Blog

  • İlk buluşma gerilimini azaltacak bu öneriler

    İlk buluşma gerilimini azaltacak bu öneriler

    İlk buluşma gerilimini azaltacak bu önerileri mutlaka dikkate almalısınız!

    İlkler her zaman önemlidir. İlk buluşmada karşınızdakini tam olarak tanıyamasanız da ona dair birçok şey gözlemleyebilirsiniz.

    İşte ilk randevunuzda ona mutlaka sormanız gereken 6 soru!

    “En uzun ilişkin nasıldı?”
    İşte size ilişkileriyle ilgili fikir sahibi olmanızı kolaylaştıracak asıl soru! Erkekler geçmişi irdelemeyi pek sevmezler genelde, bu soru karşısındaki tutumu ve cevabı size onun hakkında oldukça bilgi verecektir. Eğer iki sene gibi uzun ilişkileri olduysa rahat bir nefes çekebilirsiniz. En uzun ilişkisi sadece iki ay ise, sizin için tehlikeli olabilir!

    “En son ilişkin ne zaman bitti?”
    Eğer ciddi bir ilişkinin üzerinde henüz çok kısa zaman geçtiyse, ona ümit bağlamamanızda yarar var hanımlar! Çünkü sağlam bir zemin üzerine bir ilişki kurmak için, önceki ilişkinin üzerinden mutlaka biraz zaman geçmeli!

    “5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?”
    Evet sorumuz biraz klişe olabilir; ama birini tanımanın en iyi yolu, hayallerinden bahsettirmektir. Böylece ilişkinizi nasıl bir geleceğin beklediğini, sizi hayatının neresinde tuttuğunu ve neleri hedefleyen biriyle birlikte olabileceğinizi görmüş olacaksınız! Bakalım 5 yıl sonrası için hayatında biri olsun istiyor mu?

    “Hiç kardeşin var mı?”
    Aile bağı ilişkide ciddi bir unsur, ailesiyle ilişkileri ileride sizinle arasında oluşacak ilişki hakkında size ipucu verecektir. Kaç kardeş olduğunu sormanız, ailevi konularla ilgili konuşmanız için kapı açar! Erkeğiniz belki de tam bir anne kuzusu?!

    “Denemek için can attığın bir şey var mı?”
    Bu soru; onun nelerden hoşlandığı ve onu nelerin sevindireceğiyle ilgili bilgi sahibi olmanızı kolaylaştıracaktır. Üstelik sürekli kendiniz hakkında değil, biraz da onunla ve onun ilgilendiği şeyler hakkında konuşmuş olacaksınız!

    “Hiç kalbini kıran biri oldu mu?”
    Şanslıysanız, olumsuz cevap almalısınız. Eğer kalp kırıklığının ne olduğunu bilmiyorsa, kendini size kapamayacaktır. Çünkü kalbi kırılan erkekler sonrasında daha dikkatli oluyorlar.

  • Yumurta ile aç kalmadan diyet

    Yumurta ile aç kalmadan diyet

    İşte sizler için hazırladığımız, yumurta sayesinde aç kalmadan uygulayabileceğiniz bir diyet!

    Yıllardır, diyet yapan insanların düşmanıydı yumurta. Ancak geçtiğimiz senelerde uzmanlar yumurtanın bu kötü itibarını akladılar ve yumurtanın aslında bizi tok tutan harika bir besin olduğunu kanıtladılar!

    Yumurta bizi tok tutan besinlerin en başında geliyor. Doğal olarak da güne başladığımız öğün olan kahvaltıdan yumurtayı eksik etmemek gerekiyor.

    İşte sizler için hazırladığımız, yumurta sayesinde aç kalmadan uygulayabileceğiniz bir diyet!

    Kahvaltı:
    Sabah tüketilen yumurta, 36 saat boyunca daha az yemek yemenizi sağlıyor. Kahvaltıda protein açısından zengin olan yumurta beyazını tüketin. Kahvaltı gevreği ve meyve suları, yumurtanın aksi bir etki yaratır. Bu yüzden bunlardan kaçınmaya çalışın.

