Blog

  • Yosun maskesi tarifi

    Yosun maskesi tarifi

    Yosun maskesi tarifi Sizlerle… Yosun hem tıpta ilaç hem de kozmetik alanında pek çok olumlu etkisi sebebiyle tercih edilmekte…

    Doğa harikası bir bitki olan yosunların kullanım alanları oldukça fazladır. Yosun hem tıpta ilaç hem de kozmetik alanında pek çok olumlu etkisi sebebiyle tercih edilmektedir. Dalı, kökü, yaprağı, çiçeği olmayan tek bitkidir. Kalori değeri 0 (sıfır) olan yosunlar, adeta oksijen fabrikası gibidirler. Dünya atmosferine oksijen sağlayan en önemli kaynaklardan biri yosunlardır. Karbonu çekip, oksijeni bırakırlar. Günümüzde 0 (sıfır) kalori özelliğiyle, Batılı beslenme uzmanlarının gözdesi haline gelmiştir. Yosun, birçok gıdayla elde edemediğimiz ekstrelerini tek başına vücudumuza verme özelliğine sahiptir. Uzay yolculuğu sırasında gıda olarak kullanılması bundandır. Eski çağlarda, Çin tedavi yönteminde yosun, pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktaydı. Hindistan ve Japonya’da tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Kozmetikse ise; hem mikrop öldürücü etkisi sebebiyle, sivilceli ciltlerin tedavisinde hem de hücre yenileyici ürünler topluluğunda, lifting etkisi sebebiyle maskelerde bol miktarda kullanılır.

    yosun maskesi cilt bakımı
    yosun maskesi cilt bakımı

    YOSUNLARDA

    – A vitamini, havuçtan %15 fazla
    – Organik demir, ıspanaktan %58 fazla
    – E vitamini, buğday tohumundan %49 daha fazla

    Yosun maskesi tarifi

    Evde çok rahatlıkla yapabileceğiniz yosun maskesi tarifi;

    – 3 yemek kaşığı yosun
    – 2 yemek kaşığı zeytinyağı
    – 1 tatlı kaşığı bal
    – Az miktar su

    Geniş bir kâsede bütün malzemeleri karıştırıp, bir fırça yardımıyla cildinize sürüp 15 dakika bekletip ılık suyla yıkayın. Bu maske her cilt tipine uygundur. Yağlı ciltte, kuru ciltte ve karma ciltte çok rahatlıkla yapabilirsiniz.

    Eğer cildinizde kuruluk, kızarıklık ya da akne izleri varsa yosun maskesi tam da size göre…

    (YASEMİN MİRAS / AKŞAM)

  • Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi … Kilo vermek bu kadar zorken zayıfladıktan sonra kilo almak nasıl bu kadar kolay olabiliyor? İşte diyetten sonra kilo almanıza neden olan 4 yaygın sebep

    Kışın yaz aylarına hazırlanıyoruz yazın da kilo almamak için büyük bir mücadele veriyoruz. Peki, bir kere diyet yaptıktan sonra kilo alımını nasıl durdurabiliriz? Tabii ki de kilo artışların nedenini öğrenerek. İşte hiç beklemediğimiz zamanlarda kilo alımına sebep olan yaygın faktörler:

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    SAĞLIKLI ALIŞKANLIKLAR EDİNİN

    Eğer belli bir diyet şekli sizin daha iyi hissetmenize yardımcı oldu ise, neden bunu bırakasınız ki? Bazı zamanlarda, sadece yanlış değil aynı zamanda sağlıksız olan yeme alışkanlıklarından dolayı kilo almaya yatkın oluruz. Yağ, şeker ve işlenmiş gıdaların tüketiminin kolesterol seviyesini yükselttiğini, hipertansiyon ve kalbimize zararlı olan diğer hastalıklara sebep olabileceğini zaten biliyorsunuzdur.

    Kısaca anlatmak gerekirse, kilo alımını önlemek için, daha önce size yardımcı olan beslenme şeklini günlük yeme alışkanlığına entegre etmeniz gerekmektedir ve bu bazen kendinizi şeker veya bir parça kek ile şımartamayacağınız anlamına gelmemektedir. Eğer ardından bir yürüyüşe çıkacağınızdan eminseniz, bu şekilde o aldığınız kalorileri yakabilirsiniz.   Genellikle, kilo vermeye çalışıyorsak eğer, en güzeli bir diyetisyene danışmaktır.

