Blog

  • Oruç detoks etkisi yapıyor

    Oruç detoks etkisi yapıyor

    Oruçluyken organların dinlendiğini belirten uzmanlar, iftar ve sahurda tüketilen gıdaya dikkat edilmesi halinde orucun vücutta detoks etkisi yarattığına dikkati çekiyor

    Uzmanlar oruç tutarken istenmeyen kilolardan ve vücutta biriken atıklardan kurtulmak isteyenlere iftar öncesinde hafif ter atılmasını sağlayacak yürüyüş yapmalarını öneriyor. Çağın hastalığı olarak nitelendirilen obezite ile mücadele için Ramazanın iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken uzmanlar, orucun sigarayı bırakmak isteyenler için de iyi bir fırsat olduğunu belirtiyorlar.

    Dicle Üniversitesi (DÜ) İç Hastalıkları ve Nefroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu, on bir ayın sultanı Ramazan’ı karşılamanın sevinci ve heyecanı yaşanırken vatandaşlardan beklentilerinin usulüne uygun şekilde oruç tutmaları olduğunu belirtti.

    Prof. Dr. Kadiroğlu, vücuda fazla enerji alındığında beslenme şekline bağlı olarak bu besinlerin vücutta kiloya yani çağın hastalığı obeziteye dönüştüğünü ifade ederek, bunun da hipertansiyon, diyabet ve dolayısıyla böbrek rahatsızlıklarına zemin hazırladığını söyledi.

    BİLİNÇLİ ŞEKİLDE TUTULMALI 

    Ramazan ayının fazla kiloların kontrol altına alınması için önemli bir fırsat olduğuna dikkati çeken Kadiroğlu, “Bilinçli şekilde oruç tutarsak Ramazan vücut sağlığı açısından çok önemli bir fırsattır. Obezite ve buna bağlı gelişen hastalıklardan korunma, sağlığı koruma, zinde bir vücuda ve akla kavuşabilmenin fırsatıdır mübarek Ramazan” dedi.

    “Oruçluyken geçirilen sürede vücutta metabolizma sonucu oluşan atıkların uzaklaştırılması nedeniyle orucun detoks etkisi söz konusu” diyen Kadiroğlu, bu etkiden faydalanmak için iftar ve sahur arasında yenilecek gıdalara dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

    VÜCUDUN EN BÜYÜK LABORATUVARI

    Kadiroğlu, “vücudun en büyük laboratuvarı” olarak nitelendirdikleri karaciğerin ve böbreklerin Ramazan’da dinlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Araştırmalar göstermiştir ki; Ramazan’da oruç tutan kişilerin vücutlarında kardiyovasküler hastalıklara zemin hazırlayan kötü yağlar azalmakta, iyi yağlar da artmaktadır. Oruç, kardiyovasküler rahatsızlıkların önlenmesi için de çok yararlıdır. İftara yaklaşık bir saat kala oruç tutan kişilerin hafif terleyecek şekilde yürüyüş yapmaları vücutta biriken zehirlerin ve atıkların ter yolu ile atılması için yararlı olacaktır. İftarda alınacak sıvı ile vücuttan zehir terleme yolu ile atılacağından hem istenmeyen kilolardan uzaklaşılacak hem de daha sağlıklı ve dinç bir hale gelinecek.”

    İFTARDA NE TERCİH EDİLMELİ?

    Prof. Dr. Kadiroğlu, iftarda tıka basa yemek yenilmesi halinde oruçtan normal şartlarda elde edilebilecek faydalardan mahrum kalınacağını kaydederek, iftarda karbonhidrattan zengin hamur işlerinden ziyade sulu gıdalara ve zeytinyağlı yemeklere ağırlık verilmesini tavsiye etti.

    Yemekten hemen sonra tatlı ve meyve tercih edilmemesi gerektiğini vurgulayan Kadiroğlu, ana yemekten en az iki saat sonra bu gıdaların tüketilmesine dikkat edilmesini önerdi.

    “Çok yemek yersem ertesi gün oruç tutarken acıkmam” anlayışının doğru olmadığına işaret eden Kadiroğlu, “Çok yemek aç kalınmayacağı anlamına gelmez. Kişi ihtiyacı kadar yemek yemeli, yemekten sonra mutlaka kısa bir yürüyüş yapmalıdır. Yemeğin ardından uyumak kilo almaya sebebiyet verir. Sahur yemeğinin ardından sindirimin biraz gerçekleşmesi için en az 45 dakika beklendikten sonra uyunması gerekir” diye konuştu.

