Blog

  • Bebekler Neden Erken Uyanır?

    Bebekler Neden Erken Uyanır?

    Bebeğinizde uyku eğitimini tamamlayıp uyku düzenini belirli bir rutine oturttunuz ve her şey yolunda. Ancak bir süre sonra bebeğiniz her zamankinden bir iki saat erken kalkmaya mı başladı?
    Bebeklerde uyku düzeni genellikle 11-12 saatlik bir gece uykusu ile sağlanır. Düzeni değişen bebekleri eski düzenlerine döndürmek içinse günlük bazı rutinleri değiştirmek gerekebilir. Bebeklerde uyku problemini aşmak adına size bazı önerilerimiz olacak.

    Gündüz uykularına dikkat!

    İdeal bir gündüz uykusu süresi belirlemek, bebeğin yaşına bağlıdır ve ihtiyaçtan fazla ya da az uyumak, bebeğinizin gece uykularını da etkiler. Gündüz 3 kez uyuyan bir bebek, sabahları erken uyanmaya başlarsa gündüz uykularını 2’ye düşürmeyi deneyebilirsiniz. Aynı şekilde  ihtiyaçtan az gündüz uykusu da bebeğinizin gece uykusundan erken uyanmasına neden olabilir. Bebeğiniz gündüz yeterince uyumuyorsa bu gece uykusuna yorgun yatmasına neden olur. Yatağa yorgun giren bir bebekse sanıldığı gibi hemen uykuya dalmaz. Uykusunda bölünmeler yaşar ve sabahları da erken uyanabilir. Geceleri bebeğim uyumuyor, diye düşünüyorsanız bunu gündüz uykularına bağlayabilirsiniz.

    Dış etkenlere bağlı olabilir

    Sabahları uyumayan bebeklerin ne sorunu olabilir diye düşünüp canınızı sıkıyor olabilirsiniz. Ancak bu sorun her zaman bebeğinizden kaynaklanmayabilir. Şöyle ki bebeğinizin odasına bakan dış cephede her sabah erkenden başlayan bir inşaat ya da trafik gürültüsü olabilir. Odaya fazla güneş girmesi, kaloriferin sesi, hatta üst katta oturan komşunun her sabah aynı saatte çalan alarmı bile bebeğinizin uyku düzenini etkileyebilir. Dolayısıyla bebeğinizin uykusunu alabilmesi için bu durumları elinizden geldiği ölçüde değiştirmeyi deneyebilirsiniz.

    Ne yapmalı?

    Bebeğinizin erken uyanmasını önlemek için en başta gündüz uykularına yeni bir düzen getirmeyi deneyebilir, çok erken saatte uyanan bebeğinizin rutinini kaydırmaya başlayabilirsiniz. Bebeğinizin daha rahat uyuyacağı düşüncesiyle onu gün içinde çok yormayın. Unutmayın ki bu durum, bebeklerde uykuya dalamama gibi sorunları da beraberinde getirebilir.

    Sabah güneşini bol bol alan bebek odalarında, bebeğin uyku saatinden önce açılmayacak kalın perdeler kullanmak işe yarayabilir. Aldığınız pek çok önleme rağmen bebeğiniz erken uyanıyor, uyandığında da mutlu ve enerjik hissediyorsa bu durumda bebeğiniz uykusunu almış demektir. Buna karşın gece uyku saatini hafif hafif daha geç bir saate taşıyabilirsiniz. Ancak uyku saatinin 1 saat ileri çekilmesi gibi bir radikal değişiklik, yine bebeğinizin düzeninin sarsılmasına neden olacaktır. Bunun yerine 15’er dakikalık kaydırmalarla yeni bir rutin oluşturabilirsiniz.

     

    Kaynak: blog.gittigidiyor.com

  • Ayva Tatlılı Kek Tarifi

    Ayva Tatlılı Kek Tarifi

    Ayva Tatlılı Kek
    Malzemeler;
    Ayva Tatlısı için;
    4 adet ayva
    1.5 su bardağı su
    1 + ¼ su bardağı toz şeker

    Üst kıtır için;
    ½ su bardağı esmer şeker
    ½ su bardağı toz şeker
    1 tatlı kaşığı tarçın
    1 tutam tuz
    80 gr tereyağı – soğuk
    1 + 1 su bardağından 2 parmak eksik un
    1 su bardağı ceviz – iri kıyılmış

    Kek hamuru için;
    1 su bardağından 2 parmak eksik un
    ¼ su bardağı toz şeker
    1 tatlı kaşığı kabartma tozu
    1 tutam karbonat
    1 tutam tuz
    ½ paket vanilya
    ½ su bardağı süt
    ½ su bardağı sıvı yağ
    1 yumurta

    Hazırlanışı;
    Ayva tatlısı için; ayvaları soyup ikiye bölün, çekirdekleri kenara ayırın. Ayvaların orta kısımlarını oyup tencereye yerleştirin. Birkaç kabuk parçası ve çekirdekleri tencereye yerleştirin. Suyu ilave edin ve 10 dakika haşlayın. Ardından şekeri ekleyip kısık ateşte 2 saat pişirin. Ayvaları pişirdiğiniz tencerede soğutun.

    Üst kırıntı için; derin bir kasede esmer şeker, toz şeker, tarçın, tuz, unu iyice karıştırın. tereyağı ekleyip çatalla ya da elinizle kum kıvamına getirin.

    Kek hamuru için; un,şeker, kabartma tozu, karbonat, tuz ve vanilyayı eleyerek bir kaba alın. Ayrı bir kasede süt, sıvı yağ ve yumurtayı iyice çırpıp kuru karışıma ekleyin ve spatula yardımıyla karıştırın.

    Kek kabınızı yağlayın, kek hamurunu dökün, üzerine ayva tatlısını ister bütün ister dilimleyerek yayın. Ayvaların üzerini hazırladığınız kırıntının yarısını döküp yayın ardından ceviz serpin ve kalan kırıntının yarısını da cevizlerin üzerine yayarak kaplayın 180 derece önceden ısıtılmış fırında 35- 40 dakika pişirin.

     

    Kaynak: Ardanın Mutfağı

  • Cinsellikle ilgili uydurmalar

    Cinsellikle ilgili uydurmalar

    Cinsellikle ilgili düşünce ve duygularımızda ne tür beklentiler ve yargılar taşıyoruz? Acaba bu beklentiler ve yargılar cinselliğin doğasına uygun mu yoksa cinsel mitlerle çarpıtılmış mı?” bu soru çok can alıcıdır ve kafamızda çözemediğimiz cinsel sorunlarımızı anlamamıza giden önemli bir yoldur.

