Uzun saçlara sahip olmak ister misiniz? o zaman size tavsiyemiz soğanla hızlı saç uzatma kürünü uygulamanızdır. Soğanla saç uzatma maskesi ile kısa sürede hayalleriniz gerçek olacak!
Saç Uzatma Kürü Malzemeleri
1 Soğanın suyu (saçınız çok kısaysa daha çok soğandan yapabilirsiniz)
Tarçın Yağı
Fesleğen (reyhan)yağı
hint sümbülü yağı
ylang ylang yağı
Eşit miktarda jojoba ve argan yağı
Sandal ağacı reçinesi
soğanla saç uzatma maskesi
Saç Uzatma Kürü Nasıl Yapılır?
Sandal ağacı reçinesi hariç tüm malzemeyi blenderdan geçirin. Ardından sprey şişesine koyun. İçine sandal ağacı reçinelerini ekleyip karıştırın. Saç diplerinize ve saçlarınıza masaj yaparak yedirin. Ardından saçınızı boneyle veya streçle kapatın. Böyle yapmak başınızı sıcak tutar ve saçınızın maskeyi kolay özümsemesini sağlar. En az yarım saat başınızda kalsın. Ardından başınızı şampuanla yıkayıp durulayın. Dilerseniz diğer maskelerimiz için Saç Uzatma Kürleri İçin Tıklayınız
Balın cilde faydaları yararları arasında cilt lekelerini gidermesi vardır. Bal iyileştirici bir özelliğe sahiptir. Ayrıca ciltte bulunan hücrelerin canlanmasına da yardımcı olur. Bunun yanı sıra balın doğal bir antibiyotik ve anti inflamatuar özelliği de mevcuttur. Bu yüzden de cilt problemi yaşayan kişiler ilk olarak bala başvurur. Bal maskesi lekeler için de sıklıkla tercih ediliyor. Bunun yanı sıra sedef hastalığı olan kişilere de uzmanlar tarafından bal öneriliyor.
Balın cilde birçok faydası bulunuyor. Örneğin akne giderici maske olarak bal kullanılabiliyor. Sivilce olan yere bal sürüp yarım saat bu şekilde beklendikten sonra suyla yıkanması ve bunun düzenli olarak tekrar edilmesi akneleri yok edecektir. Ciltte yaralar varsa da bal kullanılabilir.
bal maskesi
Yoğurtlu Bal Maskesi
Bal ile maske hazırlamak için en çok kullanılan yan ürün yoğurttur. Yoğurt ve bal karışımı cilt için mükemmel bir ikilidir. Yoğurtlu bal maskesi cildi besler, arındırır, cilt tonunu dengeler ve cildin canlı görünmesine yardımcı olur.
Liken planus lekeleri her yaşta görülebilen ve farklı sebeplerle ortaya çıkan bir cilt hastalığıdır. İyi huylu olan liken planus, bulaşıcı olmasa da tırnak ve ağız içini etkilediği için kişiye ciddi rahatsızlıklar verebilir. Genel olarak bu hastalığın oluşması için en bilinen sebepler ise mikroplar, stres ve çeşitli ilaçlardır. Liken planus döküntüleri 1 mm ile 1 cm arasında değişen boyutlara sahiptir. Genel itibari ile hafif kabarık olan bu yapılar, mor renkli ve parlak olabilir. Üzerindeki gri ve beyaz çizgiler ile dikkat çeker.
Liken planus nedenleri oldukça çeşitlidir. Bu sebepler ise:
Stres bu döküntülerin oluşmasının en büyük sebeplerinden biridir. İş durumu ya da okul hayatı stresli olan kişilerde en sık karşılaşılan cilt sorunlarından biridir.
Özellikle Hepatit B ve Hepatit C, karaciğer hastalıkları ve diyabet gibi sorunları olan kişilerde liken planus döküntülerine sıkça rastlanır. Bu hastalıklar için kullanılan ilaçlar bu döküntülerin şiddetlenmesine yol açabilir.
Bir diğer sebep ise tansiyon ilaçları ve bilinçsiz kullanılan antibiyotiklerdir.
Liken Planus Lekeleri
Liken Planus Belirtileri Nelerdir?
Liken planus belirtisi hemen hemen herkeste aynı şekilde kendini belli eder. Bu belirtiler:
Liken planus eğer ağız içinde oluşmuşsa ülsere yol açarak beslenmeyi zorlaştırabilir.
