- Konu Sahibi KIVILCIM28
-
- #161
Nereden baslayacagimi yine bilemiyorum. Cünkü pek cok karmasanin arasindan cekip cikartmam gerek bu Ask'i.
Evet Ask...
Yil 1997. Hayallerimin pesine takilip ülkeme, aileme, sevdigim herseye "elveda" demeye hazirlanirken, bir askin pencesine düsmüstüm. Hayatin statik oldugunu düsünmek ne kadar yaniltici. O hep son dakikada atar kazigini...
Planladigim gibi Üniversite sinavlarini kazandim. Yine planladigim gibi, babam kaydimi yaptirdi üniversiteye ve dil kursuna. Kendimi ne kadar güclü hissediyorum, nasil hirsliyim o zamanlar bir bilseniz...
.../...
Bir kampa gitmistik ismini hatirlayamadim Tekirdag taraflarinda bir yere. Benim icin son birkac ay Türkiye'de. Ne yasarsam o kar'dir diye hesapliyorum. Orada bal rengi gözleri, dupduru yüzü, siir gibi konusan bir cocuga tutuldum kaldim. Ama nasil anlatamam, resmen zehir oldu o kamp. Millet yüzüyor, egleniyor, caliyor, söylüyor, yemek yapiyor, bulasik yikiyor ve ben o süreclerde cadirimdan cikmak bile istemiyorum. Kurada bulasik sirasi bana geldiginde, annemin nazli kizi oldugumu bildiginden sanirim, "ben yaparim Filiz'in yerine" diyip gülümsüyor bana. Bu davranisi ve gülümsemesi beni umutlandiriyor ama ayni zamanda karabasanim oluyor. Bir celiskinin ortasinda kalakalmisim. Denize girdiginde saatini bana emanet ediyor. Mutluluktan ölecegim saniyorum. Deniz'de sakalasip oynuyor bir kizla. Kahroluyorum üzüntüden...
Öyle bir karasevdaya tutulmusum ki, "Acaba bir daha görebilir miyim?" den baska birsey düsünemiyorum. Bir kere konserde, bir kere Perpa is merkezinde tesadüfen gördüm. (Bu tesadüflerin her biride ayri bir hikaye ama uzatmak istemiyorum simdi) Bakislari öyle güzeldi sanki ilgisi var gibi geliyordu bana. Ama öte yandan, "benim gibi soguk nevaleyi ne yapsin" diye gercekci olmaya calisiyor, mantigimi devreye sokmaya calisiyordum. Ve günler birbirini kovaladi, ben ertesi gün yolcuyum. Son birkez annemle Sisli-Nisantasi turu yapiyoruz, birkac eksigimi tamamlamaya calisiyoruz. Aklimda hep o. "Son bir kez" diyorum hep icimden. Ve tam otobüs duragina dogru ilerlerken, cikti karsima bir arkadasiyla. Yüzü nasil parildiriyor anlatamam. Annem sen-sakrak, neseli, genclerle muhabbeti hos olan bir kadindir. Hemen sohbete koyuluyor ikisiylede. Ama onun gözü hep bana kayiyor, gülümsüyor sürekli. Ben kizarip bozararak, gözlerimi kaydiriyorum hep. Ve annemin o sözleri duyuluyor. "Bakmayin böyle güldügümde, icim aciyor aslinda. Kizimi yarin yolculuyorum. Okumaya gidiyor babasinin yanina." Ve o an ayagi sendeliyor, yüzü dagiliyor, ne diyecegini bilemiyor ve kekeliyor. Yikiliyorum ben. Sanki yokum ben. Ama annemi duyuyorum:
