Blog

  • Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler

    Elbise ve ayakkabılarımız bizim için çok değerli, uzun ömürlü ve kaliteli olmaları için size önerilerimiz var.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 1

    Kıyafetlerinizin koltuk altında oluşan sarı lekeler için limon suyu veya kabartma tozu kullanabilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 2

    Ütüleme şansımız az olan kumaşta olan eşyalarınızı poşetin içine koyarak 3-4 saat buzdolabında bekletirseniz kendiliğinden düzeldiğini görüceksiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 3

    Kıyafetlerinizde olan elektiriklenme sorununu ortadan kaldırmak için düz bir kumaş parçası ile üzerinde elinizle ütü yapabilirsiniz bu statik elektiriği ortadan kaldıracaktır.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 4

    Saç düzleştiriceleri sadece saçımızı değil etek kısmında kırışıklık olan kıyfetleriniz çinde ideal olabilir.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 5

    İnce dokulu kumaşlarda oluşan inatçı lekeleri tıraş köpüğü kullanarak ortadan kaldırabilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 6

    Bazen her zaman kullandığımız ayakkabıları giymekte zorlanabiliriz. Ayakkabılarınıza akşamdan su ile doldurulmuş plastik su torbalarını yerleştirip buzdolabında bekletirseniz bu sorunuda ortadan kaldırmış olacaksınız.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 7

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 8

    Kırmızı şarap lekesi oldukça zor bir leke sayılabilir. Lekeyi çıkartmak için üzerine beyaz şarap ve ardından biraz karbonat döküp 2-3 saat bekletebilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 9

    Uzun çizmelerinizin şeklini kaybetmesini istemiyorsanız içine destek amaçlı eski dergileri yerleştirebilisiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 10

    Dersi eşyalarınız kullanıma bağlı olarak sertleşebilir. Yağmur suyu deriyi yumuşatacaktır.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 11

    Saç speyleri kıyafetlerinize yada evinizdeki mobilyalara bulaşmış olan ruj lekelerini çıkartmada oldukça etkilidir.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 12

    Babetlerinizin hep yeni kalmasını istiyorsanız yünlü çoraplarınızın içine geçirin ve saç kurutma makinasıyla ısı verin.Bu işlemi birkaç kez tekrarlayabilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 13

    Gözlük çerçevelerinin aşınması yada gevşemesi bizi çok rahatsız eder. Tırnak cilası ile bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 14

    Süet ayakkabılarınızdaki lekeleri sıradan bir silgi yardımı ile fazla bastırmadan temzileyebilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 15

    Özellikle kış mevsimizde giydiğimiz kalın montlar yüzünden kazaklarımızda oluşan tülermeleri tıraşlayabilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 16

    Fermuarlarda oluşan takılmaları engellemek için kurşun kalem ile üstünden birkaç defa geçmek yeterli olucaktır.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 17

    Beyaz tabanlı spor ayakkabılarınızda oluşan inatçı lekeler için deterjan ve kabartma tozunu karıştırarak diş fırçası ile ayakkabınız yepyeni yapabilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 18

    Aşağıdaki yöntem ile bol paça pantalonlarınızı çizmenin içinde rahatlıkla kullanabilirsiniz.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 19

    Özellikle yeni alınan kot pantalonlarda oluşan renk akmasını engellemek için birkaç damla sirke kullanabilirsiniz. Renk sabitleme özelliğine sahiptir.

    Elbise ve Ayakkabılarınızın Uzun Ömürlü Olması İçin Altın Öneriler | 20

    Gömleğinizin tüm gün istediğiniz gibi durması için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz.

     

    Kaynak

  • Etkili, Basit ve Doğal Sivilce Maskeleri

    Etkili, Basit ve Doğal Sivilce Maskeleri

    Sivilceler ergenlikte ve yetişkinlikte birçok insanın ortak sorunu, ciddi bir cilt problemi sayılabilcek sivilceler için öncelikle yapmamız gereken bir dermatologdan yardım almak olacaktır, sonrasında evinizdeki malzemelerden ve etkili, basit ve doğal sivilce maskeleri var.

    Kulaktan dolma bilgilerle hazırlanan maskeler cildinize yarardan çok zarar verebilir. Gül suyu, yoğurt, zencefil ve bal gibi doğal malzemelerle yapılan maskelerin cilde fayda ve zararları nelerdir. Hangisi sizin için daha uygundur. Malzemelerimizi incelemekle başlayalım.

    Etkili, Basit ve Doğal Sivilce Maskeleri

    GÜL SUYU: Cilde ferahlık verici özelliği vardır. Kızarıklık ve şişkinlikte etkilidir ancak iri ve iltihaplı aknelerde yoğun tedavi edici özellik göstermez. Günlük tonik olarak kullanılabilir. Cildi kurutan maskelerin içine birkaç damla eklenebilir.

    Etkili, Basit ve Doğal Sivilce Maskeleri | 41

    LİMON : Sadece sivilce için değil sonrasında oluşan lekelerin tedavisinde de idealdir. Özelllikle yağlı ciltler üzerinde oldukça etkili olan limon maskelerden birkaç damla kullanılabilir ancak fazla eklememekte yarar var. Limon, cildi kurutucu etkiye sahip olduğu için hassas ciltlerde tahrişe neden olabilir. Yaz döneminde yapılan maskelere limonu eklemeyin.

