- Konu Sahibi papatya3459
-
- #27.481
karnım tatlı tatlı kaşınıyor. karnı kaşınan var mı?
ben de kullanıyorum tatlım ama ırsi galiba dedikleri doğru... lierac mustela hikaye..çatlayacaksın galiba benim kaşınmıyor krem kullanıyorum canım
ruhsuzzzzzzzzzzzzzzzzitiraf ediyorum okudum ve ilk defa bi doğum hikayesinde gözlerim doldu...duygusuz muyum ben acaba :44:
karnım tatlı tatlı kaşınıyor. karnı kaşınan var mı?
ruhsuzzzzzzzzzzzzzzzz
bende her dyduguma gordugume aglar vazıyetteyımmmmyok canım göğüsleri kaşınan var işini görür mü
öyleyim galiba yaaTuhafım sanırım herkesin ağladığı şeye ağlamam sonra durur abuk sabuk bişeye ağlarım herkes döner bana bakar...
bende her dyduguma gordugume aglar vazıyetteyımmmm
yazık sana yaa ben o kadar değilim çok şükür ama eski halime göre ağlağın önde gideniyim...daha önce ağladığım çok azdı çünkü..eşim bile sen hiç ağlamazdın şimdi herşeye ağlıyon diyo demek ki gelişme var
karnım tatlı tatlı kaşınıyor. karnı kaşınan var mı?
benim doğum günüm de 17 şubat oğluşumu da kendime benzettimkızlar bu arada topikteki çoğu annenin kova burcu bebişi olacak yani dahi burcu...farkındasınız dimi? büyütmesi zor ama çok zeki olacaklar
Yüsra İpeğim adı gibi kolaylıkla geldi...
ayy evet kagıtla cekti ya iki seferdır gıdıorum ben de önceden kndım yapıodum ama şimdi göremıorum ki hiç :/ bu sefer acımadı da ama nie öle oldu bilmemben de yıllardır emek cektım cektım azaltmısken bu kadar 2-3 ay için emegimi boşa atmak istemiyorum... ben de lierac aldım doktor da fito vermişti sabah birini aksam birini sürüyorum artık ama cok küçükler zaten dikkat etmeyince görünmüyo da inşallah büyümezler daha fazla ya...bi de gögüslerim asırı kasınıyo 2-3 gündür ya sizde de var mı????
Nasıl anlatsam... Nerden başlasam... Böyle güzel bir meleğe giden yolculuğu hangi sözcüklerle ifade etsem bilmiyorum...
Üniversiteye başladığım ilk yıl tanıştım aşkla..Bir daha dünyaya gelsem yine onunla evlenirdim diyebildiğim bir aşkı hiç ayrılmadan doludizgin yaşadık ve altıncı yılımızda evlenerek güzel bir yaşama kucak açtık.. Kızıma giden yolda beklemek aklımızdan geçmedi, bir an önce tamamlanmalıydık, eksiğimiz dolmalı, yüreğimizdeki açık kapanmalıydı.. Test yapıp da çift çizgiyi gördüğümüzde ürkek gözlerle bakışmış ve sadece birbirimize sarılmıştık.
Hamileliğim çok da kolay geçmedi. İlk aylar mide bulantısı, son aylar sınırda şeker ve bebeğimin aşağıda oluşundan kaynaklanan yatma mecburiyeti geçen zamanı daha da yavaşlatıyordu.. Şafaklar yaza yaza tükendi ve 2 ocak geldi...
Sabah tahlil sonuçlarını bile titreyerek bekleyen ben, gayet sakin bir şekilde süslenip doğuma gittim. Doğumhaneye doktoru aramaya girdiğim gibi işlemleri başlattılar. Eşimi son bir kez gördüm, ona sarıldım, gözlerine baktım ve hiç ağlamadan doğumhaneye gittim...
Orada yapayalnızdım, savunmasızdım, çevremi saran kalabalığı zarzor duyuyordum... Belden aşağısını uyuşturup doğumu başlattılar, gözlerimi bir noktaya dikip öylece bekledim, içimden kızımla konuşuyordum..
Hemşire birazdan bebeğine kavuşacaksın dediğinde yaşadığım anın bilincine vardım ve kısa bir süre içinde titrek, incecik bir ses yüreğimden akarak dünyama giriverdi...