    Öğle Yemeği:
    Ne olursa olsun öğle yemeğinizi atlamayın! 5 saatten fazla aç kaldığınız zaman, vücutta tokluk hissi veren hormonların etkisiz kalmasına yol açarsınız. Bu da size ilerleyen saatlerde daha fazla yemek dolayısıyla da kilo olarak geri döner! Bir tabak salata ve sebze, öğle yemeği için ideal yemeklerdendir.

    Akşam Yemeği:
    Akşam yemeğinize mutlaka salata veya çorbayla başlamaya özen gösterin. Ana yemekte ise az yağlı et veya tavuk tercih etmeye özen gösterin.

    Uzak Durmanız Gerekenler:
    Alkol, hem tokluk hissini geciktirir hem de vücutta yağ depolanmasına yol açar. Alkolden diyetiniz boyunca uzak durmaya çalışın.

    Meyve suyu ve gazlı içecekler, yapay tatlandırıcı içerdiğinden gerçek şeker tüketimini tetikleyebilirler. Bu da vücudunuzun fazladan şeker ihtiyacı varmış gibi hissetmesine yol açar. Dolayısıyla canınız daha fazla şeker ister. Bu yüzden yapay tatlandırıcı içeren içeceklerden uzak durmaya çalışın.

  • Kleopatra, Süt ve Bal Banyosu

    Kleopatra, Süt ve Bal Banyosu

    Kırışıklıklarla başa çıkmanın 6 altın kuralı ve Süt Banyosunun Gizli Formülü

    Cildimiz, yaşlandığımızı bize hatırlatan en önemli organızmız.

    İnsanlık tarihi boyunca insanoğlu, akla hayale gelmeyecek farklı karışımları kullanarak cildi güzelleştirdiği, yaşlılık alemetlerini sildiği, kırışıklıkları giderdiği söylenen o büyülü karışımın, iksirin, peşinde koşmuş, koşmakla kalmamış bu işi başardığını iddia eden insanlara avuç avuç para ödemiştir.

    Milattan önce 3000 ila 1070 yılları arasında, anlayacağınız binlerce yıl önce, hala tarihin en güzel kadınlarından biri kabul edilen Kleopatra’nın yaşadığı Antik Mısır’da bu büyülü iksirler ilk olarak bulundu, denendi ve uygulandı.

    Cilt bakımının tarihte ilk olarak Antik Mısır’da uygulanması tesadüf değildir. Havanın son derece kuru ve sıcak olması, çöl ikliminin varlığı özellikle soyluların saçlarını kısa kesmesine, erkeklerin tamamen kazımasına ve bitkisel yağların nemlendirici olarak kullanılması için keşfedilmesine neden oldu.

    Böylece binlerce yıldır devam eden, ekonomik, sosyal velhasıl kelam her bağlamda dünyamızı şekillendiren öykü başladı.

    Ekonomi ve para derken, günümüzde de durum farklı değil. Kadınlar ve dahi erkekler, yaşlılık izlerini sildiğini iddia eden kremlere, losyonlara milyon dolarlar verip satın alıyor, hepsi de muhteşem olduğunu iddia eden “iksirler”e tonla para ödüyorlar.

    Ülkemizde kozmetik sektörü 2012 yılında akıtılan para tam 2.2 milyar dolar. Bakanlık bütçesi kadar neredeyse.

    Üstelik tüm dünyada kozmetik sektörünün önü açık zira giderek daha uzun yaşıyoruz ve tüm sektörün hedefindeki organ olan cildimiz, bu uzun süreçte en çok etkilenen organlardan biri.

    Geçtiğimiz 100 yıl içinde insan ömrü 2 kat uzadı. Türkiye’de ise kadın ömrü 2009 yılı verilerine göre 76.1’dir.