    ZENCEFİL: Doğal bir antiseptik özelliğe sahip olan zencefil aknelerle savaşan bir bitkidir. Büyük ve çıban şeklini almış sivilcelerde maskelere eklenebilir. Zencefilin içinde olduğu maskelerin haftada bir yada iki defa kullanılması gerekiyor. Nedeni ise güçlü etkisinin sivilceden dolayı hassas olan cilde zarar vermesini engellemektir.

    BAL: Kızarıklığı almada oldukça etkilidir. Hızlı ve kullanımı kolaydır. Sabah uyandığınızda cildinizde beliren sivilce oluşumdan kaynaklanan küçük kızarıklar için idealdir. Her gün kullanımında ciltte tüylenme yapabilir.

    Etkili, Basit ve Doğal Sivilce Maskeleri | 42

    YUMURTA AKI: Sivilce üzerinde yoğun bir etki göstermesede siyah noktalarda oldukça etkilidir. haftada bir yada iki defa yumurta akını içeren  maskeler kullanılabilir. Gerginleştirici ve kurutucu etki gösterdiği için göz ve ağız çevresinde kullanılmaması gerekir.

    YOĞURT: Evimizde hızlı maske tariflerinde kullanılabilir. Yanında kullanılan maskeler cildi kuruturken nemlendirme amacıyla maskelere eklenilir. Ancak kullanılan yoğurdun evde yapılmış ve çok yağlı olmamasına dikkat edin.

    TUZ : Evde yapılan sivilce ve peeling maskelerini vazgeçilmez malzemelerindendir. Aşırı sivilcelenme sorunu olan ciltlerde irinli kısmı dağıtabilceği için uygun değildir. Güçlü bir dezebfektan olan tuz ciltte tahrişe yol açabileceği için az miktarda kullanılması gerekir. Maskenin içine tuz ile birlikte doğal bitki yağları ekleyebilirsiniz.

    ELMA SİRKESİ: Cilt maskelerinde kullanılan sirkelerin mutlaka ev yapımı olması gerekir. Sivilcelerinizin yada izlerinizin üzerine sadece sirke uygulayabilirsiniz. Yarım çay bardağı suya 5-6 damla şeklinde ugulanamınız cildin zarar görmesini engeller.

    Sizin için her mutfakta bulunan ve birkaç dakikada hazırlayabileceğiniz birkaç alternatif maskeyide buraya ekliyoruz.  Bu iki maskede denenmiş kolay ve oldukça etkili maskelerdir.Şimdiden kolay gelsin.

    Etkili, Basit ve Doğal Sivilce Maskeleri | 43

    Zencefilli Sivilce Maskesi

    1 tatlı kaşığı zencefil

    1 tatlı kaşığı bal

    1 çay kaşığı limon

    Zencefili rendeleyin limon ve balı ekleyerek cildinize uygulayın. 10 dakika bekledikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayabilirsiniz.

    Ballı yoğurt maskesi

    1 tatlı kaşığı bal

    1 çorba kaşığı ev yoğurdu

    Günlük olarak uygulayabilceğiniz özellikle sivilce kızarıklığı üzerinde oldukça etkili bir maskedir. 15 ile 20 dakika arasında cildinizde durması yeterli olacaktır. Ilık su ile temizleyebilirsiniz.

  • İleri yaş egzersizlerinde dikkat edilmesi gereken noktalar

    İleri yaş egzersizlerinde dikkat edilmesi gereken noktalar

    Egzersizler sağlıklı, dinamik ve aktif bir yaşam için gerekli olan ve yaş ilerledikçe de devam ettirmeniz gereken alışkanlıklardır. Bununla birlikte belirli egzersiz alışkanlıkları yaşamınız boyunca kendinizi zinde hissetmenize yardımcı olabilir. Size egzersizler konusunda dikkat etmeniz gereken birkaç konu başlığından bahsetmek istiyoruz. Özellikle ileri yaşlarda egzersizlerin dikkatli yapılması gerekiyor. Egzersiz rutininizde gençlik dönemlerinde ve sonrasından faydalı bir programla çalıştığınızdan ve hata yapmadığınıza emin olmanız gerekiyor.

