Kış aylarının soğuk ve mat görünümünü renkli bir kış makyajı trendleriyle kırmaya ne dersiniz hanımlar? İşte kış ayları için makyaj önerileri..
Kış ayları malum soğuk yapısıyla cildimizde istediğimiz etkiyi görmemizi engeller. Ancak çözümsüz değil! Kış aylarında uygulayabileceğiniz birkaç makyaj uygulamasıyla yaz aylarındaki gibi renkli ve doğal görebilirsiniz. Hazır mısınız hanımlar?
Kış aylarında etkili bir görüntü sağlamak için renkli allıklarınızı meydana çıkarma vaktiniz geldi. Canlı pembe, şeftali tonlarını ve kırmızı allıklarınızı kış aylarına özel olarak kullanmaya ne dersiniz? Bizce kullanmalısınız çünkü belirttiğimiz renk tonları kış aylarının soğuk etkisini kırarak renkli ve sıcak bir görünüm kazandırır. Bu tondaki allıkları kullanırken dikkat etmeniz gereken detay makyajınızın daha hafif olması.
Krem allıklar
Cildinizin olduğundan daha çok aydınlık görünmesini istiyorsanız en etkili çözüm krem allık kullanmanız. Krem allıklarınızın içine aydınlatıcı ekleyin ve yüzünüze uygulayın. Açık tenli biriyseniz pembe tonlar, orta ve koyu bir tene sahipseniz fuşya ve şeftali tonlarını uygulayın.
Peki ya allığı nereye sürmeliyim?
Çok güzel makyaj yapıyor olabilirsiniz ama allığın tam olarak sürülmesi gereken yerini belirleyemiyorsanız onca emeğiniz boşa gidebilir bizden söylemesi. Sürdüğünüz allığın hakkının vermesini istiyorsanız allığınızı sadece elmacık kemiklerinin üzerine uygulamanız gerekir. Böylece daha canlı bir görünüm kazanabilirsiniz.
Sebzeli Noodle Tarifi Malzemeler;
1 paket noodle
Zeytinyağı
1 adet soğan – iri küp doğranmış
1 adet kırmızı dolmalık biber
1 adet sarı dolmalık biber
1 adet yeşil dolmalık biber
300 gr brokoli
2 adet havuç
1 parmak taze zencefil – rende
1 avuç yer fıstığı
10 adet mantar
2 yemek kaşığı soya sos
1 avuç soya filizi
Hazırlanışı;
Bir vok tavada zeytinyağını ısıtın ve iri küpler halinde doğradığınız soğanları tavaya alın. Hafif karamelize olunca sırasıyla jülyen doğradığınız biberleri, havuçları, minik ağaçlar şeklinde brokolileri, rende zencefili, yer fıstığını ve mantarları alıp soteleyin. Başka bir tencerede noodle’ı haşlayın. Haşladığınız noodle’ları sebzeleri sotelediğiniz tavaya alın, soya sosunu ve soya filizlerini ekleyip karıştırın ve sıcak servis edin.
Kilo verme, günümüzde özellikle estetik kaygılarla gündemde olan, üzerinde çok konuşulup yazılan konuların başında gelmektedir. Kendimize karşı dürüst olalım! Bu kiloları 1 haftada almadık öyleyse onlardan 1 haftada kurtulamayız. Tüm literatürde sağlıklı kilo kaybının kişinin vücut ağırlığına göre haftada 0.5 – 1kg olması önerilir. Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı sağlamak istiyorsak beklentilerimizi bu doğrultuda şekillendirmeliyiz.
Kaliteli ve sağlıklı beslenmenin en önemli kuralı, size uygun olmayan, kulaktan dolma bilgilerle uygunsuz bir şekilde diyet yapmak değil, diyetisyenlerin size özel hazırladığı yeterli ve dengeli bir beslenme programı içinde olmaktır.
