Blog

  • 2014 yatak odası dekorları

    2014 yatak odası dekorları

    2014 yatak odası dekorları

    2014_yatak_odasi (1) 2014_yatak_odasi (2) 2014_yatak_odasi (3) 2014_yatak_odasi (4) 2014_yatak_odasi (5) 2014_yatak_odasi (6) 2014_yatak_odasi (7)

  • Çilekli tiramisu tarifi

    Çilekli tiramisu tarifi

    Çilekli tiramisu nasıl yapılır ? Çilekli tiramisu malzemeleri ? Çilekli tiramisu tarifi…

    Malzemeler
    18 adet çilek
    350 gram mascarpone peyniri
    8 çorba kaşığı bal
    6 adet yumurta (akı ve sarısı ayrılmış)
    2 kahve fincanı espresso
    2 kahve fincanı kahve likörü
    12 adet kedidili bisküvi
    4 tatlı kaşığı pudraşekeri

    Servis için: Kakao ve çilek

    Çilekli Tiramisu Yapılışı

    Krema için mascarpone peyniri, bal ve yumurta sarılarını iyice çırpın. Ayrı bir yerde yumurta aklarını kar haline gelene dek çırpın. Metal kaşık yardımıyla yumurta akını peynirli karışıma ekleyip kenara alın. Espresso ile kahve likörünü karıştırıp, kedidili bisküvilerini bu karışıma batırın. Bisküviler suyu fazla çekmeden çıkarın. Çilekleri küçük doğrayıp, pudraşekeri ile harmanlayın. 6 adet küçük kabın içine birer çorba kaşığı krema koyun. Üzerine, 2 adet bisküviyi yan yana dizin. Çilekleri yerleştirip, yeniden birer çorba kaşığı krema koyun. Buzdolabının alt rafına yerleştirip, 2 saat dinlendirin. Üzerlerine kakao serpip, çilek yerleştirin. Soğuk servis yapın.

    Çilekli tiramisu tarifi
    Çilekli tiramisu tarifi
  • Diyetinizi kendiniz tasarlayın !

    Diyetinizi kendiniz tasarlayın !

    Sürekli seyahatte olmak, tatlıya hayır diyememek, sık sık davetlere katılmak sağlıklı beslenmenin ve kilo vermenin önünde engel değil… Bu bahaneleri bir kenara bırakın, yazıdaki ipuçlarını izleyin ve kendi diyetinizi formüle edin.

    Hem beden sağlığımızı sürdürmek hem de formda kalmak için dengeli beslenmemiz, doğal besinler tüketmemiz, azar azar sık sık yememiz, yatmaya yakın buzdolabından uzak durmamız gerektiğini ve daha birçok şeyi artık çok iyi biliyoruz. Ancak önümüzde iki büyük engel var; motive olmak ve günlük hayatımıza uygun bir program oluşturmak… Medical Park Göztepe Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran ile bu engelleri aşmanın yolları, kışın şifalı besinleri ve bitkilerin gücü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik; herkesin ‘kişiye özel diyet’ini oluşturabilmesi için formülleri sorduk.

    Bitkilerde dozu aşmayın

    Beslenme ve Diyet Uzmanlığı eğitiminin ardından fitoterapi (bitki bilimi) yüksek lisansı yapan ve halen doktorasına devam eden Gizem Keservuran, bitkisel ürünlerle zayıflamak isteyenleri bilinçli davranmaları konusunda uyarıyor. Tüm ilaçların hammaddesinin bitkilerden oluştuğunu ve bitki kullanırken dozu ayarlamanın çok önemli olduğunu belirten Keservuran, “Bir bitkinin dozu çok az artırılınca dahi yarardan çok zarar görülebiliyor. Ya da bir bitkinin sadece tek bir türü fayda sağlarken kişiler hiçbir etkisi olmayan bir başka türünü satın alıp kullanabiliyor. Bitkisel gıda takviyelerinde bulunan ve metabolizmayı bir miktar hızlandıran sibutramin adlı madde uzun dönemde vücuttaki dengeleri bozup ölümlere dahi neden olabiliyor. Bu nedenle bitkisel yöntemlerden yararlanırken hastaların hekimlerine ve fitoterapi uzmanlarına danışmaları hayati önem taşıyor” diyor.