    Peki bizleri hem maddi hem manevi böylesi ilgilendiren cildimizin yaşlanması hangi faktörlere bağlı ? Kozmetiklere para ödemeden düzeltemiyormuyuz cildimizi ? veya kozmetikler gerçekten etkili mi?

    Kısacası yüzümüzden zamanın izlerini silmek için ne yapmalıyız, bilimsel alt yapısı olan hangi faktörler ile bu acımasız sürece dur diyebiliriz ? Salatık ve sütünden medet ummaya devam mı etmeliyiz ?

    Cildimizin yaşlanması 3 temel faktör bağlamında gerçekleşiyor:

    1. Doğal yaşlanma; buna dur demeniz imkansız. Açıkçası plastik cerrahın (o da bir yere kadar) kapısını çalmadan doğal yaşlanmanın önüne geçemezsiniz. Plastik cerrahi denilince yanılmayın sakın, onların yarattığı sadece illüzyon. Yoksa yaşlı dokuyu iyileştirmeleri mümkün değil.

    2. Özellikle kadın için östrojen ve diğer metabolik faktörler; Cilt vücutta bunca farklı hücre grubunun inanılmaz bir harmoni ile çalıştığı tek organ. Ve bu organın temel yapı taşı kollajen dediğimiz protein bazlı yapı.

    İşte menopozla beraber ortaya çıkan östrojensiz ortam kadının cilt dokusunda, zaman içinde ciddi bir kollajen azalmasına neden olur. Kollajen cildi destekleyen adeta kırışıklıkları ortadan kaldıran esas destek dokusunu oluşturduğu için menopozla beraber cilt kırışmaya başlar.

    Kıssadan hisse hiç bir şey, o tonlarca para ödediğiniz losyonlar falan, kadında östrojen kadar güzel bir cilt yapamaz.

    Tabii cilt söz konusu olduğunda, sadece kadında değil erkekte de cildi etkileyen hormonal devinimler ön plana çıkar. Örneğin tiroid hormonları, testosteron gibi androjenler de doğrudan cilt ve cildin görünümüne etki ederler.

    3. Dış faktörler; bunlar bizim kendi kendimize ettiğimiz dolayısıyla önleyebileyeceğimiz olumsuz faktörlerdir. Örneğin sigara ya da Eda Taşpınar ve benzerlerine özenerek ultraviolet ışınlarının radyasyonuna maruz kalma.

    Amerika Birleşik Devletlerinde melanom olmayan cilt kanseri tedavisi %77 oranında artmıştır ve yine Amerika’da en sık görülen kanserdir. Bunun nedeni koruma faktörü olsun olmasın güneşin altında saatlerce yatmaktır.

    Cilt dediğimiz yapı dışarıdan içeri doğru; epidermis, dermis ve hipodermisden oluşur. Epidermis en dıştaki tabakadır. Kan damarı içermeyen epidermis keratinosit ve melanositlerden oluşur.

    Keratinositler kollajen dediğimiz destek dokuyu sentezleyen hücrelerdir. Dermis ise bol miktarda kollajen, kan damarı ve lenfatik içerir.

    İşte doğal yaşlanma dediğimiz süreç tam da epidermis ve dermis tabakalarında yer alan kollajen dokusunun bozulması, azalması ve harap olması ile ortaya çıkar. Kadında menopoz ile başlayan bu azalama süreci kadının sigara kullanması ile haraplanarak hızlanır.

    Demek ki kollajen dediğimiz yapı cildin görünümü, yaşlanması açısından son derece önemli. Bu da gayet doğal zira kollajen bağ dokusunun temelini oluştururken, tüm vücuttaki kollajenin %80’i cildin dermis tabakasında ve kemiklerde bulunur. Kollajen lifleri cilde paralel bir seyir izlerken onu adeta destekler, gergin ve güzel görünmesini sağlar.

