Blog

  • Duvar rengi seçmek için öneriler

    Duvar rengi seçmek için öneriler

    Evinize yepyeni bir hava katmak için işe duvar rengini değiştirmekle başlayabilirsiniz. Renk, desen ve biraz yaratıcılıkla ev dekorasyonunuzda eşşiz bir fon yaratabilirsiniz!

    Tonlarınızı bilin
    Duvar renginde en önemli hedef, içerideki her türlü eşya ve aksesuar ile uyum içinde olacak en doğal tonu yakalamaktır. Bu duvar rengi odadaki diğer altı vurgu rengi ile (yer, mobilya kumaşları, perde, mobilya renkleri, aksesuarlar ve bitkiler) uyum içinde olmalıdır.

    Deneme yapın
    Boya renkleri, karteleda göründüğü renkte çıkmaz. Küçük alanda farklı, geniş .duvarda ise daha farklı duracaktır. Bu yüzden boya seçerken bir duvarda deneme yapın.

    Derinlik katın
    Eger mekanda derinlik hissi yaratmak istiyorsanız, bir rengin koyu değeri ile kendisini bir arada kullanmayı deneyebilirsiniz.

    Vurgu yapın
    Mekanı bölmek ya da farklı köşeleri vurgulamak istiyorsanız, farklı renk tonlarını kullanın.

  • Diyet yaparken saçlarınız dökülüyor mu?

    Diyet yaparken saçlarınız dökülüyor mu?

    Sağlıklı saçlara sahip olmak kadınların ve erkeklerin dış görünüşleriyle ilgili en önemli öncelikleri arasında yer alıyor. Bu nedenle de dermatoloji kliniklerine en sık başvuru nedenlerinin başında saç sorunları geliyor.

    Op. Dr. Çağatay Sezgin, günde 100 teli aşan bir saç kaybı varsa mutlaka değerlendirme yapılmasını gerektiğine dikkat çekerek, kişinin saç sağlığını etkileyen fiziksel faktörleri, stres, diyet, kaza, ameliyat öyküsü olarak sıraladı….

    Op. Dr. Sezgin, saçla ilgili en fazla doktora başvurmaya neden olan sorunlarının; saç dökülmeleri ya da bölgesel saç seyrelmeleri, saçlarda çabuk yağlanma, kepeklenme, kaşıntı, para şeklinde saç kayıpları (saç kıran), saçlı deride mantar hastalıkları, kalıcı saç kayıpları ile giden hastalıklar ve saçlı derinin kendisini ilgilendiren kaşıntı ve yaralar şeklinde karakterize saçlı deri egzamaları olduğuna dikkat çekti.

    DÖKÜLEN SAÇ SAYISI ÇOK ÖNEMLİ

    Normalde başımızdaki saçların belli bir döngüsü vardır ve genetik kod gereği uzama evresi, geçiş evresi ve dinlenme evresi zincirini takip eder. Başımızdaki saçların yaklaşık yüzde 80’i uzama evresindedir ve bu süre ortalama 2-6 yıl arasındadır. Bu süreyi tamamlayan saçlar kısa bir geçiş aşamasından sonra dinlenme fazına geçer ki bu oran yüzde 19 civarındadır.

    Dinlenme aşamasında saçlar, 3-4 ay kadar kalır ve ardından saç dökülmesi başlar, bir yandan da yeni saç çıkışı başlamış olur. Saçların bu düzenini etkileyen herhangi bir olay saç dökülmesi ile sonuçlanabilir. Dökülme şikayeti olan hastaya mutlaka dökülen saç sayısı sorulmalıdır. Günde 100 teli aşan bir saç kaybı varsa mutlaka değerlendirme yapılmasını gerektiriyor demektir.

    SAÇ DÖKÜLMESİ HEM ERKEKTE DE KADINDA DA GÖRÜLÜR

    Saç dökülmeleri kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen eşit oranda görüldüğünü aktaran Sezgin, genetik faktörler, mevsim değişiklikleri, hormonlar, stres faktörleri, beslenme ve diyet, geçirilen ameliyatlar, çeşitli nedenlerle kullanılan ilaç tedavilerinin saç dökülmelerinin nedenleri arasında yer aldığını ifade etti.

    Dr. Sezgin, özellikle kadınlarda mevsim değişiklikleri, gebelik sonrası emzirme dönemi, sıkı yapılan diyetler neticesinde gelişen yoğun kalori ve protein kaybı, kansızlık (demir eksikliği), çinko eksikliği, biotin (Vitamin H) eksikliğinin sebep olarak daha çok karşılaşıldığını aktardı.

    YAŞ KAÇ OLURSA OLSUN ‘STRES’ SAÇ DÖKÜYOR

    Erkeklerde genetiğe bağlı saç dökülmeleri aslında puberte veya ergenlikle beraber başladığını vurgulayan Op. Dr. Sezgin şöyle devam etti:

    “Klinik olarak gözle görülebilir saç kaybı ancak 20’li yaşlardan itibaren farkedilebiliyor; Bu konuda kadınlar biraz daha şanslı, kadınlarda saç dökülmeleri genellikle, eğer kronik bir hastalık veya devamlı ilaç kullanımı öyküsü yok ise, gebelik sonrası emzirme dönemine kadar şikayet sebebi olmuyor. Gebelikte yükselen hormon düzeyleri saçların aktif uzama fazında takılmasına yol açıyor ve dinlenme evresine geçişini durduruyor. Doğumdan sonra tekrar hormonların eski seviyelerine gerilemeye başlamasıyla beraber, yaklaşık doğumdan 2-4 ay sonra, yoğun bir saç kaybı dönemi başlıyor ve ortalama 4 ay devam edip kendiliğinden durabiliyor. Genetik sebepli saç kayıpları bayanlarda 30’lu yaşlarla birlikte başlayıp, klinik olarak ancak 60’lı yaşlardan sonra aşikar hale geliyor. Stres faktörleri her iki cinste de, yaş kaç olursa olsun, stresli dönemin başlamasından yaklaşık 3-4 ay sonra ortaya çıkan, günde 100 teli aşan saç kaybı şeklinde kendini gösteriyor. ”

    Saç Dökülmesi Neden ve Çözümleri için tıklayın !

