35 yas bunalımı mı başladı acaba?

sookiestackhouse

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
10 Ocak 2016
1.136
2.375
133
Merhaba hanımlar,
Öncelikle yazıp yazmama konusunda çok düşündüm ama içimi birilerine dökmem lazım. Sorun şu ki 34 yaşındayım, iyi bir mesleğim ve beni sevip sayan bir eşim var. Birçok kişi için sahip olunduğuna şükür duyulması gereken şeyler beni boğmaya başladı. Şöyle ki, sanırım evlendiğime pişmanım. Eşimi çok seviyorum ve bana karşı hiçbir kötülüğü olmadı ama beni çok boğuyor evlilik galiba. Bekar olsam şimdi belki Japonyadaydım diyorum. Ya da Brezilyada. Ben herseyi rahatlıkla arkamda bırakıp sıfırdan başlamayı hep göze alabilmiş biriyim ama eşim öyle değil. Önemli bir konumda sevilip sayılan biri çevresinde. Bunları bırakıp gitmek ve yeniden zorluk yaşamak istemiyorum diyor. Bense karnım tok olsun yeter kafasındayım. Bunları yapamamak bende (saçma biliyorum ama hayatı kaçırıyormuş hissi yaratıyor) Gezi ve macera programlarını izlerken gözlerim doluyor. (Şımarıklık diyecek belki çoğu insan.) Eşim de sever gemeyi birlikte yurt dışına da gideriz ama benim aylarca dil dökmem ve onu vize almaya ikna etmem gerekiyor bu da beni çok yoruyor. Paramız da var yani zor durumda da değiliz.
Sadece bu da değil, beni hiç yalnız bırakmıyor. Hep dibimde. yani kıskanclık gibi diil de yani sensiz zevk almıyorum beraber gidelim beraber oturalım vs vs. Ama ben yalnızlıgına da düşkün biriyim. Eskiden iş gezileri olurdu onları dört gözle beklerdim. Hem nefes alırdım hem de onu özlemiş olurdum. Ama şimdi öyle bir durumu yok çünkü konumu değişti. Birlikte alışverişe gidiyoruz hemen her magazada sıkılıyor hemen çıkmak istiyor. Sen burda otur kahve iç ben dolaşıp geleyim diyorum ne meraklısın bensiz gezmeye diyor ( İnanır mısınız işten bazen izin alıp yalnız başıma haftaiçi alışverişe gidiyorum bazen. Tepemde bik bik edip durmasın diye.
Diyeceksiniz ki neden evlendin? Ben de kendime çok soruyorum bunu ama sanırım mantıklı geldi aşık olduğum ve zaten aynı evde yaşadığım biriyle evlenmek. Yaşım da müsaitti neden olmasın dedim.
Çevremde kimseye anlatamıyorum çünkü çoğu insana saçma gelecek. Ortada boşanmalık bir sorun da yok zaten bu sorunun çözümü o da değil. Sanırım bu içinde bulunduğum yaş itibariyle bu günlerde kafama dank eden birşey. Başka biri olsa değişir miydi bu hislerim diye düşünüyorum ama sanırım hayır. Sanırım bu huzursuzluğum eşime de yansıyor son dönemlerde. Dalıp dalıp gidiyorsun hep diye şikayet ediyor. O kadar haklı ki.
Bunları onunla konuşmayı da denedim. Ama kendimi anlatamadığım için haksız duruma düşüyorum ve bana küsüyor. Çocuk düşünüyorduk. Psikolog bir arkadaşım bu haldeyken olmaz yoksa post partum bile yaşarsın dedi. Erteledim kendi kafamda. Onu bile soyleyemiyorum çünkü kalbi kırılır gibi geliyor. Şimdi böyleysem menapozda neler yaşarım kimbilir.
Uzun olmuş biraz kusura bakmayın. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
 
Aslında anlıyorum hak da veriyorum ama maalesef sende de hata var. Kendini yeteri kadar tanımadan belki de ruhunu tam anlamıyla doyurmadan evlendin. Kaç yıllık evlisin,orayı kaçırdım da daha geç yaşta evlilik yapsaydın bunları hissetmezdin bence.
Benim geç evlilik yapma sebeplerimden biri budur.
 
