2009 Eylül Anneleri

sizler bebişlerin çorbalarına karnıbahar koydunuzmu gaz yapıyomu?yarın koymak istiyorum ama bide gaz ağrısı çekmeyelim erkenmi sizce???
 
Günaydın mafoldumben gazlı bir gece geçirdik. ılk besin denemelerimizin sonucu bu. TAm da geçti derken umarım alışır.
 
günaydıınnn
ela ne güzel bi dua o yaaa
Allah kabul etsin inşallah
kızlar benim minnoş da kaç gecedir uyumuyodu
diş yüzünden olduğunu düşünüyorum çünkü gece emziği ısırmaya çalışıyodu kuşum
annemin önerisiyle bi çay kaşığı calpol verdim
dişetleri ağrıyo olabilir dedi
ve bütün gece deliksiz bir uykuuuu
sadece bi kez ben kaldırıp karnını doyurdum o kadar
daha önce burda okumuştum galiba dr lar da arada verebilirsiniz şurup diyolarmış
yanlışım yok dimiiii
 

bende veriyorum calpol rahatlatıyo
 
Çok çok yorucu geçen bir haftadan sonra güzel bir cuma gününden herkese merhaba.
Bugün güzel çünkü kocişim geliyor bu gece , bugün güzel çünkü önümde kızıma ayırabileceğim koskoca 2 gün var..yuppiiiii:))

Elacım teşekkürler tatlım düşünceli arkadaşım benim inşallah evde oturanların bebekleri de bugün çok uslu olurlar hiç annelerini üzmezler..

Bu arada dün internette gezerken birşey buldum insanların anne olmanın onlar için ne anlama geldiğini açıklamaya çalışmışlar birkaç tanesi çok hoşuma gitti sizinle paylaşmak istiyorum.

ultrasonda görülen bir siyah yuvarlak karşısında; gözünün kenarından yaş akmasına şaşırmakla başlar.
yıllardır süregelen ve nefret edilen regl ağrısı artık annelik işaretidir; sevilir. gülümseyerek; "gene ağrım var" denilir.
günde bir paketi geçen sigara tüketimi bir anda sıfırlanır; krize girmeden, sinir küpü olunmadan, daha bir hafta önce "hastasıyım sigaranın, atın ölümü arpadan" derken bu kadar kolay bir vazgeçişe inanamayarak.

bildik tüm beslenme anlayışı tepetaklak olur; mahalledeki gıda sektörü ile aramızda yeniden uçurumlar. iyi pişmiş etler, litrelerce sütler, ceviz, meyve...

ve elveda kadim dost pizza, çılgın yarım ekmek kokoreç, biranın yanında midye dolma.

bunca yılın "güzel kadın" tasviri değişir. keşke bir an önce kocaman olsa da şu göbek,keşke bir an önce tepki verse içimdeki güzellik. bel ölçüsü arttıkça artar mutluluk, içine girilemeyen her kıyafet bir gurur abidesidir.

bu satırları 19 haftalık ikiz annesi olarak yazıyorum; anne adayı diyemiyorum artık; değil mi ki ekranda da olsa oğlum yüzünü dönmüş bana, kızımın hıçkırdığını görmüşüm, değil mi ki her akşam eve dönüş yolunda kıpır kıpır " yatır bizi, dinlendir" sinyallerini almışım; demek ki aleni bir şekilde anneyim. tüm rüyalarımda iki bebeğim, onlara birşey olmasın yakarışlarım, onlarsız hayatı henüz beş ay öncesi olmasına rağmen hatırlayamayışım, aldığım her kilo için bile sevinçten coşmalarım; en sevdiğim bel ağrılarım, şiş ayaklarım; anneyim artık.

yıllardır hayal kurmadığımı hissediyorum; aklıma "biri bana 30.000 dolar maaş versin" fikri bile gelmemişti.

oysa şimdi annemin nasıl olup da yarım saatlik gecikmem için felaket senaryoları yazdığını anlayabiliyorum.

