Blog

  • Ofis çalışanları nasıl beslenmeli

    Ofis çalışanları nasıl beslenmeli

    Ofis çalışanları nasıl beslenmeli ? Çalışma hayatı, günlük yaşantımızın çok büyük bir bölümünü kaplıyor ve beslenmemizin çoğu evimizin dışında gerçekleşiyor. Kahvaltı ve öğle yemeğinin dışarıda yenildiğini düşünürsek beslenmenin neredeyse 2/3’si ev dışında geçiyor. Liv Hospital Diyet ve Beslenme Uzmanı Serap Güzel, çalışanların doğru, kaliteli ve yeterli beslenmesi için dikkat etmeleri gereken noktalar anlattı.

    Ofis çalışanları nasıl beslenmeli

    Ülkemizde özellikle kahvaltı çoğu zaman atlanan veya hızla atıştırılan yiyeceklerden oluşur. Kahvaltı güne iyi başlamamızı sağlayan, metabolizmamızı çalıştıran ve şişmanlamaktan koruyan en önemli öğündür. Mutlaka protein, lifli karbonhidrat ve mümkünse vitamin mineral alacağınız sağlıklı bir kahvaltı olmalıdır. Poğaça, açma, simit ve çaydan oluşan bir kahvaltı yeterli değildir. Peynirle yapılan bir sandviç ve yanına bir meyve almak daha dengeli bir kahvaltı seçeneğidir.

    İş yeri yemekhanesi veya restoranda yenilen öğle yemekleri de doğru seçimlerden oluşmalıdır. Günümüzde çalışma hayatı, genelde masa başında, kişilerin hareketini azaltan, ulaşımda ise daha çok araç kullanılan ve yürüyüşün az olduğu inaktif bir hale dönmüştür. Çalışanların aktivitelerinin azalması kilo problemlerini de arttırır. Buna stres faktörünü de eklersek zamanla hem bedensel hem zihinsel sağlık problemleri görülebilir.

    Bu nedenle beslenmeniz ne kadar sağlıklı olursa çalışma hayatının olumsuz etkilerini bir nebze de olsa azaltabiliriz. Bunun için fast-food tarzı yiyeceklerden, kızartılmış, hamurlu yiyeceklerden kaçınmak gerekiyor. Daha çok ızgara tarzında, sebze ve salataya ağırlık verdiğiniz mönüler tercik edilmelidir.

    Beyaz ekmek yerine lifli ekmek (çavdar, tam buğday, kepekli vb.) tüketmek, daha az tuz kullanmak ve yemekte gazlı asitli içecekler tüketimi yerine su, soda veya ayran içmek sağlığınızı uzun dönemde etkileyecek önemli alışkanlıklardır.

    Gün içinde sağlıksız atıştırmaları önlemek ve yerine daha sağlıklı olanları seçmek yine beslenme kalitenizi etkileyecek önemli adımlardır. Günlük vitamin mineral ihtiyacınızı tamamlamak için 3-4 porsiyon meyve tüketmek gereklidir. Çalışırken yanınıza taze ve kuru meyve, küçük hazırlanmış sandviçler, taze ceviz, badem, fındık vb almak gofret, kraker ve bisküvi gibi sadece yağ, şeker ve undan oluşan yiyecekler yerine çok daha sağlıklı ve doyurucudur.

    Öğle ve akşam ana öğünlerdeki enerjiyi (kaloriyi) dengelemek yine sağlığınızı ve ideal kilonuzu koruyacak bir yöntemdir. Eğer akşam yemeği için bir yere davetliyseniz, özel bir yemek varsa öğle yemeklerinizi daha hafif geçirmelisiniz. Böylece hem gün içindeki kalori alımınızı dengelemiş olursunuz hem de varsa sindirim şikayetlerinizi (reflü, gastrit, gaz, şişkinlik vb.) azaltırsınız.

