İşte ben o alma verme olayına çok karşıyım canım, devir değişti. Hangi yüzyılda yaşıyoruz? Eskiden kıza sorulur muymuş istiyor musun diye? Evlendiği gece evlendiği kişiyi görenler varmış bırakın önceden bir kere görüp evlenmeyi kabul etmeyi, şimdi evleneceğimiz kişileri kendimiz seçiyoruz, flört ediyoruz kaldı ki eskiden kaynana evine gelirmişsin, gelmesen bile kendi aileni 2. plana atmak zorunda kalır, onların evinin has insanı olurmuşsun. Şimdi böyle değil, çoğu gelin eş ailesine misafir gibi, hatta bayramlar da bile eskiden eş ailesi önce ziyaret edilirken şimdi gelinin annesine gidiliyor, eşitlik deniyor. Hal böyle iken bir çok kişi kendisi için, işine geldiği için '' kız aldılar '' cümlesini kullanıyor.
Çocuk olur, kayınvalidem gelmiyor derler, ama çocuk yokken '' zırt pırt geliyor '' olur onun adı, iyiken eşini günde kaç kere aradığına kadar takılır, dert edinir. Ama mesela maddi durum söz konusu olunca '' hadi beni geçtim, oğlunu torununu da mı düşünmüyorlar da hiç halin nedir diye sormuyorlar? '' olur. Yani böyle, ben kimseden bişey isteyemem çünkü ben sevdiğim insanla birşeylerin karşılığında evlenmiyorum, sevgim karşılığında evleniyorum. Sevgi de miktarla, parayla ölçülebilecek birşey değildir olay bu kadar basit aslında, ben erkek olsam direkt; sen benimle ne için evleniyorsun diye sorardım talepleri olan kişiye, bunlar karşılığında mı beni seviyorsun derdim..
Sağol canım iyiyim teşekkür ederim, sen nasılsın?

Nişanlılık adı altında olan bişey yaşamadım hiç, yüzük yokken nasılsak aynen öyleyiz.

Haftasonu anaanneme gittik, nişanlımında geleceğini söyledim babama yüzü düştü. Düğün mü, Bayram mı diyor?:26:
Bir düğün olurmuş, Bayram falan olurmuş öyle gelirmiş. Düğünü, bayramı beklersek biz direkt nikah masasına oturacağız herhalde..
Görüşmeye gerek yokmuş ki, ee ben rahat hareket edemeyeceksem bu yüzüğün ne anlamı var ki?

Böyle bir saçma durumdayız işte.