    SAÇLI DERİYE MEZOTERAPİ UYGULANABİLİR

    Saç dökülmelerinin tedavileri nedene yönelik olarak yapıldığını dile getiren Sezgin, ilaçlara demir, çinko, biotin eksiklikleri giderilerek saç dökülmesin durdurulabileceğine işaret etti. Hormon tetkiklerinde bir anormallik varsa endokrinolojik veya jinekolojik yönden değerlendirilmesi için ilgili hekimlere (iç hastalıkları endokrinoloji bölümü ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanı) müracaat edilmesi gerektiğini belirten Sezgin, “Hormonlarla ilgili asıl tedaviye ek olarak saçlı derinin beslenmesini artıran, saçlı derinin kan dolaşımını hızlandıran harici uygulanabilen ilaçlarla desteklenebilir.

    Saç dökülme hızını kesmek, cansız görünümü engellemek ve beslenmesini arttırmak amacıyla saçlı deriye mezoterapi uygulaması yapılabilir. Günümüzde en popüler saç mezoterapi yöntemi ise PRP mezoterapi yöntemidir; bu yöntemde kişiden 8-10 cc kan alınır, bu kan örneği özel bir işlemden geçirilerek içinde bulunan büyüme faktörleri ayrıştırlır ve elde edilen bu hücreler saç dökülmesi olan bölgelere mikro enjeksiyon ile enjekte edilirler.

    Bu tedavinin süresi ve sıklığı ihtiyacınıza gore hekiminiz tarafından ayarlanacaktır. Ancak şu da unutulmamalıdır ki tamamen çıplak, hiç saç içermeyen kel bölgelerden saç ekimi haricinde hiç bir tıbbi tedavi yöntemi ile saç çıkmaz.” ifadelerini kullandı.

    CİHAN

  • Stresten kilo almak

    Stresten kilo almak

     87 üniversite öğrencisinin katılımıyla yapılan araştırmaya göre insan mutlu olduğu zaman daha çok yiyor. Bu da psikolojimiz iyiyken kilo almaya daha yatkın olduğumuza işaret ediyor.

    Sonuçları geçen ay yayınlanan araştırmaya göre yüz kişinin 75’inin psikolojik durumu yeme düzenine etki ediyor ve mutlu olan daha çok kalori tüketiyor. Psikologlar, öğrencilerin onları mutlu, mutsuz hissettirecek ve psikolojik durumlarına ne iyi ne kötü etki edecek görüntüler izletti. İzleme sonrasında ise onlara çikolata, cips gibi yiyecekler ikram edildi. Mutlu edecek görüntüleri izleyenlerin daha çok kalori tükettiği gözlendi. Psikologlar, “Çoğu kez moralin iyi olmasının diğer ruh hallerine göre daha fazla, hattı bazılarında aşırı yemeğe neden olduğunu gördük” dedi.

  • Simit Kebabı tarifi

    Simit Kebabı tarifi

    Gaziantep’in yöresel tatlarından Simit Kebabı nasıl yapılır ? Simit Kebabı malzemeleri nelerdir ? Simit Kebabı tarifi…

    Malzemeler:
    1 kg orta yağlı zırh kıyması
    1 çay bardağı ince bulgur
    1 ½ adet soğan
    10 diş sarımsak
    Domates veya domates konservesi
    1 yemek kaşığı kimyon
    1 yemek kaşığı kırmızı toz biber
    1 yemek kaşığı nane
    1 çay kaşığı yeni bahar
    1 çay kaşığı karabiber

    Yapılışı:
    1 çay bardağı ince bulgur, 1 çay bardağı sıcak suyla ıslatılır. Soğan ve 6-7 diş sarımsak ince ince kıyılıp bulgura eklenir. 1 tutam tuz, 1 çay kaşığı yeni bahar, 1 yemek kaşığı nane, 1 yemek kaşığı kimyon, 1 çay kaşığı karabiber ve 1 yemek kaşığı kırmızı toz biber serpilip bulgur karıştırılır. Kıyma baharatlarla lezzetlenen bulgurla birlikte iyice yoğrulur. Eller ıslatılır ve kıymadan iri parçalar alınıp şişe geçirilir. Kıymaya şekil verildikten sonra şiş çekilir ve hazırlanan köfteler fırın tepsisine dizilip ortalama 200 derecede pişirilir. Sosu için; yarım soğan ve 4-5 diş sarımsak ince ince kıyılıp kavrulur. Üzerine 1 buçu kavanoz domates konservesi veya 5-6 adet rendelenmiş domates eklenip bir iki taşım kaynatılır. Pişen sos servis tepsisine dökülür, kebaplar üzerine yerleştirilir.

    Simit Kebabı servise hazırdır.

    Read more: http://www.kanald.com.tr/mutfagim/Haberler/Simit-Kebabi-tarifi/43065.aspx#ixzz2YZ2r24n3

  • Sevdiğimiz erkeklerde babalarımızın izi var

    Sevdiğimiz erkeklerde babalarımızın izi var

    “Babam hayatımın ilk aşkıdır” diyen de, babasından nefret ettiğini söyleyen de, babasını hiç tanımayan da…. Hepimiz hayatımızı birleştireceğimiz eşi seçerken, çocukluğumuzun baba modelinden izler arıyoruz farkında olmadan…

    “Damat kayınpeder toprağından olur” diyenler dışarıya kız vermemeye mi çalışıyorlardı yoksa insan psikolojisi hakkında bir fikirleri mi vardı bilinmez ama biz kadınların eş seçerken babalarımızı rol model aldığımız bir gerçek… Üstelik bu seçimde her zaman olumlu özellikler yönlendirici olmuyor, bazı kadınlar babalarının olumsuz yönlerini taşıyan erkeklerle bir yaşam sürdürmeyi tercih edebiliyor. Ancak bu durumun ne bir kitabı var ne de madde madde koşulları… Bu örnekler, içinde insan barındırıyor olması nedeniyle, kişilik yapısı, yaşanan çevre, anne-babanın ve onların ailelerinin tutumlarından etkilenerek şekilleniyor. Tek bir gerçek var ki; kızlar, ‘Asla babama benzeyen bir adamla evlenmezdim’ deseler dahi hayatlarının ilk erkeği olan babalarını bu seçimin dışında bırakamıyor. Psikolog Serap Duygulu, eş seçiminde baba faktörünün ne kadar etkili olduğunu anlattı.