Aslında anlıyorum hak da veriyorum ama maalesef sende de hata var. Kendini yeteri kadar tanımadan belki de ruhunu tam anlamıyla doyurmadan evlendin. Kaç yıllık evlisin,orayı kaçırdım da daha geç yaşta evlilik yapsaydın bunları hissetmezdin bence.
Benim geç evlilik yapma sebeplerimden biri budur.
Daha 32 yasindayken evlendim. Cok da erken diil yani:))) evliligim de cok yeni. Ama ruh doyurma kismina katiliyorum. Katiliyorum da iste benim ruhum doyumsuz galiba biraz. Diyorum ya bu konuyu acmaya bile cekiniyorum bircok tanidigima. Yukarfa bir uye sakayla karisik prenses sendromu demis. Yani sesli soylemese bile cogu arkadasim da boyle dusunur eminim. Kocan kumarci veya gozu disarda biri olsaydi boyle sacma seyleri dusunmezdin diyen bile oldu mesela.(kkyi okuyunca hak vermemek elde degil) ama ben de bu hislerimle basa cikamiyorum artik. Surekli dizi film vs izliyorum, kitap okuyorum ve kendimi hep baska yerleri, baska seyleri hayal ederken buluyorum. Bulundugum noktadan huzursuzum. Hep baska biryer, baska bir hayat ozlemi mi cekecegim?:(((
Kalkip gitsem esime buyuk haksizlik, kalsam bana....
 
Benim burdan edindiğim izlenim, yanılıyor da olabilirim ama Eşiniz bencil sanki,
hem sizinle gezmek isteyip hem bik bik eden o,
sizin probleminize duyarsız kalan o,
Dibinizden ayrılmayan o.
Çünkü ilgi odağı olmak isteyen o.
Hayatınızdaki insan, yol arkadaşınız sizin hayalllerinizi ve isteklerinizi umursamıyor.
Hayalleriniz var bunları yapabilecekken yapmıyorsunuz. Yapmadığınız sürece içinizde uhde kalacak ve ne kadar sevsenizde belki de zamanla bundan dolayı eşinize öfke ve kin duymaya başlacaksınız.
Eşinizle konuşmaya çalışmayın ciddi ciddi konuşun ve hiç ağlayıp zırlayıp küsmemesini söyleyin.
Bu durgunluğunuzun ve mutlsuzluğunuzun sebebini bize yazdığınız gibi anlatın.
Bana öyle geliyorki bu mutsuzluğunuz devam ederse siz ayrılığı göze alacaksınız.

Şu aşamada bebek olayını ertelemeniz en mantıklısı.
 