    Önce motivasyon

    Sağlıklı beslenmeyi; rafine olmayan ve katkı maddesi içermeyen gıdalardan oluşan, protein, karbonhidrat ve yağ ihtiyacını karşılayan, vitamin ile mineralden zengin ve kişiye özgün bir program olarak tanımlayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, kilo vermede uzman desteğinin de çok önemli olduğunu vurguluyor. Kilo verme sürecinde başarının yüzde 50’sini motivasyonun oluşturduğunu belirten Diyetisyen Keservuran, “Bu motivasyonun sağlanması için hasta ile hekimin uyumu gerekli çünkü bir süre sonra aile gibi oluyorsunuz. Diyetisyeniniz sizin aile sofranızda nelerin bulunduğunu, kaçta yatıp kaçta kalktığınızı hatta bazen özel hayatınızla ilgili sorular soruyor. Burada doğru frekansı yakalamak bu nedenle önem taşıyor. Çünkü herkesin yaşam tarzı farklı. Diyetisyen kişinin hayatını tamamen özümseyip bir kılavuz hazırlıyor. Yasaklar koyan taraf olmuyor ancak kişi üzerinde bir kontrol mekanizması oluşturarak başarıyı kolaylaştırıyor. Yeri geldiğinde kek de börek de kızartma da yiyebilen hastasına bunları sonraki öğünlerde nasıl telafi edeceğini öğretiyor. Yani bizler bir anlamda hastalara yemek yemeyi öğretmek için danışmanlık yapıyoruz” diyor.

    Bitki çaylarını tüketirken dikkat!

    Özellikle kış aylarında çalışırken ya da akşam televizyon karşısında keyif yaparken sıcak bir fincan insanın içini ısıtıyor. Birçoğumuz bu keyif için kafein içeriği yerine bitkisel içerikleri tercih etmeyi öğrendik. Ancak hala bilmediğimiz bazı gerçekler var. Bitki çaylarının tüketiminde de miktar büyük önem taşıyor. İçeriğindeki kateşinler sayesinde yağ yakımını hızlandıran yeşil çayın günde 3-5 fincan tüketilebileceğini ancak çarpıntı, uyku kaçması gibi sorunlar yaşayanların doktorlarına danışmaları gerektiğini belirten Diyetisyen Keservuran, mate çayı ile ilgili olarak da şunları söylüyor; “Mate çayının metabolizmayı tetiklediği biliniyor ancak kalp rahatsızlığı ve tansiyon şikayeti olanların mate kullanımını mutlaka doktorlarına danışmasını öneriyoruz.” Mısır püskülünün ise ödem atıcı etkisi bulunduğunu ve yine aşırıya kaçmadan kullanılabileceğini belirten Keservuran, bitki çayı seçimi yaparken ürün kalitesine dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor. Açıkta satılan bitkilerin nerede toplandığı, nasıl sulandığı, hasadının ne zaman yapıldığı, etken maddesini halen koruyup korumadığını bilmenin çok zor olduğunu belirten Keservuran, ürün seçimi yapılırken bu kriterlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor.

    BUNLARI SEPETE ATIN

    ANANAS

    Ödem atıcı ve yağ yakımını hızlandırıcı etkisi olan ananasın ortasındaki odunsu yapıda bulunan bromelain enzimi proteinlerin sindirimini hızlandırıyor. Günde başparmağınız kalınlığında bir dilim ananas tüketebilirsiniz.

    BEYAZ LAHANA

    Yağ yakımını hızlandırdığı kanıtlanmış olan lahanayı çiğ olarak değil, buharda haşlanmış ya da yemek olarak yarı pişirilmiş halde tüketebilirsiniz. Etlikıymalı bir kapuska ya da limonluzeytinyağlı bir salata tercih edebilirsiniz. Öte yandan aynı aileden olan brokoli, karnabahar, brüksel lahanası gibi sebzeleri de kış menülerinize eklemeyi unutmayın. Çünkü kış sebzeleri tıpkı bir elektrik süpürgesi gibi çalışıyor ve antioksidan etkileri sayesinde vücuttaki toksinleri söküp atıyor.

    KİVİ

    Bir portakal yerine 1-2 kivi yiyerek hem günlük C vitamini ihtiyacınızı karşılamış olursunuz hem de bir yerine iki meyve yediğiniz için psikolojik olarak daha iyi hissedebilirsiniz. Glisemik indeksi düşük olan kivi kan şekerinizin daha yavaş yükselip daha yavaş düşmesini sağlıyor, tokluğunuz daha uzun sürüyor.

    PIRASA VE KURU SOĞAN

    Soğangiller ailesinden olan ve kansere karşı koruyucu özellikleri kanıtlanmış olan pırasa ve kuru soğanı kış aylarında bolca tüketebilirsiniz.

    Salataları çeşitlendirin

    Kışın kendinizi sadece marul, havuç, maydanoz üçlüsünden oluşan salatalara mahkum etmeyin. Kırmızı biber, dere otu, reyhan, çeşitli Akdeniz yeşillikleri, turp ve lahana türlerinden yararlanarak salatanızın hem rengini hem lezzetini artırın.