"Cok seviyorum ben bu cocugu, cok hos...Ve galiba senden hoslaniyor, nasil bakiyordu gördün mü?" Ne yanit verdigimi bile bilmiyorum. Aci ve kabus dolu günler ve aylar geciriyorum Avusturya'ya geldikten sonra. Bir yandan 8 yil hic görmedigim babam illeti, bir yandan yüregimi daraltan, eritip bitiren ask acisi ve yabanci bir ülkede yüzüme carpan gercekler. Bir daha onu ne gördüm, ne ona dair bir haber duydum. Sadece 2 yil önce liseden bir arkadasimla facebookda görüstük. O beni hatirlamadi bile ama ben onu öyle iyi taniyordum ki. Cok uzun yazistik. O da resmi bir görevden ötürü Almanyadaydi ve esiyle sorunlari vardi. Herseyini uzun uzadiya yaziyor, bir cesit terapi gibi ona care olmaya calisiyordum. Sonra bende ona acildim, pek cok kesit anlattim hayatimdan. Bu askida anlattim. Ortak bir arkadasi vardi onunla ve eminim ki taniyordu benim ilk askimi. Ve bu mesajimdan sonra, kizin bana yazismalari bicak gibi kesildi. Aralarda, tekdüze birkac mesaj ya da kutlama iletileri gelir. Belki ben yanlisim. Temkinli degilim insanlara karsi karsi, eger icimi acarsam sonuna kadar aciyorum, samimiyim. Istesemde politik davranamiyorum...Tek arzum, biri beni yargilamadan dinlesindi. Esime anlattim durumu. Bana hayatimin dersini verdi. "Insanlari ne kadar taniyorum desende, bir acik kapi birak ve kollarini sonuna kadar birdenbire degil, ufak ufak zamana yayarak ac..."
Icimde hep, iki seyle geriye dönüp yüzlesme arzusu var. Ilki babama cocuklugumun hesabini sormak ve mih gibi zihnime cakilmis o aglayan cocugu susturmak...Bunu ne pahasina olursa olsun yapacagim...
Ikincisi ise, "Ben 17 yasimdayken, sana asiktim ve sen benim ilk askimdin" diyebilmek...Ama bu sadece bir hayal. Ne bir daha ben onu görebilirim, ne de artik öyle bir genc kalmistir. Yillar var arada. Yanlis anlasilmaya müsait durumlar sonra. Keske insanlara günah bulasmasa, ilk dogduklari safliklariyla kalabilseler...Belki o zaman "yanlis anlasilirim" kaygisi gütmeden itirafimi yapar, gecmisimle hesabimi gönül rahatlagiyla kapardim...
Esime gelmeden önce, ilk askimi yazasim geldi kizlar. Daha yazacaklarim var ama arkasi yarin diyelim...
SEZEN AKSUNUN ŞARKISINDAKİ GİBİ AŞK İÇİN ÖLMELİ AŞK O ZAMAN AŞK
hiç bu kadar cesur olamadım acısını yaşadım aşkın ....bu yanında kendimi gördüm güzel bir hikaye filizciğim arkasını bekliyorum:hulya:
1999 yılı temmuz ayıydı onunla ilk karşılaşmamız daha doğrusu onu ilk farketmem...
büyükçekmece de yazlıktayız tam delikanlı dönemlerim:)
hergün kardeş kafeye gidiyoruz teyzemin kızı ve arkadaşlarımla kuzenimin dikkatini bir masadaki çocuklar çekiyor hergün tam 12 de kalkıyorlar(yazlık için 12 çok erken bir saat bizim için gece o saatten sonra başlardı:)) esen şu çocuklara bak süt kuzuları ne kadar erken kalkıyorlar dedi:)
eşim duymuş süt getirin içelim o zaman dedi benden kaçarmı ertesi gün masalarına bir kutu süt koydum:))
onun üzerine arkadaş olduk 1 yıl arkadaş kaldık hiç etkilenmemiştim ta ki eşimin kuzeni siz çok yakışıyorsunuz neden çıkmıyorsunuz diyene kadar
o sözcüklerle birlikte eşimle gözgöze geldik:):kedi:canımmm rabbim gözlerimizi birbirinden ayırmasına.s.
