Blog

  • 8 Hamlede Onu Baştan Çıkartın

    8 Hamlede Onu Baştan Çıkartın

    Kadınlar kadar erkekleri de baştan çıkartmak zordur. İlişkinizde onu elde tutmak ve baştan çıkartmak için bazen küçük hamleler gerekir. İşte sizin için araştırıp derlediğimiz tüyolar.

    1. Bazen dokunmak binlerce sözün anlatamadığını ifade eder. En basiti partnerinizin elini tutmanız onu heyecanlandırmaya yetecektir. Bu yüzen dokunmak onları etkilemenin birinci kuralıdır.

    2. Onu heyecanlandırın. Heyecan bir ilişkide olmazsa olmazlardan sadece bir tanesidir. Zaman zaman küçük hediyeler ile sürpriz yapın. Hiç beklemediği bir anda güzel mesajlar atın ya da onu görmeye gidin. Emin olun bu onların çok hoşuna gidecektir.

    3. Bunu herkes bilir, kadınlar iltifatı çok sever. Fakat bilmediğiniz, bunu erkeklerinde çok sevdiğidir. Ona zaman zaman iltifat edin. Hatta bazen kulaklarına, ona hayran olduğunuzu fısıldayın. Beğendiğiniz yönlerini bilmesine izin verin.

    4. Ve kadınların ilişkide en çok aradığı şey olan ilgiyi erkeklere göstermeyi unutmayın. Sizin ona ilgi göstermeniz onu size daha çok bağlayacaktır. Unutmayın tek mesaj bekleyen siz değilseniz.

    5. Güvenli, sakin ve uygun bir müziğin olduğu ortamda kadın tüm dikkati kendi üstünde daha kolay tutabileceği gibi istediği mesajları daha rahat vererek erkeği de kendine çekebilir, onu baştan çıkartabilir.

    6. Erkeğe “Sen çok özel ve değerli birisin” hissi yaşatan bir kadın baş tacı edilebilir. Her insanın değerli olduğunu hissetme ihtiyacı vardır. Genellikle kadınlar bu hissin kendilerine ait olduğunu düşünürler ve erkeğin sadece kendilerini değerli hissettirecek eylemler yapmasını isterler.

    8. Burada baştan çıkarmanın bir başka yolu baştan çıkarılacak kişinin kişilik özelliklerinin bilinmesidir. Bir erkeği tanımak demek onu nelerin heyecanlandırdığını ve fantezilerini bilmek demektir. Bir kadın kişilik özelliklerini bildiği bir erkeğin nelerden hoşlandığını, neleri sevmediğini bildiğinde baştan çıkarma taktiklerini oluşturmada işi kolaylaşacaktır.

    İlgili konular ;
    Kadınların Seks Konusunda Bilmesi Gerekenler

  • Kıymalı Burma Böreği Tarifi

    Kıymalı Burma Böreği Tarifi

    Malzemeler;

    – 5 yaprak yufka
    – Yarım paket margarin veya tereyağı
    – 300 gr orta yağlı kıyma
    – 2 yemek kaşığı çam fıstığı
    – 1 adet orta boy soğan
    – Yeteri kadar tuz, karabiber, tatlı toz biber
    – Üzeri için:
    – 2 yemek kaşığı katı yoğurt
    – 1 yumurta sarısı
    – 2 yemek kaşığı sıvı yağ

    Hazırlanışı;

    Yarım margarinin yarısını kıyma, sogan, çam fıstığı ile kavurun. Yarım paket margarinin yarısını da eritip yoğurt ile karıştırın. Yufkanın ortasına sürün. Her bir yufkayı ortadan ikiye kesin. Tam ortasına kıyma harcını doldurun.

    Yağlı yoğurttan fırça ile sürün. Oklavayı geniş kısımdan sararak dolayın. Elinizle büzerek çıkarın. Fırın kabına döndürerek döşeyin. Üzerine yumurta sarısı sürün. Sıvı yağı gezdirip fırına verin.