    İleri yaş egzersizlerinde dikkat edilmesi gereken noktalar

    İleri yaş egzersizleri
    İleri yaş egzersizleri

    1.YAŞINIZ İLERLEDİKÇE UZAK DURMANIZ GEREKEN EGZERSİZ YÖNTEMLERİ
    Yoğun egzersiz programlarınızı sınırlayın. Yüksek tempolu çalışmalar çok etkili egzersiz programlarıdır. Bununla birlikte, sık sık yüksek yoğunluklu egzersiz yaptığınızda kendinize zarar verebilirsiniz. Yüksek tempolu egzersizler vücudunuz yıpranma problemleri yaratabilir ve vücudunuzda dinlenmeden yapıldığında daha hızlı aşınmalara neden olabilir. Vücudunuzun dinlenebilmesi için yüksek tempolu egzersiz rutinlerine ortalama iki gün ara vermeniz gerekir.
    2. YALNIZCA KARDİYO YAPMAKTAN KAÇININ
    Kardiyo egzersizi kalp sağlığı ve kan basıncını düşürme gibi birçok yönden faydalıdır. Ancak, egzersizler sırasında yaptığınız tek şey buysa, sizi yorabilir. Kardiyo egzersizlerinin, kas kütlesi oluşturmaya etkisi olmaz. Temel amacı kan basıncı yükseltip vücudu ısıtmaktır.
    Yaşlandıkça kas kitlelerini kaybedersiniz. Bu bir sorun olarak görülebilir fakat doğal bir süreçtir. Kas kütlesi kaybetmek metabolizmayı yavaşlatır ve iskeleti zayıflatır. Bu, egzersiz programınıza kas gücü eğitimi eklemeniz gerektiği anlamına gelir.
    Her hafta programınıza en az üç günlük dayanıklılık eğitimi ile birlikte iki buçuk saat boyunca orta düzeyde aerobik ve kardiyo aktivitesi ekleyebilirsiniz.
    3. DÜŞÜK EGZERSİZ PROGRAMLARINA AĞIRLIK VERİN
    Yürüme gibi egzersizleri programınıza ekleyebilirsiniz. Yürüme diğer ağır egzersiz programlarına göre sizin için çok daha güvenli olacaktır. Koşu gibi yüksek etkili egzersizler, özellikle yüksek BMI değeriniz varsa, kalça protezi ihtiyacınız veya osteoartrit gelişme riskinizi artırabilir.
    Bunun nedeni, yüksek etkili egzersizlerin kalça, diz eklemleri, daha fazla darbe ve yıpranmaya neden olmasıdır. Bu egzersizlerin sıkça yapılması vücudunuzu yoracaktır.
    Sağlıklı kalmak ve yüksek etkili egzersizden kaynaklanan olası komplikasyonları önlemek için, koşu, veya ip atlama gibi egzersizleri sınırlandırın.
    Başka bir seçenek olarak karışık bir egzersiz programı oluşturabilirsiniz. Örneğin, iki günlük bisiklet sürüşünün sonra iki günlük yürüyüş ve ardından hafta başınızı koşu gibi yüksek etkili egzersizlerle bitirebilirsiniz.

    4. OMUZ EGZERSİZLERİ YAPARKEN DİKKATLİ OLUN
    Yaşlandıkça omuz kaslarınızı güçlü tutmanız gerekir. Ancak bazı egzersizi programlarında geriye doğru baskı oluşturulabilir. Örneğin, kas açma egzersizleri yapmak için bir makine yerine elastik direnç bantları kullanabilirsiniz. Ya da omuz ağırlıklarını kullanabilirsiniz.
    Omuz yaralanması veya ameliyattan sonra egzersizler ve diğer hareket yönergeleri için daima doktorunuzun önerilerini dikkate alın. Ağır ve yorucu omuz egzersizlerinden kaçının.
    5. YARALANMANIZA NEDEN OLABİLECEK HAREKETLERDEN KAÇININ
    Yapılan bazı ağır egzersizler yaşlandıkça zayıflayan kemiklerde kırıklara yol açabilir. Osteoporoz (Kemik erimesi) gibi durumla karşı karşıyaysanız bu egzersizlerde çok dikkatli olmanızda fayda var.
    Bu egzersizler şöyledir.
    Situ-up’lar gibi omurga üzerinde çok sayıda egzersiz.
    Bükülme hareketleri, örneğin bir golf sopasının sallanması.
    Yorucu kaldırma gibi eğme hareketleri.
    Hızlı veya yüksek etkili hareketler, örneğin platformlara atlama gibi

  • Cilt kremleri ve aralarındaki önemli farklar…

    Cilt kremleri ve aralarındaki önemli farklar…

    BB, CC, DD, EE VE PP KREMLERİ  DOSYASINI SİZİN İÇİN ARAŞTIRDIK. ARALARINDAKİ ÖNEMLİ FARKLAR NELERDİR? SİZİN İÇİN İDEAL OLANI NASIL SEÇEBİLİRSİNİZ?

    BB kremler son yıllarda kadınlar arasında oldukça popüler bir hale geldi. Hemen hemen her markada bulunan bu kremler, kozmetik işlemler ve doğal yıpranmalar sonucunda hasar görmüş ciltteki sorunları en aza indirmek üzere tasarlanmışlar. Peki nedir bu kremler?

    BB kremlerden sonra aileye CC, DD, PP, EE, kremleri de katıldı. Bizde giderek ilginin arttığı bu kremleri ,aralarındaki farkların neler olduğunu ve sizin için ideal olanı nasıl bulabileceğinizi inceledik.

    BB KREMLER

    BB kremi ismini  “güzellik kremi “ anlamına gelen “ beauty balm “dan alır. Ciltte gözle görülen sorunları en aza indirmeyi hedefler. Yüzü ve cildi nemlendiren bu kremler ciltteki tahrişi azaltır.  Tüm cilt tipleri için uygundur.

