Blog

  • Sarımsak Ve Ceviz Zayıflama Kürü İle Ayda 16 Kilo

    Sarımsak Ve Ceviz Zayıflama Kürü İle Ayda 16 Kilo

    Çabalamadan, diyetsiz, sporsuz kilo vermek istiyorsanız, sarımsak ve ceviz zayıflama kürü ile ayda 16 kilo verebilirsiniz. Ceviz, yüksek kolestrolü düşüren harika bir atıştırmalıktır, sarımsak ise antioksidan ve anti mikrobiyal özellikleri sayesinde bedendeki toksinleri temizler, sağlıklı zayıflamanıza yardımcı olur.
    Not: bu kürü doktorunuza danışmadan asla uygulamamalısınız.
    Ayrıca kür boyunca beslenmenize, yediklerinize içtiklerinize dikkat etmeli, kalori yüksek gıdalardan uzak durmalı, günde 2-2,5 litre su içmeli ve günde en az bir saat yürüyüş yapmalısınız.

    Sarımsak Ve Ceviz Zayıflama Kürü İle Ayda 16 Kilo

    Malzemeler
    Su
    2-3 adet ceviz içi
    1 diş sarımsak

    Yapılışı
    1 bardak suya akşamdan cevizleri ve sarımsağı atın.
    Sabahle aç karına bu suyu için, cevizleri yiyin, ve sarımsağı 3-4 parça halinde kesip,
    hap gibi su ile yutun.
    Bu karışımı tükettikten hemen sonra yenisini hazırla, ertesi sabah yine tüket.sarimsak_ve_ceviz_zayiflama_kuru_ile_ayda_16_kilo_2sarimsak_ve_ceviz_zayiflama_kuru_ile_ayda_16_kilo_1

     

     

  • Şubat ayı burç yorumları 2016

    Şubat ayı burç yorumları 2016

    Şubat ayı burç yorumları 2016 Yeni yılın ilk ayını geride bıraktık bile. Mutluluk, umut ve yeniliklerle dolu bir Şubat ayı dileriz! Öncelikle, Kovaların doğum günleri kutlu olsun. Bu ay onları nelerin beklediğini öğrenmek için sabırsızlandığınızı biliyoruz… Yıldız haritanız Şubat ayının sizin ayınız olduğunu fısıldıyor sevgili Kovalar. Dahası mı? Astrolog Miray Ertuğrul Kova burcu Şubat ayını Kadınlar Kulübü TV’ye anlatıyor. Hep birlikte hem sizin hem de diğer burçların Şubat ayıyla ilgili tüm merak edilenleri astrolojik bakıştan öğrenelim mi?

    Şubat ayı burç yorumları 2016

    Şubat ayı burç yorumları 2016 Diğer burçlar

    Koç Burcu

    Boğa Burcu

    İkizler Burcu

    Yengeç Burcu

    Aslan Burcu

    Başak Burcu

    Terazi Burcu

    Akrep Burcu

    Yay Burcu

    Oğlak Burcu

    Kova Burcu

    Balık Burcu

  • Mikoplazma Genitalium AIDS’ten beter

    Mikoplazma Genitalium AIDS’ten beter

    İngiliz doktorlar Mikoplazma Genitalium adı verilen bir bakterinin yol açtığı ve cinsel yolla bulaşan yeni bir hastalığın dünyada hızla yayıldığı konusunda uyardı.

    Sadece İngiltere’de 16-44 yaş arası nüfusun yüzde 1’inde bu hastalık görülüyor.

    HASTALIK KENDİSİNİ BAKIN NASIL GÖSTERİYOR

    Hastalık kendini kusma, testis ağrısı, karın ağrısı, kadınlarda cinsel ilişki sonrası kanama olarak gösteriyor.

    HASTALIK KISIRLIĞA NEDEN OLUYOR

    Hastalık kısırlığa ve düşüğe de neden oluyor. İngiliz doktorlar hastalık konusunda uyarı yayınladı.

  • Çocuklarda öğrenme güçlüğü olan ailelere öneriler

    Çocuklarda öğrenme güçlüğü olan ailelere öneriler

    Çocuklarda öğrenme güçlüğü olan ailelere öneriler .. Ailelerin, çocuklarının gelişiminde üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmeleri ve verilen eğitimi destekleyici rolleri, eğitimde hedeflenen davranışların kazandırılmasında çok önemlidir. Öğrenme güçlüğü olan bireyin okul, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde verilen eğitiminin ev ortamında da devam etmesi, eğitimde süreklilik ilkesi açısından gereklidir. Öğrenilen kavramların ve kazandırılan becerilerin genellenebilmesi için okul, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi ve aile tutumları arasında tutarlılık olmalıdır.