    KADINLAR İÇİN OFİS DİYETİ ÖRNEK MENÜ
    Kahvaltı
    1 dilim peynir çeşidi
    1–2 dilim tam buğday veya çavdar ekmeği
    Sınırsız çiğ sebze
    2 adet siyah veya 3 adet yeşil zeytin
    Kuşluk
    15 adet fındık veya 12 adet badem veya 3 adet tam ceviz
    1 kupa yeşil çay
    Öğlen
    2–3 ızgara köfte kadar et veya tavuk veya hindi veya balık
    1 su bardağı yoğurt veya 2 su bardağı ayran
    Bol salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile)
    1 dilim tam buğday veya tam çavdar ekmeği
    İkindi
    1 dilim tam buğday veya tam çavdar ekmeği veya ¼ adet simit
    1 dilim peynir
    Söğüş sebze
    Akşam
    6 yemek kaşığı etsiz sebze veya kuru baklagil yemeği
    1 ince dilim tam buğday veya tam çavdar ekmeği
    1 su bardağı yoğurt veya 2 su bardağı ayran
    Bol salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilaveli)
    Gece
    2 porsiyon meyve
    Önemli Not: Yukarıda yer alan menü örnek menüdür. Diyet kişiye özeldir ve diyetisyen ile bire bir görüşmeler ile hazırlanmalıdır.

  • Ev yapımı diş macunu tarifi

    Ev yapımı diş macunu tarifi

    Ev yapımı diş macunu tarifi Ağız ve diş sağlığına özen gösterenler dikkat! Piyasada satılan onlarca çeşit diş macunundan memnun olmayanlar için uzmanlar tamamen doğal bir tarif verdi.

    Kimyasal içermeyen, evde herkesin yapabileceği diş macununun hem dişleri beyazlattığı hem de diş eti hastalıklarından koruduğunu söyleyen uzmanlar,

    Ev yapımı diş macunu tarifi

    “1 çorba kaşığı Hindistan cevizi yağı,
    2 kaşık zerdeçal ve bir miktar nane yağı karıştırılır.

    Bu karışımla dişler fırçalanır. Sonuçtan memnun kalmayanlar birkaç gün bu macunu tekrarlasın.

     

    Evde Diş Beyazlatmanın 7 Doğal Yolu için TIKLAYIN

  • Tüp bebek tedavisi 2016 yenilikler

    Tüp bebek tedavisi 2016 yenilikler

    Tüp bebek uygulamalarında kullanılan yeni yöntemlerin bebek sahibi olma şansını artırdığı ve Tüp bebek tedavisi 2016 yenilikler..

