Blog

  • Kış makyajı 2017 tüyoları

    Kış makyajı 2017 tüyoları

    Makyaj, kullanılan renkler, yapılan çizgiler ile yüzdeki güzelliği ortaya çıkaran dokunuştur. Bu dokunuşlar doğru trendler ile hem zamana hem de mevsime uyum sağladığında mükemmel bir görünüme kavuşturur.

    Kış makyajı 2017 tüyoları

    Kış mevsiminde doğru makyaj yapmak isteyenler için tavsiyeler:

    Londra, Paris, Milano Moda Haftaları’nın modaya yön verdiği gibi makyaj trendlerinde de ipuçları verdiği 2017 kış makyajı trendleri arasında naturel makyaj ön planda.

    Naturel makyajın en önemli özelliği yüz hatlarını en doğal şekilde belirginleştirmektir. Porselen gibi duru bir ten, tatlı nude dudaklar, dolgun kirpikler, ışıltılı bazlar ve aydınlatıcılar ile bu kış genç görünümlü fresh makyaj görünümleri öne çıkıyor.  Doğallık ve ışıltı bir arada sunuluyor.

    KALIN KAŞ MODASI DEVAM EDİYOR

    Kalın ve doğal görünümlü kaş modasının bu yıl da sürüyor, kaşlardaki boşluklar da far ve kalemlerle gideriliyor.

    Bir diğer konu da cilt tonunun eşitlenmesi. Bu konuda kapatıcılara mutlaka başvurulması gerekiyor.

    SEZONUN OLMAZSA OLMAZI PEMBE RUJ

    Renkler ise 2017 yılında şaşırtmaya devam ediyor. 2017 kış trendinde göz kapaklarınıza ister astar şeklinde ister gölgeli kahve rengi tonları, bakır, mor ve bordo ile güzel çekici kreasyonlar yapabilirsiniz.

    Ayrıca bu sezon gece makyajlarında metalik renklerle stilinize hava katabilirsiniz. Sezonun en büyük trendlerinden biri de kışın soğuk havasını canlandıracak dikkat çekici parlak pembe rujlar. Mat ya da parlak, mutlaka pembe bir ruju makyaj çantanıza eklemelisiniz. Tabii ki doğal bir görünüm için nude renkler de trendler arasında yer alıyor. Açık tenli kişiler şeftali ve pembe tonlarını, kumral ya da esmer tenli kişiler ise daha sıcak tonlardaki nude rujları tercih etmeli.

  • Diyet yaparken kahvaltı önemi

    Diyet yaparken kahvaltı önemi

    Kahvaltı, günün en önemli öğünü. Özellikle çocuklar ve kilo vermek isteyenler için güne başlamanın ilk şartı olmalı. Ancak gece geç saatte yemek yediğimizde ve sabah uyandığımızda biraz da fazla yemiş olmanın pişmanlık duygusuyla kahvaltı atlanıyor. Öğle yemeği de geçiştirilirse akşamüstü ve gece yeme döngüsü tekrar etmeye başlıyor. Başka bir deyişle gece yemelerinizin sebebi aslında, kahvaltıyı atlıyor olmanız diyebiliriz. Çoğu zaman anneler de aynı hataya düşüyor. Gece yatarken çocuğa ballı süt içiriyor veya yemek yediriyor. Bu da çocukluk çağında reflüyü tetikleyebiliyor.

    Birçok araştırma, güne kahvaltıyla başlamanın önemini gösteriyor. Bu öğünde sağlıklı seçimler yaparak beden kitle indeksinizi azaltmanız ve kilo vermeniz mümkün. Kahvaltıyı atlamak, erkeklere oranla kadınlarda daha güçlü etkiler gösteriyor. Zamansızlık, geç uyanma, iştahsızlık, yorgunluk, aç hissetmemek kah-valtı yapmayan bireylerin genel mazeretleri. Ama unutmayın ki bunlar, mazeret. Düzeltmek sizin elinizde, hemen şimdi değişim için karar verebilirsiniz.

    Diyet yaparken kahvaltı önemi
    Diyet yaparken kahvaltı önemi

    Öğün atlamak zayıflatmıyor!