    -Kronik rahatsızlığı olanlar

    Zaman zaman kronik rahatsızlığı olan hastalarının oruç tutmakta ısrarlarına tanık olduklarını vurgulayan Kadiroğlu, şöyle dedi:

    “Yıllarca orucunu tutmuş ancak daha sonra kalp yetmezliği, kanser, tansiyon, diyabet veya bağışıklık sistemi zayıflatan kronik bir rahatsızlığı oluşan hastalarımız maalesef oruç tutmaya devam etmek istiyor. Bu gibi bazı hastaların oruç tutmaları halinde çok daha kötü bir vaziyette acil servislere geldiğini görüyoruz. Bu gibi kronik rahatsızlığı bulunanlara sağlıklarını tehlikeye düşürecek bir durumdan uzak kalmalarını tavsiye ediyorum. Dinimizin de bu konuya ilişkin cevazı vardır. ’Hastayım’ diyen bir kişinin oruç tutarak kendini zorlaması sağlığını tehlikeye sokacaktır.”

    Prof. Dr. Kadiroğlu, birçok hastalığa yol açan sigaradan oruç tutulan dönemde kısmen de olsa uzaklaşıldığını anlatarak, Ramazan’ın biraz da destek ile sigaranın bırakılmasına vesile olabileceğini belirtti.

    ORUÇ ORGANLARI DİNLENDİRİR

    Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zuhal Arıtürk Atılgan, oruçluyken geçirilen 8-12 saatlik sürede aç ve susuz kalmanın, iş yükünün azalması nedeniyle kalbin dinlenmesini sağladığını söyledi.

    “Oruç tutmak kesinlikle faydalı” diyen Atılgan, 11 ay boyunca çalışan bir sistemin bu tempoya bir ay süresince ara vermesi gerektiğini belirtti. Atılgan, mide, bağırsaklar, karaciğer ve pankreas gibi organlara kan pompalayan organın kalp olduğuna dikkati çekerek, “Oruç organları dinlendirir. Organlar dinlendiği zaman kalbin bunlara çok fazla kan pompalamasına gerek kalmaz. Aç ve susuz kalmak kalbin iş yükünü hafiflettiğinden Ramazan’da kalp de birçok organ gibi istirahate çekilir. Herhangi bir rahatsızlığı bulunmayanlar için oruç tutmak çok faydalı” dedi.

    -En az 2 litre su tüketimi

    Doç. Dr. Atılgan, iftarın kahvaltı ile açılmasını, bir iki saat sonra ana yemeğe geçilmesini önererek, aniden aşırı yemek tüketiminin tansiyon, çarpıntı ve kalp yetersizliği şikayeti bulunanlarda birtakım istenmeyen sonuçlara yol açabildiğini kaydetti.

    İftarda hamurlu ve aşırı yağlı gıda tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Atılgan, şöyle konuştu:

    “İftarda aşırı yemek yemekten kaçının. İftar sofralarında sebze ve zeytinyağlı yemeklere ağırlık verilmelidir. Meyve ile desteklenen bir öğün de ön plana alınabilir. Ramazan’da iftar ile sahur arasında alınması gereken su miktarı en az 2 litredir. Suyun yanı sıra ayran, taze sıkılmış meyve suyu, ada çayı ve kefir de tüketilebilir. Ramazan’da egzersizi iftardan hemen sonra önermiyoruz. Oruç tutan bir kişinin yemekten sonra 2 saat dinlenip mide biraz rahatladıktan sonra serinlikte yürümesi faydalıdır. Çünkü tüm gün sıcak ve açlıktan dolayı hareketsiz kalınması da istenmeyen sonuçlara neden oluyor. Sahur için de kahvaltı yapılması uygundur. Sahur yemeğinin ardından hemen uyunmamasını yaklaşık bir saat vakit geçirilmesini tavsiye ediyoruz.”

    SİGARA KULLANANLARA UYARI 

    Doç. Dr. Atılgan, kalp hastalarının oruç tutarken doktora danışmaları gerektiğini ifade ederek, Ramazan yaz ayına denk geldiğinden susuzluğa ve sıcağa maruz kalınan sürenin uzaması nedeniyle oruç tutmanın bazı hastalarda risk oluşturabileceğini belirtti.

    İftardan sonra aşırı sigara tüketiminin de son derece yanlış olduğuna dikkati çeken Atılgan, “Gün içinde aşırı derecede susuz kalındığı için damarların pıhtılaşmaya meyli çok fazladır. İftardan sonra pıhtılaşmayı artıran bir unsur olan sigara sıkça kullanıldığında kalp krizi geçirme riski çok yükselir” uyarısında bulundu.

