Blog

  • Düz bir karın için

    Düz bir karın için

    Hemen herkesin hayalini kurduğu düz bir karına sahip olmanın yolu sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizden geçse de kimi zaman bunlar için gerekli vakit kalmayabiliyor.

    “Uzun zamandır beklediğiniz arkadaş düğününde istediğiniz elbiseye sığmak istiyorsanız veya sunumunuzun olduğu o iş toplantısında pantolonunuzun kat kat durmasını istemiyorsanız ufak birkaç tüyo ile günü kurtarabilirsiniz” diyen Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber, düz bir karına sahip olmak için uygulanabilecek 7 kolay tüyoyu şöyle aktarıyor:

    1- Duruşunuzu değiştirin: Gün içerisinde genelde boyun ve sırt kaslarımıza yüklenerek duruyoruz. Karın kaslarımız nerede ise hiç çalışmıyor. Dengeli ve dik bir duruş karın kaslarınızı kullanmanızı sağlayacağı için karnınızı daha düz gösterecektir. Gün içerisinde karın kaslarınızı hafif gergin tutmayı alışkanlık haline getirdiğinizde sadece boyun fıtığı riskiniz azalmaz, düzgün bir beden posturü yakalayarak, daha düz görünen bir karına sahip olursunuz.

    2- Su için: Düzenli su tüketimi sindirimin tam olarak yapılmasını ve vücutta kan dolaşımının düzenli olmasını sağlar. Bu da şiş karnınızın ve ödemli bir vücudunuzun olmasını engeller. Günde 1,5-2 litre düzenli su tüketmeye özen gösterin.

    3-Kabızlıkla mücadele edin: Tuvalete yeteri kadar vakit ayırmamak, düzensiz su tüketimi, hareketsizlik kabızlığın en büyük nedenleridir. Araştırmalar, stresin kadınlarda daha fazla kabızlığa yol açtığını gösteriyor. Mümkün olduğu kadar sakin kalmaya çalışın ve tuvalette zaman geçirin. Kabızlık probleminiz hâlâ çözülmüyorsa probiyotik yoğurt ve kefirden destek alın.

    Düz bir karın için
    Düz bir karın için

    3- Lokmanızın farkında olun: Yavaş yemek hem sindirimi kolaylaştırarak midenizin şişmesine ve kan şekerinizin hızlı yükselmesine mâni olur hem de daha kolay şekilde ve daha az bir besin ile doymanızı sağlar. Bir lokmayı en az 10 kez çiğneyerek tüketirseniz yılda 3-4 kiloyu fark etmeden verebilirsiniz.

    4- Yemekte konuşmaktan ve asitli içecek tüketmekten vazgeçin: Konuşarak yemek ve yemekte asitli içecek tüketmek daha fazla hava yutmanıza sebep olacağından ötürü kendinizi daha şiş hissetmenize ve karnınızın şişmesine neden olur. Sohbeti yemek sonrasına kaydırın ve asitli içeceklerden vazgeçin.

    5- Sakız çiğnemeyin: American College of Gastroenterology’nin açıklamasına göre sakız daha fazla hava yutmanıza sebep olarak karın şişliği yaratıyor. Nefesinizi tazelemek istediğinizde nane ve karanfili deneyin.

    6- Rahatlayın: Stres vücutta bazı hormonların sentezini değiştirerek daha sık kabız olmanıza yol açar. Aynı zamanda stresle birlikte artan kortizol ile vücudunuz alarm durumuna geçer. Şişkinlik hissinden kurtulmak için her gün en az 20 dakika gerçekten rahatladığınız bir aktivite ile uğraşmanız gerektiği uzmanların ortak görüşü.

    Kaynak: ntv.com.tr/saglik

  • Çabuk saç uzatmak için tavsiyeler

    Çabuk saç uzatmak için tavsiyeler

    Çabuk saç uzatmak için tavsiyeler … Saçınızın daha çabuk uzamasını istiyorsanız dikkat etmeniz gereken noktaları ve mutlaka işe yarayacak yöntemleri sizlerle paylaşıyoruz.

    Saçınız ısı, boya ve kimyasal işlemler yüzünden yıprandı ve uzaması zorlaştı mı? Ya da belki daha yavaş uzayan bir saç yapısına sahipsiniz. Upuzun saçlara kavuşmak istiyorsanız saçınıza neler yapmanız ve yapmamanız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Böylece sabrınızın meyvesini alıp doya doya savuracağınız uzun saçlara kavuşabilirsiniz.

    Çabuk saç uzatmak için tavsiyeler

    İşte saç uzatırken dikkat etmeniz gerekenler hakkında derlediğimiz faydalı ipuçları…

    Sıkı at kuyruğundan uzak durun

    Saç toplamanın rahatlığı ve şıklığından vazgeçememenizi anlıyoruz. Oysa tepeden sımsıkı toplayıp lastikle tutturmak saçınıza yapacağınız en büyük kötülüklerden biri. Özellikle sıkı at kuyruğu modeli, saç köklerini gererek geri dönüşü olmayan bir tahribata yol açıyor. Sert tokalar saçlarınızı kırarak sağlıksızlaştırıyor ve uzamasını yavaşlatıyor. Saçınızın dağınıklığı sizi rahatsız ediyorsa gevşek bir şekilde toplamanızı ya da örmenizi, tutturmak içinse yumuşak tokalar kullanmanızı öneririz.