    Afiyet olsun…

  • French manikür nasıl yapılır?

    French manikür nasıl yapılır?

    Renkli ya da normal Fransız manikürü yaparken çizgileri dümdüz çekmede zorlanıyorsanız ya da her bir tırnağınızdaki çizginin kalınlığı farklı oluyorsa çözümü var.

    1) Önce plastik bir bant alın ve tırnağınızdan boyundan daha büyük bir parça kesin. Boyamak istediğiniz yeri boş bırakacak şekilde tırnağınıza yapıştırın:

    French manikür nasıl yapılır? | 1

    2) Arada hava kalmadığına emin olduğunuzda istediğiniz bir ojeyi özensizce tırnağınızın ucuna sürün. Doğal olarak bir kısmı banta bulaşacak. Ben örnek olarak altın rengi sürdüm.

    French manikür nasıl yapılır? | 2

    3) Burası önemli işte. Bantı yanlamasına değil, neredeyse dikey olacak şekilde yavaşça soyun. Bunun için alt köşelerden birinden tutmanız ve tırnağın diğer köşesine doğru çekmeniz gerekiyor. Mesela yukardaki resimde A köşesinden tutun ve B’ye doğru yavaşça soyun. (Edit: Oje kurumadan çekmeniz gerekiyor.)

    French manikür nasıl yapılır? | 3

    İşte bu kadar. Ben Scotch marka rengarenk plastik bantlardan buldum, onlardan kullanıyorum. Bunların normal bantlara göre avantajı yapışkanlarının çok güçlü olmaması. Böylece bantı soyarken alttaki ojeye hiç bir şey olmuyor.

    Bu arada dün söylemeyi unutmuşum; aynı deri hücrelerinin yenilenmesi bir ay tuttuğu için yüz kremlerinin faydasını bir aydan önce göremiyorsak, tırnakların yenilenmesi de bir buçuk ayı buluyormuş. Yani besleyicileri bir kaç hafta kullandıktan sonra işe yaramadı deyip atmayın, biraz dişinizi sıkın.

    İlgili Konular ;
    2012 Ten Rengi Oje Modelleri
    Manikürün Sırları
    Tırnaklarınızı Hızlı Uzatmanın Yöntemleri
    Kalıcı Oje
    Instant Cuticle Remover – 15 Saniyede Tırnak Eti Çıkarıcı
    Tirnak bakımı için limon suyu ve zeytinyağı
    Evde Manikür Nasıl Yapılır?
    Rengarenk Tırnak Modası

    kaynak : hangiojeyakismazkibana.blogspot.com

  • Konforlu bir uçak seyahati için öneriler

    Konforlu bir uçak seyahati için öneriler

    Sağlıklı uçuş için öneriler

    Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan; nefes almanın hayati önemine dikkat çekerek, sağlıklı nefes almanın ancak sağlıklı bir burunla mümkün olabileceğini ifade etti. Ilhan, özellikle uçak seyahatlerinde kuru olan uçak havasının üst solunum yolu ve kalp rahatsızlıklarını ağırlaştırabileceğini belirtti.

    Burun tıkanıklığı kalp rahatsızlıklarını ağırlaştırabilir

    Op. Dr. Emre İlhan konu ile ilgili yaptığı açıklamada: “Özellikle ülkemiz insanının burun yapısının kemikli olması ve insanların bir çoğunda allerjik hastalıkların sık olması nedeniyle burun tıkanıklığı şikayeti en sık rastladığımız şikayetlerden birisidir. Burun tıkanıklığı olan hastalarda eğer uçak korkusu da varsa, kişi sağlıklı nefes alıp veremediği için içinde bulunduğu kaygı ve tedirginlik hali durumun daha da ağırlaşmasına neden olabilir.