karnımı ve bardak altlığı boyutlarına gelen göbeğimi severken, kendimi bir anda ameliyat masasında görmeye başlıyorum, kahraman baba elimi tutmuş, işte oğlum geliyor ilk ("oğlum" diyebilmek bile ne kadar mucizevi bir nimet), -iyi mi?- diye soruyorum, ağlıyor canımın yarısı; pespembe hayal ediyorum, kara saçlı küçük burunlu, babasının aynısı, gözlerimi ondan ayıramadan kızım geliyor; belki saçsız belki tektük açık renk saçları, kısık gözleri, çok güzel olacak büyüyünce; bizim güzelimiz olacak.

sonra odalarını hayal ediyorum; renkler hızla geçiyor gözümün önünden, henüz alınmamış sifonyeri oradan çekip buraya koyuyorum, kafamdan dolaplar yaratıyor, minik yorganlara resimler işliyorum.

kocamın omzunda minik bir baş hayal ediyorum, huzurla uyuyor. aşk bu diyorum, iki kere üç kere aşk.

sonra nasıl oluyorsa pas tutan hayal gücüm sınır tanımıyor, anaokulu müsameresindeki tavşanlar içinde bizimkileri ayırdetmeye çalışıyorum; ilkokul seçemiyorum, servislerden ödüm kopuyor, birisi okumayı söktüğünde ötekinin sarkık dudağını görüyorum, süs havuzuna giriyorum küçüklerimle birlikte, çimenlerde kaplumbağa gezdiriyorum, eve muhabbet kuşu alıyorum, sokaktan getirilen köpeğe onay verecek miyiz diye kocamla tartışıyorum, kızıma mezuniyet giysileri tasarlıyorum, oğlumun yüzünü tuttuğu takım renklerine boyamasına yardım ediyorum, dördümüz yemeğe oturuyoruz balkonda, oğluma azıcık rakı koyuyor babası, elin kızı üzmüş, gözleri nemli nemli. kızımla ben bir içli şarkı söylüyoruz ona.

hayal gücüm geri geldi, anneliğin sihirli deyneği deydi bana. sayısala ilişkin en büyük hayalim zorlasam 2 trilyonda kalırdı, hayal gücümün sınırı 4 katrilyona yetmezdi. şimdi kocaman ufkum; madem ki hem ikizim olacak, hem de bir kızım bir oğlum, artık dünyada sınır yok bize, hayallerimize.

korkum yok gelecekten; çünkü o kadar kocaman ki içimdeki aşk; herşeye karşı koruyacak onları.

şu yaşadığımız kin dalgasından bile. onlar anne ve babaları gibi olacak biliyorum; ırk nedir bilmeyecekler, insan olacak özneleri, sevmeyi öğreteceğim onlara, bir avuç topraktan daha çok insanı ve memleketi sevmeyi.

benim bebeklerime çok yakışacak rengarenk giysiler, sadece kan kırmızısı sevenlere inat, dillerine türkü yakışacak her dilde, bir kez bile olsa kına yakacağım kızımın eline, kokusunu bilsin diye,
tepkisiz olmayacaklar, ne denilirse inanmayacaklar, güdülmeyecek bebeklerim, benim kanatlarımdan bile güçlü olacaklar.

anne olmak bir acaip şey; şimdiden beşer hayat yaşadım ikisi için, biner kere üzülüp biner kere sevinip ağladım, kendime ömür biçtim onbin kez, yetmedi, doğmamış bebeklerime doyamadım ne 50 ne 60 senede.

hala bir garip gelse de anne oldum ben, gözlerimin arada uzaklara dalmasından belli.
________________________________________

7. katta depremle bir sallanıp çığlıkların arasında herkes biryerlere sığınırken, kendini merdivenlere atmaktır bebeğim diyerek...

eve gidecek bir vasıta bulamazken sokaklardaki kalabalığı yararak eve gitmeye çalışmaktır, telefonda ulaşamadıkça delirerek...

onu parkın kenarında oturmuş sana el sallarken gördüğünde tüm kaslarının boşaldığını hissetmektir...

sabah saatlerine kadar sokaklarda dolanırken planlar yapmaktır bir yandan da, onu korumak adına...

sabaha karşı çok üşüdüm artık dediğinde mecburen dönmektir eve, ayakların geri geri giderek...