    CİNSEL MİTLER – CİNSELLİKLE İLGİLİ UYDURMALAR
    Türk Dil Kurumu verilerine göre; geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, Tanrı, Tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili hayali, alegorik bir anlatımı olan halk hikayelerine “mit” denir. Ama ülkemizde mit denilince akla ilk önce Milli İstihbarat Teşkilatı gelir. Cinsel mit deyince de akla cinsel konularda toplumun genelince doğru kabul edilen, toplumun fertlerinin birbirine aktarmasıyla yayılan, abartılı ve yanlış inanışlarımızı araştıran bir teşkilat gelmelidir. Aslında bu varsayım çok da yanlış değildir. Çünkü cinsel mitlerde, gizli kalmış kapılar ardındaki cinsellikle ilgili kaygılarımızı, korkularımızı, endişelerimizi veya yargılarımızı yansıtırlar ve bir istihbarat teşkilatı gibi beynimizde örgütlenmişlerdir. Geleneksel olarak kulaktan kulağa yayılan, toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren gerçek bilimsel verilerle bağlantılı olmayan cinsel mitler, olumsuz düşüncelerdir ve cinselliğin doğasına uygun değildir. Yanlış olan bu cinsel inanışlara halk değimiyle cinsellikle ilgili “uydurma”,“hurafe” veya “kurmaca” denir.

    Cinsel işlev bozukluklarının temelinde yatan cinsel bilgisizlik veya yanlış bilgilenmenin bir sonucu olan cinsel mitler; değişik kültür ve toplumlarda önemli benzerlikler gösterir. Cinsel mitler genellikle toplum içinde kabul görür. Bu nedenle birçok insan yarım yamalak bilgilerle cinselliği yaşarken, kimisi de doğru bildiklerinin aslında birer uydurma olduğunu yıllar sonra öğrenebiliyor.

    Cinsel mitlerin en önemli nedeni; cinselliğin toplumun değer yargılarıyla yakından ilişkili olması ve cinsellikle ilgili konuların açıkça konuşulmaması, tartışılmaması ve üzerinde yeterli bilimsel çalışılmaların yapılmamasıdır. Bu bilinmezlik korkuyu körükler, nedeni bilinmeyen korkular abartılı olarak kulaktan kulağa dolaşır ve cinsel mitler oluşmaya başlar. Cinsel mitler, oluşturdukları abartılı ve gerçekçi olmayan cinsel beklentiler, suçluluk ve yetersizlik hisleri, kaygı ve başarısızlık korkularıyla cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlarlar.

    Peki bu cinsel mitler neden bu kadar önemli? Çünkü cinsel mitler; cinsel sorunların oluşmasında bir neden olarak ve oluşan cinsel sorunların artarak devamında çok önemlidir. Ayrıca cinsel mitler kişilerin cinsel kimliklerinin oluşmasında önemli yer tutar. Zamanla cinsel ilişkiyi belli biçimlere zorlar, cinsel ilişkinin kalitesini düşürür.

    Cinsel mitler konusundaki başarılı çalışmaları ile tanınan Bernie Zilbergeld, toplumlarda cinsel mitlerin yaygınlık ve etkileri ile bunların cinsel işlev bozukluklarıyla ilişkisini ilk araştıranlardan biridir. Zilbergeld “Erkek Cinselliği” adlı eserinde; “Cinselliği iki insanın birbiriyle bağlantı kurmasının ve eğlenmesinin bir yolu olarak görerek ne kadar haz ve yakınlık yaratıldığını sormaktansa, bunu bir performans olarak görüp ereksiyonun ne kadar sert olduğunu, ne kadar uzun sürdüğünü ve kadının kaç kez orgazm olduğunu sorarız. Sorunlar ortaya çıktığında ise bize yardımcı olması için mekanik yardımlardan ve önerilerden medet umarız, aynı arabalarız ve diğer makinelerimize nasıl bakacağımızı el kitaplarından öğrendiğimiz gibi. Bu ne kadar olursa cinselliğin sıkıcı ve çirkin olma ya da bir bozukluğun ortaya çıkma olasılığı o kadar yüksek olacaktır” demiş ve eksik, daha da kötüsü hatalı bilgi aktaran arkadaş çevresi, basın yayın organlarında ki sorumsuz bazı haberler, fıkralar, şakalar, pornografik yayınlar büyük kardeşler, gazete, dergi, kitap gibi yayınların cinsel mitlerin toplumun genelinde kabul görmesine katkıda bulunduğunun altını çizmiştir. Zilbergeld toplumların kültürlerine ek olarak, cinse özel cinsel kültürden söz etmekte ve toplumda cinsellikle ilgili yerleşik cinsel mitlerin cinsel işlev bozukluğunun oluşumunda ve devamında çok önemli bir yeri olduğunu belirtmiştir. Ayrıca pornografik yayınlar da cinsel mitlerin pekişmesini sağlar. Yine bilinenin aksine, cinsel mitler eğitim düzeyi yüksek gruplarda, hatta doktorlar arasında bile çok yaygındır. Zilbergeld tarafından ortaya konan cinsel mitler diğer cinsel terapistlerce de ilgi görmüş, genişletilmiş ve yaygın olarak her iki cinste de kullanılmaya başlanmıştır. Bu cinsel mitlerin değiştirilmesi kişilerin cinsel sorunlarının çözümünde ilk adım olacaktır.

    En Önemli Cinsel Mitler
    1-Erkekler cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna her zaman hazırdır.
    En yaygın mittir. Sertleşme bozukluklarıyla ilişkili cinsel mitlerden biridir ve erkekleri çok ağır bir yük altında bırakır. Örneğin yeni evli bir çift, ilk gece genellikle erken boşalma sorunu yaşar. Eğer bu mit egemense erkek boşaldıktan hemen sonra yeniden sertleşme olmadığında büyük bir ümitsizliğe, kaygıya ve “kendimi tam bir erkek hissetmiyorum” gibi ciddi oranda başarısızlık ve yetersizlik duygusuna kapılabilir. Zamanla cinsel ilişkiyi erkeklik ile özdeşleştiren genç, her cinsel ilişkiye “yine erken boşalırsan, yine tekrar sertleşmezse” diye başlar ve kendini erkekliğinin test edildiği bir sınavda hissetmeye başlar. Kişinin kendine olan saygısını ve güvenini olumsuz etkileyen ve travmatik olarak algılanan bu durum, oluşturduğu aşırı kaygı ve başarısızlık korkusu ile psikojenik sertleşme bozukluklarına zemin hazırlar. Bu herkesin zor katlanacağı bir durumdur ve sonuç: Anksiyete, depresyon, şiddetli geçimsizlik vb.

    2-Cinsellikte erkek yöneticidir, her şeyi bilir. Cinsel eylemi erkek başlatmalıdır.
    Cinsel aktiviteyi başlatma ve yönlendirme yükümlülüğünün erkeğe ait olduğunu ifade eden, cinsel kimlik ve toplumsal rollerle ilişkili olan bu mitte; erkek ve kadın kendine biçilen rolün dışına çıkamaz ve cinsellik konusunda kendilerini geliştirme imkanından mahrum kalırlar ve böylece kadınların geleneksel edilgen rolünün devamına yol açar. Ayrıca bu cinsel mite göre, cinsel ilişki isteğinin bir kadın tarafından dile getirilmesi kadın için ahlaksızlık veya hafifliktir. Oysa yapılan son araştırmalar kadının başlattığı bir cinsel eylemin her iki cinsiyet için de daha uyarıcı olduğunu göstermektedir.