O anda gözlerimden süzülen damlalarla etrafıma bakıyordum...Miniğim, meleğim, canımdan kopup dünyama gelmişti. Onu karnımdaki gibi koruyamayacaktım artık.. Temizleyip geldiklerinde ise dolu dolu ağlamaya başladım.. Çünkü çenesi titriyordu, çünkü üşüyordu... Ben ne yaşarsam yaşayayım ona bişey olmasındı...İşte annelik bu olsa gerekti... Dokuz aydır yaşıyorum sandığım duyguları yeni yaşamaya başladığımı o an anlamıştım..
Doğumhaneden çıkardıklarında bütün sevdiklerimi gülümseyerek karşıladım. Eşimin elini tuttum, yine gözlerine baktım, onu üşütmesinler dedim.. söyle onu sıkı sarsınlar... İşte aşkımız somutlaşmıştı,işte sevginin, emeğin, paylaşımın en güzel meyvesini almıştık. Bebeğimi kucağıma aldığımda onu içime çektim, kokladım, bütün pisliklerden arınıp temizlendim.. anladım ki biz onu değil o bizi doğurmuştu, aile olmuştuk...
Şimdi zor ama güzel günler yaşıyoruz.. En güzel yorgunluk bu, en güzel uykusuzluk bu, en güzel acı çekmek bu..
İfade edemedim yine de... Onu anlatabileceğim cümleler bulamadım.. Onu yaşıyorum, hiç uyanmayacağım bir rüyadayım işte..Göğsünüzden midenize kıvılcımlar uçuşur ya bazen, onu yaşıyorum bebeğime bakarken...
Allah herkese bu duyguları yaşatsın... Bebeğim ağlıyor yine, bana ihtiyacı var...Hikayem burda sona eriyor...
Forumdaki bütün arkadaşlarıma, sözcüm seline çok teşekkür ediyorum..
Yüsra İpeğim adı gibi kolaylıkla geldi...
Merhaba arkadaşlar.
Buraya her girdiğimde salya sümük ağlayarak çıkıyor ve bir gün bede yazacağım inşallah diyordum.
Ben bir kaybın arkasından ikinci hamileliğimde yavrumu kucağıma alabildim, nasip böyleymiş.
Beklenen doğum tarihi 10.03.2012 artık son haftaya girdik, tüm hazırlıklar bitti neredeyse ama evim son kez bir temizlik istiyor.
06.03.2012 Salı evimi temizledim ohh şimdi hazırım derken iş yerinden bir haber "acil iki ihracat var gelmen lazım".
07.03.2012 Çarşamba işe gittim hemde akşam 20:30 a kadar çalıştım.
Ama üzerimde bir hafiflik var ki sormayın gitsin, sürekli bir şeyler yapmak istiyorum hiç oturmak istemiyorum.
08.03.2012 Perşembe Yarın kontrolüm var hazırlanmam lazım, duşumu aldım kişisel hazırlığımı yaptım.
Eşimin ailesi ve teyzesi de annemlere yemeğe gelecekler, söz verdim onlara yöresel bir yemekleri var ondan yapıyorum.
Herşey hazır masa kurulmadan önce ben yatsı namazımı kılayım.... Aaa o da ne kahverengi sümüksü bir akıntı var. Ampül yandı hemennişan dedikleri bu olsa gerek ama sancı falan hiç bir şey yok.
Eşim geldi hemen heyecanla ona gösterdim olup biteni, başkada kimseye bahsetmiyorum. Yuppi yavrum bir kaç güne kadar gelecek.
O akşam içim içime sığmıyor, uyku tutmuyor. Araştırıyorum ve nişan gelesi namaz kılmaya engel değilmiş hemen yatsıyı kılıyorum.
Hep yavrum hayırlısıyla cuma vakti doğsun istiyorum dualarım hep bu yönde.
09.03.2012 Cuma sabah namaza kalkıyoruz, ben o sırada bir ıslaklık hissediyorum.
Bakıyorum ve emin oluyorum artık suyum geliyor.
Eşime sırıtarak suyum geliyor diyorum.
Önce bir telaşlanıyor, telaş etme hadi sen namazını kıl bende bir duş alıp namazımı kılayım ondan sonra bakarız diyorum.