Kısa sürede kişiye özel olmayan, hatalı ve düşük enerjili diyetlerle yaşanan kas kayıpları metabolizmanızı yavaşlatarak diyeti bıraktığınızda sizi kilo alma adayı yapar. Aç kalarak, az yemekle veya öğün atlayarak kilo verilebileceği inancı sizi hedefinizden uzaklaştırır. Uzun süreli açlığın ardından kan şekerinin düşmesiyle karbonhidratlara (beyaz unlu, basit şekerli gıdalar,tatlı vb..) karşı bir yönelme olur ve metabolizma yavaşlayarak kendini korumaya programlar. Uzun süreli açlığın ardından aşırı yemek yenmesi kilo alımını artırır. Bu nedenle özellikle kan şekeri dengesinin sağlanması, gün boyu enerjik ve tok hissetmek için mutlaka ana öğünlerimizi destekleyici ara öğünler yapılmalı, hiçbir şekilde kahvaltı ve ara öğünler atlanmamalıdır. Olaya ‘diyet’ değil, ‘sağlıklı beslenme eğitim’ süreci olarak bakılmalı ve yaşam şekli haline getirebilecek bir program izlenmelidir.
Sağlıklı beslenmede en temel kuralları şöyle sıralayabiliriz;
• Sık sık az az beslenin. Ana ve ara öğünleri atlamayın.
• Günde 7-9 porsiyon sebze meyve tüketmeye çalışın Kabuğu yenebilen meyveleri soymadan yemeye dikkat edin.
• Posa yönünden zengin besin tüketiminizi arttın. ( Beyaz ekmek yerine tam buğday, çavdar, kepek ekmeği; beyaz pirinç yerine esmer pirinç, bulgur; meyve suları yerine meyvenin kendisini yemek gibi. )
• Haftada 1–2 kez kurubaklagil (kuru fasülye, nohut, yeşil mercimek vb. )tüketin
• Sağlıklı beslenmenin anahtarı ‘posa’dır. Yeterli miktarda posa tüketimi doygunluk hissi sağlayarak aşırı besin tüketimini engeller.
• Her öğününüzde 4 besin grubundan (süt, et, tahıl, sebze-meyve ) ihtiyacınıza uygun yeterli miktarlarda tüketmeye dikkat edin.
• Düşük yağlı yiyecekleri ( yağsız et, yarım yağlı veya yağsız süt/yoğurt/peynir vb.) tercih edin.
• Etiket okuma alışkanlığı kazanmaya çalışın. Böylece yağlı ve şekerli besin tüketmekten korunmuş olursunuz.
• Yemeklerinizin porsiyonlarını küçültün.
• Kızartma yerine, fırında pişirme, buğulama, ızgara, haşlama vb. gibi yöntemleri kullanın. Daha az tuzlu yemeye özen gösterin.
• Uyandığınızda 1 saat içinde kahvaltı yapmaya çalışın. Kahvaltının günü en önemli öğünü olduğunu unutmayın.
• Yemeklerini hızlı yemek yerine yavaş yavaş yiyerek yemek yemenin tadına varın.
• Gün içerisinde daha hareketli olmaya çalışın. Düzenli fiziksel aktivite yapmak için kendinize fırsat yaratın. Hareket edip kalori harcarken aynı zamanda kas kütlenizi arttırıp metabolizma hızınızı arttırabilirsiniz.
• Sağlıklı beslenmenin yaşam şekli haline getirilmesinde davranış değişikliği çok önemlidir. Bu konuda uzman psikologlardan destek almaktan çekinmeyin.
Kalıcı kilo kontrolünü sağlamak, verdiğiniz kiloları geri almamak için ‘diyete giriyorum’ bakış açısını değiştirin. Önemli olan ‘yeterli ve dengeli besleme’nin ‘yaşam şekli’ haline getirilmesi ve her şeyin bir denge içinde tüketilmesidir. Unutmayın ki ‘Sağlıksız besin yoktur. Sağlıklı veya sağlıksız diyet vardır.’