    Kadında Menopozla Beraber Ciltte Ortaya Çıkan Değişimler

    1. Menopozla birlikte östrojen azalmasına bağlı cilt kurudur. Nedeni ise ter bezlerinin östrojen az ortamda azalmaları ve cildin nemlenmesinin bozulmasıdır.

    2. Cilt östrojen olmadığı için postmenopozal dönemde her yıl %1.13 oranında incelirken kollajen düzeyi %2.1 oranında azalır.

    3. Kollajen düzeyindeki azalmaya aynı zamanda kemik erimesi de eşlik eder. Aslında hep gözden kaçırılan önemli konulardan biri cildin altındaki kemik dokusundaki harabiyetin aynı zamanda cildin görünümüne eşlik etmesidir. Cilt incelir ve altındaki kemik dokususu erirken kollajen azlığının etkileri çok daha belirgin biçimde dışarıdan hissedilir hale gelir.

    4. Kadın cildi östrojen reseptörleri (organların çeperinde bulunan ve salgılanan hormonların o organı etkilemesini sağlayan alıngaçlara reseptör adı verilir) açıısndan son derece zengindir. Bu reseptörler sayesinde östrojen etkisini ciltte ki kan damarları üzerinde de gösterebilir.

    Östrojensiz ortamda reseptörlerin azalması, kılcal damarların sayıca ve genişlik bağlamında azalmasına dolayısıyla cildin beslenemeemsine neden olur.

    Tek bir cümle ile özetlemek gerekirse; Östrojen azalması ciltte oksidatif protein hasarının artışına ve yaşlanmaya neden olur.

    Östrojenin yokluğu okside olmuş radikallerin açığa çıkmasına, bu radikaller ise hücre ömrünün kısalmasına sebep olurken oluşan metabolik süreç “Oksidatif Protein Hasarı” adını alır.

    Benzer süreç menopoz ile berber kadında damar duvarında da yaşanmakta dolayısıyla kadında kalp krizi geçirme riski menopozal dönemde erkekteğin riski ile eşitlenmektedir.

    Cildi Yaşlanma Sürecinden Korumak İçin Ne yapmalıyız ? 6 Altın Kural Nedir?

    1. Sigara içiyorsanız bırakın. Sadece akciğer ve idrar torbası kanserinden korunmak için değil, cildinizi de korumak için mutlaka bırakın.

    Sigara karaciğerde bazı enzimatik reaksiyonları hızlandırarak kollajen yıkımını arttırıyor. Yazık o kadar para verdiğiniz kozmetiklere. Sigara içiyorsanız bilmelisiniz ki, cildiniz özellikle menopozla beraber hızla yaşlanacak. Yüzünüzde derin cizgiler oluşacak

    2. Güneşin altında marsık oluncaya kadar yatmaktan vazgeçin. Sadece cildinizin yaşlanmasına neden olmuyorsunuz. Cildinizi yaşlandıran UV rasyosyon aynı zamanda cilt kanseri riskinizi arttırıyor.

    Biliyorsunuz artık ozon tabakasına etki eden ve dünyanın her yerinden salgılanan kimyasallar nedeniyle ultraviole ışınlarının radyoaktif etkisine daha açık durumdayız Bu nedenle mutlaka koruyucu krem kullanın ve güneş altında uzun süre yatmayın.

    3. Sadece menopozal dönemde değil her zaman kadınların nemlendirici kullanması şart. Nemlendiricinizi yanınızdan ayırmayın

    4. Beslenmenize dikkat edin. E ve C vitamini aldığınızdan, bu vitaminleri içeren gıdaları tükettiğinizden emin olun. Hem E, hem de C vitamini antioksidan etkileri ile cildinizi ve damar sisteminizi koruyacaktır.

    5. Bol bol su tüketmelisiniz. Bu son derece önemli. Cildin nemlenmesi ve beslenmesi için mutlaka 2 litre /gün su içmelisiniz.

    6. Alfa hidroksi asit içeren besinler almalısınız. Limon, üzüm ve süt içmelisiniz. Bu gıdalar cildinizi koruyan özellikle alfa hidrosi asitleri içerir.