sabaha kadar başucunda dua ederken, bir yandan da "nereye siper alıp nasıl üzerine kapanırım" ın planlarını yapmaktır...

gün ağardığını gördüğün anda minnettarlığını haykırmaktır hayata, hala koynunda nefesini duyduğun için
--------------------------------------------------------

anne olan hatun kişinin, kaç doğum yapmış olursa olsun her seferinde kendini daha bir çaylak hissetmesidir... tecrübe arttıkça uzmanlaşma sözkonusu olmayan tek hadise bu olsa gerek...
--------------------------------------------------------------------
kuzenim yiğeninin poposunu silmek (kaka temizleme işlemi) için kullanılan şu ıslak mendillerden almış birkaç kutu... ablasına (anne olan hatun kişiye) veriyor mendilleri... bizimki mendili alıp denemek üzere hemen kutunun içinden 1 adet çekip yüzüne sürüyor, sonra da "ayyy canım yaa bunun yüzeyi biraz sert gibi, bebişimin poposunu tahriş edebilir... en iyisi biz seninle makyaj temizlemek için kullanalım bunları... bebişime daha yumuşak bi mendil alırız artık emi güzelim" diyor... kuzen de bu işittikleri üstüne aval aval bakıyor ablasının suratına (o henüz anne değil tabe)...
-------------------------------------------------------------------------------------------------

hayatının geri dönülemeyecek biçimde değişmesi. Hayatımda verdiğim en iyi karar, en zorlayıcı meşgale. anneler kutsaldır repliğine sinir olma nedenim. doğurduysan bakacaksın, bakarken yorulacaksın, üzüleceksin, sinirlenecek, ağlayacak, çaresiz hissedecek, her tükenişinde yeniden ayağa kalkacaksın. koruyacak, sevecek, besleyecek, büyütecek ve hiçbir karşılık, madalya, özlü söz beklemeyeceksin. geri çekilmeyi, beklentilerinden vazgeçmeyi, saçma şakalara gülmeyi, aynı sıkıcı oyunu milyonuncu sefer oynamayı, boğazının kurumasına rağmen yine yine yine o masalı anlatmayı, sözünü dinlemediğinde baştan anlatmayı, örnek olmayı, ağladığında öpmeyi, hastalandığında iyileştirmeyi, uykusuz geceleri, şımarıklıkları, dağınıklıkları, çığlıkları ve bitmeyen mücadelelerde sarfedilen eforu fedakarlık olarak görmeyeceksin. ergenlikte seni beğenmediğinde ona kızmayacak, onunla gurur duyacaksın seni aşmak daha iyi olmak istediği için. vereceksin, iyi ya da kötü, elinden ne geliyorsa. zaten budur ya da bu olmalıdır, karşılıksız olarak vermek, herzaman ilgini, sevgini, zamanını, bazen paranı, gerekirse canını...

---------------------------------------------------------------------
ada, deniz'in yüzünü çizmiş dün akşam. ada deniz'i kucağıma alınca tepki gösteriyor, kedileri gördüğünde boğarcasına üzerine atlıyor. 15 aylık kızım ada ve 15 aylık oğlum deniz ikiz olmasına ikiz ama farklı iki dünya. sabah 6'da kalkıp küçük parmaklarıyla su dolu biberonu gösteriyorlar.

susamak tek ihtiyaçları gün boyunca yemek yemek istemiyorlar, düdüt izlemek için balkonda nöbet tutuyorlar, anne diyorlar başları sıkışınca ve arada korkuyorlar rüyalarında. küçücük başlarını okşayınca sakinleşip gögsüne siniveriyorlar. peşimden bütün evi turluyor vantilatörün nasıl çalıştığını günlerdir keşfetmeye çalışıyorlar.

2005 yılı öncesinde yani onlar dünyaya gelmeden 30 yas anlamsızlığı çökmüştü hayatıma. yenilenmenin yolları tükenmişti, gidilecek yerlere gidilmiş, harcanması gereken özel zamanlar bolca harcanmıştı. artık izlenilen tüm dvd'lerde kahramanlar anne veya babaydı. bir yegenim olmuştu öylesine güzeldi ki! biz çay bahçesinde masada oturanlara gölge eden iki ağaçtık ve karşı tepedeki ormana özeniyorduk artık! kalabalık, yeterli, çok sesli, cıvıltılı!