    Araştırmalara göre, kahvaltıyı atlayan veya geçiştirenler, öğle saatlerinde sağlıksız yemek seçme eğiliminde oluyor ve gün içinde daha fazla yemek yiyor. Kahvaltı etmeyen bireylerin bazılarıysa daha eksik kalori aldığı için kendini avantajlı zannediyor. Oysa diğer öğünlerde bu açığı fazlasıyla kapatmış oluyor. Kahvaltı etmek veya atlamak, vücutta iştah metabolizmasını etkiliyor ve gün boyu artıp azalarak kan şekeri değerini belirliyor. Güne harika bir şekilde başlamanın en iyi yolu, dengeli kan şekeri seviyesi sağlamak ve daha az kalori almak. Kahvaltıda protein, yağ ve karbonhidrat dengesinin sağlanması da önemli. Bu şekilde uygun besinlerden oluşan bir kahvaltı tüketildiğinde vücudumuzda sürekli bir enerji üretimi söz konusu. Üstelik kahvaltı, bağırsak hareketlerinin düzeni ve posa ihtiyacı için de önem taşıyor.

    Kahvaltı kalorileri;

    Peynir, ekmek, zeytinden oluşan klasik kahvaltılardan sıkılanlar için yumurta, yoğurt veya yulaf tercih etmek daha az kalori almayı ve kilo kaybetmeyi sağlıyor.

    Tam tahıllara yönelin: Kahvaltılık gevrekler ve rafine edilmiş ekmekle tam tahıllı ekmek arasında yapılan bir araştırmaya göre, tam tahıllar içeren bir kahvaltı, sizi daha uzun tok tutması açısından avantajlı. Tam tahıllı ürün tüketen bireyler, diğer gruba göre kahvaltıyı takip eden sekiz saat boyunca kendilerini daha az aç hissediyor. Ekmek olarak tam buğday, çavdar, kepek de seçilebilir.

    Yumurta yiyin;

    Yumurta, anne sütünden sonra en kaliteli protein. Aynı zamanda uzun süre tok tutucu etkiye sahip. Kilo vermeye çalışan ve yaşları 25-60 arasında değişen bireyler üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, kahvaltıda iki yumurta tüketenler, poğaça tüketenlere oranla yüzde 65 daha fazla kilo kaybetti ve gün içinde daha enerjik olduklarını belirtti.

    Çok şekerli seçeneklerden uzak durun: Sabah kahvaltı olarak gofret, kek, kurabiye, çikolata ve şeker ilaveli kahvaltılık gevrek yiyenler, kan şekerinde oynamalar yaşayacağı için 1-2 saat içinde tekrar acıkacak ve enerji düşüklüğü yaşayacak.

    Çok şekerli seçeneklerden uzak durun!

    Sabah kahvaltı olarak gofret, kek, kurabiye, çikolata ve şeker ilaveli kahvaltılık gevrek yiyenler, kan şekerinde oynamalar yaşayacağı için 1-2 saat içinde tekrar acıkacak ve enerji düşüklüğü yaşayacak.

    FARKLI SEÇENEKLER

    Herkes yataktan aç kalkmak durumunda değil ve bazı bireyler erken vakitte bir şey yiyemedikleri için de kahvaltıyı atlayabiliyor. Uyandığınızda aç değilseniz bile iki saat içinde kahvaltı yapmanızı öneririm ki, vücudunuz güne başladığı komutunu alsın ve metabolizmayı çalıştırmaya başlasın. Aşağıdaki seçenekleri deneyebilirsiniz:

    * Tam tahıllı, şekersiz kahvaltılık gevreklerle süt,

    * Grisiniyle fıstık ezmesi,

    * Yoğurtla yulaf,

    * Meyveyle ceviz,

    * Bir tam yumurta ve iki beyazla peynirli omlet,

    * Kefirle light kepekli kraker,

    Dyt. Eliza GÖZÜYILMAZ

  • Tırnakları Hızlı Uzatan Kür

    Tırnakları Hızlı Uzatan Kür

    Tırnaklarınızın daha sağlıklı ve kısa sürede uzamasını istiyorsanız bu kürleri uygulamanız şart!
    Her insanın tırnak uzama hızı aynı değildir. Genel ortalamaya göre bir tırnak ortalama 1 milimetre kadar uzar.

