arkadaşlar iyi akşamlar,
Benimkisi de böyle bir dert işte. Aklıma bir şey geliyor, ona inanıyorum ve öyleymiş gibi geliyor.
Kişilik olarak fazlasıyla mütevazi bir yapım oldu hep. Ama şuanki iş konumum bu mütevazılığı kaldırmıyor. Böyle olduğum için işimde sıkıntı yaşıyorum. Emri vaki yapmam gereken şeyleri yapamadığım için özellikle.
Mesela çay isticem masama, binbir rica ile itina ile konuşuyorum. -bir çay alabilir miyim size zahmet, lütfen diye. Masam temizlenecekse, kalkıp kendim siliyorum. Geçen odam günlerce temizlenmedi, bayağı bir sonra uyardım. Hergün temizlik şart olmasına rağmen.
Bir görevde komisyonda Başkan olarak ben varken komisyon üyeleri benden daha çok söz sahibi olabiliyor, neden sakince konuşmam, kimse alınmasın diye dikkat etmem yüzünden. Bu yüzden bir iki kez sorun yaşadım, üyelerden birinin dediği oldu diye iş başa sardı. Benim verdiğim kararı aynı üye imzalamak istemediği için iş artık uzamasın diye onun dediğini yaptık mesela. Yuppi diyerek çıktı odadan, kimin dediği olacak yarışına dönmüş gibi. Halbuki ben hem söz sahibi olarak hem de en uygun kararları yazmaya çalışmıştım.
Bugün yine başka bir komisyonda başkanken ve jürideyim, usule uygun şekilde eleme yapılsın diye uğraşırken, fazla sorgulamayın, bizim dediğimizi yapın tavrıyla karşılaştım. tüm gün başım ağrıdı.
Dürüstüm, asla yalan söyleyemem, söylemedim de, kıvıramam da.
Ben çalışma ve verimli olma düşüncesinde iken insanların bu şekilde yarış içinde oldugunu farketmem hayal kırıklığına uğrattı açıkcası.
Çok belirgin bir kaç kıskançlık durumu hissettim.
Bir arkadaşıma anlattım sen oraya fazla gelmişsin dedi. Genelde yaşıtım olmasına rağmen çoğu bekar, evliler yeni evli ve bir iki tanesi tek çocuklu. Evlenememiş olmayı dert ediyorlar genelde. Benim iki çocuğum var ve statü olarak en üstten başladım. Bütün eğitimlerin ve yabancı dil belgelerim tam. Aktif olarak etkinliklere katılıyorum..
Oysa ben arkadaşça sıcacık bir ortam hayal etmiştim bu işyerinde başlamadan önce.
Bu sebeple kendimi zorlayarak direktif verme konusunda biraz çabalayayım diyorum. Yapamıyorum. Kendimin dışına çıkamıyorum. Çıkmazsam sorun yaşıyorum.
Geçmişi düşünüyorum hep böyleydim. Daha önce de kırıldıgım çok kişi oldu. Hep iyi niyetli yaklaşmış olduğum için kurgınlıklarım büyük oluyor.
Öyle işte. Paylaşmak istedim.
Yarınki komisyonda da bizim dediğimiz şekilde olacak diye direktif veren kadına da anlayacağı dilden tavır takınmak istiyorum. Hiç yüzüne bakmadan, çok da umursamaz bir edayla işimi yapıp, imzamı atıp çıkayım diyorum. Bakalım nasıl olacak..
Ama bu tür durumlar kendimi bulamamış oldugumu iyice hissettirdiği için daha bir özgüvensiz yaklaşıyorum..öyle hissediyorum.
Benimkisi de böyle bir dert işte. Aklıma bir şey geliyor, ona inanıyorum ve öyleymiş gibi geliyor.
Kişilik olarak fazlasıyla mütevazi bir yapım oldu hep. Ama şuanki iş konumum bu mütevazılığı kaldırmıyor. Böyle olduğum için işimde sıkıntı yaşıyorum. Emri vaki yapmam gereken şeyleri yapamadığım için özellikle.
Mesela çay isticem masama, binbir rica ile itina ile konuşuyorum. -bir çay alabilir miyim size zahmet, lütfen diye. Masam temizlenecekse, kalkıp kendim siliyorum. Geçen odam günlerce temizlenmedi, bayağı bir sonra uyardım. Hergün temizlik şart olmasına rağmen.
Bir görevde komisyonda Başkan olarak ben varken komisyon üyeleri benden daha çok söz sahibi olabiliyor, neden sakince konuşmam, kimse alınmasın diye dikkat etmem yüzünden. Bu yüzden bir iki kez sorun yaşadım, üyelerden birinin dediği oldu diye iş başa sardı. Benim verdiğim kararı aynı üye imzalamak istemediği için iş artık uzamasın diye onun dediğini yaptık mesela. Yuppi diyerek çıktı odadan, kimin dediği olacak yarışına dönmüş gibi. Halbuki ben hem söz sahibi olarak hem de en uygun kararları yazmaya çalışmıştım.
Bugün yine başka bir komisyonda başkanken ve jürideyim, usule uygun şekilde eleme yapılsın diye uğraşırken, fazla sorgulamayın, bizim dediğimizi yapın tavrıyla karşılaştım. tüm gün başım ağrıdı.
Dürüstüm, asla yalan söyleyemem, söylemedim de, kıvıramam da.
Ben çalışma ve verimli olma düşüncesinde iken insanların bu şekilde yarış içinde oldugunu farketmem hayal kırıklığına uğrattı açıkcası.
Çok belirgin bir kaç kıskançlık durumu hissettim.
Bir arkadaşıma anlattım sen oraya fazla gelmişsin dedi. Genelde yaşıtım olmasına rağmen çoğu bekar, evliler yeni evli ve bir iki tanesi tek çocuklu. Evlenememiş olmayı dert ediyorlar genelde. Benim iki çocuğum var ve statü olarak en üstten başladım. Bütün eğitimlerin ve yabancı dil belgelerim tam. Aktif olarak etkinliklere katılıyorum..
Oysa ben arkadaşça sıcacık bir ortam hayal etmiştim bu işyerinde başlamadan önce.
Bu sebeple kendimi zorlayarak direktif verme konusunda biraz çabalayayım diyorum. Yapamıyorum. Kendimin dışına çıkamıyorum. Çıkmazsam sorun yaşıyorum.
Geçmişi düşünüyorum hep böyleydim. Daha önce de kırıldıgım çok kişi oldu. Hep iyi niyetli yaklaşmış olduğum için kurgınlıklarım büyük oluyor.
Öyle işte. Paylaşmak istedim.
Yarınki komisyonda da bizim dediğimiz şekilde olacak diye direktif veren kadına da anlayacağı dilden tavır takınmak istiyorum. Hiç yüzüne bakmadan, çok da umursamaz bir edayla işimi yapıp, imzamı atıp çıkayım diyorum. Bakalım nasıl olacak..
Ama bu tür durumlar kendimi bulamamış oldugumu iyice hissettirdiği için daha bir özgüvensiz yaklaşıyorum..öyle hissediyorum.
Son düzenleme: