Blog

  • Kurban Eti Nasıl Saklanır? İşte Takip Etmeniz Gereken 5 Adım

    Kurban Eti Nasıl Saklanır? İşte Takip Etmeniz Gereken 5 Adım

    Kurban Bayramı yaklaşırken, en merak edilen konulardan biri de kurban etinin nasıl saklanacağı. Dini vecibemizi yerine getirdikten ve kurbanımızı paylara bölerek komşularımızla paylaştıktan sonra kalan etleri hepimiz bir şekilde saklıyoruz. Peki bunu doğru yapıyor muyuz? İşte kurban etini saklarken dikkat etmeniz gerekenler:

    Etinizi bekletin
    Kurban etini, 14-20 dereceye kadar serin bir yerde 5 saat boyunca muhafaza edin. Daha sonra parçalama işlemini gerçekleştirerek, buzdolabına yerleştirin. Çünkü uzmanlara göre, kesimden hemen sonra, dinlendirilmeden buzdolabına konan etler, bakteri üretimine yol açıyor.

    2.jpg

    Hijyene dikkat edin
    Eti parçalara ayırmadan önce ellerinizin temizliğinden emin olun. Etleri keseceğiniz tahtayı, bıçağı ve etleri koyacağınız kapları bir gece önceden kaynar suda yıkayın. Sakatatları ve etleri mutlaka ayrı kaplara koyun.

    3.jpg

    Beş günden uzun süre sonra tüketeceğiniz etleri, derin dondurucuda saklayın
    Etler buzdolabında maksimum beş gün saklanabilir. Süre uzadıkça etin rengi koyulaşmaya başlar. Renginin koyulaşması tek başına etin bozulduğu anlamına gelmez. Bunun yanında ette koku ve doku değişiklikleri etin bozulmaya başladığını gösterir. Beş günden uzun süre sonra tüketeceğiniz etleri mutlaka derin dondurucuda saklayın.

    4.jpg

    Saklayacağınız eti porsiyonlara bölün

    Etleri isteğinize uygun şekilde parçalayıp saklama poşetlerine koyarken, ihtiyacınızı göz önünde bulundurarak, bir kerede tüketebileceğiniz porsiyonlara bölerek saklayın. Çünkü dondurulan eti çözdükten sonra bir kerede tüketmelisiniz. Çözülen etin tekrar dondurulması bozulmasına sebep olacaktır.

    5.jpg

    Dondurulmuş eti buzdolabında çözün
    Dondurulan kurban etini daha hızlı çözülmesi için sıcak suya koymayın. Bu ette oluşacak bakteri hızını ve miktarını arttırır. Derin Dondurucu’dan çıkardığınız etleri mutlaka buzdolabına koyarak çözülmesini bekleyin.

    6.jpg

    Kaliteli bir Derin Dondurucu tercih edin
    Eğer hala bir dondurucunuz yoksa, bu alanda kalitesini kanıtlamış, etlerinizi güvenle saklayabileceğiniz Uğur Derin Dondurucu’lar şimdi 7 yıl garantili. Siz de 31 Ağustos’a kadar Uğur’a gelin, 7 yıl garantili ürünlerimizle evinize Uğur katın!

    Detaylı bilgi için tıklayın!

    7.jpg

  • PRP Tüp Bebek Tedavisinde Nasıl Uygulanır?

    PRP Tüp Bebek Tedavisinde Nasıl Uygulanır?

    Sağlıklı bir çocuk sahibi olmak isteyen, ancak birtakım sağlık sorunları sebebiyle bunu gerçekleştiremeyen çiftler için günümüzde pek çok farklı tedavi yöntemi uygulanabilmektedir. Günümüzün üreme tedavisi seçenekleri göz önünde bulundurulduğunda aslında kısırlık yakın zamanda tarihe karışacak denebilir. Şöyle ki; aşılama tedavileri, yumurtlama tedavileri, hormonsal salınımı düzenleyici tedaviler ve en çok da tüp bebek tedavisi sayesinde kısırlıktan mustarip olan pek çok çift bebek sahibi olabiliyor. Dünya genelinde 40 yılı aşkın süredir uygulanmakta olan tüp bebek tedavisi çok başarılı sonuçlar vermekte, imkansıza yakın vakalarda bebek sahibi olabilmeyi mümkün kılmaktadır. Özellikle de son yıllarda klasik tüp bebek tedavisine yardımcı olarak uygulanan ekstra tekniklerle gebelik elde edebilmek çok daha kolay hale gelmiştir.