    Çocuklarda öğrenme güçlüğü olan ailelere öneriler
    Çocuklarda öğrenme güçlüğü olan ailelere öneriler

    Çocuklarda öğrenme güçlüğü olan ailelere öneriler

    1- Çocuğunuza değerli olduğunu hissettirin. Sözlü ve duygusal iletişim kurun.

    2- Çocuğunuzun becerilerini görün. Çocuğunuzun başarabildiği pek çok iş var. Bu işlerde çocuğunuzu destekleyin.

    3- Çocuğunuz için bir ders çalışma programı yapın ve bu programa uymasına yardımcı olun. Programı siz bozmayın. Çocuğunuz uygularken esnetmeler yapıyorsa yanında olun, işini kolaylaştırmış olursunuz.

    4- İsteklerinizde açık ve net olun. Uyulması gereken kuralları kesin, açık ve anlaşılır olarak söyleyin.

    5- Hatırlatmalar yapın. Uyulması gereken kuralların çocuk tarafından daha kolay öğrenilebilmesi için tekrar edilmesi gerekir.

    6- Çocuğunuzun yapması gereken işleri siz yapmaya çalışmayın. Çocuğa sakat veya kötürüm muamelesi yapmayın.

    7- Çocuğunuza ortam ve zaman verin. Çocuğunuza işini yapabileceği ortamı hazırlayın. Deneme süresi tanıyın. Onu yaptığı işte cesaretlendirin. İşteki çabasını ödüllendirin.

    8- Çocuk evin lideri değildir. Çocuğunuz evin hakimi haline gelip size emirler vermemelidir. Kabul edilebilir davranışlar sergilediğinde ise desteklenmeli, övülmeli, ya da ödüllendirilmelidir.

    9- Ödül ve cezada adil olun. Uzun vadeli tehditlerde bulunmayın. Ceza en son başvurulacak yol olmalıdır. Ödüllendirme işe yaramayınca ceza yoluna gidilebilir. Ceza yapılan davranışa uygun olmalıdır ve istenmeyen davranışın hemen ardından verilmelidir. Verilen ödül ve cezalar yapılan davranışla aynı ağırlıkta olmalıdır.

    10- Çocuğa karşı tutarlı olun. Aile, okul, öğretmen ve psikolog arasında sıkı bir iletişim olmalıdır. Bu işbirliği çocuğun olumluya gidişinde çok önemlidir. Tüm bu kişiler çocuğa karşı aynı dili konuşmalı ve aynı tavrı sergilemelidir.

    11- Çocuğunuzu dinleyin. Çocuğu soru sorarak konuşmaya zorlamayın, Kendiliğinden anlatıyorsa, işiniz olsa bile ara verip onu dinleyin, göreceksiniz daha çok anlatacaktır. Okul hakkında bir şeyler anlatmıyor diye endişelenmeyin.

    12- Çocuğunuzu diğer çocuklarla kıyaslamayın. Bu çocukları ürkütür, korkutur ve endişelendirir. Kendine olan güvenini zedeler.

    13- Çocuğunuz ders çalışırken yanında durun. Ödevlerini yaparken veya ders çalışırken yanında oturursanız dikkatinin dağılmasını engellersiniz. Ödevler konusunda siz okuyarak işini hızlandırabilirsiniz. Konular işlenmeden önce bir ön bilgi verecek olursanız derste daha rahat olacaktır.

    14- Olumlu yaptığı her işi içten bir övgü ile takdir edin. Övgüleriniz abartılı ve gerçek dışı olmamalıdır.

    15- Örnekleri verin, yeteri kadar tekrarlayın, sonra da ondan yapmasını isteyin. Sabırlı olun. Onun yapabileceğinden daha basitinden başlayın. Kendine güvenini kazanmasına yardımcı olun.

    16- Çocuğunuza sağ-sol, alt-üst, ön-arka gibi kavramlarda anlamasını kolaylaştıracak yollar, yöntemler, ipuçları, benzerlikler, bağlantılar kurmasını öğretin. Yaşına göre bunları zaten bilmesi gerekir diye düşünüp ona kızmayın.