Kadınların mahremiyet içeren cinsellik konusunda eksik ve yanlış birçok bilgiye sahip olduğunu belirten Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, kadınların cinsellikle ilgili doğru bildiği 10 yanlışı şöyle açıkladı:
1. Erkekler sürekli cinsellik düşünür ve her zaman hazırdır: Yapılan bir araştırmada erkekler günde 19 kez cinsellik düşünürken kadınlar ise günde 10 kez düşündükleri bulunmuştur. Kadınlar da erkeklerden çok da farklı değiller. Ayrıca erklerde kadınlar gibi, cinselliğe kendilerini hazır hissettiklerinde girerler.
2. Cinselliğin kadın tarafından başlatılması ahlaksızlıktır: Kadınlar arasında yanlış olan bu bilgi, çiftlerin cinsel hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Aksine pek çok erkek cinselliği hep kendisinin başlatmasından şikâyet eder.
3. Mastürbasyon kötü ve zararlıdır: Nasıl ki erkeklerin mastürbasyon yapması doğal ve sağlıklı ise, kadınların ki de doğal ve sağlıklı bir davranıştır.
4. Cinsellikte istekleri belirtmek ahlaki sorundur: Cinsellikte kadının isteklerini belirtmesi, cinselliğin iki taraf açısından daha doyumlu olmasını sağlar.
5. İlk cinsellik korkutucu olur: İlk cinsel birleşme aşırı ağrılı olduğu, kadınlar arasında bir abartılı bir konudur. Sağlıklı ve stressiz bir ortamda yaşanan ilk cinsel deneyim ürkütücü bir durum değildir. Aşırı bir acı olacağı ise tamamen yanlıştır.
6. Orgazm, kadınların sadece bir kısmının yaşadığı bir durumdur: Birçok kadın, sevişme süresinin veya cinsel birleşme süresinin kısalığı nedeniyle orgazm olamaz. Bu sorunlar ortadan kalktığında, orgazm olamamanın önünde çoğunlukla bir engel kalmaz.
7. Cinsellik esnasında konuşulmaz. İstekler belirtilmez, romantik olmaz, doğal olmaz: Cinsellik esnasında konuşmak doğallığı bozmaz aksine kişilerin birbirine yakınlığını artırır. Ancak tabi ki cinsellikle ilgili ve yumuşak tarzda konuşulmalıdır.
8. Erkekler kadınlardan daha erken orgazm olurlar: Aslında; erkekte erken boşalma sorunu yoksa, bir cinsel ilişki sırasında erkek bir kez orgazm olabilirken, kadın birden fazla orgazm olabilir.
9. Aynı anda orgazm olmak, hedef olmalı: Çok az cinsel ilişkide, aynı anda orgazm olmak olasıdır. Yani nadir yaşanan bir durumdur.
10. Gebelikte cinsellik çocuğa zarar verebilir veya düşüğe sebep olabilir: Çoğunlukla ilk gebeliklerde kadınlar, bu korkuyla cinsellikten sakınabilirler. Oysa ki; sağlıklı ve normal bir gebelikte son dört haftaya kadar cinsellik bebeğe zarar vermez.
Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Metin Özkan “9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü” öncesinde sigarayı bırakmanın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri hakkında bilgi verdi.
BIRAKIN ÖMRÜNÜZ UZASIN
“Sigara içen insanların neredeyse tamamı sigaranın zararlarının farkında olsalar da içmeye devam ederler. Bunun nedeni insanları sürekli sigara içmeye zorlayan ve çok güçlü bağımlılık yapan nikotin adı verilen maddedir. Nikotin, çok güçlü bir psikolojik uyarıcıdır ve eroin, kokain ve alkolden daha güçlü bağımlılık yapar. Nikotin beyne ulaştığında bazı hormonların salgılanmasına neden olarak zevk alma, gevşeme, sakinleşme ve konsantrasyon artışına neden olmaktadır. Ancak zamanla bu değişikliklerin devam edebilmesi için vücut daha fazla nikotine ihtiyaç duyar. Böylelikle içilen sigaranın miktarı artar. İçilen her sigara insan hayatından 12 dakika çalmaktadır. Sigara içenlerde 15-20 kat daha fazla kanser görülür. Sigara sadece kansere neden olmaz. KOAH denilen hastalığın da yüzde 90’dan fazla nedeni sigaradır. Ayrıca sigara içenlerde; kalp krizi geçirme, beyin damar hastalıkları, felç ve bacak kangreni riski daha fazladır. Sigara içen kadınlarda; düşük yapma, erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma, kısırlık riski yüksektir. Sigara erkeklerde de kısırlık ve iktidarsızlığa neden olur.