sonra biz çıkmaya başladık üniversite 3. sınıfın sonlarına doğru bana evlenme teklifi yaptı canım ne kadar da utangaçtı
ben tabi evlenmeyi kabul edene kadar çok düşündüm herkes tepeme çıkıyordu olmaz yapamazsınız sen üniversite o lise mezunu beceremezsini denmeye başladı bu sırada babamın haberi yoktu ilişkimden
evlenmeyi kabul edene kadar çok zor bir zaman geçirdik ikimizde babamdan dolayı erkeklere tepkiliydim eşimi çok zorladım bu konuda
bu sırada o aralar eşimin işi çok iyiydi ihalelere giriyor ve çok kazanıyordu annemlere okumanın önemi yok beni kimseye muhtaç etmez ki diyordum sürekli ve ne olursa olsun dedim kabul ettim kendi aramızda ev arkadaşlarımla aramızda söz yaptık 1 yıl öyle geçti
bu bir yılda eşimn işleri kötüleşti işsiz kaldı Allahım ne zor zamanlardı seviyordum ayrılamazdım ama ailemi karşıma da alamazdım bunları düşünürken babam bizi sahilde gezerken gördü:kedi:
böyle gezilmez kim bu çocuk diye araştırdı istemedi kesinlikle karşı çıktı bende babama ona asla karşı gelmeyeceğimi ya tufan la evleneceğimi ya da ömür boyu kimseyle evlenmeyeceğimi söyledim ne kadar üzüldüğümü anlamış ki gelsin istesinler dedi
perşembe babam gördü cuma akşamı istediler cumartesi söz oldu:lepi:
tabi olaylar bundan sonra başladı
babam sürekli soğumamı bekledi araya insanlar koydu yapamazsın deyip durdular bu süreçte sadece annem ve ablam yanımdaydı onun dışında herkes tufanı dışladı istemedi arada ablalarımın düğünleri oldu orada dayımın yaşattıkları da ayrı bir konu tabi çok kızgınım ona uzatmıycam ...bizim resmi nikahımız kıyıldı (09,09,2003)çünkü bingöle atamam olmuştu ve gelmem için nikahlı olmam gerekiyordu eşim de sigortalı çalışmalıydı bu yüzden ir işe girdi bir sene ev eşyalarımızı almak için ben bingölde eşim istanbulda savaştık resmen
babam ablamların bütün beyaz eşyalarını ve arabalarını aldı bana gelince almadı istemediği bir evlilik yapıyormusum diye((
bingölden geldim ve düğünümüz (20.08.2004)oldu 7 aylık evliydim eşim yine işsiz kaldı tam bu sırada evde almış krediye girmiştik Allahım nasıl ödenecekti hayatımın en zor yılları amarabbim içten yapılan dua yı geri çevirmiyor 2 haftaya kalmadı eşim servis işine başladı öncekine göre daha çok kazandı bu aradababamın da gönlünü kazandı (babam damatları arasında en çok eşimi sever)herkese sevdirdi kendini daha sonra size haksızlık etmişiz cümlesini çok duydum insanlardan ....
servis işinden sonra eşim emlak işine başlamaya karar verdi doğru bir kararmış rabbim yolumuzu açtı evimizin içini yaptırdık Ahsenciğim için para harcayabildik(malum tüp bebek çok pahalı)
ve şükür şimdiki halimize Rabbim yuvamızı bir evlatla taçlandırdı ....çok zorlu bir yoldan geldiğimiz için sevgimiz çok güzel perçinlendi bizi yıprattı ama sevgimiz sağlamlaştı
canım eşim seni çok seviyorum Rabbimin bana verdiği en güzel hediyesin ama ikincisi tabi :))Ahsen'ciğim ikimiz içinde en güzel hediye
Rabbim bir ömür ayırmasın bizi
Filizcim,yine çok güzel anlatmışsın,ilk aşklar unutulmaz bunu herkes bilir,herkes yaşamıştır.Günün birinde karşılaşsanda aynı heyecanı yaşayacağına adım gibi eminim,Nedendir bilinmez ama öyle bi büyüsü var bu işin..
Esencim,sizde bizim gibi zorlu sınavlardan geçmişsiniz ama bravo yılmamışsınız,Allah mutluluğunuzu hiç bozmaasın,,,,,yavrunuzu size bağışlasın...