çok bekledik onları. sancılı bir hamilelikte aylarca günlerce kımıldamadan yattık onlarla, annelerin karnında sulara kapılıp bir saga bir sola kürek çektiler ve onlarda bizim çocuklarımız olmayı istediler. onlar doğduğunda bitti allah'ım dedim. bitti artık gölge ağacı pozisyonları, biz artık orman olduk. 15 ayın her günü onlarla olmayı istedim. oldum olmadım çünkü çalışıyordum. onların geleceği bizim geleceğimiz için onlarla olamadım. onlarsız gecen vakitlerim ya serviste ya da isyerinde geçti. mecburiyetler dışında onlarsız yaşamadım. hep onlar diyorum ya evet artık hayat onlar! depremler olmasın savaşlar çıkmasın diye dua ediyorum çünkü onlar var. hastalanmamaya özen gösteriyorum artık çünkü onlar var, beni kızdıran üzen insanlara artık kinli değilim çünkü ada ve deniz var.

bu arada 15 aydır gerçekten çok uykum var !sırnaşık şey
----------------------------------------------------------------------
bazılarının ne kadar değerli ve özel bir kavram olduğunun farkında olmadan yaşadıkları, bazılarının ise değerini fazlasıyla bilmelerine rağmen beraberinde gelecek maddi- manevi sorumlulukların ağırlığı nedeniyle sadece hayalini kurabildikleri durum. elde edilecek hiçbir başarı, kazanılacak hiçbir servet, kısaca dünyada var olduğunu bildiğimiz hiçbir şeyle mukayese edilmeyecek kadar özel olmasının yanı sıra, hayatın anlamının aslında küçücük ama muhteşem bir bedende, ağzından çıkan tek bir sözcükte moraliniz bozuk olduğunda sizi avutan, saran o minicik ve sihirli ellerinde ve onun yaptığı ancak size bir mucize gibi gelen her bir hareketinde saklı olduğunu anlamanızı sağlayan, hayalin bir gün gerçeğe dönüşmesini sağlamak adına, daha çok gurur duyacağı bir anne olabilmek adına çalışıp, çabalamanızın sebebi olan ayrıcalık, bir şans.
 
gunaydin kizlar
bizim gecemiz bir oncekine gore nispeten daha iyi gecti
buna da sukur
of bu haftada bitti ise baslamama kaldi sadece 2 hafta

dun aliye havuc kereviz verdik pek sevmedi kerevizi
yine 8 kasik yedi ama nasil igrenip ogurerek cok komikti
bugunde yine havuc kereviz vercem
 
ebru seni gördüğüme sevindim sana bişi dicem de bi türlü denk gelemiyorduk
şu tuvalete çıkma konusuyla igili
sen öyle bi sorunundan bahsetmiştin yanlış hatırlamıyosam
doğumdan sonra ben de çok yaşadım o sorunu
ve kızımın druna otlardan falan çay yapsam süte geçermi diye sormuştum
o da dikkatli olmak lazım ama sakın sinameki falan kullanma demişti
ve bi şurup verdi
ismi duphalac
bilmiyorum kullandın mı ama bende işe yaramıştı
bi de ben ek olarak kayısı yiyodum
bi de saf zeytinyağına kuru incir koymuştum her sabah bi tane yiyodum
epeyce düzeldi
gerçi bu aralar yine hortladı gibi sorunum ama aynı şeyleri tekrar uygulicam
belki işine yarar diye sana da bahsetmek istedim
 
elacımm Allah kavuştursun canım. nerde asker??

ebru yeni birşey denediğinde 3 gun ara vermek gerekıyor. çocugun alarjısı olacakmı olmayacakmı diye. bizim bugunkı corbamız havuc patates bezelye ve pirinç:) ababsı bezelye hastası bakalım oğlumuzda sevecekmı
 
duphalac şurubu bebeğme vermişti doktor. onun ciddi kabızlığı vardı 1 ay düzenli kullanımla düzeldi
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…