Duşumu alıyorum gayet sakin, namazımı kılıyorum Rabbime yalvarıyorum hayırlısıyla, sağlıkla doğum yapmayı ve isteyen herkese bunu nasip etmesini diliyorum.
Ama bendeki sakinliği görmeniz lazım çok tuhaftı, hiç telaş yok suratımda sürekli bir gülümseme.
Evi toparlıyorum, her şey yerinde ve düzenli olmalı, olur da eve gelemezsem kimseye bir iş kalmamalı.
Güzelce giyiniyorum, çantama yedek kıyafet alıyorum ne olur ne olmaz diye.
Ama doğum çantalarımızı almıyorum, hani belki doğum olmaz şimdi git sonra gel derler elimde çantalarla eve dönmek istemiyorum.
Bu arada eşim Kur'an-ı Kerim okuyor. Hep korkuyordum telaştan okuyamaz diye ama çok şükür korktuğum gibi olmadı.
Biz aheste aheste hastaneye yol alıyoruz.
Ama ben bu arada sancı var mı onu anlamaya çalışıyorum, evet ince ince bir sancı kasıklarıma geliyor.
İlk takibimde 15 dakikada bir gelip geçiyor, dayanılmayacak gibi değil. Bu arada hastaneye varıyoruz, eşim trafiğin yoğun olduğu saatte olur da trafiğe takılır sıkıntı yaşarız diye tedirgindi çok şükür çok müsait bir zamana denk geldi.
Nöbetçi doktor muayene ediyor "evet sızıntı şeklide bir su gelişi var, doğum başlıyor" diyor.
Yatış yapıyorlar, ben sürekli gülüyorum, eşimde benim sakinliğim karşısında "biraz bağırsana heyecanlanamıyorum diye tepkisini dile getiriyor.
Ama bende tık yok. saat 08:30 civarı sancılar sıklaşmaya başladı, bu arada annemi ve kayınvalidemi arıyorum.
Biz hastanedeyiz diyorum onlarda kontrole geleceğimi bildiklerinde sakin davranıyorlar. Ve sonra sakin olun telaş etmeyin beni doğuma alıyorlar, biz çantalarımızı almadık gelirken evden çantalarımızı getirin diyorum, onlar geliyorlar yatışım yapıldığı halde onları hastanenin kapısında karşılıyorum. Sonra birlikte odamıza çıkıyoruz.
Ben sürekli hareket halindeyim. Ebeler gelip gidiyor arda bir elle muayene ediyorlar ve nst ye bağlıyorlar.
İl muayene 1 cm açıklık. Bu arda doktorum geliyor doğumhaneye alıp muayene ediyor, "oo daha çok erken şu an aktif bir sıvı gelişi yokdoğum akşamı hatta yarını bulabilir diyor" işte o zaman telaş başlıyor bende.
Sancı odasına çıkıyorum tekrar, yarını bulur dedi diyerek buruk bir şekilde eşime bakıyorum.
Saat 10:30 civarı sancı serumu takılıyor epidural isteyip istemediğim soruluyor, hayır diyorum her şeyi hissetmeliyim.
Saat 12:30 gibi sancılar sıklaşıyor, ve doğum yapacağıma inanmaya başlıyorum.
Bir saat sonra tekrar kontrol ediliyor açıklık 2 cm ulaşmış.
"Ohooo saatte bir 1cm ancak oluyor gerçekten akşamı bulacak herhalde" diyorum. Lavman yapılıyor.
Cuma vakti geliyor, cami tam odamın karşısında. Eşim yüzüme bakıyor cumaya gideyim mi dercesine.
Git diyorum bize bol bol dua et, Kur'an-ı Kerim oku. Bu arada arkadaşlar Abbase suresi doğumu kolaylaştırıyormuş bilginize.
Eşim camideyken ebe geliyor, elinde bir iğne sancı geldiği anda söyle bu iğneyi seruma ekleyeceğim diyor.
Evet geldi şimdi diyorum ve hemen iğneyi yapıyor. Asıl sancılar ondan sonra başlıyor. gözüm saatte sancılar dakikada 1'e düştü. Saat 12:00 civarı
Eşim geldi ben artık bağırmaya inlemeye başladım. Bağırmamı bekleyen eşim o zaman heyecanlanmaya başlıyor.