Pınar, Esen, hikayeleriniz çok hoş kızlar , Rabbim mutluluğumuzu daim etsin inş. :))
Filiz ilk aşk demişsin cnm ... herkesin bir ilk aşkı vardır elbette, önemli olan geçmişteki yerine oturtup olduğu yerde kalmasını sağlamak bence, eski aşklar geçmişteki yerinde güzel, taş oynayınca çok fazla yanlış anlaşılmalara neden olabilir, hele ki evliysek... neyse bu olayında iyi yönü arkadaşını tanıtması olmuş, sende onıu bilip onunla ilgili paylaşımlarını onun hakettiği düzeyden yaparsın ne kadar köfte o kadar ekmek !!
filizz senin face açık değilmi?? hiç online görmüyorum seni
Arkasi gelecek Birsen'cigim bir firsat bulabilsem...
Zor olmus sizin icin hersey Esen'cigim ama daha güclendiginize eminim. Birbirinin kiymetini daha iyi biliyor zor evlenenler, kendimden biliyorum. Allah bozmasin mutlulugunuzu...
Sagol canim. Heyecanlanacagimi sanmiyorum, cünkü ne ben artik eski benim, ne de zihnimin icindeki o resimde var olan o insan artik var. Zaman insanlari baskalastiriyor.
Taslari yerinden oynatmak ya da evlilige karsi bir cürüm islemek degil aslinda mesele Burcu. Ben 17 yasimdaki Filiz'e empati yaparak, tamamen onun o zamanki duygulariyla yazmaya calistim. Bazen insan o duygulara o kadar cok kaptiriyor ki kendini, bir anda sanki 17 yasindaymis gibi oluyorsun. Ama duygularin yasamimizda ne kadar önemi olursa olsun, gerceklerimizle celistigi anda, 2. planda olmak zorundalar. "Hele ki evliysek" demissin. Kendim icin degil sadece, genel olarak bence evlilik ciddi sorumluluklari da beraberinde getiriyor. Ve bu yüzden ben evliligimde seffafliga hep öncelik vermeye calistim. Ne kadar duygu varsa yasadigim, esim bilir. Hatta bu hikayemi bile okudu dün. O da bana karsi öyle ve tüm asklarini, zihninin icindeki labirentleri bilirim. Ve ilk askini bana anlattiginda, onun icin aglamis biri olarak, evlilikte sorumluluklar kadar, dostlugunda cok önemli oldugunu düsünüyorum.
Ben "offline modus"dayim canim, birileri yazdiginda küt diye cikmam gerekiyor bazen, genelde sohbeti acik tutmuyorum bende.
Filiz yanlış anladın sanırım canım , aksine çok ta iyi anladığımı düşünmüştüm seni, taşları yerinden oynatmaktan kastım evliliğe sadakatsizlik ettin demek değildi,
Durağan şekilde kalmış,üzeri tozlanmış, unutulmuş olayları (eski aşkın ile yaşananları) yeniden o arkadaşınla paylaşıp onun eline koz vermiş olmandı,
Senin o anki ruh halinden faydalanıp bu anılarını eski aşkına iletip bak seni hala düşünüyor, yada onun aklındasın, onun umrundasın gibi kötü duruma düşürmek isteyen - isteyecek kişilerin eline senin canını sıkıp duyduğunda üzülebileceğin ve -bence hiçte haketmediğin şekilde- farklı dedikodulara meydan verecek olan şeyleri bir bir saymışsın
Kastettiğim tam olarak buydu,
Eşinden birşey gizlediğini düşünmedim bile,
"hele ki evliysek " dedim, bunuda açıklıyayım, burdan kastım eşine karşı şeffaf olmamak yani geçmişini gizlemek demek değildi, bencede eşler geçmişi bilmeli, ama mesela ben eski aşkımı hatırlasaydım ve bunu eşime söyleseydim eminim çok üzülürdü... neden onu hatırladığımı düşünürdü... kendinde eksiklik bile arayabilir boş yere... sırf böyle bir nedenden onu üzmek istemem... boşuna araya kırgınlık girsin istemem, işte bu kelimedende kastettiğim buydu
umarım kendimi daha iyi ifade edebilmişimdir
Ferdacım mutluluğunuz bir ömür olsun canım eşinle de çok yakışıyorsunuz Allah ayırmasın:))a.s.