    Tüp bebek tedavisi

    tup_bebek_prp_tedavisi.jpg

    Klasik tüp bebek tedavisi; kadının ve erkeğin üreme hücrelerinin alınarak laboratuvar ortamında döllenmesi ve döllenme ile elde edilen embriyolardan en sağlıklı olanın anne adayının rahmine transfer edilmesi işlemdir. Bu tedavi yöntemi tüm dünyada yaklaşık 45 yıldır uygulanmakta ve pek çok kısırlık vakasında başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Ancak yıllar içinde elde edilen ilerlemeler sayesinde tüp bebek tedavisi yeni yöntemlerle desteklenmekte ve başarı şansı da ciddi oranda artmaktadır. Örneğin; yumurtlama tedavileri ile kadının yumurta sayısı ve kalitesi artırılmakta, erkekten alınan meninin içindeki spermler bazı özel solüsyonlar içinde bekletilerek sperm kalitesi artırılmaya çalışılmakta, mikro- enjeksiyon tekniği sayesinde sağlıklı tek bir sperm ile döllenme gerçekleştirilebilmektedir. Yani tüp bebek tedavisi en başarılı üremeye yardımcı teknik olmakla birlikte ek tedavi uygulamalarıyla bu başarı oranı ve şansı çok daha fazla artmaktadır. Bu bağlamda son dönemde yeni yeni uygulanmaya başlanan ve pek çok alanda kullanılarak devrim niteliğinde sonuçlar veren PRP uygulaması da tüp bebek tedavisinde başarı şansını oldukça artırmaktadır. Bununla birlikte PRP sonrasında tüp bebek tedavisine gerek kalmadan bile gebe kalabilmenin mümkün olduğu vakalar da gözlenmiştir. Yani yumurtalıklarda PRP’nin yarattığı etki doğal yolla gebe kalabilmeyi mümkün hale getirmiştir.

    PRP nedir?

     

    prp_tup_bebek_tedavisi.jpg

     

    Yeni nesil hücre yenileme ve canlandırma uygulaması olan PRP (platelet rich plasma), “platelet/ trombosit hücreleri bakımından zengin kan” anlamına gelmektedir. PRP işleminde kişinin kendi kanından elde edilen platelet, yani trombosit hücreleri ve büyüme faktörlerinden zengin plazma kullanılmaktadır. Söz konusu gebelik ve gebe kalabilme olduğunda ise kadın kısırlığı sebeplerinin başında gelen yumurta rezervinin kalite ve sayı bakımından düşüklüğü sorununda PRP uygulanması ile gebelik elde edilebilmektedir.

    Kadınların yaşı ilerledikçe ve özellikle de yaş 35’i geçince yumurtlama bozuklukları ve anomali hastalıkları dolayısıyla kısırlık sorunu ortaya çıkabiliyor. Bu tür bir durumda kadınlar bebek sahibi olma isteğinden zorunlu olarak vazgeçmek durumunda kalabiliyor. Ancak yumurtlama sürecini yeniden aktif hale getirebilecek bir uygulama olan PRP sayesinde ileri yaşlarda bile gebe kalabilme şansı doğuyor. Şöyle ki; kadının kendi kanından elde edilen trombosit açısından zengin kan yumurtalıklarına enjekte edildiğinde burada büyüme ve gelişme süreci yeniden aktif hale getiriliyor. Zaten kadın kaç yaşına gelirse gelsin, menopoza girmiş olursa olsun yumurtalıklarında hala yumurta hücresi bulunmakta, ancak bunlar pasif durumdadır. İşte PRP ile bu pasif yumurtalar aktif hale getirilir ve yumurtlama sayesinde de döllenme, embriyo elde edebilme ve gebelik mümkün olur. PRP yumurtalıklarda bir tür yenilenme ve onarım sürecini başlatır ve gebelik elde edebilmek kolaylaşır.

    PRP nasıl elde edilir? 

    PRP için kişiden kan alınır ve bu kan özel tüplere konur. Bu tüpler yüksek hızda dönen santrifüj cihazına alınır. Santrifüj cihazı, belli bir hızda bir süre dönerek platelet hücrelerinden zengin plazma elde edilebilir.

    PRP uygulaması nasıl yapılıyor?

    Tüp bebek tedavisinde PRP uygulaması kadının kendi kanından elde edilen trombosit açısından zengin içeriğin; rahim zarının istenen kalınlığa erişmesi için rahme, yumurtaların aktif hale gelmesi için de yumurtalıklara enjekte edilmesi işlemidir. Çünkü tüp bebek tedavisinde yeterli rahim zarı kalınlığı elde edilmediğinde embriyo rahme tutunamamakta, kadının yeterli canlılıkta yumurtası yoksa da embriyo elde edilememektedir. Tüp bebek tedavisi için rahim zarı ince kadınlarda tüp bebeğe ek olarak kendi kanından elde edilen PRP serumu enjekte edilerek, gebelik şansı arttırılmaktadır. Bu işlem ile anne adayının rahim zarı kalınlaştırıldığında, gebelik şansı yaklaşık % 61 oranda artabiliyor.

    PRP ile yumurta kalitesini de artıyor!

