Blog

  • Neden Fransız Çocuklarda Daha Az DEHB Görülüyor?

    Neden Fransız Çocuklarda Daha Az DEHB Görülüyor?

    Fransızların sürekli uyguladığı kurallar ve koydukları sınırlar, çocukların kendini güvende hissetmelerini sağlıyor.

    Amerika’da, okul çağındaki çocukların en az yüzde dokuzuna DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) teşhisi koyuluyor ve bu çocuklar tıbbi ilaç tedavisine başlıyorlar. Fransa’da DEHB teşhisi koyulan ve ilaç tedavisi alan çocukların oranı ise yüzde 5′in altında. Peki bu aradaki fark neden kaynaklanıyor?

    Bu soruyu yanıtlamak için önce başka sorular sormamız gerekiyor. Öncelikle DEHB bir biyolojik-nörolojik bozukluk mudur? Şaşırtıcı olan, bu sorunun cevabının Fransa’da ya da Amerika’da yaşıyor olmanıza göre değişiyor olması. Amerika’da, çocuk psikiyatristleri DEHB’yi biyolojik sebepleri olan bir biyolojik bozukluk olarak görüyor. Ayrıca tercih edilen tedavi de yine biyolojik: Uyarıcı ilaçlar.

    Diğer taraftan Fransız çocuk psikiyatristleri DEHB’yi psiko-sosyal ve içinde bulunduğu şartlara bağlı sebepleri olan tıbbi bir durum olarak değerlendiriyorlar. Fransız doktorlar, çocukların odaklanma ve davranışsal problemlerini ilaçlarla tedavi etmek yerine çocuğun stresinin altında yatan soruna bakmayı tercih ediyorlar. Çocuğun beynindeki değil, çocuğun sosyal ortamındaki sorunu araştırıyorlar. Sonra altta yatan sosyal bağlamdaki sorunu, psikoterapi ya da aile danışmanlığı ile tedavi etmeyi seçiyorlar. Bu, Amerikalıların bütün semptomları çocuğun beynindeki kimyasal dengesizlik gibi biyolojik bir fonksiyon bozukluğuna atfetme eğiliminden çok daha farklı bir bakış açısı.

    DEHB

    Fransız çocuk psikiyatristleri, Amerikalı psikiyatristlerin kullandığı duygusal çocukluk problemlerini sınıflandırma sisteminin aynısını kullanmıyorlar. Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nı ya da DSM’yi kullanmıyorlar. Sosyolog Manuel Vallee’ye göre Fransız Psikiyatri Federasyonu, mevcut sistemin etkisine direnmek için alternatif bir sınıflandırma sistemi geliştirdi. Bu alternatifin adı CFTMEA(Classification Française des Troubles Mentaux de L’Enfant et de L’Adolescent). İlk kez 1983 yılında çıkan sistem, 1988 ve 2000 yıllarında güncellendi. CFTMEA, çocuklarda görülen semptomların altında yatan psikososyal sebepleri belirlemeye odaklanıyor, semptomları maskelemek için kullanılacak en iyi farmakolojik “yara bandı”nı bulmaya değil.

    Fransız doktorlar, çocuğun sosyal bağlamında ters giden şeyleri bulma ve “tamir etme” konusunda ne kadar başarılı olurlarsa, o kadar az sayıda çocuğa DEHB teşhisi koyuluyor. Üstelik DEHB’nin tanımı, Amerikan sisteminde olduğu kadar geniş değil. Benim görüşüme göre Amerikan sistemindeki tanım, normal çocukluk davranışının çoğunu “patolojik” addediyor. Amerikan çocukluk problemlerini sınıflandırma sistemiDSM , belirgin bir şekilde altta yatan sebepleri dikkate almıyor. Ve böylece doktorların çok daha fazla sayıda semptomatik çocuğa DEHB teşhisi koymasına sebep olurken, aynı zamanda bu çocukları ilaçlarla tedavi etme konusunda da doktorları teşvik ediyor.

    Nasıl anne babalarız? Tıklayın:.!

