Okul Kantinindeki Tutkunun Masali... (yasanmis)

fadik86

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
4 Eylül 2009
72
0
Zeynep universitede ikinci sinif ogrencisiydi. Acemilik gunleri coktan geride kalmis, guzel bir arkadas ortami vardi. Okudugu sehir tam bir ogrenci sehriydi, burada hayat sanki ogrenciler icin duzenlenmisti, sehir civil civildi adimini attigin her yer genc dinamik insanlarla doluydu. Kafeler bahceler cimenler genclerin nesesiyle senleniyordu. Konserler, etkinlikler tiyatrolar sinema gunleri... bahar senlikleri donemi yaklasiyordu, gerci bu sehrin yazi kisi senlikti bahari beklemeye gerek yoktu...

Bahar yari yili da baslamak uzereydi. Zehranin bolumu baska bir binaya tasinacakti. Somestir bitti, okula donus vakti geldi. Ayaklari geri geri goturse de yeni binalarina gitti. Bina dort katliydi. Ikinci katta kantin ve insaat muhendisligi bolumu ucuncu katta ise kendi bolumu mimarlik vardi. Binanin arkasi ormana bakiyordu her yer yesile burunmustu. Zeynep yeni binaya alismakta zorlanmadi. Ders aralarinda arkadaslariyla kantine iniyordu. Ogrenciliklerinin en vazgecilmez zamanlarini kantin sohbetlerinde geciriyorlardi. Kimisi sigarasini tutturuyor, kimisi kasarli tostunu yiyor, kimisi bir digerine derdini anlatiyor, kimisi ders notu topluyor kimisi imkansiz aski icin muzik kutusuna damar sarkilar atip kantini inletiyordu. Girgir samata gunler geciyordu. Yine bir gun azili bir bayan hocanin dersinden cikip (ya da kacip) kendilerine kantine zor attilar. Zeynep hemen bir soguk sandvic aldi, yemegini atistirken bir yandan kizlara laf yetistiriyor gulusuyorlar bir yandan da etrafina bakiyordu. Birden kantinin kapisidan giren genci gordu. Gozlerini alamadi. Yakisikli, cekici, havali... Bu genci ilk kez goruyordu. Yakisikli adam yurudugunde tum bakislari ustune topluyordu kantinde odak noktasi haline gelmisti birden. Bir grup bayan insaat muhendisinin bulundugu masaya gitti. Masadaki kizlar kantinin en burunlari havada en suslu puslu kizlariydi. Gelen yakisikli adamla beraber koyu bir sohbete daldilar. Zeynep masasindakilere dondu yemegine devam etti. Ilerleyen gunlerde kantinde yine bu yakisikli adami gormeye devam etti. Bakislarini bir turlu ondan alamiyordu. Basini her kaldirdiginda gozleri onun masasina kayiveriyordu. Ve Zeynep'e gore inanilmaz olansa binanin en yakisikli gencinin de bu bakislari karsiliksiz birakmamasiydi. Her bakisina bir karsilik buluyordu. Kantine her girisinde sanki yakisikli adami Zeynep'i bekler vaziyetteydi. Bu durum Zeynep'te bir tur tutsaklik haline gelmisti adeta okula o genc icin gelir gider olmustu onunla derslerinin cakismadigi gunler okula adim atmak istemiyordu. Zeynep gozlerine engel olamiyordu. Cunku bu iliski imkansizdi olmazdi. Zaten o yakisikli adamin da bakislari kacamakti sanki bu bakislari kimsecikler gormesin istiyordu. Bazi ogle aralarinda kolidorda telefonla konustuguna da sahit olmustu belki de bir sevgilisi vardi. Zaten etrafinda da o kadar cok kiz vardi ki... Bir gun masalarina o yakisikli cocugun kiz arkadaslarindan bir kaci geldi, mimar Melek'in tanidiklariydi, sohbete basladilar. Mimar Esra birden kizlara O'nu sordu, hani su cok havali yakisikli cocuk, sevgilisi var mi onun? Insaatci kiz "Ahh evett" dedi " Murat, bir bucuk yildir benim en yakin dostumla cikiyor cokta guzel iliskileri var."?!? Masa sessizlesti. Adi Murat'ti. Murat... Sevgilisi olan Murat... Talibi de ne coktu Murat'in...

Aradan 2.5 yil gecti... Murat'la Zeynep'te degisen hicbir sey olmamisti, ilk gunku gibi bakismaya devam ediyorlardi. Zeynep hala okula girer girmez once ikinci kata kantine gider etrafi kolacan eder o varsa kantinde takilir yoksa ders baslayasiya kadar yonünü kantin kapisina verir onun iceri girmesini beklerdi. O okulda olmadigi gunler okulun zeynep icin anlami yoktu. Ruyalarini bile bu adam susluyordu. Yalniz O'nun icin guzel giyinir onun icin suslenirdi Zeynep. Bazen sehirde karsilasiyorlar yine bakislari birbirlerini caddede kaybedene kadar peslerini birakmiyordu...
Bir gun Murat masasindan kalkti, Zeynep'e bir bakis atti muzik kutusuna yurudu, Bir sarki atti Zeynep'e bir kez daha bakip yerine oturdu, sarki basladi...