    3-Kadın cinselliği karmaşık ve gizemlidir. Erkek cinselliği açık ve basittir.
    Bu mit, erkeklerin cinsellik konusunda çok rahat olmasını, cinsel ilişkinin en iyi şekilde nasıl yapılacağını çok iyi bilmesini ve bunu sık sık yapmasını gerektirir. Bu durum erkeklerde çok büyük bir baskı oluşturur. Ama tam tersi erkek cinselliği basit ve yalın değildir. Kadın cinselliğinin karmaşık ve gizemli olması miti, cinsellikle ilgili düşüncelerin toplumun kadınların ezilmişlik ile ilgili genel kabulünü yansıtmasının bir göstergesidir.

    4-Erkekliğin, cinsel performansın ve cinsel gücün göstergesi sık sık cinsel ilişki de bulunmaktır.
    Eşlerin cinsel istek düzeyleri farklı olabilir. Sık sık ilişkiye girme miti eşler arasında sorunlara ve ciddi çatışmalara yol açabilir.

    5-Cinsellik penisin vajinaya girmesinden ibarettir.
    Cinselliğin amacını sadece penisin vajinaya girmesi ile sınırlayan bu cinsel mit, cinselliğin yalnızca neslin devamına yönelik olması gerektiğine ilişkin bazı tutucu dinsel görüşlerle de paralellik gösterir. Ön sevişme olmaksızın yapılan cinsel birleşme ile sınırlı kalan cinsel eylemler kadınlarda uyarılma
    yetersizlikleri ve orgazm olamama sorunlarına da zemin hazırlar.

    6-Cinsellik için mutlaka ereksiyon gereklidir.
    Bu mit sayesinde çiftler dokunmanın verdiği hazzı almada eksiklik yaşarlar. Ayrıca penis sertleşmeden parmakların ufak bir yardımıyla girişi gerçekleştirebilir. Çinliler buna “yumuşak giriş tekniği” demektedir. Bu sayede erkek hem kendine hem de partnerine cinsel haz verebilir. Yumuşak giriş tekniği bu cinsel mitin kökünden yıkılmasında önemli bir yöntemdir. Bu sayede erkeğin sertleşmeyi sağlayamadıkça bir kadınla cinsel ilişkiye giremeyeceği ve girişin gerçekleşebilmesi için penisin sert olması önyargıları ortadan kalkacaktır. Çünkü hiç kimse her an sertleşmeyi sağlayabileceğini garanti edemez. Yumuşak giriş tekniği partner ne zaman cinsel ilişkiye istekli olursa erkeğe de o zaman sevişme olanağı verir.

    7-Erkekler duygularını belli etmez.
    Bedensel, zihinsel ya da ruhsal bitkinlik gibi nedenlerden dolayı isteksiz olan bir erkek bu duyguları partneriyle paylaşamaz ise başarısızlıkla sonuçlanacak cinsel birleşmeler sonunda kendini her geçen gün daha da kötü hissetmeye başlayabilir. Bu nedenle erkeklerde her türlü duyguyu yaşayabilir ve paylaşabilir. Bu durum doğaldır.

    8-Cinsellikte başarılı olmak çok önemlidir.
    Cinsellikte başarılı olmak yerine cinsel haz almaya odaklanmak doğru bir davranış olacaktır. Çünkü başarılı olmanın kriterleri kişiyi açmazlara sürükleyebilir.

    9-Sevişme sırasında konuşulmaz.
    Konuşmak cinsellikte çok ama çok önemlidir, konuşmayan ve duygularını bu nedenle paylaşamayan çiftlerin cinsel sorunlar yaşaması kaçınılmazdır.

    10-Kadınlar cinsel ilişkiden çok zevk alırlar.
    Cinsel ilişkiden haz almak duruma, mekana, partnere, cinsel kimliklere göre değişebilir. Kadınların kendilerini cinsel ilişkiden zevk almak zorunda hissetmeleri alacakları hazzı azaltıp, yaşadıkları sorunları arttıracaktır.

    11-Cinsellik hakkında keşfedecek yeni şeyler yoktur. Cinsellik içgüdüseldir, öğrenilmez.
    İçgüdüsel ve biyolojik temeli olmakla birlikte cinsel tutum ve davranışların önemli kısmı öğrenme ile gelişir. Bu nedenle yeterli bilgi ve beceri düzeyine sahip olabilmek için, cinsellik hakkında keşfedilecek yeni şeylerin sınırı yoktur. Yapılan araştırmalar kendi cinsel bilgi düzeyini yeterli olarak nitelendirenlerin çoğunda cinsel bilgi ve beceri düzeyinin çok düşük olduğunu ortaya çıkarmıştır.

    12-Penis sertleştiğinde boşalmalıdır.
    Penisin sertleştiğinde hemen cinsel ilişkiye girilmesi, sertleşmenin kaybolup bir görevin yerine getirilmemesi endişesini körükler. Bu da sertleşme olunca ilişkiye girilmesini hızlandırır ve bu hız boşalmayı da hızlandırır. Erken boşalmanın nedenlerinden olan bu cinsel mit pek çok erkeğin endişe ve suçluluk duymasına yol açmaktadır. Oysa telaşsız ve heyecansız bir rahatlık içinde derin derin nefes alıp vermek, penisi ilişki sırasında on saniyeyle otuz saniye arası bir süre geri çekmek, işaret parmağı ve orta parmağı erbezi torbasının altıyla makat arasındaki noktaya üç dört saniye bastırmak, böylece boşalma refleksini geçiştirmek ve bu sayede boşalmanın geciktirilmesi cinsel ilişkiden alınan hazzı arttıracaktır.

    13-Cinselliğin temel amacı orgazm olmaktır, orgazm bitince cinsellik de biter.
    Bu mit çok can yakmıştır. Cinselliğin amacı haz almaktır. Cinsel haz almak, özensiz, acele ve sırf tatmin olmak için yapılan cinsel birleşmeden daha önemlidir.

    14-Erkekler kadınlara nasıl zevk verileceğini bilir.
    Erkekler kadınlara nasıl zevk verileceğini doğuştan bilmek zorunda değillerdir. Bu tecrübe ve deneyimle öğrenilebilecek bir davranıştır. Kadınlarda erkekleri istekleri ve rahatsızlıkları konusunda uyarmalı ve sık sık konuşarak yönlendirmelidir. Kısaca cinsellik bir cinsin tekelinde değildir, her iki cins için eşit sorumluluk ve görevler vardır.

    15-Erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir.
    Cinsel ilişki sırasında erkeğin penisinin sertliğini kaybetmesinin onlarca nedeni olabilir. Bu durumu partnerin çekici bulunmamasına bağlamak var olan sertleşme sorunlarını arttırabilir, çözümünü zorlaştırabilir.

    16-Birbirlerini seven çiftler sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini çok iyi bilirler.
    Bu cinsel mit çiftleri baskı altına almanın ötesinde öğrenmeyi ve tecrübe kazanmayı da geciktirir.