    Fransızların bütünsel psikososyal yaklaşımı aynı zamanda DEHB tipi semptomların beslenme ile ilgili sebeplerini de dikkate almayı sağlıyor. Özellikle de bazı çocukların davranışlarının yapay olarak renklendirilmiş, belli koruyucular ve/veya alerjenler içeren yiyecekler tükettikten sonra daha da kötüleşmesi gerçeğini. Fransa’da problemli çocuklarla ve elbette aileleri ile de çalışan doktorlar, beslenme ile ilgili müdahalelerin bazen bir çocuğun problemine çözüm getirebildiğinin oldukça bilincindeler. Amerika’daki, DEHB’nin katı bir şekilde sadece farmakolojik tedavisine odaklanma anlayışı, doktorların beslenmeyle ilgili faktörlerin çocukların davranışı üzerindeki etkisini görmemezlikten gelmelerine sebep oluyor.

    Amerika ile Fransa arasındaki farklılıklar bu kadarla da kalmıyor. İki ülkedeki çocuk yetiştirme felsefeleri de birbirinden oldukça farklı. Bu farklı felsefeler de, Fransız çocukların Amerikalı akranlarına göre neden genel olarak daha az problem yaşadıklarının bir sebebi olarak görülebilir.

    Fransız tarzı ebeveynliği keşfeden Amerikalı bir annenin hikayesini anlatan Pamela Druckerman’ın Bébé’yi Yetiştirmek / Bringing up Bébé isimli kitabı, bu farklı ebeveynlik tarzlarını gözler önüne seriyor. Bence Druckermann’ın görüşleri, Fransız çocuklara neden Amerika’da gördüğümüz oranlarda DEHB teşhisi koyulmadığı tartışmasına katkı sağlayacak nitelikte.

    Doğdukları andan itibaren Fransız ebeveynler çocuklarına sıkı bir cadre yani “çerçeve” ya da “planlı bir yapı” sağlıyorlar. Örneğin çocuklar ne zaman isterlerse o zaman atıştırmalık bir şeyler yiyemiyorlar. Yemek saati, günün sadece belli dört saatinde yer alıyor. Fransız çocuklar, ne zaman isterlerse bir şeyler atıştırmak yerine sabırla yemek saatlerini beklemeyi öğreniyorlar. Fransız bebeklerden de ebeveynleri tarafından belirlenen sınırlara uymaları bekleniyor. Örneğin Fransız ebeveynler, bebekleri dört aylık olduğunda bütün gece deliksiz uyumuyorlarsa çocuklarına uyku eğitimi veriyorlar.

    Druckerman’ın gözlemlerine göre Fransız ebeveynler de çocuklarını Amerikalı ebeveynler kadar çok seviyorlar. Onlara piyano dersleri aldırıyor, spor antrenmanlarına götürüyor ve yeteneklerini en iyi şekilde ortaya koymaları için onları teşvik ediyorlar. Ancak Fransız ailelerin farklı bir disiplin felsefeleri var.

    Fransızların sürekli uyguladığı kurallar ve koydukları sınırlar, çocukların kendini güvende hissetmelerini sağlıyor. Fransız aileler, net sınırların, bir çocuğun kendini daha mutlu ve güvende hissetmesini sağladığına inanıyorlar. Bu benim bir terapist ve anne olarak yaşadığım kişisel deneyimlerimle de oldukça bağdaşan bir düşünce. Ve son olarak Fransız aileler, “hayır” kelimesini duymanın, çocukları “kendi arzularının tiranlığından” kurtardığına inanıyorlar.

    Çocuklarla çalışan bir terapist olarak şunu artık çok anlaşılır buluyorum: Fransız çocuklar davranışlarını kontrol etmek için ilaçlara ihtiyaç duymuyorlar, çünkü kendilerini kontrol etmeyi zaten çok küçük yaşlarda öğrenmiş oluyorlar. Çocuklar kuralların çok iyi anlaşıldığı ailelerde büyüyorlar. Ortada net bir aile hiyerarşisi bulunuyor. Druckerman’ın tanımladığı gibi Fransız ailelerinde ebeveynler kararlı ve kesin bir şekilde çocuklarının sorumluluğunu alıyorlar ve yönetimi ellerinde bulunduruyorlar. Amerikan aile tarzında ise durum genellikle tam tersi oluyor.