    Cilt kremleri ve aralarındaki önemli farklar... | 47

    CC KREMLER

    CC krem  “color control “ anlamına gelir. İsminden de anlaşılacağı gibi ciltteki renk kontrolünü sağlar. Bu tür kremler, yüzü açık ya da kırmızı renginden uzaklaştırmak ve boğuk görünümlü cildi canlandırmak için kullanılır. CC kremler cildinizi taze hissettiren ,pürüzsüz ve düzgün biri doku oluşturan unsurlar içerir. Yağlı ve problemli cilt tipleri için uygun değildir.

    Cilt kremleri ve aralarındaki önemli farklar... | 48

    DD KREMLER

    DD kremler cildinizin dış etkenlerden günlük olarak korunmasına  ve bakımının sağlanmasına yardımcı olur. Cildinizin güneş ışınlarına karşı korunmasında oldukça etkilidirler. Ancak DD kremler içeriğinde gözeneklerin tıkanmasına neden olan bazı maddeler barındırdıkları için sivilce ve benzeri sorunları beraberinde getirebilirler. Daha çok ileri yaş kullanıma uygundur.

    Cilt kremleri ve aralarındaki önemli farklar... | 49

    PP KREMLER

    PP kremler makyajınızın cildinizde bütünlük sağlaması için kullanılır.  Makyaj bazı olarak da düşünülebilir. İçerdikleri silikon parçacıkları cildin tüm pürüzlü kısımlarını doldurur ve düzgün hale getirir. Yani makyajınız için pürüzsüz  bir zemin sağlar. PP kremler her cilt tipine uygundur, ancak diğer cilt bakımı ürünleriyle birlikte kullanılması gerekir. Uyguladıktan sonra üste tonal krem ​​kullanılması gerekir.

    Cilt kremleri ve aralarındaki önemli farklar... | 50

    EE KREMLER

    EE kremleri  “extra exfoliation “ yani pul pul dökülme anlamına gelir. Cildi yeniler, ölü hücrelerden arındırır, cildi güneş ışınlarından korur ve nemlendirir. Bazıları sivilce ve ultraviole ışınlara karşı da etkilidir. EE kremlerinin devamlı kullanımına gerek yoktur. İçeriği etkili maddelerden oluştuğu için  ince veya hassas cilt tipleri için uygun değildir.

     

    Kaynak

  • Mantar Kurabiye Nasıl Yapılır?

    Mantar Kurabiye Nasıl Yapılır?

    Akşama misafir gelecek acilinden pratik bir şeyler mi yapmak gerekiyor hanımlar? Eğer öyleyse mantar kurabiye tarifimize bir göz atın deriz!

    Mantar Kurabiye Tarifi İçin Malzemeler:

    1 paket tereyağı (250 gr)
    1 çay bardağı sıvı yağ
    1 yumurta
    1 su bardağı pudra şekeri
    1 su bardağı mısır nişastası
    2. 5 su bardağı kadar un (kontrollü ekleyin)
    Yarım paket kabartma tozu
    1 paket vanilya
    2 tatlı kaşığı elma sirkesi

    Üzerini için:

    2 yemek kaşığı kakao

    Mantar Kurabiye Nasıl Yapılır? | 55

    Mantar Kurabiye Tarifinin Hazırlanışı;

    Bir kap edinin ve un dışındaki tüm malzemeleri birlikte iyice karıştırın. Ardından ununu yavaş yavaş ekleyecek şekilde dökün. Elinize yapışmayacak bir kıvama geldiğinde un eklemeyi bırakabilirsiniz. Ortalama 2-3 bardak arası un kullanmanız yeterli oluyor.

    Elde ettiğiniz hamuru ceviz büyüklüğünde parçalara bölüp yuvarlayın ve tepsiye yerleştirin. Ayrı bir kap edinin ve içine kakaoyu koyun. Sonra ise soda şişesini kakao kabına batırıp tepsideki kurabiyelerin üzerine bastırın.

    Önceden ısıttığınız 170 derecedeki fırınınızda 15 dakika kadar pişirin. İşte bu kadar hanımlar! Bu kadar pratiğini başka yerde zor bulursunuz bizden söylemesi :) Şimdiden afiyet olsun..

  • Genç ve boşanmış

    Genç ve boşanmış

    Kimse boşanmak için evlenmez. Özellikle de 30’lu yaşlardan önce boşanmak pek çok çiftin kabusudur. Ancak 20’li yaşlarındaki bu kadınlar hayatta verdikleri en doğru kararın boşanmak olduğunu söylüyor.

    REYHAN GÜNEŞ

    FOTOĞRAFLAR: CHRIS CLINTON

    Hikayeyi biliyorsunuz. Kadınla erkek tanışır, eğlenceli flört döneminden sonra ilişki yavaş yavaş ciddiye biner. Aileler tanıştırılır, yüzükler takılır, birkaç yıl içinde mutlu çiftimiz evlenir. Ancak TÜİK’in (Türkiye İstatiktik Kurumu) verilerine göre, günümüzde çiftler masallardaki gibi sonsuza dek mutlu yaşamıyor. Öyle ki, son 10 yılda boşanan çiftlerin sayısı 1 milyondan fazla. Genç nüfusun boşanma pastasındaki payıysa azımsanmayacak seviyede. 30. doğum gününden önce boşanma evraklarını imzalayan kadınlar eski eşleriyle ilişkilerini, boşanmalarını ve gelecek ilişkilerden beklentilerini anlatıyor.