    1. İDEAL BESLENME PROGRAMINA GÖZ ATIN!

    ideal beslenme proğramı
    ideal beslenme proğramı

    2. ŞİMDİ KENDİ FORMÜLÜNÜZÜ YARATIN

    KAHVALTI

    1- Ofiste veya seyahatteyseniz

    Önceki akşamdan evde hazırlanmış, 2 dilim çavdar veya çok tahıllı ekmek arasına sevdiğiniz beyaz peynir çeşidi ile mevsim yeşillikleri + yağsız sütle filtre kahve veya tarçın ve karanfil aromalı yeşil çay.

    2- Evden hızlı çıkmanız gerekiyorsa

    4 yemek kaşığı meyveli light müsli+200 ml yağsız süt + 1 çay kaşığı toz tarçın + yağsız süt ile filtre kahve veya 1 bardak süt + 1 adet muz.

    3- Kahvaltıda tatlıya hayır diyemiyorsanız

    1 dilim çavdar ekmeği + 2 tatlı kaşığı bal, reçel veya marmelat + 2 dilim sevdiğiniz beyaz peynir + şekersiz yeşil çay.

    4- Simit çok seviyorum diyorsanız

    1 adet çok tahıllı simit + 2 dilim sevdiğiniz beyaz peynir (kaşar peyniri – tulum peyniri hariç ) + 1 fincan tarçın ve karanfil aromalı yeşil çay + 1 tutam dereotu + 3 yaprak taze nane + 1/2 demet maydanoz üzerine 1/4 limon suyu.

    5- Kahvaltıda zeytinsiz yapamam diyorsanız

    2 dilim çavdar ekmeği + 1 dilim az yağlı beyaz peynir + 5-6 adet yeşil veya 4 adet siyah zeytin + kırmızı biber / paprika + bol yeşillik.

    6- Ceviz-badem yemek istiyorum diyorsanız

    2 dilim az yağlı beyaz peynir + 1 dilim tam buğday ekmeği + 1 tam ceviz içi veya 5-6 adet tuzsuz badem + 3 adet kara erik kurusu + 3 adet kara kayısı kurusu + 1 fincan tarçın-karanfil aromalı yeşil çay.

    7- Omletçiyseniz

    1 tam yumurta + 2 yumurta beyazı + 1 dilim peynir ile bol sebzeli, renkli biberler, mantar ve maydanozlu omlet + 1 dilim çavdar ekmeği.

    8- Metabolizmanız yavaşsa

    4-5 yemek kaşığı light yoğurt + 1 orta dilim doğranmış taze ananas + 2 yemek kaşığı sade yulaf ezmesi + 1 tatlı kaşığı silme toz tarçın + 1 avuç yaban mersinini kaseye ekleyin, ardından bir fincan mate çayı için. veya 1/3 demet dereotu + 1/3 demet maydanozu ince ince doğrayın + 2 dilim az yağlı beyaz peynir ile harmanlayın + 1 dilim tam buğday ekmeği + 5-6 adet tuzsuz badem + 1 fincan mate çayı.

    9- Kahvaltıya davetliyseniz

    › Esmer ekmek çeşitlerini tercih edin, 2 dilimi geçmeyin, simit yiyecekseniz çok tahıllı olanı tercih edin, yoksa 1/2 simitten fazlasını yemeyin. › Beyaz peynir, dil peyniri, hellim peyniri, sepet, örgü peynirlerini tercih edin; kaşar peyniri ve tulum peynirinden uzak durun. › Tabağınıza 3 zeytinden fazlasını almayın çünkü zaten peynir çeşitleriniz çok. Susamlı simit yiyorsanız tabağınızdan zeytini çıkarın. › 2-3 tatlı kaşığı bal, reçel, marmelat yiyecekseniz ekmeğinizi 1 dilim azaltın. › Tabağının yarısını yeşilliklerle donatın.

    10- Sabah sabah yiyemiyorum diyorsanız

    Peynir ekmek ile kahvaltı yapmak istemiyorsanız mutlaka 1 orta dilim taze ananas veya 1 adet kivi veya 2 adet kara kayısı kurusu + 3 adet tuzsuz badem yiyin ki metabolizmanız uyansın, güne başlasın.

    11- Peynir yiyemiyorsanız

    2-3 adet yumurtanın beyazı ile bol biberli maydanozlu omlet yapın ki kalsiyum minerali açısından zengin gıdayı tüketmiş olun. veya kahvaltınıza 1 kase yoğurt/1 bardak süt ekleyin Örneğin 1 dilim çavdar ekmeği + 2 tatlı kaşığı tahin pekmez + 1 bardak süt

    ÖĞLE YEMEĞİ

    12- Akşam yemeğine davetliyseniz ve mönüyü bilmiyorsanız öğlen risk almayın

    1 kase sebze çorba için + 1 kase yoğurt yiyin.