Nereden baslayacagimi yine bilemiyorum. Cünkü pek cok karmasanin arasindan cekip cikartmam gerek bu Ask'i.
Evet Ask...
Yil 1997. Hayallerimin pesine takilip ülkeme, aileme, sevdigim herseye "elveda" demeye hazirlanirken, bir askin pencesine düsmüstüm. Hayatin statik oldugunu düsünmek ne kadar yaniltici. O hep son dakikada atar kazigini...
Planladigim gibi Üniversite sinavlarini kazandim. Yine planladigim gibi, babam kaydimi yaptirdi üniversiteye ve dil kursuna. Kendimi ne kadar güclü hissediyorum, nasil hirsliyim o zamanlar bir bilseniz...
.../...
...
1999 yılı temmuz ayıydı onunla ilk karşılaşmamız daha doğrusu onu ilk farketmem...
büyükçekmece de yazlıktayız tam delikanlı dönemlerim:)
hergün kardeş kafeye gidiyoruz teyzemin kızı ve arkadaşlarımla kuzenimin dikkatini bir masadaki çocuklar çekiyor hergün tam 12 de kalkıyorlar(yazlık için 12 çok erken bir saat bizim için gece o saatten sonra başlardı:)) esen şu çocuklara bak süt kuzuları ne kadar erken kalkıyorlar dedi:)
.....
Gelelim benim Aşkım'a...
2001 Ağustos ayıydı,sevdiğim insanı kaybetmiş olmanın verdiği acıyla içime kapanmaya her geçen gün dahada mutsuz olmaya başlamıştım.Ailemde farkına varmış olacakki acil tatil planı yaptı ve ağustosun son haftası tatil için Didim Akbük'e doğru çıktık..Nerden bilirdimki hayatımın orda değişeceğini,son aşkıımın beni orada beklediğini...Hani hep derlerya "Her şerde bir hayır vardır diye" çok ama çok doğru bi söz,Çünkü hayırda şerde Allahtan,Hiçbişeye neden?dememk lazım.Sonucunda ne çıkacağını bilmiyor insan,hayırlısı demek en doğrusu...
......
Gelelim benim Aşkım'a...
2001 Ağustos ayıydı,sevdiğim insanı kaybetmiş olmanın verdiği acıyla içime kapanmaya her geçen gün dahada mutsuz olmaya başlamıştım.Ailemde farkına varmış olacakki acil tatil planı yaptı ve ağustosun son haftası tatil için Didim Akbük'e doğru çıktık..Nerden bilirdimki hayatımın orda değişeceğini,son aşkıımın beni orada beklediğini...Hani hep derlerya "Her şerde bir hayır vardır diye" çok ama çok doğru bi söz,Çünkü hayırda şerde Allahtan,Hiçbişeye neden?dememk lazım.Sonucunda ne çıkacağını bilmiyor insan,hayırlısı demek en doğrusu...