    Saçınızı ısıya karşı koruyun

    Saçın yıpranmasına sebep olan unsurlardan biri de düzenli olarak ısı uygulamak. Yüksek ısı, saç kırılmasına sebep oluyor ve saçın doğal uzama sürecini yavaşlatıyor. Eğer maşa ya da düzleştirici gibi saç şekillendirme aletlerinden vazgeçemiyorsanız ısıya karşı koruyucu spreyler spreyler kullanmayı ihmal etmeyin. Bu faydalı spreyler ısının yıpratıcı etkilerine karşı adeta bir kalkan görevi gördüğü için hayatınızı kurtaracaklar.

    Çabuk saç uzatmak için tavsiyeler
    Çabuk saç uzatmak için tavsiyeler

    Saç diplerinizi ihmal etmeyin

    Saç derisi ve dip bölgesinin saçınızın doğal yağlarıyla korunmaya ihtiyacı var. Ama bu yağlar kalın telli ve kıvırcık saçların ucuna kadar ilerlemekte zorlanacağı için ekstra bakım gerektiriyor. Faydalı yağlarla zenginleştirilmiş serumlar ve maskelerle saç diplerine yedirerek masaj yapabilirsiniz. Uzmanlar saç diplerinin dış etkenlerden de temizlenmesi gerektiği kanısında. Bunun için su ve sirke karışımıyla hazırladığınız saç maskesini duştan çıkmadan hemen önce uygulamanız yeterli olabilir.

    Duştan hemen sonra saçınıza tarak değdirmeyin

    Kalın ve kıvırcık, ince ve düz… Saç tipiniz ne olursa olsun ıslak saçınızı tarama alışkanlığına bir son vermelisiniz. Islak saçın elastikiyeti onu kırılmalara ve kopmalara çok daha fazla meyilli hale getiriyor. Saçınız duştan sonra iflah olmaz şekilde dolaşıyorsa düğümleri parmaklarınızla açmayı deneyebilirsiniz. Bu da işe yaramıyorsa dolaşıklığı saça en az zararı vererek çözen kalın dişli tarakları tercih edebilirsiniz.

    Saçınızı değil vücudunuzu besleyin

    Birinin sağlıklı beslenip beslenmediğini nasıl anlarsınız? Tabii ki saçlarına bakarak! Yediklerinize dikkat ediyorsanız sağlığınız hem cildinize hem de saçınıza yansıyacaktır. Zeytinyağı, omega-3 gibi faydalı yağlar bakımından zengin bir diyet, hücrelerin sağlığa kavuşmasına ve saçın hızla uzamasına da yardımcı oluyor. İhtiyacınız olan faydalı yağları avokado, ceviz, fındık, keten tohumu ve zeytinyağı gibi gıdaları tüketerek alabilirsiniz.

    Sağlıklı saçlara giden yolda yağların takım arkadaşlarını unutmamak gerekiyor. Protein, E vitamini, C vitamini ve Biotin gibi maddeler bakımından eksik kalmış bir diyet hem sağlığınızı kötü yönde etkiler hem de saçınızın donuklaşıp dökülmesine yol açabilir.

    Kaynak: haber7.com/bakim

  • Beyaz elbisenin yanına nasıl aksesuar?

    Beyaz elbisenin yanına nasıl aksesuar?

    Sıcak yaz günlerinde beyaz elbiseler, bronz bir tende ve doğru renkte aksesuarlarla birleştiğinde göz alıcı görünmenin en önemli anahtarıdır.

    Yaz aylarının gelmesiyle gardıroplardan çıkan beyaz elbiseler sıcak günlerde en çok tercih edilen giysilerden biridir. Renk olarak güneş ışınlarını vücuda geçirmemesi ve yanık bir tenle birleştiğinde yazın en şık duran rengi kuşkusuz beyazdır.

    Bronz tene en çok yakışan renk!

    Kişiye natürel ve çekici bir görüntü katan beyaz renk, özellikle elbise tercihlerinde başı çekmektedir. Hemen hemen her kadının en az iki üç tane beyaz elbisesi mevcuttur. Çabasız şıklığın anahtarı olan beyaz, elbise gibi konforlu bir giysi türüyle birleştiğinde kişiyi çekici bir havaya sokar. Hemen hemen bütün renklerle giyilebilen beyaz renk; karşıt rengi olan siyahla giyildiğinde iddialı, maviyle giyildiğinde sofistike, kahve tonlarıyla giyildiğinde ise kişiyi bohem bir havaya sokar.

    beyaz_elbise_yanina_aksesuar

    Gümüş ve altın aksesuarlarla elegan bir görünüm yakalayın

    Beyaz elbise giyerken en önemli noktalardan biri elbiseye uyumlu, elbisenin modeline göre iddiayı artırabilecek veya azaltabilecek türde aksesuar tercihleri yapmak olacaktır. Beyaz sade bir kokteyl elbisesini zarif bir havada tamamlamak için gümüş veya altın aksesuarlar doğru tercihler olur. Ayakkabıların da yine bu tonlardan veya pudra tonlarından seçilmesi kişiye elegan bir hava katar.

    beyaz_elbise_aksesuar

    İster sofistike görün ister iddialı

    Uzun beyaz bir elbiseyi mercan ve turkuaz renklerde aksesuarlarla tamamlamak da deniz kenarında marin etkisini ikiye katlayacak bir seçim olur. Ayrıca doğal tonlarda ve malzemelerde seçilen şapkalar da şıklığı tamamlar. Boyuna bağlanan renkli bir fular sofistike bir görünüme yardımcı olurken, dantel veya işlemeli bir şal ise daha iddialı ve zarif bir hava yaratır.

    beyaz_elbise_bohem

    Vintage aksesurlarlarla bohem görünüm

    Uzun beyaz elbiselere bohem bir stil katmak için vintage küpe ve kolyeler, kahverengi tonlarda aksesuarlar kullanmak doğru görüntüyü yakalamaya yardımcı olur. Yaz aylarına uygun olan el ve ayak bileklerine takılan aksesuarlar kullanmak da bohem ve şık olmanın en önemli yollarındandır. Çeşitli bandana ve saç aksesuarları da bu stilde tercih edilebilir.

    beyaz_elbise

    Aksesuarlarla iddianı yarat!