Ben hala hareket halindeyim yürümek iyi geliyor rahatlıyorum ama bacaklarımda derman kalmadı yere yığılacak gibi hissediyorum. Bir kolumda annem diğerinde kayınvalidem odanın içinde dolaşıyoruz. Dilimden dua eksik olmuyor, sürekli sesli seli okuyorum.
Artık eşim girdi koluma onunla ürüyoruz. Nst için yatmam gerekli. Yatınca sancımı daha çok hissediyorum. Eşim yanımda bir sancı geliyor ve kııırtt diye eşimin kolunu kapıyorum, can havliyle kolunu çekiyor sonra tekrar uzatıyor bana ısır hadi ısır diye. Sadece kazağını ısırarak sancımı geçiriyorum.
Böyle uzun anlattığıma bakmayın son muayeneden bu yana 20 dk. falana ancak geçti bir kontrol daha açıklık 6 cm olmuş.
Şok oluyorum daha 20 dk. önce 2 cm di. Saat 14:15 Bir muayene daha ebe başı geliyor diyor.
Hemen beni tekerlekli sandalyeye alıyorlar doğumhaneye gidiyoruz diyor. Eşimi göremiyorum eşim nerede eşim nerede derken hemen kapının önünde olduğunu görüyorum, ben gidiyorum diyorum dolu dolu gözlerle öpüyor beni. ben asansörle onlar merdivenden doğumhaneye iniyoruz. İnerken ebeye soruyorum "doğum kaç saat sürer?" çok sürmez diyor.
Ben hala 1 saat süre dimi diyorum yok canım 15 dakika diyor.
İnanmıyorum beni sakinleştirmek için söylüyor diye düşünüyorum kendimce.
Doğumhaneye girdiğimizde doktorum beni karşılıyor saat 14:20 hadi başlıyoruz diyorlar ve evet gerçekten şimdi başlıyoruz.
2-3 kez ıkınıyorum tabi ebe ve doktorumun yardımıyla. Ikınmayı da bilmiyorum, zannediyorum ki çığlık attığımda daha kolay olacak.
uyarıyorlar bağırmadan it bebeği, ıkınamamaktan korkuyorum, bir yandan da benimle konuşun ne oluyor diye söyleniyorum.
Dilimden dua tekbir düşmüyor. sanırım 4. yada 5. ıkınmada minicik parmaklar görüyorum.
Doğdu mu diyorum evet diyorlar neden ağlamıyor diyorum ağlayacak diyorlar ve hemen bebek hemşiresi alıyor yavrumu.
Bağırıyorumdurun bana göstermeden götürmeyin....Tamam göreceksin temizleyelim diyor. bu anlattıkların 20-30 saniye falan ancak sürüyor. Derken bir ağlama sesi duyuyorum benim bebeğim mi o diyorum evet diyorlar bir oh çekiyorum. ve plasentanın çıkması beklenirken bebeğim yanıma geliyor. yanağını yanağıma koyuyor hemşire öpüp kokluyorum yavrumu ohhh diyorum ve tekrar götürüyorlar. Saate bakıyorum 14:35 ebe doğru söyelmiş sadece 15 dakika sürüyor. Benim dikişlerim atılırken bebeğim babasına kavuşmuş. Doğumdan sonra 2 saat doğum katında müşahede odasına alıyorlar. Bebeğim geliyor emziriyorum Allahım bu ne harika bir duygu imiş. Emerken yavrumun resmini çekip babasına gönderiyorum. Müşahede odası doğumhanenin yanında olduğu için eşim yanımıza gelemiyor. Bebeğimi doyurduktan sonra duşumu alıyorum, üzerimi giyiniyorum. 2 defa kontrol edildikten sonra 16.30 gibi odamıza çıkıyoruz oda ne herkes gelmiş , herkes burada. Ben doğuma girerken abim yoktu annemler haber vermişler işten izin alıp gelmiş. En çok eşimi ve abimi görmek istiyorum. Her ikisininde gözleri kızarmış. Ellerinde çiçekler, yavrum yanımda uçuyorum Allahım mutluluk bu olsa gerek.
Bu arada doğum esnasında kimseyi unutmadım başta eltim olmak üzere bildiğim herkes için hayırlı evlat dualarımı ettim.