    PRP’li tüp bebek yöntemi ile hem rahim zarı istenen kalınlığa erişebiliyor hem de yumurta kalitesi arttırılabiliyor. Zira PRP tedavisi, kadının kendi kanından trombositlerin ayrılması ile elde edilen zengin plazmanın ihtiyaca göre yumurtalıklara enjekte edilmesi ile de yumurta kalitesini artırabilir, artık uykuda olan yumurtaların yeniden aktif hale gelmesinde etkili olabilir. Yani tüp bebek tedavisinde rahim zarını uygun kalınlığa getirmek için kullanılan bu yöntem ile yumurtalık rezervini iyileştirme şansı da edilmektedir.

    tup_bebek_prp_uygulamasi.jpg

    Yumurtalık rezervi kötü olan, serum AMH ve FSH düzeyleri bozulmuş olan ve 1 yıldan uzun süredir adetgörmeyen kadınlara tüp bebek PRP desteği de veriliyor. PRP’de ultrasonografi ile izlenerek gerçekleştirilen trombosit bakımından zengin olan kanın enjeksiyonuyla yumurtalık fonksiyonları bozulan kadınlarda işlem sonunda serum düzeyleri normale gelebiliyor. Bu işlemden yaklaşık 2,5 ay gibi kısa bir süre sonrasında yapılan tüp bebek denemeleri başarılı sonuçlar verebiliyor. PRP yapılan kadınlarda tüp bebek tedavisinde özellikle de yumurta toplama süreci daha başarılı bir şekilde sonuçlanmaktadır. Bu bakımdan uzmanlar PRP işleminin tüp bebek tedavisinde başarıyı artırmada önemli olduğunu düşüncesindeler.

    PRP hangi hastalarda yapılabilir?

    PRP işlemi, kişinin kendi kanından elde edilen trombosit bakımından zengin içeriğin yeniden kendisine enjekte edilmesiyle gerçekleştirilmekte ve enjeksiyon yapılan bölgede hücresel bir canlılık, uyanış ve yenilenme olması amaçlanmaktadır. Bu işlem rahim zarının yeterince kalınlaşmadığı tespit edilen kadınlara ve yumurtalıklarında çok ciddi sorun olan kadınlara uygulanmakta ve başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Bunların yanında daha önceden tüp bebek tedavisi yapılmış ve başarı elde edilmemiş kadınlara ya da ileri yaş nedeniyle yumurtalık rezervi oldukça azalmış kadınlara da uygulanabilir. Ayrıca yine menopoza giriş döneminde olan, ancak yumurtalık fonksiyonları yeniden başlatılması mümkün olan kadınlar için de PRP uygun bir işlemdir, doğru bir tedavi seçeneğidir.

    Tüp bebek PRP işlemi sonrası nasıl takip edilir?

     

    tup_bebek_prp_sonrasi.jpg

     

    PRP tedavisi alan kadınlardan öncelikle hiç adet görmeyenlerin adet düzenleyici kullanmaları gerekiyor.

    PRP sonrasında ilk doktor kontrolü genellikle ikinci adet döneminde olurken, bazı vakalarda doktor ilk adet döneminde de kontrol isteyebilir.

    PRP sonrasında doktor genellikle adetin 2. ya da 3. günleri arasında kontrole çağırmaktadır.

    PRP sonrası doktor kontrolünde öncelikli olarak; ultrasonografik olarak yumurtalıkların değerlendirilmesi ve daha öncesinde yumurta kesesi (folikül) görülmeyen kadınlarda yumurta keselerinin izlenip izlenmediğinin görüntülenmesi amaçlanmaktadır.

    Bazı vakalarda kadının kan ve hormon seviyeleri de eş zamanlı olarak değerlendirilmek istenir.

    PRP sonrasındaki kontrollerde belirgin yanıt gözlenemezse, sonraki adet dönemlerinde izlemek için yeniden muayene önerilebilir.

    PRP işleminin başarılı sonuç vermesi bir taraftan da doktor kontrollerinin aksatılmaması ve doktorun önerilerine uyulması ile mümkün olabilir.

    Kaynak: https://www.bulenttiras.com/prp-uygulamasi-sonrasinda-takip-nasil-olacaktir

  • Hamilelikte Kültür Mantarı Yenir Mi?

    Hamilelikte Kültür Mantarı Yenir Mi?

    Hamilelikte kültür mantarı tüketilir mi sorusuna uzman tarafından verilen genel cevap eğer yenmek istenen mantarın türü güvenilirse yenebilirdir. Ülkemiz mantar çeşitliliği açısından zengin bir ülkedir. Ülkemizde yenebilen bazı mantar türleri ise; imparator mantarı, kuzu göbeği mantarı, perstik mantarı, istiridye mantarı, sığır dili mantarı, şitake mantarı olarak gösterilebilir. Özellikle hamilelikte mantar zehirlenmesi geçirmek istemeyen kişilerin tek tercihi kültür mantarı olmalıdır.

    Hamilelikte Kültür Mantarı Yenir Mi? | 1

    Emziren Annelerin Kültür Mantarı Tüketmesinde Sakınca Var Mı?