    17-Dokunma, okşama, öpüşme vb. tüm fiziksel yakınlaşmalar cinsel birleşme ile sonuçlanmalıdır.
    Bu cinsel birleşme öncesi alınması gereken hazlardan çiftleri mahrum bırakır. Oysa dokunma, okşama, öpüşme gibi cinsel aktiviteler en az cinsel birleşme kadar önemlidir.

    18-Mastürbasyon kirli ve zararlıdır.
    Bilinen en eski ve yaygın cinsel mitlerden biridir. Kişide suçluluk ve pişmanlık duygularına yol açar. Bu cinsel mit, mastürbasyon yapmanın körlük gibi bedensel veya delilik gibi ruhsal hastalık veya yıkımlara yol açtığı, sapıklık olduğu, alışkanlık yaptığı şeklindeki önyargılardan köken alır. Yine pek çok insan cinsel işlev bozukluklarının mastürbasyon yapmanın bir sonucu olduğunu düşünür. Aksine mastürbasyonun zararlı değildir, cinsel işlev bozukluklarına yol açmaz, cinselliğin haz verici olarak öğrenilmesini sağlamak için cinsel terapilerde kullanılır, alışkanlık yapmaz, bedensel ve ruhsal yıkımlara yol açmaz. Bu nedenle mastürbasyon sonrası oluşan utanç ve suçluluk duyguları çok yersizdir. Ayrıca mastürbasyonun erişkinlikte ve ileri yaşlarda da sürmesi ve evli kişilerin de mastürbasyon yapması doğaldır. Bir tercih meselesidir.

    19-Sevişmenin kuralları vardır ve değişmez.
    Sevişmenin kuralları yoktur. Kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Öğrenilebilir bir davranıştır.

    20-Sürekli heyecanın tırmandığı bir sevişme orgazmla sonlanır.
    Hayal kırıklıkları yaratan ve kişilerde yetersizlik hissi doğuran bir diğer cinsel mittir. Her sevişme orgazmla sonuçlanmayabilir. Bu çok doğal bir durumdur. Çünkü orgazmın öznel bir duygudur. Her insanda farklı algılanabilir. Bir öpücük, dokunuş ve okşama da heyecanlı ve güzel bir cinselliğin yaratıcıları olabilir. Önemli olan, kişinin yüksek düzeyde cinsel gerginlik ve coşkudan sonra rahatlama hissi duyup duymadığıdır. Özensiz, acele ve sırf tatmin olmak için yapılan cinsel birleşmede orgazm olmak iyi bir cinsel birleşme anlamına gelmez. Ayrıca orgazm olamayan bir kişi asla yetersiz olduğu duygusunu yaşamamalıdır. Çünkü orgazm öğrenilmesi gereken cinsel bir işlevdir. Bir kişinin defalarca ilişkide bulunmadan, bu sırada kendini ve partnerini iyi tanımadan orgazm olması beklenmemelidir.

    21-Cinsel ilişki sırasında karşılıklı mastürbasyon yanlıştır.
    Bilinenin aksine cinsel ilişki sırasında da karşılıklı mastürbasyon uyarıcı bir eylemdir. Hatta cinsel birleşme ile orgazm olamama sorunu olanlarda cinsel ilişki sırasında yapılan karşılıklı mastürbasyon çok yararlıdır. Ayrıca eşcinsellerde tek başına veya karşılıklı mastürbasyon güvenli bir cinsel etkinlik olarak da önerilmektedir.

    22-Cinsel birleşme sırasında fantezi kurmak yanlıştır. Cinsel fanteziler ahlak dışı, sapık ve sadakatsiz davranışlardır.
    Cinsel yaşamın en önemli renkli öğeleri arasında yer alan cinsel fantezilerin zararlı, hatta bir çeşit sapıklık olduğu inanışı oldukça yaygın bir cinsel mittir. Bu cinsel mitin etkisiyle bazı kişiler cinsel fantezileri nedeniyle suçluluk, korku ve endişe duyabilirler. Bilinenin aksine, cinsel uyarılma yalnızca görme, dokunma, ses ve koku gibi duyular aracığıyla olmaz. Kafamızda kurduğumuz hayallerinde cinsel uyarılma üzerinde çok öneli etkileri vardır. Cinsel fantezilerin var olan partner ve her zamanki cinsel ilişki tarzından farklı olması kişilerin suçluluk duymasının en önemli nedenlerinden biridir. Ama unutulmamalıdır ki; cinsel fantezi kurmak, bunun gerçek yaşamda olmasını istemek anlamına gelmez. Fantezilerin içeriğinin olağan dışı olması doğal ve yaygın bir durumdur. Nancy Friday tarafından derlenen ve bu alanda önde gelen derlemelerden biri olan “Benim Gizli Bahçem” adlı kitap kadınların cinsel fantezileriyle ilgilidir ve Türkçe çevrisi de vardır.

    23-Erkeğin penisinin boyu çok önemlidir.
    İlkel çağlardan bu yana erkeklik gücünün simgesi sertleşmiş büyük bir penistir. Pornografik yayınlarla da pekiştirilen bu cinsel mit, kadınların tatmin olabilmesinin ancak büyük bir penis ile mümkün olabileceği önyargısına neden olmaktadır. Pek çok erkek kendi cinsel organının boyutlarını etraftan duyduğu abartılı tanımlamalarla karşılaştırarak yetersizlik hissi ve endişe duyabilir. Bir erkeğin penisinin küçük olması onun cinsel anlamda yetersiz olduğu anlamına gelmez. Aksine büyük penis çoğu kez kadınlara acı verir. Ayrıca penis sertleşmemiş haldeyken de cinsel haz alınabilir. Hatta cinsel bilgi ve becerinin kişi ve partnerinin haz alması ve doyuma ulaşmasında penis boyundan çok daha önemlidir.

    24-Cinsel ilişki sırasında erkekler geri çekilirse hamile kalınmaz.
    Bu cinsel mit her geçen gün istenmeyen hamileliklerin oluşmasını arttırıyor. Birçok güvenilir yöntem varken bu riskli yöntemi seçmek yine cinsellikle ilgili öğrenilmesi gereken çok şeyin olduğunun bir kanıtıdır.

    25-Önceden tanınan bir insanla cinsel ilişki kurulacaksa prezervatif kullanımına gerek yoktur.
    Bir insanı önceden tanımak, temiz görünmesi ve güzel kokması onun cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle güvenli cinsellik için mutlaka prezervatif kullanın.

    26-Sevişmek cinsel birleşme demektir.
    Sevişmek sadece cinsel birleşme değildir. Haz almak ve duyguları paylaşarak rahatlamak için de bir yoldur.

    27-Sevişme ancak iki tarafın birlikte orgazm olması ile güzeldir.
    Bu cinsel mit cinsel birleşme sırasında orgazm olamayan kişilerin yetersizlik ve endişe duymasına neden olabilir. Yapılan son araştırmalar cinsel birleşme esnasında orgazm olmanın, öğrenme ve kazanılan deneyimle zaman içinde sağlanabildiğini göstermektedir.