    Beyaz kısa bir elbiseyi renkli aksesuarlar ve ayakkabılarla daha enerjik bir havaya sokmak da mümkün. Açık kırmızı, pembe, sarı veya açık yeşil tonlarda akseusarlarla kombinlenen beyaz elbiseler daha iddialı ve hareketli bir tarz yaratmaya yardımcı olur. Ayrıca renkli çerçeveli gözlükler de renkli takılar yerine iddialı bir tercih olarak kullanılabilir.

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com/moda-stil

  • En çok ne zaman sevişiyoruz?

    En çok ne zaman sevişiyoruz?

    Ekonomik krizlerin en çok seks yapılan dönemlerden biri olduğu biliyor muydunuz? Bahar da geldi. Hazır içimiz kıpır kıpırken soralım: “En çok ne zaman seks yapıyoruz?”

    Tatilde mi yoksa evde mi? Hangi ülkede ne kadar sevişiyor? Türkiye en çok hangi mevsimi seviyor? Adet dönemi, uyku düzeni, beslenme sistemi ve daha fazlası yazımızda…

    Önce ekosistemimiz

    İnsanın ihtiyaçları belli. Bunun için Maslow’un hiyerarşisine, Sokrates’in felsefesine falan bakmamıza gerek yok. Yemezsek acıkırız, içmezsek susarız, sevişmezsek azarız, uyumazsak çıldırırız. Bu konularda hemfikiriz, değil mi? Bana göre bizim ekosistemimizin en temeli bu üç kardeş: Karnını doyur, susuzluğunu gider, üre ve uyu! Nefes almak falan zaten motor faaliyet. E kalp hasbelkader de olsa bizden bağımsız atar. Biz insanlığın sorumluluğuna kalan da bu üç eylem oluyor. Onlar da zaten sık sık başımıza bela oluyor. Onları da motor faaliyet yapsalarmış da ne diyete, ne hamburgere ne de gece 2’de atılan ‘Uyudun mu’ mesajlarıyla uğraşmasaydık” diye içinden geçirenler vardır şimdi. Elimizi vicdanımıza koyalım. Lafı uzatmadan diğerlerini bir kenara bırakıp ana konumuza dönelim. İşte bunlar hep seks! Gel gelelim, “Ne zaman seks? Hangi dönemlerde seks?” Bu soruların yanıtını arayacağız ekosistemimiz içerisinde. Bakalım insanlığın ortak ihtiyacı olan seks, aynı zamanlarda mı artıp azalıyor…

    Düzenli çalışan çiftlerin yüzde 45’i seks yapmak için zaman planlaması yapmak zorundalar.

    En seksi saatler

    dailymail.co.uk’de yayınlanan bir makalede seksi en çok düşündüğümüz, seksle en çok ilgilendiğimiz saatin akşamüstü 16:33 olduğu tespit edilmiş. Fakat araştırmaya göre bu saatler içerisinde aksiyona geçmiyoruz. Aksiyona en sık geçtiğimiz saat ise 19:37. En popüler gün: yüzde 44’le cumartesi. Onu yüzde 24’le pazar günü ve yüzde 22’yle cuma akşamı takip ediyor. Tüm bunların sebebi de pek sevgili kariyerimiz. En çok düşündüğümüz zaman bize seks yaptırmayan sisteme benden kucak dolusu sevgiler. Dahası da var.

    Araştırmaya göre düzenli çalışan çiftlerin yüzde 45’i seks yapmak için zaman planlaması yapmak zorundalar. “Sabah erken kalkmam lazım aşkım. Şimdi olmaz işe yetişmem lazım hayatım. Cumartesi saat 13:00’da seks yapabiliriz. Senin için de uygun mudur? Takvime ekliyorum…” Oldu olacak “Merhaba” ile başlayan kurumsal bir mail atıp üzerimize beyaz yakalı kıyafetlerimizi de giyelim. Seks için bir toplantı set edelim. Birbirimizi puş edelim. Hatta sekse gerekirse revizyon verelim.

    Seksin harman olduğu mevsim açık ara farkla yaz. Güneş ışınları dik gelirse, anlaşılan bizim aklımıza seks de o kadar direkt geliyor.

    En seksi mevsimler

    MailOnline’da yayınladığı ankete göre seksin harman olduğu mevsim açık ara farkla yaz. Güneş ışınları ne kadar dik gelirse, anlaşılan bizim aklımıza seks de o kadar direkt geliyor. Yaz aylarını yüzde 16’yla kış, yüzde 14’le sonbahar ve yüzde 12’yle ilkbahar takip ediyor. Sanırım tatil sezonu da bu konuda etkili. Nitekim Pfizer’in, bağımsız araştırma ajansı Vision Critical aracılığıyla 8 Avrupa ülkesinde, 4108 kişiye yapılan “When It Comes To Sex” anketi, Türklerin en çok tatilde seviştiklerini de gösteriyor.

    Ve Türkiye…

    Tamam, ülkemiz seks konusunda bir ansiklopedi olabilir. Sadece seks demek yerine kullandığımız acayip isimlerden bile konuya ne kadar mizahi yaklaştığımız belli. Buraya bu sözcükleri argo diye yazmıyorum. Gel gelelim seksi algılayışımız Meydan Larus (!) ama yapışımız biraz hafta sonu ekleri kıvamında. Global Cinsel Tutum ve Davranışlar araştırmasına göre Türkiye’de sevişme süresi ortalama 3 dakika. Cinsel ilişkiye girme sıklığı ayda 1-4 kez. Diğer ülkelere göre cinsel ilişkiye girebilmek çiftler arasında fazlasıyla önemli. Türkiye’de ve dünyada en çok şikayet edilen cinsel rahatsızlık ise sertlik sorunu. En büyük derdimiz bu olsun diyeceğim ancak araştırmalar ekonomik kriz zamanlarının en çok sevişilen ve kozmetik ürünü tüketilen zamanlar olduğunu gösteriyor. Yani ekonomik krizde bile yükseliş trendine geçiyor bu seks denilen meret.

    En büyük derdimizin bu olması normal demek ki. Derdimiz, mevsimimiz, saatimiz fark etmez. Bu işler ajandaya, planlamaya geldikçe soğur, monotonlaşır. İş değil bu seks… İlişkinin temel ayaklarından biri. Eğer sekse ayıracak vakit yoksa, ilişkiye ayıracak vakit de yok demektir. Sevişmeyecek, yemeyecek, uyumayacaksanız bu koşuşturma ne için? Yani nereye gidecek o kadar emek, para filan sizi mutlu etmeyecekse. Kariyer sahibi olmadan önce zevk sahibi olmak, güçlü olmadan önce mutlu olmayı öğrendiğimiz bir yaz olsun. Sevgiler…

    Seksi sorulara göre cevaplar

    Kadınlara ve erkeklere cinsellikle ilgili sorulan sorular ve iki cins arasındaki farklar:

    Cinsel hayatınızda her şeyi denemek ister misiniz?

    “Her şeyi denemek isterim” cevabını veren erkeklerin oranı yüzde 24 / kadınların oranı yüzde 12.

    En sık düşündüğünüz yatak fantezisi?

    Erkekler: Oral seks ve grup seks./ Kadınlar:Kontrolü bırakmak ve bağlanmak.

    Fantezisini kurduğunuz seks mekanı?

    Erkekler: Araba / Kadınlar: Uçak.

    Karşı cinste en çok sizi tahrik eden bölge?

    Erkekler: Göğüs / Kadınlar: Kalça.

    Hazırlayan: Özgür Uysal

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com

  • Neden Anaokullarındaki Tipik El İşi Faaliyetleri Zaman Kaybıdır?

    Neden Anaokullarındaki Tipik El İşi Faaliyetleri Zaman Kaybıdır?

    Erika Christakis, bir toplantı sırasında bir çift gözün kendisini izlediğini fark eder. Daha doğrusu, kâğıttan kesilmiş, kocaman bir çift gözdür ona bakan. Toplantı yaptığı kadının iki yaşındaki çocuğunun yaptığı kâğıt panda, Christakis’in dikkatini çeker. Küçük Olmanın Önemi – Anaokulu Çocukları Yetişkinlerden Gerçekten Ne İster isimli yeni kitabında, “Bir yetişkin tarafından yapılmış gibi duran bir hayvandı” diye yazıyor Christakis.

    Meselenin panda da değil, genel olarak okul öncesi öğrencilerine yaptırılan el işi faaliyetlerinde olduğunu düşünen Christakis, pamuktan yapılan kardan adamlara, kâğıt tabaklardan yapılan tavşanlara ve artık bir klasik halini almış el çizimlerinden yapılan çiçeklere itiraz ediyor. Ona göre tüm bu faaliyetler, yaratım sürecinin üzerinde fazla durmazken ortaya çıkan ürüne yoğunlaşıyor, böylece genellikle anne-babaların buzdolabının kapağına asabilecekleri bir çalışmayla sonuçlanıyor. Oysa bu gelişim evresindeki çocuklar için faydalı olan şey boya, kil ve pastel boyalarla oynamaktır; öğretmenlerinin önceden hazırladığı parçaları bir araya getirerek ortaya bir şeyler yapmalarının onlara çok az faydası dokunur.

    Bu, bazı okul öncesi velileri arasında – özellikle “önemli olan süreçtir, ürün değil” felsefesini benimsemiş olanlar – tartışmalı bir konu haline geldi. Bugün okul öncesi çocuklar için “süreç sanatı” fikirlerine ayrılmış pek çok Pinterest sayfası ya da blog gönderisi görebilirsiniz. “El işi faaliyeti” ve “süreç sanatı” arasındaki ana fark, süreç sanatında projeyi tamamlamanın “doğru” bir yolunun olmaması. Örneğin çocuk pamuktan yaptığı kardan adamın gözlerini,  kendi sanatsal seçimlerini yapıp kendini özgürce ifade ettiği sürece istediği yere yerleştirebilir.