    13- Dışarıda yiyecekseniz

    Izgara seçeneklerini tercih edin; mümkünse somon ızgara + buharda sebze garnitür ile + 1 dilim esmer ekmek.

    14- Et sevmiyorsanız

    2 yumurta ile menemen + 1 dilim ekmek tercih edebilirsiniz, böylece kırmızı etten alacağınız vitamin ve mineralleri karşılayabilirsiniz.

    15- Pizza yiyecekseniz

    2-3 dilim ince hamurlu sebzeli pizza + bol salata.

    16- Balığa davetliyseniz

    Izgara/fırın/buğulama balık – dilediğiniz kadar yiyin + bol salata + mezelerden közlenmiş patlıcan, biber salata, haydari, yoğurtlu semizotunu tercih edin.

    17- Alkol alacaksanız

    Izgara et yanında (balık eti, beyaz et, bonfile, biftek) kırmızı şarap tercih edin çünkü antioksidan içeriği zengin. Şarap içtiğiniz öğünde ekmek tüketmeyin.

    18- Makarnadan vazgeçemiyorsanız

    Öğle öğününde tercih edin. 1 tabak napolitene – bolognese ( kıymalı-domates soslu makarna), sebzeli makarna + yanında bir kase yoğurt ile. Makarnanın az pişmiş olmasına özen gösterin. Öğle öğününde makarna yediğiniz gün akşam yemeğinde sebze yemeği + yoğurt yiyin. Ekmek veya tahıl grubu besin tüketmeyin.

    19- Seyahatteyseniz

    2 dilim esmer ekmek ile beyaz peynirli sandviçi yolculuğa çıkmadan önce hazırlayıp yanınıza alın, molada sandviçin yanına ayran ekleyin.

    20- Ana öğünde yoğurt tüketemiyorsanız

    Yoğurtlu sebze salatalarını tercih edebilirsiniz.

    21- Metabolizmam yavaş diyorsanız

    Öğle–akşam ‘Yaşam Çorbanız’ı ana yemeğinizin yanına mutlaka 1 kase ekleyin.

    ARA ÖĞÜN (genelde 16.00-17.00 saatleri arası)

    22- Araba kullanıyorsanız

    4 adet kara kayısı kurusu + kayısı sevmiyorsanız erik kurusu veya tuzsuz, tercihen beyaz leblebiyi arabanızda bulundurun.

    23- Kuruyemişe hayır diyemiyorsanız

    1 avuç beyaz leblebi + 1 avuç çekirdekli siyah üzüm veya 5-6 adet tuzsuz badem + 5-6 adet fındık + 2 avuç yaban mersini kurusu.

    24- Toplantıdaysanız

    Sadece sütlü kahve için.

    25- Midem kazınıyor diyorsanız

    2-3 adet etimek + 1 dilim peynir + 1 fincan yeşil çay veya mate çayı.

    26- Simit istiyorum diyorsanız

    1/3 susamlı simit + 1 büyük bardak ayran (300 ml).

    27- Tatlı istiyorum diyorsanız

    1 kase keşkül, tiramisu, 1 porsiyon kabak tatlısı ya da 2 top sade dondurma üzerine 2 yemek kaşığı marmelat.

    28- Çikolata istiyorum diyorsanız

    20-30 g (2-3 madlen) en az % 70 kakaolu bitter çikolata (çünkü gerçek çikolata budur ) + Türk kahvesi, bir fincan sütlü kahve veya latte ile için.

    29- 17.00 çayına davetliyseniz

    Tuzlu kurabiyeler yerine çayınızın yanında 1 ince dilim kek tercih edin.

    AKŞAM YEMEĞİ

    30- 1. seçenek

    Sebze yemeği – limitsiz- kıymalı/etli/zeytinyağlı olabilir. 1 kg sebze yemeğini 2 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. (Bezelye – barbunya- patates sebze yemeği değildir) + 4-5 yemek kaşığı yoğurt-cacık-ayran (mümkünse light) + Bol yeşillikli salata; yağsız, bol limon, sirkeli, nar ekşisi olabilir.

    31- 2. seçenek

    200–250 g kadar (yani elimiz büyüklüğünde) ızgara, fırın, buğulama, haşlama veya sote bonfile, biftek, antrikot, köfte, hindi eti, somon, balık eti (Balıkta gramaj önemli değil, doyana kadar yiyebilirsiniz) + bol yeşillikli salata (yağsız, bol limon, sirkeli, nar ekşili) + zeytinyağlı sebze yemeği (varsa yenebilir fakat zorunluluk yok)

    32- 3. seçenek (Pratik olsun diyorsanız)

    Bol yeşillikli salatanızı hazırlayıp ton balığı ekleyerek veya beyaz peynir rendeleyerek tüketebilirsiniz.