    Uçak içerisindeki hava kalitesi dışarıdaki hava kadar iyi olmayabilir. Uçak yolculuğu, özellikle de uzun mesafeli yolculuk, yolcuları sağlık durumlarını olumsuz bir şekilde etkileyebilecek birçok faktöre maruz bırakmaktadır. Kabin içerisinde bulunan oksijenin miktarı havadakinden az olabilir. Bu durum sağlıklı kişilerde sorun yaratmazken, burun tıkanıklığı şikayeti olan hastalarda üst solunum yolu rahatsızlıkları, akciğer ve kalp rahatsızlıkları olan hastalarda durumu daha da ağırlaştırabilir. Düzenli nefes alamayan hastalarda panik atak ve depresyon belirtileri görülebilir. Bu nedenle uzun süren burun tıkanıklığı şikayeti olan hastaların burun tıkanıklıklarının tedavisi için bir KBB uzmanına başvurmalarını öneriyoruz. ” dedi.

    Sakız çiğneyerek kulak sağlığınızı koruyun

    Dr. İlhan, uçaktaki hava basıncının uçak yükselirken veya alçalırken  değişmesi sonucunda kalıcı işitme kayıplarının olabileceğini de belirterek, şu bilgileri verdi:

    “İnsan kulağı, 16-16000Hz arası frekansları işitir  . Kulağın sağlıklı duyabilmesi için, kulak zarının dış kulak yoluna bakan tarafındaki yani dış kulak yolundaki basınç ile kulak zarının arkasında kalan orta kulak boşluğunun basıncı aynı olmalıdır. Akut nezle, alerjik nezle, sinüzit gibi hastalıklar östaki borusunun açılma fonksiyonu bozarak uçuş esnasında orta kulak basıncının dengelenmesini engeller. Uçağın kalkış ve inişi esnasında bilindiği gibi dış ortam basıncı hızla değişir. Günümüz uçaklarında kabin basıncı   otomatik  olarak   ayarlanmakla  beraber  bu   ayarlanma   öncesinde  ve   esnasında   artan  veya   eksilen   dış  kulak  yolu   basıncı yukarıda   sayılan  hastalıklar  esnasında   yeterli  derecede  dengelenemez  ve   orta  kulakta ciddi  sorunlar oluşabilir. Böyle bir durumda sık sık  yutkunma, bir şeyler   yeme, sakız  çiğneme östaki  borusunun  açılması  ve  orta  kulak  basıncının  dengelenmesini  kolaylaştırır.

    İnsan kafasında sinüs adı verilen hava dolu boşluklar yer almaktadır. Mevcut yedi adet sinüs sürekli olarak burun boşluğundaki hava ile havalanmaktadır. Akut nezle ve alerjik nezle   esnasında   bu   sinüslerin burun  ile  bağlantılarının   burun  mukozasındaki  ödemi  nedeniyle   kapanması   sinüslerde            de   basınç  dengelenmesine   engel  olarak   baro sinüzit   denilen  ve şiddetli  yüz  ağrısına   yol  açan  bir  tabloya   neden  olur.  Uçuş esnasında iniş ve kalkışta dış kulak yolu basıncının hızlı artış veya azalışı  sonucu  kulak   zarının  ve   buna   bağlı   olarak   kemikçik   zincirin   aşırı  derecede   hareketine   bağlı  olarak  nadiren  de   olsa  orta veya  iç  kulak   hasarını görülebilir. İç kulakta yüksek basınçtan etkilenen “Reissner membranı” yırtılabilir. Bu  durumda   oluşacak  tablo  daha  farklı  olup,  şiddetli  bir   kulak   uğultusu   ve  işitme   kaybı  ile  kendini   belli   eder.  Bu  tabloda   genellikle   ağrı  olmaz   ve   nadiren  birlikte   baş   dönmesi  de   görülebilir. Bu durumla karşılaşan  bir   yolcu   uçuş   sonunda   acilen   bir KBB uzmanına  müracaat   etmelidir. Aksi  takdirde olay  kalıcı   işitme  kaybı  ile   sonlanabilir. Bu tip ağrılar uçuş bittikten bir süre sonra sinüslerdeki basıncın dengelenmesiyle ortadan kalkar. Uçuş sırasında yüzünüzde basınç hissedersiniz, burun açıcı bir bir ilaç almanız ve burun damlası ile sık sık burnunuzu nemlendirmeniz fayda sağlayabilir. ”