    Emziren anne kültür mantarı yiyebilirmi sorusunun cevabı kısaca evettir. Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalarda kültür mantarında herhangi bir zehrin izine rastlanmamıştır. Özellikle paketlenmiş kültür mantarlarının tüketilmesi emziren annelerin sağlığının korunması açısından daha garanti olacaktır. Kültür mantarı B vitamini, C vitamini ve çeşitli mineraller içerdiği için hamilelerin ve emziren annelerin tercih etmesi gereken zengin bir besindir. Ayrıca kültür mantarının en önemli özelliği karbonhidrat ve yağ oranı açısından düşük protein değerleri açısından yüksek olmasıdır. Et tüketme imkanı olmayan ve et yemeyi sevmeyenler tarafından et yerine tercih edilen mantar önemli bir protein kaynağıdır. Bununla beraber içeriğinde ki bu proteinlerin %70-%75’lik kısmı vücudumuz tarafından tamamen hazmedilmektedir.

    Hamilelikte Kültür Mantarı Yenir Mi? | 2

    Hamilelikte Melki Tüketilir Mi?

    Özellikle Çanakkale ve çevresinde mantar ile yapılan bir yemek türü olan melki, çıntar adıyla da bilinmektedir. Kuzey Ege çevresinde sevilen bu yemek melki ya da çıntar adıyla bilinen mantardan yapılmakta. Hamilelikte melki yenir mi sorusunun cevabı ise evettir. Bahar aylarında yağmurun yağmasıyla beraber ormanlarda ve dağlarda ortaya çıkan bu mantar türü çok lezzetli ve sağlık açısından oldukça faydalıdır. Kalsiyum, fosfor, demir mineralleri bakımından oldukça zengin olan melki mantarı ızgara, sote, kavurma gibi farklı şekillerde de tüketilmektedir.

    Hamilelikte Kültür Mantarı Yenir Mi? | 3

    Mantarların Faydaları

    Vejetaryenler ve veganlar tarafından et yerine tercih edilen mantarlar diğer sebzelere oranla çok daha fazla besin değerine sahiptir. Çocukların zihinsel gelişimlerini olumlu etkileyen mantarlar vücudunuz için gerekli olan birçok aminoasiti size sağlar. Düşük kalorili bir besin olduğundan özellikle diyet yapanlarda tarafından da çokça tercih edilen mantarlar bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirir.

    Hamileyken Kültür Mantarı Yiyenler Tıklayın !

    Hamilelikte Elma Yemenin Faydaları Zararları Nelerdir? Tıklayın !

    Hamilelikte Folik Asit Alabileceğiniz 7 Yiyecek Tıklayın !

    Hamilelikte Süt İçmenin Faydaları Tıklayın !

    Gebelikte Mandalina Yemenin Faydaları Tıklayın !

    Hamilelikte Temel Besin Kaynakları Tıklayın !

  • Mide Kanseri Belirtileri Tedavisi

    Mide Kanseri Belirtileri Tedavisi

    Mide kanserin tanısı ve tedavisi konusunda son yıllarda ciddi ilerlemeler yaşanmış ve korunmanın yolları bulunmuştur. Dünya genelinde görülme sıklığına göre mide kanseri 4. Sırada yer almaktadır. Türkiye’de de sıklıkla karşılaşılan bir kanser türü olan mide kanseri, midenin mukozasında kötü huylu tümörün oluşmasıyla başlar ve oradan diğer organlara sıçrayabilir. Dünya genelinde her yıl 800 bin kişinin ölümüne yol açan mide kanseri için en önemli şey erken teşhistir. Aşağıda yazımızda yer verdiğimiz belirtiler eğer sizde varsa bir doktora başvurmanızı öneririz.

    Mide Kanseri Belirtileri Neler?

    Mide kanseri ilk evrelerinde pek fazla belirti göstermeyen bir hastalıktır. Genel belirtileri ise hazımsızlık, şişkinlik, doygunluk hissi, mide bulantısı, kusma’dır. Özellikle bu tarz şikayetleri olmayan kişilerde bu şikayetler gözlenmeye başlandığında bir doktora başvurulmalıdır. Mide kanseri tedavisi için erken teşhis en önemli noktadır ve aşağıda sıraladığımız belirtiler sizde görülüyorsa doktor kontrolüne başvurmanız önemlidir.

    • Geğirme ve mide asidinin yüksek olması
    • Uzun süren doygunluk hissi ve erken doluluk hissi
    • Kilo kaybı
    • Mide de kanama
    • Kan pıhtısı oluşumuna bağlı ani göğüs ağrısı ve nefes darlığı
    • Bulantı
    • Mide ve göğüs boşluğunda ağrı ve yutma güçlüğü

    Yukarıdaki belirtilere ek olarak ileri evre mide kanseri belirtileri olarak ciddi kilo kaybı, dışkıda kan ve batında sıvı birikmesi meydana gelebilir. Ancak şunu da belirtelim ki bir kişi de bu belirtilerin gözükmesi kesin olarak mide kanseri demek değildir.