    Asıl mesele: Tatlı krizlerini aşmak

    Sabah kahvaltı yapmamak, öğle yemeğini atlamak ya da yetersiz yemek akşama doğru gelen tatlı krizlerini tetikliyor. Vücudun “Bana karbonhidrat gönder” diye bağırmaya başladığı bu saatlerde yanlış seçimler yapmak da daha mümkün oluyor. Bunu aşmanın yolu da düzenli aralıklarla beslenmekten geçiyor. Böyle durumlarda kakao oranı yüzde 70’in üzerinde olan birkaç parça çikolata, tercihen pekmezle yapılmış bir porsiyon kabak tatlısı, sade bir dondurma gibi daha masum seçeneklerin tercih edilmesi gerekiyor.

    Meyve tüketiminin püf noktaları

    Kış gecelerinde yemekten sonra televizyon karşısında bir tabak dolusu meyve yemek çok kolay. Peki “Bol bol meyve yedim, çok sağlıklıyım” demek mümkün mü? Diyetisyen Gizem Keservuran, çok sağlıklı bir besin grubu olan meyvelerin cinsinin ve miktarının iyi ayarlanması gerektiğini vurguluyor. Akşamları şeker oranı düşük meyveler tüketmek gerektiğini belirten Keservuran, kadınların kara erik kurusunu tercih edebileceklerini belirterek, “Kalsiyum ve D vitamininden zengin olan bu besin kemik sağlığının korunmasını sağlıyor” diyor.

    AKŞAM YEMEĞİNİ ERKEN YEDİYSENİZ, GECE ATIŞTIRMA ALIŞKANLIĞINIZ VARSA, ÇAYIN YANINDA BİR ŞEYLER ARIYORSANIZ DİKKAT!

    ● Meyvelerden; ananas, kivi veya elma tercih edin.

    ● Atıştırmalık istiyorsanız; yaban mersini kurusu yiyin.

    ● Yatmadan 2.5-3 saat önce yemek yeme işlemini bitirin.

    TARİFLER

    Yaşam Çorbanız

    ● 1 adet kereviz (saplarıyla)

    ● 3 adet havuç

    ● 5-6 adet paprika

    ● 3 dal pırasa veya 2 adet kuru soğan

    ● 3 çiçek brokoli veya 3 çiçek karnabahar

    ● 1 demet dereotu

    ● 1 demet maydanoz

    ● 6-7 yaprak nane

    ● Bol kimyon, sumak, isot, pul biber, karabiber

    ● 1/4 küçük boy beyaz lahana

    ● 1 adet limon (kabukları soyulmuş)

    HAZIRLANIŞI: Sebzeleri büyük bir tencerede kıvamı istediğiniz gibi olacak şekilde su ekleyerek haşlayın, blenderdan geçirin ve baharat ekleyin. Yağ kullanmayın.

    Kabak Tatlınız

    ● Balkabağı (dilediğiniz kadar)

    ● Pekmez

    ● Kabuk tarçın

    ● Tane karanfil

    ● Toz tarçın

    ● Tuzsuz badem

    ● Ceviz

    HAZIRLANIŞI: Balkabağını şekersiz olarak yağlı kağıtta, fırında veya tencerede pişirin. (Su eklemeyin, balkabağı zaten suyunu bırakacaktır.) Pişirmeden önce fırın tepsisine veya tencereye 1/2 kabuk tarçını küçük küçük kırın + 2-3 tane karanfil ekleyin, piştikten sonra kabuk tarçın ve karanfilleri ayırın, üzerine toz tarçın ekleyin ve soğumaya bırakın. Servis edeceğiniz kadar kabağı tabağına koyun, üzerine 1-2 yemek kaşığı pekmez, badem, ceviz rendesi ekleyerek ikram edebilirsin. İsteğe göre yanında 1 top sade dondurma veya 1 bardak sütlü kahve ikramı tercih edebilirsiniz.

    Formsanté Dergisi

  • En az ilaç kadar etkili

    En az ilaç kadar etkili

    İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr. Faruk Buyru, “Günümüzde kadınlarda çok sık görülen bir tür hormon bozukluğu olan polikistik over sendromu görülen kişilerin diyet ve egzersiz yapması, en az ilaçlar kadar etkili oluyor” dedi.

    Prof. Dr. Buyru, “polikistik over”in kilo problemi olan, yumurtalıklarda çok sayıda kisti bulunan ve seyrek adet gören kadınların sendromu olduğunu söyledi.