Tesadüf müdür bilinmez kızım 3,5 haftalıkken aylardır bebek isteyen eltimin 3 haftalık hamile olduğu haberini ald
huuuu nediyonuss
geldim ben okuldan babamız işten gelirken ablamızı alcak akşamüstü doktora gideceğizzzz
kızımın doğum hikayesini ben de sizle paylaşmak istiyorum kızlar okursunuz dimi:)
5 YIL GEÇTİ YUKARDAKİ HİKAYEYİ YAZALI
şaka gibi gerçekten yaa...inşallah bu kuzularımızda da çok güzel anılar yazarız hepimiz kızlar...
ilk hikayen de çok güzelmiş gerçekten canım...kimse okumazsa ben okurum merak etme nası olsa en son ben doğurcam
Nasıl anlatsam... Nerden başlasam... Böyle güzel bir meleğe giden yolculuğu hangi sözcüklerle ifade etsem bilmiyorum...
Üniversiteye başladığım ilk yıl tanıştım aşkla..Bir daha dünyaya gelsem yine onunla evlenirdim diyebildiğim bir aşkı hiç ayrılmadan doludizgin yaşadık ve altıncı yılımızda evlenerek güzel bir yaşama kucak açtık.. Kızıma giden yolda beklemek aklımızdan geçmedi, bir an önce tamamlanmalıydık, eksiğimiz dolmalı, yüreğimizdeki açık kapanmalıydı.. Test yapıp da çift çizgiyi gördüğümüzde ürkek gözlerle bakışmış ve sadece birbirimize sarılmıştık.
Hamileliğim çok da kolay geçmedi. İlk aylar mide bulantısı, son aylar sınırda şeker ve bebeğimin aşağıda oluşundan kaynaklanan yatma mecburiyeti geçen zamanı daha da yavaşlatıyordu.. Şafaklar yaza yaza tükendi ve 2 ocak geldi...
Sabah tahlil sonuçlarını bile titreyerek bekleyen ben, gayet sakin bir şekilde süslenip doğuma gittim. Doğumhaneye doktoru aramaya girdiğim gibi işlemleri başlattılar. Eşimi son bir kez gördüm, ona sarıldım, gözlerine baktım ve hiç ağlamadan doğumhaneye gittim...
Orada yapayalnızdım, savunmasızdım, çevremi saran kalabalığı zarzor duyuyordum... Belden aşağısını uyuşturup doğumu başlattılar, gözlerimi bir noktaya dikip öylece bekledim, içimden kızımla konuşuyordum..
Hemşire birazdan bebeğine kavuşacaksın dediğinde yaşadığım anın bilincine vardım ve kısa bir süre içinde titrek, incecik bir ses yüreğimden akarak dünyama giriverdi...
O anda gözlerimden süzülen damlalarla etrafıma bakıyordum...Miniğim, meleğim, canımdan kopup dünyama gelmişti. Onu karnımdaki gibi koruyamayacaktım artık.. Temizleyip geldiklerinde ise dolu dolu ağlamaya başladım.. Çünkü çenesi titriyordu, çünkü üşüyordu... Ben ne yaşarsam yaşayayım ona bişey olmasındı...İşte annelik bu olsa gerekti... Dokuz aydır yaşıyorum sandığım duyguları yeni yaşamaya başladığımı o an anlamıştım..
Doğumhaneden çıkardıklarında bütün sevdiklerimi gülümseyerek karşıladım. Eşimin elini tuttum, yine gözlerine baktım, onu üşütmesinler dedim.. söyle onu sıkı sarsınlar... İşte aşkımız somutlaşmıştı,işte sevginin, emeğin, paylaşımın en güzel meyvesini almıştık. Bebeğimi kucağıma aldığımda onu içime çektim, kokladım, bütün pisliklerden arınıp temizlendim.. anladım ki biz onu değil o bizi doğurmuştu, aile olmuştuk...
Şimdi zor ama güzel günler yaşıyoruz.. En güzel yorgunluk bu, en güzel uykusuzluk bu, en güzel acı çekmek bu..
İfade edemedim yine de... Onu anlatabileceğim cümleler bulamadım.. Onu yaşıyorum, hiç uyanmayacağım bir rüyadayım işte..Göğsünüzden midenize kıvılcımlar uçuşur ya bazen, onu yaşıyorum bebeğime bakarken...
