Blog

  • Doğal saç boyama yöntemleri

    Doğal saç boyama yöntemleri

    Zaman zaman saçlarımızın renginden sıkılırız. Farklı bir görüntü hoş olur diye düşünürüz. Ama bir taraftan da korkularımız vardır. Ya kullanacağım boya saçlarıma zarar verirse, dökülmesine neden olursa? Bunun gibi soruları aklınızdan çıkarmanızı öneririz. Çünkü doğal saç boyama yöntemlerini öğrendikten sonra başka boyama şeklini deneyeceğinizi düşünmüyoruz.

     

    Kızıllık isteyenlere kına

    Kına saçlarınızı hem besler hem de çok güzel bir kızıl renk verir. Hazırlaması ve uygulaması da oldukça basittir. Kına sürülebilir bir akışkanlığa getirin. Eğer saçlarınızın baskın bir kızıl renk almasını istiyorsanız karışımı soğan kabuğunu kaynattınız su ve demlenmiş çayla hazırlayabilirsiniz. Saçlarınızın sağlığı için içerisine bir miktar hakiki zeytinyağı koyabilirsiniz. Bu karışımı saçlarınızın hepsine uygulayın. Saçlarınızı toplayıp streçle sarın. Bu şekilde 5-6 saat bekleyin. Saçlarınızı yıkadıktan sonra mükemmel değişimi fark edeceksiniz.

    Çayın doğal rengi

    Eğer koyu renk saçlara sahipseniz ve saçlarınızın beyazlaşmasını önlemek istiyorsanız bu karışımı mutlaka denemelisiniz. 2 kaşık siyah çay ile 2 kaşık ada çayını karıştırıp kaynatın. Yarım saat bekletikten sonra saçınıza uygulayın. Bu karışımı 2 ay boyunca her gün uygulayın. Saçlarınızı yıkadıktan sonra da uygulayabilirsiniz.

    Papatya mucizesi

    Papatyanın faydalarını artık hepimiz biliyoruz. Bu kadar faydalı bir bitkiyi neden saçlarımıza uygulamayalım? Sarışın bayanlar özellikle kış aylarında saçlarının matlaştığından şikayet ederler. Papatya sayesinde saçlarınıza canlılık kazandırabilirsiniz. 100 gram kuru papatyayı kaynar suya atıp 40 dakika bekletin. Saçınızı yıkadıktan sonra kurulayın. Sonra bu suyla saçlarınızı yıkayın. 1 saat bekledikten sonra saçlarınızı durulayın. Bu uygulamayı haftada 3 defa uygulayabilirisiniz. Böylece saçlarınızın canlılık kazandığını görebilirsiniz.

    Kahverengi saçlara soğan kabuğu

    Tercihinize göre bir miktar soğan kabuğunu kaynatın. İçerisine üç kaşık demlenmiş çay ekleyin ve yarım saat bekletin. Saçınızı her yıkamadan sonra havluyla kurutun ve yaptığınız karışımı saçınıza uygulayın. 1 ya da 2 ay sonra saçlarınızdaki değişimi görebilirsiniz. Adeta röfle yapmışsınız gibi bir renge kavuşacaksınız. Hem de saçınıza hiç zarar vermeden.

    Ceviz kabuğu boyası

    Eğer saçlarınızda beyazlar varsa bu karışımnı mutlaka denemenizi öneririz. Yapmanız gereken şey oldukça basit. 3 kaşık yeşil ceviz kabuğunu döverek ezin.5-6 adet ceviz yaprağını 2 su bardağı suda kaynatın. Kaynayan suyu soğutup içerisine ezdiğiniz ceviz kabuğunu koyun. Bu karışımı şişe içerisine koyup iyice çalkalayın. Doğal bir boya elde etmiş oldunuz. Saçınıza uyguladığınızda kahverengi ya da biraz daha açık bir renk elde etmiş olursunuz. Bu karışımı her gün bir çay bardağına dökerek saç diplerine pamukla uygulamalısınız. Bu uygulama 1 hafta sürecek. Daha sonra hafta 1 veya 2 defa aynı uygulamayı yapmalısınız. Yalnız bu defa saç diplerine değil saçlarınıza sürmelisiniz. Bu şekilde saçlarınızı hem beslemiş hem de doğal bir boyayla boyamış olursunuz.