    Mide Kanseri Belirtileri Tedavisi | 7

    Mide Kanseri Tedavisi

    Mide kanseri evreleri belirlendikten sonra tedavi süreci başlar. Çok aşamalı bir tedavi süreci olan mide kanseri tedavisinde en önemli nokta kötü huylu tümörün çıkartılmasıdır. Bu aşamada da en önemli nokta erken teşhistir. Çünkü ileri seviyede bir mide kanseri hastasına cerrahi müdahale yapılamayabilir.

    Cerrahi müdahale sırasında midenin bir kısmı veya tamamı alınarak tümörden temizlenir. Hastaların günlük hayatlarına dönebilmeleri için diyetler önerilmektedir. Tüm midesi alınan hastalarda bağırsaktan yeni mide yapılır. Bu şekilde hastanın normal hayatına devam etmesi sağlanır. Bazı durumlarda cerrahi müdahale sonrası ışın veya ilaç tedavisi ile tedavi süreci devam etmektedir.

    Mide Kanseri Belirtileri Nelerdir? Tıklayın !

    Mide Kanseri Ameliyatı Olanlar Tıklayın !

  • Siyah Noktalar İçin Kivi Maskesi Tarifi

    Siyah Noktalar İçin Kivi Maskesi Tarifi

    Siyah noktalar nasıl geçer? Evde siyah noktalarınızı kolayca yok edebileceğiniz Suna Dumankaya’nın siyah nokta maskeleri makalemizde sizlerle…

    Siyah noktalar için yapılan kivi maskesinin yapılışı şu şekildedir:

    • Öncelikle 1 adet kivinin kabukları soyulmalıdır.
    • Kabuğu soyulan kivi mutfak robotu veya blender yardımı ile püre haline getirilmelidir.
    • Bir kaba 1 veya yarım çorba kaşığı kadar yoğurt, yarım çorba kaşığı kadar zeytinyağı ve püre haline getirilmiş olan kivi eklenmelidir. İyice birbirlerine karıştırılmaları gereklidir.
    • Yüz temiz ise bu karışım yüze sürülebilir. Eğer yüz temiz değil ise öncelikle temizlenmelidir. Karışım yüze ince bir katman halinde sürülmelidir. Maske şeklinde durmalıdır.
    • Kuruyana kadar kivi maskesi yüzde bekletilmelidir. Kuruduktan sonra ılık su ile maske temizlenmelidir.

    Siyah Noktalar İçin Kivi Maskesi Tarifi | 9

    Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya’dan Kivi Maskesi Tarifi

    Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya’nın önerdiği kivi maskesinin yapılışı şu şekildedir:

    • Öncelikle kivi maskesi yapılmadan önce, 3-4 adet badem bir gece öncesinde suda bekletilmelidir. Kivi maskesinin yapılacağı gün ise bu bademler ezilerek püre haline getirilmelidir.
    • 1 adet kivinin kabuğu soyulmalıdır ve püre haline getirilmelidir.
    • Püre haline gelmiş olan bademler ve kivi, 1 çorba kaşığı kadar nohut unu ile karıştırılmalıdır.
    • Karışım yüz ve boyun bölgesine maske şeklinde uygulanmalıdır.
    • Bu maske yüzde yaklaşık olarak 15-20 dakika gibi bir süre bekletilmelidir.
    • Bekleme süresi dolduktan sonra maske ılık su ile çıkartılmalıdır.

    Siyah Noktalar İçin Kivi Maskesi Tarifi | 10

    Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya’nın Önerdiği İkinci Kivi Maskesi Tarifi

    Suna Dumankaya’nın önerdiği kivi maskesi tariflerinden bir diğerinin yapımı şu şekildedir:

    • 1 adet kivinin kabukları soyulmalı ve püre haline getirilmelidir.
    • Bu kivi püresi 1 tatlı kaşığı limon suyu ile karıştırılmalıdır.
    • Karışım yüz ve boyun bölgesine maske şeklinde uygulanmalıdır.
    • Maske yüzde 15-20 dakika gibi bir süre bekletilmelidir.
    • Bekleme süresi dolduktan sonra maske temizlenmelidir.

    Siyah Noktalara Kesin Çözüm Yöntemleri Tıklayın !

    Burun Üstündeki ve T Bölgesindeki Siyah Noktalar İçin Maske Tarifi Tıklayın !

    Yaprak Jelatinden Yüz Temizleme Bandı Nasıl Yapılır? Tıklayın !

    Doğal Yöntemlerle Siyah Noktaları Temizlemek İçin Limon Maskesi Tıklayın !

  • Oral Seks Zararları Nelerdir?

    Oral Seks Zararları Nelerdir?

    Oral seks karşımızdaki kişinin cinsel organını ağız yoluyla uyarmaya denir. Oral seks zararları nelerdir? makalemizde oral seksin yol açtığı hastalıklara yer verdik.

    Oral Seksin Zararları Nelerdir?