    İlaç Bazlı Hangi Tedavileri Kullanabilirsiniz?

    1. Östrojen Tedavisi: Burada bahsedilen menopozal belirtilerin tedavisi için kullanılan hormon tedavisi değildir. Östrojen kullanılmaya başladıktan 6 ay sonra özellikle tip III kollajen düzeyini arttırır. Topikal kullanılan (cildinize sürebileceğiniz) östrojen preparatları cildinizi gençleştirecektir.

    Bu amaçla 0.3% östriol ve 0.01% östradiol ilaçlar 6 ay kullanıldığında cildinizin kollajen içeriğini arttıracak ve cildiniz gençleşecektir. 6 aydan fazla kullanmanın anlamı yok zira menopozda ki kadında östrojeni nasıl verirseniz verin ciltte yapacağı değişim 6 ay sonunda ulaştığı düzeyden daha fazla olmayacaktır.

    Takiben östrojeni kesip koruyu önlemlere dikkat ederseniz problemsiz biçimde cildinizi yaşlanmaya karşı koruyabilirsiniz.

    2. Retinoik asit kullanımı: Retinoik asit kulanılabilir olsa da bu kullanım mutlaka doktor gözetiminde ve belli endikasyonlarla olmalıdır.

    3. Beslenmesi düzenli olmayan kişiler için E ve C vitamini içere preparatlar önerilebilir.

    4. Son yıllarda glukozaminoglikan ve proteoglikan içeren preparatlar üzerinde çalışılmaktadır. Ancak bunlar deneyseldir.

  • Carolina Herrera Bahar 2014 Gelinlik Modelleri

    Carolina Herrera Bahar 2014 Gelinlik Modelleri

    Carolina Herrera Bahar 2014 Gelinlik Modelleri…

    Carolina Herrera 2014 Gelinlik Modelleri

    carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (1) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (2) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (3) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (4) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (5) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (6) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (7) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (8) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (9) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (10) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (11) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (12) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (13) carolina_herrera_2014_gelinlik_modelleri (14)

  • Yer fıstığı kremalı pasta tarifi

    Yer fıstığı kremalı pasta tarifi

    Yer fıstığı kremalı pasta nasıl yapılır ? Yer fıstığı kremalı pasta malzemeleri nelerdir ? Yer fıstığı kremalı pasta tarifi…

    Yer fıstığı kremalı pasta malzemeleri
    Kek için

    5 yumurta akı

    1 tutam tuz

    200 gr toz şeker

    2 paket vanilya

    75 gr tereyağı (oda ısısında)

    250 gr un

    50 gr kakao

    100 ml süt

    Yarım paket kabartma tozu

    Şerbet için

    250 ml su

    200 gr toz şeker

    1 paket vanilya

    Krema için

    300 ml krema

    1 paket vanilya

    2 yemek kaşığı pudra şekeri

    200 gr labne peyniri

    200 gr yer fıstığı ezmesi
    Yer fıstığı kremalı pasta hazırlanışı
    Yer fıstığı kremalı pasta:

    Fırını 180 dereceye ayarlayın. Yumurta aklarını çırpma kabına alıp tuz ile birlikte iyice çırpın. Şeker, vanilya ve tereyağını ekleyip çırpmaya devam edin. Un, kakao ve kabartma tozunu ekleyip spatula ile karıştırın. Son olarak sütü ekleyin. 21 cm x 21 cm ölçülerinde yağlı kağıt serili fırın kabına hamuru aktarın ve fırında 45-50 dakika pişirin. Fırından çıkarıp soğumaya bırakın. Krema için krema, pudra şekeri ve vanilyayı mikserle iyice çırpın. Labne peyniri ve yer fıstığı ezmesini ekleyip karıştırın. Kıvamı çok koyu olursa kaşık kaşık süt ekleyebilirsiniz. Soğuyan keki enine ortadan ikiye kesin. Su, şeker ve vanilyayı karıştırıp kekin ilk katını ıslatın. Kremanın yarısını üzerine yayıp diğer keki üzerine yerleştirin. üzerine şurup gezdirip kremanın yarısını sıvayın. Pastayı dilimlere ayırın. Kalan kremayı yıldız uçlu sıkma torbasına doldurup dilimlerin üzerine sıkın. Buzdolabında soğuttuktan sonra servis yapın.