Allah herkese bu duyguları yaşatsın... Bebeğim ağlıyor yine, bana ihtiyacı var...Hikayem burda sona eriyor...
Forumdaki bütün arkadaşlarıma, sözcüm seline çok teşekkür ediyorum..
5 YIL GEÇTİ YUKARDAKİ HİKAYEYİ YAZALI
şaka gibi gerçekten yaa...inşallah bu kuzularımızda da çok güzel anılar yazarız hepimiz kızlar...
yukarda paylaştığım hikayeyi dedim okursunuz dimi diye kız bunları okuruz herhalde doğursak da merak ederim ben bizim dönemde kim ne yaşamış ayollll:)
o zaman alabildiğimiz kadar alıcaz artık yapacak bişey yok,aynen zeysimacığım, annen gibi düşünüyorum. gerçekten güzel şeyler getirmiyorlar çoğunlukla, sırf elleri boş gelmiş olmamak için getiriyorlar, hatta kendi çocuklarına, torunlarına gelen, kullanmaya layık görmedikleri şeyleri alıp geliyorlar bazen.
bi tarihte hiç unutmuyorum, yengemin ilk bebeği doğduğunda, bi kızını benzin istasyonu olan, bi kızını da şu an milletvekili olan biriyle evlendirmiş, bayağı bilmiş ve görmüş geçirmiş ahbabımız "chicco" ambalajı içinde chicco olmayan kadife iğrenç bir tulumla gelmişti, şaşmış kalmıştık. çok ayıpladık tabi, göz boyamaya çalışmasına acayip uyuz olduk. hala hatırlar ne saçmaydı deriz.
yaaaaYüsra İpeğim adı gibi kolaylıkla geldi...
Merhaba arkadaşlar.
Buraya her girdiğimde salya sümük ağlayarak çıkıyor ve bir gün bede yazacağım inşallah diyordum.
Ben bir kaybın arkasından ikinci hamileliğimde yavrumu kucağıma alabildim, nasip böyleymiş.
Beklenen doğum tarihi 10.03.2012 artık son haftaya girdik, tüm hazırlıklar bitti neredeyse ama evim son kez bir temizlik istiyor.
06.03.2012 Salı evimi temizledim ohh şimdi hazırım derken iş yerinden bir haber "acil iki ihracat var gelmen lazım".
07.03.2012 Çarşamba işe gittim hemde akşam 20:30 a kadar çalıştım.
Ama üzerimde bir hafiflik var ki sormayın gitsin, sürekli bir şeyler yapmak istiyorum hiç oturmak istemiyorum.
08.03.2012 Perşembe Yarın kontrolüm var hazırlanmam lazım, duşumu aldım kişisel hazırlığımı yaptım.
Eşimin ailesi ve teyzesi de annemlere yemeğe gelecekler, söz verdim onlara yöresel bir yemekleri var ondan yapıyorum.
Herşey hazır masa kurulmadan önce ben yatsı namazımı kılayım.... Aaa o da ne kahverengi sümüksü bir akıntı var. Ampül yandı hemennişan dedikleri bu olsa gerek ama sancı falan hiç bir şey yok.
Eşim geldi hemen heyecanla ona gösterdim olup biteni, başkada kimseye bahsetmiyorum. Yuppi yavrum bir kaç güne kadar gelecek.
O akşam içim içime sığmıyor, uyku tutmuyor. Araştırıyorum ve nişan gelesi namaz kılmaya engel değilmiş hemen yatsıyı kılıyorum.
Hep yavrum hayırlısıyla cuma vakti doğsun istiyorum dualarım hep bu yönde.
09.03.2012 Cuma sabah namaza kalkıyoruz, ben o sırada bir ıslaklık hissediyorum.
Bakıyorum ve emin oluyorum artık suyum geliyor.
Eşime sırıtarak suyum geliyor diyorum.
Önce bir telaşlanıyor, telaş etme hadi sen namazını kıl bende bir duş alıp namazımı kılayım ondan sonra bakarız diyorum.
Duşumu alıyorum gayet sakin, namazımı kılıyorum Rabbime yalvarıyorum hayırlısıyla, sağlıkla doğum yapmayı ve isteyen herkese bunu nasip etmesini diliyorum.