    Bazen, bazı yiyecekler bizi hasta hissettiriyor olabilir, veya bazı gıda kombinasyonları bizim için iyi olmayabilir. Şüphesiz, ilk nokta, vücudunuzu dinlemeyi öğrenmeniz ve onu anlamaya çalışmanızdır.

    Sizin için iyi çalışan bir şeyi fark ettiğinizde, bu, sağlığınıza dikkat etmenize ve kilo vermenize yardımcı oluyorsa, bunu kesinlikle her zaman günlük beslenme düzeninize dahil etmelisiniz.

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi | 1

    DÜŞÜK KALORİLİ DİYETLERDEN UZAK DURUN

    Sıkı diyetlere örnek boldur… Günde 5 öğüne sadık kalınarak yine de tehlikeli bir diyet programı uygulamak da mümkündür, çünkü bunlar besinsel değerler açısından dengesizdir.

    Özellikle de günde 1200 kaloriden az almanızı isteyen diyetler, neredeyse hiç karbonhidrat barındırmayan ya da sadece protein içeren diyetler çok tehlikelidir.

    Bu sağlığımız için tehdit oluşturmaktadır. Normalde bu diyetler kısa bir süre için sürdürülür, 2 veya 3 hafta gibi; ve istenilen kiloya ulaştıktan sonra verilen kiloların geri alınması çok yaygındır. Böyle dengesiz ve düzensiz bir diyet takip ettikten sonra normal kalorili yiyecekleri tüketmeye başladığınızda bunun olması normaldir.

    ASLA ÖĞÜN ATLAMAYIN

    Sebebi anlamak için size çok basit bir örnek: bir arkadaşınızın yaz için hızlı bir şekilde kilo vermek istediğini düşünün. Bunu yapmak için, kendi rejimine başlar, bu da öğünleri atlamaktan, kahvaltıda az yemekten ve gün içinde atıştırmaktan ve eve gittiğinde de hiçbir şey yememekten ibarettir.

    Her gün, 10, 12 saatin hiçbir şey yemeden geçtiğini düşünün, bu da vücudu “alarm moduna” geçirir ve bünye bulabildiği her yerden enerjiyi bulmaya çalışır. Fakat normal duruma dönüldüğünde de tam tersi olur.

    Vücut bu beklenmedik eksiği kapatabilmek için enerji rezervlerini çabucak iyileştirir, bunun sebebi de vücudu alarm moduna sokabilecek yeni durumları önlemektir. Yani sonuç olarak, arkadaşımızın başardığı şey sağlıklı bir şey değildir. Bir gün boyunca yememizi kesemeyiz veya öğünlerimizi 2’ye düşürerek kendimizi kısıtlayamayız. Vücudumuz bunu bir tehdit olarak görür ve bunun sonucu olarak da beynimiz reaksiyon gösterir.

    DEĞİŞİKLİK ZAMANI!

    Bu çok sık olmaktadır. Kilo almanın en sık sebeplerinden bir tanesi alışkanlıklarımızda değişiklik yapmaktır veya kilo almamıza sebep olan hayatımızda oluşan durumlardır. Bazı örnekler ister misiniz? Bu durumların bazıları eminiz ki size tanıdık gelecektir.

    •Birkaç kilo kaybetmişsinizdir fakat işinizde, programınızda ve saatlerinizde bir değişiklik vardır, bu da aynı zamanda alışkanlıklarınızın değişeceği anlamına gelmektedir ve kısa bir süre sonra verdiğiniz kiloyu geri alırsınız.

    •Partnerinizle, sevgilinizle problemler yaşıyorsunuzdur.

    •Evdeki, işteki vs. problemler yüzünden daha yoğun anksiyete ve endişe yaşamaya başlarsınız.

    •Yaz için kilo vermişsinizdir fakat bazen tatil sezonu bizi rahatlatır ve barlara, partilere daha çok gitmek isteriz. Bunun da bir sonucu olarak, verdiğimiz kiloyu geri alırız.

     

     

    Kaynak: Posta.com.tr

  • Kadınların İşine Yarayacak Vücut Bakım Önerileri

    Kadınların İşine Yarayacak Vücut Bakım Önerileri

    Her kadın güzel ve cazip olmak ister. Peki ya nasıl olacak diyorsanız hemen açıklayalım..

    Canlı bir görünüm elde etmek için pahalı güzellik ürünleri kullanmaya gerek yok. En iyi sonucu elde etmenize yardımcı olacak etkili ev bakım önerilerini sizler için paylaşıyoruz.

