Benim babaannem felç olmuştu. Babam tek çocuk haliyle her şeyi ile biz ilgilendik. Bel kısmında büyük bir yara vardı günden güne daha kötüleşiyordu. Polyanna gibi düşünen hep şükreden babaannem felçten sonra şükürsüz sürekli isyan eden biri oldu. Bağıra bağıra duvarlara vururdu, iyileşmek için zerre belirti göstermezdi. Tedaviyi reddediyordu. Hep ölmek istiyordu. Sağlığında annemle arasını açan, annemi kötü gelin ilan eden akraba bozuntularının hiç biri yardımcı olmadı. Ne kardeşleri, ne yenge hanımlar. Herkes kenara çekildi, annem tek başına ilgileniyordu, çok zordu, babam kendi oğlu olduğu halde dayanamıyordu.
Yarası da iyileşmeyince özel bir hastaneye yatırdılar. Her gün aksatmadan ziyaretine gitti annem, çarşaflarını kendi yıkayıp götürdü hep. Yemek yemeyi reddettiği için özel mamayla beslendi, belindeki yara için yurt dışından serum getirttik sürekli. Güzel bir hastaneydi ama içimiz rahat etmediği için hiç yalnız bırakmadık. Annem bağırıp gürültü yapınca ya kötü davranırlarsa diye içi içini yerdi. Maddi olarak büyük külfete girdiler yeter ki iyileşsin sancıları dinsin diye. 1,5 yıl çekti, sonra kaybettik. Allah rahmet etsin nur içinde yatsın.
Annemin babamın bunca uğraşlarına rağmen yatalak anasını hastaneye attılar diye dedikodu bile çıkarmıştı bazı vicdansızlar. Ama annemin babamın neler yaşadığını nasıl çırpındığını ben bilirim. Annemin babaanneme olan tüm küskünlüğü gitmişti, çocuğu gibi şefkat gösterirdi ona. Ben o hastalığı hiç yakıştıramadım babaanneme, ona gelene kadar o kadar kötü insanlar vardı ki sürünmesi gereken, ama işte yüce Rabbimin hikmetinden sual olunmaz, son imtihanı çok çetin geçti, inşallah bu imtihanı vermiştir babaannem, inşallah kabrinde rahat uyuyordur. Çektiklerinin mükafatını gani gani almıştır inşallah. Allah kimseyi elden ayaktan düşürmesin çok zor bakan içinde ama en zor olanı elden ayaktan düşen için. Allah düşmanıma bile vermesin diyorum...