    Daha rahat bir uçuş için bol su tüketin

    Dr. İlhan, alkolün beyindeki etkisinin oksijensizlikle daha da arttığını ve çok fazla kahve veya alkol tüketiminin düzensiz kalp ritmine veya çarpıntı gelişmesine neden olabileceğini söyledi ve ekledi: “Normal kabin basıncında hava genleşir. Vücudumuzdaki hava boşlukları  sinüsler, orta kulak ve diş çürükleri genleşen havaya ağrı ile yanıt verirler. Uçuş esnasında bu nedenlerden dolayı ciddi ağrılar oluşabilir. Bu rahatsızlıklar gazlı içeceklerin fazla tüketilmesi ile birlikte daha da artabilir. Bu yüzden bu tür rahatsızlıkları olanlar mutlaka uçuş öncesi doktor kontrolünden geçmeli ve uçuş esnasında hareket yapmalı ve bol su tüketmelidirler.

    Konforlu bir uçak seyahati için yapmanız gerekenler

    Akut nezle, alerjik nezle ve sinüzit  gibi   durumlarda   mümkün  olduğunca  uçak  yolculuğundan  kaçınılmalıdır.  Eğer bu mümkün olmuyorsa bu gibi  durumlarda   bir   hekime   danışarak   uçuş  önce  bazı  ilaçlar   alınarak  bu            durumlara       engel olunabilir. Böyle durumlarda   alkol   alınması  burun   mukozası   ve  burun  etlerinde   şişmeye   neden  olacağından  tabloyu  daha  da   ağırlaştırabilir. ” dedi ve konforlu bir uçuş için şu önerilerde bulundu:

    Uçak yükselirken veya alçalırken;

    ●     Koltuğa oturduğunuz andan itibaren düzenli nefes alıp verin.

    ●     Kalkış sırasında bol nefes verin (üfleyerek). Bu gevşemenizi sağlar.

    ●     Burun ve ağzınızı kapalı tutun ve sık sık esnemeye çalışın.

    ●     Yutkunmak, sakız çiğnemek veya şeker yemek bu durumdan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

    ●     Yakın zamanda uçuş esnasında bir sorun yaşadıysanız yolculuğunuzu bir müddet sonraya erteleyin.

    ●     Akut nezle, alerjik nezle ve sinüzit  gibi  rahatsızlıkları olanların uçuş öncesi bir Kulak Burun Boğaz uzmanına görünmeleri en doğru hareket olacaktır.

    Sorunların Önlenmesi;

    ●     Hava limanına gitmek için bolca zaman ayırın.

    ●     Eşyalarınızı taşımakta zorlanıyorsanız yetkililerden yardım isteyin.

    ●     Uçuşunuzu planlayın ve önceden hazırlanın.

    ●     Bol bol  su için.

    ●     Alkol tüketmeyin. Gazlı içecekler ve  kafeinli içeceklerden sakının.

    ●     Kabinde hareket edin.

    ●     Kronik bir rahatsızlığınız varsa uçuştan önce doktorunuza görünün ve ilaçlarınızı yanınıza almayı ihmal etmeyin.

  • Solaryum Zararlı mı?

    Solaryum Zararlı mı?

    Yaz yaklaşırken kadınları bronzlaşma telaşı sarar. Hatta günümüzde pek çok kadın denize gitmeden önce solaryumda bronzlaşıyorlar ama sağlıklı mı?