    Kaynak: https://www.psychologytoday.com/blog/suffer-the-children/201203/why-french-kids-dont-have-adhd

    Kaynak: egitimpedia.com

     

  • Yumurtalık kistlerine doğal çözüm

    Yumurtalık kistlerine doğal çözüm

    Kadınların korkulu rüyası yumurtalık kistlerine çözüm doğadan geldi. Uzmanlar, kan yapıcı özelliği ile bilinen siyah üzümün aynı zamanda yumurtalık kistlerine de çare olduğunu belirtti.

    Yumurtalık kistlerine doğal çözüm

    Takvim’de yer alan habere göre bilim insanlarının yaptığı araştırmalar sonucunda siyah üzüm tüketmenin; kadınlarda adet düzensizliği, kısırlık, düşük yapma gibi birçok soruna neden olan, yumurtalıklarda oluşan kistleri tedavi edici etkisi olduğu tespit edildi.

    Araştırmanın yürütücülerinden Yrd. Doç. Dr. Oytun Erbaş, Polikistik Over Sendromu‘nun (PKOS) en yaygın kadın hastalığı olduğunu ve yaptıkları araştırmalar sonucunda en fazla siyah üzümde bulunan “resveratrol” adlı bileşiğin bu hastalığı tedavi ettiğini belirtti.

    KİSTLER KAYBOLDU

    PKOS hastalığının kadınlar arasında yüzde 5 ila 10 oranında görüldüğünü vurgulayan Dr. Erbaş, şunları söyledi: “Yapılan deneylerde de resveratrol tedavisi ile yumurtalık kistleri kayboldu. Yumurtlama işlevi tekrar başladı…”

  • Göbekli kadınlar nasıl giyinmeli?

    Göbekli kadınlar nasıl giyinmeli?

    Göbek nasıl kamufle edilir? Göbekli kadınlar nasıl giyinmeli? Göbeğinizi kamufle etmek istiyorsanız sizin için 6 moda hilesi…

    Göbekli kadınlar nasıl giyinmeli?

    Koyu renk vücutta dar bir görüntü oluşturur

    gobekli_kadinlar_giyinme_hilesi
    Göbekli kadınlar nasıl giyinmeli?

    Kruvaze elbiseler zayıf gösterir

    Kruvaze elbiseler zayıf gösterir

    Bele oturan ceketler göbeği kamufle eder

    gobekli_kadin_giyinme

    Peplum karın çıkıntınızı kapatır

    gobek_kapatan_kiyafetler

    Yüksek belli pantolonlar karnınızı düz gösterir

    gobekli_kadin_modasi

    Kalın kemerlerden uzak durun

    gobekli_kadin_giyinme_modasi

    Kaynak: milliyet.com.tr / Pembenar

  • Anne olmanın güzellikleri

    Anne olmanın güzellikleri

    Bebeğini kucağına aldığı anda bir kadının yaşadığı mucizevi duyguları en iyi anneler bilir. Bebek sahibi olunca insanların hayatı muhakkak değişir, mutluluğun yanısıra yaşam şartlarıyla değişen pek çok zorluğu da vardır. Ancak bugün anne olmanın hoş taraflarından, hayatınıza kattığı olumlu şeylerden söz edeceğiz.

     Erkenden uyurlar

     Doğumdan hemen sonraki aylarda birkaç saat aralıklarla ve gece emzirmeleri sizi bezdirebilir, artık hiç kendinize ait zamanınız olmayacak, akşamları program yapamayacaksınız sanırsınız. Oysa dört ayın sonunda pek çok bebek erkenden uyuduğu gibi gece uyanmalarını da bırakır ve siz de eşinizle birlikte yemek hazırlar, film seyreder, konuk bile ağırlamaya başlarsınız.

    Seyahat edebilirsiniz

     Bebeğiniz oldu diye uzun bir süre seyahat edemeyeceğinizi, tatile çıkamayacağınızı düşünmeyin sakın. Güzel organize olur ve bebekle gezmeyi kafanızda büyütmezseniz kısa hafta sonu tatilleri ile işe başlayabilirsiniz. Hatta uçakla seyahat edeceğiniz tatilinizde, iki yaşına kadar bebek için koltuk almanıza da gerek yok, çok küçük bir ücret ödemek yeterli olur.

