Blog

  • Yeni tüp bebek merkezleri

    Yeni tüp bebek merkezleri

    Sağlık Bakanlığı 30 ilde üremeye yardımcı tedavi merkezi açma kararı aldı. Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Şencan, ”Hem bölgesel, hem de sektörel planlamaya ihtiyaç var” dedi.

    Hem bölgesel hem de sektörel planlamaya gidilmesi amacıyla kamu ve üniversitelerde yeni tüp bebek merkezleri açılacak.

    Sağlık Bakanlığı, 24 sağlık bölgesine ayırdığı Türkiye genelinde 30 yeni üremeye yardımcı tedavi merkezi açma kararı aldı.

    Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan ve Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan imzalı yazıda, planlama kararına dayanak oluşturan ”Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik”in 7’nci maddesinin 1’inci fıkrası anımsatıldı.

    Söz konusu fıkrada, ”Üremeye Yardımcı Merkezler, kamu ve özel hastaneler bünyesinde ünite olarak Bakanlıkça yapılacak planlama dahilinde açılır. Planlama; atıl kapasite oluşturulmaması ve kaynakların en verimli şekilde kullanılması için mevcut merkezlerin çalışma performansları ve hizmet kaliteleri de dikkate alınarak ülke, bölge ve il bazında merkeze olan ihtiyaca göre Bakanlıkça yapılarak, Bakanlığın resmi internet sayfasında duyurulur. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra müstakil merkez olarak faaliyet göstermek üzere merkez açma başvuruları kabul edilmez” hükmünün yer aldığına dikkat çekildi.

    Yazıda, bu doğrultuda, üremeye yardımcı tedavi merkezleriyle ilgili yeni planlamaya gidildiği belirtildi.

    Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülke kaynaklarının akılcı kullanılması amacıyla sağlık kurumlarıyla ilgili planlamaya gidildiğini, yeni diyaliz, organ nakli, kardiyovasküler cerrahi ve üremeye yardımcı tedavi merkezlerinin açılmasının bu planlama çerçevesinde mümkün olabildiğine işaret etti.

    Bu planlama doğrultusunda, kamuda ve üniversitelerde yeni üremeye yardımcı tedavi merkezleri kurulmasının kararlaştırıldığını bildiren Şencan, ”Hem bölgesel hem de sektörel planlamaya ihtiyaç var. Bu nedenle dengeli bir dağılım için oluşturulan sağlık bölgelerinde yeni merkezler kurulacak” dedi.

    YENİ MERKEZ AÇILACAK İLLER
    Sağlık Bakanlığının kamu ya da üniversitelerde yeni üremeye yardımcı tedavi merkezi açılmasını kararlaştırdığı iller şöyle:

    Çorum (1), Sakarya (1), Zonguldak (1), Bolu (1), Diyarbakır (2), Edirne (1), Çanakkale (1), Afyon (1), Manisa (1), Denizli (1), Aydın (1), Konya (2), Mersin (1), Adana (1), Hatay (1), Kayseri (1), Ordu (1), Samsun (1), Sivas (1), Kahramanmaraş (1), Gaziantep (1), Rize (1), Erzurum (2), Elazığ (1), Malatya (1), Şanlıurfa (1), Van (1).

    Tüp bebek ile ilgili merak ettikleriniz için tıklayın !

  • Sıcak yoga (Bikram) yapmak zayıflatır mı ?

    Sıcak yoga (Bikram) yapmak zayıflatır mı ?

    Zihinsel ve bedensel rahatlamayı sağlayan, mutlu olmayı ve mutluluk vermenin yollarını arayanların uğraş verdiği yoga, son yılların moda sporu haline geldi. Meditasyon olarak da bilinen egzersizlerden oluşan yoganın farklı türleri bulunuyor. Bunlardan biri de“bikram” yani “sıcak yoga”. Bu yoga türünün insanları terleterek zayıflattığı söyleniyor; öyle ki ünlü oyuncu-manken Serenay Sarıkaya, yeni başlayacak olan dizisi için sıcak yoga sayesinde tam 6 kilo vermiş. Bu yoga türü akıllara “Yoga zayıflatır mı? Vücut toksinlerden arınır mı?” sorusunu getirdi. Alanın uzmanlarına ve uygulayanlara sorduk.