    Uçuk:

    Herpes siplemks virüsü oral seksle en çok bulaşan cinsel hastalığa neden olan virüstür. Ağız çevresi yaralardan sorumlu olan türü HSV1; genital yaralardan sorumlu olansa HSV2 dir. Ne yazık ki, hiçbir semptom olmasa bile bu iki türden birini bulunduran bir kişiden kapmanız mümkündür. Gözle görülen yaralarınızı kontrol altında tutmak herpesten kaçmak için yeterli değildir. Uçuk tedavi edilemez ve ömür boyu kalıcıdır.oral_seksin_zararlari_nelerdir (1)

    HPV:

    HPV vücut sıvısı transferi ile değilde cilten cilde temas yoluyla bulaştığından diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklardan farklıdır. HPV aynı zamanda genital siğil olarak da bilinir ve oral seks ile hızlıca bulaşır. Bazı uzmanlar oral seksin gırtlak kanserine bile yol açabildiğini ve kadınlarda serviks kanserine neden olabildiğini söylemiştir. 18-26 yaş arasındaki kişiler için 3 dozdan oluşan HPV aşısı vardır. Ancak, tedavisi yoktur; gençler, erkekler ve yaşlı bayanlar için uygun bir aşı da yoktur.

    Bel Soğukluğu:

    Oral seks yoluyla kolayca bulaşabilen boğaz ağrısı, sarı ve beyaz akıntı, yutma güçlüğü ve kırmızı lekeler belirtileriyle boğaz enfeksiyonlarına neden olan bir hastalıktır. Oral yolla bulaştığında tüm vücuda yayılabilir ve cinsel organ da etkilenir.İlaç tedavisinde antibiyotik kullanılır ancak çoğu antibiyotik dirençli hale gelmiştir. Tedavisi 4 ay alabilir ve bu süreçte bel soğukluğu hala bulaşıcıdır. Gonore kadınların serviks bölgesinin derinlerinde olduğundan bir erkeğin kadından oral seksle bu hastalığı kapmasındansa kadının erkekten kapması daha olasıdır.

    Klamidya:

    Raporlara göre oral seksle klamidyaya yakalananların sayısı çok fazladır. Neyse ki, antibiyotiklerle 2 haftada tedavi edilebilmektedir ama sizinle beraber partneriniz de iyi şekilde tedavi edilmezse tekrar edebilir. Belirtileri genital akıntı,soğuk algınlığı semptomları, boğaz ağrısı, işeme sırasında yanma, seks sırasında acı ve testiste acıdır. Gonore gibi, kadınların erkeklere oral seks yaparken yakalanma olasılığı erkeklerinkinden daha yüksektir.

    Frengi:

    Oral seksle kolayca bulaşır. Herpes ve HPV aksine, frengi sadece semptomları gösterdiği aşamada bulaşıcıdır. Belirtiler ellerde ve ayaklarda yaralar, şişmiş lenf düğümleri, ateş, saç dökülmesi, baş ağrısı, kilo kaybı ve bitkinlik şeklindedir. Eğer tedavi edilmezse, frengi beyne zarar verip düzensiz ve şiddetli davranışlara neden olabilir.

    Hepatit B:

    Ağız ve genital bölge ilişkisinden değil Hepatit B ağız ve anal bölge ilişkisinden bulaşır. Neyse ki, 1. dünya uluslarında yaşayan insanların çoğu Hepatit Bye karşı aşılanıyor.Tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için olduğu gibi prezarvatifsiz ilişkiye girmeyin

    HIV:

    HIV anal ve vajinal seksle bulaşabildiği gibi oral sekslede bulaşabilmektedir. Ağızda kesikler ya da yaralar varsa enfeksiyonun ağız içine yerleşme riski daha fazladır.

    Oral Seks İlgili Konular;

  • En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi

    En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi

    En kısa zamanda saç uzatma maskesi için ihtiyacınız olan şeyler, öğütülmüş çörek otu, öğütülmüş çemen tohumu ve hindistan cevizi yağıdır, kolaylıkla bulunabilecek malzemelerle saçlarınız kısa sürede uzayacaktır.

    Saç maskesini yapmak için tüm malzemeleri boş şişeye koyun.
    Bir tencerede su kaynatın, suyu ateşten alın, su çok aşırı sıcak olmamak kaydıyla, şişeye hazırladığınız olan saç uzatma maskenizi bu suda 15 dakika bekletin, daha sonra bu şişeyi sudan alıp, 15 gün boyunca güneş altında bekletin.

    En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi

    Hızlı saç uzatma maskesinin içinde yer alan hindistan cevizi yağı antioksidan içeriği ile saçlarınızı besler, yumuşaklık ve parlaklık verir.
    Hindistan cevizi yağı, E vitamini, K vitamini ve demir bakımından zengin olduğundan saçlarınızı hızla uzatırken, kepeği de ortadan kaldırır.
    Çemen otu saçlarınızın sağlıklı büyümesi için oldukça faydalıdır.

