yani benimkisi de çikolata kisti mi oluyor
Yuppieee,:))))))))))))))))))
Allah tamamına erdirsin canım, çok güzel haber bu:) Çok sevindim....
PANY86
tebrikler canımmm çok sevindim umarım sağlıkla kucağınada alırsın :) hayırlı olsun...
ama kafama bişey takıldı sen 25 yaşındasın ve ikiz keseler? tek embriyo bölündümüdelikafadulden süper bişeyyyy öyleyse:)
bilge özelden msj attım cvp yazmadın küsmüyüz alsanaalsanasmile
aşkolsun şekercim hiç olur mu, ama gelmedi ki mesajın, mesaj kutum dolu mu diye baktım, değilmiş ama biraz daha yer açtım:))
İkiz haberini görünce önce onu tebrik edeyim dediydim, ama topicteki kaynana meselesine değinmeden durur muyum hiçççç:)))
cnm diğer topikte gördüğüm kadaıyla 3. denemesi bu küçük yaşta zor tabi o yüzden birden fala embriyo koydular demek
bende köy hayatına olmadığı için özenirim ama şöle bi durum var gidincede istanbulu özlerim orası öle
ya bilgecim aynı bizim gibisiniz demek sizde bizdede öle olurdu hep çocuktur büyüğün lafını dinlicek denmez hepimiz bi birey olarak söz sahibi olurduk ailemizde kararlarımız birlikte alırdık halada öledir hatta iki erkekten sonra ben gelince benim nazımla oynayan bi ailem olmuştur ama ben hep olgun bi çocuk oldum o sebepten şımarmadım hiç ama eşimin ailesinde anne tam otorite köyde yaşamıyolar hatta bi sitede villada orutuyolar ama zihniyet dediği gibi arkadaşaın mesela annem (kayınvaldem) le ilk zamanlar anlaşamadık o alışmış kızlarının her dediğini yapmasına bende alışmışım özgür olmaya takıştık ama ben çat diye sölerim hiç lafımı esirgemem o bana alıştı ben ona şimdi anne kız gibiyiz. görümcelerimde 3 tane abla gibiler biraz küçük görümcem cinstir ama hiçbirisinin çenesi bana yetmez ben ilk zamanlar hep eşime anlatırdım şöle böle diye oda bana merve ben her zaman yanınada olmuyorum o yüzden haklı olduğunda saygı çerçevesinde lafını esirgeme ezidirme kimseye kendini dedi çünkü ben hep alttan aldım ama patladım şimdi alıştık herkes yıllardır tanışıyo gibi mesela önceden kayınvaldem yalovaya gezmeye gideceğim zaman bende geliim der peşime takılırdı şimdi ben çıkıyorum diorum pat diye iniyorum oda alıştı benim vırt vırt kendi başıma bişey yapmama karışmıyo artık şimdi eşim iş seyhati için şehir dışına gittiğnde ben onların yanına gidiyorum kalmaya 2 hafta yalovada bahçeyle ilgileniyorum çiçeklerde falan çocuklar var görümcelerimin kayınvaldemle geziyoruz bana şimdi aşırı ilgileri batıyo kanser olduğumda ailem kadar ağlayıp yıprattılar kendilerini bi gün bile ya çocuğuu olmazsa bu kızın diye endişe ettiklerini hissetmedim sen ii ol dediler hep....şimdi bana tek batan şey tahta kaşıkları bulaşık makinasına koyma kızım bakteri yapar terlik giy yavrum üşütme,aman kola içme zararlı bunlar kaldı sadece artık rahat batıyo yani bana
ama öle annenin adı koyulucak ababnın adı olcak alllah kavga sebebi karıştırırım ortalığı walla
ama yasal değilki bildiğim kadarıyla her ne olursa olsun 35 yaşında olmadığın sürece tek embriyo diye biliyorum.dikkatimi çekti çünki bende bu yasa için dr ile çokkk pazarlık yapmıştım:)
ama eğer tek ebriyo bölündüyse mucize bişeyyy:))
ayynen öyle mervecim, Tekirdağ Malkara'da oturuyorlar, hani az bir yolmuş gibi geliyor da aynı gün gidip gelince, başka da tatil olmayınca helak oluyorsun. Benim ablamın çocukları gene bu ataerkil aile geyiklerinden dolayı resmen serseri oldular, annenin izin vermediğine babaanne verdi, dede "aaa ben torunuma alırım kimse karışamaz" yaptı, yok akşam oturmalarına gelmeler gitmeler, bir dünya akrabayla komşuculuk oynamalar, çocuk tam yatacak saat akşam dokuz, çat kapı biz torun görmeye geldikler. Çocuk elbette sever değişiklik olsun kalabalık olsun filan ama terbiyesi bozulur nihayetinde, her sevdiğini vermeyecez ki çocuğa...
