Kızlar hepinize merhaba, hepinizi öpüyorum.
DENİZ BULUT'cuğum,
Bir kere daha tebrik ediyorum seni canım arkadaşım. Allah hayırlısıyla ve sağlıkla tamamına erdirsin. Muhteşem bir duygu değil mi kalp atışlarını duymak ve adım adım içinde bir canlının büyüdüğüne şahit olmak. Dileyen herkesi bu duyguya kavuştursun Allah'ım.
Ama eşin konusunda verdiğin karar beni çok üzdü. İnşallah bu duyguların gelip geçicidir. Ve inşallah Allah, eşine de biraz akıl fikir verir de bu iş söylediğin gibi ayrılık tablosuyla son bulmaz.
Bu öküzlerin hepsi aşağı yukarı aynı. Seninki de, benimki de Rüzgar'ınki de yakışıklı ama fikirsiz. O yüzden şu sıra sende hassas olabilirsin. Biraz zamana bırak acele etme derim. Babasız çocuk büyütmek çok zor. Hem Herada'cığım da güzel bir hikaye anlatmış bu konuda. Tamam sen ayakları üzerinde duran bir kadınsın, ama her halükarda zor. Ayrıca da bebek büyütmek kolay mı. Niye tek başına üsteleneceksin bu sıkıntıyı. Bırak o da uğraşsın. En azından yavrunun duyguları açıcından düşün. Hem bak Defne'ciğim bile hamileliğinin ilk aylarında eşinin anlayışsız davrandığını söylemiş.
Benim fikirsiz hem "Hayatımda verdiğim en güzel karar seninle evlenmek" diyor hem de beni deli ediyor. Geçen gün gene bağırıp çağırmaya başladı. Ben de Rüzgar'cığımın yöntemini uyguladım. Sancım arttı filan diye. Bu sefer "Özür dilerim canım, seni asla üzmek istemiyorum" filan demeye başladı. Ulan fikirsiz baştan beni üzmesen olmaz mı sanki. Neyse diyeceğim o ki, kararında acele etme. Bu erkek milletinin hemen hepsi aynı kereste. Sadece kerestede tomrukta numara olur ya, numaraları farklı azıcık o kadar. O yüzden biraz bunu rölantiye al ve bekle canım. Aynen huyu çekerse diye ben de Rüzgar'cığım da korkuyoruz.
Oh bak ne güzel. "Kalp atışını gördüm bulantı istemiyorum" demişsin. Hah şöyle. Konforlu bir hamilelik geçir Deniz'ciğim ne yapacaksın sen ve Roni de taktınız bulantıya. İnşallah ikinizde de bulantı olmaz. Kolay değil çünkü.
Ya toksoplazma testi ne zaman yapılıyor. İlk ay mı. Benimkinin sonucunu hiç bilmiyorum. Doktorlar bir şey demediğine göre inşallah iyidir. Benim de kedim (abimin kedisi) vardı. Dün gitti. Ama ben o gitti diye iki saat boyunca hüngür hüngüğr ağladım. O kadar çok seviyorum. (Ha bu arada hayvanı insandan önce gören Panter Emel gibi tiplere sinir olurum. Ama ben de hayvanları çok seviyorum. Ağızları var dileri yok. Onlar da aynı bebek gibi sevgi istiyor.) Ben de aynen senin gibi çok kedi, köpek, kuş, tavuk hamster sokak hayvanı çok şey besledim. Ama hiçbiri benim değildi. Yani hep emanetti.
RÜZGAR'cığım, minik Rüzgar'ımın melek annesi,
Evet stres anında mümkün olduğunca sakin olmaya çalışmak lazım. Başka türlü çok zor. Zaten o endişlerin bebeğe geçtiği bilimsel olarak ispatlanmış bir gerçek. Bebekler, sandığımızdan daha çok şeyi algılayabiliyor.
