- 17 Ağustos 2011
- 25.854
- 164.570
- 798
- Konu Sahibi kararsizkadin1
-
- #61
e desin senden uzak allaha yakin olsunO 33 yaşında. Bana gelince test yaptırmayan doktora zar zor giden aşı olmayan ama ayrılınca bundan sonra hayatımı kuracağım aşı da olacağım vs dedi
40 yaşımdan evlendim kızherkese merhaba. geçenlerde açtığım konuda evlilik için görüştüğüm insanın hpv taşıdığından bahsetmiştim. bazı çekincelerim vardı sizin de yorumlarınız yol gösterici oldu ve bu riski almayarak ilişkiyi sonlandırdık. ama inanılmaz şekilde boşluğa düştüm.
32 yaşındayım. devlet memuruyum iyi bir işim var. artık aile kurmak, anne olmak istiyorum. fakat bu yaştan sonra nasıl olacak hiç bilmiyorum. son yaşadığım olaydan sonra ciddi bir güven sorunu oluştu erkeklere karşı. çok mutsuz ve umutsuzum. yalnız kalmak, yalnız bir hayat en büyük korkum. ailevi anlamda da geçmişte çok zor şeyler yaşadım...
tek istediğim güvende hissedeceğim, sevgi dolu bir yuva kurmaktı ama bu yaşa kadar olmadı. hep yanlış ilişkilerden yana yara aldım. bir yandan da toplum baskısı var; herkes 'evde kalmış' damgasını yapıştırıyor bir şekilde. psikolojik olarak çok yıprandım. evlenmek bu saatten sonra gerçekten imkansız mı?
Evet kesinlikle nokta atışı, okul bitti atandım evlendim, eşimde ekip arkadaşımdısiz ATT'deydiniz sanırım değil mi?
bir dönem ATTler çok alındı ve hızlıca atandı
bir dönem de PDRciler, okul önceciler öyleydi
bir dönem fizyoterapistler
epey bir yengem biraz da kuzenim var da bitirip, hemen atanıp, hemen evlendiler. (mesla çevrenizde arkdaşlarınızla filan birlikte atanıp birlikte evleniyorsunuz, iş arkdaşlarınız genelde evli oluyor vs. size normal böyle geliyor anladığım kadarıyla. )
hatta liseden atanabilenler vardı onlar 21-22'lerde evlendiler. bence siz de iş güc sahibi olup evlendiğiniz için normal geliyordu.
son 5 senede ne oldu derseniz mesela bizde öğretmenlik yazıp bitirip atanan yok (5 senede bitirip atanıyordun eskiden) şu anda, ATT de yeni olan yok (bunu 2 senede yapıyordun).
yok yani baya tıp filan kazanan gidiyor diğerleri durdu bekliyor. böyle dura dura yaşayınca da uzuyor hep süreçler. hatta okusa işe güce de girse evlenmeyen de çok artık o bitir-atan-evlen şeysi de azaldı
sizin yaş da müsaitmiş aslında bu furya için evlenip onu atlatmışsınız
Mükemmel bir yazı olmuş. 33 yaşındayım, yanlış kararlar vermekten korkuyorum, bambaşka yerden bakmamı sağladınız. TeşekkürlerÖnce yaşadığınız kaygıyı ve umutsuzluğu normalize etmeniz lazım. Yaşınız çok büyükmüş ve herkes mutlu huzurlu yuva kurmuş, hep doğru kişiyi bulmuş bir tek siz bulamamışsınız ve bulamayacakmışsınız gibi bir korku yaşıyorsunuz.
Yaşadıklarınız çok insanca duygular, yaşınızın 32 olması sizi geç kalmış yapmaz. İlişki sonrası boşluğa düşmeniz de doğal. Yalnız kalma korkunuzun arkasında esas olarak terk edilme, değersizlik ya da sevilmeme duygusu var gibi.
Şunu peşinen belirteyim: Evlilik, anne olmak, sevgi dolu bir yuva kurmak elbette çok insani arzular. Fakat bu arzuların arkasında temelde ne var? Eğer "yalnız kalma korkusu" varsa seçtiğiniz kişiye değil, korkunuza bağlanırsınız. Bu da bir yuva kursanız bile ilişki içinde kendinizi var edememenize, rahat seçimler yapamayıp düşüncelerinizi isteklerinizi hep göz ardı ederek karşı tarafa ifade etmekten çekinmenize sebep olur. Yani bugün "en büyük hayaliniz" yarın "en büyük pişmanlığınız" olabilir. Lütfen acele etmeyin, paniğe kapılmayın.