    Bronzlaşmak deriyi yaşlanmaktan ve deri kanserlerinden korur mu?

    Bronzlaşmak deriyi güneş yanıklarından korur, ancak tam tersine deri kanserleri için zemin hazırlar. ‘Sağlıklı bronzlaşmak’ yoktur. Bronzlaşmak deri yaşlanmasını peşin olarak kabullenmek ve deri kanseri riskini göze almak demektir.

    Solaryum zararlı mıdır?

    Solaryumlarda uzun dalga ultraviyole ışınları (UVA) kullanılmaktadır. Bu ışınlar da deri kanserlerini potansiyalize edici ve deriyi yaşlandırıcı etkilere sahiptir. Uzun dönem sonuçları henüz iyi bilinmeyen solaryumlardan sakınılmalıdır.

    Bronzlaştırıcı ürünler derimizi güneşten korur mu?

    Bazı kozmetik bronzlaştırıcılarda kına gibi deriyi boyayan maddeler bulunmaktadır. Bu tür maddeler deriye bronzlaşmış izlenimi verebilir, ancak maalesef güneş yanıklarından, deri yaşlanmasından ve deri kanserlerinden korumazlar. Bu ürünler kullanılsa bile diğer güneşten korunma önlemleri mutlaka alınmalıdır.

  • Selülite neden olan şeyler neler?

    Selülite neden olan şeyler neler?

    Selülitsiz bir yaz geçirmek ister misiniz?

    Kışın kalın giysilerin, pantalon ve çorapların ardına gizlenen selülitlerimiz ve kilolarımız yaz mevsiminin gelmesiyle beraber artık özgürlüklerini ilan ediyorlar. Pek çoğumuzun korkulu rüyası olan selülitlere ve kilolara bu fırsatı vermemek elimizde.

    Selülite yatkınlık yaratan etkenler

    Kadın cildinin doğal yapısı: On kadından dokuzunda bu problem vardır.

    Çoğunlukla ergenlik, gebelik, menapoz gibi kilo ve hormonal değişikliklerin yaşandığı dönemler,doğum kontrol hapları…

    Ağır, aşırı kalorili besinlerle düzensiz ve yanlış beslenme.

    Vücutta toksik etkiler oluşturan alkol, çay, kahve ve tütünün aşırı miktarda tüketimi.

    Hareketsiz bir yaşam.Hızlı ve stresli yaşamın yarattığı gerginlik, kaygı ve güvensizlik gibi ruhsal etkenler.

    Doğal çevreden çeşitli yollarla sürekli olarak alınan toksik maddeler.

    Tuz, su dengesinde değişikliklere neden olan idrar söktürücü ve müshillerin gelişi güzel kullanımı.

    Düzensiz uyku.Karaciğer ve sindirim bozuklukları, kabızlık ,korse,dar elbiseler,kalp yetersizliklerine bağlı dolaşım yetersizlikleri.

    Selülit tedavisinde hangi yöntemlerden yararlanıyorsunuz?

    – Mezoterpi,
    – Radyofrekans yayan cihazlar,
    – Ultrason dalgaları ile sellülit tedavısı
    – Özel diyetler ve egzersizler ile desteklenme

    Mezoterapi nedir?