    Christakis, bu zihniyet değişikliğinin, okul öncesi çocukların yaratıcı çalışmalar yapması için doğru bir adım olduğunu düşünse de, bu tür el işi faaliyetlerinin bile hala eski kalıplara sıkışıp kaldığını ve çok da ileriye gidemediğini de belirtiyor. Çünkü “ürün değil süreç” fikri, çocuklara gereğinden çok daha fazla yönerge verdiğinizde yine başarısızlığa uğruyor. Bu yüzden çalışmaya katılanlar için her zaman faydalı – ya da hatta eğlenceli – olmayabiliyor. Pek çok sınıfta “süreç sanatı” el işi faaliyetinin sıkıcı bir taklidine dönüşebiliyor.

    el_isi_zaman_kaybi

    Christakis bu durumu şöyle anlatıyor:

    Şunu düşünün: Top şeklinde bir strafordan ve öğretmeniniz tarafından kesilmiş birkaç pembe taç yaprağından süslü bir çiçek yapacaksınız. “Sayılara göre boyama” çalışmasının yönergelerinden farklı bir şey yaptığınız için ve mahcup olmayacağınızdan emin olmak için biraz yardım almak istemez miydiniz? Çocuklar her şeyin farkındadır, onları kandıramazsınız. Ortaya çıkardıkları ürünün, diğerlerininki kadar iyi görünmediğini gayet iyi bilirler. Ve bu kadar sığ bir “ürün değil süreç” taklidi bir çalışma, küçük çocukların kendilerinden utanmalarına ya da rahatsız olmalarına sebep olur.

    Yıllardır çocuklara tipik faaliyetler yaptırıp duran öğretmenlerle ebeveynlerin yine benzer projelere yönelmesi son derece anlaşılır aslında. Birincisi, bu faaliyetler öğretmenlerin her çocuğun dikkat aralığı (çocukların ne kadar süreyle oturup yönergeleri dinlediği) ya da bilişsel gelişimleri (çalışmalarının düzgünlüğünden ince motor becerilerini nasıl kullandıkları) hakkında fikir edinmelerinin verimli bir yoludur.

    Ancak, eşit derecede önemli başka gelişim göstergeleri de var, örneğin sosyal ve duygusal beceriler gibi. Bunlar, el izinden hindi çizmek gibi el işi faaliyetleri sırasında tamamen gözden kaçırılmış oluyor. Christakis, bir çocuğun diğer çocuklarla birlikte bir oyun evi ya da kale kurması gibi yaratıcı bir çalışma sırasında ortaya çıkan zengin ve kendini ifade eden bir dil içinde, bu tür gelişimlerin göstergelerinin bulunduğunu söylüyor.

    Bunun aksine, araştırmalara göre yönergelerle yapılan “yaratıcı” faaliyetlerde, bu tür bir kendini ifade mümkün olmuyor. Bunun sonucu olarak da, “inatla hindi çizdirdiğimiz bu küçük ruhları pek anlayamıyoruz” diyor Christakis. “İster hindi, ister panda olsun, insanların duvarlarına gururla astıkları bu çalışmalarda, çocuk elinden çıkmış ya da çocuk emeği hissini pek alamazsınız”

    okul_oncesi_el_isi_faliyetleri

    Christakis aynı zamanda, anaokulu yaş grubunda yürütülecek olan sanat projelerinde “ürün değil süreç” felsefesinin daha ciddiye alınması ve öğrencilerin her gün çantalarında yaptıkları bir şeyle eve dönmelerindense, onlara beceri kazandırılmasına daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini söylüyor. Çocuklara kâğıt bir tabaktan ve önceden karıştırılmış boyalardan ay çiçeği çalışması yaptırmak yerine örneğin kil gibi gerçek sanat malzemelerinin nasıl kullanıldığı öğretilebilir. Christakis kendi sınıfı olana kadar bunun gerçekten işe yarayacağından emin değilmiş ama sonra fikrini değiştirmiş. “Bir öğretmenin sınıfına kili kullanmayı, kile şekil vermeyi, az ya da çok su ekleyerek kili kurumadan saklamayı öğrettiğini düşünün” diyor.

    Bu aynı zamanda çocukları ciddiye almanın ve okuryazarlık öncesi dönemdeki çocuklar için sanatın özellikle çok önemli olduğu gerçeğini tam anlamıyla hayata geçirmenin de bir yolu. “Henüz okuma yazma bilmeyen çocuklar için sanatsal ifade, hangisi daha doğru ya da değerli diye tartışılabilecek bir alan değil” diyor Christakis.

    Bu alıştırmanın amacı çocuklara kilden timsahlar ya da kilden kahve kupaları yapmayı öğretmek değil. Amaç, çocuklara, yeni bir durumla karşılaştıklarında uygulayabilecekleri, tahmin edilebilir bir bilişsel akışı öğretmek: Gözlem yap, sorgula, keşfet, üzerine düşün. Tekrar et. Çocuklar sadece malzemelerin içinde dalmayı değil, ona saygı göstermeyi de öğrenirler. Kilin – daha önce hiç görmemiş olmalarına rağmen – başka bir şeyi temsil etmek için kullanabilecekleri bir malzeme olduğunu öğrenirler. Erken yaşlar için çok önemli bir gelişimdir bu.