    Muhtemelen bilmediğiniz vücut bakım önerileri

    Kadınlar Kulübü olarak sizlere zamandan ve paradan tasarruf ettirecek 9 basit doğal güzellik ipucunu bir araya getirdik.

    1. Tuzlu su çözeltisi yüzünüzdeki şişmeyi azaltmaya ve yüzünüze yeni bir görünüm vermeye yardımcı olur.

    Havluyu hazırladığınız tuzlu suya batırın ve 10 dakika boyunca yüzünüze uygulayın.

    Kadınların İşine Yarayacak Vücut Bakım Önerileri | 3

    1. Dudaklarınızı biraz yağ ve bir diş fırçasıyla daha dolgun ve daha seksi yapın.

    Dudaklarınıza şeftali yağı, badem yağı veya herhangi bir kozmetik yağ uygulayın. Ardından yumuşak bir diş fırçası ile hafifçe dudaklarınıza 1 dakika boyunca sürtün.

    Kadınların İşine Yarayacak Vücut Bakım Önerileri | 4

    1. Parlayan ve nemlendirilmiş cildi elde etmek için zeytinyağı kullanın.

    Yüzünüzü zeytinyağıyla masaj yaptığınızda temiz, yumuşak, pürüzsüz bir cilde kavuşursunuz.  Yüzünüze zeytinyağını sürün ve yaklaşık 7 dakika boyunca masaj yapın. En iyi sonuçları elde etmek için 4-5 günde bir tekrarlayın.

    Kadınların İşine Yarayacak Vücut Bakım Önerileri | 5

    1. Bal sivilceleri azaltmaya ve aknelerden arınmaya yardımcı olur.

    Akneleriniz üzerine bir miktar bal sürün ve 15 dakika bekletin. Daha sonra ılık suyla yıkayın. Bu yöntem yüzünüzdeki sivilcelerin küçülmesini sağlayarak makyajla kolayca gizleyebilmenize yardımcı olacak.

    1. Yüzünüzdeki sivilceleri azaltmak için göz damlalarını kullanın.

    Bu sinir bozucu sivilcelerden kurtulmanın bir başka yolu da göz damlası kullanmak. Bir pamuklu beze göz damlası dökün ve 3-5 dakika boyunca dondurucuya koyun. Daha sonra pamuklu bezi sivilceli bölgeye hafifçe sürün. Sivilceleriniz neredeyse fark edilmeyecek hale gelir.

    1. Doğal ev yapımı makyaj temizleyicisi.

    Temiz bir suyun içine zeytinyağı ekleyin ve cam kavanozda güzelce karıştırın. İşte doğal ev yapımı makyaj temizleyiciniz hazır!

    Kadınların İşine Yarayacak Vücut Bakım Önerileri | 6

    1. Soda ile göz altındaki kötü görüntüden kurtulun

    Bir bardak sıcak suya bir çay kaşığı kabartma tozu ekleyin ve iyice karıştırın. Bu karışıma bir pamuk yardımıyla gözlerinizin altına uygulayın. Yaklaşık 10-15 dakika beklettikten sonra yıkayın ve nemlendirici bir krem ​​kullanın. Bu işlemi her gün tekrarlayın!

    1. Sağlıklı ve parlak saçlar için muz maskesi.

    Bu maskeyi hazırlamak için ihtiyacınız olan: 1 muz, 1 yumurta, 1 çorba kaşığı bal ve 1/2 bardak koyu bira. Tüm malzemeleri küçük bir kapta birleştirin ve pürüzsüz olana kadar karıştırın. Karışımı saçınıza sürün ve birkaç saat bekletin. Daha sonra ılık suyla yıkayın. Bu maskeyi haftada bir kez kullanın.

    Kadınların İşine Yarayacak Vücut Bakım Önerileri | 7

    1. Daha uzun kirpikler için hindistancevizi ve lavanta yağı karışımı kullanın.

    1/2 çay kaşığı hindistancevizi yağı ile 2-3 damla lavanta yağı ekleyin. Pamuklu bir bez kullanarak, karışımı kirpiklerinize doğru hafifçe uygulayın. Bu uygulamayı en az haftada üç kez tekrarlayın. Kirpikleriniz zamanla daha kalınlaşacak ve daha parlak olacak.

    Kadınların İşine Yarayacak Vücut Bakım Önerileri | 8

  • 14 Şubat Sevgililer Günü 2017

    14 Şubat Sevgililer Günü 2017

    14 Şubat Sevgililer Günü  2017 yeni çiftler için heyecan verici olabilir ama uzun zamandır ilişkide olan çiftler için her yıl olduğu gibi evde oturup romantik bir yemekle geçiştirme anlamına gelebilir.