    ‘Yoga’nın vücut ölçüsüyle ilgisi yok’
    Yoga Eğitmenleri Derneği Başkanı Bora ERCAN:

    “Ünlüler yoga yaptıklarında ünlü olduklarını unutsunlar. Çünkü yogayı böyle şeylere bulaştırmamak gerekiyor. Çok zayıf bir insanda yoga yapıyor olabilir, o zaman onun da kilo alması lazım. Yoga sayesinde beden ulaşacağı en sağlıklı forma kavuşur. Herkesin kendi ideal bedeni vardır. Bizim insanımız kiloya takmış vaziyette, zayıflayacağım diye yemek yemiyor. Yoganın vücut ölçülerimizle çok ilgisi yok, mental bir şey. Bir tür çıkarmışlar, sıcak yoga kilo verdirir diye. Zaten sıcaklıkla kilo verirsiniz. Yogada niyetiniz neyse odur, kalbiniz neyse o. Benim gözümün önünde yoga ile 25 kilo veren insanlar var ama yoga kilo vermek için yapılan bir aktivite gibi algılanıyor. Yoga bu değil.”

    ‘Yoga zayıflamaya yardımcı olur’
    Yoga Eğitmeni Monika TUGUTLU:

    “Yoga yapmak kilo vermeye yardımcı olabilir, bunun için farklı yoga çeşitleri vardır. Her gün düzenli olarak 1.5 saat terleyerek yoga yaparsanız, kilo verebilirsiniz. Hemen hemen her spor kilo vermeye yardımcı olur ama yoga yalnızca spor değildir. Aynı zamanda metidasyondur. Yoga yaparken yalnızca vücudunuz değil, kalbiniz ve beyniniz de değişiyor. Bunu başka hiçbirşeyde bulamazsınız. Yogayı disiplinle planlı bir şekilde yaparsanız ve kararlı olursanız bütün hayatınız değişir ve daha başarılı olursunuz. Benim de yoga sayesinde her şeyim değişti. İlişkim, arkadaşlarımla iletişimim ve hayata bakışım farklılaştı.”

    ‘Yaşam biçimi haline getirirsek kalıcı olur’
    Sunucu Ece VAHAPOĞLU:

    “Yoga veya herhangi bir spor disiplini, tek başına zayıflatmaz. İdeal vücut için spor ve sağlıklı beslenme bir arada olmalı. Doğru hedef zayıflamak değil, fit olmaktır. Bunu bir yaşam biçimi haline getirirsek kalıcı olur. İstediğin kadar spor yap; doğru beslenmezsen, su içmezsen faydasını göremezsin. Zayıflamak için yogayı kullanmak, felsefesine hakaret olur.”

    ‘Kişi sıkılaşabilir, hatta bir beden incelebilir’
    Beslenme Uzmanı-Diyetisyen Hülya ÇAĞATAY:

    “Yoga, pilates gibi vücutta harekete neden olan, kasların uzunlamasına çalışmasını sağlayan bu egzersizler vücutta sıkılaşmaya neden olur. Yoga sadece meditasyon olarak algılanıyor ancak vücut terbiye ediliyor ve kaslar da çalışıyor. Kiloda değişiklik olmadan kişi sıkılaşabilir hatta bir beden incelebilir ama kilo veremez. Çünkü yoga, pilateste uygulanan egzersizlerde çok ciddi bir enerji kaybı olmaz. Bu nedenle tek başına kilo verdiremez ancak kilo verme yöntemlerini destekleyen bir egzersiz uygulaması olarak düşünülebilir. Yoga tek başına kilo verdirir düşüncesi oldukça yanlış, böyle düşünülmemeli.”

    ‘Zayıflama biçimi olarak görülmemeli’
    Sağlıklı Beslenme Uzmanı Dr. Ender SARAÇ:

    “Yoga, dünyada ve Türkiye’de çok sömürülen bir konu oldu. Cinselliğe, aydınlanma yoluna iyi gelir gibi suiistimal edildi. İnsanın mükemmelleşmesi, beslenme alışkanlıkları için birçok şey var. Yoga yalnızca bunlardan biri. Türkiye’de sadece fiziksel egzersiz olarak algılanıyor. Yoga bilinçli olarak yapılırsa toksinlerden arınmayı sağlar, kas iskelet sistemini iyileştirir ve stresi azaltır. Ben Miami’de sıcak yoga yapmıştım, orada ter atmak amaçlı ve metabolizmayı hızlandırdığını söylediler. Sıcakbir ortamda olduğu için dikkat etmek gerekir. Kalbe de zararı var. Uzmanla çalışmak gerek. Bünyeyi zorluyor ve kesinlikle zayıflama biçimi olarak düşünülmemeli.”