Neyse sabaha yola çıkıyoruz,ehliyetimi alalı iki ay olmuş,babam özel bi nedenden ötürü şehir dışında araba kullanamıyor,ve biz hep şoförle çıkıyoruz tatillere,bütün kardeşlerim küçük tabi,sıkışıyoruz mecburen..."kızım sen gidebilirmisin" dedi,giderim baba sen gidersin diyosan,hayır sen giderim diyorsan gidicez,tamam giderim dedim ama bizim ordan Didim tam 1200 km ve yorulduğundada arabayı verbileceğim ehliyetli kimse yok arabada!Ama o gece uyku tutmadı beni heyecanda,karnıma ağrılar girdi,Babam hep böyle yapar büyük sorumluluklar verir kendine güvenmeni sağlar,canım babam,çok seviyorum onu.Sabah oldu yola çıktık,herşey çok iyi gitti,bakım iyiydi,ilk kez arabamızda bi yabancı olmamasının keyfini çıkardık,herkes halinden memnundu.Sabah 5 de yola çıktık,akşamüstü Didimdeydim,bu arada tatile dayımlarda geliyordu,beraber olacaktık,hatta yengemin ablasıgilin evinde kalacaktık,babamın hiç sevmediği bişeydi am açok ısrar ettiler,ev de boşdu zaten..Herkes yerleşti yerine,çok şükür sağsağlim gelmiştik.Tam not aldım o gün bugünde yollardayım zaten :)) bu kısmı biraz uzattımmı ne??hemen geçiyorum,
Dayımların 9 aylık kızlar var o zaman Başak adı.mavi gözlü sarı saçlı.Gören bayılıyor,bayılanlardan biride tahmin ettiğiniz gibi Anıl :)) Sürekli gittiğimiz denize girdiğimiz bi sahil var orda tek cafe,hep ordayız hergün sabahtan akşama hatta gece yarısına kadar.Küçük kardeşim Başağı pusetinde gezdirip duruyor.Ben hep yalnız takılıyorum,güneşleniyorum,walkman dinliyorum,o zamanlar mp3 çalar yoktu yanii düşünün.. :) Neyse Anıl beni hep uzaktan takip edermiş Allah sizi inandırsın farkında olmadım ama dayımlar filan onların grupla samimi,hatta Anıl Başağı çok sevdiği için dayım bigün gidip demişki bunlara kimmiş bakıyım benim kızıma göz koyan adam,Anıl'da gülerek benim dayı demiş,orda hepimiz dayı diye sesleniyoruz diye onlarda öyle dediler dayımın da çok hoşuna gitti aslında Anıl’la 3 yaş var aralarında,dayım genç daha 73 lü!!Tabiki Anıl'ın asıl gözkoyduğu benmişim Başak bahane..:))Artık bunlar çok samimi her akşam voleybol maçı filan yapıyolar beni almıyolar boyum kısa diye..:) dayım selda filan oynuyor,ben yine yalnızları oynuyorum göz hapsinde..bigün tesedüf gözgöze geldik Anıl'la,gözleri çok güzelmiş dedim içimden,deniz gibiydi kayboldum resmen derinliklerinde,ela olduğu için denizin rengini almış yazın,süperdi..sonra bende takılmaya başladım dayım yalnız bırakmamaya çalışıyordu beni.hatta o zamanlar sanki çok zaman geçmiş gibi ama sadece bende cep telefonu vardı bizden,onlarda benim numaramı aldılar akşam filan haberleşiriz diye hatta Anılında telefonu yoktu,Ulaş diye bi arkadaşının vardı cafeninde sahibinin oğlu...neyse bi akşam msj geldi nerdesiniz gelmiyormusunuz ben ulaş diye,şaşırdım bizde yemeğe gitmiştik, gelicez yemekteyiz yazdım sadece.gittik sonra,sohbet muhabbet,tam karşıdada yazlık disco var ordanda bi çocuk benden hoşlanmış dolanıp duruyo peşimde hiç tipim değil işim bile olmazdı yani,ama bariz niyetini belli etmişti,Anıl içten içe köpürüyormuş ona ama hiç belli etmiyor kendisi.