    Kadınların eş seçiminde, birlikte yaşadıkları baba modelinin etkisi oluyor mu?

    Psikolojide “anne yoksunluğu” olarak adlandırılan sendrom çok daha fazla ön plana çıkıyor ve babanın çocuk üzerindeki etkisinin o kadar da önemli bir faktör olmadığı düşünülüyor. Oysa babalar, özellikle kız çocuklar için ilk aşktır, gizli kahramandır. Kız çocuğun hayata gözlerini açtığında ilk gördüğü erkek babasıdır. Baba-kızın birbirine duyduğu aşk, karşı cinsler arasındaki aşktan cinsellik boyutunu çıkardığınızda geriye kalan aşktır. Ergenliğe doğru bu aşk gerilemiş gibi görünür ama hep vardır ve hiç geçmez. Bu ilişkinin, kız çocuğun ileriki yaşantısındaki etkileri de çok fazladır. Kız çocuklar, ileride eş seçerken ya baba figürünün aynısını ya da tam tersini seçiyor. Örneğin baba alkolikse ya da şiddet eğilimli ise kız çocuk, ya benzer bir erkekle beraber oluyor ya da tamamen sakin, munis bir erkekle evlenebiliyor. Eğer kız çocuk özgüvenini kaybetmiş, bağımlı kişilik özelliği geliştirmişse babasının aynı özelliklerini taşıyan bir erkekle beraber olma ihtimali artıyor. Erkek çocuklar için de aynı durumu anneleri ile ilişkileri açısından söz konusu oluyor. Ağırlıklı olarak aynı figürü seçiyoruz çünkü hepimiz doğal olarak anne-babamıza hayran oluyoruz.

    Peki babasız büyüyen kızlar?

    Son yıllarda seminer verdiğimiz okullarda veli profilini de tanımaya çalışıyoruz ve görüyoruz ki sınıflarda sadece annesi ya da sadece babası ile yaşayan çok fazla çocuk bulunuyor. Birçok kadın danışanımız da bize “Babasının boşluğunu nasıl dolduracağım?” sorusu ile geliyor. Bu gerçekten çok önemli bir sorun çünkü anne, babanın yerini dolduramıyor. Bu boşluğu dolduracak ağabey, amca, dayı, arkadaş, öğretmen gibi bir figürün mutlaka bulunmasını istiyoruz. Bu kişi annenin hayatındaki yeni bir insan da olabiliyor. Bazı durumlarda bu figür bulunamıyor ve o zaman babanın eksikliğinin etkilerini kız çocuk üzerinde çok belirgin şekilde görüyoruz.

    Bu eksiklik kendini nasıl gösteriyor?

    Böyle bir ortamda büyüyen kız çocuklarında iki net karakter görüyoruz. Bu çocuk ileride sosyal ilişkilerinde içine çok kapanık, güvensiz, özellikle erkeklerle bir aradayken elini ayağını nereye koyacağını bilemez halde ve erkeklere karşı da güvensiz olabiliyor. Çünkü babanın olmadığı yerde annenin olumsuz bir etkisi oluyor; erkeklere dikkat et, aman kimseye güvenme gibi telkinlerle muhafazakar, içe kapanık kız çocukları yetiştiriliyor. Bazen de tam tersi olarak çok atak, girişken ve erkek arkadaşları ile olan ilişkilerini kız arkadaşla olan ilişkilerinden ayırt edemeyen bir durumda olabiliyor. Bu çocuğun kafasında erkek ilişkisi konumlanmamış olduğu için durması gereken yeri bilmiyor, ne yazık ki bazen karşı cins tarafından hareketleri farklı algılanabiliyor. Bu kadınlar ileride evlenip çocuk sahibi olduklarında da çocuğun babası ile olan ilişkisini düzenlerken de sorun yaşıyorlar çünkü babayı nerede devreye sokmaları gerektiğini, nerede müdahale edilmesi gerektiğini bilemiyorlar.

    Anne-babanın ilişki şekli de kız çocuğun ilerideki ilişkisinde belirleyici oluyor mu?

    Kız çocuk evlenirken kafasındaki ilişki kavramını, aslında anne-babasının yaşadığı ilişki oluşturuyor. Seçtiği erkek bu modele uymuyorsa çatışmalar olabiliyor. Erkek çok iyi bir eş olabilir ama kadın eşini, babasının annesine davrandığı ilişki formatı içine sığdıramıyorsa sorunlar yaşanıyor.

    Babası ile ilişkisi sağlıklı olmayan bir kız çocuk, ileride mutsuz beraberlikler yaşamaya mahkum mudur?

    Burada annenin etkisi de önem taşıyor. Sağlıksız bir baba-kız ilişkisinde kız çocuk, baskın bir baba profilinin altında ezilmişse, kendine güvensiz ise ve bunu onaylayan bir anne de varsa ileriki yıllarda çok güvensiz ve içine kapanık oluyor. Ancak kızını korumaya çalışan, onu sosyal hayata iten, ‘Ben çektim o çekmesin’ diyerek destekleyen bir anne profili varsa kız çocuk çok sağlıklı ilişkiler de kurabiliyor. ‘Böyle bir aileden çıkıp da nasıl böyle güzel bir evlilik sürdürebiliyor’ diye şaşırdığımız insanlar çevremizde mutlaka vardır. Burada, çocuğun kendine olan güveni ve yetiştiği ortam da etkili olmakla beraber, ‘Babam anneme kötü davranıyordu. Ben eşime böyle yapmayacağım, bana öyle davranılmasına izin vermeyeceğim” diye düşünmesinin etkisi de bulunuyor. Örneğin alkolik babaların erkek çocukları da ya doğrudan babalarının yolunu seçiyorlar ya da kesinlikle babası gibi olmamaya karar verip sağlıklı evlilikler yürütüyorlar.

    Babamızın fiziki özelliklerini de arıyor muyuz?