Birkaç denemeyle bırakamamış olmak kişinin iradesizliğine değil sigaranın çok güçlü bağımlılık yapıcı özelliğine bağlıdır. Özellikle bıraktıktan sonraki ilk 3 hafta içinde zorlanma yaşanması normaldir. Sigara bırakmaya çalışan kişi kendini yargılamadan ve suçlamadan mücadele etmelidir. Sigarayı bıraktıktan sonra yaşanabilecek sıkıntılar; sinirlilik, huzursuzluk, dikkat dağınıklığı, uykusuzluk, isteksizlik, kabızlık, iştah artışı olarak sıralanabilir. Bu durumlarda yürüyüşe çıkmak, duş almak, spor yapmak, müzik dinlemek, aşırı çay ve kahve içmemek, ılık süt içmek ve baş ağrıları için gerekirse ağrı kesiciler almak genellikle çözüm olabilir. İştah artışı ve kabızlık durumunda bol su içilmesi, meyve ve sebze tüketilmesi, sakız çiğnenmesi tavsiye edilir.
ELEKTRONİK SİGARA DA SAĞLIĞA ZARARLI
Sigarayı bırakmak için atılacak ilk adım, bırakma günü belirlemektir. Daha sonra ise uzman desteği alınmalı. Bu destek aileden, doktordan veya etkinliği kanıtlanmış tedavi yöntemlerinden alınabilir. Nikotin sakızları, nikotin bantları gibi “nikotin yerine koyma tedavileri” veya nikotinin etkilerine benzer etkileri olan ilaçlar kullanılarak bu bağımlılıktan kurtulmak mümkün olabiliyıor. Doktor kontrolünde kullanılan bu yöntemler tüm dünyada başarıyla uygulanmaktadır. Sigara bırakma konusu maalesef çok fazla suiistimal edilebilmektedir. Etkinliği kanıtlanmamış ama eczanelerde kontrolsüz bir şekilde satışı yapılan bazı maddeler ve bazı yöntemler ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bunlara son zamanlarda kullanımı giderek yaygınlaşan elektronik sigaralar da dahildir. Elektronik sigaraların içinde de sigara da olduğu gibi kanserojen maddeler bulunmaktadır. Bu ürünlerin sigarayı bıraktırmadığı araştırmalarla kanıtlanmıştır.”
1 sigara
SİGARAYI BIRAKMANIN YARARLARI NELERDİR?
• Nabız, kan basıncı ve vücut ısısı 20. dakikada normale döner.
• Kandaki karbonmonoksit gazı 24. saatte hızla azalır.
• Sigarayı bıraktıktan sonraki 2 hafta ila 3aylık süreçte; efor kapasitesi artar, öksürük ve balgam azalır, solunum rahatlar, koku ve tat alma duyuları iyileşir, bağışıklık sistemi güçlenmeye başlar, diş ve parmaklardaki sarı lekeler kaybolur.
• 1. yılda kalp krizi geçirme riski yüzde 50 azalır, beyin kanaması ve bacaklardaki damar hastalığı (Burger) riski yüzde 30-50 azalır, KOAH gibi solunum yetmezliğine yol açabilen akciğer hastalıklarının ortaya çıkması engellenir veya varsa ilerlemesi durur.
• 5. yılda ağız, gırtlak, yemek borusu, idrar torbası kanseri riski yarı yarıya azalır.
• 10. yılda felç olma riski 5-10 yıl içinde hiç sigara içmemiş olanlarla aynı düzeye iner, akciğer kanseri, ağız, gırtlak, yemek borusu, idrar torbası, böbrek, pankreas kanseri riski azalmaya devam eder.