    Bugün 30 yaşında olan Ecem, sekiz yıllık erkek arkadaşıyla evlendiğinde 25 yaşındaymış. “O dönemde yapılabilecek en mantıklı şey evlenmek gibi görünüyordu” diyor. Ancak Ecem, ‘Evet’ dedikten kısa süre sonra evliliğin hayal ettiği gibi olmadığını görmüş. “Balayından sonra bir şeylerin değiştiğini hissettim. Büyüyüp gelişiyorduk ama bu değişim birbirimizden tamamen farklı yöndeydi.” Ecem ilk evlilik yıldönümlerinde ne kadar mutsuz olduğunu fark etmiş ve hayatta tekrar mutluluğu yakalamak istiyorsa boşanması gerektiğini anlamış. “Ayrılma kararı tamamen benim fikrimdi. Çünkü eski eşim ona söyleyene dek ne kadar mutsuz olduğumu ve boşanmak istediğimi anlayamadı. Neler hissettiğimi ona ilk anlattığımda şoke oldu. Diğer taraftaysa ben, karışık duygular içindeydim. Düşüncelerimi ve duygularımı öncelik haline getirip bu cesur kararı alabildiğim için kendimle gurur duyuyordum. Ama aynı zamanda onu üzdüğüm için suçluluk hissediyordum.” Ecem’in ailesi haberi ilk duyduğunda perişan olmuş: “Annem ve babam eski eşimi kendi oğulları gibi seviyordu. Bu süreçte ikimiz için endişelendiler. Ailem 30 yıldan uzun süredir mutlu-mesut yaşıyordu. Neden boşanmak istediğimi bir türlü anlayamadılar. Kötü bir süreçten geçtiğimizi ancak günün sonunda bunu atlatacağımızı düşünüyorlardı. Onları karşıma alıp evliliğimde neden mutsuz olduğumu tek tek anlatmak durumunda kaldım ve boşanmanın hem ruhsal hem de fiziksel sağlığım için en iyi seçenek olduğunu söyledim. Beni anladılar ve çıktığım bu zorlu süreçte her anımda yanımda oldular” diyor.

    Ecem’in ailesi eski eşini de boşanma sürecinde düzenli olarak arayıp sormuş. “Onu halen seviyor ve önemsiyor olmaları beni rahatlatıyordu. Çünkü ondan hiçbir zaman nefret etmedim. Halen etmiyorum. Sadece evliliğimiz yürümedi.” Boşanmak Ecem’in sonunda huzura kavuşmasını sağlasa da eşinin bekarlığa adapte olması biraz daha uzun sürmüş. Şimdi geriye dönüp baktığında o günleri hafif bir buruklukla hatırlayan Ecem, “Artık karı-kocadan ziyade arkadaş olarak daha iyi bir ikili olduğumuzun ikimiz de farkındayız” diyor.

    Defne (33), eski eşiyle 27 yaşında evlenmiş. “Yedi yıldır birlikteydik ve ben evlenmek için sabırsızlanıyordum” diyor. Evliliklerinin dördüncü ayında Defne’nin hayalleri yıkılmaya başlamış. Başarısız bir hamilelik geçirmiş ve bebeğini kaybettikten sonra eşinin kendisini aldattığını öğrenmiş. Tüm bunlara rağmen boşanmak onun için seçenekler arasında bile değilmiş. Defne de, eski eşi de muhafazakar ailelerden geldiği için boşanmak onlar için tabuymuş. “Hem ailelerimiz hem de çevremizdeki insanlar bizi en gözde çift olarak görüyordu. Evliliğimizi kurtarmak adına çift terapisine gitmeye başladık. Eşimin gözü halen dışarıdaydı ve bu durum bana kendimi yetersiz hissettiriyordu. Bir süre sonra onun değişmeyeceğini fark ettim. 28. doğum günüm yaklaşırken kendime verebileceğim en güzel hediyenin boşanmak olduğunu biliyordum.” 30 yaşını geçmiş olmasına rağmen Defne halen zaman zaman boşanmış olmaktan rahatsız oluyor. “Yedi yıldır birlikte olduğum erkekle evlendim. Ama evliliğimizin birinci yılını bile kutlayamadan ayrıldık. Açıkçası bu benim de, ailemin de boşanmanın her zaman kötü bir şey olmadığını anlamamıza yardımcı oldu. Bu süreçte ortak arkadaşlarımızın bir kısmı benimle görüşmeyi bıraktı. Başlarda üzülüyordum. Artık hayatta kimlere güvenebileceğimi daha iyi biliyorum.”