    ‘Planlı beslenmeyle iyi sonuç alınabilir’
    Diyetisyen Gizem KESERVURAN:

    “Yoga yani meditasyonve pilates gibi sporlarda bulunan egzersizler, kişinin kilo verme sürecinde çok yardımcı olur. Hatta hem beslenme planlı bir şekilde olursa ve eş zamanlı olarak yoga yapılırsa iyi sonuçlaralınabilir. Böylece kilo verimini hızlandırır. Çünkü yoga çakralar üzerine bir sistem ve kas gruplarını da çalıştırıyor. Yoga doğru nefes alma tekniklerini öğretir. Doğru nefes alımı da vücuda sağlıklı oksijen girmesidir. Bu da hücrelere doğru oksijenin gitmesini sağlar. Doğru oksijen demek de yağ yakımıdır.”

  • Gelin annesi abiye 2014 modelleri

    Gelin annesi abiye 2014 modelleri

    Alyce Paris 2014 abiye modelleri tarafından tasarlanmıştır gelinin annesi için göz alıcı elbiseler bizim seçtiklerimize göz atın…Gelin annesi abiye 2014 modelleri galerimizde sizlerle…

    2014 Gelinlik Modelleri için tıklayın!

    Gelin annesi abiye 2014 modelleri 

    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi abiye 2014 modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri
    Gelin annesi 2014 abiye modelleri

     

  • Evde uygulanabilecek saç bakım maskesi

    Evde uygulanabilecek saç bakım maskesi

    Evde uygulanabilecek saç bakım maskesi…

    1 tatlı kaşığı susamyağı
    1 tatlı kaşığı tatlı bademyağı
    1/2 tatlı kaşığı hintyağı
    2 ampul Bepanten
    2 ampul E vitamini

    Bütün malzemeler ılık olacak şekilde bir kabın içerisinde karıştırılır. Bu karışım, önceden 2-3 dakika su buharına tutulmuş olan saçlı deriye, avuç içiyle ve yumuşak hareketlerle yedirilir. 10 dakika kadar yumuşak bir masaj yapılır, 1,5-2 saat kadar saçlı deriye emdirildikten sonra ol­dukça yumuşak bir şampuanla, saçı aşırı zorlamadan yağın fazlası akı­tılır. Gerekirse hafifçe ikinci bir şampuan daha yapılır. Daha sonra saç­lar soyalı veya doğal saç kremleriyle hafifçe nemlendirilir. En son duru­lama ise aşağıda tarif edilen bitki özlü suyla yapılır.

    Son durulama için karışım tarifi: 1 litre suyun içerisinde, birer çorba ka­şığı adaçayı, ısırgan, biberiye, at kuyruğu ve 2 çay kaşığı lavanta kayna­tılır. Özlerini vermeleri için 4-5 dakika bekletildikten sonra süzülür ve elde edilen su yaklaşık 10 litre suyla dolu bir bidona aktarılır. Bidonda­ki su, bir hafta, on gün kadar son durulama suyu olarak kullanılabilir.

  • Vajinal denge önemlidir

    Vajinal denge önemlidir

    Vajinanın belli bir PH (asidik veya alkalin) seviyesi vardır. Normal vajinal PH 3.8 ile 4.2 arasındadır. Vajinal dokudan salgılanan laktik asit vajinayı asidik bir ortam haline getirir. Yaşla birlikte azalan östrojen vajinal PH’ı yükseltir.

    Ayrıca spreyler, vücut jelleri, pudralar, kokulu sabunlar gibi kadın hijyenik ürünler vajina PH dengesini bozabilir. Bu durumda bakteri ve mantarlar enfeksiyonlarında artış görülebilir.

    Vajinal dokular çok hassas olduğundan PH dengesinin bozulması doku hasarı ve kaşıntıya neden olabilir. Bu nedenle vajina PH dengenizi bozmayacak ürünleri -hekiminizin de önerisiyle- seçmeye özen gösterin.

  • 2013 Modern Yemek Odası Takımları

    2013 Modern Yemek Odası Takımları

    Akşamları bir sofranın başında toplanmak kadar güzeli var mı? Türk aile yapısının en hoş geleneklerindendir yemekleri birlikte yemek. Soframıza, evimize bu kadar özen gösterirken yemek odasını öylesine seçmek olmaz tabii…

    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
    2013 Modern Yemek Odası Takımları
  • Tüp Bebekte Cevabı Aranan Sorular

    Tüp Bebekte Cevabı Aranan Sorular

    Ülkemizde çocuk sahibi olma problemi yaşayan 1.5 milyon çift en kısa zamanda hayallerini gerçeğe dönüştürmek için cevabını bilmediği soruların yanıtını arıyor.