    Anne olmanın güzellikleri
    Anne olmanın güzellikleri

     Hızla forma girersiniz

     Doğum sonrası vücudunuzu lime lime edilmiş gibi hissedebilirsiniz, emzirmek ise bazı kadınlar için işkenceye dönüşür. Unutmayın ki bu durum en fazla bir iki haftada son bulur, vücudunuz çabucak toparlandığı gibi hamileliğin hücreleri yenileme özelliği ile kendinizi eskisinden de iyi hissedersiniz.

    Yeni arkadaşlar edinirsiniz

     Çocuğunuz sayesinde, aynı dönemde doğum yapmış kadınlardan yeni bir çevreniz oluşur. Bunun sıkıcı olacağını, her zaman sadece bebeklerden ve aynı konulardan konuşacağınızı zannetmeyin, tabii ki ortak konunuz çocuklardır, ancak başka bir sürü şeyi paylaşır, birbirinize destek olur ve ömür boyu sürecek dostluklar kurabilirsiniz.

    Uykunuz düzene girer

     Erken yatıp erken kalkanlar için sorun yok ama geceleri oturmayı, sabah ise uyumayı sevenlerdenseniz, bebeğiniz olunca mecburen vaktinde yatarsınız. Sabahları da normal insanlar gibi uyanır ve metabolizmanız için doğru olan saatlerde uyumaya başlar, yani disipline girersiniz.

    Olgunlaşırsınız

     Hamile kaldığınız zaman bir sürü kitap okursunuz, aile büyüklerinin, doktorunuzun, daha önce doğum yapmış arkadaşlarınızın bilgi bombardımanına uğrarsınız. Çok şey de öğrenirsiniz ama bebeğinize kavuştuktan sonra o ve siz, yaşadıklarınızla, sevginizle, şefkatinizle sadece çocuk bakımında değil hayata bakışınızda da ne kadar olgunlaştığınıza  inanamazsınız.

     

    Kaynak: hthayat.com/anne-ve-cocuk

  • Güneş gözlüğü alırken dikkat

    Güneş gözlüğü alırken dikkat

    İlkbahar ve yaz döneminde gösterilen ilgi nedeniyle kalitesiz güneş gözlükleri, işporta tezgahlarında ya da ucuz ürünler satan mağazalarda 10 ile 50 lira arasında satışa sunuluyor.

    Mağazalarda satılan ve UV ışınlarını kesici özellikle olanlar ise yaklaşık 100 liradan başlayan fiyatlardan alıcı buluyor.

    Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Arzu Taşkıran Çömez, güneşin kendisini daha fazla hissettirmeye başladığı bugünlerde, “zararlı UV,” yani mor ötesi ışınlardan göz ve göz çevresi dokuların korunmasının daha fazla önem kazandığını söyledi.

    Doç. Dr. Çömez, gözlerde oluşabilecek hasarların önlenmesi bakımından Türkiye koşullarında yüksek ultraviyole blokajlı güneş gözlüklerinin kullanılmasının önem kazandığını belirtti.

    Türkiye’de güneş gözlüklerinin yaygın olarak “yüze yakışan bir çerçeve”nin seçilmesiyle kısıtlı kaldığına dikkati çeken Çömez, “Oysa burada önemli nokta, UV blokajlı yüksek camların seçilmesidir” ifadesini kullandı.

    Çömez, halk arasında güneş gözlüğü seçimine ilişkin bilinen bazı yanlışlar olduğuna da değindi. Gözlük camlarının koyu renk ya da açık renk olmasının UV blokajı ile bir ilgisinin bulunmadığı bilgisini veren Doç. Dr. Çömez, şöyle devam etti:

    “Bu blokaj özelliği, gözlük camı üretimi aşamasında cama eklenen bir özelliktir. Herhangi bir renk de UV açısından önemli değildir. Örneğin mavi, kahverengi ya da kavuniçi camlarda UV blokajı yapabilir. Kahverengi ve siyah camların özellikle araç kullanan kişilerde renklerin daha net ortaya konulması bakımından daha uygun veya kullanımının daha kolay olduğu bilinmektedir.”