ayyy bak bak bizede bak bilgeeeeeeeeeeee yaptık doğurduk büyüttükte kimi saycak kimi dinlicek kaldı ayy gülesim geldi yaa bize
delikafaduldendelikafaduldendelikafadulden
kızlar siz yakıanda hnagi okul hangi meslek ona da karar verirsiniz maaşallah tam gaz gidiyorsunuz süpersiniz yaaaaaaaa
Zeynebim var bir kaç okul tercihim, zaten yaşı civarı kurasına katılmak lazım da, mesleği de evlatcıklarımıza bırakalım di mi, o kadar da fedakarlık yapalım ana olarak:))))
Valla benim de ailemin köyü yoktu, eşimin var, annesi babası hala oturuyor, İstanbul'a da yakın sayılır, zırt pırt gitmemiz gerekiyor, bayram seyran tatil matil kalmıyor insana. Ben hiç istemiyorum köye filan gitmeyi, evliliğimizin ilk senesinde ne güzel yurt dışındaydık, ama dönünce bekliyorlar. Tek bir pazar günü tatilim var, şirketimiz bayramları tam vermiyor, bir de bu koşullarda oraya gidince delleniyorum doğrusu. Şimdi çocuk olunca daha da sık gel git diyecekler kavga çıkacak kesin. Naapiyim sevmiyorum, kötü gelinim ben((
Aynen ben de öyle, bir de bizim ailemiz çok kalabalık değil, evimize de pek misafir gelmezdi, en önemli şey bizim eğitimimizdi, evin kalabalık olması pek istenmezdi kafamız karışır diye. Bir de bizim aile hiç müdahaleci değildir, kimsenin girdiğine çıktığına giydiğine giymediğine, hangi konuda ne düşündüğüne karışılmaz, kimse kimseye kendi şeklini vermeye çalışmaz. Her zaman her şeyin en iyisini çocuklar bilir ve onlar istedikleri gibi yaparlar, bir araya gelince zülfüyare dokunmayan şeyler konuşulur, kimseye "şunu şöyle yap, bunu böyle yap, ayıp, günah, el alem ne der, cık cık" filan denmez, aksine anne baba biz daha iyi biliriz diye doğruları bize sorar filan. Bana "ben büyüğüm ben en iyisini bilirim, ben büyüğüm büyüğe yanında derli toplu durularak saygı gösterilir" gibi şeyler fena basıyor. Köy güzel belki ama ben bunu görecek gözde olamıyorum gidince. Çocuğumun da benim yetiştiğim gibi özgür yetişmesini istiyorum, köy hayatımıza ne kadar çok girerse o özgürlük ortamı o kadar zedelenecek ve bu konuda çıkacak bütün olası tartışmaların suçlusu ve sorumlusu ben olacağım gibi duruyor maalesef((
öyle tabii, ama kötü niyet yok neyse ki, yine de bana çok zor geliyor bazı konular, adetler, alışkanlıklar. Benim alıştığım hayatta akrabanın biri bir yerde öbürü öbür kentte filan olduğu için hem görüşme sıklığı hem de görüşüldüğünde o görüşmenin içeriği daha seyrek oluyordu. Yani az görüştüğü insana kimse "niye bunu giydin, niye İstanbul'da anadolu yakasında oturuyorsunuz ki, niye bunu aldın bunu sattın" vs demez, öyle bir yakınlığı olmaz. Ama orada hayat koşullarından dolayı biz hariç herkes birbiriyle çok görüşüp birbirinin hayatına çok müdahil olduğu için onlara normal geliyor, biz gittiğimizde bize de aynı muhabbetler tekrarlanıyor, kötü niyet yok tabii ama ben çok yadırgıyorum, cevap vermekte güçlük çekiyorum. Mesela insanlar ilk torun olduğu için bebek kız ise kayınvalidemin erkek ise kayınpederin ismini koymamız gerektiğini söylüyorlar. Ben asla böyle birşey yapmam, 70 sene öncesinin ismini neden çocuğuma koyayım, bunu o ortamda anlatamayacağım için bocalıyorum, sonra kızıyorum bunu bana insanlar ne hakla söyleyebiliyorlar, kime ne ki filan diye. Eğer çocuğu çok götürürsem bu iki farklı tarzın arasında ezilmesini de istemiyorum. Bir idare yolu bulacağız artık.