    17- Olumlu yaklaşımlar öğrenmesini kolaylaştıracaktır.

    18- Yapamadığı şeyler için bağırıp kızarak elini ayağına dolaştırmayın.

  • Sevgililer Günü için alınan hediyeler

    Sevgililer Günü için alınan hediyeler

    Sevgililer Günü için alınan hediyeler kıyafet ve mücevher. Sevgililer Günü 2016

    Araştırma sonucuna göre sevgilisi ya da eşi olanların yüzde 68’i Sevgililer Günü’nü kutlamayı düşündüğünü dile getirdi. Genel katılımcı sıralamasında sevgilisine ya da eşine hediye almak isteyenlerin ilk 5 sıradaki hediyeleri ise yüzde 18 ile kıyafet, yüzde 12 ile mücevher, yüzde 11 ile parfüm, yüzde 8 ile saat ve yüzde 5 ile ayakkabı ve yine yüzde 5 ile seyahat-tatil oldu. Geriye kalan yüzde 36’lik kesim ise bu özel günde sevdiklerine; kozmetik, çikolata, kitap, çanta, elektronik eşya, şal-eşarp-fular, cüzdan, küçük ev aletleri, Spa – masaj, otomobil, spor malzemeleri, hediye çeki, makyaj malzemesi, evcil hayvan, video oyunları, kemer gibi hediyeler almayı tercih ettiklerini belirtti. Katılımcıların yüzde 5’i ise hediye almayı düşünmediklerini dile getirdi.

    Erkekler kadınlara göre daha bonkör

    Araştırmanın bütçe boyutunda ise katılımcılarımızın hediyelere ortalama 269 TL ayırdıkları gözlemlendi. Bu bütçe ortalamaları cinsiyet dağılımına göre incelendiğinde; erkeklerin Sevgililer Günü’nde aldıkları hediyeler için ortalama 291 TL, kadınların ise 227 TL ayırdığı görüldü. Erkeklerin yüzde 37’si 250 TL ve üzeri bütçe ayırırken, kadınlarda bu oran yüzde 27 oldu.

    Yalnızlar bu özel günde hiçbir şey yapmıyor

    Ankete katılan katılımcılardan sevgilisi ya da eşi olmayanlara Sevgililer Günü’nde ne yapmak istedikleri sorulduğunda, yüzde 65’lik kesim hiçbir şey yapmak istemediklerini dile getirdi. Geriye kalan kesimin yüzde 20’si Sevgililer Günü’nü evde ya da Yalnızlar Partisi’ne giderek kutlamayı tercih ediyor. Yüzde 15’lik kesim ise tek başına ya da arkadaşlarıyla kutlama yaparak bu günü geçirdiklerini belirtti.

    Yalnızlar kendilerini en çok çikolata ve kitapla şımartıyor

    Sevgililer Günü’nü yalnız geçiren katılımcılarımızın yüzde 57’si kendine özel bir hediye almak istemediğini belirtirken, kendilerine hediye alıp şımartmak istediklerini söyleyen katılımcıların ise ilk iki tercihi çikolata ve kitap oldu.

    İnternetten alışverişi tercih etmeyen neredeyse yok

    Araştırmanın diğer bulgularına göre hediye ve kişisel alışverişlerini internet üzerinden yapmayanların oranı sadece yüzde 9. Geri kalan yüzde 91’lik kesim ise internetten alışveriş yaptığını ifade etti.

  • Rutubet önleyici boya

    Rutubet önleyici boya

    Rutubet önleyici boya İç cephede her türlü nemli yüzey üzerine rahatlıkla uygulanabilir. Yağ ve alkid içermediğinden beyazlığını korur, sararmaz. Duvardan gelen nemi ve rutubeti bloke eder, küf ve bakteri üremesini engeller. Hızlı kurur. Alkali direnci çok yüksektir, dökülmez. Yüzeye astarsız mükemmel bir yapışma sağlar. Binalarda, özellikle su basmanı seviyesindeki nem ve rutubetin meydana getirdiği hasar ve dökülme problemlerinin çözümünde birebirdir. Rahatsız edici kokusu olmadığı için uygulamadan kısa süre sonra boyanan alan kullanılabilir.