Allahim yardim et yardim et oluyorum
bu benimki yol degil kendimi biliyorum...
o misil misil uyuyor sevgi nedir bilmiyor
bense boyle her gece kendimi yiyorum...

Murat sarkiyi hem mirildandi hem de artik bakislarini kacirmadan Zeynep'e bakti. Bu sarki sana diyordu... Artik duygularin karsilikli oldugu tastiklenmisti. O siradan bir capkin degildi, zaten bu gune kadar Zeynep haricinde de kimseye baktigini gormemislerdi... Evet gormemislerdi cunku artik Zeynep'in bu gizli hayranini yakin arkadaslari da biliyordu. Hatta Murat'in burnu havada arkadas grubunda ki kizlar bile artik her seyin farkindaydi icten ice nefretdolu bakislarla zeynep'i suzuyorlardi. Acaba hala o kizla birlikte miydi? Zeynep icinse bu ask degildi sevgi degildi capkinlik degildi... Peki ya adi neydi bunun? Tutku demisti sonunda ona tutkum...

Yillar gecmisti, son sinif catip gelmisti, yine bahar mevsimi inmisti yeryuzune. Sokaklar insanlar doga ve gonullerde senlik vardi. Zeynep arkadaslariyla 3.5 yil boyunca yapamadigi her seyi 3-5 aya sigdirmak istercesine ugrasiyordu. Okulun tadini yeni anlamislardi. Bir gun ders esnasinda telefonuna mesaj geldi. O mesajdan sonra hayati degisti. Okudu. Tekrar okudu. Tekrar okudu... Once anlamadi, sonra inanamadi. Sok olmustu. Etrafindaki kizlar korktular ne oldu birine bir sey mi oldu? diye sorulara basladilar. Oysa haftalardir gormuyordu O'nu. Mesaj O'ndan geliyordu. Kantindeki yakisikli cocuktan, O da mesajinda oyle soylemisti zaten "kantinden belki tanirsin" tanismak istedigini yazmisti. 2.5 yil sonra okul biterken soylemisti bunu. Karsisinda ona deli gibi asik ve ciddi dusunen bir baska genc adam, Demir ile ciddi bir iliskiye girme arefesindeyken soylemisti bunu...
Bir sure mesajlastilar, Murat bir cevap bekliyordu. Zeynep kararini verdi bir cesaretle aksam Murati aradi. Sesi ne kadar da farkliydi. Biraz konusup tanistilar, sonra Zeynep olmaz dedi. Vedalasip kapatti telefonu. Ardindan gecen gunler aci doluydu. Bunca yil bekledigi adami reddetmisti. Simdi bir daha onun yuzune nasil bakacakti? Derslarinin cakistigi gunu heyecanla bekliyordu. O gun aci dolu bir gundu. Kantine girerken kolidorda karsilastilar, 2.5 yilin icindeki ilk karsilasma... Murat merhaba dedi. Ne kadar da yalin bir turkce... Merhaba diyerek gulumsemeye calisti Zeynep. Nasilsin? diye sordu genc adam. Tesekkurler dedi, kantine gectiler herkes kendi masasina oturdu. Yine birbirlerine iki yabanci oldular. Murat kalkti yine bir sarki atti. Zeynep'te kalkti bir sarki atti muzik kutusuna. sarki soyle diyordu:

Haklısın biraz geç karşılaştık
Oysa hiç konuşmadan anlaştık
Bazı şeyler var ki söylenmiyor
Biz senle sözleri susarak aştık

İnsan acılarla kıvransa da
Ve o aşkta bir daha doğsa da
Dünyasını yeniden kursa da
Düşler ve gerçekler ayrı ayrı yaşar

Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun
Beraber olamayız benim gibi biliyorsun
Bir başka dünyanın insanısın yavrucağım
Sen kendi dünyanın toprağında büyüyorsun s.a.