    İlk kez İngiltere’de tüpleri kapalı olan bir kadına uygulanan tüp bebek tedavisi sonucunda 1978 yılında Louise Brown bu yöntemle doğmuştur. İlk yıllarda yumurta gelişimini uyarıcı ilaçların ve laboratuarda kullanılan yöntemlerin teknolojik açıdan sınırlı olması nedeni başarı oranları düşük iken bugün tüp bebek tedavileri yaklaşık yüzde 60 oranlarında gebelikle sonuçlanır.
    Tüp bebek uygulamalarında kullanılan yeni yöntemlerin bebek sahibi olma şansını artırdığını söyleyen Liv Hospital Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilgün Turhan tüp bebekteki son tedavi yöntemlerini anlattı.
    Kromozom bozukluğunda tüp bebek tedavisi nasıl yapılır?
    Preimplantasyon genetik tanı (PGT); embriyoların rahim içine transfer edilmeden önce üçüncü veya beşinci gününde embriyolardan alınan hücre örneklerinde genetik testler yapılarak anneye sağlıklı embriyoların yerleştirilmesi yöntemidir. Sağlıklı embriyo seçilerek gebelik ve canlı doğum oranları artmakta aynı zamanda tıbbi sebepler nedeni ile gebeliği sonlandırma zorluğu ortadan kalkmaktadır.
    Hedef canlı doğum oranını artırmak
    PGT iki amaçla yapılır. Birinci amaç anöploid yani kromozomal olarak anormal olan embriyoların ayıklanarak öploid yani kromozomal olarak normal embriyoların seçilmesidir. Genç hastaların yumurtalarında kromozom bozukluğu bulunma riski daha düşük ve gebelik sonuçları daha iyi olmasına rağmen embriyolarının yaklaşık yüzde 20-40’ında kromozomal bozukluk vardır (anöploidi).
    Yaş ilerledikçe yumurta sayısı ve kalitesi düşer, embriyolarda kromozom bozukluğu bulunma riski artar. 37 yaş ve üzeri anne adayları, daha önce başarısız tüp bebek uygulamaları olanlar, embriyonun tutunamadığı hastalar, erken gebelik kayıpları olan hastalar, şiddetli sperm yapım bozukluğu olan çiftlerde PGT sayesinde kromozom yapısı sağlıklı olan embriyolar transfer edilerek canlı doğum oranının arttırılması hedeflenir.
    Daha önceleri bu genetik testler FİSH yöntemi ile sınırlı sayıda kromozom için yapılırken bugün kapsamlı kromozomal tarama (aCGH) tekniği kullanılarak incelenen embriyoya ait tüm kromozomlar ve kromozomlara ait bozukluklar tespit edilebilir.
    Tüp bebek tedavisi 2016 yenilikler
    Tüp bebek tedavisi 2016 yenilikler
    Kimler PGT adayıdır?
    PGT yapılmasında ikinci amaç ise belli bir genetik bozukluk veya hastalık taşıyıcısı olan eşlerde bu hastalıkların tanısının konmasıdır. Bunlar kromozomal anormallikler (translokasyonlar, inversiyonlar) olabildiği gibi bazen de Akdeniz anemisi, kistik fibrozis gibi mutasyonu bilinen genetik hastalık taşıyıcısı olan çiftler, geçmişte gen seviyesinde gösterilen bir durum nedeni ile hasta çocuğu olan veya kaybedilen çocuğu olan çiftler, ailesel bir genetik hastalık hikayesi olan çiftler tek gen hastalıkları için PGT adayıdırlar. Bunların dışında kan hastalığı olan kardeşin tedavisi için uygun doku tipinde embriyonun (HLA Tayini) belirlenmesi amacı ile de PGT uygulanır.
    Tüp bebek tedavilerindeki yeniliklerden biri embriyoların blastosistevresine kadar (embriyo gelişiminin 5’inci ya da 6’ncı günü) büyütülerek embriyonun trofektoderm (plasentayı oluşturacak olan) tabakasından biyopsi almaktır.
    Bu sayede fetusa (doğacak bebeğe) ait hücreler zarar görmemiş olur. Bazen kadında veya erkekte olan dengeli kromozom bozuklukları (translokasyonlar, inversiyonlar, delesyonlar) çocuklarda zeka geriliği, gelişim geriliği, otizm spektrum bozuklukları, dismorfik özellikler ve diğer doğuştan anomaliler gibi birçok genetik sendromun sebebi olabilir. Kadın ve erkek tamamen normal görünse bile tüp bebekte döllenmiş yumurtaların yüzde 80’inden fazlası anormal veya taşıyıcı olacaktır.