    Rutubet önleyici boya

    UYGULAMA ALANI : Binaların iç kısımlarında, duvar ve tavanlara rahatlıkla uygulanabilir. İçinde bulunan özel katkılar nemle kürlendiğinden hafif ıslak ve nemli yüzeylere uygulanır. Özellikle yazlıklar, depo ve bodrum katlarında, tünel, mahzen ve kiler gibi yoğun nemli ve alkali ortamlarda kullanılır.
    UYGULAMA ŞEKLİ : Yüzey Hazırlama: • Yeni boyanacak ince sıvalı yüzey üzerindeki fazla su, bir bez ile alınmalıdır. Eski boyalı yüzeylerde sağlam zemin elde edinceye kadar bir zımpara yardımıyla eski kabarmış dokular temizlenmeli, yüzey tozdan arındırılmalıdır.

    Boyama: • Fırça veya rulo ile inceltilmeden uygulanır. Gerekirse %5-10 Dyoten 2000 İnceltici ile inceltilebilir. • 8 saat ara ile iki kat uygulama önerilir.

    KURUMA SÜRESİ (25°C) : Dokunma kuruması 2-4 saattir. Uygulama kalınlığına göre bu süre değişebilir.

    0,75 L ile 3-4,5 m2 alan boyanabilir. **     2,5 L ile 10-15 m2 alan boyanabilir. ***   15 L ile 60-75 m2 alan boyanabilir.

    Antibakteriyel boya ne işe yarar ? Tıklayınız!

    Rutubet önleyici boya
    Rutubet önleyici boya

    Evlerimizin özellikle kuzeye bakan cephelerinde ısı transferi nedeniyle duvar ya da tavanda su birikebilir. Bu da rutubet neden olur. Önlem alınmazsa bu birikinti küf ve mantar oluşumuna yol açar. Dış cephede mantolama yapılamıyorsa, iç cepheyi izole ederek rutubet oluşumunu uzun bir süre önleyebiliriz.

    Rutubetli olan bölgede boya dökülmeleri oluşmuşsa öncelikle bu bölgeyi spatulayla kazıyın. Ardından 1,5 cm kalınlığındaki strafora yapıştırma harcı sürerek duvara yapıştırın.

    Yapıştırdığınız straforun üzerini kapatmak için mala yardımıyla sıva harcı sürün.

    Sıva harcını sürdükten sonra straforun duvardan düşmemesi için üzerine malayla sıva filesini yapıştırın.

    Son kat sıva harcı kuruduktan sonra uygulama hatalarını azaltmak için sıva harcı sürülen yeri zımparalayın ve işlem yaptığınız yere yüzeyin emiciliğini azaltmak için astar sürün.

    Astar uygulamasını yaptıktan sonra rulo fırçayla duvarı boyayın. Kuruduktan sonra ikinci katını sürün.

  • Gri Saç 2016 saç trendi

    Gri Saç 2016 saç trendi

    Gri Saç 2016 saç trendi en popüler saç trendi olarak gri saç ,küllü saç çıkıyor karşımıza.Başta herkeslerce yadırgansa da bu saç rengi şimdilerde birçok kişinin tercih edebilir olduğu bir renge dönüştü.Ünlü,ünsüz bir çok kişide görmeye başladık ve daha sık görecek gibiyiz. Gri Saç 2016 saç trendi makalemizde sizlerle…

    Grinin elli tonu şeklinde çeşitli tonları tercih edildiği gibi balyaj, ombre şeklinde de fazlası ile kulananlarda var. Marjinal bir tarzın simgesi halindeyken ve özellikle gençlerin tercih edebildiği bir renk iken yaşlı,genç, kısa ,uzun,yoğun, seyrek…kullanılır haliyle normal kabul edilebilir bir renge dönüştü. Yaşlı bir görüntü verdiğini iddia edenler olsada bazılarına fazlası ile yakıştı gri saç

    Belki herkese yakışmayabilir bu saç rengi ama yinede değişiklik sevenler için denemekte hiç bir sakınca yok.Ama bu iddialı renge karar verdiyseniz şunları da unutmayalım ki ilk başlarda çevrenizden gelebilecek eleştirilere hazır olmanız gerekiyor. Bir diğer nokta tıpkı sarı saçta olduğu gibi gri saçta makyajsız çok kullanılmayacak bir renk.Özellikle bordo,kırmızı,siyah gibi koyu renk rujlarla çok daha şık duruyor. En çok buğday tenli ve beyaz tenlilerde oldukça güzel duruyor.

    Peki siz ne düşünüyorsunuz bu yeni trend hakkında ?

