Benim de kardeşimle aramda 13 ay var. Ana annem onu aldırmaya hastaneye kadar gitmiş de doktor almam demiş. Hep bizim yüzümüZ'den hayatınin kaydığına inandı ve biz bunu hissettik. Kardeşim hep hırçın bir çocuk oldu ve su anda 30 yaşında, hayattan ipleri koparmis durumda resmen. Bunun üstünde annemin ona küçükken devamli istenmediğini hissettirmesi çok etkili oldu.
Özellikle yazdığınız bu paragrafa sonuna kadar katılıyorum.
Annem bana hamile kaldığında 2-3 yılı aşkındır bir rahatsızlığından dolayı ilaç kullanıyormuş ama o dönem 2 ay kadar temin edememişler.
Doktora defalarca gitmişler beni aldırmaya ama doktor bey 'vücudun arınmıştır iki ayda ben sapasağlam doğurtacağım bu bebeği' diyerek her defasında geri çevirmiş.
Hayatım boyunca asi, laf söz dinlemeyen ve asabi bir insan oldum.
Her yolunda gitmeyen şeyde ben de ailemi suçladım.
Çok severim o ayrı ama aşırı bir düşkünlüğüm yoktur.
15 gün aramazlarsa merak edip de aramam.
Ama bu saydıklarım ben anne olana kadardı.
Her şey o zaman değişti ve yaşadığım her an ailemi anıyorum günde defalarca konuşuyorum, meğer neler çekmişler benim için şuan anladım.
İlk bebeğimi hiç istemedim ve doğduğundan beri asabi, huysuz ve çok çok zor bir çocuktur.
İkinci hamileliğimi duyduğumdan beri ona bakış açım değişti, çok daha sevecen ve ilgiliyim çünkü yakın zamanda kardeşi olacak onunla geçirdiğim vakit azalacak diye her dakika beraberim, sabrımı yüze katladım ve bebeğimin de sakinleştiğini, artık daha uysal olduğunu ve bana düşkünlüğünü gördüm.
Sevgi denen şey, daha doğmadan hissediliyormuş meğerse.
Ve sadece sevgi ektikçe biçilebilirmiş, anladım.