    Tabii ki… Erkekler için de kızlar için de bu geçerli. Kişisel olarak benzetemese de fiziki bir yön mutlaka babaya benzeyebiliyor. Eş seçerken kişi bunun farkında olmuyor ama ilerleyen yıllarda bu izleri mutlaka görüyorsunuz. Bütün kadınlar kendilerine ‘Babamın hangi özelliğini eşimde görüyorum?’ diye sorarlarsa mutlaka fiziki ya da kişisel bir benzerlik olduğunu görecekler. Üstelik bunların hepsinin de olumlu özellikler olması gerekmiyor. Babası alkolik olan bir kadın içki içen bir adamdan kaçıp uzaklaşabilirken, aynı durumda bir başka kadın ‘Babam kadar içmiyor, bir şey olmaz’ diye düşünüp alkolün ardından kaybolmuş bir evlilik yaşayabiliyor. Yani kadın, baba figürünün ya aynısını ya da tersini seçiyor, ortası pek olmuyor.

    “Babamı asla rol model almam” diyenler yanılıyor mu?

    “Rol model almam” demek bile, “Babamı rol model olarak alıyorum ve onun tam tersi özelliklere sahip bir insan seçeceğim” demek anlamına geliyor. Oysa insanın gönlünün nereye konacağı da önceden bu kadar net olarak belli olmuyor. Hiçbir baba ne tamamen iyidir ne de tamamen kötüdür. Alkolik bir baba, diğer yandan çocuklarına karşı çok şefkatli bir baba olabilir. Babamızın şefkat özelliğini de mi rol model almayacağız? Bilinçaltımız ister istemez benzer özellikleri algıladığı için eşimizle babamızın bazı özellikleri mutlaka benziyor olacak… Kişiliği olmazsa konuşma tarzı, belki memleketi, belki mesleği…

    Babanın rolü gittikçe değişiyor

    Baba ile çocuklar artık araya anneyi koymadan, yüz yüze doğrudan iletişim kuruyor. Babalar çocuklarının altını değiştiriyor, onların ihtiyaçlarını gideriyor. Günümüzün babaları da kendileriyle doğrudan ilgilenmeyen bir baba profilinden kurtulup ‘Ben çocuğumla daha çok ilgileneceğim’ diyen bir baba profiline doğru yön değiştiriyor. Bu iyi bir gelişme… Ancak burada da çizgiyi aşmamak ve babanın otoriter konumunu korumaya devam etmek gerekiyor.

    Günümüzde çocuklar hep talep ediyor ve anne-babalar onlarla mücadele etmeye çalışıyor. Annenin hayır dediğine baba evet diyor, babanın hayır dediğine anne evet diyor. Bu durum anne-babanın birbiri ile olan ilişkisini de yıpratıyor. Oysa bazı alanları baba için bırakmak, ‘Baban izin vermiyor’ diyebilmek annelerin de işini kolaylaştırıyor. Sağlam duran bir baba profili çocuğun geleceği için de olumlu etki oluşturuyor, gelecekte kuracağı ilişkileri belirliyor. Aynı zamanda çocuklar beklemeyi, sabretmeyi ve hayatta her istediklerini hemen alamayacaklarını öğreniyor.

    Kız çocuğun hayata gözlerini açtığında ilk gördüğü erkek babasıdır. Baba-kızın birbirine duyduğu aşk, karşı cinsler arasındaki aşktan cinsellik boyutunu çıkardığınızda geriye kalan aşktır. Ergenliğe doğru bu aşk gerilemiş gibi görünür ama hep vardır ve hiç geçmez.

    Kız çocuk evlenirken kafasındaki ilişki kavramını, aslında anne-babasının yaşadığı ilişki oluşturuyor. Seçtiği erkek bu modele uymuyorsa çatışmalar olabiliyor. Erkek çok iyi bir eş olabilir ama kadın eşini, babasının annesine davrandığı ilişki formatı içine sığdıramıyorsa sorunlar yaşanıyor.

    Formsanté

  • Diode Lazer uygulaması

    Diode Lazer uygulaması

    Bağdat Caddesi Suadiye Sahra Bulut Estetikte Son Teknoloji Ultra Sense Ütüleme Diode Lazer uygulaması;

    Bayanlarda *Komple Vücut’ta Bitiş Garantili 1000tl

    Erkeklerde Sırt Goğus Bitiş Garantili 1000 tl

    diode_lazer

    DİODE LAZER NEDİR?

    Merkezimizde FDA (Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi) onaylı, Alman Ultra sense  Diode lazer cihazını kullanmaktayız .Ultra sense  Diode Lazer ile sadece açık tenlilere değil esmer ve bronz tenlilere de uygulama yapılabilir. Uzun dalga boyuna(Long Pulse) sahip olduğundan lazer ışığının daha derine ulaşabilmesini ve derindeki kıl köklerini tahrip etmesini sağlar. Aynı zamanda Ultra sense Diode Lazerle diğer cihazlar ile uygulama yapılamayan ince ve açık renkli kıllara da uygulama yapılabilir. Bu özelliklerinden dolayı diğer cihazlara oranla daha geniş bir kitleye hitap etmektedir. Etkin soğutma sistemi ile uygulama sırasında hissedilen acı en aza indirilir. Yanık ve leke komplikasyonu yoktur. Yazın güvenle uygulama yapılabilir. Cihaz başlığına kombine, patentli soğutma sistemi ile ciltte mükemmel soğutma sağlar. Aynı zamanda 810 nm (nonometre) 940 nm olmak üzere iki dalga boyunu aynı anda tek cihazda kombine eden bir lazer epilasyon cihazıdır. Bu da cilt rengi açıktan koyuya geniş bir yelpazede tüm hastalarda iyi sonuç almayı sağlar. Alman ultra sense diode lazer cihazı  2005-2006 yıllarında en iyi lazer ödülü almış diode lazerdir.

    *Bayanlarda komple vücut bölgeleri:  çene, bıyık, göğüs ucu,göbek çizgisi, genital, bikini, komple bacak, koltuk altı.

    *Erkekler geçerli bölgeler: karın, göğüs, bel, sırt.