    İnsanın varoluş sebeplerinden biri yaşamak diğeri de üremektir. Ancak gelişen teknoloji ve modern yaşamın insanlığa verdiği yanıtlardan biri de kısırlık… Yapılan araştırmalar ülkemizde 1.5 milyon çiftin çocuk sahibi olma problemi yaşadığını ortaya koyuyor.

    İşte çiftlerin cevabını aradığı sorular ve yanıtları:

    Tüp bebek tedavisine ne zaman karar verilmelidir?

    Tüp bebek tedavisine başlamadan veya karar vermeden önce daha basit yöntemler ile gebe kalınıp kalınmayacağı araştırılmalıdır. Erkeğe bağlı sperm problemi yoksa yumurtlama fonksiyonları normal ise genç çiftlerde tüp bebek denemeye gerek yoktur. Yumurtlamayı artırıcı yöntemler veya aşılama tedavisi ile daha basit daha hesaplı bir şekilde netice alınabilir.

    Tüp bebek tedavilerinde başarının tanımı nedir?

    Tüp bebek merkezleri başarılarını klinik gebelik oranı ve canlı doğum oranı ile belirler. Klinik gebelik oranı pozitif gebelik testinin ardından rahimiçi gebelik kesesinin de ultrasonografik olarak geliştiği hasta grubunu kapsar. Canlı doğum oranı ise kimi tanımlarda gebeliğin 20 haftaya ulaşması, kimi tanımlarda ise eve bebek götürme oranı olarak belirlenmiştir. Bu anlamda en önemli etken az sayıda embriyo transferi ile elde edilen tekil veya ikiz gebeliklerdir. Merkezlerin başarıları tüp bebek tedavilerinin tüm basamaklarının doğru uygulanması ile yükselmektedir. Bir çifte, iyi uygulanmış ovülasyon indüksiyonu, doğru zamanda toplanmış yumurta, iyi seçilmiş sperm ile uygulanan doğru mikroenjeksiyon nihayetin de iyi bir teknikle embriyonun transfer edilmesi yüksek gebelik oranı sağlayacaktır. İyi merkezler zor hasta karakteristiğine sahip olmalarına rağmen klinik gebelik ve canlı doğum oranlarını yüksek tutmaktadır.

    Dondurulmuş embriyo transferinden sağlanan gebeliklerde hastalık riski artar mı?

    Bilimsel çalışmalar tüp bebek tedavilerinde dondurulmuş embriyo transferi ile elde edilen gebeliklerde taze embriyo gebeliklerine oranla fetuslarda artmış doğumsal anomali veya genetik hastalık riski saptamamıştır. Günümüzde embriyo dondurulması tüp bebek tedavilerinin standart bir ayağını oluşturmaktadır.

    Dondurulmuş embriyo transferlerinden sonra gebelik oranları azalır mı?

    Dondurulmuş embriyo transferi, taze siklusta transferin mümkün olmadığı durumlarda, endometriyum tabakası inceliği veya ohss riski gibi veya taze embriyo transferinden elde edilen fazla sağlıklı embriyoların tekrarlayan denemelerde uygulanması ile gerçekleştirilir. İyi tekniklerle dondurma ve çözdürme işlemi uygulanmış kaliteli embriyolar ile taze transferlere oranla daha yüksek gebelik başarısı sağlanır. Bunun en olası sebebi aktif embriyo geliştirilen aylarda hormonal değişimlerin rahim alıcılığı üzerindeki olumsuz etkisidir. Bu nedenle dondurulmuş embriyo transferi, tekrarlayan basarisiz IVF denemeleri olan hastalarda bir tedavi stratejisi de olabilmektedir.

    Yumurtalık dondurulabilir mi? Kimlere önerilir?

    Yumurtalık dokusunun dondurularak saklanması kanser tedavileri nedeniyle doğurganlığı tehdit altında olan kadınlar için uygulanabilen bir yöntemdir. Kemoterapi ve/veya radyoterapi öncesi laparoskopik ameliyat ile alınan over dokusu dondurularak saklanır ve kanser tedavisinin ardından üreme fonksiyonlarının kazanılması için tekrar vücuda yerleştirilir. Günümüzde nakil sonrası başarılı gebelikler ve doğumlar elde edilmiş olmasına rağmen halen deneysel bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Kanser tedavisi için kemoterapi ve/veya radyoterapi planlanan, kemik iliği veya kök hücre nakline hazırlanan ve bağışıklık sistemi hastalıkları nedeniyle yüksek doz kemoterapi planlanan kadınlara önerilir. Klinik olarak doğurganlığını doğal limitlerin üzerine taşıma isteği bulunan kadınlar için de uygulanabilir olsa da bilimsel olarak bu hasta grubuna uygulanmamaktadır.