    Mezoterapi günümüzde estetik tıp dalında selülit tedavisinde en sık kullanılan yöntem sayılır. Yöntemin temeli ilk kez 1952′de Fransa’da Dr.Pistor tarafından gelmekte ve 1987 tarihinden beri Fransız Tıp Akademisi tarafından alternatif tıp tedavileri arasında önemli bir yer almıştır, bugün ise Fransa’da yaklaşık 18000 doktor tarafından günde 65000000den fazla hasta bu yöntem ile tedavi edilmektedir.Uluslararası Mezoterapi Derneği ise yaklaşık 16 ülkede bu yöntemleri uygulamaktadır.Bütün dünyada kanıtlanmış olması,bir çok ülkede uygulanıyor olması, her gün binlerce hekimin bu yöntemi uyguluyor olması, yöntemin yararlı bir yöntem olduğunu gösteren en önemli faktördür. Mezoterapinin kelime anlamı, orta deriye ince uçlu(4- 6 mm ) iğnelerle belli açılarla ilaçı direkt hedef organa enjekte ederek bölgeye tedavi sağlamaktır.Bu yöntemin temeli seri şeklindeki iğnelerin çarpma etkileri ile bağışıklık sistemine harekete geçirmek ve kılcal damar ve kanlanmanın artışı ile direkt hedef organı etkilemektir.

    Mezoterapinin (Mezotherapy) avantajleri nelerdir?

    Sonuçların hızlı ve kesin olması(ortalama 3. seanstan sonra sonuçlar gözlemleniyor). Selülit tedavisinde en etkin, en başarılı yöntem olarak uygulanması. Doğru uygulama ve uygulayaıcıda başarı şansı %80, %100 arasında değişiyor. Doğru kişilerce uygulandığında her hangi bir yan etki içermemesi. Cerrahi yöntemlerin aksine lokal ve ya genel anetezi gerekmemesi, ve uygulamadan sonra kişinin günlük aktivitelerini herhangı bir şekilde etkilememesi.Kozmetik yöntemler(yosun, parafin, masaj…)göre çok daha etkin sonuçlar sağlaması, kısa sürede gerçekleşmesi…

    Mezoterapi(mezotherapy) Dezavantajları nelerdir?

    Uzman ve bu konuda eğitimli hekim tarfından uygulandığında her hangi bir yan etkisi yok. Bazen 1-4 yerde küçük morarmalar olabilir, bir kaç günde kaybolur. Yan etkiler ancak doğru olmayan uygulamalarda ve yalnış ilaçlarda görülebilir. Merkezimizde bizzat uzman hekim tarfaından uygulanıyor. Bir seansta uygulanan ilaç dozu belli bir dozu aşmamalı ve belli aralıklar ile olmalı.

    Mezoterapinin Kullanım Alanları

    – Estetik kullanım
    – Sellülit,bölgesel zayıflamaSaç dökülmesi ve saç canlandırmaYüz gençleştirme,cilt gençleştirmeÇatlak,yara izleri
    – Tıbbi kullanım alanları
    – Romatolji,eklem ağrıları
    – Spor yaralanmaları

  • Aşk ile dekorasyon

    Aşk ile dekorasyon

    Evinizi aşkla döşemek için sevilmeye layık olduğunuz hatırlayarak başlayın işe.

    Size gerekli olan en önemli şeye sahipsiniz. Yaşamak hakkına. Bu hakkı layığı ile deneyimlemenin sırrı, sınırlı görünen bir mekan içinde verilmiş olan sınırsız haklarınızda saklı. Mutluluğu uzun soluklu deneyimlemek, aşkı yaşamak, acı veya ıstırapların hayal ürünü ve masal olduğu bir nefeslik aralık yakalamak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey, ona gore evinizi döşemek. Size tavsiyem uyuduğunuz yerden başlamanız. Yatak odanız, yani yatağınızın odası en kıymetli alanınızdır. Dünyanın sizden geri kalanı ile uzun uzadıya vedalaşabileceğiniz, uyku ve rüyalar alemindeki geziler ile huzura kısa yolculuklar yapabileceğiniz bir yer olduğu gibi aynı zamanda, sevdiğinize de dokunabileceğiniz bir alan.