    Eğer siz de aynı yemeklerden, çiçeklerden, kutu çikolatalardan sıkıldıysanız, eşinizle yapabileceğiniz 5 farklı şeyi sizler için sıraladık.

    14 Şubat Sevgililer Günü 2017 | 15

    YEMEK DERSİNE KATILMAYI HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

    Kalabalık bir restoranda oturup yemek paylaşmak yerine kendi yemeğinizi romantik bir ortamda kendiniz yapmaya ne dersiniz? Son zamanlarda çiftler arasında da çok popüler olmaya başlayan yemek kursalarından kendi ağız tadınıza uygun olan mutfağı bulun ve 14 Şubat Sevgililer Günü’nü enfes kokular eşliğinde birlikte yemek yaparak geçirin. Hem erkeğinizi mutfakta görmek oldukça hoşunuza gidebilir, bir düşünün!

    BEKAR ARKADAŞLARINIZI LİSTELEYİN

    14 Şubat Sevgililer Günü’nü bugüne kadar hep çift olarak geçirdiniz değil mi? Peki ya hiç bekar arkadaşlarınızı da toplayıp, eğlencesi bol bir organizasyon yapmayı hiç düşündünüz mü? Tek yapmanız gereken birlikte keyifli dakikalar geçirdiğüiniz bekar arkadaşlarınızla program yapmak. Böylece her yıl yinelenen programlarınızın dışında farklı bir şey yapmış olursunuz.

    SPONTANE OLUN

    14 Şubat Sevgililer Günü için yaptığınız planları şimdi bir kenara bırakın ve o gün sadece cüzdanınızı alıp evden dışarı çıkın. Birbirinizin gözlerinin içine bakarak bozuk parayı havaya fırlatın ve yazı-tura atın.

    Bugüne kadar yapmak isteyip de cesaret edemediğiniz ne varsa bir bir o güne özel gerçekleştirin. Hem monotonluktan kaçmış olacaksınız hem de ilişkinize bambaşka bir heyecan katacaksınız.

    ÇOCUKLUĞUNUZA DÖNÜN

    Gençlik ateşinizin yanıp tutuştuğu o dönemlerde ilişki yaşamak çok daha heyecan vericiydi değil mi? Gelin bu 14 Şubat’ta içinizdeki çocuğu dışarı çıkarın. İsterseniz lunaparka gidip çocukluğunuza geri dönün isterseniz de bowling oynayın. Yalnız özellikle bowling gibi çekişmeli oyunlarda ucuna ödül koymayı unutmayın. İnanın bu şekilde akşamınız çok daha heyecanlı geçecek

    BİRLİKTE TERLEMEYE NE DERSİNİZ?

    Sevgililer Günü’nde sevgiliyle birlikte spor yapmak kulağa korkunç gelebilir. Ancak illa da saatlerce koşuya çıkın ya da birlikte yoga, pilates derslerine katılın demiyoruz. Bu dışarıda herhangi bir 30 dakikalık yürüyüş bile olur.

    Yapılan son bir araştırmaya göre birlikte spor yapan çiftler, çok daha sağlıklı ve huzurlu bir ilişki yaşıyor.

    Kaynak: posta.com.tr

  • Bebeğin İlk Ayakkabısı Nasıl Olmalı?

    Bebeğin İlk Ayakkabısı Nasıl Olmalı?

    Bebeğin yürüme çağına gelmesi hem ebeveyn hem de bebek açısından yeni bir dönemin başlangıcı sayılabilir. Bu dönemde ayaklarını destekleyip kaslarını güçlendirecek ilk ayakkabı seçimi oldukça önemlidir. Bebeğinize mükemmel bir konfor sunacak bebek patikleri için önerilerimize bir bakın.

    İlk adımlar, çıplak ayaklar…

    Bebeklerin ayağa kalkıp dengede durmaya başladığı ve cesaretini toplayarak adımlarını attığı ilk günlerde hemen ayakkabı almak doğru değil. Ayakkabı olmadan yere daha sağlam adımlarla basan bebeklerin ayak kaslarının gelişmesi için de ayakkabı giymemeleri önemli. Eğer ayaklarını üşüteceklerini düşünüyorsanız kalın çoraplar giydirebilirsiniz.

    Ayakkabının kalıbına dikkat!