    Kadın ve erkeğin kanında periferik karyotip tetkiki ile kromozomları incelenir. Yeni geliştirilen kromozomal mikroarray testi ise klasik karyotiplendirme testlerinin tespit edemediği derecede küçük genomik dengesizlikleri tespit edilerek tanı açısında 5 kat daha fazla kazanç sağlar.
    Genetik hastalık taşıyıcısı olup olmadığı taranabilir
    Daha önce genetik bir hastalık taşıdığı belirlenmiş bir çocuk sahibi olan çiftler, ailesinde genetik hastalık taşıyıcılığı olan bireyler, özellikle ülkemizde yaygın olan akraba evliliği yapmış çiftler ve etnik olarak bazı genetik hastalıkları taşıma riski yüksek bir gruba mensup çiftlerin kanından yapılan Genetik Hastalık Taşıyıcılık Testi ile genlerinde taşınma olasılığı muhtemel 200’ün üzerinde genetik hastalık ve yaklaşık 1600 kadar mutasyon açısından taşıyıcılık durumu taranabilir.
    Tek seferde 20 bin gene bakılabiliyor
    Genom üzerinde proteinlerin kodlanmasını sağlayan DNA’nın kısa işlevsel bölgelerine egzomlar denir. Bunlar genomun sadece yüzde1’lik alanını kapsasa da genetik hastalıkların çoğundan sorumludur. Bilinen genetik hastalıkların sebebi olan bozuklukların yüzde 84’ü ekzom üzerinde bulunur.
    Toplumda çoğu nadir hastalık grubunda olmak üzere 2000’den fazla genetik hastalık vardır. Eski teknolojiler bir seferde tek gene bakabilirken, yeni nesil genetik teknolojiler tek seferde 20 bin gene bakabilir. Tüm egzom dizileme testleri klinik öneme sahip olan genlerinin yüksek güvenilirlikle dizilenmesini ve analizini sağlar.
    Sağlıklı sperm nasıl seçilir?
    Spermin genetik yapısı normal döllenme ve sağlıklı bir embriyoya hayat verme açısından önemlidir. Bazı durumlarda spermin DNA yapısı bozulur. Böyle bir sperm yapısı semen analizinde anormal bir sonuç vermez. Bu amaçla DNA’nın fragmantasyon analizi ile bütünlüğünün koruyup korumadığı test edilir. Açıklanamayan kısırlık, anormal embriyo gelişimi, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı, tekrarlayan gebelik kaybı durumlarında Sperm DNA Fragmantasyon testi yapılmalıdır. Normalde hasarlı sperm oranının yüzde 15’in altında olması beklenir.
    Yüzde 15-30 arası ara kademe olup yüzde 30’dan fazla anormal sperm içeren semene sahip erkekler risk altında kabul edilir. Tüp bebek tedavilerinde morfolojik olarak ciddi problemleri olan spermler ile yapılan işlemler sonucu gelişen embriyoların daha düşük kalitede olduğu bilinir.
    Bu nedenle mikroenjeksiyon için en iyi spermlerin seçilmesi çok önemlidir. Son zamanlarda kullanılmaya başlanılan ve yüksek büyütme ile en kaliteli spermin mikroskop ile çok büyütülerek seçilebilmesine imkan sağlayan IMSI sistemi sperm problemi olan çiftlerde kaliteli embriyoların gelişmesine ve daha yüksek gebelik oranları elde edilmesine imkan sağlar.
    Blastosist (5. gün) transferi gebelik şansını artırıyor mu?
    Tüp bebek tedavisinde embriyolar genellikle 2-8 hücre aşamasında (2-3 gün) rahime transfer edilmektedir. Embriyoların kültür süreleri 5. güne kadar uzatılarak blastokist hücreleri elde edilebilir. Blastokist hücreleri canlılığını ispatlamış rahime tutunma ihtimali yüksek hücrelerdir. Genel olarak “blastokist transferi” gebelik oranını artırır.
    Hızlı dondurma yöntemi-vitrifikasyon hangi durumlarda kullanılıyor
    Yumurta, sperm ve 3. gün ve 5. gün embriyoları bugün artık hızlı dondurma tekniği ile olan vitrifikasyon yöntemi ile dondurulmaktadır. Vitrifikasyon yöntemi ile dondurma çözme sonrası embriyolarda canlılık oranı çok yüksektir.
    Başarılı tüp bebek merkezlerinde embriyoloji laboratuarının yüksek teknolojiye sahip olması yanında laboratuarda en son teknikleri ve yöntemleri uygulayan embriyolog ve biyologların bilgi ve deneyimleri de gebelik oranlarını yükseltmektedir. Tüp bebek tedavilerinde her geçen gün gelişen yenilikler çocuk isteyen çiftlerde umutlarımızı ve başarı oranlarımızı artırmaktadır.
  • Çocukların öksürüğünü hafifletmek için ne yapılabilir?

    Çocukların öksürüğünü hafifletmek için ne yapılabilir?

    Çocukların öksürüğünü hafifletmek…Basit önlemler onun, hastalığının ilerlemesini engelleyerek ilaç almasını engeller. İşte çocuğunuzun öksürüğünü hafifleten doğal ve kolay çözümler…

    Burnu, sık sık tuzlu suyla temizleyin: Deniz suyu içerikli burun damlası ya da spreyi yahut evde hazırladığınız tuzlu suyla çocuğunuzun burnunu gün içerisinde temizlenebilir.

    Yastığını yükseltin: Çocuk düz zeminde yattığında öksürüyorsa yastık biraz daha yükseltilmelidir.

    Soğur buhar uygulaması yapın: Çocuğunuza 3-4 saat arayla 5-10 dakika soğuk buhar makinasından yoğun buhar solutulabilir. Bu yöntem solunum yollarında ki tahrişi ve ödemi gidermeye yardımcı olur.

    Öksürük şurubunu doktor olmadan kullanmayın: Bazı şuruplar öksürüğü baskılarken bazıları balgam söktürücü özelliği sebebiyle öksürüğü artırıyor. Ayrıca çoğu öksürük şurubunun sinir sitemi üzerine yan etkisi var. Bu sebeple çocuğun ihtiyacına uygun öksürük şurubu doktor tavsiyesi ile verilmeli.

    Ballı limonlu su hazırlayın: Birkaç damla ılık su içinde eritilmiş bala limon suyu katarak hazırlanan içeceği gece yatmadan önce 18 aylıktan büyük çocuğunuza içirin. Bal ve limon karışımı birçok ilaçta da kullanılan ve boğaz tahrişini rahatlatan doğal bir reçetedir.

  • Sex sırasında yapmamanız gerekenler

    Sex sırasında yapmamanız gerekenler

    Siz siz olun partnerinizle yatağa girdiğinizde ona sırtınızı dönmeyin. Çünkü bu vücut dilinin işlediği en büyük gaflardan biridir. Bunlar dışında aşla yapmamanız gereken birkaç şey daha var.. İşte seks sırasında yapmamanız gereken şeyler…

    Öpmemezlik yapmayın

    Araştırmalara göre birçok çift seks sırasında partneriyle öpüşmüyor. İster inanın, ister inanmayın ama bu bir gerçek. Bunun bazı nedenleri olabilir. Örnek olarak pozisyon buna el vermiyordur ya da zevkin doruklarına tırmanmak isteyen çift, seksin ritmini bozmak istemiyordur. Ancak bizden size öneri, geleceğe yatırım yapmak, partnerinizle aranızdaki bağı kuvvetlendirmek istiyorsanız, onu ilişki sırasında öpmenizi tavsiye ederiz.

    Partneriniz hazır olmadan onu ısırmayın

    Birçok insan cinsel ilişki sırasında agresif bir tavır takınmaktan zevk duyuyor. Partneri ısırmak da bu tavrın getirdiği bir davranış. Ama siz siz olun cinsel ilişkiye girdiğiniz kişiyi, o hazır olmadan ısırmayın. Çünkü hazırlıksız yakalanan bir kişide bu durum acıya, ağrıya ve ani bir korkuya neden olabilir. Böyle bir durumda partnerinizle yaşayacağınız başka zevkleri kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Seks yaptığınız kişinin buna hazır olduğundan iyice emin olduktan bu eylemi gerçekleştirin.

    Sadece vücudun tek bir bölgesine odaklanmayın

    Biliyoruz, kadınlarda en dikkat çeken 3 bölge belli. Ancak siz sadece bu 3 bölgeye odaklanırsanız, partneriniz bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Dizler, bilekler, sırt ve karın… Bu bölgeleri sakın pas geçmeyin. Karın bölgesi oldukça erojen(cinsel istek uyandıran) bir bölgedir. Bu gölgeyi yavaşça okşamak partnerinizi daha istekli hale getirecektir.

    Bütün ağırlığınızı ona vermeyin

    Bazen zevkin doruklarına ulaştığınızda kendinizi ve beden kontrolünüzü kaybedebilirsiniz. Bu durumları istisna sayabiliriz, fakat siz olabildiğince bedeninizi kontrol edin ve tüm ağırlığınızı partnerinize vermeyin. Bu durumlarda baskı altında kalan partnerinizin nefes alış verişini engellemiş olursunuz. Böyle bir durumda partneriniz size eşlik etmekte zorlanabilir. Dikkatli olun…

    Ne erken ne de geç….

    Özellikle en çok dert yandığınız konulardan biri. Erken ya da geç boşalmak. Zamanında boşalmamak, partnerinizin memnuniyetsiz bir şekilde yataktan ayrılmasına neden olabilir. Bu, eşinizin kendisini bir iş makinesi gibi hissetmesine yol açabilir. Zamanında boşalmak için iyi bir kas kontrolüne sahip olmalısınız. Ön sevişmeye daha fazla zaman tanımalısınız.