    Cennetsi bir yer yaratmanın en önemli enstrümanı sizsiniz. Tüm bunları kim için yapacağınıza karar vermek en önemli aşamanız. Kalabalık bir ailede yaşıyor olabilirsiniz, ya da evinizi bir yakın arkadaşınız ile paylaşıyor olabilirsiniz. Aİlenizle oturuyor veya mutsuz olduğunuza inandığınız bir evlilik deneyimliyor olabilirsiniz. O zaman Feng Shui ile hayatınıza yeniden hayat katmanın tam zamanı. Hayallerinizi yazın, onları gerçekleştirmek için bir köşe hazırlayın ve gizli bir dille evrene bu sihirli mektubu gönderin. Sadece bir odanız olsa bile, sadece size ait bir köşe olduğunu hissettiğiniz bir yeriniz olmalı. Hayallerinize giden yolculukta mevsimleri hatırlayın. Bu size şu an hangi mevsimde olduğunuzu söyleyecektir. Bakın odanıza ne renkler hakim. Sizin mevsiminiz nedir. Hangi mevsimde iseniz, ona ait renkleri yoğun olarak odanızda kullanmışsınızdır. Şimdi zorunluluklardan da sıyrılın ve sadece size ait olan renkleri seçin.

    Sonbaharın turuncuları ile yeşil elmanın fıstık yeşilinin kokusunu almaya çalışın. Neşeli şeyler olsun hayatınızda. Bunları bembeyaz yeni bir sayfa gibi, bembeyaz bir odaya atın şimdi. Ortalık mis koktu, hayaller koktu. Rüzgarda uçuşan beyaz tüllerinizden içeri dolan havanın orkidelerinize dokunmasına izin verin. Bir çiçek köşeniz olsun ama içeride uyuduğunuz için sadece bir tane yeter. Onu da kendi gibi bembeyaz bir özel bir masanın üzerinde tutarken, yanına hayallerinize ait notları, mektupları içeren minik bir sandık bulundurun. Belki tüy bir kalem, parşomen bir kağıt şık bile olabilir. Yatak örtünüzü dokunmaya kıyamayacak yumuşaklıkta bir kumaştan seçin. Üzerinde odanızdaki turuncu ve fıstık yeşilinin en açık tonundan minik desenler olmasını seçebilirsiniz.

    Müziği unutmayın. Yatak odanızda hafif müzikler çalabilmek için minik bir müzik setiniz olsun. Hatta sabah saat çalarınızı klasik bir müzik eserine ayarlayabilir ve müzik ile uyanabilirsiniz. Kırmızı gibi renkler, uyanacak mekanda aşırı enerji yükler ve tercihen huzur için başka renkleri öneriyoruz. Yatak odanızda lila tonları, krem, beyaz, çok açık fıstık yeşili, su yeşili, çok açık mavi renkler kullanırken, onlara kombin olacak tamamlayıcı renkler ile eşlik edebilirsiniz. Duvarınızda bir resim olacak ise, yattığınız yerden izleyeceğiniz bir resim olsun ve sevgi temasını içersin. Huzur versin, baktıkça özgürlüğü, mutluluğu, sevgiyi, aşka hatırlayın. Yerlerde yumuşacık uzun tüylü bir beyaz halı kendinizi bulutlarda hissetmenizi sağlayabilir. Işıkları, düzeyi ayarlanabilir yapın. Her hangi bir saatte hem yattığınız yerden, hem de kapıdan çıkarken değiştirilebilir ayarlatın. Manzaraya çok uzaksanız veya pencereden baktığınızda yan binanın duvarını görüyorsanız, kendinize özel ışıklı bir manzara hazırlayın. Bir duvarınızı bu manzaraya ayırın. Hemen önüne bir koltuk koyup, baş ucuna güzel bir aydınlatma ile özel bir köşe hazırlayabilirsiniz. Bir deniz manzarasında sahilde oturabileceğiniz gibi, yüksek dağların eteklerinden bir vadiyi izleyebilirsiniz.

    Feng Shui için doğayı hissetmeniz ve ihtiyacınız olan şeyleri bir mekanda uyum içinde bir araya getirmeniz yeterli. Bu yeterliliğe karar verecek kişi de siz ve sadece siz olmalısınız. Ne kadar önemli olduğunuzu unutmayın lütfen.