    Kanser tedavileri, kemoterapi sperm yapımını bozar mı?

    Kemoterapi hızlı bölünen hücreleri yok etme prensibi ile çalışan bir tedavi yöntemidir. Hedef hücre kanser hücresi olmakla beraber vücutta hızla bölünen saç-kök, mide-bağırsak sistem ve üreme hücreleri olan sperm ve yumurta hücrelerini de yok eder. Aynı şekilde radyasyon terapileri de sperm ve sperm hücresini oluşturan germ hücrelerine zarar verir. Kemoterapi ve radyoterapi tedavi tipi sayısı ve toplam doza bağlı olarak erkeklerde geri dönüşsüz ‘azoospermiye’ yani ‘hiç sperm oluşturamama’ durumuna dolayısıyla kısırlığa yol açabilir. Kanser tedavileri öncesinde spermin dondurularak saklanması doğurganlığın korunması için uygulanan kanıtlanmış tek tedavi yöntemidir.

    Genetik hastalıklar kısırlık nedeni midir?

    İnsanlarda normalde 46 kromozom bulunmaktadır. Bunların iki tanesi cinsiyet kromozomu olan X ve Y kromozomlarıdır. Kadınlar iki X kromozomu (46XX), erkekler bir X ve bir Y kromozomu (46XY) taşırlar. Cinsiyet kromozomlarında ki bozukluklar kısırlık sebebidir. Erkeklerde Y kromozomunun bazı bölgelerinde ki genetik materyal kaybı azoospermi veya şiddetli sperm sayı azlığı şekil ve hareket bozukluğuna yol açarak kısırlık sebebi olmaktadır. Aynı şekilde kadınlarda x kromozomu kaybı yumurtalıkların fonksiyon görmemesine ve dolayısıyla kısırlığa neden olmaktadır. Cinsiyet kromozomları dışında ki otozomal kromozomlarda olabilen genetik kusurlar da çiftlerde tekrarlayan düşüklere, kısırlığa ve fetusta genetik bozukluğa yol açmaktadır.

    Adet görmeyen kadınlar gebe kalabilir mi?

    Primer Amenore olarak adlandırılan ve beyinden yumurtalıkları uyaran hormon döngüsünün çalışmadığı Hipogonadotropik Hipogonadizm olgularında kadınlar kendiliğinden hiç adet göremez. Bu eksik hormonların takviye edilmesiyle yumurtlama sağlanır ve çift uygun yardımlı üreme tekniğine yönlendirilerek gebelik elde edilir. Adet göremeyen diğer durumlar da ise Turner Sendromu olarak bilinen genetik sendrom ( 45, X0), erken menoza yol açan Prematur Over Yetmezliği ve menopoz döneminde kadınlarda kendi yumurtaları ile gebelik elde etmek mümkün değildir. Bu olgular yumurta donasyonu yöntemiyle gebe kalabilir.

    Hangi enfeksiyonlar tüplerde tıkanma yapar?

    Fallopian tüpleri rahim ile yumurtalıklar arasında ki bağlantıyı sağlayan ve yumurta ile spermin döllenmeyi gerçekleştirdiği yapılardır. Tüplerdeki enfeksiyonlar tıkanmaya yol açarak kadın kısırlığı oluşturmaktadır. Tüpleri tutan ve en sık enfeksiyona yol açan ajanlar streptokok, stafilokok ve mikroplazma bakterileri ve cinsel yolla bulaşan klamidya ve gonokok enfeksiyonlarıdır. Tüberküloz enfeksiyonu da nadiren tüpleri tutarak tıkanıklığa yol açabilir. Enfeksiyonlar rahimiçi araç uygulaması, cinsel ilişki, düşük, kuretaj ve doğum sonrası, cinsel yolla bulaşma ve appendisit gibi durumlarla tüplere yerleşebilir.

    Tüp bebek tedavilerinde kullanılan ilaçlar kanser yapar mı?

    Bugüne kadar yapılmış en geniş çalışmalar kısırlık tedavilerinde kullanılan ilaçların kadınlarda kanser olasılığını arttırmadığını göstermektedir. Meme ve rahim kanserleri için artmış bir risk görülmemektedir. Kuzey Avrupa’da yapılmış bir çalışma infertilite tedavisi almış kadınlarda yumurtalık kanserleri için hafif artmış bir risk oranı saptamış olsa da bunun hasta karakterinden kaynaklanabilecek bir çalışma hatası olabileceği düşünülmektedir. Tüm bu bilgilerle beraber hormon tedavisi almış kadınların rutin kontrollerini düzenli yaptırmaları önemlidir.