Vee 31 Ağustos kız kardeşimin doğumgünü ve bizim Didimdeki son günümüz,ertesi sabah erkenden yolaçıkıcaz.yine ordayız,bunlar pasta filan almışlar,artık grup genişledi,bende katıldım,dayımlarda var gündüz deniz,voleybol akşam muhabbet eğlence var Neyse uzatmıyım.Oturuyoruz kocaman bi masa pastayı filan getirdiler kestik çok mutlu oldu kardeşimde süpriz yapmışlar.Bana bi msj geldi o ara ,açtım okudum,şaşırdım,hala aklımda,"Bazı insanlar vardır,öpmeye koklamaya kıyamazsın,yanında olmasına elini tutmasına dayanamazsın işte sen hayalimdeki o tek insansın!!" tabi ben şoklardaym Allah Allah kim attıki şimdi bu mesajı diyorum,kardeşim dürtükledi beni,abla Anıl tabiî ki dedi onu göstererek elinde telefon gökyüzüne bakıyo benimki nasılda utangaç!Çekingenliğinden durdu durdu sabah da gidiyoruz diye tutuştu,en azından renk veriyim dedi.Ama annem bi taraftan hadi kızım sen artık git yat sabah yola çıkıcaz uykunu al filan diyo,hayda ben nasıl gidiyim şimdi.Şaştım kaldım ama içimdende olmaz,ne alaka,yaz aşkı işte gelip geçici heves diye söyleniyorum.Bir iki derken baktım annem ısrar ediyor ben gidiyim artık dedim Anıl gözümün içine bakıyo yazık!!sonra kalktım herkesle vedalaştım Anıl yok piyasada,tam çıktım gidiyodumki Anıl peşimden gelmiş bi dk ferda bari biraz konuşalımda öyle git dedi.Konuşacak bişey yok,birbirimizi tanımıyoruz bile dedim,Hem ben gidiyorum ortak bi şehir yok nasıl görüşücez,bu iş asla olmaz.Zaten ben kimseyle görüşmeyi düşünmüyorum şu an hazır değilim dedim.Sen düşün sabaha kadar ben senden haber beklicem ben çok ciddiyim dedi.Ama ordaki herkes hayret etmiş zaten benimkinin pek kızlarla işi olmazmış,takılan çokmuş ama benimki pas vermezmiş..benden hoşlanınca herkes var kesin bişey bu çocuk gerçekten ciddi diyolarmış. Tabii beni artık uyku tutarmı,bide karın ağrısı başladı yine bu sefer reglden!Sabaha kadar uymadım o ara mesajlaştıkda bir iki ama ben olmaz diyordum başka bişey demiyordum,Ertesi sabah yola çıkarken cafenin önünde beklediğini gördüm ama sadece ben gördüm ve ona bakarak geçtim ordan sadece,kalbimin yarısını orda bırakarak yola çıktığımın farkında değildim.Yollar bitmedi dönüşte aklımda,fikrimde hep o vardı.Bendemi etkilenmiştim ne?Gözleri beğenilmicek gibi değildiki?
Günler geçti,yani sadece 3 gün,3 eylül 2001 evet dedim,deniyelim diyerek başladı her şey,,,Bu arada ben tatildeyken üniv.yi kazanmıştım.Giresun’a gidecektim,O da Denizli’de okuyordu,Dünyanın bi ucuydu yani…Sadece telefonda görüşüyorduk,ne onun gelecek durumu vardı ne benim gitme durumum,zor günler bekliyordu bizi.Üniv.bşlamadan böyle bi ilişkiye başlamam ne derece doğruydu bilmiyorum ama üniv.yılları boyunca hep o vardı,Kimseyle görüşmedim,herkes hayali Anılıyla yaşıyor diyordu,yani,erkekler Aralarında benden hoşlanan fırsat kollayan vardı,Hatta bi tanesi giderken Ferda geldin Anıl’la gidiyosun Anıl’la demişti.Evet o benim tek aşkımdı.Çok seviyordum.Kimseye değişmezdim.ilk yılın sonunda bizim üst sınıftan arkadaşların mezuniyet balosu vardı bahaneyle sende gelsene dedim Anıl’a..Nasıl oldysa geldi hemde ne geliş,süprizlerle,çok güzeldi,o kısımları bi ara ayrıca anlatıcam,çok uzun hikayeler kısa kesmem lazım sıkmadan,Onunda okulu uzadığı için ailesi pek bi sıkıyodu çocuğu,bitir artık diye hiçbişeye izin vermiyolardı ama ozaman çok güzeldi,çok eğlenmiştik,5 gün kaldı,gitti gidişi yıkım oldu benim için,hatta ondan önce bi kerede Ankara’da buluşmuştuk,o ilk el tutuşmamızı anlatamam size resmen kalbimiz yerinden çıkacaktı.Şu an bile konuşunca üzerimizde ne olduğunu bile mıh gibi hatırlıyoruz.Aşık olmak güzel şey,ben yemeden içmeden kesilirm.gözüm başka şey görmez kör olurum.niye öyleyim bilmiyorum.