    Doğal Saç Boyaları için tıklayın…

  • Ayrılıp ayrılmamanız gerektiğini gösteren sorular

    Ayrılıp ayrılmamanız gerektiğini gösteren sorular

    Hayatın en zor kararlarından biri ayrılık. Bu 10 soru size gerçekten ayrılıp ayrılmamanız gerektiğini gösterecek.

    Ayrılıktan önce kendinize sormanız gereken sorular

    Bir evliliği ya da ilişkiyi bitirmek verilebilecek en zor kararlardan biri. Aniden her şeyi kestirip atmak kolay değil.

    Hızla ve doğrudan ayrılma kararı almadan önce bir süre ayrı kalmak hem siz hem de aileniz için daha doğru bir karar olacaktır. İşte o sorular…

    1. Hem siz hem eşiniz evliliğinizi/ilişkinizi bitirmeyi karşılıklı mı istiyorsunuz?

    Çiftlerden biri boşanmayı isterken diğeri istemiyor ve sorunları çözmeye çalışıyorsa, kısa bir süreliğine ayrılık bu noktada en iyi çözüm olabilir. Eğer bir taraf hala boşanmak istiyorsa karşı tarafı ikna etmeli. Her iki taraf da boşanmaya hazır olduğunda, her şey daha hızlı ve dostça gider.

    2. Neden boşanmak istediğinizden emin misiniz?

    Eğer tamamen emin değilseniz, bu noktada da biraz ayrı kalmayı düşünebilirsiniz. Ayrı kaldığınız sürede sebeplerinizi iyice ölçüp tartarak en doğru kararı verebilirsiniz. Duygu ve düşüncelerinize göre “Daha iyi birini bulabilirim” ya da “Sorunlarımı çözebilirim” diyerek karar almak, aniden vereceğiniz bir karardan daha sağlıklı olacaktır.

    3. Evliliğinizde/ilişkinizde yaşadığınız bir sorunu başka ilişkilerinizde de yaşadınız mı?

    Eğer her ilişkinizde sürekli aynı sorunu yaşıyorsanız, bu, evliliğinizin değil, sizin sorununuz olmuş demektir. Uzmanların tavsiyesine göre, evliliğiniz bitme noktasına geliyorsa sadece partnerinizin değil, kendinizin de bu bitişteki payını anlamanız gerekiyor. Kendinize “Nasıl daha sağlıklı, yapıcı; zihinsel, ruhsal ve cinsel olarak farkında ve ulaşılabilir olabilirim?” diye sorun. Eğer bu konularda problemleriniz varsa ve şimdi halletmezseniz, gelecek ilişkinizde de aynı sorunları deneyimleyeceksiniz.

    4. Neden boşanmak istemiyorsunuz?

    Bazı durumlarda, ahlaki ve dini inançlarınıza göre boşanmak kötü sayılsa bile, bu en iyi karar olabilir. Yasal bir boşanma ile sadece mal ve borçları bölmüş olacak, aynı zamanda velayet, ziyaret hakkı ve çocuklar için eş desteği payı alabileceksiniz. Yani bir iş gibi bakacak olursak, sadece iş bitmiş olacak. Hala sevdiğiniz insanlar, çocuklarınız ve kendinizle olan bütünlüğü koruyacaksınız.

    5. Evlilikteki/ilişkideki sorunları ne çözecek?

    Evliliğinizin kurtarılabilir olup olmadığını öğrenmek için kendinizi ruhen dinlemelisiniz. Kendinize evliliğinizde sözlü, fiziksel, maddi zarar olup olmadığını sorun. Veya aldatma var mı? Öfke sorunları var mı? Ya da artık aşık değil misiniz? Unutmayın bazı sorunlar çözülebilir, tıpkı zayıf iletişim veya daha fazla etkileşim gibi. Fakat şiddet veya duygusal istismar gibi sorunlar çözülmesi çok zor konulardır.

    6. Sizin veya eşinizin sağlık sigortasına ihtiyacınız var mı?

    Göz önünde bulundurulması gereken bir başka konuysa, eğer eşinizin üstünden sağlık hizmeti alıyorsanız, boşandıktan sonra bunu almaya nasıl devam edeceğinizdir. Kısa süreli bir ayrılık resmi bir boşanma olmayacağı için hala sigortadan yararlanabilirsiniz. Ancak taraflardan birinin rahatsızlığı varsa ve sağlık hizmetine ihtiyacı varsa boşanma fikrinden kaçınmak daha doğru olur.

    7. Ayrılmak istediğinizden emin misiniz?

    Ayrı kalmak bazen çiftelere boşanmanın hissettirebileceği duyguları yaşatabiliyor. Hatta bazen ayrı kalmak onları endişelendirebiliyor. Eğer ayrı kaldığınız sürede pişmanlık hissediyorsanız ve hala eşinizle olmak istiyorsanız, kesin bitiş yoluna girmeden sorunlarınızı halledebilirsiniz. Çünkü bir kere boşanma işlemine başlarsanız, geri dönüşü çok daha zor olabilir.

    8. Ayrılık çocuklarınızı nasıl etkileyecek?

    Ayrılık çocuklarınızda ebeveynlerinin bir dağılma sürecinde olduğuna dair bir umutsuzluk yaratıp, tekrar bir araya gelmenin zor olduğunu düşündürebilir. Çocuklarının şiddet ve anlaşamayan ebeveynlerle büyümesini kimse istemez. Eğer şiddetin yaşandığı ve anlaşmazlık dolu bir evliliğiniz varsa, bunu uzatmak pek doğru olmayabilir. Çocuklar şiddeti örnek alabileceği için, böylesi bir evliliği bitirmek gerekebilir.

    9. Sizin veya eşinizin parasal birikiminiz var mı?

    Ayrılık kesinlikle gelirinizi de etkileyecektir. Özellikle birinizden biri, diğerine ekonomik olarak bağımlıysa bu daha kötü bir durum yaratıyor. Eğer boşanmak istiyorsanız, bunun için gerekli işlemlerin mali bir gider olacağını göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Ekonomik gücü yüksek olan eşinizse bu giderleri onun karşılaması yönünde bir anlaşmaya varabilirsiniz.

    10. Danışmandan destek almaya istekli misiniz?

    Eğer ilişkinizdeki sorunlar çözülebilirse, eşinizle ayrıyken evlilik terapisi almayı deneyin. Bu terapi sayesinde ilişkinizde neyin yolunda gidip gitmediği belirlenebilir. Böylelikle ilişkinize aşkla devam etmenizi sağlayacak öneriler alabilirsiniz. Ya da sorunlar çözülemeyecek gibiyse ve ayrılık kararı alıyorsanız, uzman desteğiyle alacağınız karardan pişmanlık duymayabilirsiniz.

  • Ateşli bir seks hayatı

    Ateşli bir seks hayatı

    Seks hayatınızı canlandırmak için bu önerilere kulak verin…

    Afrodizyakları deneyin
    Çinko açısından zengin midye ve istiridye; kana hızla karışan, şeker içeren muz, bal gibi besinler ve içinde çok fazla mineral bulunduran ceviz, badem, fındığın yanı sıra havuç ve bezelye cinsel gücü olumlu etkiliyor. Denemeye değer!

    Seks sahneleri izleyin
    İçinde güzel seks sahneleri olduğunu bildiğiniz filmleri eşinizle birlikte izleyin. Bu, sevişme için uyarıcı etkide bulunacaktır. Kim bilir, belki filmin bitmesini bile bekleyemeyeceksiniz!

    Birlikte duşa girin
    Eşiniz sevişmek için enerjisinin olmadığını söylüyorsa, duşa girdiğinizde onu da çağırın ya da küveti köpükle doldurarak birlikte aşk oyunu oynamayı teklif edin.

