Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı

Adivar

Guru
Kayıtlı Üye
27 Haziran 2007
6.169
49
Kıskançlık doğal bir duygudur ve çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Kıskançlıkların başında en çok kardeş kıskançlığı gelmektedir. Genellikle kardeşlerinin olmasını isteyen çocuklar, kardeşin doğumu ile yoğun kıskançlık dolu zorlu günleri yaşamaya başlarlar.


İnsanoğlunun en evrensel duygularından biri olan kıskançlık duygusu, sevginin olduğu her yerde vardır. Sevilen kişinin paylaşılmasına katlanamamak kıskançlığın kaynağını oluşturur. Çocuklarda da en büyük kıskançlık kaynağı annelerdir. Annesini başka biri ile paylaşmak istemeyen küçük çocuk, davranışları ile bunu anlatmaya çalışır.

Bu Davranışlar;

Ağlama nöbetleri
Hırçın davranışlar
Kardeşten nefret etme ve öfke duyma
İçine kapanma
Yemek yememe
Oyuncaklarını paylaşmama ve onları saklama
Kardeşe karşı şiddet uygulama
Geceleri uyumama ve ağlama
Kabus bahanesi ile anne baba ile yatma
Altını ıslatma
Parmak emme
Okula gitmeme isteği
Sürekli huzursuz ve sinirli hareketler
Eşyalara karşı saldırgan davranışlar
Biberon ya da emzik isteme
Anne ve baba ile sürekli oyun oynama isteği
Sık sık "Beni seviyor musun?" soruları
Kendine acıma
Can sıkıntısı ve memnuniyetsizlik
İntikam duyguları

Çocuk her ne kadar bu duyguları yaşasa da, bunların yanında sevgi, koruma ve yakınlık da hissettiği için karışık duygular yaşamaktadır. Daha yaşının küçük olmasından dolayı bu yaşadığı duygulara anlam veremediği için kendini çıkmazda hisseder. Şimdiye kadar evde krallığını ilan ederken, ikinci plana düşmenin verdiği korku onu tedirgin eder. Artık anne baba sevgisini paylaşmak durumundadır. Dolayısıyla sevilmediğini ya da sevginin ikiye bölündüğünü düşünerek daha az sevildiğini kurgular. Sinirli ve zor sakinleşen bir yapısı oluştuğunda, kendini kontrol edemez hale gelir.

Kıskançlık duyguları, anne hamileyken görülmeye başlayabilir. Annenin hareketleri kısıtlanmaya ve daha çok yorulmaya başladıkça, çocukla daha az vakit geçirir. Bunu yaşayan çocuk, daha bu zamanlarda tepkili davranmaya başlayabilir. Annenin zamanla halsiz, isteksiz olması ve yeni kardeşin hazırlıkları ile uğraşması, çocuğun huzursuzlanmaya başlaması için iyi bir nedendir. Çok iyi gözlem yapan çocuk bu gördüklerini ve yaşadıklarını aklında sorgulamaya başlar.

Kardeşler arası bu kıskançlığı yok etmek imkansızdır. Ama alınan önlemlerle çok hafifletilebilir. Bu önlemler, doğumdan önce ve doğumdan sonraki dönemler olmak üzere ayrılmalıdır.

Doğum Öncesinde;

Çocuk çok şımartılmamalı, her istediği yapılmamalıdır. Evin tek çocuğu hissine alışan çocuk, kardeş ve paylaşma durumuna daha zor alışır. Dolayısıyla ilgi ve sevgi normal düzeyde tutulmalıdır. Çocuklar küçük yaşlarından itibaren sahip oldukları şeyleri başkalarıyla paylaşmaya teşvik edilmelidir. Hamilelik durumu kesinleştikten sonra da, aile çocuğa durumu açıklamalıdır. Çocuğa kardeş sevgisi aşılanmalı, ikinci bir çocuğun varlığı anlatılmalıdır. Bebeğin anne karnındaki gelişimi anlatılmalı ve onun ilgiye ihtiyacı olan bir bebek olduğu bilgisi verilmelidir.

Bebeği kıskandığı zaman ona sinirlenmek ya da cezalandırmak, olayları daha da çıkmaza sokabilir. Bebek gelmeden önce anne ve babanın yaşadığı kaygılar ve hazırlıklar abartılamalı, çocuğun önünde bebek yüzünden tartışma yaşanmamalıdır. Bu çocuğun kendi kaygılarını daha da kuvvetlendirerek onu huzursuz ve mutsuz yapabilir. Ayrıca, çocuğunuz sizin odanızda yatıyorsa yeni kardeş doğmadan önce odası ayırılmalıdır.

Doğum Sonrasında;

Anne ve baba bebekle ilgilenirken büyük çocuğu tamamen ilgiden mahrum etmemelidir. Onu hala sevdiklerini hem sölzeri hem de davranışları ile göstermelidirler. Bu yaşadığı duygunun, içindeki bu fırtınanın kıskançlık duygusu olduğu anlatılmalı ve bunun yersiz olduğu söylenmelidir. Kıskançlığın normal bir şey olduğu ve kıskandığı için kötü bir çocuk olmadığı anlatılmalıdır. Kardeşinin gelmesi ile birlikte anne ve babanını sevgisinin azalmadığını aksine sevginin çoğaldığı izah edilmelidir.

Çocuğun yaptığı kıskançlık gösterilerinde, hırçınlıklarda ve huysuzlanmalarda ceza verilmemeli, göz teması kurularak karşılıklı konuşma yapılmalıdır. Konuşurken, onun duygularını açığa vurmasına ve aklındakilerini söylemesine izin verilmelidir. Kendisi için özel olan oyuncakları ve eşyaları bebeğe vermeyiniz. Onun da, kendisine ait özel bir hayatı ve önemsediği şeyler olduğu unutulmamalı, saygı gösterilmelidir. Eskiden onun için aldığınız küçülmüş eşyaları ya da paylaşmasında sakıncası olmadığını bildiğiniz sıradan oyuncakları, onun rızası olmadan bebeğe vermeyiniz. Onu ikna edebilmek için de yine konuşmak, açıklamak ve ikna etmek oldukça önemlidir.

Bebeği görmeye gelen misafirlere de, bebeğe aşırı ilgi göstermemeleri ve büyük çocukla da ilgilenmeleri için uyarılmalıdır. Kardeşler arası kıyaslama kesinlikle yapılmamalıdır. Her bir çocuğun ayrı bir yeteneğe ve ilgiye sahip olduğu unutulmamalıdır. Bebek gelmeden önce çocuğa nasıl davranılıyorsa, bebekten sonra da aynı şekilde davranmaya gayret edilmelidir.

kaynak:evbaby
 
X