    İlk adımlarını bebekleriniz ilk iki haftayı ayakkabısız geçirdikten sonra bebek ayakkabılarına bakınmaya başlayabilirsiniz. Bunun için dikkat edilmesi gereken en önemli konu, seçeceğiniz ayakkabının malzemesinin yumuşak ve doğal olması. Ayakların şeklini alabilen, yumuşak deri kumaşları tercih etmelisiniz. Ayrıca ayakkabıya karar verirken elinizi içine sokup ayağı rahatsız eden bir girinti, çıkıntı ya da dikiş olmamasına dikkat etmelisiniz.

    Taban seçiminin öncelikleri

    Bebeğin İlk Ayakkabısı Nasıl Olmalı? | 17

    Bebek ayakkabısı seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli ayrıntılardan biri de taban. Bebeğin zemini iyice kavrayabilmesi ve kayıp düşmemesi için taban seçiminin yumuşak ve kaymaz olduğu ortopedik bebek ayakkabısı modellerini tercih etmelisiniz. Tabanın ön kısmının yumuşak olup arkaya doğru sertleştiği modeller, ilk adımlar için ideal. Bebek ev ayakkabısı seçimindeyse altında soğuğu kesip kaymayı önleyecek plastik noktalar bulunan çoraplara bir göz atmalı.

    Doğru beden hangisi?
    Ve tabii ki sırada bebeğinizin ayağına en uygun bedeni seçmek var. Seçeceğinizin ayakkabının ayağı sıkmadan kavraması, fakat büyük de olmaması gerekiyor. Bunun için en doğru kontrol yöntemi, deneme-yanılma. Bebeğinizin ayağından rahatça çıkarabildiğiniz, yarım numara kadar büyük ayakkabılar tercih etmek ayakların rahatlığı için oldukça önemli. Ayakkabı giydikten sonra başparmağın da ayakkabının burnuna tamamen yapışmaması gerekiyor. Başparmak ile ayakkabının burnu arasında, işaret parmağınızın ucu kadar bir boşluk olması, bebeklerin ayaklarının son derece rahat olduğu anlamına geliyor.

    Hızla büyüyen ayaklar!
    Her geçen gün biraz daha gelişip büyüyen bebeğe ayakkabının dar gelmemesi de önemli. Bu nedenle ayakkabıyı yeni almış olsanız bile sık sık bedeni kontrol etmekte fayda var. Malum, onların gelişim hızına yetişmek pek mümkün değil.

     

    Kaynak: blog.gittigidiyor.com

  • Patatesli Kuru Köfte Tarifi

    Patatesli Kuru Köfte Tarifi

    Patatesli Kuru Köfte
    Malzemeler:
    4 adet patates-rende
    400 gr köftelik kıyma
    1 adet soğan-rende
    1 adet yumurta
    3 yemek kaşığı ekmek kırıntısı
    Maydanoz
    Tuz
    Karabiber
    Kimyon
    Nane
    Kekik
    Sıvıyağ-kızartmak için

    Patatesli Kuru Köfte Tarifi | 19

    Hazırlanışı:
    Derin bir kapta rende patatesleri, kıymayı, soğan, yumurta, ekmek kırıntısı, maydanoz ve baharatları ilave edip iyice yoğurun. Harçtan ceviz büyüklüğünde parçalar alın elinizle silindir şekli verip kenara alın.
    Bir tavada sıvıyağı kızdırın. Köfteleri renk alıncaya kadar kızartın havlu kağıt serili bir tabağa çıkartın. Fazla yağından arınsın. Servis tabağına alın sıcak servis edin.

  • Heidi diyeti Nasıl Yapılır?

    Heidi diyeti Nasıl Yapılır?

    Heidi diyeti Nasıl Yapılır? Söz konusu zayıflamak olunca gündemden “diyet” kelimesi de eksik olmuyor. Her dönem bazı diyetler popülerleşip bir süre sonra yerini başkalarına bırakıyor. Son zamanların popüler diyetlerinden biri de 42 yaşındaki 4 çocuk sahibi ünlü manken Heidi Klum’un 15 günde 6 kilo verdiren “Heidi Diyeti”..

    Peki Nedir Heidi Diyeti ?