Bizimki tam hanımağa, çok becerikli, koca çiftliği tek başına çeviriyor, herkesi idare ediyor, köydeki diğer kadınların işine bile karışıyor, kocası oğulları hep sözünü dinlemiş ne isterse yapmış, bir tek görümce var o da benim gibi tekne kazıntısı, okuyor daha, ona sözü geçmiyor. Benim üstüme aslında kendi çocukları kadar gelemiyor, aldığım duyumlara göre dünyada en çok korktuğu insan benmişim:))) Ama vallahi bir tersliğim bir kötü sözüm olmamıştır 3 senede. Sadece bıraksak tartışacak çok konumuz olduğunu bildiği için, ben bir gün bir çıkış yaparım diye korkuyor, ben de farkediyorum. Azıcık üstüme geliyor, sonra ne kadar kızdım acaba diye gözümün içine bakıyor, bakıyor henüz dellenmemişim, ısrarına devam ediyor filan. Çünkü çocukları hiç ona net bir "hayır" dememişler, istemedikleri birşey yaptırmaya çalıştığında bakarız ederiz demişler, o da bastırıp kabul ettirmeyi öğrenmiş. İşte beni kendi deyimiyle "sosyete" bulduğu için bir de memleketimiz filan da farklı olduğu için neye kızarım neye kızmam bilemiyor, ufak ufak şansını deniyor. Ama hala kötü niyetli değil. Her şeyin en iyisini en güzelini bildiğine o kadar emin ki, ailesini idare etme hakkının onda olduğuna o kadar inanmış ki, bana rağmen ailesini iyi idare etmeye çalışıyor aklınca.
Bizimki bebek isterim derdi ama yine korka korka, kızar mıyım, sana ne der miyim, diye gözümün içine baka baka. Sorun olduğunu ilk denememiz sırasında tesadüfen öğrendi, hiç olay yapmadı, negatifi öğrenince de gayet metin oldu, ama tahammülü bekleme süresinde bitti, dayanamayıp kimden dolayı diye sordu. Ben var ikimizde de ufak tefek şeyler ama çok basit doktorlar hemen hallediyor filan diye kıvırırken, eşim salondan duyup gelmiş, "bende büyük eksiklik var anne" dedi, pek anlatamadı da, onu yolladım ben anlattım artık. Yoksa hiç niyetim yoktu tam olarak anlatmaya. Şimdi de üzerime titriyor, bir kez gittik 5-6 haftalıkken filan, yere göğe koyamadı. Zaten el üstünde tutar öyle hizmet filan asla beklemez, süperdir o açılardan. Ama "çocuğu bana bırakır yazlığınıza gidersiniz, çocuk zaten köyü sever, annenlerin yanına gitmek istemeyecek ne yapsın denizi sahili" falan filan gibi abuk laflar etmeye başladı. Bir de benim bazı prensiplerim var, bu yaşıma gelene kadar çocuğumu şöyle yetiştireceğim, şunu yapacağım bunu yapmayacağım dediğim şeyler. Ama işte o kadar benimsiyor ki benim çocuğumu, o prensiplerimi kararlarımı hep alt üst edecek, biliyorum. Şimdiden düşündükçe karnıma ağrılar giriyor valla...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?