    Sahra Bulut Estetik ve Güzellik merkezi olarak siz değerli hastalarımıza önceden olduğu gibi şimdi ve bundan sonrasında da en iyi hizmet kalitesini verebilmek ve sizlerin memnuniyetini en üst düzeyde tutabilmek adına deneyimli ve uzman personel kadromuz ile hizmet vermeyi ilke edinmiş bir kuruluş olmaktan gurur duyuyoruz. Bu kapsamda tüm önceliğimiz hastalarımızın ihtiyaç ve gereksinimlerini en doğru uygulamamlarla sınırsız müşteri memnuniyeti ilkesi kapsamında sunmaktır…Profosyonel ekip, hijyenik ortam, güvenilir ve güler yüzlü hizmet……

    Diode Lazer uygulaması
    Diode Lazer uygulaması
    diode
    diode
    diode lazer merkezi
    diode lazer merkezi

     

     

     

  • Rahim içi Hasarlanması hamilelik

    Rahim içi Hasarlanması hamilelik

    Rahim içi Hasarlanması Gebelik Şansını Artırıyor!

    Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında rahimiçi dokusunun hasarlanmasının gebelik şansını artırdığını biliyor musunuz? Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi kadın Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Güvenç Karlıkaya, “Rahimiçi dokusuna hafifçe hasar verilerek gebelik için daha uygun hale getirilmesine yönelik çalışmalar; yaranın iyileşme döneminde verdiği cevabın bir sonraki dönemde embriyonun tutunma şansını arttırdığını ortaya koydu” dedi.

    Son yıllarda tüp bebek konusunda yaşanan birçok gelişmeye, hamilelik elde etmedeki başarının artmasına rağmen, birçok çift tekrarlayan uygulamalarda mutlu sona ulaşamayabiliyor. Çocuk sahibi olamayan çiftlerde tekrarlayan başarısızlıklar hem maddi hem de moral anlamında oldukça sıkıntı verici olmakla beraber, tüp bebek tedavileri ile uğraşan doktorlar içinde rahatsız edici bir durum.

    Rahim içi Hasarlanması Gebelik Şansını Nasıl Artırıyor?

    Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Güvenç Karlıkaya tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında rahimiçi dokusunun hasarlanmasının gebelik şansını artırdığı yönde araştırma sonuçlarının olduğunu söyledi. Karlıkaya sözlerine şöyle devam etti:

    “Özellikle tüp bebekte kullanılan ilaçlara iyi cevap veren yumurta kapasitesi yeterli, oluşturulan embriyoları kaliteli, rahminde belirgin bir problemi olmayan kadınlarda, tekrarlayan uygulamaların başarısızlıkla sonuçlanması hekim hasta ilişkilerini de olumsuz etkilemektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, bu tür durumlarda gebelik oluşmamasının bir nedeni olarak da embriyonun yerleşeceği rahim içi dokusunun gebelik için yeterli olmamasını göstermektedir. Bilindiği gibi bir embriyonun rahim duvarına yerleşmesi her zaman gerçekleşmez. Bu olay adet döngüsü içerisinde belirli ve kısıtlı bir dönem içerisinde olmaktadır. Bilimsel araştırmalar, bu dönemde rahim içinin yapısının, başka dönemde olmadığı kadar yoğun, büyüme ve gelişmeyi sağlayan faktörlerle aktif olduğunu göstermiştir. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan kadınların bazılarında, sorunun belki de bu olabileceği düşünülmüş ve bu durumu düzeltmeye yönelik bir takım yöntem ve tedaviler üzerinde çalışılmıştır. Amerika’da yayınlanan RBMonline dergisinin son sayısında yayınlanan araştırma sonuçlarına göre; rahimiçi hasarlama işleminin açıklanamayan tüp bebek başarısızlıkları olgularında başarı şansını ciddi biçimde arttırdığı açıklandı. Tedavi öncesi rahim içi problemleri saptamaya ve gidermeye yönelik operasyonlar, rahim-içi duvarının kan akımını arttırmaya yönelik vitamin ve ilaç takviyeleri, rahim-içi dokusunun daha normale yakın büyümesine yönelik tüp bebek tedavileri, tüp bebek tedavilerinde oluşan embriyoların dondurulup daha sonra nakledilmesi hep bu durumu iyileştirmeye yönelik girişimlerdir. Rahim-içi dokusunun gebelik için daha uygun hale getirilmesine yönelik çalışmalardan birisi de endometriumun yaralanması işlemidir. Genellikle tüp bebek işlemine başlanacak adet döneminden bir önce yapılan bu işlemde histeroskopi veya basitçe bir biopsi aletleri kullanılmakta ve rahim-içi dokusuna hafifçe hasar verilmektedir. Bütün vücut dokularının, yaralanmaya verdiği cevabı rahim-içi dokusuda vermekte ve hemen kendisini iyileştirmeye çalışmaktadır. İşte bu iyileştirme döneminde dokuda açığa çıkan büyüme, iyileştirme ve yapıştırma faktörlerinin, bir sonraki dönemde embriyonun tutunma şansını arttırdığı ileri sürülmektedir.”

     

     

     

  • Orgazm ipuçları

    Orgazm ipuçları

    Orgazm hissi nasıldır? Nasıl farklı şekillerde orgazm olabilirsiniz? Birlikte orgazma ulaşmanın en etkili yolları nelerdir? Hepsini ve daha fazlasını okuyun, öğrenin!

    Orgazm hissi nasıldır?

    Seçilen bir grup temsilci kadına orgazm olduklarında nasıl hissettiklerini sordum. “Problem yok”, hepsi coşkuyla karşıladı ve bir saat içinde maille yanıt vereceklerini söyledi. Ama umdukları kadar kolay değildi. “Bunu kelimelerle anlatmak gerçekten zor” dedi bir kadın. Ve haklıydı. Bu kadar güçlü ve büyük bir duygu için kelimeler yetersiz görünebilir. Ama hepsinden daha zoru onları ikna etmekti (buluştuğumuzda bir içecek ısmarlamaya söz verdim), işte onlardan gelenler;

    “Orgazm olmak için bir fantaziye konsantre olmak zorundayım. Ve sıklıkla gerçekte olmasını istediğim şeyler gibi olmaz. O andaki en favori fantazim erkek arkadaşımı bir pubda bir arkadaşıyla bazı kızlarla birlikteyken yakalamak.. Orgazm zamanım tam böyle bir düşünceye rastlıyor. Kendimi erkek arkadaşımın yanındaki kızın yerine koyuyorum ve neler hissettiğini düşünüyorum. Böylece orgazm olmam kolaylaşıyor.”