    Okul öncesi öğrencileri için bu el işi faaliyetlerinin ısrarla sürdürülmesinin önemli başka bir sebebi daha bulunuyor: Ortaya çıkan ürün, ebeveynlerin çocuklarının bütün gün okulda ne yaptıklarına dair hemen bir fikir edinmesini kolaylaştırıyor, böylece öğretmenler de kendilerinin ne yaptığını gösterme fırsatı bulmuş oluyorlar. “Öğretmenler, ortaya çıkardıkları ürünlere göre değerlendirildiklerini biliyorlar” diyor Christakis. “Bu yüzden, ‘Michael’ın maviyle yeşil boyayı karıştırıp ortaya yeni bir renk çıktığını görünce çok heyecanlandığını fark ettim’ demektense, ‘İşte bugün birlikte balkabağından yaptığımız Cadılar Bayramı Feneri’ demek daha kolay geliyor onlara.”

    Belki bu yüzden de buradaki asıl mesele, ürünün çok önemli olmasıdır. Günün sonunda çocuk eve yine de bir ürünle gidiyor, elinde kendisinin yaptığı somut bir şey oluyor. Çocuklar size o gün ne yaptıklarını gösterecek bir şey vermek zorunda hissediyorlar kendilerini. Böylece, Christakis’e göre, yaratıcı çalışmalar konusundaki okul öncesi eğitim yaklaşımında anlamlı bir değişiklik yapmanın “ilk adımı” olarak, ebeveynler çocuklarına o gün okulda ne yaptıklarını sormaktan vazgeçmeliler. İki, üç ya da dört yaşındaki çocuklar, yetişkinlerin üretkenlik kültürüyle yönlendirilemeyecek kadar küçükler.

    Kaynak: http://nymag.com/scienceofus/2016/04/enough-with-the-hand-turkeys-preschool-crafts-need-an-overhaul.html?mid=facebook_nymag

    Kaynak: egitimpedia.com

  • En sık görülen kadın hastalıkları

    En sık görülen kadın hastalıkları

    En sık görülen kadın hastalıklarını uzmanına sorduk.

    Op. Dr. Müzeyyen Almora Güleryüz’e kadınların en çok hangi hastalıklara yakalandıklarını ve bunların belirti, tedavi süreçlerini sorduk:

    Vaginitis – Vulvitis

    Dış genital organ ile vajen bölgesinin inflamasyonuna bağlı oluşan kötü kokulu akıntı, kaşıntı ve ağrı şikayeti ile kendini gösteren bir hastalıktır. Genelde mantar, bakteri ve protozoo enfeksiyonları, iritan maddeler, kullanılan ilaçlar, tümörler ve hormonal değişiklikler bu hastalığa neden olmaktadır

    Dismenore (Ağrılı Adet Görme)

    Adet dönemi öncesi başlayıp, adetin başlaması ile geçen karın ve kasık ağrısı ile karakterize bir durumdur. Ergenlik döneminde sık görülür ancak az da olsa ileri yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir. Rahmin salgıladığı prostoglandinin aşırı olması veya buna karşı daha hassas olunması nedeni le ortaya çıkan bu durum beraberinde anatomik bozukluklar da getirebilmektedir. Ağrılı adet görmeye; endometriozis, miyom ve adezyonlar da sebep olmaktadır.

    Endometriozis

    Endometrium adı verilen rahim içi zar tabakasının vücudun başka bölgelerine yerleşip büyümesi durumudur. Bu doku yumurtalık yüzeyine yerleşirse endometrioma (çikolata kisti) olarak adlandırılır. Mesane, bağırsak, karın duvarı ve ameliyat dikişlerinde bile görülebilir. Aylık hormonal değişimler bu doku üzerinde etkili olduğundan ağrı ve kanama yapar. Yapışıklık yapması ve anatomiyi bozmasından dolayı kısırlık sebeplerinden biridir. Diğer belirtileri; ilişkide ağrı, adetli iken kasık ağrısı, bağırsak hareketlerinin ağrılı olması, adetten önce başlayan lekelenmelerdir.

    Miyom

    40 yaşın üstündeki kadınların %30’unda görülebilen, iyi huylu rahim kası tümörüdür. Çoğu kez bulgu vermeyip ultrasonla tesadüfi olarak saptanır. Rahim içindeki yerleşim yerine göre aşırı vajinal kanama, kasık ağrıları, sık idrara gitme isteği, kabızlık, gebelikte düşük ve kısırlık gibi durumlara neden olabilir.

    Premenstrüel Sendrom (PMS)

    Adet döneminin ikinci yarısında ortaya çıkan fiziksel ve davranışsal değişikliklerle karakterize bir durumdur. Klinikte göğüslerde hassasiyet ve ağrı, alt karında şişkinlik, kabızlık, adet öncesinde başlayan ishal, iştah artışı, yorgunluk, duygusal tutarsızlık, depresyon, uyku bozuklukları, sıcak basmaları, gece terlemeleri, migren tipi baş ağrıları görülür. Bu bulgular adet bitimi ile birlikte kaybolur, iki hafta aradan sonra tekrar başlar.

    Over Kistleri

    Yumurtalıklarda gelişen, içi sıvı veya doku içerikli olabilen, kese tarzında yapılardır. Çoğu kez bulgu vermeyip, muayenede saptanırlarsa da bazen kasık ağrısı, anormal adet düzeni, ara kanama, sık idrara gitme isteği, bağırsak hareketlerinde düzensizlik gibi bulgular verebilirler. Kistlerin büyüdükçe rüptüre (karın içine sıvı içeriğini boşaltma) veya bulunduğu yumurtalığı torsiyone etme (anatomisini bozarak kanlanmasını engelleme) gibi komplikasyonlar yapma ihtimali nedeni ile takip ve tedavisi gerekmektedir.