  • Otolog krem

    Otolog krem

    Otolog krem Otolog kelimesi sözlük anlamı olarak, “kendinden olan, kişiye özgü olan” anlamındadır. Otolog kremde, sizden kan örneği alınır.

    Crena otolog krem, kişiden alınan kandan, cilt bakımında değerli ve etkili olan eşsiz pek çok molekülün (proteinler, biyoaktif materyaller,genetik yapılar vb.) biyoteknolojik yöntemlerle izole edilmesi ve bunların yine kişinin genetik yapısı baz alınarak hazırlanan krem ve aktivatör formulasyonuna yüklenmesi sonucu oluşturulan bir cilt bakım ürünüdür.

    Otolog krem

    Otolog kelimesi sözlük anlamı olarak, “kendinden olan, kişiye özgü olan” anlamındadır.  Otolog kremde, sizden kan örneği alınır. Alınan kan doku mühendisliği laboratuvarına giderek, cildin genetik haritası çıkarılır. Bu haritada, cildin hassasiyetleri, yatkınlıkları ve ileride ortaya çıkabilecek erken yaşlanma nedenleri ifade edilir. Daha sonrasında bu rapora göre hastaya en uygun krem formülüze edilir. Kişinin cildinin ihtiyaç duyduğu en kritik maddeler kremde yer alır. Ayrıca günlük yaşam döngüsü içerisinde farkında olmadığımız ancak cilt tarafından kullanılan ve oldukça önemli olan pek çok kritik biyoaktif molekül yine kişinin kendi kanından izole edilerek krem ve aktivatöre yüklenir. Dolayısıyla otolog krem, sadece kişinin kendi cilt yapısına özgü formülüze edilmiş olmakla birlikte akne izlerini ve cilt lekelerini gideren, cildin nem dengesini sağlayarak aşırı yağ salgısının önüne geçen, yaşlanma belirtilerini ortadan kaldıran gerek teknoloji, gerek doku mühendisliği yaklaşımı, gerekse etkinlik olarak raflarda halihazırda satılan pek çok lüks kremleri geride bırakarak kozmetik alanda yepyeni bir kapı açmıştır.

    Otolog krem aynı zamanda göz altında da uygulanabilecek kadar hassas bir yapıya sahiptir; en problemli ve hassas ciltlerde dahi kullanılabilmesinin yanı sıra paraben, ağır metaller ve kanserojenik bileşenleri içermediği için de güvenle kullanılabilir. Kullanım ömrü yaklaşık 4 ay olmakla birlikte yaklaşık 2 ay gibi kısa bir süre içerisinde gözlemlenebilir düzeyde kırışıklık ve lekelerde düzelme sağlamaktadır.

    (UZ. DR. MEHMET RAHŞAN / AKŞAM GAZETESİ)

  • Leblebi diyeti ile 3 günde 3 kilo

    Leblebi diyeti ile 3 günde 3 kilo

    Leblebi diyeti ile 3 günde 3 kilo İlk okuduğumuzda çok ağır bir diyetmiş gibi geliyor. Aslında bu bir detoks diyet programı. 3 günden fazla yapılmıyor.

    leblebi diyeti
    leblebi diyeti

    Leblebi diyeti ile 3 günde 3 kilo

    Limonlu su vücudu arındırırken leblebi ise tok tutuyor. Günlük vitamin ihtiyacınızı da limonlu sudan almış oluyorsunuz.

    Malzemeler: Leblebi ve Limon

    Uygulanışı: 5 adet limonu 2,5 litre suya sıkın ve bu suyu gün içinde içerek bitirin.

    Sabah: 1 çay bardağı leblebi Öğlen: 1 çay bardağı leblebi Akşam: 1 çay bardağı leblebi

    Size uygunsa mide probleminiz yoksa açlığa dayanabiliyorsanız mutlaka deneyin…

    Leblebi Yiyerek Zayıflama Deneyimlerimiz için TIKLAYINIZ!

