3. Sinema Günleri 1. Anket Haftası ( atlantis)

?


  • Ankete Katılan
    10
  • Anket Kapalı .

Pia öncelikle çok güzel derli toplu yazmışsın, amacım da tam olarak buydu, bu 3 dahinin yaşamları üzerinden sanatçıya karakteristiğini verenleri tartışmak.

Acı... kesinlikle sanat yaratımının en büyük etkenidir. Huzurlu bir ruh yaratamazmış gibi gelir bana, bizim için çarpık, sıradışı hatta ve hatta ahlaksızca olan sanatçının olağan yaşamıdır. Yaşadığı acılar ya da farklı dünyaya sürükler ya da farklılığı onu sanatçı yapar.

Bir de bilmem dikkatinizi çekti mi ama neden iyi şairler eşcinsel ( Lorca, Murathan Mungan, Rimbaud, Verlaine, vb...) Alın size yeni bir tartışma konusu=)))))))
 
Az önce izledim ,
Film konusu itibariyle merak uyandırıcı ve sürükleyiciydi.
Pia ve atlantis güzel noktalara değinmişsiniz.
Benim kendi adıma bir kaç eleştirim var filmle ilgili.
Yönetmen berbattı. Zannediyorum ki biyografiden ziyade yönetmende Salvador Dali ve Federico García Lorca arasındaki gizli ilişkiyi ele almak istemiş ve ben bu filme biyografi diyemiyorum . Biyografileri sevdiğim için bu film beni tam anlamıyla doyurmadı.

Geçişler nasıl işlenmiş anlam veremedim, bu senaryo biraz daha zenginleştirilip usta ellere verilseymiş mükemmel bir film çıkarmış ortaya. Yan karakterlerde çok kötüydü .

Filmde gereksiz ve abartı bir müstehcenlik yoktu. Sarissanın rahatsız olduğu ve kapattığını tahmin ettiğim sahne. Filmin en vurucu ve etkileyici sahnesiydi bana göre.

Robert Pattinson beni şaşırttı. iyiydi.

Film keşke 3 saat olsaydıda . Salvador Dalinin yaratıcılığınıda dair güzel detayların verildiği sahnelerde izleyebilseydik.

"Endülüs Köpeği" izlenmesi gereken bir yapım belli, epey merak uyandırdı bende.

Dali'nin profesörle olan konuşması ,
su sahnelerindeki şiirsellik,
şiirler
beğendiğim bir kaç detay...
 

acı olmadan sanat olur mu ? güzel bir noktaya değinmişsiniz. Huzur bulduğumdan , aşk acısı çekmediğimden beri ben bile karalayamıyorum :)

Bu arada genellikle zeki ve zekasıyla bilinen insanlarda ateist değil mi? Kafayı bir şekilde bozan insanlar yeni arayışlar içine giriyor olmalı :) evet güzel bir tartışma konusu.
Normal olmayı seviyorum, anormal (!) (kime göre neye göre) insanların ürettiklerineyse bayılıyorum.
 
Bunuel'e de fazla yer verilmemiş, eğer bir yerinden öyküye Endülüs Köpeği dahil olmasa sıradan, vasat bir figüran görevi üstelenecekti.

Yönetmenin 3 kişinin yaşamlarını tüm detayları ile anlatma kaygısı olduğunu sanmıyorum, bence yönetmen iyiydi ve izleyiciyi aptal yerine koymadan kıskançlığı, tutkuyu aktarmayı başarmıştı. Nedir aptal yerine koymak; Bunuel belli ki bir kıskançlık, çekememezlik yaşıyor içinde ama bunu dillendirmiyor bazı filmler vardır sanki izleyici kıt zekalı gibi sahneler yetmez bir de söze dökülür oysa ne yapmışlar Bunuel'in ikilinin odadaki sohbetinden etkilenip, fesatlıkla bakan gözlerini bir başkasına çevirmiş ve kavga edişini izletmiş. Oradaki savunma mekanizması ( yer değiştirme /displacement) başarıyla aktarılmış ve tepkileri ile altta bir psikolojik analiz imkanı da sağlamış. Ya da eşcinsellere yönelik şiddet girişimi ve eşcinsele gidişi yansıtma mekanizmasının iyi kullanıldığını gösteriyor.