Ama bendeki sakinliği görmeniz lazım çok tuhaftı, hiç telaş yok suratımda sürekli bir gülümseme.
Evi toparlıyorum, her şey yerinde ve düzenli olmalı, olur da eve gelemezsem kimseye bir iş kalmamalı.
Güzelce giyiniyorum, çantama yedek kıyafet alıyorum ne olur ne olmaz diye.
Ama doğum çantalarımızı almıyorum, hani belki doğum olmaz şimdi git sonra gel derler elimde çantalarla eve dönmek istemiyorum.
Bu arada eşim Kur'an-ı Kerim okuyor. Hep korkuyordum telaştan okuyamaz diye ama çok şükür korktuğum gibi olmadı.
Biz aheste aheste hastaneye yol alıyoruz.
Ama ben bu arada sancı var mı onu anlamaya çalışıyorum, evet ince ince bir sancı kasıklarıma geliyor.
İlk takibimde 15 dakikada bir gelip geçiyor, dayanılmayacak gibi değil. Bu arada hastaneye varıyoruz, eşim trafiğin yoğun olduğu saatte olur da trafiğe takılır sıkıntı yaşarız diye tedirgindi çok şükür çok müsait bir zamana denk geldi.
Nöbetçi doktor muayene ediyor "evet sızıntı şeklide bir su gelişi var, doğum başlıyor" diyor.
Yatış yapıyorlar, ben sürekli gülüyorum, eşimde benim sakinliğim karşısında "biraz bağırsana heyecanlanamıyorum diye tepkisini dile getiriyor.
Ama bende tık yok. saat 08:30 civarı sancılar sıklaşmaya başladı, bu arada annemi ve kayınvalidemi arıyorum.
Biz hastanedeyiz diyorum onlarda kontrole geleceğimi bildiklerinde sakin davranıyorlar. Ve sonra sakin olun telaş etmeyin beni doğuma alıyorlar, biz çantalarımızı almadık gelirken evden çantalarımızı getirin diyorum, onlar geliyorlar yatışım yapıldığı halde onları hastanenin kapısında karşılıyorum. Sonra birlikte odamıza çıkıyoruz.
Ben sürekli hareket halindeyim. Ebeler gelip gidiyor arda bir elle muayene ediyorlar ve nst ye bağlıyorlar.
İl muayene 1 cm açıklık. Bu arda doktorum geliyor doğumhaneye alıp muayene ediyor, "oo daha çok erken şu an aktif bir sıvı gelişi yokdoğum akşamı hatta yarını bulabilir diyor" işte o zaman telaş başlıyor bende.
Sancı odasına çıkıyorum tekrar, yarını bulur dedi diyerek buruk bir şekilde eşime bakıyorum.
Saat 10:30 civarı sancı serumu takılıyor epidural isteyip istemediğim soruluyor, hayır diyorum her şeyi hissetmeliyim.
Saat 12:30 gibi sancılar sıklaşıyor, ve doğum yapacağıma inanmaya başlıyorum.
Bir saat sonra tekrar kontrol ediliyor açıklık 2 cm ulaşmış.
"Ohooo saatte bir 1cm ancak oluyor gerçekten akşamı bulacak herhalde" diyorum. Lavman yapılıyor.
Cuma vakti geliyor, cami tam odamın karşısında. Eşim yüzüme bakıyor cumaya gideyim mi dercesine.
Git diyorum bize bol bol dua et, Kur'an-ı Kerim oku. Bu arada arkadaşlar Abbase suresi doğumu kolaylaştırıyormuş bilginize.
Eşim camideyken ebe geliyor, elinde bir iğne sancı geldiği anda söyle bu iğneyi seruma ekleyeceğim diyor.
Evet geldi şimdi diyorum ve hemen iğneyi yapıyor. Asıl sancılar ondan sonra başlıyor. gözüm saatte sancılar dakikada 1'e düştü. Saat 12:00 civarı
Eşim geldi ben artık bağırmaya inlemeye başladım. Bağırmamı bekleyen eşim o zaman heyecanlanmaya başlıyor.