    Diyette Leblebi Yemenin Zayıflamaya Etkisi sorusuna karşı az denecek kadar az olsa da tokluk yapması adına da olumlu bir yanına sahip olması da avantaj içeriyor. Fakat diyet yapan kişiler ise sarı leblebiden çok beyaz leblebileri tüketmesi daha olumlu etkiyi görmelerine de en iyi şekilde yardımcı olacaktır. Çünkü beyaz leblebi sarı leblebiye oranla daha fazla fayda sağladığını da söyleyebiliriz. Fakat dikkat edilmesi gereken önemli unsur ise beyaz leblebinin şeker ile süslenen çeşitlerinden de kaçınılması gerektiğidir

  • Tüp bebek tedavisi kaç kere uygulanabilir?

    Tüp bebek tedavisi kaç kere uygulanabilir?

    Bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin aklına takılan en önemli sorulardan biri de Tüp bebek tedavisi kaç kere uygulanabilir? Çiftler tüp bebek tedavisini hangi şartlar altında kaç kere deneyebilir? Özel Medicana İnternational İstanbul Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç.Dr. Selman Laçin tüm merak edilenleri ile tüp bebek tedavisinin kaç kere denenebileceğini Kadınlar Kulübü TV’ye anlatıyor!

    Tüp bebek tedavisi kaç kere uygulanabilir?

    Çikolata kisti nedir? Kısırlığa yol açar mı?

    Tüp bebek tedavisi riskli mi?

    Polikistik yumurtalık kısırlığa yol açar mı?

    Miyomlar tüp bebek tedavisini etkiler mi?

    Tüp bebek tedavisinde laboratuvarın önemi nedir?

    Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen faktörler neler?

    Tüp bebek tedavisinde sperm bulunmayan durumlarda ne yapılır?

    Tüp bebek gebeliğinin normal gebeliğe göre riskleri nelerdir?

    Tüp bebek tedavisi hangi durumlarda iptal edilmeli?

    Tüp bebek tedavisinde kadın ve erkeğin yaşı başarıyı etkiler mi?

    Tüp bebek tedavisinden once laparoskopi ve histereskopi yapılmalı mı?

    Tüp bebek tedavisinde düşük yapma riski nedir?

    Başarısız tüp bebek tedavisi sonrasında ne yapılmalı?

    Tüp bebek tedavisinde spermler nasıl seçilir?

    Düşük yapan kadınlarda tüp bebek tedavisi yararlı olur mu?

    Embriyo transferi nasıl yapılır? Önemi nedir?

    Embriyo seçimi neye göre yapılır?

    Tüp bebek tedavisinin maliyeti nedir?

    Tüp bebek tedavisinde herkese aynı ilaç tedavisi mi uygulanıyor?

    Tüp bebek tedavisinin yan etkileri var mı?

    Tüp bebek tedavisine ne zaman başlamak gerekir?

    Aşılama tedavisi riskli mi?

    Tüp bebek tedavisi öncesinde nasıl beslenmeli?

    Tüp bebek tedavisinde başarı beklentisi nedir?

    Tüp bebek tedavisinde mikroenjeksiyon nedir?

    Aşılama tedavisi nedir? Kimlere önerilir?

    Tüp bebek tedavisinde yumurta toplama işlemi nedir?

     

  • Kadınlar yatakda ne ister

    Kadınlar yatakda ne ister

    Kadınlar yatakda ne ister ? Herkes kendini yatakta başarılı, adeta bir makine ve boğa gibi görebilir. Hatta porno filmlerindeki yıldızlar kadar başarılı bulabilir. Ancak durum gerçekten öyle mi?

    Farkında olmadan elinizin ve gözünüzün uzandığı porno filmler çok başarılı duruyor değil mi? Oradakilerin aynısını yaptığınızda başarılı olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz. Bir eğitim filmi olarak gördüğünüz porno filmler, sadece birer showdan ibaret. Peki kadınlar yatakta gerçekten ne istiyor? 10 güzel kadına bu soruyu sorduk, bakın ne istiyorlarmış?