    Güneş gözlüğü alırken yüksek UV blokajlı olan camların seçimi sonrasında yüze uygun çerçevenin seçilmesinin önemine vurgu yapan Çömez, “Ehil, emin olduğumuz yerlerden sertifikalı ürünlerin temini, göz sağlığı için çok önemlidir” dedi.

    NTV

  • Ceviz Kabuğu Suyu Nasıl Kullanılır?

    Ceviz Kabuğu Suyu Nasıl Kullanılır?

    Ceviz Kabuğu Suyu Nasıl Kullanılır? Ceviz suyu nasıl kullanılır ? Ceviz kabuğu kaynatma… İçerisinde protein, lif, Omega 3, Omega 6 yağ asitlerini barındırırken kalsiyum, demir, çinko, magnezyum, fosfor, bakır, selenyum, manganez minerallerini ve A, B1, B2, B6, C vitaminlerini bulundurmasından dolayı insan yaşamındaki önemi büyüktür.

    Ceviz Kabuğu Suyu Nasıl Kullanılır, Nasıl Yapılır?

    1. Öksürük ve Soğuk Algınlığına Karşı Ceviz Kabuğu Suyu: Kabuğunu kaynamakta olan suyun içerisine atın ve 15-20 dakika kaynatmaya devam edin. Elde ettiğini bu suyu içtiğinizde öksürük ve soğuk algınlığı çin tam bir şifa kaynağıdır.
    2. Şeker hastalığı ve D vitamini eksikliği için; Yaklaşık 15 adet cevizin kabuğunu kaynamakta olan suyun içerisine atın ve bir müddet daha kaynatın ve için.
    3. SAÇ İÇİN: Kuru veya yaş fark etmez cevizin kabuklarını kaynayan suyu içerisine atın ve yaklaşık 10 dakika daha kaynatın. Elde edilen bu su saç dökülmelerini önleyecek, saçları canlandıracak ve kepek problemi olanların kepeğini giderecektir. Kabuklarını kaynatarak elde ettiğiniz su ile saçlarını her gün yıkarsanız saçlarınızda ki beyazlamayı önleyecektir. Ayrıca saç dökülmesini de engeller. Daha sağlıklı ve güçlü bir saça sahip olmanızı sağlar.
    4. YEŞİL CEVİZ KABUĞU: Yeşil kabukları kaynatarak elde edeceğiniz su ise saçlarınıza koyu kahve bir renk verecek ve daha parlak görünmesini sağlayacaktır.
    Ceviz Kabuğu Suyu Nasıl Kullanılır?
    Ceviz Kabuğu Suyu Nasıl Kullanılır?

    Daha sağlıklı saçlar, güçlü bir hafıza, strese karşı, öksürük, balgam sorununa ve cevizin daha sayamadığımız onlarca faydasını şüphesiz ki duymuşsunuzdur. Peki yedikten sonra kabuğunu ve içinde yaprağa benzeyen parçaları ne yapıyorsunuz? Ceviz kabuğu da, bu kabuğun kaynatılması sonucu elde edilen suyun da, içindeki yaprağa benzer 2 parçanın tam bir şifa deposu olduğunu duydunuz mu? Evet, ceviz ve içinde – dışında yer alan tüm parçaların da gizli mucizeler bulunuyor, hepsi birer şifa deposudur.

    Bir çok kullanım şekli olan ceviz kabuğu suyunun kullanım şekilleri ve faydalarını bu yazımızda sizlerle paylaşıyoruz.. Ceviz herkesin bildiği gibi bir çok faydası olan bir kuru yemiştir. Alzheimer dan kalp ve damar hastalıklarına kadar bir çok hastalığa karşı şifa olan cevizin kabuğu da bir o kadar faydalı.. Uzmanlar beyin gelişimi ve ileride olaşacak Alzheimer tehlikesine karşı mutlaka günde 4-5 adet ceviz tüketimini öneriyor.  Öncelikle cevizin başlıca faydalarını hatırlayalım, daha sonra içindeki ve dışındaki bilinmeyen gizli mucizeleri öğreneceğiz;