    Sevmeden sevişmeyin
    Kadınların bir ilişkide, seksten ziyade sevgi ve şefkat aradıkları klişesini herkes bilir. Ancak tabii sekssiz bir ilişki düşünülemeyeceğine göre, gelin anlaşalım: Kadınlar sekste sevgi ve şefkat ararlar! Evet, tüm kadınların yatakta “olmazsa olmaz”larının başında gelir bu, yalnız değilsiniz! Kadınların ortak noktası bu olduğuna göre, sevdiğiniz, sevildiğiniz ve size ilgisini açıkça gösterebilen bir erkekle birlikte olmak, mutlu cinselliğe doğru atacağınız ilk adım olmalı.

    Yatak odasının dışına çıkın
    Çoğu kadın sadece yatakta seks yapmakta ısrarlı davranabilir. Ancak bu vazgeçilmez kural, seks hayatınızı monotonlaştırabilir. Koltukta, banyoda, mutfakta, evin yatak odası dışında pek çok alanında sevişmek, seks hayatını renklendirmenin en iyi yollarından biri… Hatta imkanınız varsa, otel odasında konaklamak da bir seçenek…

    Islak ıslak öpüşün
    İyi bir öpüşme iyi bir sevişmenin sinyalini verir. Aşk dolu, ıslak bir öpüşmeye, eşinizle birbirinizin kıyafetlerini yavaş yavaş soyma da eklenirse, ateşli bir seks geliyor demektir.

    Dokunmasına izin verin
    Eşinize, size nasıl dokunduğunda kendinizi iyi hissettiğinizi, hangi bölgelerinizden uyarıldığınızı fısıldayın. Erotik konuşmak sizi rahatsız ediyorsa erkeğinizin cinsel performansını öven işaretler verin.

    Kulak memesini ısırın
    Eşinizin erojen bölgelerine hafifçe dokunmaktan, dudaklarınızı hafifçe değdirerek öpücükler kondurmaktan çekinmeyin. Parmak uçlarına dokunmak, boynundan öpmek, kulak memesinin hemen altından öpmek ve kulak memesini hafifçe ısırmak onu baştan çıkarmaya yeter de artar bile!

    Ağır iç çamaşırlarından vazgeçin
    İç çamaşırı seçimi ateşli bir seks için oldukça önemli. Ancak jartiyerli, bol dantelli, fazla detaylı iç çamaşırlarındansa sade çamaşır daha çekici gelir çoğu erkeğe. Tabii külodun yanlarının kalın olması pek seksi bir görüntü oluşturmaz. İnce kenarlı, özellikle kenarları ip şeklinde külot ve fazla sert olmayan sutyenleri tercih etmelisiniz. Unutmayın, seksapelin rengi siyahtır!

    Loş ortam yaratın
    Gündüz sevişmelerinde kalın perdeleri çekerek loşluk yaratmak, odada dikkatinizi dağıtacak teferruatları görmenizi engelleyeceğinden sevişmeye konsantre olmanızı kolaylaşır. Gece ise zifiri karanlıkta sevişmektense, başka odaların ışığını açarak seviştiğiniz odanın loş olmasını sağlayabilirsiniz.

    Tatlı işkence yapın
    Eşinizi heyecanlandırmak için zaman zaman ona hemen teslim olmayacağınızı hissettirebilirsiniz. Bu tatlı işkenceyle beklentisini geciktirirseniz, sonunda alacağınız zevkin artacağını da göreceksiniz.

     

  • Marc Jacobs gözlük modelleri 2013

    Marc Jacobs gözlük modelleri 2013

    Marc Jacobs 2013 Gözlük Modelleri muhteşem tasarımlarıyla galerimizde…

    Marc Jacobs 2013 Gözlük Modelleri

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (1)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (2)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (3)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (4)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (5)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (6)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (7)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (8)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (9)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (10)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (11)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (12)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (13)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (14)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (15)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (16)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (17)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (18)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (19)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (20)

    marc_jacobs_gozluk_modelleri_2013 (21)

  • Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?