    Evlilik 31 yaşındaki Esra için, aile ve çevre baskısı dolayısıyla kaçınılmaz bir sonmuş. “Kapalı bir çevrede büyüdüm. Eski eşimle yaklaşık iki yıldır görüşüyorduk. Ailem bu durumun bir an önce sona ermesi için sık sık ne zaman evleneceğimizi soruyordu. 24 yaşında evlendim. Düğünden kısa süre sonra eşimle birbirimize göre olmadığımızı fark ettim. Farklı ekonomik seviyelere sahip ailelerden geliyorduk. Evlilikle birlikte omuzlarımıza binen ekonomik sorumluluk bizi karşı karşıya getiriyordu. Faturalarıödemekten gocunmuyordum ama tüm para işlerinin bana bırakılması ve onun bütçemize çok az katkıda bulunması beni her anlamda geriyordu.” Esra’nın eşiyle birbirlerine göre olmadıklarını anladığı bir diğer an ise birlikte vakit geçirme anlayışları olmuş. “Ben hafta sonları dışarı çıkıp eğlenmek isterken eşim ailesinin evine gidip onlarla vakit geçirmemizi istiyordu. Bir sabah uyandım ve aynada bana bakan kişiyi artık tanıyamadığımı fark ettim. Dönüştüğüm kadından nefret ediyordum. Eşime aşık değildim ve bu mutsuzluğun tek çıkış yolunun boşanmak olduğunu biliyordum.” Ancak Esra kısa süre sonra hamile olduğunu öğrenmiş. “Bebeğim için bu evliliğe bir şans daha vermem gerektiğini hissediyordum. Ama hamileliğim sürecinde de kızımız doğduğunda da ilişkimiz düzelmedi. Bu şekilde yaşamaktan bıkmıştım ve kızımın hatırına da olsa bu mutsuz evliliği sürdüremeyeceğimi anladım. Her şeyden önce böyle bir ailede onu güçlü, bağımsız ve kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir birey olarak yetiştiremezdim. Hele ki karşısında benim gibi kötü bir örnek varken…” Esra sonunda ailesinin evine geri dönme cesaretini gösterebilmiş. “Neyse ki ailem bu konuda bana saygı duydu ve kapılarının bana her zaman açık olduğunu söyledi. Yaşadıklarım onlara bir şekilde toplumdaki evlilik baskısının ne kadar saçma olduğunu gösterdi. Boşanma sürecinde bana hep destek oldular. Hem kendim hem de kızım için ipleri elime almamdan gurur duydular.”

    Boşanmak hayatta bir daha aşkı bulamayacağınız anlamına gelmiyor. Öyle ki Ecem, boşandıktan yalnızca birkaç gün sonra hayatının aşkıyla tanıştanışmış. “Yakın zamanda evlenmeyi düşünmüyoruz. Evliliğe karşı değilim ama evlenmek için can attığımı da söyleyemeyeceğim. İki insan birbirine aşık olduğu sürece hayatları boyunca mutlu yaşayabilir.” Defne boşandıktan bir yıl sonra tekrar evlenmiş. “Asla evlenmem diye düşünüyordum. Erkeklere güvenemeyeceğimi düşünüyordum. Sonra Muratla tanıştım. Eski eşime hiç benzemiyordu. Benim gibi o da ilişkide iletişimin öneminin farkındaydı. Bana her gün ne kadar güvenilir biri olduğunu yeniden gösteriyor.” Defne ve Murat’ın şimdi 10 aylık bebekleri var ve evliliklerinin ikinci yılını kutlayacaklar. Esra ise flörtün eğlenceli sularına kendini yeniden atmış durumda. “Boşanmadan sonra ailemin ilişkilere bakış açısı değişti. Artık daha açık fikirliler. Bir an önce evlenmem için baskı yapmıyorlar. Şimdi hayattaki tek önceliğim kızım. İki güçlü ve bağımsız kadın olarak kendi mükemmel hayatımızı yarattık ve onu yaşıyoruz. Elbette anlaşabileceğim birini bulursam evlenip yeniden çocuk sahibi olmak istiyorum. Ama hayatımı o kişiyi arayarak geçirmiyorum. Açıkçası böyle biri hiç karşıma çıkmasa da üzülmem.”

    Genç ve boşanmış | 57

    20’Lİ YAŞLARDA BOŞANMAYLA BAŞ ETMEK
    Boşanma Avukatı Nadia Thonnard’ın ayrılık sürecindeki önerilerine kulak verin.

    HİSSETTİKLERİNİZDEN KORKMAYIN. “Yasal süreci bir kenara bırakırsak boşanmak duygusal anlamda da zor bir dönem. Duygularınızı anlamak ve onlarla baş etmek, yapmanız gereken ilk ve en önemli şey. Boşanma danışmanı veya bir psikolog bu dönemi daha rahat atlatmanıza yardımcı olabilir.”

    KENDİNİZİ TANIYIN. “Gerçekte kim olduğunuzu, sizi nelerin mutlu ettiğini, tutkularınızı ve hayatta ne istediğinizi bilmek geleceğe dönük seçimlerinizde daha doğru kararlar vermenizi sağlar ve aynı hataları tekrar tekrar yapmanızı engeller.”

    KARARLARINIZDA ÖZGÜR OLDUĞUNUZU UNUTMAYIN. “Fikrinizi değiştirme veya zamanla farklı kararlar verme hakkınız olduğunu bilmeniz oldukça önemli. Yaptığınız seçimlerin ve aldığınız kararların hayat kalitenizi belirlediğini göz önünde bulundurun ve isteklerinizi gerçekleştirmekten korkmayın.”

