Giriş yapmadan okuyordum sırf konuya yorum yapmak için giriş yaptım.
Aynı şeyleri yaşadım, 21-22 yaşıma kadar annemden dayak yedim. Aynı senin gibi canım artık, dayağı falan umursamıyordum, hakaretleri, aşağılamaları, bana yakıştırdığı ahlaksız küfürler, onlar daha çok acıtıyordu canımı.
Ki ben de aynı senin gibi kendi halinde, sessiz, kimseye zararı olmayan, ortamda varlığı yokluğu belli olmayan, evde hizmetçi gibi sabahtan akşama temizlik, yemek vs yapan bir kızdım.
Dayak, hakaret vs her şey için hep geçerli bir sebebi vardı;
Kimi zaman bütün evi temizlemiş olmama rağmen çöpü çıkartmayı unutmam.
Kimi zaman kendi isteği doğrultusunda gönderdiği dini kurslardan eve gelirken biraz geç kalmış olmam,
Kimi zaman görücüye gelen birini kabul etmediğim için gelen sinir krizleri;
Evde kalacakmışım, kimse almayacakmış. Alsa da kimse bana değer vermez, hizmet için alırmış yada ilerde kapının önüne koyup ben de sokaklara, kötü yola düşecekmişim.
Daha neler neler..
Babam da aynı seninki gibi pasif, annemle baş edemeyen bir adam.
Ben de hep onu suçluyorum şimdi, bir koca gibi, baba gibi , adam gibi dik durabilmeyi becerebilseydi annem böyle biri olmazdı belki de..
Senin okuyup bir meslek sahibi olma şansın var , ne güzel

lütfen bunun için savaşmaya devam et.
Ben 23 yaşımda evlendim, evliliği bir kurtuluş olarak gördüm.
Evlendikten sonra da güya benim üzerimden beni korumak için bu sefer de eşimle kavgaları, tartışmaları bitmedi.
En son onun evinde sağlam bir sinir krizi geçirdim, 3 yaşındaki kızımı da kışın ortasında soğukta aldım, çıktım.
Kızım kucağımda ağlaya ağlaya eve gittim.
Yine de ilk zamanlar annedir nihayetinde küslük olmaz diyip arada gidiyordum evine.
Sonra daha da mesafe koydum araya.
Şimdi depremden sonra başka bir şehire gittiler babamla, ne yalan söyleyeyim benim için çok daha iyi oldu.
3-4 yıldır bana bulaşamıyor artık ama son 2 aydır resmen kendi içimde hesaplaşma halindeyim onunla.
2 ay önce 8 haftalık bebeğimi kaybettim ve kürtaj oldum.ben aramadan beni asla arayamayan , merak etmeyen bir kadın.
Ben haber vermesem hiç bir şeyden haberi olmayacak .
Ben o durumda arayamayacak olsam bile çevremde eşim, ailesi dahil kimse onunla görüşmüyor, numarası bile yoktur kimsede.
Ben, sen ve daha niceleri biz bu sevgisizligi, nefreti, öfkeyi hak etmedik.
Neden diye soruyorum, hâlâ cevabını bulamıyorum.
Sırf bir nedeni olsun diye evlatlık alınan bunu yıllar sonra öğrenen biri olmayı o kadar isterdim ki .
En son kurban bayramında aradım ve 2 aydır aramıyorum. Bekliyorum, sözde evladiyim ya, evlenince o benim kızım tabi ki söz hakkım olacak evliliğiniz üzerimizde diye , eşimle aramda sorunlar yaratmayı biliyordu.
Evladını merak edip ne zaman arayacak diye bekliyorum.
Ama biliyorum, ararsa bile merakından değil, hani bir annen vardı, hatırlar mısın, umurunda mı diye arayacak.
Ben de patlamaya hazırım artık, karnımdaki bebeğimi kaybetmek benim için bir dönüm noktası oldu. İçimde sindiremedigim, affedemedigim ne varsa kim varsa savaş haline girdim .
Zaman aşımı söz konusu değil, ben yaşadıklarımı unutmuyorsam yaşatanlar da unutmayacak.
Artık eskisi gibi korkmuyorum, 36 yaşıma geldim, hayatımda ilk defa bir kere de " sorun çıkaran " ben olayım.
Çünkü kimse asıl sorunun sana yaşattiklari olduğunu kabul etmeyecek .
Aydınlanma için hiç bir zaman geç değildir.
Ben geç kaldım, sen erken uyan lütfen..