    Gri Saç 2016 saç trendi Modelleri

    2016_gri_sac_trendi (1)
    Gri Saç 2016 saç trendi

    2016_gri_sac_trendi (2) 2016_gri_sac_trendi (3) 2016_gri_sac_trendi (4) 2016_gri_sac_trendi (5) 2016_gri_sac_trendi (6) 2016_gri_sac_trendi (7)

    2016_gri_sac_trendi (9)
    Gri Saç 2016 saç trendi

     

    Gri Saç 2016 saç trendi

    YAZININ DEVAMI için Tıklayınız!

  • SDM diyeti ve bilinmeyenleri

    SDM diyeti ve bilinmeyenleri

    SDM diyeti ve bilinmeyenleri sizlere makalemizde anlatacağız. SDM Diyeti ile zayıflama son zamanlarda “moda” olan diyetlerden olmayıp, 40 yıl önce doğmuş, bilimsel temellere dayalı ve çok geniş bir bibliyografiye sahip, ABD, Kanada ve Avrupa’da uzmanların obezite ve fazla kiloya karşı kullandıkları bir terapidir. Batı’da kırk yıldan fazla süredir birçok hastalığı tedavi eden ayrıca ketojenik diyet yöntemiyle zayıflatan SDM diyeti artık Türkiye’de…

    Sdm diyeti
    SDM ürünleriyle karbonhidrat değil protein alarak zayıflayabileceğinizi biliyor musunuz?

    SDM Diyeti ‘nin Avantajları

    Açlık hissinin çok az olması, vücut enerjisinin yüksek seviyede tutulması, bölgesel yağlanmalara ve selülite karşı çok etkin olması, kas dokularının ve deri gerginliğinin korunması bu metodun en önemli özellikleridir.

    ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ ARTTI

    SDM diyeti (Societa Dietetica Medica) batı dünyasında kırk yılı aşkın süredir kullanılan ketojenik ve düşük kalorili diyet sınıfına girer. SDM, kaliteli protein kaynaklarını alışılagelmişin dışında makarna, kurabiye, tatlı gibi ürünlerin yapımında kullanmıştır. Peynir altı suyu, yumurta, süt, bezelye gibi doğal kaynaklardan elde edilen yüksek kaliteli protein ve whey proteinlerini, SDM çorba, makarna, çörek, kurabiye, kraker, çikolata bar, puding gibi çok sayıda ürün geliştirerek çeşitliliği artırdı. Bu sayede bireylerin karbonhidrat ve tatlı tüketme ihtiyaclarını karşılıyor.

    SEBZE TÜKETMEK ZORUNLU

    Kişilerin boylarına göre olmaları gereken ideal ağırlığı hesap ederek günlük tüketilmesi gereken porsiyon sayısı belirleniyor ve bir menü oluşturuluyor. Bu menüye ek olarak izin verilen sebzelerin içinden tercih edilenlerin tüketilmesi de bir zorunluluk. Örneğin salatalık, marul, mantar, ıspanak gibi liste dahilinde verilen sebzeler içeriklerindeki mineral kaynakları ve enerjilerinden dolayı kesinlikle tüketilmeli. Sadece diyetisyen veya doktor kontrolünde uygulanmasına izin verilen bu ürünler, uzmanın reçetesi doğrultusunda firma tarafından kargoyla diyeti yapan kişinin ev veya ofisine gönderiliyor. Ürünlerin kullanım süreleri yeterli olduğu için tek seferde bir iki haftalık tüketilecek gıdayı göndermek mümkün. Kesinlikle uzman kontrolü olması koşulumuzun sebebi, kilo vermenin insan sağlığıyla olan direkt ilişkisidir. Ketojenik diyet günlük enerji tüketimini vücutta depo edilmiş yağlardan sağlar, bu sayede hem bölgesel hem de organlar arası yağların kaybına olanak verir.

    Doğumdan sonra SDM Diyeti yapabilir miyim?

    Emzirme süresinden sonra yapabilirsiniz.

    SDM Diyeti diyetisyen kontrolü ile uygulanan bir medikal beslenme programıdır.

    SDM Diyeti örnek menü

    sdm diyeti örnek tarif

    sdm diyeti bölgesel zayıflama

    -SDM diyeti ile su ve kas kaybına uğramadan,4. günden itibaren vücudunuzda yağın en çok birikmiş olduğu yerden hızla kayıp olmaktadır.
    -Standart diyetlerde ise lokal yağların birikmiş olduğu bölgelerden incelmek en zor ve en son aşamadır.

    sdm diyeti bölgesel zayıflama
    sdm diyeti bölgesel zayıflama
  • Fındıklı Yoğurt Tatlısı Tarifi

    Fındıklı Yoğurt Tatlısı Tarifi

    Fındıklı Yoğurt Tatlısı Tarifi 6 kişilik ve 20 dakika da yapılır. Hafif lezzetli ve sağlıklı bir tariftir. Afiyet olsun.