Vajinada oluşan liken planus, kırmızı parlak lekeler olarak kendini belli eder. Kimyasal ürünler ve cinsel hastalıklar bu duruma yol açabilir.
Tırnaklarda liken planus oluşmuş ise tırnakların daha kolay kırılmasına sebep olabilir.
Ateş yükselmesine ve saç dökülmelerine yol açabilir.
Pullu bir görünüm ile kendini belli eder.
Liken Planus Tedavisi Nasıldır?
Liken planus tedavisi nasıl geçer, için bir uzmana başvurmak gerekir. Eğer liken planus hafif şiddetliyse kendiliğinden geçmesi beklenir. Ancak belirtiler şiddetliyse ve hastayı rahatsız ediyorsa mutlaka bir uzmana başvurmak gerekir. Bu hastalığın tamamen yok edilmesi için bir tedavi olmasa da yapılan uygulamalar sayesinde belirtilerin azaltılması söz konusudur. Doktor önerisi ile krem ya da ilaçlar kullanılması gerekebilir.
Aloe vera jeli, cilt sağlığı ve bakımı konusunda pek çok alanda tercih edilen, bitkisel bir üründür. Aloe vera bitkisinin yapraklarının içinde yer alan aloe vera jeli, kozmetik alanında oldukça popüler olan, besleyici bir üründür. Aloe vera jeliyle kremler ve çeşitli aloe vera maskeleri yapılabilmektedir. Nemlendirme özelliği bakımından oldukça kuvvetli olan aloe vera jeli, çeşitli yanık ve yaraların tedavisinde de kullanılabilmektedir.
Çayının tüketilmesi sayesinde, vücut direncini arttırır ve hastalıklardan korur.
Tüketildiği takdirde, sinir sistemini düzenler, sinirden ve uykusuzluktan kurtarır.
Alerjik reaksiyonların azalmasını sağlar.
Yağlı ciltlerde, yağ dengesini düzenler.
Saça uygulandığında, saçtaki elektriklenmeyi yok eder.
Kepek sorununu giderir.
Ciltteki renk eşitsizliğini yok eder. Sinek ve böcek ısırıklarını iyileştirir.
aloe vera jel cilde faydaları
Aloe Vera Jelinin Kullanımı
Aloe veranın kullanım yöntemi çeşitlilik göstermektedir. Jelin tüketilmesinden önce, doktordan onay alınması gerekmektedir. Aloe vera jelinin kullanım yolları şu şekilde sıralanabilir:
Jel direkt olarak cilde ve yanık olan bölgeye uygulanabilir.
Saçlara uygulanırken; sirke ya da zeytinyağıyla karıştırılabildiği gibi sade olarak da uygulanabilir.
Jel olarak kullanılabildiği gibi, sabun şeklinde de kullanılabilir.
Aktarlarda satılan aloe vera çayı düzenli şekilde tüketilerek, iç hastalıklara faydalarından yararlanılabilir.
Çeşitli yağlarla karıştırılarak, maske ya da nemlendirici görevi görebilir.
Adaçayı neye iyi gelir faydaları nelerdir sorusuna verilebilecek birçok yanıt vardır. Adaçayı hastalık dönemlerinde en çok başvurulan bitkilerden bir tanesi. Bunun da nedeni vücudu güçlendirmek için birebir yöntem olmasıdır. Adaçayı nasıl demlenir sorusunun cevabı da oldukça basittir. Adaçayı hem yaş hem de kuru yapraklar ile yapılabilir. Şayet yaş adaçayı kullanılacaksa 8-10 adet yaprak gereklidir. Kuru yaprak ile çay yapabilmek için ise 1 ya da 1 buçuk çay kaşığı adaçayı lazımdır. Bu yapraklar 3 çay bardağı su ile kaynatılır. Sonra 5-6 dakika beklenmesinin ardından süzülüp içilebilir.
Adaçayı faydaları ve zararları düşünüldüğünde faydaları ağır basmaktadır. Adaçayının bu faydalarından bir tanesi de toksinleri gidermesidir. Vücutta çeşitli nedenlerden dolayı toksinler meydana gelebilir. Bu toksinlerin de vücuttan atılması şarttır. Toksinlerden kurtulmanın en etkili yollarından bir tanesi adaçayının tüketilmesidir.