    Tüp bebek tedavisine şehirdışı ve yurtdışından gelirken hangi hazırlıkları yapmak gereklidir?

    Tedavi kararı verildiğinde on hazırlık testleri kendi bulunduğunuz şehirde yapılmalı ve sonuçlar tüp bebek doktorunuzla paylaşılmalı, böylece tedavi öncesi tüp bebek programı veya gebelik için engel bir durum olmadığından emin olunmalıdır. Bu dönemde prenatal vitamin kullanımı başlanmalıdır. Tüp bebek tedavileri bayan esin adet kanamasının 2. günü başlar ve yaklaşık olarak 15-18 gün kadar devam eder. Bu dönem içerisinde toplam 6-7 kez merkezinizde kontrolünüz olacaktır. Adet düzensizliği yaşayan hastalarımız doktorlarının tercihi doğrultusunda adet düzenleyici ilaçlar kullanabilir. Yasal prosedürler gereği gerekli resmi belgeleri ve tüm tıbbi kayıtlarınızı yanınızda getiriniz.

    Tüp bebek tedavisi sonrası gebelikler içinde tedavi gerekir mi?

    Tüp bebek tedavisi ile gebe kalmış özellikle açıklanamayan kısırlık, pkos, hafif erkek faktörü  ve düşük ovaryen rezerv tanıları almış çiftler daha sonra ki dönemler de doğal yollarla gebe kalabilirler. Tubal faktör ve ağır erkek infertilitesi nedeniyle tedavi görmüş çiftlerde doğal gebelik beklenmez.

    Tüp bebek ile ilgili merak ettikleriniz için tıklayın !

  • Cappuccinolu Yoğurtlu Cheesecake Tarifi

    Cappuccinolu Yoğurtlu Cheesecake Tarifi

    Cappuccinolu Yoğurtlu Cheesecake Nasıl Yapılır ?  Cappuccinolu Yoğurtlu Cheesecake Malzemeleri nelerdir  ? Cappuccinolu Yoğurtlu Cheesecake Tarifi…

    Malzemeler

    Kek için: 3 çorba kaşığı cappuccino
    1 çay bardağı süt
    2 çorba kaşığı eritilmiş tereyağı
    200 gram kakaolu bisküvi
    Harç için:
    Yarım su bardağı süzme yoğurt
    5 adet yumurtanın akı
    1 çay bardağı krema
    2 çorba kaşığı cappuccino
    2 çorba kaşığı süt
    2 çorba kaşığı un
    Yarım çay bardağı pudraşekeri
    1 paket vanilya
    Bir tutam tuz
    Süslemek için:
    Yarım paket bitter çikolata
    Yarım paket beyaz çikolata

    Cappuccinolu Yoğurtlu Cheesecake Yapılışı
    Cappuccino ve sütü karıştırıp üzerine tereyağını ilave edin. Bisküvileri küçük parçalar halinde kırıp karışıma ekleyip, yağlanmış bir kelepçeli kalıba elinizle bastırarak yerleştirin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 8 dakika pişirip soğumaya bırakın. Diğer taraftan harç için yoğurdu geniş bir kaba alıp üzerine
    kremayı ve yumurta aklarını ekleyip çırpın. Cappuccinoyu sütle açıp karışıma ekleyin. Un, pudraşekeri, vanilya ve tuzu ilave edip iyice karıştırdıktan sonra ılınmış bisküvilerin üzerine döküp yeniden fırına verin. Fırın ayarını değiştirmeden 1 saat pişirin. Kelepçeli kalıptan çıkarıp servis tabağına alın. Eritilmiş bitter ve beyaz çikolata ile süsleyin. Dilimleyerek, arzunuza göre böğürtlenle süsleyerek servis yapın.

    Cappuccinolu Yoğurtlu Cheesecake Tarifi
    Cappuccinolu Yoğurtlu Cheesecake Tarifi
  • Eşiniz aldatıyorsa…

    Eşiniz aldatıyorsa…

    Doç. Dr. Ersoy “Eğer eşiniz tedavi edilmemiş bir dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu vakası ise sizi aldatma olasılığı çok daha yüksek” diyor.