    Polikistik Over Sendromu

    Hormonal bozukluklar sonucunda, düzensiz veya hiç adet görememe ile karakterize genetik bir hastalıktır. Yüzde ve vücutta erkek tipi kıllanma, erkek tipi saç dökülmesi, akne, şeker metabolizması bozukluğu, obezite gibi klinik görünümlerinin yanında; ileri yaşlarda kalp hastalıkları, diyabet ve hipertansiyona sebebiyet vermesi nedeni ile ciddiye alınması gereken bir sağlık problemidir.

    HPV Enfeksiyonu

    Bir grup virüs tipi, genital bölgede siğile; bir grubu ise rahim ağzı kanserine neden olabilir. Düzenli yapılan kontrollerle tanısı konulmaktadır.  Bu virüse karşı geliştirilen koruyucu aşının 2006 yılından beri kullanıldığı da unutulmamalıdır. Kadınlar, herhangi bir şikayeti olmasa da yılda 1 kez düzenli olarak ultrason eşliğinde jinekolojik muayene olmalıdır. 30 yaşından sonra her kadının en az bir defa smear testi ile birlikte HPV testini yaptırması gerekmektedir. Smear testi normal ve HPV testi negatif olan kadınlar, daha sonraki rahim ağzı kontrollerini ise 5 yılda bir yaptırmalıdır. Smear testi 21-29 yaşlarında ise 3 yılda bir tekrarlanmalıdır.

    Kaynak: haber7.com

  • Bahar diyeti ile yaza ince girin

    Bahar diyeti ile yaza ince girin

    Uzman diyetisyen Banu Kazanç ‘ın hazırladığı bahar diyeti ile yaza ince girin

    Bahar diyeti ile yaza ince girin

    1. Seçenek

    Sabah:

    • Uyanınca 2 bardak su
    • 50 gram peynir
    • 1 dilim tam buğday ekmeği
    • 1 bardak su

    Ara:

    • 4 kayısı veya 5 adet kuru erik
    • 2 bardak su

    Öğle:

    • 2 kase sebze çorbası
    • Probiyotik yoğurt
    • Salata
    • 2 bardak su

    Ara :

    • 1 elma
    • 2 bardak su

    Akşam :

    • Öğle öğünüün aynısı
    • 2 bardak su

    bahar_diyeti

    2. Seçenek

    Sabah

    • Uyanınca 2 bardak su
    • 1 dilim hindi füme
    • 1 dilim çavdar ekmeği
    • 1 bardak su

    Ara:

    • 1 armut veya muz
    • 2 bardak su

    Öğle

    • 160 gram ton balığı
    • 1 dilim kepek ekmek
    • Salatalık , Domates
    • 2 bardak su

    Ara

    • 2 etimek
    • 50 gram peynir
    • 2 bardak su

    Akşam 

    • 6 kaşık buharda pişmiş mevsim sebzeleri
    • 1 kase yoğurt
    • 1 dilim ekmek
  • Ev yapımı yüz temizleyici

    Ev yapımı yüz temizleyici

    Ev yapımı yüz temizleyici tarifleri… İçinde ne olduğunu bile bilmediğiniz kimyasal yüz temizleme ürünlerine tonla para harcamaktan bıkmışsınızdır. Cildinizi tertemiz ve pürüzsüz hale getirmek sandığınız kadar zor değil. Evde, elinizin altında bulunan birkaç şeyle siz de yüzünüzü hem temizleyebilir hem canlandırabilirsiniz.

    Ev yapımı yüz temizleyici

    Sarı papatya temizleme sütü (Kuru ve hassas ciltler için)

    1/4 bardak kaymak
    1/4 bardak süt
    2 yemek kaşığı sarı papatya çiçekleri (taze ya da kuru)

    – Bütün malzemeleri 30 dakika boyunca benmari usulü pişirin. Sütün kaynamasına izin vermeyin. Ocağı kapatın ve 2 saat oturmasını bekleyip, şişeye boşaltın. Buzdolabında bekletin. 2 hafta buzdolabında bekleyebilir.

    dogal_yuz_temizleyici

    Ayran ve rezeneli temizleme sütü (Yağlı ciltler için)

    1/2 bardak ayran
    2 yemek kaşığı rezene tohumu

    – Ayran ve rezeneyi benmari usulüyle 30 dakika pişirin. Ateşten alıp karışımı 2 saat dinlenmeye bırakın. Süzgeçten geçirin, soğutun, şişeye boşaltın. Buzdolabında 2 hafta saklayabilirsiniz.

    ev_yapimi_dogal_yuz_temizleyici

    Kivili yüz temizleme sütü

    1 tane soyulmuş kivi
    2 yemek kaşığı sade yoğurt
    1 yemek kaşığı badem yağı
    1 yemek kaşığı bal
    1 yemek kaşığı badem, ince çekilmiş

    – Kiviyi mutfak robotuna koyun ve püre haline getirin. Yoğurt, badem yağı, bal ve bademi ekleyin. Yoğun ve macun gibi bir kıvama gelecek. Diğer yüz temizleyicileri gibi kullanın. Bol ılık suyla durulayın.

    yuz_temizleyici

    Rezene ve kekikli temizleyici

    2 dal taze kekik
    2 çay kaşığı rezene tohumu
    Yarım bardak su
    Yarım limon

    – Küçük kekik yapraklarını dallarından ayırın. Suyu kaynatın. Kekik ve rezeneyi ekleyin. Sıcak karışımın içine sıktığınız limon suyunu ekleyin 20 dakika demlenmeye bırakın. Süzgeçten geçirin, temiz bir cam şişe ya da kavanoza boşaltın. Kullanana kadar buzdolabında muhafaza edin.