Erken Yaşlanmaya Çözüm Olarak Adaçayı
Yaşlanma probleminden kurtulmak için adaçayı uzmanların tavsiye ettiği bitkiler arasında yer alıyor. Adaçayı, içerisinde bulunan antioksidanlarla yaşlanmaya neden olan hücrelerle de savaşır. Adaçayı tüketilerek yaşlanmanın geciktirilmesi mümkündür. Adaçayı ne sıklıkla içilmelidir sorusunun cevabı ise her gün tüketilebileceğidir. Ayrıca ishal tedavisi için adaçayı içecek olan kişiler de günde iki bardak adaçayını içebilir. Yani genellikle günde bir bardak adaçayı önerilse de bazı durumlarda iki ya da üç bardak tüketilebilir.
B vitamini eksikliği emareleri arasında sürekli olarak yorgun ve halsiz hissetme vardır. B vitamini sinir hücrelerini koruyan bir vitamindir. B vitaminleri dolaşım sistemini destekler ve enerji verir ayrıca enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Vücut için bu kadar önemli olan B vitaminin eksikliği de farklı pek çok belirti gösterebilir. Özellikle B12 eksikliği belirtileri çok daha kolay bir şekilde anlaşılabilir. Bu belirtilerden bazıları da şunlardır:
B vitamini eksikliğini tedavi edebilmek için ilaçlara başvurulması gereklidir. B12 seviyesi çok düşük olmayan kişilere doktorlar genellikle hap verir. B12 vitamini hapları ile B12 değerlerinin ideal seviyeye çekilebilmesi mümkündür. Fakat B12 değeri çok düşük olan bir kişilerin iğne olması gereklidir. B12 vitamini iğnesinin ne sıklıkla yapılacağı da değerler ile alakalıdır. Bu hapların ve iğnelerin kesinlikle doktor tavsiyesine göre kullanılması gereklidir.
B Vitamini Açısından Zengin Gıdalar
B vitamini eksikliği yaşayan kişiler gıdalarına dikkat ederek de B vitamini düzeylerini olması gereken seviyeye getirebilirler. Şayet doktor bir tedavi tavsiye etmiş ise o tavsiyeye uyulması şarttır. Fakat bu tedavinin yanı sıra bazı gıdalar ile de takviye yapılabilir. Örneğin mercimek B vitamini konusunda oldukça zengin bir besindir. Bu yüzden B vitamini eksikliği olan ya da olmayan herkesin mercimeği yemesi gereklidir. B12 vitamin eksikliği ne yemeli sorusuna verilebilecek bir başka cevap ise deniz ürünleridir. Özellikle yengeç, midye gibi kabuklu deniz ürünleri B12 bakımından zengindir. B12 eksikliği için yenilmesi gereken diğer besinlerden bazıları ise şunlardır:
Fasulye ve bezelye ile aynı gruptan olan bitki; Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da doğal olarak yetişmektedir. Ceratonia siliqua olan keçiboynuzu çayı yapılarak, her mevsim şifa deposu olarak kullanılır. Eylül ve Ekim aylarında minik ve sık çiçekler açan özel bir bitki türüdür. Karakteristik bir kokusu olan keçiboynuzu ağacının meyve üretimi, ağaçların 15 yaşından itibaren başlar.
Yaklaşık 4000 yıldır pek çok hastalığın iyileştirilmesinde tedavi edici özelliğiyle kullanılır.
İki farklı çeşitte hazırlanan keçiboynuzu çayı tarifi, oldukça pratiktir. Demleme usulüyle yapılan ilk tarifte; 4-6 tane keçiboynuzu, 1 litre kaynamış suya ilave edilerek 45 dakika demlenir. Şayet demleme sırasında keçiboynuzları dilimlenerek koyuluyorsa, 20 dakika bekletilmesi yeterlidir.
Keçiboynuzu çayının ikini tarifinde ise; kaynatılarak yapılır. Yarım litre suya 5 tane keçiboynuzu eklenir ve kısık ateşte ortalama 10 dakika kaynatılır. Süzülerek tercihe göre sıcak veya soğuk içilebilir.
Keçiboynuzu Çayının Faydaları Nelerdir?