    Güne kahvaltı öncesi içilen protein takviyeli meyve kokteyleri ile başlanıyor. Kahvaltıda sebzeli omlet ve açık çay, öğlen yemeğinde yağsız tavuk, zeytinyağlı brokoli ve bol salata yeniyor. Akşam yemeğinde yağsız hindi ve bir kase yağsız yoğurt var. Ara öğünlerde meyve ve salata tüketilebiliyor. Ekmek kesinlikle tüketilmiyor. Kısa sürede kilo vermek istenildiği zaman da vücudu şiş tutacak asitli içeceklerden, tuz tüketiminden ve sakız çiğnemekten kaçınılması gerekiyor. Ayrıca günde 1 saatten fazla egzersiz ve yürüyüş yaparak bu diyeti desteklemek gerekiyor.

    Sağlıklı Bir Diyet Midir?

    Bu diyeti uygulayan kişilerin birçoğu günümüzde birçok popüler diyette olduğu gibi ekmek kilonun baş düşmanı ilan ediliyor. Halbuki geçmişten günümüze sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti olan ekmek, iştahı arttıran kan şekerimizin kontrol altında tutulmasına ve kilo verme/ korumaya oldukça büyük katkı sağlar. Tam tahıllı bir ekmekte vücudumuzun gereksinimi olan 60 besin öğesinin 57 ‘si (A, C ve B12 vitaminleri hariç ) bulunmaktadır. Bu kadar sağlıklı bir besinin günlük beslenmeden çıkartılması çok büyük bir hata olur.

    Diyette sağlıklı beslenmenin ve günlük enerji alımının temel taşları olan tam tahıllar ve kurubaklagiller de bulunmamaktadır. Kurubaklagiller ve tam tahıllar karbonhidrat ve posa yönünden zengin olup, yüksek miktarda B vitaminleri, E vitamini, kalsiyum, çinko, magnezyum ve demir içermektedir.

    Meyve kokteylleri içerdiği vitamin ve minerallerden dolayı oldukça sağlıklıdır. Fakat meyveyi bütün olarak tüketmek kan şekerinin ani çıkış ve inişini engeller. Bir meyvenin glisemik indeksi (kan şekerini yükseltme hızı) sıkılmış meyve suyuna göre daha düşüktür. Glisemik indeksi düşük olan besinler kan şekerinin çabuk düşmesini ve tatlı isteğini engeller.

    Çok düşük kalorili olan bu diyetle gerçekleşen hızlı kilo kayıpları yağdan çoksu ve kastandır. Hızlı kilo alıp veren kişilerde uyguladıkları diyet yoğun egzersiz programıyla desteklenmezse vücut fazlasıyla deforme olur. Dünya Sağlık Örgütü ayda 2-4 kg arasında kilo verilmesini önermektedir. Hızlı kilo kayıpları kısa dönemde uyku, mide ve bağırsak problemleri, halsizlik, saç dökülmesi, psikolojik sorunlar oluşabileceği gibi uzun vadede kalp ve şeker hastalığı, bazı kanser türleri, kısırlık, regl sorunları gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu tarz diyetleri uygulayan kişiler çoğu zaman verdiği kilodan çok daha fazlasını geri alarak hayatlarına devam ederler. Amaç kilo kaybetmek iken sağlığınızı kaybedebilirsiniz. Unutmayın ki diyet kişiye özeldir. Bu nedenle mutlaka uzman yardımı alarak doğru beslenmeyi öğrenip bir yaşam tarzı haline getirmelisiniz.

    Dyt. Gülhan KOCA

  • Geç evlilik doğurganlık azaltıyor!

    Geç evlilik doğurganlık azaltıyor!

    Uzmanlar, geç yapılan evliliklerin sonucunda yumurtlama potansiyelinin azaldığını ve yumurtaların kalitesinin düştüğünü belirtti.

    Kadın doğum Uzmanı Doç. Dr. Ali Utku Öz, hamile kalmak isteyen bayanlara yumurtalık miktarının çok önemli olduğunu belirtti ve şu bilgileri verdi,
    Yaş ile yumurta miktarı doğru orantılı
    Kadının yumurtalıklarında yumurtalarının fazla olması, kaliteli ve hamile kalma şansının yüksek olduğunun göstergesidir. Kişinin yumurtalığındaki yumurta miktarını yansıtan en önemli faktör kişinin yaşıdır.
    Yaş ilerledikçe özellikle de 35 yaşından sonra yumurta sayısı ve kalitesi azalırken, 40 yaşından sonra daha da hızlanır. Yumurtalık rezervi azalan kadının da kendiliğinden ya da tedaviyle gebe kalma şansı düşer, hatta gebelik olsa bile düşük riski artar.
    Genç yaştaki kadınlarda da yumurtalık yaşlanması meydana gelebilir!