• 15. yılda kalp koroner damar hastalığı ve kalp krizi riski hiç sigara içmeyenlerle aynı olur. Bunların yanı sıra sigarayı bırakmak çevrenizdeki insanların yaşamına da olumlu yönde yansır. Özellikle çocuklarda pasif maruziyet nedeniyle görülen bronşit, kulak iltihaplanması ve astım riski azalır.
Cilt tipinize göre size daha yararlı olabilecek meyveleri ve nasıl kullanılacağını açıklayan Uzman Estetisyen Filiz Çekin, evde meyvelerle uygulayabileceğiniz maskelerin tarifini veriyor…
Cilt tipine göre doğru maske tarifler
Akneli ciltler için kesinlikle olmazsa olmazımız Kil
Kil insanlığın başına gelen en mucizevi güzellik ürünlerinden biri ve yalnızca araç gereç-malzeme olarak değil, güzellik ürünü olarak da kullanılmış tarih boyunca. Kil bildiğiniz gibi mineral açısından inanılmaz zengin bir doğal kaynak.
Kuru ciltler için avakado
Eğer kuru bir cildiniz varsa ihtiyacı olan tek şey nemdir. %75’i doymamış yağlardan oluşuşan avokado B,E,K vitaminlerinin depo edildiği bir meyve ve muza göre %35 daha fazla potasyum içeriyor. Yemesi maskesini yapmaktan daha sağlıklı yani. Bal ve tarçınla tatlandırarak damak tadınıza uygun bir hale getirebilirsiniz. yarım avokadoyu püre haline getirip bir çay kaşığı zeytin yağı ve bir tatlı kaşığı balla karıştırın ve 15 dakika bekletin cildinizde. Haftada bir veya on günde bir yaparsanız gerçekten farkı göreceksiniz. Aynı maskeyi saçlara da kullanabilirsiniz.
Peki yağlı ciltler için ne kullanmak ya da tüketmek gerekir?
Yapmamız gereken şey öncelikle cilde ihtiyacı olan nemi kesinlikle vermek. Kadınların en büyük yanlışlarından bir tanesi de ‘benim cildim zaten yağlı ve nemlendirmeme gerek yok’ diye düşünmeleridir diyen Uzman Estetisyen Filiz Çekin, bu düşüncenin çok yanlış olduğunu vurguluyor. Dermatoloğunuza danışarak veya güvendiğiniz herhangi bir cilt bakım markasının satış danışmanına danışarak, cilt tipinize uygun hafif formüllü bir nemlendirici edinin kesinlikle. Vereceğimiz ikinci tüyo ise bol bol su içmek olacaktır. Gerçi cildinizin türü, yağ dengesi kuruluğu nasıl olursa olsun, bol su içmek sağlıklı cildin olmazsa olmaz ilacıdır. Peki yağlı cildin meyvesi nedir? Elbette limondur. Limon fazlaca asidik bir meyve. Çok fazla kullanılırsa ciltte problemlere yol açabilir ama yağlı cilde haftada bir tonik yapılırsa inanılmaz faydalı oluyor. Ayrıca gözenekleri de sıkılaştırıyor.
Evde yapacağınız pratik ve kolay bir yöntemle beyaz saçlarınızı doğal rengine kavuşturabilirsiniz Birazdan vereceğimiz tarif, saçınızdaki beyazları kapatmanın yanı sıra cildinizde de olumlu değişimler yaratacaktır. Ancak bu ilacın esas faydası beyazlamış saçınızı eski rengine kavuşturmada etkilidir.
Beyazlamış saçınızı eski rengine döndürün !!
Tarifi bir an önce uygulamak istediğinizi duyar gibiyiz. İşte sizlere saçlarınızı ve cildinizi eski canlılığına kavuşturacak ve aynı zamanda saçlarınızda yer alan beyazların eski rengine dönmesini sağlayacak tarif…
Malzemeler:
– Yarım kilo bal
– 100 gr keten tohumu
– 2 diş sarımsak
– 2 adet limon
Hazırlanışı:
Limonlardan bir tanesini soyun diğerini soymadan bırakın. Daha sonra limonları ve sarımsakları bütün halinde blenderden geçirin. Sonrasında keten tohumu ve balı ekleyerek tekrar karıştırın. Karışımı cam bir kavanoza koyup kapağı kapatarak dolapta bekletebilirsiniz.