    tirnaklari-hizli-uzatan-kur-1

    İşte tırnakların daha hızlı bir şekilde uzamasını sağlayan kürler:

    Isırgan otu: İçinde bulunun zengin silis sayesinde tırnakları çabuk uzatma etkisi vardır. Bir tutam ısırgan otunu sıcak suyun içine koyun. 10 dakika demledikten sonra suyunu süzün ve içine bal ekleyin. Daha sonra bu karışımı günlük olarak tüketin. Göreceksiniz ki tırnaklarınız hem uzayacak hem de güçlenecek.
    Keten tohumu yağı: Tırnakların çatlamasını önlüyor. Bu nedenle tırnaklarınızı keten tohumu yağıyla masaj yapın. Birkaç saat o şekilde elinizi bekletin. Bu işlemi günde 1 defa yaparak tırnaklarınızı uzatabilirsiniz.
    Limon suyu: Sarı tırnakları tedavi eder ve tırnakların parlamasını sağlar. 1 yemek kaşığı limon suyuyla zeytinyağını karıştırın ve ısıtın. Bu karışımda tırnaklarınızı 10 dakika bekletin. Bu işlemi günlük olarak uygulayın. Ayrıca limon dilimleriyle tırnaklarınızı ovaladığınızda da aynı etkiyi görecektir.

    Kadınlar Kulübü olarak sizlere hızlı tırnak uzatan kürlerden bahsettik. Faydalı olması dileğiyle :)

  • İşyerinde kıskançlık

    İşyerinde kıskançlık

    Kıskançlık insanların tümünde var olan doğal duygulardan biridir ve hatta aynen stres gibi, belli bir doza kadar ve ara ara hissedildiğinde kişiye motivasyon sağlar, başarma azmini körükler. Ancak, kıskançlık artık o kişinin temel duygusu olmuşsa, kendi yapabildiklerine değil de hep başkalarının yaptıkları, konumu, statüsü odak noktası haline gelmişse, bu durum problem teşkil edebilir.

    İş hayatında kıskançlığın cinsiyete göre ayrımından söz edemeyiz. Kadın ya da erkek olsun, herhangi bir çalışan birey, eğer kendisiyle ilgili hayal ettiği bir başarıyı iş arkadaşı gösteriyorsa, terfi almışsa ya da ödüllendirilmişse o kişiye karşı kıskançlık hissedebilir. Ya da, iş yaşamı dışındaki alanlarda çeşitli mutsuzluklar, olumsuz duygular hakimse, iş yerinde başkalarının mutlulukları bile kıskançlık sebebi olabilir. Bir başka deyişle kişinin iç dünyasında genel olarak neler hissettiği, kendisini nasıl değerlendirdiği, algıladığı başkalarına olan bakış açısına da yansır. Örneğin, özgüveni eksik bir birey kendisini eksileriyle ve artılarıyla kabul etmek ve eksik noktalarını tamamlamak için gayret göstermek yerine, kendisini komple başarısız olarak görüp, karamsar bir ruh haline girebilir. Bu, bir bakıma kendi potansiyelini sabote etmektir. Bu ruh haliyle de, yüksek performans gösteren kişilere yönelik kıskançlık duygularına engel olamaz.

    is_kiskanclik

    İş yerleri hassas dengelerin olduğu yerlerdir. Örneğin, herhangi bir pozisyonda çalışan bir kişi hem iyi performans göstermek, enerjik olmak, hem de bunları bir dengede tutmak zorundadır, zira aşırı hırslı görünen ve başarıya endekslenmiş kişiler iş ortamında kıskançlığa en çok aday olan kişiler arasındadır. Bu durum, özellikle, alt-üst ilişkilerinde çok sık görülür. Herkesin öncelikli ve temel ihtiyacı kendi yerini korumak ve savunmak olduğundan, altındaki bir kişinin başarıları, kazançları, üst pozisyonda çalışan birisinde bir “tehdit” algısı yaratabilir.