    Yer fıstığı kremalı pasta artık hazır, afiyet olsun.

    Yer fıstığı kremalı pasta tarifi
    Yer fıstığı kremalı pasta tarifi
  • Yıldönümünüz için tavsiyeler

    Yıldönümünüz için tavsiyeler

    Evlilik hayatta yer alan en unutulmaz anlardan bir tanesi ve bu çok özel ilişkiyi hakkını vererek yıllarca sürdürebilmek için genç veya yaşlı her çiftin ufak tefek jestlerle sevgilerini tazelemeleri gerekiyor. İşte evlilik yıl dönümü de bu özel jestlerin yapılabileceği sihirli anlardan bir tanesi.

    Mutlu bir evliliğe sahipseniz bu kutlu günde neler yapılabilir diye kafa yormaya başlamışsınız demektir. Eğer evlilik yıl dönümünde neler yapabileceğinize dair ufak tüyolar almak ve sahip olduğunuz fikirleri geliştirmek istiyorsanız işte eşinize unutulmaz dakikalar yaşatmanız için tavsiyelerimiz:

    Bir Şeyler Yazın

    Eşinize güzel, romantik ve sevgi dolu bir mektup yazmak aradan kaç yıl geçerse geçsin eminim ki onun da çok hoşuna gidecektir. Hazırladığınız kağıtta beraber geçirdiğiniz onca vaktin sizin için ne kadar değerli olduğundan ve bunu daha uzun zamanlar sürdürmek istediğinizden bahsedebilir, tanıştığınız ilk günlere atıflarda bulunabilir ve memnuniyetinizi dile getirebilirsiniz.

    Yazamıyor Musunuz? O Halde Bir Video Çekin

    Herkesin yazmaya yeteneği olmadığını ve farklı alanlarda yetenekleri olduğunu biliyoruz. Bu nedenle yazma konusu hoşunuza gitmediyse eşinize dair düşüncelerinizi ses kayıtları veya video ile anlatabilirsiniz. Güzel, alımlı bir giyimle ve bakımlı bir yüzle videonun karşısına geçtiğinizde eşinizi bir daha tavlamak için vaktiniz gelmiş demektir.

    Eşinizin Hoşuna Gidecek Hediyeler Alın

    Hediyeler maddi değerlerine bakılmaksızın herkesi mutlu eden şeylerden bir tanesidir. Eğer evlilik yıl dönümünüzde eşinize bir hediye almak istiyorsanız bu illa ki giyim-kuşam olmak zorunda değil. Hoşuna giden şeylere, hobilerine dair hediyeler bulabilir ve böylece onun düşüncelerine ne kadar değer verdiğinizi gösterebilirsiniz. Alacağınız hediyede biraz yaratıcılığınızı kullanın!

    Dışarıda Güzel ve Romantik Bir Yemek Yiyin

    Aldığınız hediyeyi nerede verebilirsiniz merak ediyor musunuz? İşte güzel bir mekan ve hoşunuza gidecek romantik bir ortam hediyenizi vermek için ideal olabilir. Dilerseniz bir yere gitmek yerine kendi evinizi baştan aşağı bu romantik ortama dönüştürme şansınız da var elbette.

    Eğer evinizi düzenleyecek vakit ve imkanınız yoksa şehrinizdeki güzel otellerden birisine giderek sizin için tüm hazırlıkları yapmalarını sağlayabilirsiniz.