Ben hala hareket halindeyim yürümek iyi geliyor rahatlıyorum ama bacaklarımda derman kalmadı yere yığılacak gibi hissediyorum. Bir kolumda annem diğerinde kayınvalidem odanın içinde dolaşıyoruz. Dilimden dua eksik olmuyor, sürekli sesli seli okuyorum.
Artık eşim girdi koluma onunla ürüyoruz. Nst için yatmam gerekli. Yatınca sancımı daha çok hissediyorum. Eşim yanımda bir sancı geliyor ve kııırtt diye eşimin kolunu kapıyorum, can havliyle kolunu çekiyor sonra tekrar uzatıyor bana ısır hadi ısır diye. Sadece kazağını ısırarak sancımı geçiriyorum.
Böyle uzun anlattığıma bakmayın son muayeneden bu yana 20 dk. falana ancak geçti bir kontrol daha açıklık 6 cm olmuş.
Şok oluyorum daha 20 dk. önce 2 cm di. Saat 14:15 Bir muayene daha ebe başı geliyor diyor.
Hemen beni tekerlekli sandalyeye alıyorlar doğumhaneye gidiyoruz diyor. Eşimi göremiyorum eşim nerede eşim nerede derken hemen kapının önünde olduğunu görüyorum, ben gidiyorum diyorum dolu dolu gözlerle öpüyor beni. ben asansörle onlar merdivenden doğumhaneye iniyoruz. İnerken ebeye soruyorum "doğum kaç saat sürer?" çok sürmez diyor.
Ben hala 1 saat süre dimi diyorum yok canım 15 dakika diyor.
İnanmıyorum beni sakinleştirmek için söylüyor diye düşünüyorum kendimce.
Doğumhaneye girdiğimizde doktorum beni karşılıyor saat 14:20 hadi başlıyoruz diyorlar ve evet gerçekten şimdi başlıyoruz.
2-3 kez ıkınıyorum tabi ebe ve doktorumun yardımıyla. Ikınmayı da bilmiyorum, zannediyorum ki çığlık attığımda daha kolay olacak.
uyarıyorlar bağırmadan it bebeği, ıkınamamaktan korkuyorum, bir yandan da benimle konuşun ne oluyor diye söyleniyorum.
Dilimden dua tekbir düşmüyor. sanırım 4. yada 5. ıkınmada minicik parmaklar görüyorum.
Doğdu mu diyorum evet diyorlar neden ağlamıyor diyorum ağlayacak diyorlar ve hemen bebek hemşiresi alıyor yavrumu.
Bağırıyorumdurun bana göstermeden götürmeyin....Tamam göreceksin temizleyelim diyor. bu anlattıkların 20-30 saniye falan ancak sürüyor. Derken bir ağlama sesi duyuyorum benim bebeğim mi o diyorum evet diyorlar bir oh çekiyorum. ve plasentanın çıkması beklenirken bebeğim yanıma geliyor. yanağını yanağıma koyuyor hemşire öpüp kokluyorum yavrumu ohhh diyorum ve tekrar götürüyorlar. Saate bakıyorum 14:35 ebe doğru söyelmiş sadece 15 dakika sürüyor. Benim dikişlerim atılırken bebeğim babasına kavuşmuş. Doğumdan sonra 2 saat doğum katında müşahede odasına alıyorlar. Bebeğim geliyor emziriyorum Allahım bu ne harika bir duygu imiş. Emerken yavrumun resmini çekip babasına gönderiyorum. Müşahede odası doğumhanenin yanında olduğu için eşim yanımıza gelemiyor. Bebeğimi doyurduktan sonra duşumu alıyorum, üzerimi giyiniyorum. 2 defa kontrol edildikten sonra 16.30 gibi odamıza çıkıyoruz oda ne herkes gelmiş , herkes burada. Ben doğuma girerken abim yoktu annemler haber vermişler işten izin alıp gelmiş. En çok eşimi ve abimi görmek istiyorum. Her ikisininde gözleri kızarmış. Ellerinde çiçekler, yavrum yanımda uçuyorum Allahım mutluluk bu olsa gerek.
Bu arada doğum esnasında kimseyi unutmadım başta eltim olmak üzere bildiğim herkes için hayırlı evlat dualarımı ettim.
Tesadüf müdür bilinmez kızım 3,5 haftalıkken aylardır bebek isteyen eltimin 3 haftalık hamile olduğu haberini ald
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?