    28-Cinsellik doğal bir süreçtir ve iki insan birbirini severse cinsel hayatları iyidir.
    Bu mite sahip çiftler bir sorun yaşadıklarında, sorunu çözmekten çok var olan sorunu, birbirlerine karşı sevgilerini sınadıkları bir sınav gibi görmeye başlarlar. Oysa cinsellik her iki taraf için de öğrenilen bir süreçtir.

    29-Hamileyken kurulan cinsel ilişki bebeğe zarar verir.
    Bu cinsel mit yüzünden hamilelik döneminde çiftler, bireysel tatminlerini ön plana çıkarıyorlar ve eşler mastürbasyon yaparak cinsel doyuma ulaşmaya çalışıyorlar. Tabi aynı sorun doğum sonrasında da devam ediyor. Bu cinsel mit kadının ilişki sırasında enfeksiyon kapacağı ve emzirme yoluyla hastalığını bebeğine bulaştıracağı cinsel mitini de daha sonra beraberinde getirebiliyor. Bu durum eşlerin cinsel yaşamdan uzaklaşmalarına neden oluyor. Gerçekte ise; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı bir hekim tarafından aksi söylenmedikçe, gebelik sırasında ilk 6 ay cinsel birleşmenin bir sakıncası yoktur ve orgazm kasılmalarından dolayı bebek kafa travması veya beyin sarsıntısı geçirmez. Dolayısıyla hamilelik ve doğum sonrasında cinsel yaşamla ilgili duyduğunuz her cinsel mite inanmayın.

    30-Oral yolla yapılan cinsel aktivite pis bir eylemdir.
    Oral cinsel aktivite hijyen kurallarına uyulduğunda ve her iki partner tarafından kabul edildiğinde uygulanmasında sakınca bulunmayan ve uyarma düzeyi çok yüksek olabilen bir etkinliktir. Özellikle uyarılma zorluğu çeken bireyler oral cinsel ilişkiden yararlanabilir.

    31-Cinsel birleşme insanı yorar ve tüketir.
    Bu cinsel mit, Taocu cinsellik akımının boşalmayı bir düzen ve denetim altına alma düşüncesinin ve “insan bir kez boşaldı mı, sönmüş bir balona ya da otomobil lastiğine döner” felsefesiyle yarattığı, cinsel birleşmenin çok enerji tüketen ve bazı durumlarda bedensel sağlık için zararlı olabilecek bir etkinlik olduğu önyargısından kaynaklanır. Bu mit nedeniyle oluşan aşırı kaygı erkeklerde sertleşme bozuklukları ve cinsel istek azalmasına zemin hazırlar.

    32-Yaşlıların cinsel ilişkide bulunması uygun olmaz.
    Eş, sağlık, statü gibi pek çok kayıpla karşı karşıya kalan yaşlı insanların zayıf, çaresiz ve yetersiz olduğu, cinsel ve fiziksel yakınlaşmaya istekli ve yeterli olmadığı kanısı oldukça eski ve yaygın bir cinsel mittir.

    33-Eşcinseller kadınlardan nefret eder, onları rakip olarak görür.
    Bilinenin aksine eşcinsel erkekler heteroseksüel kadınlarla çok sıkı dostluklar kurabilir. Yapılan araştırmalarda birçok erkek eşcinselin ilk açıldığı arkadaşının bir kız arkadaşı olduğu görülmüştür.

    Cinsel işlev bozukluklarına neden olabilecek etmenler tutucu ve kısıtlayıcı yetiştirme tarzı, cinsel eğitimsizlik, iletişim eksikliği, ana-babanın erken yaşlarda ölümü ya da boşanması, özel gizliliğe saygı, ikincil seks karakterlerine tepki, utanma, aşağılanma, hayal kırıklığı, travma, taciz, ilk deneyimle ilgili özellikler, mastürbasyonla ilgili tutum, homoseksüel ilgi, dini çatışmalar vb hazırlayıcı, sadakatsizlik, çocuk doğumu, aşırı beklentiler, eşle ilgili sorunlar vb. başlatıcı ve performans anksiyetesi, yakınlık korkusu, iletişim sorunları vb. sürdürücü etmenler olarak ele alındığından, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde bu hazırlayıcı, başlatıcı ve sürdürücü etmenlerin ortadan kaldırılması esas olmalıdır. Cinsel mitler cinsel işlev bozuklukların oluşumunda hem hazırlayıcı, hem başlatıcı ve hem de sürdürücü niteliği ile çok önemli yer tutar. İşte bu nedenle de cinsel mitlerin değiştirilmesi ve yerine doğru bilgilerin aktarılması kişilerin cinsel sorunlarının çözümüne katkıda bulunur.

    Cinsel mitlerin tedavisi var mı? Evet var. Tedavi olarak ilaçtan ziyade, eşler arasında cinsel uyumu oluşturmayı amaçlayan cinsel terapi öncelikli olarak kullanılır. Cinsel mitler ve yol açtığı sorunlar konusunda var olan sorunun kimden kaynaklandığının çok iyi bilinmesi, her iki tarafın itici gelmesi muhtemel yönlerinin cinsel terapist yardımıyla saptanması ve bu konuda çiftin kendilerini geliştirmesi çok önemlidir. Cinsel mitlerin yol açtığı cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, cinsel terapistin toplumsal önyargılar ve cinsel mitlerle mücadelesinde, öncelikle kendisinin cinsel mitlerin etkisinden kurtulmuş olmasının, yeterli bilgi ve tecrübe birikimine sahip olmasının ve bu bilgi birikimini uygun, anlaşılır ve ikna edici bir biçimde danışanına aktarabilmesinin önemi açıktır. Örneğin erken boşalma problemi var ve erkek “cinsellikte başarılı olmak çok önemlidir” ve “erkekliğin, cinsel performansın ve cinsel gücün göstergesi fazla cinsel ilişki de bulunmaktır” mitine sahip. Kendini çok kötü hissediyor, yetersiz buluyor. Cinsel eğitim ve bilgilendirme yaparız. Partneriyle uzun uzun cinsel birleşmeleri içeren ve kendini kontrol edebildiği cinsel fantezileri kurmasını sağlayarak hayal dağarcığını genişletiriz. Onda psikolojik travmaya yol açacak mitlerin yanlışlığını görmesini sağlarız. Bu amaçla kişinin sosyokültürel düzeyine uygun biçimde; cinsellik için “uygun ortam, uygun zaman ve kişi” gereğini vurgularız. Cinselliğin aşamaları ve mekanizmalarının yanı sıra korku, kaygı, utanç, suçluluk gibi olumsuz duygulanımların cinsel uyarılmayı nasıl engellediği anlatırız. Ayrıca çeşitli bedensel ve ruhsal etkenlerin, hastalıkların, ilaçların, yorgunluk ve aşırı yüklenmenin cinsel hayata olumsuz etkilerinden söz ederek, zaman zaman cinsel istek ve uyarılmayla ilgili sorunlarla karşılaşılmasının doğal olduğunun altını çizeriz. Mükemmel uyumun karşılıklı fedakarlıkla gerçekleştirilebileceğini anlatırız. Sorun genellikle çözülür.