    Çemen otu tohumu büyük protein ve nikotinik asit kaynağı ile saç dökülmesini azaltır, saçlar için gerek vitamin ve mineralleri sağlayarak saçlarınızın hızla büyümesini sağlar. Ölümden başka her derde deva olan çörek otu, B1 vitamini, B2 vitamini, B3 vitamini, folik asit, kalsiyum, demir, bakır, çinko, fosfor ve diğer yararlı asitler içerir.

    Çörek otu iyi yağ asitleri ve esansiyel yağlar ile saçlardaki çatallaşmayı ve ve erken ağarmayı önleyip, saçlarınızın sağlıklı uzamasını sağlar.

    Saç Uzatma Maskesi Malzemeleri

    • 100 ml hindistan cevizi yağı (organik hakiki hindistan cevizi yağı olmalı)
    • 1 yemek kaşığı çemen tohumu
    • 1 yemek kaşığı çörek otu
    • Boş bir şişe

    Saç Uzatma Maskesi Nasıl Yapılır?

    • Saç uzatma maskesinin uygulanışına gelince, öncelikle saçınızı suyla ıslatıp nemlendirin
    • Ardından maskeyi, kafa deriniz ve saçlarınız olmak üzere tüm başınıza sürün.
    • 2 saat kafanızda maske kalsın.
    • Daha sonra şampuanlayıp yıkayın, saç nemlendiricinizi sürün.
    • Sonuçları 4 hafta içinde görmeye başlayacağınızdan, sabırlı olmalısınız.
    • 6 Haftada bir maskeyi uygulayabilirsiniz

    Dilerseniz bir önceki konumuz olan Hızlı Saç Uzatan Tarçın Maskesi  için tıklayınız göz atabilirsiniz…

    En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi
    En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi
    En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi
    En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi
    En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi
    En Kısa Zamanda Saç Uzatma Maskesi
    hızlı saç uzatma
    hızlı saç uzatma
    hızlı saç uzatma
    hızlı saç uzatma
  • Gebelikte Kese Ne Zaman Görülür?

    Gebelikte Kese Ne Zaman Görülür?

    Gebelik kesesi ne zaman görülür? Gebelikte kesesinin görülmesi yaklaşık olarak 4 ile 5. Haftalarda olur. Ultrason ile gebelik kesesinin görülmesi 6. Haftada kesin olarak gerçekleşmelidir. Gebelik kesesinin çapı yaklaşık olarak 2-4 mm civarındadır. Kese boyutuna göre gebelik haftası hesaplaması da yapılır. Gebelik ilerledikçe kese boyuta da artar. Örneğin gebelik 5 haftaya gelince gebelik kesesi de yaklaşık olarak 20 mm’ye kadar ulaşır.

    Gebelik Kesesi Muayenesi Nasıl Yapılmalıdır?

    Gebelik kesesi muayenesi iki farklı şekilde yapılır. Birincisi karından bir diğeri ise vajinadan ultrasondur. Karından bakmaya abdominal, vajinadan ultrasona ise transvajinal adı verilir. Gebelik kesesi ölçüleri de bu ultrason yöntemi ile belirlenir.

    Gebelikte Kese Ne Zaman Görülür? | 13

    Ne Zaman Dış Gebelikten Şüphe Edilmelidir?

    Gebelik kesesinin haftasına göre küçük olması bazı sonlara işaret ediyor olabilir. Örneğin kandaki HCG değeri 5. Haftada 1500 ile 2000 IU/ml aralığına gelmesine rağmen kese görülmüyorsa dış gebelik olabilir. Dış gebelik şüphesi olan kişilere de farklı testler de yapılır ve ona göre bir tedavi yöntemi uygulanır.

    Gebelik Kesesi Görülmedi! En Erken Ne zaman görülür? Tıklayın !

    Gebelik kesesi suyunun yeterli olması Dikkat Tıklayın !

    Boş Gebelik Nasıl Olur? Tıklayın !

    Kan Tahlili Sonucuna Gore Beta-Hcg degerleri Tıklayın !

  • Hamilelik Belirtileri Ne Zaman Başlar?

    Hamilelik Belirtileri Ne Zaman Başlar?

    Hamilelik belirtilerinin başlama zamanı her hamilede değişkenlik gösteren bir süreçtir. Ancak genellemek gerekir ise ilk 4 ile 8 hafta arasında hamilelik belirtileri gözlenmeye başlar.

    Hamilelik Belirtileri Nelerdir?