    Viktoria (22) – “Zaman ayırın”

    “Seks yapmadan önce bizimle daha fazla zaman harcayın ve bizi biraz eğlendirin. Bizi biraz öpün ve bize dokunun ki, bunun gerçek bir sekse doğru gittiğinden emin olalım. Yavaş, yumuşak dokunuşlarla tutkulu olun. Bazı erkekler sevişme öncesinde çok sabırsız ve bencil olabiliyor.”

    Amy (21)- “Ses çıkartın”

    “Erkekler seks yaparken inleyen kadınlardan hoşlanıyor, ancak kendileri bunu nadiren yapıyor. Cinsel ilişki sırasında zevk duyduğunu belirten cümleler ve inlemek erkekleri çok çekici yapıyor. Onun gerçekten içimde olduğunu hissettiriyor.”

    Olivia,(28)- “Ellerinizi kullanın”
    “Seks yaparken parmaklarınızı kullanın ve klitorisi ovalayın. Çoğu kadın sadece penetrasyonla orgazm olmaz. Bu yüzden parmaklarınız biraz meşgul olsun. Eğer arkadan yapıyorsanız,eliniz ön tarafta olsun mutlaka”

    Dana (25)- “Biraz sapık olmaktan korkmayın”

    Biraz garip ama ben kaba seks sevenlerdenim. Yattığım adamlardan bir tanesi hariç hepsi düz vanilya seksi yapmış. Ben bir erkekle birlikte olduğumda kıçıma şaplak atsın istiyorum. Onu kravatından tutup kendime çekere kulağına terbiyesiz şeyler fısıldamak istiyorum.

    Selena (22)- “Yavaş yavaş soyun”

    “Giyisileri yavaşça çıkartmak oldukça seksi. Bazen hızlıca çıkartmak baştan çıkarıcı olabiliyor ama hediye paketini yavaş yavaş açmak daha zevkli. Çünkü alttaki iç çamaşırı bir erkek için özenilmiş olduğunda, bu takdir edilecek bir durum.”

    Jess (29)- “Daha çok baştan çıkarıcı pozisyon deneyin”

    “Misyoner ve doggy pozisyonu güzel ama ben biraz daha farklı pozisyonlar denemekten yanayım. Sürprizleri seviyorum. Mesela bacaklarımı omuzuna atsın, ya da beni mutfağa götürüp tezgahın üzerinde becersin.”

  • 2016 saç trendleri

    2016 saç trendleri

    2016 saç trendleri İlkbahar ve yaz aylarında da tren olan bohem dalgalar 2016’nın Kış sezonunda da hayatımızdan çıkmayacak. Doğal ve zahmetsiz şekilde yapılan bu mükemmel saçlar kadının vahşi tarafının dışa vurumu olarak tanımlanıyor.

    2016 en trend saç renkleri arasında , bal köpüğü saç renkleri ve saç modelleri , karamel saç renkleri , çikolata kahve saç renkleri, küllü kumral saç renkleri ve saç modelleri, bakır kızılı saç renkleri ve mavi siyah saç renkleri ve saç modelleri yer alıyor..

    2016 kışında doğal saçlar yine popülerliğini korusada çılgın renkler de hayatımıza girecek.

    Parlak pembe, kırımızı, turuncu renkler tüm iddialarıyla birlikte hayatımıza girecekken, tabii ki siyah, koyu kumral, trüf kahverengi ve ışıltılı sıcak tonlar revaşta olacak.

    2016 saç trendleri

    100-Best-Hair-Trends-for-2016-1 100-Best-Hair-Trends-for-2016-2-280x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-3-315x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-4-315x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-10 100-Best-Hair-Trends-for-2016-12-434x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-13-337x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-16 100-Best-Hair-Trends-for-2016-17 100-Best-Hair-Trends-for-2016-18-280x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-20-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-21-400x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-22-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-23-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-28-282x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-36-295x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-37-430x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-40-280x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-42-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-44-324x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-46-478x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-48-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-49-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-50-390x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-51-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-53-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-54-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-57-368x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-59-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-65-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-72-430x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-74-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-76-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-82-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-84-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-86 100-Best-Hair-Trends-for-2016-90-420x420 100-Best-Hair-Trends-for-2016-91 100-Best-Hair-Trends-for-2016-93-315x420