    SENDROM BİTMİYOR, ŞİKAYETLER BİTİYOR

    Sendromunun kadın hayatının her evresinde bir takım problemlere yol açtığını ifade eden Buyru, “Uyguladığımız tedaviler sendromu ortadan kaldırmıyor. Kadın hayatının evresine göre yarattığı şikayetleri ortadan kaldırıcı bir takım tedaviler düzenliyoruz” diye konuştu.

    Buyru, yaşam şekillerinin değişmesi ve obezitenin giderek daha da problem olması nedeniyle polikistik over sendromuna daha sık rastlanıldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

    “Polikistik over sendromlu kadınların ve genç kızların yarıdan fazlası obezite problemiyle başa çıkmaya çalışıyor. Günümüzde kadınlarda çok sık görülen bir tür hormon bozukluğu olan polikistik over sendromu görülen kişilerin diyet ve egzersiz yapması, en az ilaçlar kadar etkili oluyor. Yüzde 5-10 kilo kaybı bile hastanın adetlerinin düzene girmesini ve yumurtlamasının normale dönmesini sağlayabiliyor. İleri yaşlardaki hastalar doğurganlıktan sonra eğer düzenli adet görmezler ve tedavi almazlarsa, kilo problemiyle beraber şeker ve kalp hastalığı bu kadınlarda daha fazla görülüyor.”

    “İNSÜLİN DİRENCİ PROBLEMİ”

    Buyru, obezite probleminin yanı sıra polikistik over sendromuyla ilgili ortaya çıkan diğer bir problemin de insülin direnci olduğunu aktararak, şeker metabolizmasıyla ilgili bozuklukların hastalığın ortaya çıkışını etkilediğini belirtti.

    Şeker metabolizmasıyla ilgili problemlerin erkeklik hormonunun artışına ve kilo problemine neden olduğunu aktaran Buyru, “İnsülin direncini düzeltip şeker metabolizmasını normale döndürdüğünüzde hastalar normal adet görür hale geliyorlar. Yumurtlama problemi ortadan kalkıyor ya da tüylenmede iyileşme elde edebiliyorsunuz” diye konuştu.

    SENDROMUN TEDAVİSİ CERRAHİ YOLLA DEĞİL İLAÇLA YAPILIYOR

    Buyru, kist denince insanların aklına “Bu kist cerrahi olarak çıkarılırsa hastalık iyileşir” gibi yanlış bir izlenim geldiğini vurgularak, cerrahi tedavinin polikistik over sendromunda hiç bir zaman yerinin olmadığını dile getirdi. Etkili ilaçlar bulunmadan yıllarca önce hastaların cerrahi tedaviyle gebe kalmaları için uğraşlar verildiğini ifade eden Buyru, “Yumurtalıklardan bir kısım çıkarılarak, hormonlar normale döndürülmeye çalışılmış. Günümüzde bu saydığımız şikayetler için etkili olan ilaçlar var. O ilaçlardan yararlanarak hastalığın belirtilerini ortadan kaldırabiliyoruz” dedi.

    Buyru, genç kızların kendilerine daha çok adet düzensizliği ve tüylenmede artış şikayetiyle başvurduğunu, doğurganlık çağında ise gebe kalamama problemi şikayeti yaşadıklarının belirterek, rahatsızlığın kontrol edilmemesi durumunda rahim içi kanseri ile yumurtalıklarla ilgili bir takım problemlerin bu kadınlarda daha sık görüldüğünü kaydetti.

  • Çalışan kadınların giymemesi gerekenler

    Çalışan kadınların giymemesi gerekenler

    Ofise giderken ne giymeli, hangi tarzlar tercih edilmeli diye hep konuştuk durduk. Şimdi sıra yapılmaması gerekenlerde.

    İşe giderken giyeceklerimiz asırlardır kafamızı meşgul eder durur. Çalışan kadının gardırobu, günlük ve ofis stili olarak ikiye ayrılır. Çünkü normalde içinde rahat ettiğimiz ama işe giderken giyemeyeceğiz birçok parça mevcuttur.

    Göbeği açıkta bırakan üstler

    Yüksek belli etekler ya da pantolonlarla muhteşem bir uyum yakalayan kısa üstler, bir iş yeri için en uygun olmayan giysilerin başında geliyor.

    Straples üstler, elbiseler

    Arkadaşlarınızla hafta sonu gezmesine çıkmışsınız izlenimi uyandıran askısız üstleri, iş ortamında giymemenizi öneririz. Sokağa çıkarken düşünmeden giymeniz gayet doğal; ama straples iş yeriniz için pek uygun bir seçim olamayacaktır.