Prostat enfektelerini temizlemeye yardımcı olan keçiboynuzu çayı faydaları arasında;
Kemik erimesine karşı koruyuculuk
Yeni kan hücresi yapımı
Kilo kaybının önlenmesine yardımcı olur
Kansızlığın giderilmesinde ve demir eksikliği tedavisinde kullanılır
Erkeklerde cinsel problemlerin giderilmesinde etkilidir.
Balgam söktürücü özelliğe sahiptir
Akciğerleri temizler, öksürüğü giderir
Solunum yolarına iyi gelir ve nefes düzenlemesine katkı sağlar
İshalin giderilmesine iyi gelir
Sindirime ve sindirim sistemine katkı sağlar
Mide ekşimesi ve şişkinliklere iyi gelir
Kemikleri güçlendirir
Keçiboynuzu Çayının Zararları Nelerdir?
Aşırı tüketmemeye özen göstererek keçiboynuzu çayı zararları önlenebilir. Yan etkileri arasında;
Şeker hastalarının tüketmeden önce doktora danışmaları gereklidir.
Aşırı tüketimlerde; mide bulantısı, kusma ya da baş dönmesi görülebilmektedir.
Özellikle kan inceltici ilaç kullanımı olan kişiler, hekim kontrolünde içebilirler.
Doğum sonrası kanama içerisinde bulunulan lohusalık döneminin belirtisi olup belirli bir düzeye kadar gerçekleşen doğum sonrası kanaması normal kabul edilmektedir. Normal kabul edilebilen düzeyin dışında gerçekleşen kanamalar farklı sağlık problemlerine işaret etmekte olup bu gibi durumlarda vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşundan tıbbi destek alınması gerekmektedir.
Gebelik dönemi ve doğum sırasında genişleyen rahim, doğumdan sonra toparlanarak küçülmeye başlar. Bu süreçte rahim belirli bir süre kanamaktadır ve bu süreç normal kabul edilmektedir.
Doğum Sonrası Kanama Ne Kadar Sürer?
Doğum sonrası kasılmaya devam eden rahim bir süre sonra rahim damarlarını sıkıştırmakta ve kanamayı durdurmaktadır. Bu sürecin ne kadar süreceği ve doğumdan sonra kanama ne kadar sürer sorusuna yanıt olarak 6 hafta (40 gün) cevabı verilebilir. Verilen 6 haftalık lohusalık dönemi normal doğumlar için geçerli olup sezaryen doğumlarda bu süreç bir müddet daha uzayabilmektedir.
doğum sonu kanama
Hangi Durumlarda Doğum Sonrası Kanaması Uzun Sürer?
Doğumdan sonra 3 ay kanama sürdü gibi lohusalık süreci dışında gerçekleşen vakalarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Normal olarak kabul edilen kanama sürecinin dışına çıkıldığını gösteren bu vakalar;
Rahim kaslarının doğru ve düzenli bir şekilde kasılamaması,
Rahim içerisinde plasenta parçalarının kalması,
Doğumda uygulanmış epizyotomi, forceps veya vakum uygulamalarının ikincil kanamaları tetiklemesi,
Pıhtılaşma bozuklukları
Sebeplerinden kaynaklanabilmektedir.
doğum sonrası kanama tedavisi
Uzun Süren Doğum Sonu Kanamaları Nasıl Tedavi Edilir?
Yukarıda belirtilen nedenlere bağlı olarak doğumdan sonra normal seyrinden uzun süren kanamalar gözlendiğinde kanamanın sebebine bağlı olarak;
Rahmin sertleşmesini önlemek için masaj tedavisi,
Rahim kasılmasını düzenleyici ilaç tedavisi,
Rahim içerisinde kalan plasenta parçalarının alınması için kürtaj uygulaması,
Vajina veya rahim ağzındaki yırtıkların dikilmesi
Yöntemleriyle normal seyrinden uzun süren kanama nedeni tedavi edilir.
1 haftada 7 kilo verirden su diyeti; sıvı beslenme ve su odaklı olan bir diyet programıdır. Düzenli uygulanması durumunda, 1 hafta gibi kısa bir sürede kişilere 7 kilo verdiren bir diyettir.