    Fındıklı Yoğurt Tatlısı Tarifi

    Fındıklı Yoğurt Tatlısı Malzemeler :

    – 500 gram Orman Meyveli Yoğurt
    – 6 adet kırmızı elma
    – 1 adet limon
    – 8 adet pötibör bisküvi
    – Yarım su bardağı çekilmiş fındık
    – adet yeşil ekşi elma
    – Yarım çay kaşığı tarçın

    SÜSLEMEK İÇİN;
    – Çubuk tarçın
    – Kabuklu yeşil elma dilimleri

    Fındıklı Yoğurt Tatlısı Tarifi
    Fındıklı Yoğurt Tatlısı Tarifi

    Fındıklı Yoğurt Tatlısı Yapılışı Kırmızı elmaların üst kısımlarını kapak şeklinde kesip içlerini bir kabak oyacağı ile temizleyin. Kararmalarını önlemek için üzerlerine ve içlerine limon suyu sürün. Meyveli Yoğurt’u geniş bir kaba alın. Üzerine küçük parçalar halinde ufalanmış bisküvi, fındık, rendelenmiş yeşil elma ve tarçın ekleyip karıştırın. Hazırladığınız karışımı elmaların içlerine paylaştırın. Buzdolabında 2 saat bekletin. Yeşil elma dilimleri ve çubuk tarçınla süsleyip servis yapın.
    Servise hazır. Afiyet olsun :)

  • Maço mu olsun, romantik mi?

    Maço mu olsun, romantik mi?

    Maço mu olsun, romantik mi? Korunma ihtiyacımız ile paralel olarak “güçlü erkek” profiline yöneliyoruz. Bu tip erkeğe maço da diyebilirsiniz, taş fırın da… Önemli olan dışarıdan korunayım derken aile içinde fırtınaya tutulmamak… 

    Geçtiğimiz günlerde katıldığımız bir toplantıda genç kadın, erkeklerin bağlanmaktan kaçındıklarını, önce çok ilgili görünüp ardından kısa sürede ortadan kaybolduklarını anlatıyordu şikayet ederek. Onu dinleyen bir erkek şöyle yanıt verdi: “Kabul edin ki siz de romantik, size şiirler yazacak erkeklere gitmiyorsunuz. Nerede yakışıklı, havalı, çapkın ve güvenilmez bir adam var, gidip onu seçiyorsunuz. Sonra da gitti diye ağlıyorsunuz.” 

    Bu doğru muydu? Gerçekten biz kadınlar erkeğimizi nasıl seçiyorduk? Yoksa maço tabir edilen erkeklerin cazibesine kapılıp sonra da acı çekmekten zevk mi alıyorduk? 

    Bunun doğru olmadığını umarak Ayna Psikolojik Danışmanlık’tan Psikolog Dr. Ayşegül Önk Eray’ın kapısını çaldık. Eş seçimindeki kriterlerimizin insanlık kadar eski olduğunu ve daha birçok önemli detayı öğrendik.

    Maço mu olsun, romantik mi?

     Kadınlar partner seçimlerini hangi dinamiklerin etkisinde kalarak yapıyor?

    Psikolojik, sosyolojik, biyolojik, evrimsel ve ekonomik faktörler söz konusu ve bu konuda yapılmış birçok araştırma var. Eş seçiminde farklı tartışma konuları olmakla beraber en çok “evrim kuramı” ve “sosyal rol kuramı” ile ilgili çalışmalar ön plana çıkıyor. Kadın ve erkeklerin eş seçme kriterleri farklılık gösteriyor. Kadınlar kısıtlı sayıda doğurabileceği çocuklarının bakımı ve geleceği için gerekli maddi manevi kaynakları garanti altına almayı amaçlıyor. İçinde bulunduğu kültüre göre başarılı, güçlü, dominant erkekler arıyor. Ayrıca erkeğin uzun soluklu bir ilişkiye istekli olup olmadığını ve ne kadar özverili olabileceğini de değerlendiriyor. Seçtiği erkeğin ailesinin de çocuklarını koruyacak güce sahip olması önemli.