    Son tahlilde; cinsel mitlerin yerine doğruları koymalıyız ve gücü kişilere ya da kişisel durumlara göre değişebilse de, cinsel mitlerin insanı ağır psikolojik yük altında bırakan koca birer yalan olduğunu unutmamalıyız.

    Uzm. Psk. Dan. Cem KEÇE

  • Hamilelikte saçlar neden dökülür?

    Hamilelikte saçlar neden dökülür?

    Hamilelik sırasında vücutta birçok değişim yaşanır. Bunlardan biri de kadınların sık sık şikayet ettikleri saç dökülmesidir.

    Aslında hamilelikte saç dökülmesi yaygın görülen bir durum. Bununla birlikte kadınların çoğu bu durumdan dolayı endişe eder.

    Saç Gurmesi Serkan Aydın hamilelikte saç dökülmesi sorunuyla ilgili tüm kadınların bilmesi gerekenleri şöyle aktardı:

    Hamilelikte saç dökülmesi neden gerçekleşir?

    Hamilelikte saç dökülmesinin ana sebeplerinden biri, hamilelik hormonlarının vücutta yaptığı olumsuz etkilerdir. Normalde saçlarımızın uzama döneminde yüzde 80 oranında saç miktarı bulunurken bu oran yüzde 70-60 civarına indiğinde dökülen saçın miktarı da gözle görülür bir şekilde artar.

    Saçlarınızı kısa kestirin, doğal yağlarla besleyin

    Hamilelikte kimyasal içeriklerden uzak durmak ve bitkisel yağlar kullanmak daha güvenlidir.  Bu yağlardan badem yağı, susam yağı, zeytinyağı ve ceviz yağı gibi besleyici etkisi bulunan yağları kullanmak fayda sağlar. Bu tip yağlarlahaftada 1 kere veya 15 günde bir banyo öncesi saç diplerine ellerimizle masaj yapıp 15-20 dakika civarı bekledikten sonra durulamak, saçlarımızın hacmini ve parlaklığını artırır.

    Yeri gelmişken hatırlatmakta fayda var; hamilelik döneminde saçlar daha fazla kırıldığı için saçları kısa tutmalıyız. Bu kısalık, saçların kırılmasını önler ve daha dolgun görünmesini sağlar.

    Hamilelikte saç dökülmesi kendiliğinden durur mu?

    Hamilelik süresince vücutta birçok besinin eksikliği kaçınılmaz olarak ortaya çıkar. Bu süreç, 10. ile 14. hafta arası net bir şekilde kendini belli eder. Maalesef doğumdan 6 hafta sonrasına kadar da devam edebilir. Farklı bir sorun yoksa bu süreç sonunda saç kaybı kendiliğinden, doğal yollarla geçecektir. Normal şartlar altında dökülmenin gerisinde bir başka sorun yoksa hamilelikte saç dökülmesi ne zaman durur sorusunun cevabı, emzirme döneminin yarısından itibaren duracağı şeklindedir. Bu evrenin sonunda, saçlarınızda belirgin bir artış olmuyorsa yapısal bir sorun kuvvetle muhtemel vardır.

    Hamilelik sürecinde sağlıklı saçlar için beslenme önemli

    Hamilelik sürecinde sağlıklı saçlar için kalsiyum bakımından zengin yiyeceklerbeslenmenizde muhakkak yer almalı. Sağlıklı bir vücut ve saç için bu gerekli. Sonrasında düşük yağlı süt ürünleri, balık, pancar, ıspanak, brokoli, çemen otu yaprakları gibi yeşil yapraklı sebzeler, beslenmemiz açısından faydalı ve sürekli destekleyici yiyeceklerdir.

    Bu süreçte folik asit diyeti de tavsiyeler arasında. Folik asit, yeni saç hücrelerinin oluşumunda etkilidir. Mercimek, ıspanak, kara ve kırmızı pancar, Brüksel lahanası, lahana, brokoli, kuşkonmaz, fasulye, baklagiller ve narenciye, folik asit zengini yiyeceklerdir. Elbette tüm bunlarla birlikte demir açısından zengin gıdaları da tüketmemizde fazlasıyla fayda var.

    Hamilelikte saç dökülmesini durdurmanın bir yolu var mı?

    Hamilelikte saç dökülmesini tamamen önlemek mümkündür gibi bir söylem yanlış olur. Kadınlar bu süreçte yaradılışı gereği saç dökecektir. Önemli olan bu süreçte doğru bakımı yapıp,doğru şekilde beslenip, saç dökülme yoğunluğunu en aza indirmektir. Bu dönemin hassas bir dönem olduğunu da göz önüne alırsa  inorganik içeriklerden olabildiğince kaçınmak gerektiğini de vurgulayalım.

    Stresten uzak durun

    Tüm bu konulardan bağımsız olarak esas formül; mutluluk, huzur ve kişisel rahatlamadır. İnsan ruhu nasılsa ve bu ruh nasıl besleniyorsa saçlardan tutun da tüm uzuvlarımıza kadar bu durum yansır. Hele bir de kadın ruhunun çok hassas olduğunu düşünürsek… Bu hassasiyet içinde hamilelik dönemi stressiz bir ortamda geçmelidir.

    Sağlıklı hamilelik, sağlıklı bir ruh ile organik beslenme ve bakımla olur.

  • 2017’de bu saç rengini herkeste göreceğiz!

    2017’de bu saç rengini herkeste göreceğiz!

    Renkli saç modası bu yılda kendini göstermeye devam ediyor. Tabii tek bir farkla; geçtiğimiz yıl trend olan pembe saçların yerine bu sene mavi saçlar aldı.

    Rengarenk saç modasından sonra pembe saçlar bir sezon boyunca trend olurken 2017 yılında en çok hangi renk ve tonlarının meşhur olacağı belli oldu.

    2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 1 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 2 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 3 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 4 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 5 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 6 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 7 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 8 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 9 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 10 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 11 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 12 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 13 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 14 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 15 2017'de bu saç rengini herkeste göreceğiz! | 16

  • Sağlıklı detoks önerileri

    Sağlıklı detoks önerileri

    Detoks vücudumuzda biriken toksik maddelerin atılmasını sağlar, dolaşımı düzenler, kilo vermeyi kolaylaştırır. Ancak yanlış uygulamalar yarardan çok zarar verir.

    Sağlıklı detoks önerileri

    Akşam’dan Nil Şahin Gürhan’ın haberine göre işte “sağlıklı detoks” için yapmanız gerekenler…

    Sağlıklı detoks adımları…

    – Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmek detoksun temelidir. Her öğünde, dört ana besin grubu olan et grubu, süt ve ürünleri, sebze-meyveler ve tahıl ürünleri ihtiyacınızı karşılayacak miktarda olsun. Et grubundan kırmızı et, tavuk, hindi ve balık, süt grubundan süt, yoğurt, ayran ve cacık, tahıl ürünlerinden tam buğday ekmeği, tam çavdar ekmeği, bulgur, yulaf, kabuklu pirinç, patates, mevsim sebzelerinden taze fasulye, bezelye, patlıcan, barbunya, kabak ve meyvelerden çilek, erik sofranızda mutlaka bulunsun.