    Cevizin Özellikleri Faydaları

    • İçerisinde bol miktarda protein, lif, omega 3 ve 6 yağ asitleri bulundurur.
    • Kalsiyum, çinko, magnezyum, fosfor, bakır, selenyum, demir ve manganez minerallerini barındıran nadide yemişlerdendir.
    • A, B1, B2, B6 ve C vitaminlerini bünyesinde bulundurur.
    • Kalp ve damar sağlığını korur.
    • Güçlü bir antioksidandır.
    • Yüksek kolesterolü düşürür.
    • Tam bir antidepresandır. Stresle mücadelede önemli bir rolü vardır.
    • Saç ve cilt bakımında tercih edilir. Saçı güçlendirir, geç beyazlamasını sağlar, kırışıklık gidericidir. (Saç ve cilt için genellikle ceviz yağı tercih edilir, bunun için bknz. Ceviz Yağı ile ilgili makalemize)

    ceviz_kabugu_suyu_nasil_kullanilir

    CEVİZ SUYU MUCİZESİ

    CEVİZ SUYU KÜRÜ; Geceden 1 bardak suyun içerisine 1 adet ceviz içini koyun  ve bu şekilde sabaha kadar bekletin. Sabah kahvaltıdan önce aç karnına bu suyu içip cevizi de yiyin. Bu uygulama hızlı zayıflamanızı sağlar, kabızlık problemini giderir ve iştahınızı kapatır.

    Diş Tartarlarına Karşı Ceviz Suyu Kullanımı: Tartar oluşumunu ceviz suyu ile engelleyebilirsiniz. 5 adet cevizin kabuğunu 1 bardak suda yaklaşık 15-20 dakika kaynatın. Elde edilen bu su ile dişlerinizi günde 3 sefer fırçalayın. Dilerseniz kalan su ile gargara da yapabilirsiniz. Bu şekilde dişlerinizde varsa tartarların geçmesini sağlayabilir, yoksa da tartar oluşumunu engelleyebilirsiniz.

    *** Cevizin içinde gizli 2 adet yaprak parçası: Cevizi kırdığımızda ayrılan ağaç yaprağına benzer aşağıda resimde de gördüğünüz parçaları lütfen atmayın. Bu parçalar gizli mucizelerle dolu. Seneler önce çok değerli bir ağabeyimiz bu yaprakları tavsiye etmişti. Bu yapraklar görünüş itibariyle tıpkı akciğere benziyor.

    Peki bu yapraklar nasıl kullanılır? 1 tutamını 1 fincan kadar suda 2-3 dakika kaynatılarak içilir. Öksürük ve balgam problemine karşı süper bir faydası var. İhtiyacı olan tüm dostları bilgilendirelim. Çünkü cevizdeki bu gizli mucize çok az kişi tarafından biliniyor.

    ceviz_kabugu_suyu_tarifi
    Ceviz Kabuğu Suyu Nasıl Kullanılır?

    Bu kadar çok faydası bulunan, içerisinde bol miktarda mineral ve vitaminler bulunan cevizin kabuğu da boşuna yaratılmamıştır… Kabuğu ne işe yarar, faydaları ve kullanım alanları;

    Ceviz Kabuğunun Faydaları Nelerdir, Ne işe Yarar?

    • E vitamini barındırmasından dolayı saç, tırnak ve cilt bakımında tam bir mucizedir. Bir çok kozmetik malzemesinde kullanılır.
    • Soğuk algınlığı ve öksürüğe karşı oldukça şifalıdır.
    • Bağırsak solucanları ve kurtları tedavisinde kullanılır.
    • Ceviz kabuğu şeker hastaları için faydalıdır.
    • D vitamini eksikliği için ceviz kabuğu tavsiye edilmektedir.
    • Sivilce problemleri ve cilt lekelerine karşı faydalıdır.
    • Ceviz kabuğu saç beyazlaması sorunu yaşayanlar için beyazlamaları giderici özelliğe sahiptir.
    • Saç dökülmelerini önler. Saçı güçlendirir.
  • Acil zayıflatan diyet listesi

    Acil zayıflatan diyet listesi

    Diyetisyen Serap Güzel ‘in hazırladığı acil zayıflatan diyet listesi sebze meyve diyetiyle hızlı kilo verin… Sağlıklı diyetler dileriz…

    Acil zayıflatan diyet listesi

    1. Seçenek

    Kahvaltı :