Dali'nin yaratıcılığı aslında gençliğinde yaşadığı bu travmatik- bastırılmış olaylar ve para uğruna anarşist çizgisinden kayıp faşizme meyletmesinde bence güzelce aktarılmış. üzerine düşününce detayları yakalamak daha kolay ve netleşiyor kimi sahneler. ıkinci kez izlediğimde ilkinde izlediğim birçok detayı atladığımı fark etmiştim.

Lorca'yı canlandıran oyuncunun ilk kez filmini izleyip kendisini tanıdım ( belki de ilk filmiydi) fiziksel olarak benzerlik buldum daha da ötesinde bir rolü canlandırmanın ötesinde yaşadığını düşündüm. O an o oyuncu değil Lorca'ydı. Lorca'nın hüznü, o hazin duruşunu çok iyi yansıtmış.


Dali'yi sanatçı olarak hiç sevmedim zaten resimde de sürreal akıma pek ilgi duymam ve Pattinson Dali'nin iticiliğini( faşizm sonrası) çok iyi canlandırmış. Başta izlediğimiz Dali ve sondaki Dali arasındaki farkı net ortaya koymuş bu da kendi adına sinemada başarı kaydettiğinin kanıtıdır. Edward diye ağlaşan kızlar için film "aaaa edward bir erkekle öpüştü ne iğrenççç" düzeyinde anlam ifade etse de kendisini kanıtladı bence.
 
Evet yönetmen 3 kişinin yaşamlarını tüm detaylarıyla anlatma ve bir biyografi çekme kaygısı duymamış. söyledimde bunu ztn. Ben biyografi beklentisiyle izlediğim için doyuma ulaşmadım, o konuda bir sorun yok. Yönetmenin seyirciyi aptal yerine koymayışı, vermek istenileni seyirciye akıllıca geçirmesi malesefki bu film iyi bir yönetmenin işi dememe yeterli olmuyor. Basit gibi görünen ama aslında filmi izlerken kopukluklara neden olmayacak kadar iyi aktarılması gereken yerlerde vardı ve olmamıştı.
Sonu kötüydü en önemlisi, şuan üzerimden etkisi uçup gitti buda bence yine yönetmenin başarısızlığı. Üstelik etkileyici bir son için çok iyi malzeme vardı. Filmde gerçeklik olmasaydı.
Salvador Dali, García Lorca yerine başka isimler olsaydı, bu kadar bile etkili olmazdı.

Evet iyi bir filmdi, ama çok iyi değil.
 


kesinlikle katılıyorum. dediğim gibi Robert Pattinson beni oldukça şaşırttı , filmin sonlarındaki abartı çıkışları ve inandırıcılığıyla, ben iyi bir oyuncuyum demiş.
:))))) çok güldüm, doğru söze ne denir :))))) aaa edward erkeklen , neyse
 
zeki insanlarin ateist olduklarini düsünmüyorum..ben olmadigima göre :)
hatta bi cok dehanin tam bir inanca sahip odlugunu biliyorum..cok okudum bu konuda
ama evet sanatkarlarin cinsel tercihleri farkli gibi gorunsede yine öyle degil sanki
sadece onlarinkini biliyoruz..bu bir tercihtir marjinal yasamlarinda daha cesur durlar eblki...ama siradan bicok insaninda farkli tercihleri oluyor ..bunlari kimi zaman diuymuyoruz bilmiyoruz kimi zaman bastiriyolar..


normal olmak... hep adini bilmedigim bir adamin emin olmadigim su cümlesini derim " farkli olmak icin saclarimi uzattim , sonra anladim ki aslinda farkli olmak farkli olmamakmis" bu tarz biseydi... farkli lmak aslinda farkli olmamak kendin olmak natural olmak.. heralde bu kendine guvenmekle alakali birebir
allah herkesi bütün esyayi farkli yaratmis,,tamamen farkli... kisi kendi olunca zaten cok özgü oluyor.. farkli oluyor
buna inaniyorum ben

atlantis , kesinlikle bunuel icin yazdigina katiliyorum.. saptamalarinizada

dövüs sahnesindede dalinin bi calismasi geldi gecti
lorcanin hatunla sevismesinden sonrada bi calismasi oldu.. ilgincti yaa

endülüs köpegini kendileride bir sanat eseri olarak görmüyorlarmis sadece sürreal hayallerinde canlandirmislar ve cekmisler estigi gibi nasil ve nereden esiyorsa

ama pattinson faciaydi kesinlikle :)))
 
Lorca'nın ölümünden Lorca'nın ölümüne Dali'nin gösterdiği delice tepkiden ve Bunuel ve dostların Lorca adına kadeh kaldırıp baştaki dizelerin sonunda da tekrarlanışı bence tatmin edici bir sondu.