    Bazen orgazm olmakta zorlanıyorum. Gerçekten konsantre olma gereği duyarım. Eğer onu gerçekten istiyorsam, iyi ve uzun bir ön sevişmenin ardından ilişkiyi seçerim. Çoğu zaman ön sevilme sırasında tepe noktaya varabilirim. Böyle bir durumda ruhsal duygulardan çok fiziksel güç benim için rehberdir.”

    Favori orgazmım oral seks sırasındadır. O başladığı zaman, her noktada inanılmaz bir hassasiyet hissediyorum. O zaman klitoris çevresinde daha belirgin bir hassasiyet yaşanıyor. Herşey sıcaklığı hissettiriyor, zirvede olduğum zaman vajinamda titreme ve çarpma hissediyorum ve bir kaç saniye için harika bir hassasiyet yaşıyorum. Bazen 3 veya 4 şiddetli kasılma oluyor. Daha az yakınlaştığımız diğer zamanlar daha küçük dalgalanmalar yaşıyorum.”

    “İlişki sırasında inanılmaz bir hareketlilik varsa orgazm olabilirim. Bana sarılıp sert, ufak ve derin hareketler yapması orgazm olmamı kolaylaştırıyor. Bu duygulara ulaştığımda zirvede oluyorum. O zaman dalga dalga memnuniyet duygusu yayılıyor. Sıklıkla bu dalgalar uzun zaman sonra sona eriyor. Tüm kızlara bunu yaşamaya ve hissetmeye çalışmalarını öneriyorum. Merkeze odaklanmalarından daha güzel bir duygu..”

    Farklı şekillerde orgazm olmak
    Açgözlü bir kızsınız.. Sadece bir orgazmdan daha fazlasını niçin istemeyeceksiniz? Bekleyin, biliyorum.. Çünkü yapabilirsiniz! Doğa ana sizi gebelik, adet dönemleri ve yüksek topuklarla lanetleyebilir ama size bir hediye verdi: Birden daha çok yolla orgazm olabilme yeteneği.. Erkekler kadar çabuk orgazm olamazlar ancak tekrar kışkırtılmaları ve daha çok orgazm olmaları kolaydır. İşte farklı orgazm önerileri..

    “Orgazm parmak izi” nedir?
    Çoğu orgazm benzer şekilde olurken, bazı uzmanlara göre bireysel farklılıklar vardır ve her birimiz kendi “orgazm parmak izi”mize sahibizdir. Kadın orgazmı hakkındaki bir teori, 2 “basit” orgazm için farklı 2 yol, 2 klitoral ve ön duvar olduğunu söyler. Pudendal sinirleri klitorisi etkiler ve pelvik sinirleri vajina ve uterusa gider. Pudental sinirler daha derindir, bu kadınların vajinal orgazmdan daha fazla klitoral orgazma ulaşmalarını sağlar. Bu iki sinir aslında bel kemiği sinirlerini kaplar ve bu da kadınların klitoral ve ön duvar orgazmlarını neden birbirine karıştırdığının açıklar. Vajinal ve çeşitli orgazm çeşitlerini etkileyen birkaç faktör; vajinal kasları güçlendirmek, G noktasının ve diğer ilgili noktaların hassasiyetini artırmak, farklı noktaların motivasyonunu devam ettirmek ve orgazmı başlatmak. genel kural olarak, mastürbasyon, oral seks, ilişki gibi birçok yol ile orgazma ulaşılabilir. Bunun yanı sıra sizin de kişisel orgazm yollarınız olabilir.

    Kegel egzersizleri yapar mısınız?
    Kegel egzersizleri pelvise daha fazla kan pompalanmasını sağlar, harika bir canlılık verir. Egzersizler, daha güçlü kasılmalara neden olur, uzun ve daha keyifli bir orgazm yaşamanızı sağlar. Mutluluğunuzu kontrol etmenizi de sağlayan egzersizleri yapmanız yeterli. Saatlerinizi değil sadece dakikalarınızı ayırmanız yeterli ve herhangi bir yerde yapabilirsiniz. Basitçe idrar yolu kaslarınızı sıkıp bırakın. Bunu günde 3 kez 20 kere yapın.

    Uyarı tipleri arasındaki ilişki
    Farklı anlamlarda daha iyi orgazm olma şansına sahipsiniz. Örneğin ilişki sırasında partneriniz parlaklarını kullanarak G noktasına dokunup sizi daha farklı hissettirebilir.

    Orgazmı geciktirme yolları
    Doruk noktası olarak bilinir ve orgazmın hemen hemen kendinden geçiren noktasıdır. Buradan uyarılma noktasından düşmeye kadar bekleme ve tekrar tırmanma orgazm ile belli olur. Bu seksüel teknik heyecanın en yüksek noktasında kalmanızı sağlar. Sadece endorphinleir yükseltmez, bedeninize orgazmik memnuniyet bölgesinde kalmayı ve tekrar tekrar orgazm olmanızı da öğretir.

    Bilinen yollarda seyahat
    Beyniniz daha çok bilinen sinirlerden ilerler ve çaba göstermez hale gelir. Beyin orgazma en yakın yolu gösteren tabelları izler, orgazmı kolayca tetikler. Çoğumuzun “uyku öncesi” dönemidir: Dişlerimizi fırçalarız, yüzümüzü yıkarız, banyo yaparız yani beynimize uykuya hazır olmasının sinyallerini iletiriz. Dikkatinizi orgazmı tetikleyen şeylere verin. Örneğin ateşli dokunuşlarla beyninizi orgazma hazırlayabilirsiniz.

