiniz zaman, vücudunuz tarafından salgılanan bir kimyasaldır; dolayısıyla bu kimyasalı bloke ederek alerji semptomlarını hafifletebilirsiniz.

    Doğum çözüm: Isırgan otu

    Kuersetinin aynı zamanda anti-enflamatuar özelliklere sahip olduğu da kanıtlanmıştır. Bir bitki olan öksürük otu da doğal bir anti-histaminik olarak kullanılır ve etkili olduğu kanıtlanmıştır. Alerji semptomlarını rahatlattığı varsayılan bir diğer doğal çözüm ise ısırgan otu bitkisinden yapılan ısırgan otu çayıdır.

    Bu çay önleyici tedbir olarak, semptomlar başlamadan önce içilebilir. Son olarak, alerjiler çoğunlukla genizdeki alerjenlerin birikmesiyle oluştuğundan, neti pot denilen burun yıkama kabını kullanarak, nasal irrigasyon dediğimiz, burna hafif tuzlu su verme işlemini uygulamak, alerjenleri dışarı atarak alerji semptomlarını hafifletebilir.

    Ilık bir tuzlu su çözeltisi ve temiz bir neti pot kullanmaya dikkat edin.

    Alerjiyi ciddiye alın!

    Doğal çözümler bazı mevsimsel alerji semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir ama herhangi bir tedaviye başlamadan önce bir alerji uzmanına danışmak en doğrusudur. Alerjiler yaşamınızı tehdit edebilir ve ciddiye alınmalıdır.

    Dr. Mehmet Öz

  • Tüp Bebek Nedir ?

    Tüp Bebek Nedir ?

    Son 30 yılda hayatımıza giren ve sıradan bir yöntem haline gelen tüp bebek uygulaması nedir ve nasıl yapılır? İşte tüp bebek uygulaması ile ilgili merak edilen soruların cevapları…

    Tüp bebek uygulamasını kısaca özetlemek gerekirse, kadın ve erkeğe ait üreme hücrelerinin vücut dışı koşullarda döllenme işlemi diyebiliriz.

    Bu yöntemde erkek ve kadın üreme hücreleri vücut sıcaklığındaki, uygun bir ortamda 48 saat bekletilir. Bu sürede elde edilen yumurtaların yaklaşık yarısında döllenme oluşur. Bu döllenmiş yumurtalar embriyo (cenin) olarak adlandırılır ve son hedef olan kadın rahmine yerleştirilir.

    Tüp bebek uygulaması nasıl yapılır?

    Embriyolar rahim içerisine rahim ağzından ince bir katater ile yerleştirilir. Bu işlemler sonucu kadınların yaklaşık % 50′sinde gebelik oluşur. Ancak bu gebeliklerin bir kısmı düşük ile sonlanır. Tedaviye giren çiftlerin uygulama başına yaklaşık % 40′ında çocukları olur. Bu oran birçok uygulama sonucu % 70 – 80′lere çıkabilir. Geri kalan % 20 – 30′luk grup modern tıbbın bütün olanaklarına rağmen günümüzde çocuk sahibi olamaz.

    Tüp bebek uygulamasında başarı şansı nedir?

    Tüp bebek yöntemlerinde çeşitli ilaçlarla (Gonal-F, Puregon, Menogon) kadının yumurtalıklarının uyarılması sağlanır. Yumurtalıkların uyarılmasının amacı, embriyo oluşturmaya aday çok sayıda yumurta elde etmek. Çok sayıda embriyonun rahim içine yerleştirilmesinin (embriyo transferi) gebelik şansını artırdığı görüldü (gebelik oranları, bir embriyo yerleştirildiğinde yaklaşık %10, üç embriyo yerleştirildiğinde ise % 40 -50 civarında).

    Tüp bebek hakkında genel bilgiler

    Tüp bebek, klasik yöntemler ile gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şekli. Erkek (sperm) ve dişi (yumurta) döl hücrelerinin laboratuvar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların, rahime transferi ilkesine dayanır. Laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen döllenme, kendiliğinden (in vitro fertilizasyon) ya da insan eliyle, tek yumurta içine tek sperm verilmesi ile (mikroenjeksiyon) sağlanır.

    Kısırlık ve tüp bebek uygulaması

    Tüp bebek, önceleri enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanmaya başlanmış, kısa bir süre sonra ise kısırlığa yol açan diğer nedenlerin tedavisinde de kullanılır hale gelmiş. Bugün, endometriozis, nedeni açıklanamayan kısırlık olguları ve erkeğe bağlı kısırlıkta, tüp bebek yöntemleri ile başarılı sonuçlar alınır.

    Özellikle son yıllarda uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon, sperm sayısının çok düşük olması ve hatta menisinde hiç sperm olmamasına karşın, testisinde sperm bulunan erkeklerin tedavisinde bir devrim olarak nitelendiriliyor.

    İlgili Konular ;
    Tüp Bebek Özel Bölüm
    Tüp Bebek Deneyimleri Tüp Bebek Başarı Hikayeleri
    2012 Tüp Bebek Günlüğümüz !