    Erişkinlerde görülen Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), trafik kazası yapma, hız yüzünden ceza yeme, üniversiteyi bitirememe veya kariyer hayatında güçlükler yaşama, sık iş değiştirme ya da işten atılma, evlilik hayatında sorunlar ve sık boşanma gibi sosyal ve özel yaşamda sorunlara yol açıyor.

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy, DEHB’nin, genellikle nörolojik tabanlı bir gelişim bozukluğu olarak kabul edildiğini söyledi.

    Bu bozuklukluğun, tipik olarak kendini çocukluk çağında dikkatsizlik, aşırı hareketlilik (hiperaktivite), unutkanlık, tepkilerin kontrolsüzlüğü ya da ani ve dürtüsel tepkiler ve kolayca başka şeylere sapma olarak gösterdiğini ifade eden Ersoy, DEHB’nin yalnızca çocuklarda görülen bir sorun olmadığın vurguladı. Ersoy, çocukluk çağında bu tanıyı alanların yarısından fazlasının, erişkin dönemlerinde de aynı sorunu yaşadığına dikkati çekti.

    Erişkinlerde görülen DEHB’nin sosyal yaşamda bazı sorunlara yol açtığını ifade eden Ersoy, “Bunlar arasında, daha fazla trafik kazası yapma, genellikle hız yüzünden ceza yeme, üniversiteyi bitirememe veya kariyer hayatında güçlükler yaşama, sık iş değiştirme ya da işten atılma, evlilik hayatında sorunlar ve sık boşanma gelmektedir” dedi.

    “Akıllarından geçeni düşünmeden eyleme koyuyorlar”

    Ersoy, bu kişilerin evlilik hayatlarının sıkıntılı olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

    “Eğer eşiniz tedavi edilmemiş bir dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu vakası ise sizi aldatma olasılığı çok daha yüksek. Bu vakalar dürtüsellikleri nedeniyle, başkalarının sadece akıllarından geçirdiklerini düşünmeden eyleme koyabiliyorlar.

    Evlilikleri dürtüsel davranışları, çabuk sinirlenmeleri, eşlerinin sözünü dinlemeden cevap vererek basit bir konuyu bile çabucak tartışmaya dönüştürme potansiyelleri, dikkatlerinin dağınık olması nedeniyle evle ilgili sorumluluklarını yerine getirmekte güçlük çekmeleri, dürtüsel alışverişleri nedeniyle aile bütçesini tehlikeye sokmaları gibi birçok doğrudan dikkat eksikliği hiperaktiviteyle ilgili sorunlar yaşamaları nedeniyle evlilik hayatlarında ve ilişkilerinde sorunlar yaşayabiliyorlar.”

    Eşini anlamaya çalışan ABD’li gazeteci, kitap yazdı

    Ersoy, erişkinlerde DEHB’nin hem vatandaşlar hem de ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlar tarafından yeterince farkına varılmadığını öne sürdü.

    Gina Pera isimli kişinin, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yaşayan ödüllü bir gazeteci olduğunu anlatan Ersoy, bu kişinin evlenmeyi düşündüğü ve şu anda evli olduğu erkeği anlamaya çalışırken, bu bozuklukla özel olarak ilgilenmeye başladığını anlattı. Ersoy, gazetecinin, DEHB konusunda ABD’de isim yapmış uzmanlarla röportajlar yaptığını ve kendi kendine yardım gruplarında moderatörlük yaparak edindiği birikimi “Sen mi, Ben mi, Erişkin DEHB mi? Sevdiğiniz Birinde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olduğunda Lunapark Trenini Durdurmak” isimli kitabında okuyucularla paylaştığını belirtti.

    Söz konusu kitabı Türkçe’ye çevirerek editörlüğünü yapan Ersoy, gazeteci yazar Gina Pera’nın 30 Ekim-3 Kasım tarihleri arasında Antalya’da yapılacak çok sayıda yerli ve yabancı bilim insanını biraraya getirecek “Uluslararası Psikofarmakoloji Kongresi”nin konuklarından biri olacağını dile getirdi.

    Ersoy, gazetecinin, kongrede yapacağı konferansta, bilim insanlarının ve uzmanların dikkatini konuya çekeceğini belirterek, DEHB’nin erken tanı konmaması halinde bir erişkinin evliliğini nasıl etkilediğinin anlatılacağını bildirdi.

  • Bayram sonrası diyet

    Bayram sonrası diyet

    Kurban Bayramı boyunca alınan fazla kiloların diyetle verilmesi için uzmanlar uyarılarda bulunuyor.