    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?

    Yaz aylarının olmazsa olmazıdır güneş gözlüğü. Peki güneş gözlüğü seçerken nelere dikkat etmek gerekir, sadece trendleri takip etmek mi? Tabi ki hayır. O halde biraz fikir verelim;

    Evet güneş gözlüğü aynı zamanda stilimizi tamamlayan bir aksesuar fakat güneş gözlüğü seçerken sadece görünüşüne değil, asıl amacı olan güneşin zararlı ışınlarına karşı sağladığı korumaya da dikkat etmelisiniz. Sırf çok şık duruyor diye gözleriniz ve göz çevrenize herhangi bir koruma sağlamayan bir güneş gözlüğünü almayın. Güneş gözlüğü seçerken etiketinde UVA ve UVB koruması bulunup bulunmadığına bakın.

    Güneş gözlüğü alırken camları en koyu renk olan en iyisidir diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Cam renginin ultra viyole ışınlarına karşı korumayla ilgisi yok, cam renginin önemi renk algısı bakımından ortaya çıkıyor. (Bazı renkler trafik ışıklarını yanlış algılamanıza neden olur.)

    Eğer zamanınızın çoğunu denizde, araba kullanırken vb. harcayacaksanız polarize camlı güneş gözlüğü tercih etmelisiniz. Polarize camlı gözlükler güneşin neden olduğu parlamaları, yansımaları önler, daha net görebilmenizi sağlar.

    Güneş gözlüğü seçerken bir diğer kriteriniz de yüz şekliniz olmalı. Eğer kare bir yüz şekline sahipseniz bu keskin hatları yumuşatmak için yuvarlak çerçeveli gözlükleri seçmelisiniz.

    Eğer yuvarlak bir yüz yapınız varsa bu sefer de tam tersine dikdörtgen gibi köşeli çerçeveleri olan güneş gözlüklerini tercih edebilirsiniz.

    Peki ya yüzünüz uzunsa? Uzun yüz şekline sahip olanlar bu uzun görünümü geniş ve uzun çerçeveli güneş gözlükleri ile kamufle edebilirler.

    Oval yüz şekline sahip olanlar zaten kendiliğinden orantılı hatları olduğu için şanslıdır, neredeyse her güneş gözlüğü modeli onlara yakışır.

    Kalp yüz şekline (alnı geniş, çenesi dar) sahip olanlara ise cat eye güneş gözlükleri çok yakışır.Ki sezonun trend gözlükleri ve ünlülerin tercihleri cat eye modellerinde birleşiyor.Bunun dışında yüz hatlarınızı dengeleyecek modelleri deneyerek bulabilirsiniz.

    Güneş gözlük 2013 modelleri…

    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    lacoste-gozluk-2013-3
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
    Doğru güneş gözlüğü nasıl seçilir?
  • Kiraz sapı ile zayıflayın

    Kiraz sapı ile zayıflayın

    Kiraz sapı, böbreklerde çok etkili birhareket sağlıyor. Vücuttaki fazla suyun atılmasıyla, dolaylı olarak zayıflamaya yardımcı oluyor.

    Kiraz, birçok hastalığı önlüyor

    Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için artrit (romatizma), gut hastalığı, eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de etkili oluyor. Ayrıca böbreklerin taş ve kum yapmasını önlemeye, mevcut olanların ve safra kesesi taşının da dökülmesine yardımcı oluyor.

    İçeriğindeki “Antosiyanin” sayesinde kalp ve damar hastalıkları riskinin azalmasını sağlıyor. Aynı zamanda içeriğindeki “melatonin “sayesinde de vücudun doğal uyku düzenini sağlıyor, hafıza kaybını önlemeye ve yaşlanma sürecini geciktirmeye yardımcı oluyor. Yine içeriğindeki “beta karoten” doku ve organ yapısında ve kanserin önlenmesinde önemli bir rol oynuyor.