Neyse okul bitti onunda benimde,o askere gitti,5 ay yaptı ve Ankaraya geldi,ben orda çalışmaya başlamıştım o da iş bakmak için geldi.Ve bulduda,Benim evim vardı kardeşim orda okuyodu,biride dersaneye gidiyordu,onlarda Anılı tanıdığı için,durumu anlattık ve beraber yaşamaya başladık,erkek kardeşimde çok sever Anılı,arkadaş gibilerdir,Uzun lafın kısası artık ailelerde hadi bişeyler olsun demeye başladı ve Anılın ailesi haber gönderdi gelip isteyelim bi nişan yapalım dediler,gel gelelim babam nuh diyor peygamber demiyor.Tanımazmış bilmezmiş,evi yokmuş arabası yokmuş,beni nasıl bakıcakmış,ben alışkın değilmişim falan filan.O da haklı kendine göre aslında ama gönül bu her şeyi yaparız biz diyoruz başka biley demiyoruz.Anılın babası geldi Ankaraya beimkide,bi gece benim dayılar anılın dayısı filan hep beraber oturup konuştular,tabi ben hep diyorumki babam anılı bi tanısa zaten kabul edecek!!o gece görüştüler babam gülerek geldi eve tabi çok da olmasada biraz rahatlamıştı içi.Gönlü çok razı değildi ama sen istiyosan tamam dedi.Veeeee
9 eylül 2005 nişanlandık..Artık dünyalar bizimdi,aşkımızı doyasıya yaşıyorduk,Ankaraya işimize geri döndük,evimizi tuttuk eşyalarımızı aldık yerleştirdik.Bu arada Anıl iş değiştirdi şimdiki işine başladı her şey daha iyiydi artık..Veeeee
25 haziran 2006 düğünümüz oldu artık evlendik…yepyeni bi hayat bizi bekliyordu,Söylenenin aksine yaz aşkımız kısa sürmedi,Allah izin verirse bir ömür sürecek,,İyiki kocamı tanımışım iyiki onunla evlenmişim.Başka kimseyi düşünemiyorum bile.Veee
Vee her ne kadar birbirimize yetsekte artık bi yavrumuzun olması gerektiğine inandık,aşkımızın meyvesini görmek için sabırsızlanıyorduk,,,
9 eylül 2008 istediğim olmuştu hamileydim,çok garip bi duyguydu ama slı güzel olan,
14 mayıs 2009 yavrumuzu kucağımıza aldık ve bi kez daha dünyalar bizim oldu,canım oğlumuz doğdu.Mutluluğumuza mutluluk kattı,,,İyiki doğdu..
Allahım ailemizin mutluluğunu,huzurunu,sağlığını hiç ama hiç bozmasın,çok seviyorum onları…Yaşama sebebim ikiside….
İşte benim hikayemde bu,aslında o yıllarda ayrılıktan dolayı çok fazla sıkıntılar sorunlar yaşadık ama mutlu sona ulaşınca hepsi unutuluyor gerçekten….Allahım herkesi sevdiğine kavuşmayı nasip etsin!
Biraz uzun oldu kusura bakmazsınız artık..:))
ay bi heyecanla sonunu bekledim..cok hüsrana ugradim be :))) eşin sandim :) biran önce anlat eşinle hikayenide al bu hüsrani benden :))
ay ikinizin hikayesi ne kadar benziyor birbirine..yani yanliş anlamayin..tabi herkesin aşk hikayesi elbet kendine özeldir..ama hani yaz zamani baslamasi,arkadas ortaminda baslamasi,babalarinizin karsi cikislari,gecirdiginiz zorluklar felan..o acidan benzettim acikcasi :)
ama haticeye degil neticeye bakmak lazim :)
ikinizde gördügüm kadariyla eslerine asik kisilersiniz :) sanirim zorluklar insani güclendirdigi gibi aşklarida güclendiriyor..
inşaAllah yasadiginiz zorluklar son olmustur ve 2 cihanda da mutlulugunuz,sevginiz her gün katlanarak daim olsun canlarim a.s.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?