  • Şam tatlı tarifi

    Şam tatlı tarifi

    Şam tatlısı nasıl yapılır ? Şam tatlısı malzemesi nelerdir ? Şam tatlı tarifi…

    Malzemeleri

    4 su bardağı irmik
    2 su bardağı yoğurt
    2 su bardağı şeker
    1 su bardağı un
    1 er paket kabartma tozu.vanilya
    üstüne badem

    Şerbeti için:
    4 su bardağı su
    5 su bardağı şeker

    Tarifin Hazırlanışı

    Öncelikle bir kaba yoğurt ve şekeri alarak iyice çırpalım daha sonra da üzerine irmik, vanilya, kabartma tozu ve un ilave ederek iyice karıştıralım.Hazırladığımız karışımı önceden yağlamış olduğumuz fırın tepsimize boşaltalım.Hamurumuzun üzerine bademlerimizi sıralayalım.170 C’de hamurumuz kızarana kadar pişirelim. Hamurumuz iyice kızardıktan sonra fırından çıkartalım ve soğuk şerbetimizi üzerine ilave edelim.Bu işlemleride yaptıktan sonra bir tepsi ile tepsimizin üzerini kapatarak şurubu çekmesini bekleyelim.(Unutmayın tatlımız sıcak olacak şerbetimiz ise soğuk olacak).Unutmayın tatlımızı en az 12 sa sonra servis yamalısınız.Tatlımızın şerbeti için 4 su bardağı suya 5 su bardağı şekeri ekleyip kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra ocaktan alarak bir köşede soğumasını bekleyiniz.

    Afiyet Olsun…

    Şam tatlı tarifi
    Şam tatlı tarifi
  • Masa isimlikleri kapı isimlikleri

    Masa isimlikleri kapı isimlikleri

    Özellikle son dönemde oldukça popüler hale gelen kapı ve masa isimlikleri artık eskisi gibi tek tip değil. A’dan Z’ye her noktasını zevkinize özel hale getirebiliyorsunuz. Yerel bir işletme olarak kişiye özel masa ve kapı isimlikleri üretimi ile başlayan Size Özel Baskı, bugün Türkiye’nin her noktasına siparişinizin en geç ertesi günü gönderim yapıyor. İster çizgi film kahramanlarından oluşan bir kapı isimliği, isterseniz aynalı kapı isimliği, kısaca tam zevkinize uygun modelleri size özel olarak hazırlatabilirsiniz. Unutmayın, sizi ve evinize gelen misafirleri ilk karşılayan daima isimliğinizdir.

    Sevdiklerinize hediye olarak almak isterseniz, tek yapmanız gereken sipariş aşamasında hediye ambalajı istediğinizi belirtmek. Sevdiklerinize özel olarak hazırlanmış isimlik modellerinin yıllarca kullanılacağından ve diğer birçok hediye gibi bir kenarda eskimeyeceğinden emin olabilirsiniz. Üstelik direkt olarak hediye edeceğiniz kişiye gönderim yaptırabilirsiniz.

    Ofisinizde kullandığınız isimliğin işletmenizin ilk izlenimi için ne kadar önemli olduğunu herhalde bilmeyen yoktur. Ahşap, mermer, deri, kristal ve cam malzemelerden özel olarak hazırlanan masa isimliği modelleri…

    Ödeme seçenekleri konusunda da oldukça esnek olan firma kredi kartı olmayanları da düşünmüş. Kapı isimliğinizi kapıda ödeyin sloganıyla herkese hitap ediyor. Bunun yanında Havale-EFT, Paypal ve Kredi kartı gibi ödeme seçenekleri de mevcut.

    Cam masa isimliği
    Cam masa isimliği
    kare kapı isimlik
    kare kapı isimlik
    oval kapı isimlik
    oval kapı isimlik
    Cam masa isimlik
    Cam masa isimlik

     

    İsimlik örnekleri için galerimize göz atın…

  • Kadınlarda ve erkeklerde ideal evlenme yaşı

    Kadınlarda ve erkeklerde ideal evlenme yaşı

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre evlilik için ideal yaşın kadınlarda 18-24, erkeklerde 25-29 yaş olduğu ortaya çıktı.