Yaş meselesine gelirsek de nasibin bir yaşı yoktur zamanı vardır. Kaderde varsa olacak olanın önünde hiçbir bahane duramaz. 32 yaş bir toplum etiketidir, biyolojik olarak hâlâ çok sağlıklı ve genç bir dönemdesiniz. Ama asıl mesele siz kendi içinizde bu yaşı ‘geç kalmışlık’ olarak kodladığınızda, bilinçdışı düzeyde kendinizi değersiz hissetmeye başlıyorsunuz. İşte o değersizlik duygusu da sizi yanlış seçimlere ve ilişkilere götürür. Bu devirde işini gücünü kurup aileden ayrı bir yaşam alanı oluşturmak zaten 20'lerin sonlarını buluyor. 20'lerin başında evlenenlerin çoğu da 30'a kadar ilk boşanmasını geçirmiş oluyor zaten. İstisnalar tabii ki olur lakin kaideyi bozmaz. Hepimiz biliyoruz ki evlilik kurumu eskiye nazaran sağlamlığını büyük oranda yitirdi. İnsanların birbirine tahammülü az, sadakat sallantıda, çocuklara iyi bir gelecek vermek borç ödemek eskisinden de zor. Ben evlenmektense mutlu bir evlilik yapmaya odaklanmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Karşınıza çıkanlar bunu sağlayamayacağını açıkça belli eden tiplerse neden kendinizi onlara mecbur hissedesiniz ki? Yalnız kalmaktan niçin bu kadar korkuyorsunuz? Ya da soruyu şöyle değiştireyim "fiziksel olarak yalnızlık mı sizi asıl korkutan yoksa duygusal anlamda yalnızlık mı?"
Siz aslında güçlü bir kadın profilisiniz. Memuriyetle ekonomik bağımsızlığınızı almışsınız, kendi ayaklarınızın üzerinde duruyorsunuz. Bu sizin öz değerinizin kanıtı. Ama kalbinizdeki boşluk sanki tüm bu başarıları görünmez kılıyor. Çünkü toplumsal gözlükle bakıyorsunuz kendinize. 32 yaşındayım, evlenemedim, demek ki başarısızım.
Halbuki evlilik bir başarı ölçütü değildir bu hayat yolunda bir tercihtir.
İç dünyanızda bir çatlak var gibi. Ailenizde sorunlu olan o yapıyı, sevgisizliği kendi kuracağınız ailede telafi etme isteğiniz çok doğal ama her şey her zaman kafada kurduğumuz kadar güzel olmaz işler ciddileşince. Eğer toplumun sesi tamamen susturulsaydı, mesela şu an 32 değil de 24 yaşında olsanız içinizden ne gelirdi? Önce evlilik mi isterdiniz yoksa güvenle nefes alacağınız bir iç huzur mu? Bunun cevabı önemli. Sadece "evlenmek" değil, nasıl bir evlilik, nasıl bir eş, nasıl bir birliktelik istiyorum sorularını da lütfen kendinize sorun. Çünkü yalnızlık korkusuyla yapılan evlilikler yalnızlıktan kaçış oluyor. Bu da içinizdeki boşluğa, mutsuzluğunuza çare olmaz. Yanınızda bir adam olur ama bedenen olur. Ruhu başka alemdedir bu sefer evlilik içinde çaresiz ve yalnız kalırsınız.
Zira sadece karşılıklı sevginin anlayışın olduğu, kendine her bakımdan denk kişilerle yapılan, sağlam zemin üzerine kurulmuş evlilikler gerçekten yuva olabilir.
Ben içinde bulunduğunuz duygu karmaşasının, toplum baskısının sizi yönlendirmesine şu aşamada izin vermeyin derim. Bir terapi desteği alabilirseniz ne isteyip istemediğiniz, evliliğe yüklediğiniz anlamlar ve sağlıklı ilişki kurma doğru kişileri seçme konusunda çok aydınlanacağınızı düşünüyorum. Hakkınızda hayırlı olan kolaylıkla sizi bulsun inşallah.
Kesin yapar.O 33 yaşında. Bana gelince test yaptırmayan doktora zar zor giden aşı olmayan ama ayrılınca bundan sonra hayatımı kuracağım aşı da olacağım vs dedi
Rica ederim, bu konuda çoğu kadının üzerinde büyük bir toplum baskısı var ve çoğu zaman kendi iç sesimiz zannettiğimiz o ses, başkalarının sesi. Bunlardan ayrı konumlanıp ne istediğimize karar vermek önemli. Nasipte gönlümüze sinen ve hayırlı biriyle karşılaşırsak zaten yol kendi evliliğe gider. Karşılaşmazsak da bir şey kaybetmez kimse. Önemli olan bu hayatın sonunda başkaları için yaşamadan, kendim için güzel işler yaptım mutlu ve sağlıklı bir ömür geçirdim diyebilmek bence:)Mükemmel bir yazı olmuş. 33 yaşındayım, yanlış kararlar vermekten korkuyorum, bambaşka yerden bakmamı sağladınız. Teşekkürler
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?