    Kıskançlık, hiyerarşik yapılanmanın ve görev derecelendirmelerinin bulunduğu kurumsal şirketlerde daha sık görülebilmektedir. Bu tür şirketlerde çalışanların başarı ve performansı sık sık ölçümlenmekte, değerlendirilmekte ve bu durum da çalışanların sıklıkla kendilerini diğer çalışma arkadaşlarıyla kıyaslamasına neden olmaktadır. Böylelikle, çalışanlar arasında rekabet de kaçınılmaz olmaktadır.

    Çalışan kişiler, genellikle kıskançlık duygularını ifade etmez, bunun ayıplanacağına, yanlış bulunacağına dair inançları vardır. Oysa ki, herkesin içinde bu duygu vardır; neşe, mutluluk, üzüntü, kaygı gibi duygulardan biridir kıskançlık. Kişiler, böyle hissettiklerini kendi kendilerine bile itiraf edemezler bazen. Aslında, bu kişiler kıskançlık duygularını yok saymak yerine kendi içinde kabullenirse, bundan sonraki adımlarını daha iyi ve yararlı biçimde yönetebilirler. Örneğin, kendisiyle aynı düzeydeki bir iş arkadaşının terfi aldığını öğrenen bir kişi, o kişiye karşı kıskançlık hissedebilir, ancak bu duygunun kendi içinde büyümesine izin vermek yerine, kabullenip, bunun normal bir reaksiyon olduğunu kendi kendine telkin edebilir. Sonrasında işverenine/yöneticisine gidip, kendi performansıyla ilgili geribildirimler isteyebilir, başarısını artırmak için somut olarak neler yapabileceğini sorabilir. Böylelikle, hem duygusunun ona zarar vermesini önlemiş olur, hem de işi üzerinde daha kontrollü hisseder ve genel anlamda kaygısını azaltmış da olur.

    İşyerinde kıskançlığın zararlı boyutlara ulaşmasını engellemek için, patronlar/yöneticiler çalışanlarının her birine eşit mesafede olabilmeli ve herkesin ihtiyaçlarının, taleplerinin dikkate alındığı bir zemin hazırlamalıdır. Çalışanlar, her an her şeyin olabileceği bir ortamda değil de, her şeyin yapılandırıldığı, kendilerinin bireysel olarak işyerine katkılarının da görüldüğü ve dillendirildiği bir ortamda çalıştıklarını görürlerse, kendilerine ve işverenlerine olan güvenleri artar. Bu durumda da, yıpratıcı ve yıkıcı duygulara kapılma riskleri azalır.

    Dr. Robert Vecchio, işyerinde kıskançlık üzerine yazdığı bir makalede, işe alımlarda çalışanların duygusal olgunluklarının da değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. Ek olarak, işyerinde takım ruhunun oluşturulması, açık iletişimin teşvik edilmesi, yüksek performans gösteren kişilerin çalışma arkadaşlarına mentorluk yapması da kıskançlığın yıkıcı bir biçim almasının önüne geçebilecek yöntemler olarak dile getirilmiştir.

    Uzm. Psk. İlknur Yılmaz

  • Sembüsek – Kapalı Lahmacun Tarifi

    Sembüsek – Kapalı Lahmacun Tarifi

    Sembüsek – Kapalı Lahmacun
    Malzemeler:
    1 su bardağı su
    1 çay kaşığı kuru maya
    3 su bardağı un
    2 yemek kaşığı yoğurt
    Tuz

    İç harcı için;
    300 gr dana kıyma
    2 yemek kaşığı tereyağı
    1 adet kuru soğan- yemeklik doğranmış
    3 adet sivri biber
    ½ bağ maydanoz
    Tuz
    Karabiber
    1 yemek kaşığı nar ekşisi

    Sembüsek – Kapalı Lahmacun Tarifi
    Sembüsek – Kapalı Lahmacun Tarifi

    Hazırlanışı:
    Bir kaseye mamayı koyun üzerine bir su bardağı su ekleyip karıştırın. Ardından Büyükçe bir kase de un, yoğurt ve mayalı suyu çatalla karıştırın kenarından tuz ilave edip yoğurun. İyice homojen oluncaya kadar yoğurun. Aynı kase de üzerini streç film ile kapatıp bir saat dinlendirin.