    Kadınların 18-24, erkeklerin 25-29 yaş aralığında nikah masasına oturması ideal olarak değerlendiriliyor. Kadınların evlenmesi için 30-34 yaş aralığının uygun olduğunu düşünenler ve 18 yaşından önce evlenmenin uygun olduğunu belirtenlerin oranı ise çok düşük.

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kadın ve erkek için en uygun ilk evlenme yaşının kaç olduğunu, 10 bin 307’si kadın olmak üzere 20 bin 730 kişiye sordu.

    Kadın için en uygun ilk evlenme yaşı ne olmalıdır” sorusuna ankete katılanların yüzde 66,3’ü “18-24 yaş” cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 29,9’u kadınların 25-29 yaş aralığında evlenmesini uygun bulurken, 30-34 yaş aralığının uygun olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 2,4’te kaldı. Evliliğin 18 yaşından önce olması gerektiğini dile getirenlerin oranı da yüzde 1,2 oldu.

    Erkekler için uygun evlilik yaşına ilişkin soruya yanıt verenlerden yüzde 49,4’ü 25-29 yaş arasını erkek için ideal olarak niteledi. Katılımcıların yüzde 30,6’sı 18-24 yaş aralığını erkeklerin evlenme dönemi olarak belirtirken, yüzde 17,9’u ise 35-44 yaş aralığında evlenmek gerektiğini söyledi.

    Evlenecek kişiler kararı alıyor, aileler destekliyor

    Araştırmaya katılanlara, yaptıkları ilk evliliklerinde eşleriyle nasıl tanıştıkları da soruldu. Katılımcıların yüzde 41’i ilk eşleriyle aile ve akraba çevresinde tanıştığını, yüzde 39,6’sı komşularından veya mahalledekilerden biriyle evlendiklerini söyledi.

    Ankete katılanların yüzde 7,4’ü eşiyle arkadaş ortamında tanıştığını, yüzde 3,5’i okul ve dershane arkadaşlarıyla nikah masasına oturduğunu ifade etti. Katılımcıların sadece binde biri eşiyle internet üzerinden tanıştıklarını kaydetti.

    Araştırmada, evlilik kararının nasıl alındığı da incelendi. Buna göre evliliklerin büyük çoğunluğunun, evlenecek kişinin kararı, ailenin desteği ve onayıyla kurulduğu belirlendi. Evlilik kararının aile içinde ortaklaşa alındığını ortaya koyan araştırmayla, evliliklerin yüzde 82,9’unun evlenecek kişinin kararı ve ailenin rızasıyla gerçekleştiği tespit edildi. Evlenecek kişinin rızası olmadan aile kararıyla yapılan evliliklerin oranı ise yüzde 9,4 oldu.

  • Kusursuz bir seks hayatına sahip olmanın yolları

    Kusursuz bir seks hayatına sahip olmanın yolları

    Kusursuz bir seks hayatına sahip olmanın yolları:

    Çalışmalara erken başlayın
    Seks yatağa girdiğinizde başlamaz, bunu unutmayın. Bu yüzden sabah uyandığınızda dudağına bir öpücük kondurmanız, işteyken ona kışkırtıcı bir mesaj atmanız ve başbaşa yiyeceğiniz şık bir akşam yemeği ortamı iyice hazırlayacak ve yatağa girdiğinizde tüm günün verdiği sabırsızlıkla daha şehvetli bir gece geçireceksiniz.

    Spontane olun
    ‘Her Salı akşamı saat 11’da yatakta buluşalım’ gibi kural koymak seks konusuna tamamen aykırıdır. Rutine bağlanan bir seks hayatı hem heyecanın yitirilmesine, hem de yavaş yavaş yok olmaya mahkumdur. Planlanmadan ve beklenmedik anlarda yaşanacak şehvet dolu bir seks ise tutkuyu ayakta tutacak ve partnerinizi heyecanlandıracaktır.

    Her zaman güzel görünün
    Güzel derken bakımlı ve özenli olmaktan bahsediyoruz. Bakımlı olmak sadece seks için değil, kendinizi iyi hissetmeniz için de önemli elbet. Ama içinize giyeceğiniz özensiz bir iç çamaşırı yerine siyah dantelli seksi bir çamaşır, sizin de kendiniz seksi hissetmenizi, dolayısıyla ona da seksi gözükmenizi sağlayacaktır.

    Koku deyip geçmeyin
    Süreceğiniz parfüm gerçekten de çok önemlidir. Güzel bir koku taşıdığınızda partneriniz size daha da yaklaşmak isteyecek, o yaklaştıkça da kimyasal reaksiyonlar devreye girecektir. Çünkü parfümlerin içeriğinde bulunan bazı esanslar hormonları harekete geçirmeye çok elverişlidir.