Merhaba hanımlar,
Öncelikle yazıp yazmama konusunda çok düşündüm ama içimi birilerine dökmem lazım. Sorun şu ki 34 yaşındayım, iyi bir mesleğim ve beni sevip sayan bir eşim var. Birçok kişi için sahip olunduğuna şükür duyulması gereken şeyler beni boğmaya başladı. Şöyle ki, sanırım evlendiğime pişmanım. Eşimi çok seviyorum ve bana karşı hiçbir kötülüğü olmadı ama beni çok boğuyor evlilik galiba. Bekar olsam şimdi belki Japonyadaydım diyorum. Ya da Brezilyada. Ben herseyi rahatlıkla arkamda bırakıp sıfırdan başlamayı hep göze alabilmiş biriyim ama eşim öyle değil. Önemli bir konumda sevilip sayılan biri çevresinde. Bunları bırakıp gitmek ve yeniden zorluk yaşamak istemiyorum diyor. Bense karnım tok olsun yeter kafasındayım. Bunları yapamamak bende (saçma biliyorum ama hayatı kaçırıyormuş hissi yaratıyor) Gezi ve macera programlarını izlerken gözlerim doluyor. (Şımarıklık diyecek belki çoğu insan.) Eşim de sever gemeyi birlikte yurt dışına da gideriz ama benim aylarca dil dökmem ve onu vize almaya ikna etmem gerekiyor bu da beni çok yoruyor. Paramız da var yani zor durumda da değiliz.
Sadece bu da değil, beni hiç yalnız bırakmıyor. Hep dibimde. yani kıskanclık gibi diil de yani sensiz zevk almıyorum beraber gidelim beraber oturalım vs vs. Ama ben yalnızlıgına da düşkün biriyim. Eskiden iş gezileri olurdu onları dört gözle beklerdim. Hem nefes alırdım hem de onu özlemiş olurdum. Ama şimdi öyle bir durumu yok çünkü konumu değişti. Birlikte alışverişe gidiyoruz hemen her magazada sıkılıyor hemen çıkmak istiyor. Sen burda otur kahve iç ben dolaşıp geleyim diyorum ne meraklısın bensiz gezmeye diyor ( İnanır mısınız işten bazen izin alıp yalnız başıma haftaiçi alışverişe gidiyorum bazen. Tepemde bik bik edip durmasın diye.
Diyeceksiniz ki neden evlendin? Ben de kendime çok soruyorum bunu ama sanırım mantıklı geldi aşık olduğum ve zaten aynı evde yaşadığım biriyle evlenmek. Yaşım da müsaitti neden olmasın dedim.
Çevremde kimseye anlatamıyorum çünkü çoğu insana saçma gelecek. Ortada boşanmalık bir sorun da yok zaten bu sorunun çözümü o da değil. Sanırım bu içinde bulunduğum yaş itibariyle bu günlerde kafama dank eden birşey. Başka biri olsa değişir miydi bu hislerim diye düşünüyorum ama sanırım hayır. Sanırım bu huzursuzluğum eşime de yansıyor son dönemlerde. Dalıp dalıp gidiyorsun hep diye şikayet ediyor. O kadar haklı ki.
Bunları onunla konuşmayı da denedim. Ama kendimi anlatamadığım için haksız duruma düşüyorum ve bana küsüyor. Çocuk düşünüyorduk. Psikolog bir arkadaşım bu haldeyken olmaz yoksa post partum bile yaşarsın dedi. Erteledim kendi kafamda. Onu bile soyleyemiyorum çünkü kalbi kırılır gibi geliyor. Şimdi böyleysem menapozda neler yaşarım kimbilir.
Uzun olmuş biraz kusura bakmayın. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Bence eşiniz sizi bunaltan biri, farkında olmadan da olsa bunaltıyor, alışverişte bile dipdibe olmak pek de normal gözükmedi bana :işsiz: tmm okey seviyor yanınızda olmak istiyor ama insanın bi özel alanı olması gerek, hatta bence istediğiniz yerlere kendiniz de gidebilirsiniz yurtdışı falan, evlilik demek göbek bağıyla bağlanmak değildir.
 
evliliğin düzenli ve standart hali sizin gibi maceracı özgür ruhları sıkabilir ki, yani sorun sizde değil aslında, farklı yerler farklı ülkeler sizi evlilikten çok daha fazla heyecanlandırıyor belli ki, eşiniz daha ev ve evlilik odaklı, sizin için bireysellik de önemli, yalnız başınıza tatile gitseniz eşiniz izin vermez mi ?
çocuk olmaması daha iyi olmuş sizin için çünkü o zaman herşey daha da zorlaşıyor
 
Sizi anlıyorum. Ama evlilik insanı değilmişsiniz.

Çiftlerin kendine özel zamanları olabilir, ama bu tek başına dünyayı görme merakı olmamalı..

35 yaşımdayım. Bir çeşit "hayat elimizden kayıp gidiyor. Bizse tam gün bir yerde para kazanmanın, ev borcu bitirmenin derdindeyiz. Yabancı dilimiz yok, dünyayı göremiyoruz" sendromundayım.
Ama ben bunları eşimle yapmak istiyorum. O yoksa keyif alamam onsuz yapmak için çabam yok.
Benim eşim benden daha hevesli aslında keşif konusunda. Ama resmen tıkılıp kaldık.

Bunun için boşanılır mı?
Evet beklentileriniz farklıysa, kafa yapınız uyuşmuyorsa, mutsuzsanız boşanılır. Çünkü çocuk yok..

Geçenlerde Julia Roberts'ın Eat Pray Love filmini izledim. İstediğiniz hayat onu anımsattı..