    İç harç için bir tavada tereyağı eritin, soğanları ilave edip yumuşayana kadar pişirin. Kıymayı koyun ve beraberce kıyma pişene kadar kavurun. Sivri biberleri ince ince doğrayıp karışıma ilave edip kavurmaya devam edin. Tuz, karabiber ile tatlandırın. Harcınız pişice ince ince doğradığınız maydanozları ve nar ekşisini ilave edip karıştırın, kenara alın.

    Mayalanan hamuru un serpilmiş tezgaha alın bir tur yoğurun. 8 eşit bezeye ayırın. Her bezeyi tezgaha un serperek merdane yardımıyla pasta tabağından biraz büyük olacak şekilde açın. Açtığınız hamurun bir kenarına harçtan yayın ve diğer yarısını üzerine kapatarak ağız kısmını bir rulet ve ya tabak yardımı ile kesin. Diğer hamurları da aynı şekilde yaparak hazırlayın. Büyük bir tavayı ocakta ısıtın hazırladığınız hamurları teker teker tavada yağsız pişirin. Tavadan aldığınız hamurların üzerlerine tereyağı sürün ve dinlendirin. Sıcak servis edin.

    Tarif: Arda’nın Mutfağı

  • Metabolizmanızı kışa hazırlayın..!

    Metabolizmanızı kışa hazırlayın..!

    Havaların soğumasıyla birlikte kış kendini göstermeye başlıyor. Peki siz hem kışın beraberinde getirdiği hastalıklardan korunmak, hem de formda bir kış geçirmek için gerekli önlemleri aldınız mı? Cevabınız ” Hayır” ise mutlaka bu yazıyı başucunuzda muhafaza ediniz.

    1-Soğuk algınlığı ve gribe karşı; antioksidan içeriği yüksek olan ıspanak, roka, tere, maydanoz, dereotu gibi yeşil yapraklı sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin.

    2-Meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketin. Unutmayın ki lifi içerisinde, vitamini ise kabuğuna yakın yerde en fazladır. Günlük 4-5 porsiyon meyve tüketimi yeterlidir.

    3-Savunma mekanizmamızı güçlendirmek için de A ve C vitamininden destek almalıyız. Kış sebzeleri ve meyveleri de bu konuda bize yeterli oranda A ve C vitamini sağlıyor.
    Narenciye ( portakal, mandalina, greyfurt ) , havuç, kivi, nar, lahanagiller ( karnabahar,, brokoli, Brüksel lahanası ) , yeşil yapraklı sebzeler (maydanoz, tere, ıspanak ) A ve C vitamininden zengin besinlerdir.

    4- Kış akşamlarında tercih edebileceğiniz en masum ve faydalı içecek; bitki çayları. Tabi hangisini seçtiğiniz de önemli. C vitamini deposu kuşburnunu ve bağışıklık sisteminizi kuvvetlendiren ekinazyayı mutlaka tüketin. Ihlamur, rezene, anason ve kekik çayları da diğer alternatifler.

    5- Magnezyum, selenyum ve çinko da bağışıklık sistemimizde etkili minerallerdir. Magnezyum ve çinko buğdayın embriyo kısmında bol miktarda bulunur. Bu nedenle günlük menünüze tam taneli ekmekleri ve buğday ruşeymini ilave etmekte fayda var. Ayrıca çinko ve selenyumdan zengin olan balığa soframızda sıkça yer vermek gerek.

    6-Fındık, ceviz, kaju gibi yağlı tohumları tüketmek hem omega-3 kaynağı hem de antioksidan mineraller acısından zenginliği açısından beslenmemizde yer almalı.

    7-Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz probiyotik ürünler; bağırsaktaki mikrobiyal dengeyi düzenleyen yararlı bakteriler içerir. Ve bu ürünlerin bağışıklık sistemini destekleyici etkileri var. Günde bir porsiyon süt, yoğurt, kefir gibi probiyotik ürünler tüketmek ya da tabletler kullanmak da bağışıklık sisteminin desteklenmesinde ve form tutmamızda yardımcı olur.