    Yapılan bir araştırmada, kirazın kalp sağlığına faydalarıyla ilgili yeni kanıtlar ortaya konmaktadır. Çalışmada kirazla zenginleştirilmiş diyetle beslenenlerde karında yağlanma, vücut ağırlığı artışı, enfeksiyon, diyabet ve kalp hastalıkları risk faktörlerinin azaldığı da görülmüştür.

  • Bir kadın anlatıyor

    Bir kadın anlatıyor

    Evliliğin bittiğini düşünenlere yeni evlenenlere ve bekarlara…

    Bir kadın anlatıyor:
    Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı

    Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu

    Sonunda kararımı ona da açıkladım: Boşanmak istiyordum
    Şaşkınlıktan gözleri açılarak ”niye?” diye sordu.
    ”Gerçekten belli bir sebebi yok” dedim, ”sadece yoruldum”
    Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

    Sonundasordu: ”seni caydırmak için ne yapabilirim?”
    Demek ki söyledikleri doğruydu:
    insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da
    kaybolmuştu.
    ”İşte mesele tam da bu” dedim ”Sorunun cevabını kendin bulup
    kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.”
    ”Diyelim dağın tepesinde
    bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp
    vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl”olacak. Bunu benim için yapar mısın?”
    Yüzümü dikkatle inceledi ve ”Sana bunun cevabını yarın
    vereceğim” dedi.
    Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.

    Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt
    şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not
    bırakmıştı.
    ”Hayatım” diye başlıyordu,
    ”O çiçeği senin için koparmazdım”
    Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.

    ”Çünkü her zaman yaptığın gibi
    bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde
    ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım
    var.”

    ”Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden
    önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım
    var.”

    ”Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu
    kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım
    var

    ”Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can
    sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için
    ağzıma ihtiyacım var.”

    ”Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan
    gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını
    kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem,
    merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin – gençliğinde
    senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım
    var.”

    ”Ama seni benden daha fazla seven biri varsa,
    evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir
    tanem.”

    Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer
    dağılıyordu.
    Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
    ”Mektubu okuduysan ve kalbin
    ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütlekapıda bekliyorum.”
    Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde
    sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.
    Artık çok iyibiliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçe ği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim

    Bu gerçek aşktı

    İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.

    Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz Ama hep oralarda bir yerdedir.

    Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.

    Hayat tam da böyle bir şeydir.

  • Oruç tutmak, sigarayı bırakma konusunda bir avantajdır

    Oruç tutmak, sigarayı bırakma konusunda bir avantajdır

    Sigara içen ve oruç tutan kişiler için Ramazan ayı bulunmaz bir fırsat değerinde. Çünkü Ramazan ayında yaklaşık 17 saat tutulan oruç, aynı zamanda sigara içmeyi de önlemektedir. Bu uzun sürede sigara içmemeye sabretmek, hiç şüphesiz irade işi olup, sigarayı bırakmak isteyenler için de önemli bir sınavdır.

    Çünkü sigara ile ilişkilendirilecek birçok davranış da değişikliğe uğradığından, oruç tutarken sigarayı bırakmak kolaylaşır. Oruçluyken çevredekiler de sigara içmeyeceği için, kişiler sigara içme uyarısı almazlar ve kendilerini psikolojik açıdan daha iyi hissederler.

    İftardan sonra sigara isteğini bastırmak için öneriler
    Yavaş yavaş su içilmelidir. İftar ile sahur arasında 2 – 2,5 litre sıvı (su, ayran, komposto) tüketilmelidir.
    Sigarayı hatırlatabileceği için kahve ve çaydan uzak durmalı; onun yerine ıhlamur, bitki ve meyve çayları içilmelidir.
    Sigara içilmeyen ortamlarda bulunulmalıdır.
    Aile ve çevreden sigarayı bırakma konusunda destek alınmalıdır.
    Yürüyüş yapılmalıdır.
    Sigara içme konusunda yoğun istek duyanlar salatalık, elma, havuç gibi kalorisi düşük yiyecekler tüketmelidir.
    Kişiler, sigara içmeme konusunda kendi kendilerine telkinlerde bulunmalıdır.
    Dikkat dağıtacak bir uğraş edinilmelidir.
    Her şeye rağmen halen yoğun sigara içme isteği varsa, nikotin pastili ya da sakızı, nikotin bandı kullanılabilir.