    Kaynak: haber7.com/Kadın

  • Çiçek besleyemiyorsanız ilişkiye hazır değilsiniz

    Çiçek besleyemiyorsanız ilişkiye hazır değilsiniz

    Çiçeklerin onları salonumuza getirdiğimizde öldüklerini sandıklarını biliyor muydunuz? Uzm.Hipnoterapist Psikolog Gani Eser şu ana kadar hiç değinilmemiş bir konuya el attı ve çiçek beslemek ile ikili ilişkiler arasındaki psikolojik açılımları anlattı.

    Pencere açılmazsa, rüzgarı hissetmezse, ilgi ve sevginizi vermezseniz solup giderler. Yerinin az ya da çok güneşli olmasının bir önemi yoktur.

    Emek vermezseniz yaşamaya değer bulmazlar kendilerini. İlişkiler iki kişinin birlikte bitki yetiştirmesi gibidir. Dalından koparılıp alüminyum folyoya sarılan bir kırmızı gül de olabilir; asırlık çınar ağacı da. Çok sularsanız çürür, susuz bırakırsanız kurur.

    Tıpkı ilişkilerde ilgimizin seviyesinin partnerimizde yarattığı etki gibi. Evinizde, ofisinizde, bahçenizde bitkiler var mı? Bir çiçeğe bakma sorumluluğunu aldınız mı hiç? Bir çiçekle, bir ağaçla konuşmayı denemeden bir ilişkiye başlayabilir misiniz? Çiçeklere verdiğiniz sevginin içinde hiç ego yoktur. Karşılıksız ve saftır.

    Çiçek açarak teşekkür ederler; her yeni sürgün sağlıkla büyüdüklerini gösterir. Sararan yapraklar geçmişin yükleridir; eski ilişkilerimizin izleri gibi toprağa karışmadıkça beslenmeyi sürdürürler. Bir bitkinin büyümesine refakat etme sorumluluğunu aldığınızda ve onu mutlu edebildiğinizde yeni bir ilişkiye de hazır olacaksınız. Gani Eser, 2016

  • Bikini bölgesi kararma çözümler

    Bikini bölgesi kararma çözümler

    Bikini bölgesindeki kararmalar yüzünden bikini giymeye cesaret edemiyorsanız endişe etmeyin. İşte bikini sezonunda hayat kurtaracak, bikini bölgesindeki kararmalara bitkisel çözümler…

    Bikini bölgesi kararma çözümler

    Aloe vera
    Aloe vera yaprağındaki jeli kararan bölgeye sürüp 20 dakika beklettikten sonra suyla yıkayın. Her gün uygulayın.
    Limon suyu
    Bir limonu ikiye kesip bikini bölgesine sürün. 10-15 dakika beklettikten sonra ılık suyla yıkayın.
    Ya da 1/2 limonun suyunu, 1 kaşık yoğurt ve 1/2 çay kaşığı balla karıştırıp hassas bölgeye uygulayın. 10 dakika beklettikten sonra durulayın.
    Limon cildinizi kurutacağı için bu işlemden sonra nemlendirici ya da hindistan cevizi yağı sürün.
    Tüylerinizi aldıktan sonra limon iritasyona sebep olacağı için böyle bir uygulamadan kaçının! Limon uygulamasından sonra 1-2 gün cildinizi güneşten uzak tutun!
    bikini_bolgesi_kararma_bitkisel_cozum
    Bikini bölgesi kararma çözümler
    Salatalık suyu
    1/2 salatalığın suyunu çıkarıp bütün bikini bölgesine sürdükten sonra 10-15 dakika bekletip yıkayın. Günde 2 kez tekrarlayın.
    Veya 2 kaşık salatalık suyuyla 1/2 kaşık limon suyu ve 1/2 kaşık zerdeçal tozunu karıştırıp kararan bölgeye sürün. 10 dakika bekletip soğuk suyla yıkayın. Günde bir kez tekrarlayın.
    bikini_bolgesi_kararma
    Domates
    Domatesi kesip yuvarlak hareketlerle kararan bölgeye uygulayın. 10 dakika beklettikten sonra soğuk suyla yıkayın. Günde bir kez tekrarlayın.
    bikini_bolgesi_kararma_bitkisel_care
    Süt
    1 bardak süte pamuklu bir bezi batırıp kararan bölgeye koyun. 5 dakika bekletin. Birkaç kez daha uyguladıktan sonra bölgeye birkaç dakika masaj yapın ve durulayın. Günde 2 kez tekrarlayın.
    Badem
    5-6 bademi bir gece suda bekletin. Ertesi sabah ezerek macun haline getirin. 1 kaşık süt ile karıştırın, kararan bölgeye uygulayın. 10-15 dakika beklettikten sonra masaj yaparak yıkayın. Haftada 2-3 kez tekrarlayın.
    Karbonat
    3’e 1 ölçüsünde suyla karbonatı karıştırıp sorunlu bölgeye sürdükten sonra kurumasını bekleyin. Soğuk suyla yıkayın. Haftada sadece 2 kez uygulayın.
    Eğer hassas bir cildiniz varsa bu uygulamadan kaçının!
    Bu alternatif yöntemleri uygulamadan önce bir uzmana danışın!
    Kaynak: milliyet.com.tr / pembenar