    8-Yemeğe lezzeti veren tuz değil baharatlardır. Bol baharat kullanmanız kanın temizlenmesi ve bağışıklığın kuvvetlenmesi için önemli.

    9-Proteini ihmal etmeyin! Proteinin yapı taşı olduğunu ve eksik protein alımında vücut dokularınızın yenilenmeyeceğini unutmayın. Mutlaka bir öğünde et grubu tüketmeye dikkat edin. Et grubunu tercih etmeyenler için; yumurta, peynir ve kurubaklagiller iyi bir alternatif olabilir.

    10-Kış aylarında hava ısısının düşmesine bağlı olarak metabolizma kendisini koruma altına alır ve daha yavaş çalışmaya başlar. Kışın yeme ihtiyacı artan kişi çok fazla karbonhidratlı yiyecekler yeme ihtiyacı duyar. Bu yüzden bu dönemde dikkat edilmezse kilo artışı kaçınılmaz hale gelir.

    11-Artan karbonhidrat ihtiyacını glisemik indeksi düşük olan kepekli ve tam buğday unundan elde edilen ürünler ile karşılamak kilo kontrolünüzü sağlamanıza yardımcı olur. Ayrıca tatlı ihtiyacınız için ise; kuru meyveler ve sütlü tatlılar daha sağlıklı seçeneklerdir.

    12-Uzun kış gecelerinde atıştırmak hepimiz için keyifli. Fakat doğru seçimler yapmak gerek. Mesela hamur işleri veya paketli ürünler yerine kuru ve yaş meyveler, fındık, badem gibi yağlı tohumlar tercih edilmeli. içecek tercihimiz ise; sıçak çikolata, kremalı kahveler değil, bitki çayları olmalı.

    13-Yoğun iş temposu öğün atlamanıza bahane olmasın. Miktarı az da olsa mutlaka 3 ana öğün tüketmeliyiz.

    14-En önemli noktalardan biriside fiziksel aktivite. Kışın azalan hareketimiz de kilo artışımızın en önemli sebeplerinden birisi. Hem D vitamini ihtiyacımızı karşılamak, hemde gün içerisinde enerji harcamak için güneşli günlerde yürüyüşe çıkmayı ihmal etmeyin.

    Ama herseyden önemlisi pozitif olun, bol bol gülümseyin. Hepinize sağlıklı ve formda bir kış diliyorum…

     

    Dyt. Buket ADANÇ

  • Pofuduk Mont Modelleri 2017

    Pofuduk Mont Modelleri 2017

    Pofuduk Mont Modelleri 2017 sizlerle… Soğuk havaların sıcak ekürisi pofuduk mont, yüksek modayla yakın temasta. Üzerine iliştirilen sportif, özensiz ve demode etiketlerinden yalnızca sıyrılmakla kalmayan bu rahatına düşkün parça, stil ikonlarının yeni favorisine de çoktan dönüştü bile. Bir montun işlevselliğini sorgulatacak kadar kısa ya da bir uyku tulumu kadar uzun; bu sezon sokaklarda her stile göre bir pofuduk mont var.

    Pofuduk Mont Modelleri 2017

    pofuduk_mont_modelleri_2017-6
    Pofuduk Mont
    pofuduk_mont_modelleri_2017-1
    Pofuduk Mont Modelleri 2017

    pofuduk_mont_modelleri_2017-2 pofuduk_mont_modelleri_2017-3 pofuduk_mont_modelleri_2017-4 pofuduk_mont_modelleri_2017-5

    Fotoğraf: Getty Images Turkey

    Kaynak: vogue.com.tr

  • Grip virüsleri bronşiti tetikliyor!

    Grip virüsleri bronşiti tetikliyor!

    Kış aylarının kabusu grip, bronşite de yol açıyor. Prof. Dr. Erk, ‘Sigara, kirli ve soğuk havayla coşan bronşitten korunmanın yolu, antioksidan zengini gıdalardan geçer’ diyor.

    Takvim’de yer alan habere göre her yaştan herkesi tehdit eden bronşit özellikle erkekleri seviyor.