    Hamilelik belirtileri şunlardır:

    • Göğüslerin uçlarının renginin koyulaşması ve göğüs bölgesindeki damarların belirginleşmesi ile birlikte göğüslerde hassaslık ve ağrı oluşur.
    • Adet gecikmesi hamilelik belirtisidir.
    • Genellikle sabahları uyanıldığında hissedilen bir mide bulantısı oluşur. Vücuttaki hormon dengesinin değişmesi buna neden olmaktadır.
    • Duygusal anlamda daha hassas olma, en ufak olaylara daha kolay ağlama, ani sinirlenebilme gibi belirtiler oluşabilir.
    • Rahmin yarattığı baskının kan pompalanmasını sınırlandırması nedeni ile baş dönmesi meydana gelebilir.
    • Her hamilede görülmese de çoğu hamilede, hamileliğin özellikle ilk 3 ayında görülen bir belirti de aş ermedir.
    • Ufak kanamalar meydana gelebilir.
    • Bebeğe hazırlık için rahim genişlerken çeşitli kramplar oluşabilir.
    • Bu dönemde vücut özellikle daha fazla sıvı ürettiği için sık sık tuvalete çıkma ihtiyacı doğar.
    • Rahimde büyümekte olan cenin de oksijene ihtiyaç duyduğu için bu dönemde annenin oksijen ihtiyacı artar ve haliyle nefes darlığı yaşayabilir.

    Hamilelik Belirtileri Ne Zaman Başlar? | 15

    Hamilelik Hesaplaması Nasıl Yapılmalıdır?

    Hamilelik hesaplaması kişinin adet takvimine göre yapması gereken bir hesaplamadır. Adet gecikmesini baz alarak hamileliğinin hangi döneminde olduğunun ve hangi belirtileri yaşayacağının hesabını yapabilmektedir.

    Erken Hamilelik Belirtileri Üzerine Paylaşım Alanı Tıklayın !

    Erken Gebelik Belirtileri Tıklayın !

    Gebelikte Bebeğe Nasıl Kilo Aldırılır? Tıklayın !

    Hamilelikte TSH Yüksekliği Bebeği Nasıl Etkiler? Tıklayın !

    Hamilelikte Sigara Kullanmanın Zararları Nelerdir? Tıklayın !

  • Ani Tansiyon Yükselmesi Belirtileri Tedavisi

    Ani Tansiyon Yükselmesi Belirtileri Tedavisi

    Ani tansiyon yüklemesi belirtileri emarelerinden bir tanesi kişinin dirençsiz kalmasıdır. Ani tansiyon yükselmesi ani ve yoğun belirtiler ile kendisini belli eder. Tansiyon yükselmesi ani olduğu için kişinin vücudunda yarattığı sıkıntılar da ani olur. Ani tansiyon yükselmesinin temel belirtileri ise şu şekildedir:

    • Şiddetli bir baş ağrısının meydana gelmesi,
    • Kalpte çarpıntının yaşanması,
    • Göğüs kafesinde sıkışmaların meydana gelmesi,
    • Kulakta çınlama,
    • Burun kanaması.

    Ani Tansiyon Yükselmesinde Neler Yapılmalı?

    Ani tansiyon yükselmesi yaşan birisi şayet kullandığı bir tansiyon ilacı varsa bu ilacı almalıdır. Ayrıca soğuk su ile duş da yine tansiyon yükselmesi tedavisi olarak önerilmektedir. Tansiyonu düşürmek için uzmanlar tarafından genellikle sarımsak ve limon önerilir. İkisinin de tansiyon dengeleme özelliği vardır. Fakat tansiyon düşmüyorsa vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır.

    Ani Tansiyon Yükselmesi Belirtileri Tedavisi | 17

    Yüksek Tansiyon Riskini Neler Arttırır?

    Yüksek tansiyon genellikle yaşı ileri olan kişilerde görülür. Yaşın ilerlemesi ile beraber daha hareketsiz bir yaşama geçilmesi tansiyon hastalığına da yol açıyor. Strese bağlı yüksek tansiyon görülme sıklığı da oldukça fazladır. Bunun yanı sıra genetik faktörler, aşırı kilo da hiper tansiyonun en önemli sebepleri arasındadır. Tansiyon hastası olma riskini arttıran diğer faktörler ise şunlardır:

    • Hareketsiz bir yaşama sahip olma,
    • Şeker hastalığı,
    • Aşırı alkol tüketimi,

    Ani Tansiyon Yükselmesi Belirtileri Tedavisi | 18

    Tansiyon Rahatsızlığı İçin Beslenmenin Önemi

    Tansiyon hastası olan kişilerin en temelde beslenmesine dikkat etmesi gerekiyor. Örneğin tuzun fazla tüketilmesi yüksek tansiyon hastalığına da yol açıyor. Tansiyonun yükselmesini istemeyen kişiler hafif yiyecekleri tüketmelidir. Yüksek tansiyon tedavisinin yanı sıra sigara kesinlikle içilmemelidir. Alkol tüketimi ise oldukça sınırlandırılmalıdır. Yediğine ve içtiğine dikkat eden ve düzenli olarak egzersizlerini yapan kişilerin tansiyon hastalığından kolay bir şekilde kurtulabilmesi de mümkündür.

    Yüksek Tansiyon Tedavisi Tıklayın !

    Yüksek Tansiyon Tedavisi İçin Bitkisel Kür Tıklayın !

    Yüksek Tansiyon İçin Şifalı Bitkiler Tıklayın !