    – Günde 4 ila 8 öğün beslenin. Öğün sayısını ve saatlerini yaşam ritminize göre ayarlayın. Dört saatten uzun aç kalmayın.

    – Günde en az 2-3 litre su içerek toksin maddeleri vücudunuzdan atabilirsiniz.

    – Sağlıklı içecekler de doğal detoksun parçasıdır. Ayran ve taze sıkılmış meyve suları, sebze ve meyvelerin yapısındaki su, su ihtiyacına katkı sağlar. Çay, kahve, asitli içecekler ve alkollü içeceklerse vücuttan daha çok su atmanıza sebep olur.

    – Yeterli ve kaliteli protein alın. Protein ihtiyacınızı sadece bitkisel protein kaynaklarından karşılamayın, kaliteli protein kaynakları olan hayvansal ürünlere de beslenmenizde yeteri kadar yer verin.

    – Diyetinizde yeterli ve kaliteli karbonhidrat olmalı. Karbonhidratlar, kasları korur ve vücutta elzem bazı öğelerin sentezinde kullanılırlar.

    – Akıllı yağlar kullanın. Yağ tüketimi, miktar ve yağın cinsi açısından dengeli olmalıdır. Gün boyunca yemekler, salatalar ve besinlerin içerisinde yer alan doğal yağlar, çeşitli yağ asitleri ihtiyacını dengeler.

    – Açık havada en az 30 dakika yürüyün. 15 dakika direk güneş ışığına maruz kalmaya özen gösterin. Öğlen saatlerinde 10 ila 30 dakika arasında açık havada orta tempo yürüyüş yaparsanız, hem enerji harcamış hem de D vitamini ihtiyacınızı tamamlamış olursunuz. D vitamini metabolizmanızı hızlandırıp yağ yakmanıza destek sağlar.

    – Pozitif olun, stresten uzak durun.

    – Alkol kullanmamaya özen gösterin.

    – Sigara kullanmayın ve sigara içilen yerlerde bulunmayın.

    – Katkı maddelerinden uzak durun.

    – Gün içinde hayatınızın ve yaşam ritminizin izin verdiği ölçüde küçük dinleme molaları verin. Düzenli ve yeterli uyumaya özen gösterin.

    – Her gün detoks

    – Sağlıklı detoks bu adımlarla her gün yavaş yavaş olur. Her gün yapılan sağlıklı detoksla, dolaşım düzelir ve vücuttaki ödemle toksinler atılır. Böylece kilo vermek kolaylaşır, kilo alma riski azalır.

    SAĞLIKSIZ DETOKS UYGULAMALARINDAN KAÇININ!

    Detoks 1-2 gün veya 1- 2 haftada gibi kısa bir süreye indirgeyerek bağırsak boşaltmak değildir. Bağırsak boşaltma amaçlı kullanılan detoks sıvıları faydadan çok zarar getirir. Özellikle bağırsakta bulunan faydalı bakterileri yok edip doğal  florayı bozar. Sindirim sistemini çökertir.  Bu tür yanlış detoks uygulamalarını yapıp metabolizmanızı hırpalamayın.

  • Kış aylarında dolgun ve şekilli dudaklar

    Kış aylarında dolgun ve şekilli dudaklar

    Dolgun ve şekilli dudaklar her kadının hayali. Günümüzde buna ulaşmak çok da zor değil artık. Kişinin dudak özelliklerine bağlı kalarak yapılan dudak dolguları istenilen kalınlığa ulaşmamızı sağlıyor. Dudak şekli kişiye özgüdür. Kalp şeklinde, daha yassı, elma gibi, uzun ve ince, kısa ve ince, daha aşağıya doğru veya bunların bir karışımı tarzında olabilen dudaklarda kalınlaştırmak ve daha dolgun ve belirgin hale getirmek mümkün. Dudak şeklimizi değiştirmeden kalınlaşmayı sağlayan bu dolgu uygulamaları hafif bir kalınlık isteyenlerde tek bir uygulama ile daha iddialı sonuçlar isteyenler için ise en az iki veya üç seans da kat kat uygulanarak doğal görüntüden vazgeçmeden yapılır.

    Daha çok nemli dudaklar için…

    Peki dolgular sadece dudaklarımızı kalınlaştırıyor mu? Hyaluronik asit dolgular yerleştirildikleri yerde su tutarak bölgenin içeriden nemlenmesini de sağlarlar. Bu nemlenme dudaklardaki çatlakların azalmasını, dudakların daha nemli ve canlı gözükmesini sağlar. Düzenli yapılan dudak dolgusu sadece dudaklarınızın kalınlaşmasını değil, aynı zamanda mukoza kalitesinin artmasına neden olur. Dudaklarında hiç kalınlaşma istemeyenler için de alternatifler mevcut. Hyaluronik asit içerikli çapraz bağ yapısı olmayan veya çok az olan enjeksiyonlar ile dudakları kalınlaştırmadan da nemli tutmak mümkün. Bu uygulamaları yılda 3 kez yapmak yeterli olur. Nemlendirici ve deri kalitesini geliştirici bu enjeksiyonlar özellikle Amerika da yeni çıkan ürünlerle giderek daha çok talep edilir hale geldi. Dudakların ıslak mukoza dediğimiz ruj sürülen bölgesine yapıldığı gibi üst dudakla burnumuz arasındaki alana da yapılarak dikey kırışıklıkların gelişimi yavaşlatılır.

    Dudaklarım yaşlanmasın…

    Yeni nesil dudak dolguları aynı zamanda antienflamatuar etkiye sahiptir. Dudaklarda yaşlanma, güneş ışınları ve dış etmenlere bağlı meydana gelen hasarlar enflamasyon dediğimiz bir süreci başlatır. İşte bu zararlı sürecin yavaşlatılmasında ve hasarın kontrol altında tutulmasına hyaluronik asit yardımcı olur. Düzenli dudak dolgusu uygulamaları bu özellikleri ile de dudak yaşlanmanızda frene basmanızı ve yılların daha yavaş akmasını sağlar. Yapım sırasında kullanılan iğne çapının küçük olması dolgunun az miktarda tam istenilen yere verilmesini sağlar. Hareketli bir yapı olan dudaklarımızın ıslık çalma ve gülme pozisyonlarında şekline bakarak dolgu yerleştirilmesi önemlidir. Elbette iğne ile yapılan işlemler her zaman morluk riski taşır fakat bu ince dolgular çok ince iğnelerle yapılabildiği için morarma olasılığı da çok düşük. Dudak dolgusu kalitesi tıpkı diğer dolgu ve malzemelerde olduğu gibi çok önemli. Kaliteli markalardan şaşmamak lazım aksi takdirde istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.

    Dudak peelingleri…

    Evet, yanlış okumadınız. Kimyasal soyma işlemleri sadece yüzünüz için değil. Dudak derisi ve mukozasının da yenilenmesi ve daha pürüzsüz olması için kimyasal peelingler yapılır.
    Bu özellikli dudak peelinglerinin hemen arkasından kullanılacak besleyici kremler elde edilecek sonuçların daha iyi ve uzun soluklu olmasını sağlar.