    Derin göğüs dekoltesi

    Beğendiğiniz noktalarınızı ön plana çıkarma isteğinizi anlayışla karşılayabiliriz; ama iddialı bir göğüs dekoltesiyle işe gitmeniz pek uygun olmayacaktır.

    İncecik askılı bluzlar, elbiseler

    Sütyen askısından daha ince olan bu askılar, iş ortamı için değil ancak deniz kenarı için ideal olabilir.

    Evden pijamalarınızla çıkmışsınız ya da oradan plaja gidecekmiş gibi görünmemek için askılarınızın biraz daha kalın olmasına özen gösterin.

    Parmak arası terlikler

    Yaz aylarında ayaklarınızı ayakkabıların içine hapsetmeye gönlünüzün el vermediğini biliyoruz. Ama ne yazık ki bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok; işe giderken parmak arası terlik giyilmez.

    Şık sandaletler böyle durumlarda işinizi görecektir; böylece hem ayaklarınız terlemez hem de iş ortamına uygun bir görüntü yakalayabilirsiniz.

    Transparan bluzlar

    Son birkaç sezondur sağımız solumuz önümüz arkamız transparan; farkındayız. Üstelik oldukça da şık bluzlar var, ama işe giderken dekoltenin dozunu iyi ayarlamak gerekiyor.

    Transparan bluzunuzun içinden görünen sütyen, iş ortamına uygun olmayacaktır. Eğer yine de ısrarlıysanız, transparan bluzlarınızın ya da gömleklerinizin içine giyeceğiniz askılı bir atlet işinizi görecektir.

    Mini etek

    İş yerine giderken mini etek giymeyin demiyoruz; ama mutlaka mininizin dozunu iyi ayarlayın. Yokmuş hissi uyandıran miniler çalışma ortamında hem rahat olmanızı engelleyecek hem de fazla göze batmanıza neden olacaktır.

  • Sevgiliniz sizden daha mı alımlı?

    Sevgiliniz sizden daha mı alımlı?

    Sizden daha alımlı bir partneriniz olduğunu düşünmeniz ne anlama geliyor? Durun, biz söyleyelim: Siz galiba aşıksınız!

    Partnerinizin sizden daha hoş göründüğünü düşünmek, sizin için iyi bir işaret. Yani demek istiyoruz ki siz ona sırılsıklam aşıksınız.

    Oysaki benzer seviyede eğitim almış, benzer IQ’lu, sosyo ekonomik statü ve dış görünüm açısından bize yakın insanlar tarafından daha çekici bulunuruz. Her açıdan benzer konumda olmanıza rağmen onu kendinizden daha hoş buluyorsanız, “aşkın gözü kördür” klişesini doğruluyorsunuz demektir. Hem bir fikir artık klişeleşmişse illa ki yanlıştır anlamına gelmez, öyle değil mi?

    Ayna ayna söyle bana…
    Bir çalışmada insanlardan kendi çekiciliklerini derecelendirmeleri istenmiş. Partnerleri onların çekiciliklerine kendilerinin verdiğinden daha yüksek puanı layık görmüş. Bu demek oluyor ki partnerimiz bizi bizim kendimizi bulduğumuzdan daha çekici buluyor. Biz de aynı şekilde partnerimizi ondan daha çekici buluyoruz. Tabii ortada “aşk” varsa!

    Bazı bilimsel çalışmalara göre bir insanın partnerini onun kendisi için düşündüğünden daha alımlı buluyor olması, ona kendisini adadığını, tutkuyla bağlı olduğunu, yakınlığını ve ilişkinin doyurucu olduğunu gösteriyor.

    Siz iyisi mi bu cicim ayı duygularını geçiciymiş gibi görüp terk etmeyin, onlara sıkıcı sarılın. İyi haber: Bu cicim ayı duyguları siz onları sakladığınız sürece cicim aylarından sonra da devam edebiliyor. Ne diyelim: Aşkınız daimi olsun!

  • YolanCris 2014 Gelinlik Koleksiyonu

    YolanCris 2014 Gelinlik Koleksiyonu

    Sahilde evlenmek isteyen gelinlere özel koleksiyon…

    YolanCris Gelinlik 2014 Modelleri

    YolanCris
    YolanCris

    YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (2) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (3) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (4) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (5) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (6) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (7) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (9) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (10) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (11) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (12) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (13) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (14) YolanCris_2014_gelinlik_modelleri (15)

  • Hızlı ve yanlış diyetler

    Hızlı ve yanlış diyetler

    Kilo kaybetmek adına yapılan hızlı ve yanlış diyetler dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

    Kilo problemini ortadan kaldırmak için yapılan hızlı ve yanlış diyetler vücut üzerinde dönüşü olmayan kas kaybı, yağ depolanması, açlık sinyallerinin hayat kalitesini kötü etkilemesi, enerji düşüklüğü ve sinirlilik gibi zararlara sebebiyet veriyor.