     Kadınlar acı çekmekten mi hoşlanıyor yoksa?

    Acı çekmekten hoşlandıkları yerine bu ülkede kadınların fedakar ve cefakar olmaları ile ilgili geleneksel öğreti ve beklentilerin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Yani kadınlar ilişkilerini sürdürebilmek için her zaman alttan almalı, fedakarlık etmelidirler gibi toplumda bir beklenti var. Her ne kadar “Gelinliği ile gider, kefeni ile gelir” sözü eskisi kadar bariz olmasa da… “Gittiği yerde kan içecek, kızılcık şerbeti diyecek” kadar, nesillerdir oluşturulan bu zihniyetin etkilerinden söz etmemek mümkün değil. Bir sürü eziyete maruz kaldığı halde çaresizlikten ne yapacağını bilemeyen çok kadın var. Bu durum, kadın ekonomik özgürlüğünü kazanmış olsa da değişmiyor ne yazık ki.

     Kadınların erkeklerden beklentisi ilişkinin başlangıcında farklı iken zamanla değişiyor mu? 

    Bunun sadece ülkemizle sınırlı olduğunu söyleyemeyeceğim; neredeyse evrensel bir beklenti. Kadının yapısı ile ilgili süreçler var. Kadınların daha iyimser ve umutla bakma ihtiyaçları diyebiliriz. Bu konuda yaygın bir espri vardır: Kadınlar erkeklerin değişeceklerini umarak evlenirlermiş; erkekler de kadınların değişmeyeceğini… 

     Kadınlar ilişkiden ne istediklerini tam olarak biliyorlar mı? Yoksa bazen sadece ilişki yaşıyor olmak için mi başlıyorlar?

    Bu durum sadece kadınlar için söz konusu değil. Çoğu kişi bir ilişkiden ne beklediğini tam olarak bilmeden başlıyor. Önemli olan başlamakla değil, sürdürmekle ilgili olan süreç zaten. Duygusal süreçler aniden başlasa da ilişkide nasıl hissettiğimiz kadar mutlu olup olamadığımızı da değerlendirebilmemiz önemli. Ayrıca kendine güven de önemli bir konu. Bu konuda güveni az olan kadınlar daha çok “elimdeki ile yetinmeliyim” diyebiliyor. Kendine güveni düşük ve korkuları fazla olan kadınlar daha çok sığınacak bir liman arıyor. Dışarıdaki fırtınadan korunabilmek için bazen kendilerini içerideki fırtınaya maruz bırakmak zorundaymış gibi hissediyorlar ve kendilerini kandıracak birçok şeye inanmayı tercih ediyorlar. “Dövse de yerse de sonunda beni seviyor” diyebiliyorlar. Eğer kadın kısıtlanmayı sahiplenme olarak algılıyorsa; kıskandığına göre, beni seviyor diyebiliyor. Hele anneleri, anneanneleri için de hayat böyle olmuşsa!

    Maço mu olsun, romantik mi?
    Maço mu olsun, romantik mi?

     Yanlış bir ilişkiye başlamaktansa yalnız kalmak daha mı iyi?

    Yalnızlık başa çıkması zor bir duygu… Yalnız kalabilme becerisi düşük olan kişiler yalnız kalmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıp birçok ödün verebiliyorlar. Yalnız kalabilme gücü, yetisi yüksek olan kişilerse daha sağlıklı ilişkiler kurabiliyorlar. Herhangi bir durumda eğer “elimiz mahkumsa” bu durumun bizi nasıl sıkıştırabildiğini hepimiz biliriz. Bazı insanlar için yalnızlık da aynı süreci yaratıyor. O zaman çaresizlikten kıvranmaktansa her şeye katlanmayı tercih edebiliyorlar. Yalnız kalmakla baş edebilmek için içsel olarak daha güçlü olmaya ihtiyaç var. Yalnız kalmaktan korkmayan kadınlar ilişkide de kendilerini koruyabiliyor.

     Yanlış ilişkinin bir tanımı var mı? 