Üniversiteye girişleri 18 yaşlarına tekabül eder, Lorca 38 yaşında vurulur, bu kadar geniş zaman aralığı film süresince o kadar aktarılabilmiş, tabi daha uzun da olabilirdi. Lorca'nın siyasi alanda mücadelesini izlemek, Bunuel'in ilk film denemesine tanıklık etmeyi kim istemez, ya da Lorca hiçbir şey yapmayıp tüm şiirlerini okusaydı keşke ama kronolojiye ve "gerçeğe" sadık kalıp bir de o süreci belirli bir süreye sığdırmak da kolay iş değil.

Film mükemmel değil, az ama öz seyircisi olacak türden. Oyuncular başarılıydı, mekanlar hoştu, renklere vuruldum zaten. Benim aklımda filme dair birçok fotoğraf karesi ve şiir de kaldı. Eğer bireysel görüşlerimiz yönetmenin performansını ölçmede yeterli ise o halde yönetmen de başarılıydı zira akılda iz bırakan sahnelere imza atmıştı.

Tabi film eleştirmeni değilim, sinema tekniği üzerine de akademik eğitim almadım haliyle yukarıdan bakan, birşey beğenmeme üzerine kimliklerini inşa eden film eleştirmenlerinin gözüyle değerlendiremiyorum.kaydirigubbakcemile3
 



Zeki insanların ateist olduğu rivayet edilir hatta bizzat ateistlerce istatistik verileri elden ele dolaşır (ne zekice bir yöntem kaydirigubbakcemile3 )tarihi figürlere de baktığımızda IQ 'su baz alınarak ateist oldukları da söylenebilir. Matematikçiler, fizikçiler, tarihte kuramları/ buluşları ile öncülük etmiş kişiler ateisttir yalnız o kişilerin hayatlarını okuduğumda ateizmden ziyade agnostisizme yakın olduklarını keşfetmişimdir onlar dine karşıdır ve tanrı konusu kendileri için muammadır ama netice bir inanç kırıntısı da yoktur içinde bu ayrı bir mevzu; bu hususta söyleyebileceğim tek şey inancın zeka değil gönül işi olduğu.

Evet belki zekiler inançsızdır ama zeka başlıbaşına insani bir nitelik de değildir, seri katillerin de ortalam bir zekanın üzerinde zekaya sahip olduklarını hatırlatırım; iş gönülde biter velhasıl:)


Endülüs Köpeği rüyalarının bir karışımıymış ama ciddi ciddi kuramcıların oturup bu filmi de incelediği söylenir. Rüyalarının içeriği dahi olsa rüyaların bilinçdışının içeriğini oluşturduğunu göz önüne aldığımızda çok da havada kalan sahneler değildir o zaman. Çözmek gerekir, ama biz bırakalım Endülüs Köpeğini kuramcılar çözsün Biz de filmden edindiğimiz bilgiyle yetinelim ( hiiiç zihnimi yoramayacağım şu anda )
 
Üniversite zamanlarından Lorcanın öldürülüşüne kadar verilen zamanı detaylı aktarsın demedim, geçişten kastımı anlamadın sen sanırım. örnek vermek gerekirse, Dali'nin gidiyorum demesi, sonrasında Lorcanın geçirdiği buhran ve karşılaşmaları . nasıl bir geçişti aman Allahım. Saolsun bıyık gibi önemli (!) bir detayı eklemeseydi ne oluyor diyecektik. neyse herkes her yönetmenin anlatımını sevecek diye bir şey yok, o kadar iyi yönetmenler ve 2 saatlere sığdırılan senaryolar izledim ki bu film beni tatmin etmedi.

Pia zeki insanlar ateist demedim, böyle bir şeyi demem heleki bir forumda. Zekasıyla ünlü insanların ateist olduğunu söylerler buda benim okuduğum ve işittiğimdi Bende bu tür genellemelerede ince bir sitem etmek istedim . yanlış anlaşılmamışımdır umarım.
 