    Yumurtalık yaşlanması ile ifade edilmek istenen ise yumurta sayısının azalması ile beraber geride kalan yumurtalardaki kalite azalmasıdır.

    Genç yaşlardaki kadınlarda yumurtalık yaşlanması olduğu zaman gebe kalma potansiyeli düşmektedir.

    Saç dökülmelerine dikkat!
    Yumurta miktarı azaldıkça aynı zamanda adet miktarı ve günleri kısalır. Ayrıca artan saç dökülmeleri yumurta miktarının düştüğü yönünde önemli uyarıcıdır.
    Kontrollerinizi ihmal etmeyin!
    Özellikle akıntının fazla olması ve renginin değişmesine dikkat edilmesi gerekir. Akıntının iltihaplanması ve bunun da rahim içine ve tüplere yayılması, sadece kasık ve bel ağrılarına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda gebelik şansını azaltacak etki gösterebilir.
    Ayrıca, her adet döneminde geri kaçan bir miktar kan, enfeksiyonun daha da ilerlemesine neden olabilir.
     Bu yüzden akıntıdaki değişime ve adet miktarındaki artışa dikkat edilmelidir. Bu olumsuzlukların hepsinin kontrol edilmesi içinde muhakkak bir kadın doğum uzmanından görüş almak gerekir.
  • Evcil hayvanlara alerjisi olanlara güzel haber!

    Evcil hayvanlara alerjisi olanlara güzel haber!

    Uludağ Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sapan, evcil hayvan alerjisine sahip olanlara, hayvanlarını evden uzaklaştırmak yerine aşı yaptırmayı tavsiye etti.

    Akşam’da yer alan habere göre aşının bu sorunu çözeceğini söyleyen Prof. Dr. Sapan, “Alerjiye karşı hayvanın yatak odasına alınmaması, çok iyi temizlenmesi yani taranması, yıkanması ve fırçalanması” dedi.

    Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nihat Sapan, evcil hayvan alerjisinin modern toplumda görülen yaygın bir hastalık haline geldiğini belirterek, “Hayvan alerjisine sahip olanlar hayvanlarını evden uzaklaştırmak yerine aşı yaptırarak sorunu daha kolay çözebilir” dedi.

    Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği Başkanı da olan Sapan, yaptığı açıklamada, kış döneminde insanların daha çok kapalı ortamda vakit geçirdiklerini, ev tozu akarlarının da etkili olduğu alerjik astım ile kendisini hapşırma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve baş ağrısıyla belli eden alerjik rinite yakalandığını söyledi.

    Sapan, yine kış döneminde evinde kedi ve köpek gibi ev hayvanı besleyen kişilerin daha çok evcil hayvan alerjisine yakalandığını, en etkili alerjenlerin evcil hayvan alerjenleri olduğunu ifade etti.

    YATAK ODANIZA ALMAYIN

    Alerjinin, genel olarak vücudun başkalarına zarar vermeyen ve zehirleyici olmayan bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık göstermesi olduğunu dile getiren Sapan, toz, küf, hayvan tüyleri, polenler, akarlar, deterjanlar, lateks, böcek ısırıkları, penisilinler ve çeşitli yiyeceklerin, insanlarda sıklıkla alerjiye neden olan maddeler arasında yer aldığını aktardı.

    Sapan, ev hayvanlarının neden olduğu alerjiye karşı hayvanın yatak odasına alınmaması, çok iyi temizlenmesi yani taranması, yıkanması ve fırçalanması gibi önlemlerin alınabileceğini şu sözlerle ifade etti:

    “Dil altından damla olarak uygulanan bu alerji aşılarının uygulanması ortaya çıkan problemi çok daha rahat ve ilaçsız olarak çözer. Bu noktada evcil hayvanlarımızın da evimizin birer canlısı olduğunu ve bize karşı alerji geliştirmesi sırasında ortaya çıkan bulguların ortadan kalkmasını sağlamaya yönelik böyle bir aşı tedavisi bulunduğunu unutmayalım.”

  • Doğru makyaj güzelliğinizi ortaya çıkarır

    Doğru makyaj güzelliğinizi ortaya çıkarır

    Son dönemin en favori makyaj tekniği kontürlemeyi yüzümüze uygularken püf noktalara dikkat etmeliyiz…

    Akşam’dan Aysun Yıldız Güngör’ün haberi…

    Yıllardır birçok ünlünün makyaj artistliğini yapan Serhat Şen, son zamanlarda adından sıkça söz ettiriyor. Popüler makeup sanatçı Şen’den, bu aralar moda olan kontür uygulamasını ve doğru makyaj yapmanın püf noktalarını öğrendik.