Su diyetinin sonraki günlerde de benzer şekilde ilerleyen başlangıç günlerinin örnek diyet listesi şu şekildedir:
Gün: Kahvaltı için; taze sıkılmış 2 bardak elma suyu önerilmektedir. Öğle yemeğine kadar ara öğünde bir bardak papatya suyu içilmelidir. Öğle yemeği olarak bir kase karpuz, akşam yemeğine kadar ara öğün olarak ise bir adet taze sıkılmış portakal suyu önerilmektedir. Portakal suyu içmek istemeyenler bir bardak limonlu suyu da tercih edebilirler. Akşam yemeğinde bir bardak su ve yatmadan önce son ara öğün olarak ise bir adet elma yenerek 2 bardak su içilmelidir.
Gün: Kahvaltıda bir adet haşlanmış yumurta yenmelidir ve 2 bardak su içilmelidir. Öğle yemeğine kadar ara öğün olarak bir su bardağı çiğ lahana salatası ve 2 bardak su tüketilmelidir. Öğle yemeğinde çoban salatasının yanında 1 bardak su içilmelidir. Akşam yemeğine kadar ara öğün olarak 2 domates ve bir bardak su tüketilmelidir. Akşam yemeğinde 1 bardak taze sıkılmış domates suyu ve yatmadan önce de son ara öğün olarak 1 su bardağı pişmiş kabak ve 2 bardak su tüketilmelidir.
Su Diyetinin Son Gününde Nasıl Beslenilmelidir?
Su diyetinin yedinci ve son gününde şu şekilde beslenilmelidir:
Kahvaltıda yarım kase haşlanmış esmer pirinç ve 2 bardak su tüketilmelidir.
Öğle yemeğine kadar ara öğün olarak 2 domates ve 2 bardak su tüketilmelidir.
Öğle yemeğinde bir kase haşlanmış pirinç, salata ve 2 bardak su tüketilmelidir.
Akşam yemeğine kadar ara öğün olarak 2 adet salatalık tüketilmelidir.
Akşam yemeğinde bir bardak limonlu su tüketilmelidir.
Diyeti sonlandırmadan ve yatmadan önce son ara öğün olarak ise bir kase salata ve bir bardak su tüketilmelidir.
Horlayan bir çocuğun horlamasının giderilmesi için izlenmesi gereken yollar şunlardır:
Çocuğun geniz etinin ve bademciklerinin büyüklüğünden kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak amacı ile ilaç tedavisi uygulanarak çocuğun geniz eti ve bademcikleri küçültülmelidir. Eğer buna rağmen çocukta bir rahatlama gözlenmemiş ise geniz eti ve bademcikleri ameliyat ile alınmalıdır.
Horlamanın sebebinin çocuğun diş ve çene yapısından kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalı ve bununla ilgili bir ortodontist yardımı alınmalıdır.
Eğer çocuk kilolu bir çocuk ise şişmanlık kaynaklı olarak horluyor olabilir. Bunun için çocuğa beslenme uzmanının yardımı alınarak bir diyet programı hazırlanmalıdır.
Çocuğun alerjisinin olması durumunda, alerjenler ile etkileşimi olduğunda burun içerisindeki mukoza ve etlerde şişme meydana gelebilir ve bu da çocuğun horlamasına neden oluyor olabilir. Dolayısı ile çocuğun alerji tedavisi görmesi gereklidir.
Çocuğun burun kemiğinin eğri olması durumunda horlama gerçekleşebilir. Bunun için ameliyat olunması gereklidir. Çok ileri derecede bir problem var ise hemen ameliyat olunabilir fakat acil bir durum olmadıkça bu ameliyatlar için 18 yaş beklenir.
Horlama Ne Zaman Tehlikelidir?
Horlamanın tehlikeli olduğu durumlardan bazıları şunlardır:
Horlama çocukta her uyku halinde devam olarak görülüyor ise tehlikelidir.
Horlamanın şiddeti gün geçtikçe giderek artıyor ise bu bir tehlike yaratır.
Çocukta uyku apnesi problemi görülüyor ise horlama tehlikelidir.
Çocukta işitme kaybı durumunun gerçekleştiğinden şüpheleniliyor ise horlama tehlikeli bir hal almıştır.
Enfeksiyon kaptığında düzelmiyor ise ve bu durum sık aralıklar ile tekrarlanıyor ise horlama bir tehlike unsurudur.
Çocuğun okul başarısında ciddi bir düşüş görülmesi durumunda horlama problemine müdahale edilmelidir.