Son düzenleme:

Ben de 2 saatlik film güzel olmaz demedim, kronoloji baz alındığında ve zaman dilimi geniş olduğunda kopuklukların olması normal dedim. Filmide kopukluk olmadığını da iddia etmedim, yönetmenin berbat olmadığını kendi iradesi dışında kimi olumsuz durumların bu kopukluğunda etken olduğunu ifade etmeye çalıştım



Dali gidiyorum dedi ve anında döndü evet kopuktu araya şu kadar zaman geçti gibi bir yazı eklenebilirdi ama onca şiirsel sahneyi bırakıp da buna takılıp yönetmeni yerden yere vurmak pek uygun gelmedi BANA
 
sadece buna takılmadım atlantissss :) örnek verdim , buna takılmayacaksın herhalde.(hep örnek vermekten çekinirim bu yüzden) tabikide yazı istemedim hay allah :)) bunu başka yollarıda var değil mi (bıyık dışında)

tekrardan detaylarıyla yazmayacağım,
zayıf senaryo, kopuk anlatım, yan karakterler ve sonu
iyi değildi. daha iyi olabilirdi...
 
yok canim .. hem desen ne olur prenses
yasak yoktur saniyorum

atlatiste yazmis ama ben katilmiyorum israrla..fizikciler belki maddeciler.. ama dehalar inanir.. gücü bilir
bir ara bakarim kitaplarima örnekler veririm
suan breaking benjamin dinlemekten kapakciklarim ekrani görmemi engelliyo
beynimin sag (löpmu deniyodu onlara yaaa unuttum okumustum) iste sag seyi ve sol seyi kavga ediyor.. direnmiyim ben zararli cikicam
iyi geceler
 
Pia benim böyle bir iddiam yok, Russell, Einstein gibi dahilerin ( ısrarla yazıyorum ki dehayı IQ eksenli ele alıyorum) agnostisizme yakın olmasından yola çıktım. Tabi ki zekiler arasında da inançlılar vardır ama zekanın başlıbaşına inanca ya da yüksek insani niteliklere aracı olmayacağını da ekliyorum. Bu tarafı zaten bilimseldir. ınsanda ham bir zeka vardır bunu geliştirip yön vermek kişinin kendi yeteneğine bağlıdır.

Aradaki korelasyon için de elimde veri olmadan yorum yapamam.

Ama şunu diyoruz; adı duyulmuş, öne çıkmış zeki kişiler arasında inançsız olanlar vardır, mutlaka inançlılar da; lakin inancı olmayan herkes de materyalist değildir, zira materyalizm farklı kategoride değerlendirilmesi gereken bir felsefi kuramdır, inanç sistemi değil.
 
Son düzenleme:
evet prenses bahsettiğin sahne kopma noktası oldu ama bu daha çok eşimin tepkisiydi
eşim o kadar tepki göstermese, ben sonuna kadar izlerdim.
açıkçası sonunu da merak ettim.
her ne kadar insanların terchlerine saygı duysak da sanırım bu boyutta tanık olmak hoşumuza gitmedi (daha önce de eşcinselliği içeren filmler izlemiştik) ve ben o üçlü sahnenin film açısından çok gerekli bir sahne olduğunu düşünmüyorum. iki kez başarısız girişim gerçekleştiği bilirtilmesine rağmen bu sahne elbette yapımcıların yorumudur.
bu bana konusu zayıf olup da cinsellikle ya da bel altı esprilerle açığı kapatmaya çalışan türk filmlerini hatırlattı.
prensesin de dediği gibi bu bir biyografik film değildi.
üç sanatçının yaşamından alınmış bir kesitti.
güzel olması için ya da biyografi diyebilmemiz için elbette doğumdan başlayıp ölüme kadar olan kesimi anlatacak diye bir şey yok. burada senorya daha çok eşcinsellik üzerine yoğrulmuş araya da özgürlük, faşizm gibi kavramlar serpiştirilmiş.
filmin sonunu da izleseydim belki fikrim farklı olabilirdi ama en azından benim izlediğim kısma kadar böyleydi.

filmi izlerken biz de sanatçıların neden bu tür sıradışı şeyler yaşadıkları üzerine konuştuk.
sanat zaten bir arayıştır ve yenilikler ortaya çıkarmaktır.
ben bu sıradışılığın ayarışlarla, yeni şeyleri keşfetme ihtiyacıyla ilgili olduğunu düşünüyorum.
daha önceden bilinenlerin ya da yaşananların bir süre sonra yetmemesi, üretebilmek için yeri yaşamlar tercih edilmesi...
"limit yok" filmin bence anahtar sözlerinden biri. bu söz sanat de için geçerli.
sınırlandırılmış bir sanat sanırım kendini tekrarlamaktan öteye geçemez.
 