    “Yanlış”, subjektif bir kavram. Kime göre, neye göre yanlış? Sağlıklı/sağlıksız ilişki desek daha doğru olur. Öncelikle fiziksel, duygusal ve sözel şiddetten bahsediyorsak zaten sağlıksız bir ilişki tanımı yapabiliriz. Bir kadın eşinin yanında kendisi gibi olamıyorsa, olduğu hali ile kabul görmüyorsa, tercihleri sürekli eleştiriliyorsa, sosyal alanı kısıtlanıyorsa, suçlayıcı ve aşağılayıcı sözlere sürekli maruz kalıyorsa o zaman sağlıklı bir ilişkiden söz edemeyiz. Sağlıklı ilişki, kişiye iyi hissettiren ilişki demektir. Kişinin kadın olsun, erkek olsun; anlaşıldığı, kabul gördüğü, kendini güvende ve değerli hissettiği ilişki sağlıklıdır.

     Bir erkeğin sert mizaçlı olması o ilişkinin doğru olmadığı anlamına gelir mi? 

    Sonuçta sert bir erkek dediğimizde şiddete başvurmayı kastetmiyorsak tabii ki sert, kaba, ters gibi sıfatları olan erkeklerden kimse hoşlanmaz diyemeyiz. Ama “güvenilmez” kısmına bakacak olursak kadın olsun erkek olsun fark etmez; herkes ilişkisinde güven bekler, güvenmek ister. Bir ilişkinin sürebilmesi için karşılıklı güven temelinin olması en önemli şartlardan biri.

    İlkel kadından bugüne kriterlerimiz değişmedi

    Erkekler ve kadınlar için romantizm ile ilgili hesaplar bilinçaltında gerçekleşiyor ve iki cins için de farklı bir süreç işliyor. Örneğin kısa süreli ilişkilerde erkekler avcı, kadınlar seçici oluyor. Psikolog Dr. Ayşegül Önk Eray, “Bu milyonlarca yıldır atalarımızın nasıl yaşayacaklarına dair edindikleri tecrübelerden bize miras kalandır. Seçtiğimiz kişilerin endamı, yüzü, kokusu ve yaşı binlerce yıl önce belirlenen şablonlardan etkileniyor. Aslında evrim sürecinde beyinlerimiz en sağlıklı eşleşmeyi nasıl yapacağını öğrenmiştir. İlkel kadın ve erkeklerin bilgileri modern beyinlerimizin derinliklerine kazınmıştır. Bize çocuk verme ihtimali en yüksek olana; kaynakları ve bağlılığı çocuğun varlığını sürdürmesini sağlayacak olana yönleniriz. Kadınların uzun süreli ilişkilerinde ne beklediğine dair yapılan geniş kapsamlı bir araştırmada; farklı kültürlerde kadınların kocalarının görünüşünden çok maddi kaynakları ve sosyal statüsü ile ilgilendikleri görülmüştür” diyor.

    Türkiye’de yaşayan kadınların daha sert daha çapkın ya da güvenilmez erkeklerden hoşlandıkları doğru mu?

    Türkiye’de kadınların kendilerini daha güvende hissetmeye ihtiyaç duyduklarını, korunma ile ilgili beklentilerinin daha fazla olduğunu ve “güçlü erkek profili”ne ihtiyaç duyduklarını söyleyebiliriz. Buradaki beklenti daha çok “Çocuklar Duymasın” dizisindeki taş fırın erkeği modelini çağrıştırıyor. Türk filmlerindeki “ağır abi” tanımına yakın olan bu tip ile “kıro” ya da “kabadayı” anlamlarını ayırt etmek önemli. Bu anlamda da “maço” tanımı ile herkesin ne dediğini de doğru anlamak gerekiyor.

    Kadınların eş kriteri: 10 cm uzun, 3-5 yaş büyük 

    Birçok kadının gittikçe daha üst pozisyonlarda iş bulduğu, sosyal ve ekonomik özgürlüklerinin arttığı günümüzde seçim kriterlerinin hala aynı olması size garip gelebilir. Oysa kadının geliri ve mal varlığı seçim yapma kriterlerini değiştirmiyor. Araştırma bulgularına göre kadınlar genellikle kendilerinden en az 10 cm uzun ve 3-5 yaş daha büyük erkekleri tercih ediyorlar. Kadın beğenisinin bu koşullarının evrensel olduğu iddia edilse de bu süreçlerin içine sosyo-kültürel ve psikolojik yaşantıların izlerinin sızdığını da göz önüne almak gerekiyor. Örneğin bir kadının en büyük korkusu babası gibi sadık olmayan bir erkekle birlikte olmaksa, bununla ilgili deneyim ve yaşantılar da bu seçimlerini etkiliyor.

     Formsanté Dergisi Ocak 2015 sayısı