  • Isırgan Otuyla Güzellik

    Isırgan Otuyla Güzellik

    Isırgan otunun sağlığımız üzerinde önemli etkileri var. Ancak güzelliğimize katkısı için bu bitkinin kürlerinden faydalanabileceğinizi biliyor musunuz?

    Bu bitki A, B ve C grubu vitaminleri ve provitamin açısından oldukça zengindir. İçerdiği klorofil, vitaminler ve demir nedeniyle, yiyecek veya içecek olarak kansızlığa karşı kullanılan ısırgan otunun, aşırı üşütmelerde solunum yollarını açıcı etkisi vardır.

    Uzmanlar, aynı zamanda kan şekerini de düşüren bitkinin, taze yapraklarının 14 gün süreyle yenilmesi durumunda zayıflamaya yardımcı olduğunu söylüyorlar. Elbette her bitki gibi doktorunuza danışmadan tüketmemelisiniz.

    Cilt bakımı ve deri temizliğinde de kullanılan ısırgan otu kökleri kaynatılarak içilirse, saç dökülmesini, saçın kepeklenmesini ve yağlanmasını önlüyor.

    Bir çay kaşığı kurutulmuş ısırgan yaprağının üzerine bir su bardağı kaynar su konulduktan sonra karıştırılarak çay olarak içebilirsiniz.

    Saçlara olan faydası için:

    – 4-5 avuç dolusu taze veya kurumuş ısırgan otu

    – 5 litre soğuk suya koyun ve yavaş ateşte kaynama noktasına kadar ısıtın.

    – 5 dakika demlenmeye bıraktıktan sonra, suyla saçlarınızı yıkayın.

    İlgili Konular ;

    Yulaf Maskesi
    Kuru ciltler için bakım maskeleri
    Akneleri kurutmak için maske
    Süt maskesi
    Sivilceler için havuç maskesi

  • Tüp bebekte gen testi

    Tüp bebekte gen testi

    İngiliz bir biyoteknoloji şirketinin geliştirdiği yeni genetik test sayesinde tüp bebek tedavisinde başarı oranı artacak.

    Moleculer Cytogenetics adlı dergide yayınlanan araştırma sonuçlarına göre embiryonun gerekli genetik materyale sahip olup olmadığını ölçen test sayesinde tüp bebek tedavisindeki başarı oranı yüzde 65 artacak.

    Tüp bebek tedavisi özellikle çok genç olmayan kadınlarda başarısızlıkla sonuçlanabiliyor. Test İngiliz Blue Gnome şirketi tarafından geliştirildi. Uzmanlar araştırma sonuçlarını heyecan verici buldu.

    35 yaşından genç kadınlar ortalama 3 denemeden sonra tüp bebek sahibi olabiliyor. Bu oran anne adayının yaşı ilerledikçe düşüyor.

    Bir sperm bir yumurtayı döllediğinde oluşan embiryo her iki ebeveynden de genetik bilgi taşıyor.

    Ancak tüp bebek tedavisi sırasında hatalar yapılabiliyor ve bazı embiryolar gereğinden fazla ya da daha az genetik materyal taşıyor. Böyle durumlarda hamilelik kendiliğinden sona eriyor.

    Yeni geliştirilen gen testi sayesinde hatalı embiryolar ana rahmine yerleştirilmeden elenebilecek.

    Normalde tüp bebek tedavisi görülen kadınların %42′si tedaviye başladıktan 20 hafta sonra hamile kalıyor.

    Bu oran ekstra gen testinin uygulandığı kadınlarda %69′a yükseliyor. Blue Gnome yöneticisi Nick Haan yeni testin tüp bebek tedavisinde devrim yaratacağını düşünüyor.

    İlgili Konular ;
    Tüp Bebek Özel Bölüm