Aslında tamda olayların akmaya ve daha ilgi çekici olmaya başladığı sırada kapatmışsınız filmi . Ben yinede bel altıyla zayıf senaryoyu kapatmaya çalıştığını düşünmüyorum yönetmenin. Çünkü filmde verilen açık sanhe erotik değil dramatikti ,özellikle sonrası. Bana kalırsa son zamanlardaki türk ve ABD yapımı komedi filmlerinde gösterilen kadın kalçaları , gereksiz kadın bacakları daha rahatsız edici o sahneden .

"filmi izlerken biz de sanatçıların neden bu tür sıradışı şeyler yaşadıkları üzerine konuştuk.
sanat zaten bir arayıştır ve yenilikler ortaya çıkarmaktır.
ben bu sıradışılığın ayarışlarla, yeni şeyleri keşfetme ihtiyacıyla ilgili olduğunu düşünüyorum.
daha önceden bilinenlerin ya da yaşananların bir süre sonra yetmemesi, üretebilmek için yeri yaşamlar tercih edilmesi..."


söylediklerine kesinlikle katılıyorum doğru tespit ve güzel dile getirmişsin canım


Yeni anket ne zaman açılacakkkkkkk ?.
 
filmi az evvel bitirdim.. gelelim yorumlarima:
sanirim hayatimda ilk kez bir escinsellik iliskisi izledim, tahmin ettigimden daha iyi buldum ( ne demek bu ya :)))
yani soyle o andaki iliski limitsiz dedigi Dali nin limitlerini kendi icersinde dustugu o arada kalmayi o kadar iyi gosterdi ki. kulagindaki kadin kahkahalari ve ayni zamanda optgu adam.. bence filmin en etkileyici sahnelerinden biriydi..
bir de ozgurluk uzerine olan konusmalari cok hostu.. budur dedim o anda..
paris e gidip ozgur olacaklarini ifade ettikleri konusmadan bahesiyorum Pia o kismi yazmis zaten tekrarlamiyorum o yuzden..
Dali nin cizgisini aslinda pek bilmem, ama film boyuncaki kiskancligi ve degisen kararlari bana cok zayif bir karakter imajini cizdi. neye tutkusu oldugunu cozemedim tam olarak.. uretmeye resim yapmaya asik gibi diycem de o da degil tam olarak. belki aci ya olabilir. aci cekmek bazilari icin kimi zaman fazlasi ile tutkun olduklari birseye donusebiliyor.
ve hepinizin de dedigi gibi, sanati besleyen aci dir, izdiraptir. huzurlu kimselerin iyi eserler cikarabilecegina hicbir zaman inanmamisimdir zaten.. ya da kendi adima en guzel siirlerimi ilk askimi kaybettikten sonra yazmisimdir ve su anda artik hicbirsey yazamiyorum... ruh kesinlikle aci ile birlikte uretime geciyor.. ben bunu bi annenin dogum yapmasina benzetirim.. en buyuk acilari cekip dunyanin en guzel varligina kavusurlar ya ona benzer..
Dali nin cocukluguna inmeyi isterdim bi de. bu homofobik durusu bu fasizme kayisi ne istedigini bilmez halleri mektuplari bile yillarca okumadan saklamasi, neden yani?..
guzel bir filmdi.. yer yer skmadi desem yalan olmaz, ama bana biseyler katti ise yeterlidir o film zaten benim icin..
sagol atlantis.
 
doğum örneğin çok etkileyici ve güzeldi asmin.

acaba filmi izleyemen arkadaşlarımız, izleyecekler mi ? sen yinede aç istersen anketi , nasıl olsa burdanda yorumlar devam eder yine..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…