    Dokunmaya özen gösterin
    Dokunmak, yani teninizin onun tenine teması duruma göre farklı boyutlarda tahrik edici olabilir. Ama bu dokunuşu sürekli ve niyeti belli edercesine yaparsanız tamamen ters de tepebilir. Koltukta beraber televizyon izlerken omzuna hafifçe dokunmanız veya size bir şey anlatırken hiç beklemediği bir anda eline veya yanağına dokunmanız onu etkileyecektir.

  • Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri

    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri

    Pronovias 2014 “Baş Nedime” 2014 abiye modelleri Galerimizde sizlerle…

    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri

    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri
    Pronovias 2014 “Baş Nedime” abiye modelleri

  • 2013 Japon Perde Modelleri

    2013 Japon Perde Modelleri

    2013 Japon perdeler panel şeklinde düz yada desenli olarak tasarlanabilen perdelerdir. Fransız camlarda tercih edilen bu perdeler evlerinizdeki klasik görünümü gidermek için seçeceğiniz perdeler olabilir.

    Japon perdeler istenilen ölçüye göre dizayn edilebilen perdelerdir. Japon perdelere dijital pres baskıda yapılabilir. Buda istediğiniz deseni perdenizde görmenizde olanak sağlar. 2013 Japon perdelerde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta dikiştir.

    Kaliteli bir japon perde iki tarafı da telalanarak ve astarlanarak dikilmiş perdedir. Aşağıdaki resimlerimizde çeşitli japon perde örneklerine bakabilirsiniz…

    2013 Japon Perde Modelleri

    2013_japon_perde_modelleri (1)
    2013 Japon Perde Modelleri
    2013_japon_perde_modelleri (2)
    2013 Japon Perde Modelleri
    2013_japon_perde_modelleri (3)
    2013 Japon Perde Modelleri
    2013_japon_perde_modelleri (4)
    2013 Japon Perde Modelleri
    2013_japon_perde_modelleri (5)
    2013 Japon Perde Modelleri
    2013 Japon Perde Modelleri
    2013 Japon Perde Modelleri
  • Mutfak için pratik ürünler

    El İzim isimli (sanırım ismi bu şekilde telafuz ediliyor) keyifle takip ettiğim dekorasyon sitesinde çok hoş bir yazıya rastladım ve sizlerle paylaşmak istedim.

    “Ne zaman erkekler mutfağa girdi, o zaman kadınların hayatını kolaylaştıracak ürünler ortaya çıkmaya başladı” diye duymuştum bir zamanlar. Yalnız bulaşık makinesi, buzdolabı kapağındaki raflar ve mutfak mikseri erkek değil birer kadın icadıdır, hemen hatırlatayım.

    Ben pratik ürünlere fazla meraklıyım, bu sebeple mutfağım biraz tıklım tıklım diyebilirim :) Annem tembel olduğumu düşünse de, aksine zamandan tasarruf ettiren ürünler beni tembellikten uzaklaştırıyor ve yeni bir şeyler denemem için mutfağa çekiyor.

    İlerleyen zamanlarda özellikle kendi kullandığım alet edevat hakkında bir yazı hazırlayacağım. Burada en çok sevdiklerim vişne/kiraz çekirdeği çıkarıcı, raylı yeşillik doğrayıcı, muz dilimleyici, Tchibo‘nun bu haftaki temasında yer alan hamur yoğurucu (karıştırıcı),Zicco‘nun bakliyat çeşmeleri ve çoklu makas oldu.

    Yumurta sarısı ayıran sevimli aletin temizliği biraz beni düşündürdüğünden kullanmam sanırım :) Turşu doğrayıcı olarak görünen çoklu bıçak da oldukça kullanışlı görünüyor. Sarımsak ezici genelde çoğu evde var, ancak doğrayıcı pek hoşmuş. Salata kurutucu bana kalırsa mutfakların olmazsa olmazlardan. Muz soyucu ve avokado dilimleyici biraz gereksiz, mısır ayıklayıcı ise salata ve mezelerde konserve veya dondurulmuş yerine kendi haşladığı mısırı kullanmak isteyenler için çok ideal. Limon spreyi gerçekten limon suyu çıkarabilir mi, pek sanmıyorum aslında. Son olarak parmak koruyucu güvenlik için iyi bir önlem.