    • 2 dilim etimek üzerine labne peynir veya süzme yoğurt
    • 5-6 tane zeytin
    • 1 tane elma

    Ara :

    • 2 mandalina

    Öğle :

    • 1 kase pancar çorbası (tarifi aşağıda)
    • 1 tabak zeytin yağlı pırasa
    • 1 kase yoğurt

    Ara :

    • Kepekli tost
    • 1 bardak ayran

    Akşam: 

    • 2 adet kabuklu fırın patates
    • Izgara balık
    • Çökelek salatası (kırmızı soğan , maydanoz , 2 kaşık çökelek , limon , sirke , 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlayın.)

    Ara :

    • 1 orta boy armut
    • 1 küçük muz
    Acil zayıflatan diyet listesi
    Acil zayıflatan diyet listesi

    2. Seçenek

    Kahvaltı :

    • 1 kase yoğurt
    • 2 dilim ananas
    • 4 kaşık yulaf + toz zencefil

    Ara :

    • 3-4 kuru erik
    • 5 çiğ badem

    Öğle :

    • 2 dolma (Bulgurlu ve etsiz)
    • 1 kase yoğurt
    • isteğe göre mevsim yeşillikleri

    Ara :

    • 1 bardak tarçınlı süt
    • 1 muz

    Akşam:

    • 3 köfte
    • 1 kase cacık
    • Yeşil salata (4 kaşık haşlanmış kuru fasulye, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, limon ve sirke ekleyin)

    Ara :

    • 2 avuç leblebi
    • 15 kuru üzüm
    • 10 tane yaban mersini

     

  • Gerilim tipi baş ağrısı

    Gerilim tipi baş ağrısı

    Şehir yaşamı, stres vb nedenlerden oluşan gerilim tipi baş ağrısı tedavi edilebilir!

    Şehir yaşamının yüksek temposunda her geçen gün yaygınlığı artan gerilim tipi baş ağrıları, özellikle kadınlar arasında daha sık görülüyor.

    Ağrının sebebi belirlenmeli

    İnsanların %60–70’i hayatlarının herhangi bir döneminde baş ağrısı ile karşılaşmaktadır. Baş ağrıları tüm dünyada doktora başvuru nedenleri arasında birinci sırada yer alırken…

    Bazen teşhisinde güçlük çekilen hastalıkların belirtisi de olabilmektedir. Herhangi bir şikayetle doktora başvuran hastaların yaklaşık yarısında baş ağrısına rastlanmaktadır.

    Baş ağrıları bazen başlı başına bir hastalık olarak değerlendirildiği gibi, bazen de altta yatan bir rahatsızlığın işareti olarak ortaya çıkabilmektedir.

    Ağrı günlerce sürebiliyor

    Baş ağrılarının %80-90’i migren veya gerilim tipi baş ağrısıdır. Zonklayıcı olmayan ancak günlerce sürebilen gerilim tipi baş ağrılarında;

    Başlangıçta ensede olan ağrı, sıkışma hissi ile birlikte bütün başa yayılır.

    Ense ve sırta doğru kaslar sertleşir.

    Ağrının şiddeti akşamları daha da artar.

    Hastalarda depresif bir ruh hali ve yüz ifadesi görülür

    Bulantı, kusma, ışık, ses ve hareketle şikayetlerde artış olmamaktadır.

    Şiddetli, hafif ve orta derecede görülen gerilim tipi baş ağrılarında kişi migrendeki gibi sakin ve karanlık bir ortam aramak yerine , açık havaya çıkmak istemektedir.

    gerilim_tipi_basagrisi
    Gerilim tipi baş ağrısı

    Baş ağrınızdan 3-6 seansta kurtulabilirsiniz

    Gerilim tipi baş ağrısı nın ilaçla tedavisinde ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, stres ve anksiyete giderici ilaçlar kullanılmaktadır. Gerilim tipi baş ağrılarında medikal tedavinin yanı sıra uygulanan el yordamı ile fizik tedavi ve masaj oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Bunun yanında boyun kaynaklı baş ağrılarında da manuel terapi ile olumlu sonuçlara ulaşılmaktadır.