    Oruçtan sonra ilk içilen sigara damarları daraltıyor
    Orucu takiben içilecek ilk sigara, damarlarda daralma ve sertleşmeye, tansiyon yükselmesine ve kalp atışlarının hızlanması gibi olumsuz durumlara neden olur. Neticede kalp krizi, inme meydana gelebilir.

    Oruç tutmak, sigarayı bırakma konusunda bir avantajdır
    Oruç tutmak, sigarayı bırakma konusunda bir avantajdır. Oruçla birlikte sigara, çakmak, ağızlık, kül tablası sizden uzak olacak ve size sigarayı hatırlatmayacaktır. Bu dönemde kendinize telkinde bulunarak, sizi hasta edecek şeylerden uzak kalmaya çalışmalısınız. İlk günler zor olsa da rahatlığı hissettikçe, sigaraya karşı daha dik duracaksınız. Ramazanda sigarayı kesin olarak bırakmak isteyenler, bir uzman kontrolünde Nikotin Replasman tedavisi olabilirler.

    Oruç tutarken sigara isteğini bastırmak isteyenler için birkaç öneri
    Kısa bir yürüyüş yapmak, ortam değiştirmek, bahçede çalışmak,
    Kitap, gazete okumak gibi sakinleştirici bir aktiviteyle meşgul olmak,
    Stresten uzak durmaya çalışmak,
    Deniz kenarında zaman geçirerek zihnen rahatlamak,
    Derin derin nefes alarak, yavaş yavaş 10 kez nefes alıp vermek (burundan alıp ağızdan vermek şartıyla),
    Önce 200’e, ardından 250’ye kadar saymak.

    Oruç tutarken sigaranın etkilerini gidermede beslenme önemli rol oynuyor
    Sigara içenler orucu sigara ile açarsa, sigaradaki nikotinle damarlara “daral” komutunu vererek, ölüme davetiye çıkarmış olurlar. Sigara asla aç karnına içilmemelidir. Oruç bir çorbayla açılmalı, takiben biraz dinlenmeli, sonrasında yemeğe devam edilerek masadan hafif ve az yemek yiyerek kalkılmalıdır. Mide asla çok doldurulmamalıdır. Mümkünse hiç sigara içilmemelidir. İçilecekse yemekten bir süre sonra içilmeli, ancak üst üste içmekten kaçınılmalıdır.

  • Güzellik vitamini biyotin

    Güzellik vitamini biyotin

    Güzellik ve sağlık haberlerinde sıkça rastladığınız biyotin, güzellik vitamini olarak da adlandırıldığı olur. Kalın bağırsaktaki bakteriler tarafından da üretilen biyotin sağlıklı bir yaşam için gerekli olan önemli bir vitamindir.

    H ve B7 vitamini olarak bilinen ama bizim biyotin adıyla her yerde rastladığımız bu vitamin güzelliğe birebir…

    Biyotin, hücre gelişimine katkıda bulunur, kanın şeker seviyesini ortalama düzeyde tutmaya yardımcı olur. Özellikle kemik iliği için çok önemli olmasının yanı sıra sağlıklı sinir dokuları için de gereklidir. Biyotinin son zamanlarda “güzellik vitamini” olarak anılmasının en büyük sebebi saçlara ve tırnaklara olan pozitif etkisidir. Bugün bu özelliği yüzünden, biyotin birçok kozmetik ürününde bulunmaktadır.

    Biyotin eksikliğinin nedenleri:
    Düzenli olarak çiğ yumurta yemek
    Sürekli antibiyotik kullanımı
    Gebelik
    Protein eksiliği
    Düzenli alkol tüketimi ve sigara bağımlılığı
    Yetersiz beslenme

    Biyotin eksikliğinin belirtileri:
    Saç dökülmesi, beyazlaması
    Yorgunluk
    İştahsızlık
    Saç dökülmesi
    Tırnaklarda oluşan kırılmalar
    Kuru ve pullaşan deri,
    Depresyon

    Biyotin’in faydaları:
    Saçlarınızı besler ve daha gür çıkmasına neden olur. Ayrıca saçlarınızın hızlı uzamasında büyük rol oynar. Tırnaklarınızın dayanıklılığını arttırır. Kan şekerini düşürücü etkisi vardır. Kolesterolü düşürür. Daha sağlıklı bir cilt ve hücre yenilenmesini sağlar.