Not: Oruçluysanız izlemeyin. Namıssız çok güzel yemek yiyor.. :KK70:
 
Zaman ilerledikçe daha da bunalırsınız. Bahsettiğiniz konuda çok haklısınız, herkese anlatmayın bir de onlar yüzünden daha da kötü hissedersiniz kendinizi. Eşinizin anlayacağını sanmam, muhtemelen “beni istemiyor musun” triplerine girer. En iyisi kendiniz için planlarınızı yapın, ona haber verip uygulayın.
 
ayni doyumsuzluk bendede var- hep oldu zaten ve birgün doyacagimi sanmiyorum. beraber yasadigim nisanlim ayni esiniz (konunuzu okurken zaten kendim yazdim sandim)
bende dün daha kavga cikartdim evde- senelik tatili plani yapiyorduk ben asya turu istiyorum nisanlim türkiyede hotel tatili diyor. yahu her sene 2 hafta hotelde otur otur gel beni boguyor. Anlamiyor. dinlenmek istiyormus- tur yaparken dinlenmesi mümkün degilmis. neyse- bende iyice bunaldim. 3 yildir beraberiz, bir yildir beraber yasiyoruz- cok sevmeme ragmen kendimi altin kafesde hissetdim.
eskiden belkide cok özgürdüm ama ikisinin ortasi olsa iyi olurdu
 
Daha 32 yasindayken evlendim. Cok da erken diil yani:))) evliligim de cok yeni. Ama ruh doyurma kismina katiliyorum. Katiliyorum da iste benim ruhum doyumsuz galiba biraz. Diyorum ya bu konuyu acmaya bile cekiniyorum bircok tanidigima. Yukarfa bir uye sakayla karisik prenses sendromu demis. Yani sesli soylemese bile cogu arkadasim da boyle dusunur eminim. Kocan kumarci veya gozu disarda biri olsaydi boyle sacma seyleri dusunmezdin diyen bile oldu mesela.(kkyi okuyunca hak vermemek elde degil) ama ben de bu hislerimle basa cikamiyorum artik. Surekli dizi film vs izliyorum, kitap okuyorum ve kendimi hep baska yerleri, baska seyleri hayal ederken buluyorum. Bulundugum noktadan huzursuzum. Hep baska biryer, baska bir hayat ozlemi mi cekecegim?:KK43:((
Kalkip gitsem esime buyuk haksizlik, kalsam bana....
Yani ruhun doyumsuz olması bir kabahat değil de bir çıkmaz bunu sen de biliyorsun.
Maalesef yürünecek yol belli.
Eğer bastırdığın duygularına bir gün hakim olamazsan ya çekip gideceksin ya da eşini de bir şekilde ikna edeceksin.
Evet bakarsan yaş ve evlilik yaşı olarak gayet mantıklı görünüyorsun buradan bakınca.
Ama toplumun evlilik basamağı seni de almış içine demek ki.
 
Ben öleyim o zaman :KK70: hayatım çocukların okulu ve ev arasında. Ha bide ev içinde mutfaktan banyoya, ordan odama geçiyorum. Tam ekşın :) ve 38 yaşındayım. Kim attı ölü toprağını üzerime :KK70:

Bende senin gibiydim. Keşke gezebilsem, görebilsem ;(
 
ayni doyumsuzluk bendede var- hep oldu zaten ve birgün doyacagimi sanmiyorum. beraber yasadigim nisanlim ayni esiniz (konunuzu okurken zaten kendim yazdim sandim)
bende dün daha kavga cikartdim evde- senelik tatili plani yapiyorduk ben asya turu istiyorum nisanlim türkiyede hotel tatili diyor. yahu her sene 2 hafta hotelde otur otur gel beni boguyor. Anlamiyor. dinlenmek istiyormus- tur yaparken dinlenmesi mümkün degilmis. neyse- bende iyice bunaldim. 3 yildir beraberiz, bir yildir beraber yasiyoruz- cok sevmeme ragmen kendimi altin kafesde hissetdim.
eskiden belkide cok özgürdüm ama ikisinin ortasi olsa iyi olurdu
Genelleme olmasın ama türk erkeğinin tatil anlayışı bu galiba. Yatmak, dinlenmek, açık büfede tıkınmak, deniz yada havuz olursa yüzmek.
 
Back
X