    SEÇİMLERİNİZDEN UTANMAYIN. “Boşanmak utanılacak bir şey değil. Birlikte olduğunuz erkekten ayrılmak başarısız olduğunuz anlamına gelmiyor. Boşanmak yalnızca hayatta başka yöne gittğinizi gösteriyor.”

    BOŞANMANIN SİZİ TANIMLAMASINA İZİN VERMEYİN. “Boşanma süreci yalnızca içinde bulunduğunuz dönemi ifade eder. Bu sizin kimliğiniz değildir.”

     

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com

  • Karabuğday Kısır Tarifi

    Karabuğday Kısır Tarifi

    Karabuğday Kısırı
    Malzemeler;
    2 su bardağı karabuğday
    2 su bardağı su
    5 – 6 yemek kaşığı zeytinyağı
    1 adet büyük boy soğan – yemeklik doğranmış
    1 yemek kaşığı domates salçası
    1 yemek kaşığı biber salçası
    1 adet kapya biber
    2 – 3 adet yeşil köy biberi
    4 – 5 dal taze soğan
    2 dal taze sarımsak
    4 – 5 dal taze nane
    ½ bağ maydanoz
    3 – 4 dal taze reyhan
    7 – 8 adet çeri domates
    7 – 8 adet kornişon turşu
    1 avuç ceviz
    Tuz
    Karabiber
    Sumak
    Kimyon
    Zeytinyağı
    ½ adet limonun suyu
    Nar ekşisi

    Hazırlanışı;
    Karabuğdayı suyunu çekene kadar haşlayın. Bir tavaya zeytinyağını koyun, yemeklik doğradığınız soğanları kavurun, ardından salçaları ilave edip ve kavurmaya devam edin. Biberler, bütün yeşillikler, turşu ve cevizi ince ince doğrayın. Domatesleri ortadan ikiye bölün. Karabuğday, soğanlı karışım ve doğradığınız bütün malzemeleri karıştırın. Tuz, karabiber, sumak ve kimyonu ilave edip karıştırın. Ayrı bir kapta limon suyu, nar ekşisi ve zeytinyağını karıştırıp salatanın üzerine döküp, karıştırın.

    Ardanın Mutfağı / Facebook

  • Çocukların Annelerinin Yanında Daha “Kötü” Olmalarının Gerçek Sebebi

    Çocukların Annelerinin Yanında Daha “Kötü” Olmalarının Gerçek Sebebi

    “Bütün gün benimle gayet iyilerdi, ama seni gördükleri andan itibaren kendilerini kaybettiler! Neden böyle oluyor anlamıyorum!” der eşim bana sürekli.

    Geçtiğimiz günlerde şöyle bir makale yayınlandı: “Araştırma: Çocuklar anneleriyle aynı yerde olduklarında yüzde 800 daha ‘kötü’ oluyorlar”. Elbette gerçek olmayan bir araştırma ve komik bir makaleydi bu. Başlığı okuduğumda gülmekten kırıldım. Makale gerçek olmasa da bence ana fikir gayet doğruydu! Çocuklar kesinlikle annelerinin yanında normalde olduklarından yüzde 800 daha ‘kötü’ oluyorlar. Peki ama neden?

    Çünkü sen, sevgili anne, onların güvenli bölgesisin. Sen, onların bütün problemleriyle birlikte gelebilecekleri tek yersin. Eğer sen bir şeyleri iyileştiremezsen, başka kim yapabilir bunu?

    Sen, sevgili anne, hoşa gitmeyen duyguların bir çöp öğütücüsüsün.

    Eğer bir çocuk, hoş olmayan bir takım durumlarda, bütün gün kendini tuttuysa, sizi gördüğü andan itibaren, en sonunda kendini bırakabileceği zamanın geldiğini bilir.

    Bu, içinde her ne biriktirdiyse onu tamamen bırakmaktır… ağlama…sızlanma…hatta bağırsakları. Dışarıda güzel bir gün geçirip eğlendikten sonra ya da işte eve yorgun döndüğünüzde en son uğraşmak isteyeceğiniz şey budur. Ama biz annelere kalır bu: Duyguların bütün yoğunluğuyla sınırsızca ifade edilişi ve yüzümüze inen şaplaklar. Kapıdan adımımızı attığımız andan itibaren hem de.

    Eğer kapıda ağlamalar, sızlanmalar ve çığlıklarla karşılanıyorsanız, çocuklarınızı şımartmadınız. Hayır, sakın kimsenin size bunu söylemesine izin vermeyin.

    Aslında siz, çocuğunuzun doğal olmasına izin verecek kadar güvenli bir alan yaratmışsınız.

    Ve bu arada… Çocukların duygularıyla ve bedensel işlevleriyle tamamen doğal olabilmeleri çok ama çok önemlidir. Büyüdüklerinde çocuklarımızın duygusal zekalarının ve beden farkındalıklarının gelişmiş olmasını istiyoruz değil mi?

    O yüzden bunu iyi bir işaret olarak görün. Çocuklarınızın sizi sevdiğinin bir göstergesi olarak ele alın. Ve sizi anladığımı bilin, çünkü çok ama çok zor, biliyorum.