O aksam Murat Zeynep'e mesaj atti, onu gormek istedigi soyledi. Zeynep aci icinde kavrulan kalbinin sesini dinledi ve gitti. Gozlerden cok uzakta bir yerde bulustular. Cunku yasakli bir arkadaslik ya da iliski ya da askti bu. Kimse duymamali gormemeliydi. Oylede oldu, gittikleri yer los isikli gozden uzak bir mekandi. Camdan sizan aksam gunesi Murat'in teninde, Zeynep'inse gozlerinde batti. Konustular... Uzun uzun konustular. Evet her sey, yasanan hissedilen her sey karsilikliydi. Iki insanin kalbi birbirine bu kadar mi benzerdi? Ama yapacak bir sey yoktu okul bitmek uzereydi sadece 1.5 ay kalmisti? Neden bu kadar gec kalmislardi? Murat israrciydi ama Zeynep cesaretsizdi uzaktan bir iliskiyi yurutemezdi. Ayrildilar. Ilerleyen gunlerde gorusmeye devam ettiler. Arkadasca bir iliski olsun istedi Zeynep, elbette kalbi birbiri icin carpan iki insan vardi ama boyle olmak zorundaydi. Murat vakitli vakitsiz ariyor ozellikle gece cok gec saatlerde etraf cekilince sokaklar bos kalinca Zeynep'i de alip sehri adim adim geziyor ona duygularini anlatiyordu. Bazen gun icinde uc dort kez gorustkleri oluyordu. Genelde sehrin dis sokaklarindan yuruyorlar sohbet ediyorlardi. Yasaklilardi, yan yana ama birbirlerine degmeden yuruyorlardi. Gecen 2.5 yili birbirlerine anlatiyorlardi. Zeynep icin onla olmak aci vericiydi kalbi surekli kaniyordu, gulumseyemiyordu. Muratsa azalan gunlerin tadini cikarmaya calisiyordu. Murat hep bu gundeydi Zeynep ise yarinlarda... Iliskilerinin tadina anlamina varmislardi, biliyorlardi ki bu dunyada bu gibi bir iliskiyi yasayan cok az insan vardi hem gurur vericiydi hem aci... 1.5 ay gecti gitti. Ayrilma vaktine iki gece kalmisti. Birinci gece ortak arkadaslarinin evinde tesaduf ettiler o gece pencere kenarinda sabahin dogusunu izlediler Murat sabaha kadar sigara icip anlatti, guldu... Zeynep ise icten ice aglayarak onu dinledi. Ertesi gece Murat Zeynep'i evinden aldi issiz sokaklari gezdiler... Arkadaslarinin evine gittiler. Son geceleriydi. Yasakli iki insandi Zeynep ile Murat. Zeynep'in dudaklari muhurluydu. Oyle demisti Murat. Bir baskasina aitti. Muratsa yeni bir iliskiden cikmisti ya da cikamamis hala pesini birakmamisti hayaleti.... Murat sarilmak istiyorum sana dedi. Ilk ve son kez... Sarildi... Kocaman kollariyla sardi o kucucuk ufalanan bedeni. Bu nasil bir ten kokusuydu? Katiksiz... Gunes birbirine kenetlenmis ama imkansiz iki bedende dogdu. Zeynep Murat'i terminalde ugurladi. Sanki bir yabanciydi ugurladigi sanki sabah birbirine sarilan iki insan degillerdi... Iki yabanci oldular yeniden Zeynep otobusun hareket etmesini beklemedi arkasina bakmadi kalbini tutkusunun eline birakti ve kayboldu...

O Yaz.. Murat Zeynep'i aramaya devam etti. Eski sevgilsiyle baglarini hala koparamamisti. Zeynep'se Demir'le yakinlasmisti. Onun o guven veren sicakligi bagliligi insani kendine cekiyordu. Murat baslayalim bir yerlerden diyordu neden olmasin neden yurutemeyelim... Aylardir gelecegim diyordu ama gelemiyordu... Zeynep aci cekiyordu. Yuksek lisansa basladigi yeni okulu, okulun tatsiz kantinini de sevmemisti, her sabah okula gideken otobuste gizli gozyaslari dokuyordu. Mekanlar insanlarla guzeldi... Sokaklarda magazalarda hava limaninda internette terminalde kafelerde gozleri hep Murat'i ariyordu... Yoktu... Olmayacakti da...

14subat gunu Murat Zeynep'in sehrine geldi. Zeynep prensesler gibi giyindi suslendi aylardir gormedigi tutkusunu gorecekti. Murat geldi. Murat gelmedi bedeni geldi yaninda yabanci bir kalp tasiyordu sanki. Havadan sudan ordan burdan soz etti Murat. Gecmis sanki hic yoktu. Murat icin gecmis gelecek hic olmamisiti... Gozyaslariyla ve bir avuc hayal kirikligi ile evine dondu Zeynep...

Bu onu ruyalari disinda son görusü son duyusu oldu...
 
oyy ne yani sonu hüsranlami bitti bu güzel tutkunun?:1shok::1no2::a015::çok üzgünüm::uhm:
 
oyy ne yani sonu hüsranlami bitti bu güzel tutkunun?:1shok::1no2::a015::çok üzgünüm::uhm:

oncelikle bu cok uzun hikayeyi okudugun icin tesekkur ediorum... opuyorumnanaktan malesef husranla bitti tutkulari ama oylesi daha guzel daha anlamli oldu Murat'la Zeynep icin... hem hayat devam ediyor ve o ikisi hala yasiyor belki bir gun bir yerde yine karsilasirlar yine bakislarla anlasirlar kim bilir?
 
çok güzel bir aşkkkkk
aşk bambaşka
bazen aşkalrın sonu hüsranla bitiyor ya
içimde bir acı oluyor
ama o imkassız aşklar gibiside yok bence
ikisi haytından memnunsa diyecek tek şey sadece
MUTLULUKLAR...
 
X