    KONTÜR UYGULAMASININ PÜF NOKTALARI

    Son dönemin en favori makyaj tekniği kontürlemeyi yüzümüze uygularken püf noktalara dikkat etmeliyiz. Alın, çene kemiği ve şakaklara kontür yaparak, yüzümüzü olduğundan daha ince ve uzun gösterebiliriz. Kontür yapmak için stick fondöten, bronzlaştırıcı veya allık kullanabilirsiniz. Burada işin sırrı; cildinizden iki ton daha koyu bir renk kullanmak, ayrıca kullanacağınız ürünün mat olması da önemli. Kontür uygulamasını fondötenle birlikte yapabilirsiniz. Özellikle stick fondöten veya benzeri bir ürün kullanacaksanız. Tüm ürünleri eş zamanlı yüzünüze yayarsanız ideal yüz hatlarını yakalamanız daha kolay olur. Kontürleme de ikinci önemli unsur; yüzünüze kontür yaparken kullanacağınız fırça. Eğimli fırçalar genellikle kontürleme işlemi için daha sık tercih edilir. Eğer burun bölgesi üzerinde kontürleme yapacaksanız daha ince bir fırça tercih edebilirsiniz. Hangi marka fırça kullanırsanız kullanın, kullandığınız bronzlaştırıcıyı cildinize iyice yaymayı unutmayın. Keskin çizgilerin kalmaması, doğal bir görünüm için oldukça önemli.

    EN SIK YAPILAN HATALAR

    Fazla allık sürüp cilt tonuna uymayan bir fondöten kullanmak sık yapılan hataların arasında. Ayrıca kaşları çok ince aldırıp ekstra aydınlatıcı sürmek cildin yağlanmasına neden oluyor ve yüze fazla pudra uygulandığı zaman kişi un kurabiyesine dönüyor. Bu hatalar çok sık ve bilinçsizce yapılıyor. Fazla makyajdan her zaman kaçınılmalı.

    DÜĞÜN SEZONU AÇILIYOR

    Kırmızı ruj, eyeliner, temiz ve aydınlık bir göz çevresi… Bu üçlü sizi bir davete, düğüne, işe, kısacası istediğiniz her yere götürür. Kendi ten renginizden çok uzaklaşmadan makyaj yapın. Gece partiye giderken glitter sürebilirsiniz ama bir düğün veya mezuniyet bunu kaldırmaz. Kendiniz olmalısınız. Geriye dönüp fotoğraflara baktığınızda “Ben kendime ne yapmışım?” dememek lazım. Mavi ve yeşil yerine şeftali, pembe, bordo tonlarına yönelin. Toprak tonlarını tercih edin. Kirpik kıvırıcısının yanı sıra uzun saatler kalıcı bir makyaja sahip olmak için waterproof eyeliner ve maskara tavsiye ediyorum. Eğer mümkünse profesyonel uygulama yaptırın. Her gün makyaj yapan biri cildi için nasıl bir makyajın uygun olduğunu daha iyi bilecektir.

    SAÇ VE MAKYAJ ARASINDAKİ DENGE

    Eğer saçınız açık ise az makyaj yapmalısınız. Mesela dudağınıza lipgloss sürmekten kaçının. Saçlarınız uçuşup dudağınıza yapışabilir. Bütün yanağınız ruj olabilir. Eğer saçlarınızı toplayacaksınız güzel bir eyeliner ve allık uygulaması yapabilirsiniz. İkisini aynı anda sürüp abartmayın. Eğer saçınız gösterişli ise az makyaj yapılmasını tavsiye ediyorum.

    SEZONUN TRENDLERİ

    Bu sezon çok fazla gülkurusu, somon ve şeftali tonları var. Metalik farlar ve koyu renk rujlar moda. Ayrıca glosslar da çok revaçta. Çok fazla kullanmasam da severim. Metalik bir eyelinerla somon rengi bir gloss sürebilirsiniz. Ama kırmızı ruj sürüyorsanız ya da siyah smokey eye makyajı yapıyorsanız trendlere bağlı kalmak yerine bildiğinizi uygulayın.

    NET ÇİZGİLERDEN HOŞLANIYORUM

    Makyajda net çizgilerden hoşlanıyorum. Net sürülmüş bir eyeliner, tek tek ayrılmış kirpikler, şekilli biten kaşlar, net bir dudak…