    Biyotin’i hangi besinlerde bulunur?
    Süt, yumurta, patates, ceviz, fındık, süt, fesleğen, badem, mercimek, maydanoz, yeşilbiber, siyah çay, bezelye, barbunya, kabak çekirdeği, pirinç, susam, uskumru balığı, nohut, köri, arpa, mısır gibi pek çok yiyecekten biyotin yani H vitaminini almak mümkün.

  • Yüksek topuk beli zorluyor

    Yüksek topuk beli zorluyor

    Yüksek topuklar bele binen yükü artırarak omurgada şekil bozukluklarına yol açabiliyor.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Bilgici, yüksek topukların üzerinde durmak için gövdenin geriye doğru atıldığını, bu durumun bele binen yükü artırarak bel ağrılarına ve omurgada şekil bozukluklarına yol açabildiğini söyledi.

    Bilgici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ayakların, vücudun ağırlığını taşıyan organlar olması nedeniyle ayakkabı seçiminin önemli olduğunu belirtti.

    Vücut ve ayak yapınıza uygun ayakkabıyı alın

    İnsanların pahalı ve iyi marka ayakkabı giydiğinde sıkıntı yaşamayacağı yanılgısına düştüklerini anlatan Bilgici, “En pahalı, en iyi marka ayakkabıyı almak en iyisini aldığımız anlamına gelmiyor, vücut ve ayak yapımıza uygun ayakkabıyı almak gerekiyor. ‘En pahalı spor ayakkabısını aldım ama ağrılarım arttı’ gibi şikayetlerle sıkça karşılaşıyoruz. Burada önemli olan en pahalı ayakkabıyı değil sizin ayak yapınıza en uygun ayakkabıyı giymenizdir” dedi.

    Yüksek topuklu ayakkabıların kullananları zorladığını ifade eden Bilgici, “Yüksek topukların üzerinde durmak için ister istemez gövdenizi geriye doğru atıyorsunuz. Bu durum, bele binen yükü artırarak bel ağrılarına ve omurgada şekil bozukluklarına yol açabiliyor” diye konuştu.

    Ayakkabının ön kısmı biraz yuvarlak ve geniş olmalı

    Yürürken, merdiven çıkıp inerken ayağa binen yükün vücut ağırlığının beş-on katına kadar çıkabildiğine dikkati çeken Bilgici, şunları kaydetti:

    “Bütün bu yükü ayak taşımak zorundadır. Bu nedenle destek noktaları ve ayak konforu önemlidir. Yeri normal kavrayabilmemiz ve dengeli yürüyebilmemiz için var olan ayak eğriliklerimizi ayakkabımızın desteklemesini istiyoruz. Ayakkabınız iç kısımdaki çukurluğu desteklemeli, parmaklara aşırı yük bindirmemeli. Ucu gittikçe daralan ayakkabılar olması, ayağın doğal yapısına ve ergonomisine aykırı bir durumdur. Ayakkabının ön kısmı biraz yuvarlak ve geniş olmalıdır.”

    Prof. Dr. Bilgici, ayağın eğriliklerini ve çukurlarını destekleyen ayakkabılar giyilmesi gerektiğini vurgulayarak, “İyi bir ayakkabı, yere bastığınızda vücut ağırlığınızı ikiyle üçle çarpıp geri çevirmeyen ayakkabıdır. İyi ayakkabı vücut ağırlığını emerek yere geçirecektir.Topuğunda hava yastıkları olan, ayağın iç eğriliklerini, parmakları destekleyen ayakkabılar istiyoruz” ifadelerini kullandı.