    Kilo sorunu obezite düzeyinde olan kişilerde hızlı diyetlerin zararlı etkileri daha fazla görülüyor. Kişiler doğru beslenmedikleri takdirde karşılaştıkları sağlık sorunları ölümcül olabiliyor.

    Yanlış diyetler kalp kaslarının erimesi, kemik yoğunluğunun azalması, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında bozukluk gibi hastalıklara neden olabiliyor.

    Kötü beslenmenin sonucu her durumda ölümcül olmasa bile özellikle böbrek fonksiyonlarını etkileyen yanlış diyetler ömür boyu diyalize bağlı yaşamanıza yol açabiliyor.

    Bundan dolayı hızlı kilo vermek değil, ömür boyu sürdürebilecek doğru ve dengeli bir beslenme sistemi hedef olarak görülmesi uzmanlar tarafından bildiriliyor.

    Düzenli ve dengeli beslenmek için ise günde 3 ana ve 2 ara öğün şeklinde, vücudun gereksiz yere açlık çekmeyeceği beslenme şekli öneriliyor.

    Dengeli beslenme önemli
    ART Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Kliniği uzmanları, her türlü gıda grubundan yararlanma ve bu gıda gruplarının sağladığı besin değerlerinden yararlanma dengeli
    beslenmenin asıl hedefi olduğunu belirtiyorlar.
    Beslenme uzmanları yanlış diyetlerin sonucu olarak dengesiz beslenme alışkanlığı hakkında uyarıyor.
    Uzun süre aç kalma, kontrolsüz miktarlarda yemek tüketme, öğün atlama uzmanlar tarafında yanlış beslenme olarak tanımlanıyor.
    Düzensiz beslenmeye bağlı olarak kişilerde çabuk yorulma, sinirlilik, çok üşüme, konsantrasyon bozukluğu gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.

  • İrmik tatlısı tarifi

    İrmik tatlısı tarifi

    İrmik tatlısı nasıl yapılır ? İrmik tatlısı malzemeleri nelerdir ? İrmik tatlısı tarifi…

    Malzemeler
    1 su bardağı irmik
    4 su bardağı süt
    Bir buçuk su bardağı tozşeker
    3 çorba kaşığı hindistancevizi rendesi
    1 paket vanilya
    Üzeri için:
    1 paket bitter çikolata (80 gram)
    Yarım çay bardağı kıyılmış yeşil fıstık
    İrmik Tatlısı Yapılışı
    OCAĞA koyduğunuz bir tencereye irmik, 4 su bardağı süt ve şekeri koyup karıştırın. Vanilya ve hindistancevizini ekleyip koyulaşana kadar pişirin ve kalıplara dökün. Bir gece dolapta bekletin ve kalıplardan çıkartın. Çikolatayı benmari usulü eritip tatlılara paylaştırın. Üzerlerini fıstıkla süsleyip servis yapın.

    irmik tatlısı
    irmik tatlısı
  • Fondöteni cildimize yedirmek için

    Fondöteni cildimize yedirmek için

    Fondötenler… Makyajın en temel malzemesi. En güzel malzemelerle en usta ellerden çıkan bir makyaj bile, yapıldığı cilt homojen ve pürüzsüz görünmüyorsa kendini göstermez.

    Fondöten seçiminde ilk adım, ten rengine uygun ürün seçmek… Fondöten ile cildin her bölümünde aynı oranlarda bir renk tonu oluşturmak ve yüzün bazı bölümlerini (elmacık, çene ve alın) ön plana çıkartmak amaçlanır. Güneş lekeleri, kızarıklık, sivilce ve akne izleri başarılı bir fondöten kullanımı ile tümüyle saklanabilir.

    Fondöteni cildimize yedirmek için kullanılan üç tür yöntem var:

    Fırça Kullanımı: Öncelikle, cilt tipine uygun ve iyi bir fırça seçmek gerekiyor. Öte yandan fırçayı bastırmadan, hafif darbelerle ve yukarıdan aşağıya doğru sürmek gerekiyor.

    Sünger Kullanımı: Islatılarak kullanılan süngerler, fondöteni cilde yaymada etkin bur uygulama sağlıyor. Aşağıdan yukarıya küçük darbeler eşliğinde…

    Parmakların Kullanımı: Her cilt tipi için geçerli olan bu yöntem, aynı zamanda uygulaması en kolay olanı… Ancak burada, doğal bir görüntü elde edebilmek için yüzün merkezinden başlayıp, dışarı doğru uygulama yapmak gerekiyor.