Uygulanışı:
Tahta kaşık ile karışımdan her öğünden önce günde 1 çorba kaşığı tüketin. Karışımı günde 3 kez her öğünden bir saat önce tüketmeniz yarar sağlayacaktır.
Sevgililer Günü geliyor hanımlar! Ne giyeceğinize hala karar veremediyseniz, sizler için hazırladığımız kombin önerilerine bir göz atın.
Sevgilisi olmayanlar için pek bir önemi olmayan Sevgililer Günü, sevgilisi olup ta kıyafet arayışı içinde olanlar için süper bir yazı derledik. Sevgililer Günü’nde sevgiliniz için daha bir güzel ve özenli olmak isteyebilirsiniz. Size önereceğimiz birkaç kombin önerileriyle istediğiniz şıklığı yakalayabilirsiniz. Haydi o zaman başlayalım!
Sevgililer Günü için kombin önerileri
İşte aşkınızı yeniden tazeleyeceğiniz tarzdaki kombin önerilerini açıklıyoruz..
Kırmızı bluz
Sevgililer Günü’nün anlam ve önemi için kırmızı bir bluz hiçte fena olmaz. Kırmızının dikkat çekiciliğini en güzel şekilde yansıtacak modeli seçmek te artık size kalmış! :)
Siyah etek
Asilliğin rengi olan siyah bir etekle hiç olmadığınız kadar şık olabilirsiniz. Giyeceğiniz siyah bir etek kırmızı bir bluzla birleşince aşkınızı daha bir ön plana çıkarabilirsiniz.
Siyah ayakkabı
Seçeceğiniz zarif topuklu bir ayakkabı Sevgililer Günü için seçtiğiniz kıyafetlerin tamamlayıcı olacak.
Küçük çanta
Sevgililer Günü için yanınıza küçük bir çanta modeli seçin. Rengine artık siz karar verin :) Ayakkabınızla aynı renk olabilir.
Çok yanlış bir şekilde, hayatı anlamlı kılan diğer şeylerin eksikliğinde, cinsellik ve aşk tüketime yönelik kötüye kullanıldığında yalancı bir mutluluk olarak onların yerini doldurma görevini üstlenebilir. Bu durum insanın bireyselliği ön plana çıkarma çabalarından biri olan mahremiyetin hazmedilemeyen bir yan etkisi olarak değerlendirilebilir. Aşkın, yokluğun, özlemin ve şehvetin bir göstergesi olduğu görüşünü savunan Platon, Şölen adlı eserinde, aşkın, bölünmüşlük ile varlığımızdaki yalnızlık duygusunu kaldırmaya yönelik bir bütünleşme arzusu olduğunu da söyler. Mitolojiye göre; henüz bildiğimiz anlamda insanın yaratılmadığı dönemde, insanlar önceleri hem erkek hem kadındı ve Hermaphrodites adıyla anılırlardı. Hermaphrodites kendi kendine yeten, kimseye hatta Tanrılara bile ihtiyacı olmayan, yarısı kadın yarısı erkek, dört kollu, dört bacaklı, biri doğuya bakarken diğeri batıya dönük iki yüzlü, dört gözlü, dört kulaklı, iki ağızlı ve iki çift kanadı olan koskocaman bir yaratıktı. Tanrılar, Hermaphrodites’in kendi kendine yetmesini bir türlü içlerine sindirememişler. Ona karşı duydukları öfke günün birinde Hermaphrodites’i birbirini tamamlayan iki parçaya bölmelerine yani ikiye ayırmalarına yol açmış. Erkek ve kadın böyle ortaya çıkmış. İşte herkesin bir şekilde yorumda bulunduğu ve ahkam kestiği seks sözcüğü de bu ayırmayı anlatır ve Latince bölme ve ayırma anlamına gelen secare sözcüğünden türer. Ve o gün bugündür kadın kayıp yarısı erkeği, erkek kayıp yarısı