    “Akut bronşit akciğerlere hava giriş çıkışını sağlayan bronşların şişerek iltihaplanmasıdır” diyen İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk, “En sık neden üst solunum yolu enfeksiyonları virüsleridir. Bütün akut bronşit vakalarının yüzde 90’ınından virüsler, yüzde 10 kadarından bakteriler sorumludur. Fiziksel ve kimyasal etkenler de bronşite neden olabilir” diyor.

    Prof. Dr. Erk, bu ciddi hastalığa ilişkin şu bilgileri veriyor… “İnatçı ve şiddetli öksürük bronşitte en sık şikayettir. Balgam da sıklıkla öksürüğe eşlik eder. Balgam koyu renkli olabilir, kan içerebilir. Hafif ateş, göğüste yanma, burun akıntısı, boğaz ağrısı, eklem ve kas ağrıları olur. Erişkinlerde boğmaca hastalığı akut bronşite ve çok uzun süreli inatçı öksürüğe neden olabilir.”

    TANI KOLAY

    “Bronşit tanısı fizik muayene, kan tahlilleri ve akciğer filmi çekerek konur. Ayırıcı tanıda en önemli hastalık zatürredir. Her iki hastalık aynı şikayetlere yol açar, fakat akciğer filmleri farklıdır, zatürrede akciğerlerde kendine has sesler duyulur.”

    ÖNLEM ALIN

    “Bağışıklık sisteminin yüksek tutulması önemli. Özellikle beslenme ve uyku kalitesi vücut direncini arttırır. Yeşillikler, sebzemeyvelerden oluşan bir diyet vücudun ihtiyacı olan kalori, vitamin, mineral ve antioksidanları sağlar. Az miktarda organik, temiz ve taze hayvansal ürünler de katkı sağlar. Sık sık ellerin yıkanması önemlidir.”

    TEDAVİSİ MÜMKÜN

    “Etken, sıklıkla virüsler olduğu için antibiyotik gerekmez. Bakterilerin işin içine karıştığı anlaşılırsa antibiyotik kullanılabilir. Balgamın renkli olması hastalar ve doktorlar tarafından yanlış olarak antibiyotik kullanılması için gerekçe olarak değerlendirilir. Oysa viral bronşitte de renkli balgam söz konusu olabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonları ve akut bronşit yanlış ve gereksiz olarak antibiyotiklerin en sık kullanıldığı hastalıklardır. Akut bronşitin tedavisi belirtilere yöneliktir. Ateş ve ağrı kesici ilaçlar, bitkisel öksürük kesici ilaçlar ve yatak istirahati sıklıkla yeterlidir.”

    DOĞAL GIDALAR TÜKE TMEYE ÖZEN GÖSTERİN

    * Havuç, elma, kuru kayısı, domates, biber gibi sarı ve tu runcu renkli, A vitamininden zengin besinlere ağırlık verilmeli.

    * Güçlü bir antioksidan olan C vitamini bakımından zengin besinler almalı. Portakal, kırmızı biber, kekik, kivi, brokoli, maydanoz ve koyu yaprak lı sebzeler gibi.

    * Nane bronşit semptomla rını azaltmaya yardımcı olabilir. Nane deki etken madde olan mentol, burun tıkanıklığını açar.

    * Bağışıklık sistemini güçlen diren bir tonik olarak kabul edilen ginseng, akut bronşite karşı koruyucudur.

    * Yeşil çay, antioksidan olup, virüslerin vücutta yayılmasını önler.

    * Somon, sardalya gibi yağlı balıklar, vücutta iltihapları önler, mikroplarla savaşarak bağışıklığı güçlendirir.

    * A vitamini ve betakaroten den zengin beslenme, iyi kaynaklı protein ve yeterli çinko alımı, bağışıklık siste mini güçlendirir. Bu üç unsuru barındıran besin ise yumurtadır.