    Manuel terapi sırasında baş boyun bölgelerinde, ağrı şekli ve lokalizasyona göre ilgili noktalara ellerle belli açılarda ve değişik derecelerde basınç uygulanır. Bu şekilde bazı germe, döndürme manevraları yapılmaktadır. Gerilim tipi baş ağrılarındaki tedavi, hastalığın derecesine göre 3-6 seans sürebilmektedir. Bu tedavi yönteminin dünyada yaygınlığı giderek artmakta olup, örneğin İngiltere’ de doğal tedaviler arasında 1. sırada yer almaktadır.

    Kaynak: haberturk.com/saglik

  • Patates waffle nasıl yapılır?

    Patates waffle nasıl yapılır?

    Patates waffle tarifi

    Patates waffle tarifi için Malzemeler

    4 haşlanmış patates
    2 yemek kaşığı zeytinyağı
    Yarım çay bardağı ayran
    2 yumurta
    1 soğan
    1 su bardağı rendelenmiş çedar peyniri
    2 su bardağı un
    Bir tutam kabartma tozu
    1 tutam karbonat
    Tereyağı
    Servis için
    Süzme yoğurt
    Frenk soğanı

    Patates_waffle_tarifi

    Patates waffle tarifinin Yapılışı

    Haşlanmış patatesleri pürüzsüz bir kıvam elde edinceye kadar blenderdan geçirin. Zeytinyağı, ayran ve yumurtaları bir karıştırma kabına alın. Tüm malzeme iyice özdeşleşinceye kadar bir mikser yardımıyla çırpın ve püre haline getirdiğiniz patateslere ilave edin. Rendelediğiniz soğan ve çedar peynirini ilave edip bir spatula yardımıyla karıştırın. Un, kabartma tozu, karbonat ve tuzu ilave edip tüm malzeme iyice özdeşleşinceye kadar karıştırın. Waffle makinenizin her iki yüzünü tereyağı ile yağlayın ve harçtan bir kepçe kadar alarak yayın. Kızarıncaya kadar pişirin. Tüm harç bitene kadar aynı işlemi tekrarlayın. üzerini ince kıydığınız Frenk soğanı ile süsleyin. Yanında hafif çırptığınız süzme yoğurt ile servis yapın.

    Kaynak: haberturk.com/tarifler

  • Kaynana ile yaşamak boşanma sebebi

    Kaynana ile yaşamak boşanma sebebi

    Genç bir kadın, kayınvalidesiyle aynı evde yaşamak istemediği için, boşanma davası açtı. Önce geçerli neden sayılmadığı için mahkemeden dönen talep, temyiz başvurusu sırasında, Yargıtay tarafından kabul edildi. Yani kayınvalideyle aynı evde oturmak, boşanma nedeni sayıldı. Üstelik bu karar, emsal niteliğinde..

    Yargıtay kararıyla kayınvalide ile aynı evde yaşamak boşanma sebebi sayılabilecek. Karar mahkemeler için bağlayıcı örnek karar niteliği taşıyor.

    Dava dosyasına göre Osmaniye’de yeni evlenen çift, damadın ailesiyle aynı evde yaşamaya başladı. Durumdan rahatsız olan gelin, eşine ayrı bir eve çıkma talebini iletti. Ancak kocasından olumsuz yanıt alan gelin “Kayınvalidemle aynı evde yaşamak istemiyorum” diyerek boşanma davası açtı.

    Bir derdim var..! :(

    MAHKEME BOŞAMADI
    Yerel mahkeme davayı reddederek çiftin bu sebepten boşanamayacağına hükmetti. Davacı gelin kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda (YHGK) temyiz etti. Kurul, boşanmak isteyen davacı gelini haklı buldu. Yargıtay, Türk Medeni Kanunu’na göre, kocanın ayrı bir konut açmamasını “kusurlu bir hareket” olarak değerlendirdi.

    ‘KARISINI OTURMAYA ZORLADI’
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu oy çokluğuyla aldığı kararda özetle şöyle dedi: “Kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen kocanın bu isteği karşılamada yeterli çabayı sarf etmediği, eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı anlaşıldığına göre, boşanmaya karar verilmesine işaret eden ve YHGK’ca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi yerinde değildir.”

    Kaynak: ahaber.com.tr