    Çeviren ve paylaşan: egitimpedia.com

    Alıntı: http://www.popsugar.com/…/Why-Kids-Behave-Badly-When-Mom-Ar…

  • Cilt sıkılaştırıcı maske tarifi

    Cilt sıkılaştırıcı maske tarifi

    Doğal meyvelerle ve yağlarla cilt sıkılaştırıcı maske tarifi hazırlayıp daha genç görünmeye ne dersiniz? İşte evde hazırlayabileceğiniz doğal cilt maskeleri…

    Cilt sıkılaştırıcı maske tarifi

    Cilt sıkılaştırıcı maske tarifi | 59

    Argan yağı maskesi

    Argan yağı E vitamini açısından oldukça zengindir. Cildin ihtiyaç duyduğu ve cilt için en önemli vitamin olan e vitamini ihtiyacını karşılamayı sağlar.

    Tarifi:

    Temizlediğiniz cildinizi kuruladıktan sonra elinize birkaç damla argan yağı alın ve elinizde yağı ısıtın. Yağ ısındıktan sonra cildinize masaj yaparak argan yağını uygulayın. cildinizin nem dengesine göre yağı yüzünüzde bekletin. Cildiniz çok kuruysa yarım saatten fazla bekletebilirsiniz. Daha sonra soğuk su ile durulayın. Bu maskeyi haftada sadece 1 kere uygulamanız gerekir.

    Cilt sıkılaştırıcı maske tarifi | 60

    Yumurtalı maske

    Yumurtanın beyazı özellikle cilt için oldukça yararlıdır.  Cildi sıkılaştırma, cilt gözeneklerini küçültme ciltte biriken fazla yağı alma gibi birçok etkisi vardır.

    Tarifi:

    1 adet yumurtanın beyazını ayırın.  İçerisine 2 çorba kaşığı yulaf,2 çorba kaşığı limon ekleyip karıştırın.  İyice kıvam aldıktan sonra yüzünüze sürün ve yarım saat bekletin. soğuk su veya ılık su ile durulayın. Bu maskeyi maksimum haftada 2 kere uygulamanız gerekir.

    Karbonatlı maske

    Karbonat, anti bakteriyel özelliği ile ciltte iltihap ve akne oluşumunu engeller. Cilt gözeneklerinin sıkılaşıp,  cildinizin daha genç görünmesine yardımcı olur.

    Tarifi:

    2 çorba kaşığı karbonat ile 2 çorba kaşığı maden suyunu macun kıvamına getirecek şekilde karıştırın. Gözeneklerinizin açık olduğu bölgeye veya akneli bölgeye bu malzemeyi uygulayın.  30 sn beklettikten sonra soğuk su ile yıkayın. Etkili sonuç almak için 2 hafta boyunca 2 gün ara vererek kullanabilirsiniz.

    Cilt sıkılaştırıcı maske tarifi | 61

    Salatalık maskesi

    Salata vitamin ve mineral yönünden oldukça zengindir. Cildin nem dengesini korur ve cildinizin ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin karşılanmasını sağlar.

    Tarifi:

    4 dilim salatayı 2 çorba kaşığı limonla harmanlayın. Daha sonra limonlu salata dilimlerini robottan geçirin.  Jel kıvamına geldiğinde yüzünüzün tamamına uygulayın. 15 dk beklettikten sonra soğuk suyla durulayabilirsiniz. Bu maskesi maksimum haftada 3 kez tekrarlayabilirsiniz.

     

     

    Kaynak: haber7.com

  • Saç yağlanmasına karşı Çay kesin çözüm !!

    Saç yağlanmasına karşı Çay kesin çözüm !!

    Saç yağlanmasına karşı kesin çözüm çay! Günümüzde bir çok insanın sorunu haline gelen saç yağlanmasına karşı çözüm bulundu. İşte yağlı saçlardan kurtulmanın çaylı formülü…

    Saç yağlanmasına karşı Çay kesin çözüm !!

    Kafa derisinin aşırı derece yağ üretmesi sonucu oluşan yağlı saçlar günümüzde bir çok insanın sorunu haline gelmektedir. Saçların yağlanmasındaki asıl sebebi ise düzenli ve tutarlı bir saç temizliği eksikliği, toksinlerin, kirlerin ve diğer maddelerin birikmesine ve yağlı liflerin oluşmasına neden olması olarak gösterilir.

    Bunun dışında yağlı saçlara genetik bir yatkınlık olup olmaması, uygun olmayan saç bakımı ürünlerinin veya yöntemlerinin kullanıp kullanmaması yağlı saçlara neden olabilir.

    Peki yağlı saçlardan nasıl kurtulunur? İşte basit formülü;

    Saç yağlanmasına karşı Çay kesin çözüm !! | 65

    YAĞLI SAÇLARA KARŞI ÇAY 

    Şampuandan sonra saçlar ayrıca seyreltilmiş bir çay karışımı ile durulanabilir. Çay, yağlanmayı azaltarak sıkılaştırıcı olarak işlev gören tanik asit içerir. Bunun için bir bardak suyla çay yapraklarını kaynatın. Ilık olduğunda, çay suyunu kafa derisi ve saç üzerine uygulayın ve bir süre bekletin. Su ve şampuan ile yıkayın.