  • Zeytinyağı ile nem maskesi tarifi

    Zeytinyağı ile nem maskesi tarifi

    Bitkisel yağlar arasında zeytinyağı vücudumuza ve cildimize en çok fayda sağlayan sıvı yağlar arasında. Bu yağın en önemli özelliği cildin yaşlanmasında geciktirici olmasıdır. Doymamış yağ asitleri ve içeriğindeki omega- 3 vitamini olmasından dolayı oldukça zengin bir yağdır. Bugün kozmetik üreticilerinin çoğu çıkarttığı ürünlerde zeytinyağına yer veriyor. Zeytinyağı, yüzyıllar boyunca sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı bir cilt için özellikle kadınlar tarafından kullanılmıştır.

    * Zeytinyağı, cilde esneklik kazandırır.

    * Özellikle yağlı cilde sahip olanlar çok dikkatli kullanmalıdır. Bunun sebebi zeytinyağının cilt üzerinde yağlanmayı hızlandırmasıdır.

    * Evde zeytinyağı ve deniz tuzu ile hazırlayacağınız kür sayesinde günün stresini vücudunuzdan atabilirsiniz.

    * Zeytinyağı, kurumuş ve çatlamış ciltlere oldukça faydalıdır.

    * Tırnakları güzelleştirir ve güçlendirir.

    * Kurumuş saçların dayanıklılığını ve esnekliğini arttırır.

    * Zeytinyağı, kurumuş ve çatlamış dudaklar için merhem olarak kullanılabilir.

    * İçeriğinde zeytinyağı olan sabunlar iyi bir temizleyicidir ve vücudu nemlendirir.

    * Zeytinyağı, yorgun ayakları dinlendirir ve canlandırır. Mükemmel yumuşatma ve nemlendirme özelliği vardır.

    * Makyajınızı temizlemek için zeytinyağı kullanabilirsiniz.

    * Zeytinyağını güneş kremi olarak kullanabilirsiniz.

    * Zeytinyağı, cilt dokularını yenileme gücüne sahiptir ve düzenli kullanıldığında cildinizin ve vücudunuzun formda kalmasını sağlar.

    ÖZEL NEM MASKESİ

    * 1 yemek kaşığı bal

    * 1 yemek kaşığı zeytinyağı

    * 1 yumurta sarısı

    Bütün malzemeleri güzelce karıştırdıktan sonra cildinize sürün ve 20 dakika cildinizde beklettikten sonra ılık suyla durulayın. Bu maske cildinizi temizler ve nemlendirir. Zeytinyağı ile daha genç gözükmek isterseniz eğer; zeytinyağı ve ezilmiş avokadoyu cildinize sürüp 25 dakika beklettikten sonra ılık suyla durulayın.

    (YASEMİN MİRAS / AKŞAM GAZETESİ)

  • Akne Tedavisinde Doğal Çözüm

    Akne Tedavisinde Doğal Çözüm

    Kadınlarının güzelliklerine gölge düşüren nedenlerden biri de aknelerdir. Aknelerden kurtulmak basit değildir ancak bu yöntemi deneyerek kurtulabilirsiniz.

    Akneler sivilce gibi değildir bir tür deri hastalığıdır. Bu nedenle kısa sürede geçen türden hiç değildir. Akneler için belirli bir yaş grubu yoktur.

    Her yaş grubunda sık görülen sinir bozucu bir durumdur. Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre Hindistan cevizi yağının akne tedavisinde olumlu sonuçlar verdiği bilgisi.

    Hindistan cevizi yağı ölü hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşan akne bakterilerini öldürerek gözenekleri açıyor.

    Hindistan cevizi yağında bulunan yağ asitleri akne mikroorganizmalarını temizlemeye yetiyor.

    aknelere-dogal-cozum-1

     

    Hindistan cevizi yağı sadece akneleri temizlemekle kalmıyor aynı zamanda;

    -Kuru ciltleri nemlendiriyor

    -Yaraları iyileştiriyor

    -Akneye bağlı iltihaplarla savaşıyor

    -Aknenin kızarıklığını ve şişkinliğini gideriyor

    Birçok cilt sorunlarına etkili olan Hindistan cevizi yağını yoğun yağlı ciltlerde kullanılması tavsiye edilmiyor. Çünkü yağlı ciltlerde tedavinin aksine akne oluşumuna zemin hazırlıyor.

    aknelere-dogal-cozum-2