    Güzel Bir Film, Güzel Bir Albüm

    Her şeyi veya sadece bir kaç tanesini yaptınız. Peki şimdi sırada ne var? Güzel romantik bir film, ikinizin de en sevdiği müzik albümü? Burada karar size kalmış. Birlikte nasıl güzel vakit geçiriyorsanız ona uygun şekilde hazırlıklarınızı tamamlayın ve bu güzel evlilik yıl dönümünü en eğlenceli şekilde geçirmeye bakın!

  • Liposuction Hakkında Bilinmeyenler

    Liposuction Hakkında Bilinmeyenler

    Günümüzde her bölgede kullanılan liposuction; özellikle diz şekillendirme, büyük göğüs şikayetinin giderilmesi, karın düzeltme ameliyatları sonrası yapılan rötüşler ve gıdı problemlerinde tercih ediliyor. Birçok kadının bu uygulamayı kullanmasının yanında artık erkekler de liposuction uygulamaya başladı. Ancak bu kadar yaygın yapılan bir ameliyatın bilinmeyen o kadar çok yönü var ki!

    İşte liposuctionın bilinmeyenleri:
    -Liposuction küçük delikler açılarak yapıldığı için çok fazla ağrı duymazsınız.
    -Ameliyattan sonra korse kullanılması gerektiği için kış aylarında yaptırmalısınız.
    -Sigara kullanıyorsanız ameliyattan önce bırakmalı, ya da azaltmalısınız.
    -Liposuction ile bir operasyonda en fazla 3-4 kilo yağ aldırabilirsiniz.
    -Ameliyattan sonra en fazla 7 gün içinde sağlığınıza kavuşursunuz.
    -Ameliyattan sonra 3-4 hafta spor ve seks yapılmaması önerilir.
    -Ameliyattan sonra vücudunuzda iz kalmaz.
    -Liposuction, yapılan bölgede etkisini 2-3 ay sonra gösterir.
    -Eğer düzenli spor ve diyet uygularsanız liposuction’ın etkisini uzun yıllar görebilirsiniz.

    Liposuction yaptıranlar için tıklayın !

  • Tecavüz ve vajinismus

    Tecavüz ve vajinismus

    Aile içi cinsel tacizler “ensest” olarak bilinir. Malesef vajinismus sorununda en dirençli olgular ensest sonrası gelişmektedir.

    Cinsel taciz, tecavüz, çocukluk dönemindeki cinsel istismarlar, şiddet görme, ensest ilişkiler vajinismusa neden olabilmektedir. Bu tür cinsel travmalar, vajinismus haricinde cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki ve orgazm olamama gibi cinsel sorunlarına da neden olabilir. Tecavüz; gönülsüz olan bir kişiyle, şiddet uygulayarak ve aşağılayarak yapılan cinsel ilişki kurma eylemidir. Tecavüz eden erkekle kadın arasında temel etkileşim, fiziksel egemenlik ve boyun eğdirme ilişkisidir. Tecavüz sırasında tecavüzcü, cinsel olarak bazen yetersiz olmakta bu durumda şiddetini daha fazla arttırmaktadır. Tecavüzcülerin neredeyse tümü erkek ve mağdurların tümüne yakın bir kısmı kadındır. Hem tecavüz hem de cinsel tacize uğrayan kadınların tipik tepkileri aşağılanma, yetersizlik hissi, sıkıntı hissi, utanç, öfke, depresyon ve korkudur. Tecavüze uğrayan kadınların büyük bir kısmı, yaşadıkları durumdan kendilerinin sorumlu olup olmadığını ve saldırıyı bir şekilde kendilerinin davet edip etmediklerini sorgulamaktadırlar.

    Etkileri: Yaşanılan tecavüzün tekrar yaşanıyormuş gibi olması, kendini kirletilmiş hissetme, izlenme korkusu, kabuslar, uykusuzluk, yeme alışkanlıklarındaki değişimler, baş ağrıları, bulantı ve kusma, cinsel ilişkiye girmekten kaçınma veya başta vajinismus olmak üzere bazı cinsel sorunlar gelişebilir. Aile içi tecavüz, eş tecavüzü de oldukça yaygın gözükmektedir ve kadınlarda cinsel problemler yaratmaktadır.