    Özel Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Bilge, sağlıklı beslenme düzenine geri dönüp fazla yormadan olabildiğince çok enerji harcayarak vücudumuzu yenileyebileceğimize dikkat çekti. Bilge, “Tatil dönüşü sebze ve yoğurt ağırlıklı beslenme sizi hemen dengeler.

    Öğle ve akşam yemeklerinizi bir kaç gün sebze, yoğurt, bol salata ve tam buğday ekmeği olarak tüketmeye çalışın. Yemekleri lezzetlendirmek için fazla miktarda yağ kullanmak zorunda değilsiniz, lezzet ajanlarınızı değiştirmeye çalışın. Kimyon, kişniş, kırmızı biber, tarhun, fesleğen gibi baharatlar yemeklerinize lezzet verirken sizin de canlanmanızı sağlayacaktır. Hareket hayattır, her zaman her yerde olabilecek maksimum düzeyde hareket etmeye çalışın.

    Günde yarım saat veya haftada 3 gün 1’er saat yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin. Adım sayarlar bu konuda size destek olabilir, 10 bin adım sizi formda tutacaktır. Yedikçe daha da fazla yemenize neden olan tatlıyla aranızda olan bağınızı kesin, bayramda ikramlara reddedemediyseniz artık tam sırası. Hayır demeyi öğrenmelisiniz. Tatlı yerine meyve tüketin. Mevsim meyvelerini tercih ederken aynı zamanda çeşitlendirerek her türlü mineral ve vitaminlerden faydalanmaya çalışın. Posa alımınızı artırmak için meyveleri kabukları ile tüketirseniz ve aynı zamanda toz tarçın ve biraz zencefil serperseniz meyvelerin sizi daha tok tutacağını fark edeceksiniz. Her gün en az 8-10 bardak su için. Günde 2 bardak tarçınlı, karanfilli metabolizmanızı hızlandıran yeşil çay tüketmeyi unutmayın” dedi.

    Tüketim sıklığı artan kırmızı etin lif içeriğinin düşük olması nedeniyle kabızlık sorunu yaşanabileceğini kaydeden Bilge, “Posa içeriği yüksek olan yeşilliklerin tüketimini artırın, tam tahıllı ürünler tercih etmeye çalışın. Probiyotik tüketiminizi artırın. Sindirime ve bağırsak hareketlerine yardımcı olan yararlı bakteriler içeren probiyotikler ile zenginleştirilmiş yoğurt ve doğal probiyotik kaynağı kefir veya saşe formdaki probiyotikleri kendiniz ekleyerek hazırladığını süt veya yoğurdu tüketmeye çalışın” diye konuştu.

    Özel Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Bilge, 2 günlük yenilenme diyetini şu şekilde açıkladı; sabah kalkınca 1 bardak sıcak su, 1 dilim elma, 2 dilim limon, 1 adet çubuk tarçın. Kahvaltı, 1 adet yumurta ve 2 yemek kaşığı lor peyniri ile hazırlanmış domatesli maydanozlu omlet, 1 dilim tam buğday ekmeği, 2 adet kuru kayısı, dilediğiniz kadar domates, salatalık, yeşillikler, 1 bardak yenileyici kür. 2 saat sonra 1 yemek kaşığı kuru yaban mersini, 4-5 parça ceviz. Öğle, 1 kase sebze çorbası, 120gr ızgara tavuk veya balık eti, közlenmiş patlıcan-biber salatası (1 tatlı kaşığı keten tohumu eklenmiş), 1 bardak yenileyici kür. 3 saat sonra, 2 kaşık yulaf ezmesi, 1 adet probiyotik yoğurt, 2 adet kuru kayısı, 1 bardak yenileyici kür. Akşam, 1 yemek kaşığı yağ ilave edilerek hazırlanmış 1 küçük boy patates, nane, maydanoz, sarımsak ve bol soğanlı zeytinyağlı kereviz yemeği, 1 adet probiyotik yoğurt, bol yeşillikli salata (elma sirkesi eklenmiş), 1 bardak yenileyici kür. 2 saat sonra, 1 orta boy toz tarçınlı elma, 1 çay bardağı kefir. Yenileyici kür, 2 adet yeşil elma, 2 parça karanfil, 2 adet çubuk tarçın, 4-5 top karabiber, 1 tatlı kaşığı rooibos, bir tutam adaçayı. Hazırlanışı, bir litre suya, iki elma, dört karanfil, iki parça zencefil, iki çubuk tarçın ve dört top karabiberle beş dakika kaynatılır. Ateşi kapatıp bir tatlı kaşığı rooibos ve bir tutam adaçayı ile dört dakika demlenir ve süzüp soğutularak içilir.