    Kaynak : elizim.com

  • Jean Paul Gaultier ilkbahar yaz 2013

    Jean Paul Gaultier ilkbahar yaz 2013

    Jean Paul Gaultier ilkbahar yaz 2013 defilesi galerimizde sizlerle…

    Jean Paul Gaultier ilkbahar yaz 2013

    jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (1) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (2) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (3) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (4) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (5) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (6) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (7) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (8) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (9) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (10) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (11) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (12) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (13) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (14) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (15) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (16) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (17) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (18) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (19) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (20) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (21) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (22) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (23) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (24) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (25) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (26) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (27) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (28) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (29) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (30) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (31) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (32) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (33) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (34) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (35) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (36) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (37) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (38) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (39) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (40) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (41) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (42) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (43) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (44) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (45) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (46) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (47) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (48) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (49) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (50) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (51) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (52) jean_paul_gaultier_defile_2013_ilkbahar_yaz_koleksiyon_moda (53)

  • Diyet ile kilo veremeyenler tiroit uyarısı

    Diyet ile kilo veremeyenler tiroit uyarısı

    “Diyete rağmen kilo veremeyenler önce tiroit hormonuna baktırmalı”

    Prof. Dr. Ramazan Sarı, vücutta yeterli tiroit hormonu bulunmayışının metabolizmanın çalışma hızını yüzde 10 azalttığına dikkati çekerek, “Kilo problemiyle gelen hastalarda ilk olarak kandaki tiroit hormonlarına bakarak sorunun cevabını vermek lazım. Çünkü bu kişiler ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar tiroit hormonları eksik olduğu sürece başarıya ulaşamazlar” dedi.

    Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Sarı, değişen yaşam alışkanlıkları, daha az hareket, hazır gıda tüketiminin obeziteyi dünya genelinde ciddi bir sağlık sorunu haline getirdiğini kaydetti.

    Obezitenin bir başka sebebinin de vücuttaki tiroit hormon düzeyi olduğunu belirten Sarı, vücutta yeterli tiroit hormonu bulunmayışıyla ortaya çıkan hipotiroidi hastalığının metabolizmanın çalışma hızını yüzde 10 azalttığını vurguladı.

    Günde ortalama 2 bin kalori yakan bir vücudun hipotiroidinin etkisiyle günlük bin 800 kalori yakmaya başlayacağını anlatan Sarı, şöyle konuştu:

    “Aradaki bu açıklık tamamen yağ olarak vücutta depolanır. Bu da artan kilo alımı şeklinde ortaya çıkar. Tiroit hormonları vücutta sıvı toplanması ve sıvı dengesi açısından etkisi olduğu için, bir miktarı da sıvı olur. Tiroit hormonları hem enerji tüketimi açısından hem metabolizma açısından önemli. Bu nedenle kilo problemiyle gelen hastalarda ilk olarak kandaki tiroit hormonlarına bakarak sorunun cevabını vermek lazım. Çünkü bu kişiler ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar tiroit hormonları eksik olduğu sürece başarıya ulaşamazlar.”

    “TİTOİT HORMONUNUN NORMALE DÖNMESİ UZUN SÜRMEZ”

    Prof. Dr. Sarı, obezite hastalığıyla başvuran hastaların öncelikle tiroit hormonlarını kontrol ettiklerini anlattı. Bu hasta grubunun egzersiz kapasitesinin de daha az olacağına değinen Sarı, “Özellikle yaşlı hastalarda tiroit düzeyini düzeltmeden egzersiz önerirseniz o egzersizin zararı da olabilir. Tiroit hormonlarını normale döndürmek çok uzun sürmez. 1,5-2 ay aylık bir dönemden sonra bir beslenme programı yaparak, kalori dengesi sağlayacak bir programla hastaların kilo vermesi daha yararlı olacaktır” diye konuştu.

    Sarı, hipotiroidinin en önemli sebeplerinin başında iyot eksikliğinin geldiğini anlattı. 1990’lı yılların sonlarında hükümetin iyotlu tuz kullanımı konusunda sağlık politikası geliştirdiğini ifade eden Sarı, vatandaşlarda da iyotlu tuz kullanımı konusunda bilinç oluşması gerektiğini vurguladı.

    İyotlu tuzların yemeklere pişirme esnasında atılmasının sakıncalı olduğuna işaret eden Sarı, “Tuz kaynama esnasında iyotunu kaybeder. Bu nedenle tuzun, yemek piştikten sonra veya servis edildikten sonra tabaklara atılması gerekli” dedi.

    AA