    Dudak lazeri…

    Dudaklarda değişik lazerler kullanılabilir. İnce kırışıklıkların yok edilmesinde kullanılan yüzeyel karbondioksit ve erbium lazerlere ek olarak, dudak derisinin kısalmasını sağlayan derin lazerler de dudakların daha güzel ve şekilli olmasında kullanılır… Sağlıklı, nemli, kırışıksız, şekilli ve dolgun dudaklar artık tüm bu uygulamaların ışığında ulaşılabilir. Kış ayları ise bu işlemler için en uygun zaman.

    PROF. DR. REHA YAVUZER / AKŞAM

  • Yüz estetiğinde yeni dönem

    Yüz estetiğinde yeni dönem

    Hemen hemen herkesin hayalidir porselen gibi bir cilde sahip olmak. Toplumda kadın erkek, genç yaşlı fark etmeden tüm bireyler bebek gibi bir cilde sahip olmak isteyip hayalini kurar.

    Akşam’da yer alan habere göre bu hayal ettiğiniz görüntüye kavuşmak porselen yüz estetiği sayesinde artık hayal değil. Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Op. Dr. M. Volkan Kıyak, porselen yüz estetiğini anlattı.

    Estetik, birçok kadının daha güzel görünüp gençleşmek için başvurduğu yöntemlerden biri. Güneş lekeleri, sivilce izleri, cilt kırışıklıkları ve siyah noktalar hiç şüphesiz kadınların korkulu rüyası. Keşke hepimizin cildi doğduğumuz zamanlardaki gibi bembeyaz, pürüzsüz, mis gibi kokulu kalsa. Lakin yaş aldıkça ve zaman geçtikçe yüzümüz çeşitli dezenformasyonlara uğruyor; kırışıyor, sarkıyor ve sivilceleniyor. Bu durumlar da bizi derin üzüntülere sokuyor. Cilt kırışıklığı, ciltte sarkmalar, alt ve üst göz kapağı, gözaltı torbaları, güneş lekeleri, sivilce izleri, siyah noktaların gitmesi artık çok kolay. Porselen yüz plazma enerjisiyle bütün bunlardan kurtulmak mümkün.

    PORSELEN YÜZ NASIL ELDE EDİLİR?

    Porselen yüz; plazma enerjisi, mutivitamin, trace vitamin, hiyaluronik asid, magnezyum glukonat, gibi birçok elementin birlikte kullanımıyla elde edilir. Porselen gibi bir yüze sahip olmak için yaklaşık 45 dakikayla, 1,5 saat kadar vakit ayrılmalıdır. Porselen cilt yapılması bir dizi işlemlerle sağlanır. Öncelikle muayene ve büyüteç altında cildinizin neye ihtiyacı olduğu tespit edilir. Yüzdeki çökmeler hiyaluronikasid yardımıyla giderilir ve ciltteki lekeler plazma enerjisiyle yok edilir. Cilt altına uygulanan multivitamin, somon DNA ve plazma enerjisinin sağladığı dermiste uyarıyla bebek cildine benzer parlak bir cilt elde edilir. Bizim porselen yüz estetiğinden anlayışımız yüzün porselen makyaj yapılmışçasına pürüzsüz, sarkmalardan arındırılmış, güneş lekeleri silinmiş, akne izleri ve gözenekleri giderilmeye çalışılmış bir cilt görünümü elde etmek.

  • Purple Party House

    Purple Party House

    Çocuğunuza ya da sevdiklerinize PURPLE PARTY HOUSE Oyun ve Parti Evimizde unutamayacağı bir parti hediye edin. İstanbul Anadolu Yakası Bostancı’da ulaşımı kolay, keyifli bir lokasyonda rakipsiz hizmet vermekteyiz. Çocukların ve yetişkinlerin keyifli saatler geçireceği doğum günlerinin yanı sıra OYUN GRUBU, KADIN GRUBU, DİŞ BUĞDAYI, BABY SHOWER, KINA, DOĞUM GÜNÜ PARTİLERİ ve tüm ÖZEL PARTİ ve TOPLANTI ORGANİZASYONLARINI özenle düzenleyebileceğiniz, çocuklarınızın ve sizlerin mutluluğunu esas alan bir ortam hazırladık. Bahar ve yaz partileri için bahçe bölümü de bulunmaktadır. Çocuğunuz ve arkadaşları için keyifli ve güvenli bir oyun alanına sahip olan PURPLE PARTY HOUSE, profesyonel animatörler eşliğinde birbirinden eğlenceli oyunlar ve karaokelerle geçen partileri, her türlü konsepte uygun olarak organize ediyoruz.

    Oyun grupları ve farklı atölye çalışmalarına da ev sahipliği yapan Purple Party House’da CAFE ve BRUNCH imkânı da mevcut. Çocuklar alt katta oyun kulübünde eğlenirken ebeveynler de üst katta cafe bölümünde rahatça vakit geçirip keyifli bir mola imkânı buluyorlar. Amacımız; kutlamaya değer bulduğunuz her özel anınızda sizin yanınızda olmak ve bu özel anları unutulmaz kılmak. Detayları bize, kendinizi keyfe bırakın.

    Purple Party House | 33

    İletişim: Ord.Prof.Dr.Ali Nihat Tarlan Cad. Akasya Sok. No:25 Bostancı/İstanbul

     http://www.purplepartyhouse.com   /  0535 383 35 60 – 0530 143 17 99

    https://www.facebook.com/purplepartyhouse  /  https://www.instagram.com/purplepartyhouse

  • Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları

    Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları

    Yaşadığınız aşk, ilişki ilk günkü güzelliğinde gitmiyorsa yaşadığınız aşkın biraz heyecana ihtiyacı var. Peki neler yapmam gerekiyor diyorsanız hemen açıklıyoruz.
    Aşk her ne kadar güzel bir duygu olsa da bazen heyecanını kaybeder. Böyle durumlarda acilen toparlanma yollarına gitmezseniz aşkınızı kaybedebilirsiniz. İlişkilerde heyecan can suyu görevi görür. Bakalım aşkı monotonluktan kurtarmak için bakalım ne yapmak gerekiyormuş..

    Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları | 35

    İşte aşkınızı monotonluktan kurtarma yolları

    -Yatak odanızda ilk hareketi siz yapın partnerinizden beklemeyin.
    -Güzel anılarınızı hatırlayın ve tekrar onları yapmaya çalışın.
    -Biraz romantiklik hiç fena olmaz! Güzel bir akşam yemeğine ya da güzel bir kahvaltıya ne dersiniz?
    -Hayatınızdaki kişiyi her gün öperek uğurlayın.
    -Aşkı monotonluktan kurtarmak için ilişkinizdeki bazı hataları görmezden gelin.
    -Önünüze gelen küçük tatilleri küçük aşk kaçamaklarına çevirebilirsiniz.
    -Partnerinizle iletişiminiz güçlü olsun.
    -Hayatınızdaki erkeğe bağlanmaktan çekinmeyin.