2008 Kasım Anneleri

etkılı oluyor canım
kadın dılı bukce dıye bır baslıgı vardı benım cıktısını aldıgımda
arada bır bukce konusmaya basladın yıne der esım bana

bır de pamuk prenses yazısı var belkı bılırsınız
aslında her kadın kucuk bır kız cocugu gıbı ıcınde bır pamuk prenses barındırır ana fıkrı olan
o da cok etkılı olmustu esıme bulabılırsem eklerım buraya
 
bizim bi arkadaşın 3 çocuğu var..2 kız 1 oğlan
ilk kızı kayınvalidesinin adı..
2. erkek kayınbabasının adı.
3. kızı kendi annesinin adını koymak istemiş..kocası senin annenin adı güzel değil demişş...klava:
maytap çok güzel ve doğru bi yazı canım..emeğine sağlık..
 
DiLokscum gitmiş.Güle güle gitsin iyi haberlerini bekliyoruz bebeişle ilgili.

Yasmin yoksa yoksa biz kardeşmiyizzzzzzz?Benim annemin adı da elif.Ben de çok severim ama abim koydu kızına elif ismini.
 
HER KADININ İÇİNDE KÜÇÜK BİR KIZ SAKLI

Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam, o görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Yüzü de sağlıklı görünüyordu. Sapasağlam adam, gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir diye düşündü. Alaycı bir ses tonuyla, Ekmek parası mı istiyorsun? diye sordu.Hayır, çikolata parası lazım! diye yanıtladı adam.

Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu, yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.Bugün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız? dedi. Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim. Bugün karımın doğum günü, ona çikolata götürmek istiyorum. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm dedi adam.

Bülent o akşam karısıyla kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için, hiçbir şey onu rahatlatmıyordu. Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı. Söyledikleri gerçek mi acaba diye düşündü.

- Cebinde çikolata alacak para yok mu şimdi?

Adam ceplerini boşalttı, nüfus cüzdanından başka şey çıkmadı.

- Ben dilenci değilim. Günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım. Bugün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, bulamadım.

- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını?

- Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.

- Aşk, hem de otuz yıl süren aşk. Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa.

- Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.

- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Anlattıklarına bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin. Ben de altı yıllık evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. Evimiz, arabamız, işimiz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun.

- Hayır benim her şeyim var. Karım her şeyimdir. Hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? Sizin ev, araba, iş diye, her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.

- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor. Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

- Altın tasın kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.

- Sizin mutluluğunuzun sırrı bu mu?

- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum.

- Bir kadına değerli olduğu nasıl hissettirilir?

- Küçük kızı severek.

- Küçük kız mı? Hangi küçük kız?

- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını da o kadar mutlu edersin. Küçük kızlar hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar. Sürprizlerden hoşlanırlar.

- Haklısın. Benim dört yaşında bir kızım var. Her akşam boynuma sarılır Babacığım beni ne kadar seviyorsun? diye sorar. Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda dönüp Baba güzel olmuş muyum? diye sorar durur. Güzelsin demem yetmez, Prenses gibi olmuşsun demeliyim illa.

- Kadınlar ömür boyu bunu duymak ister. Ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ona hep bebeğim diyorum, çok hoşuna gidiyor.

- Hiç kavga etmez misiniz siz?

- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır.

- Benim eşim çok ciddidir. Hiç küçük kız havası yok ki onda.

- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye utanırlar. En ciddi ya da en yaşlı kadının bile içinde o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o tatlı küçük kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla aldatma. Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar.

- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Her zaman yapabilir miyim bilmiyorum. Bazen işlerim yoğun oluyor eve çok yorgun dönüyorum.

- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi. Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. O da seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek de mutlu olamaz.

- Haklısın da, ben de bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.

- Yine para. Evet para önemli ve gerekli ama para geçici mutluluklar verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabii. Ama sadece hediyeyle mutlu olmasını bekleme.

Bülent, Seni tanıdığıma çok memnun oldum, hadi gel, eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım dedi.

Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla, binbir teşekkür ederek evinin yolunu tuttu. Bülent de yan taraftaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı. Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı. Sonra eşinin önüne koydu. Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri dedi. İnci kızgın kızgın Niye diye sordu. Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadınının midesine gidecek dedi çok ciddi bir ses tonuyla.

İnci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı. Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi meyveleri sevdiğimi hatırlamazsın sanırdım. Ama kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım.

Bülent, Özür dilerim seni kırdığım için dedi ve yere diz çöktü. Cezam neyse razıyım. Ama seni delice seven bu adamı senden mahrum etme. Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu. İnci kıkır kıkır gülmeye başladı. Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin.

Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde saklanan küçük kızı gördü ve bundan sonra her şey daha farklı olacak, diye düşündü.

 
günaydınnnn
derin bir uykudan sonra annemin hazırladığı kahvaltı ile güne başlamak çok güsel
aftım bugün daha iyi dünkü kadar sancımıyo amaorda kazulet g,b, duruyo umarım geçecek bugün
çok yoğunum bugün sık sık yanınızda olmaya çalışacağım


müthiş bir gece kabusa dönmüş küçük canavar emiralp sayesinde
olsun annesi böle büyüyecekler ve zaman o kadar çabuk geçecekki bu hallerini özleyeceğiz bile


neden senle ilg,lenmicekmişim kız kokoş aaaaa üstüme iyilik sağlık
sen temizlik yapmaktan bizi görmüyorsun ki benneyaptımki
 
mİNİĞİm Güzel bir paylaşım teşekkürler..Dün ben de eşime buna benzer bir yazı mail attım.Bundan sonra ara ara böyle yazılar mail atacağım ona.Hatta dün diyor ki o yazı ne öyle muhtıra gibi ben de dedim e-muhtıra ayağını denk al.:roflol:

Olabilir.En kısa zamanda saç tellerini bekliyorum.DNA testi yaptıralım:)))

Saç teli mi kan versembilmiyorumkismile
 
ben de sütümü içtim..çok uykum var..yatıyorum kızlar..

yarın mersine gidiyorum..1 ay kadar yokum..hepinizi çok seviyorum..bir ara girebilirsem size yazarım..

iyigeceleer kızlar..hepinize mucckks

canııım iyi yolculuklar sana güle güle git, güle güle gel inşallah yavrularınla ve sağlıkla inşallah
bizleri de habersiz bırakma fırsat buldukça uğra


seni zilli duramadım yine temizlik yaptın dimi valla imkanım olsa senin eve gelmeyi çok isterdim özellikle her odayı her köşeyi dolaşacağım bakalım bişeyler bulur muyum diye kaydirigubbakcemile3


iyi olmuş diyecektim yemek fikri için ama artık hadi geçmiş olsun demeliyim çok güldüm yaa bizde gitsek aynı şeyler olur sanırım kaydirigubbakcemile3


ay olsun be güzelim bazen tek düze hayatta güzel oluyor


maşallah Anıl'ıma iyi uyumuş gece


eheheh sana da geçmiş olsun canımcım
ayrıca şu eşinin kuzeninin akrabalarına çok kızdım nasıl düşüncesiz insanlar klava:


aynen bana göre de saçma kesinlikle düşünmedim babalardan birinin ismini koymayı
yani şöyle olabilir iki tarafın babası yada annesi zamansız ölmüştür o zaman düşünülebilir ikinci bir isim olarak koymak tabi yine taraflara kalmış bişey kesinlikle baskıyla olmaz olmamalı bence de isim konusunda öncelikli hak annenin allah var benim de eşim hiç öle bir teklif dahi sunmadı bu konuda ben ne istersem onu kabul etti tabi ben farklı seçenekler sundum oda onların arasından kararını belirtti
hoş kayınpederimin adı Ökkeş, yav ben bu devirde hele ege'de Ökkeş ismini nasıl koyayım onların yöresinde var öyle isimler belki pek yadırganmaz ama burada yadırganır



tüü rezil adam ay nasıl kızdım nasıl sinir oldum klava:


herkese günaydın bu arada yazılar mükemmel bende hemen çıktısını alıcam ve eime vericem dikkatle okusun eminim çok faydalı olacak çünkü sanki beni anlatmış gibi demekki bende bükçeyi çok kullanıyorum kaydirigubbakcemile3
bizde dün ananemde yedik yemeği köyde oğluşu aldık geldik bir banyo yaptırdım yatırdım onu köyden süt getirmiştim birazıyla yoğurt yaptım birazıyla da sütlaç yaptım ikisini de ilk defa denedim nasıl oldu hiç bilmiyorum sabah 08.15gibi eymen uyandı süt istiyor babası da indirdi yatağında tabi çocuğun uykusu kaçtı bir kızdım neden indirdin o daha uyuyacaktı diye nitekim bir huysuzluk bir sakarlık kafasını yatağın kenarına çarptı morattı şişti, sonra düştü falan sabah sabah ağlama nöbetleri sinir oldum yatırdım sütünü verdim çıktım evden ne yoğrudu görebildim ne sütlacı artık öğle arasına gittiğimde bakarım
 
benimde annem yapmış gelmiş sütlaçç eylüle, ilk defa yedi çok sevdi totişim...
meleğim sabah sabah ne düşmüşmüş moratmış her yerini eymenimiz...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…