    Hera Kadın Sağlığı Merkezinden Op. Dr. Süleyman Eserdağ a göre; Tecavüzlerin % 50 sinden fazlası yetkililere bildirilmemekte ve bu göz önüne alındığında mağdur olan kadınların tedavi görmedikleri öngörülmektedir.
    Fakat yukarıda bahsedilen etkiler tedavi edilmediği taktirde kişiyi depresyona sokarak yaşam boyu silinmeyen izler bırakacak ruhsal sorun halini alabilmektedir.

    Sayın Eserdağ; “Vajinismus hastalarının pek çoğu cinsel ilişkiyi hiç yaşayamazken bazıları zor ve ağrılı şekilde ilişkiye girebilmektedir. Cinsel ilişki başında veya sırasında ağrı, acı, yanma, batma hissetme kaygısı kişinin, kendisini kasmasına neden olabilmektedir. Kasılma derin ise hazzın azalmasıyla vajinal kuruluk ve bunun sonucunda daha fazla acıya yol açarak kişiyi kısır döngüye sokabilmektedir. Bu kısır döngünün sürekliliği de cinsel ilişkiden soğutarak zamanla kişinin cinsellikten uzaklaşmasına yol açabilir. Sizin bu konudaki önerileriniz nelerdir?”.

    ‘’Cinsel travma sonrası vajinismus ve diğer cinsel problemleri yaşayanların mutlaka cinsel terapi almalarını öneriyoruz. Vajinismus rahatsızlığının kesin çözümü bilimsel, etik ve modern tedavi yöntemlerinden geçer. Tedavisi % 100 mümkün olan vajinismusun dört ayrı derecesi vardır: Bir pozitif en hafifi, dört pozitif en ağırı tarif eder. Dört pozitif vajinismuslu hastalarda tedaviye hipnoterapi ile başlanabilir. Diğer durumlarda ise sistematik duyarsızlaştırma tekniği ile bilişsel-davranışçı yaklaşımlar ve gevşeme egzersizleri yeterli olabilmektedir.’’

    ‘’ Unutmayın ki tedaviye karar vermek ve yalnızca adım atmak bile başarmanın yarısıdır.’’

  • Kışın kilo almamanız için öneriler

    Kışın kilo almamanız için öneriler

    Yaz mevsimine yavaş yavaş veda ederken kışın formunuzu korumak için ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

    Havaların soğuması ile birlikte daha az dışarı çıkacak, daha çok acıkacaksınız. Fiziksel aktivitelerin de azalmasıyla birlikte kilo almamak oldukça zor bir hale gelecek. Ancak imkansız değil! Küçük püf noktaları hayatınızda alışkanlık haline getirirseniz yaz kış formunuzu koruyabilirsiniz.

    Kışın kilo almamanız için 5 öneri;

    1. Su içmek için susamayı beklemeyin! Kışın havalar soğuk olduğu için susadığınızı daha az hissedersiniz. Bu yüzden vücudun günlük su ihtiyacını mutlaka karşılamalısınız.

    2. Öğün atlamayın! Formda kalmak için öğün eksiltmek yanlış olur. En az üç öğün mutlaka yemek yiyin, ara öğünlerle bunu beşe çıkarın. Ancak bu öğünlerin besin değerlerine dikkat edin.

    3. Mutlaka spor yapın! Havalar soğuk olduğu için enerjinizi kaybetmeyin. En az haftada üç gün spor yapın.

    4. Kışın günler kısa geceler uzun olduğu için evde geçirdiğiniz zaman genelde artar. Bu süre zarfında abur cuburdan uzak durun.

    5. Uyku düzeninizi bozmayın! Düzensiz uyku kilo almaya yok açan en önemli etkenlerden biridir.

    Diyet deneyimlerimiz için tıklayın !

    womenist