    Birlikte nasıl orgazm olunur?
    Burada hedef birlikte orgazm olmak: Birlikte orgazm sık karşılaşılan bir durum değildir, nadiren olur. Bunun sebebi kadın ve erkek için orgazmın aynı şey olmamasıdır. Erkek ilişki sırasında orgazm olurken, kadınlar sıklıkla oral seks sırasında orgazm olur. Zamanlama da diğer bir faktördür, yani birlikte orgazm genellikle erkeği çok daha yavaşlatır ve kadının orgazmını hızlandırır. Burada üzerinde durduğumuz konu ilişki sırasında, diğer yolları da gözardı etmeden (birlikte mastürbasyon ya da tepeden tırnağa oral seks) birlikte nasıl orgazm olunacağıdır. İlk önce erkeğin orgazm olmasını sağlayın, ikinci olarak birlikte orgazm olun. Çoğu erkek ikinci defasında daha kontrollü olacaktır.

    Orgazmının seyrini en iyi o bilir, en üst noktadayken daha çok kontrol edebilir. Bunu yapmanın en iyi yolu onu sayıya alıştırmak olabilir.
    Örneğin altıdan sonra daha sert bir efor sergileyip, durumu daha uzatabilir. Eğer sekiz diyorsa, biraz daha yavaşlamalı, surmalı ya da birlikteliği değiştirmelisiniz. Çoğu erkek matürbasyon boyunca pratik yaparak doğru hızı ve seviyeyi bulur. Sadece göreve odaklanma onları uzman hale getirir. Eğer her 7 – 8 harekette bir havada durup beklerseniz daha iyi olacaktır. Bu ona daha çok zevk almasını, kontrol etmeyi ve ilişkiyi yönlendirebilmesini sağlar.

    Köprü tekniğini deneyin. Bunu çoğu seks terapisti tavsiye ediyor. Klitoral uyarılma için basit teknik bulunduğunuz noktadan yükselme değil, orgazmdır. Orgazm refleksi için ön sevişmeyi uzun tutun. Birbirinize çok yakın olun. Klitoral uyarılma ve ilişki arasında bir “köprü” olacaktır. Diğer bir deyişle, erkek uyarılma ile klitorise doğru biçimde girer, daha sonra birleşme ana uyaran haline gelir.

    Pozisyonunuzu dikkatli seçin. Üstte kadın ya da erkeğin arkadan yaklaşması ön vajina duvarının uyarılması, orgazm şansınızı artırmanız için için en hoş pozisyondur. Bazı erkekler kadının üstte olmasının cinsel boşalmayı kontrol etmeyi kolaylaştırdığını, bazıları da tam tersini söyler. Hoşunuza giden iyi bir pozisyon alın ve ona aynı etki ile karşılık verin.

    Herşeyi bir defa deneyin. Vajinanın duvarına çarpmasını sağlayan bir pozisyon alın. Daha sonra arkadan klitorise ulaşmasını sağlayan bir başka poziyon deneyin. Kişisel uyarılmanızı sağlayacak ne varsa yapın, seksi konuşun, dokunun.

    Eğer partnerinizin tepe noktasına ulaşmasına az kaldığını ve henüz kendinizin o noktaya gelmediğini düşünüyorsanız, testislerini yavaşça aşağı çekin, orgazm seviyesini biraz aşağı çekmesine yardımcı olun ya da penisini ileri itip beklemesini sağlayın. (Bu bazı erkekleri tedavi ederken, bazıları için de huzursuz edici olabilir) Hiçbir eğlenceyi bırakmayın.

  • Oje sürmenin püf noktaları

    Oje sürmenin püf noktaları

    Sarıdan kırmızıya, desenliden simliye birçok çeşidiyle dikkat çeken ojeler, ellerine önem veren kadınların favorisi! Peki ojenin kusursuz görünmesi için nelere dikkat edilmesi gerekiyor, biliyor musunuz?

    Oje Sürerken Dikkat Etmeniz Gerekenler
    • Oje seçiminde giyeceğiniz kıyafetin rengi kadar ten renginiz de önemli. Kış aylarında sürdüğünüz mat ojeler yaz aylarında bronz teninizle çok da güzel durmayabilir.
    • Oje sürmeye başladığınızda ilk olarak yapılan yanlışlardan biri fırçaya aldığınız oje miktarının bol olması. Çok bol oje sürdüğünüzde hem ikinci katı sürmekte zorlanırsınız hem de tırnağınızın üzerinde kalın bir katman oluşmasına neden olursunuz. Bu da ojenizin daha geç kurumasına neden olur. Fırçayı hafifçe ojeye batırmalı ve ince bir katman olarak iki defa uygulamalısınız.
    • Tırnağınıza uygulayacağınız ojeyi önce tırnağınızın tam ortasına sürmeli sonrasında sağ ve sol kenarlara uygulamalısınız.
    • Özellikle renkli ojelerde yaşanan sorunlardan biri de ojenin tırnak kenarlarına taşması oluyor. Böyle bir durum yaşadığınızda kulak temizleme çubuğu ve törpünüzü az miktarda asetona batırmalı, ucu ile kenarlara taşan ojeleri temizlemelisiniz.
    • Kullanacağınız oje kırmızı ya da koyu renk ise tırnağınıza uygulamadan önce mutlaka bir kat parlatıcı sürmelisiniz. Böylelikle koyu renk ojenin mat görünmesini engellediğiniz
    gibi ojeyi çıkarttığınızda tırnağınızda ojenin izlerinin kalmasını Da önlemiş olursunuz.

    Kalıcı oje
    Son yıllarda tercih edilen yöntemlerden biri olan kalıcı oje sayesinde kadınlar artık her gün oje sürmek ve çıkarmak zorunda kalmıyor. Kalıcı oje uygulaması sayesinde tırnaklar yaklaşık üç hafta boyunca ilk günkü parlaklığa sahip oluyor. Kalıcı oje uygulamasında kullanılan ojeler normal ojelerden farklı özelliklere sahip. Bunlar özel formüllü oluyor ve kişinin tek başına uygulamasına olanak vermiyor. Kuaförlerde ve güzellik merkezlerinde uygulanan kalıcı oje, üç aşamada sürülüyor ve özel UV makineleriyle uygulanıyor. Ojeyi çıkarmak için yine kuaför ya da güzellik merkezine gitmek gerekiyor. Özellikle yaz tatili öncesi kalıcı oje uygulaması çok tercih ediliyor.