kadını arayıp durur. O zamandan beri erkek ve kadın birleşmeye çalışmaktır. Bu nedenle seks; kendini sevme, kendini keşfetme ve yaşamın gerçek anlamını arama yolculuğunun başlangıç noktasıdır. Bu arayışa yani yeniden hermafrodit olup tamamlanma, bütünlenme ve birleşme arzusuna da seks diyoruz. Türkçe’mizde seks sözcüğünün karşılığı cinselliktir. Cinsellik gerçek mutluluğu bulma ve yaşamımızın amacını keşfetme gücüdür. Cinsel soruların yanıtını bulabilmek, cinselliğin gizli tarihini anlayabilmek, cinselliğin gelişim serüvenine ışık tutabilmek ve hayatta olmanın keyfini hissedebilmek için; cinselliği sadece biyolojik, fizyolojik, toplumsal ve ruhbilimsel bilgilerle değil, aynı zamanda mitolojik bilgilerle anlaşılmasının doğruluğuna inanmak gerekir. Çünkü cinsellik insan yaşamının doğal ve insanlık tarihi kadar eski bir parçasıdır.
Mini Ekler Tarifi Malzemeler;
250 ml su
110 gr tereyağı
Bir tutam tuz
175 gr un
6- 7 adet yumurta
Pastacı kreması;
500 ml süt
1 adet çubuk vanilya
150 gr toz şeker
5 adet yumurta sarısı
60 gr un
50 gr mısır nişastası
40 gr tereyağı
Üzeri için;
150 gr krema
300 gr bitter çikolata
2 yemek kaşığı pudra Şekeri
1 tatlı kaşığı tereyağı
Mini Ekler Tarifi
Hazırlanışı;
Ekler için; Su tereyağı ve tuzu ocağa koyun ve tereyağı eriyince unu ilave ederek spatula ile karıştırın ve biraz soğutun. Soğumaya yakın içerisine teker teker yumurtaları kırın ve mikserle hızlı devirde karıştırın.
6 yumurtayı koyduktan sonra eğer harcınız doğru kıvamdaysa 7inci yumurtayı kırmayın.
Hamur koyu mayonez kıvamında olmalıdır, hamurunuz bu kıvama geldiğinde sıkma torbasına alın ve buz dolabında 10 dakika kadar bekletin ardından yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye serçe parmağı boyunda şeritler halinde sıkın, birbirlerine çok bitişik olmadan sıkın. Hamurun sivri uçları kalırsa parmağınızı hafif ıslatarak üzerine bastırın.
190 derece önceden ısıtılmış fansız fırında 20 – 25 dakika kızaran kadar pişirin ve soğumaya bırakın.
Krema için;
Vanilyayı boylamasına ikiye bölün ve bıçağınızın sırtıyla tohumlarını alın.
Sütü bir tencereye alın içerisine vanilya tohumlarını koyup ısıtın.
Şeker ve yumurta sarılarını iyice çırpıp, un, ve nişastayı ekleyin.
Sütü bu karışıma ılıtarak karıştırın ve tüm karışımı tekrar tencereye alarak kısık ateşte ürekli karıştırarak muhallebi kıvamına getirin ardından ocaktan alıp tereyağını ilave edin ve eriyene kadar karıştırın. Kremayı bir kaseye alıp üzerine direk değecek şekilde streç filmle kaplayıp iyice soğuması için dolapta bekletin.
Pastacı kreması soğuyunca sıkma torbasına alın.
Birleştirmek için;
Üzeri için; Çikolatayı benmari usulü eritin ardından krema, tereyağı ve pudra şekerini ilave edip iyice çırpın.
Eklerleri uç kısımlarından delip, içine kremayı sıkın. Her bir eklerin üst kısmını hazırladığınız çikolatalı sosa batırın. (sadece üst kısmını kaplayacak kadar) ardından servis tabağına alın.