  • Karyotip analizi neden yapılır, Karyotip analizi nedir ?

    Karyotip analizi neden yapılır, Karyotip analizi nedir ?

    Karyotip Nedir
    Karyotip, bir hücre örneğindeki kromozomları incelemek için bir testtir. Bir bozukluk veya hastalığın sebebi olan genetik sorunları tanımlamaya yarar.

    Bu test:
    Kromozom sayısını sayabilir.
    Kromozomlardaki yapısal değişiklikleri

    Yapılışı
    Bu test hemen her dokuda yapılabilir, örneğin:
    Amniyotik sıvı
    Kan
    Kemik iliği
    Büyüyen bebeği beslemek için doğum sırasında gelişen organdan doku (plasenta)
    Amniyotik sıvıyı tahlil etmek için amniyosentez yapılır.
    Kemik iliği numunesine kemik iliği biyopsisi gerekir.
    Numune özel bir kaba yerleştirilir ve laboratuarda büyümeye bırakılır. Daha sonra büyüyen numuneden hücreler alınır. Laboratuar uzmanı hücre örneğinde kromozomların boyut, şekil ve sayısını incelemek için mikroskop kullanır. Lekeli örnek, kormozomların düzenlenişini gösteren bir karyotip sağlamak için fotoğraflanır.
    Bazı bozukluklar kromozomların sayısı veya düzenlenişi yoluyla tanımlanır. Kromozomlar, temek genetik madde DNA’da depolanan binlerce gen içerir.

    Sebepler
    Bu test genelde bir dizi düşük geçmişini değerlendirmek, genetik bir anormallik gösteren olağandışı özellikleri ya da gelişimsel gecikmeleri olan bir çocuk ya da bebeği incelemek için yapılır.
    Kronik miyeloid lösemi (CML) hastası kişilerin yaklaşık %85’inde bulunan Philedelphia kromozomunu tanımlamak için kemik iliği veya kan testi yapılabilir.
    Gelişen fetüste kromozom anormalliklerini kontrol etmek için amiyotik sıvı testi yapılır.

    Seks kromozom düzensizliklerinde ve seksüel gelişme kusurlarında karyotip analizleri büyük önem taşımaktadır.Bir başka deyişle cinsiyet gelişim bozukluğu şüphesinde önemli yeri olan genetik testlerdir.

    Hücredeki kromozomlar özdeş çift kromozomlar halinde eşlendikten sonra belli bir düzene göre sıralanırsa o kişinin karyotipi meydana gelir. Her bireyin kromozom sayısı, şekli ve büyüklüğü onun karyotipini ifade eder. Karyotip nesilden nesile aktarılarak korunur. Karyotipten faydalanılarak çeşitli türlerin kromozom haritaları çıkarılabilmektedir.

    Kromozomlarda kısa kol p, uzun kol q bulunur. Kromozomlar boylarına, sentromerlerin yerine göre birden yirmi ikiye kadar numaralanmış ve yedi gruba (A,B,C,D,E,F,G) ayrılmıştır. Cinsiyet kromozomları X,Y olarak ayrıca belirtilmiştir.

    X kromozomu altı numaralı kromozoma benzer. Y ise yirmi bir, yirmi iki kadar veya daha büyüktür.

    Karyotip kan hücrelerinden veya ağız içinden dökülen hücrelerden özel metotlarla elde edilir ve özel boyalarla boyanır. Bununla bazı kromozom hastalıklarının teşhisi yapılır.

    Normal karyotip erkekte 46, XY, kadında 46, XX’tir. Down sendromu olarak da bilinen mongolizm hastalıında 21. kromozom çiftinde iki yerine üç kromozom mevcuttur. 47 kromozomlu bu hastalarda vücut iyi gelişmez ve zeka geriliği gözlenir. Günümüzde mongolizm terimi yerine trizomi 21 veya trizomik 21 terimleri kullanılmaktadır. Erkek hastaların karyotipi 47, XY+21 şeklinde gösterilir (Bkz. Mongolizm). Turner sendromunda eşey kromozomu olarak yalnız X kromozomu bulunur. X0 olarak tanımlanır. Böyle kadınlar iyi gelişmez. Karyotipi 45, X0’dır. Klinelfelter sendromunda ise cinsiyet kromozomlarının XXY olmasıdır. Karyotipi 47, XXY’dir. Bunlar iyi gelişmemiş, 47 kromozomlu geri zekalı erkeklerdir. Bu bahsedilen hastalıklar doğuştan olan ve vücudun çeşitli yerlerinde bozukluklarla seyreden durumlardır. Her üç hastalığa aynı zamanda “Geri zekalılık” da eşlik eder. Bazan da aynı kişide farklı hücrelerden farklı karyotipler elde edilir ki buna “mozaizm” denir.

    Karyotip nedir, Karyotip ne demek?

    Kromozom tipidir. Bir bireydeki kromozom takımının sayı ve büyüklük bakımından özelliğidir. Örneğin bir birey oluştuğunda eşit kromozomların anne ve babadan aktarılmasıdır. Bir hücre, birey veya türün genellikle mitoz metafazındaki kromozomlarının sayı ve şekil özellikleri bakımından düzenlenişi.Bir hücrenin çekirdeğinin tam kromozom takımı, standart bir sınıflandırmaya göre kromozomların mikroskoptan çekilmiş fotoğraflarının düzenlenmesi.

    Kromozom analizi
    Kromozom karyotiplemesinde günümüzde beş özellik incelenmekteir.
    – Uzunluk, ayrı ayrı veya toplam kol uzunlukları,
    – Sentromer konumu, buna göre telomerler ve kromozom şekli belirlenir.
    – Sekonder boğumun bulunup bulunmaması ve varsa konumu,
    – Kromozomların bant özellikleri , Giemsa ve fleurosans boyalarla aynı gruptaki kromozomların tayininde kullanılır.
    – Otoradyografik özellikler, radyoizotop maddelerle işaretlenmiş ve nukleotidlerin kalıtımı ve DNA içi tekrarları belirlenebilir.

    Karyotip Analizi Yaptıranlar