İkinci trimaster epey konforlu bir dönemmiş. Senin deyiminle ben de zombi gibi dolaşıyorum. Bugün de misafirlerim vardi. Mahvoldum. Aynen öyle vücudumun her tarafında bir araz var. Ama Allah'a çok şükür, herşeye rağmen. Zaten bunları anlatmakla tarif etmem mümkün değil. Ancak yaşayınca anlıyor insan.
O kaynana meselesi ayrı bir dert. Benimki fena değil. Ama böyle çok cadı yönleri var. İşte dediğim gibi aklı sıra beni, annemlerden kıskanıyor. Ulan 10 değil 20 tane kayınvalidem olsa ailem gibi olması imkansız. Annem hep der "Bunlar ana oğul kadir gecesi doğmuşlar senin gibi birine denk geldikleri için" diye. Kendimi övmek için asla demiyorum. Ama gerçekten öyle.
Aynen senin durumun gibi
tüp bebek sırasında o kadar stres filan yaşarken hiç yanımda değildi. Hatta hastaneye gidip geliyordum. Hiç ne yaptın filan diye sormuyordu. Hatta anneler gününde eşimle ziyaretine gittiğimizde ben hamileydim 3 aylık. Eşim bir şaka yaptı. "Artık bebeği anneme bırakıp gezeriz" diye. Ki öylesine söyledi. Hiç o tür şaka yapmaz eşim. Benim sosyetik kayınvalidem "Ay tabi canım,ben de ölüyordum çocuk bakayım diye" dedi. O kadar üzüldüm ki, "Merak etmeyin ben çocuğumu kimseye vermem" dedim.
İlk aylarda bebeği ciddiye almıyordu. Hatta ben detaylı ultrasondan sonra hemen arayıp cinsiyetini söyledim. "Aaaa, tüh kız olsun istiyordum" demez mi. Sinir oldum. Hani bunu cinsiyeti belli değilken söylese amenna. Sonradan çok ayıp.
Neyse şimdi hanfendi bizimkileri bastırmak için can havliyle habire bebeğe birşeyler yapıyor. Annemler bana altın burma alacaklardı onu duyar duymaz koştura koştura gidip yüzüzk ve bilezik almış. Doğum hediyesi diye. Ama ben çokkırıldığım için bunların hiçbir önemi yok benim için. Hiçbir şey almayıp sadece yanımda olsa yeterdi. Sırf gösteriş için yapıyor bunları. Becerikli bir kadın resim yapıyor elişleri filan çok güzel. Ama arkadaşlarını getip benim evimde hava atar, "Şu benim yaptıklarımı bir getirsene" filan diye. Zaten açıkta olanları direk kendi gösterir de diğerlerini de göstermewk ister. Ki ben zaten yapılanı över ve hakkını veririrm. Bana bırakmadan nefes elmadan daha içeri dalar dalmaz kendini öcer hemen.
Aynen dedeiğin gibi, benden uzak olsun Allah'a yakın.
Ayy, esas ben nasıl dolmuşum baksana. Bir söyle bin ah işit hesabı.
HERADA'cığım,
Canım benim. İnanki isim konusunda hala karar vermediğimiz için ben de bir şey yazamıyorum. Çok isterdim karar vermeyi. Sıkıntıyı çeken benim. Bir yandan eşim bir yandan kayınvalidem " Şu olmasın bu olsun" filan demeye başladılar. Ulan şimdiye kadar nerdeydiniz. Ben en çok Avşar olsun istiyorum. Tarkan ismini çok seviyorum. Şarkıcı Tarkan'dan dolayı kayınvalidem karşı çıkyor. Ondan nefret ediyor. Valla Tarkan'dan nefret edienlerden de ben nefret ediyorum o da ayrı mesele. Kuzey, Çınar, Ayaz,Poyraz var. Ama hiçbirir içime sinmiyor tam olarak. İlla Avşar olsun istiyorum.
Havaalanı hikayen hakikaten hoştu çok güldüm bende. :)
KARAMEL'ciğim,
Taze anne. Nasılsın canım. Bak sana boşuna cadı demiyormuşum değil mi ama.
Moniş Defnoş, Alabama, Serap, Erverdi, Dilakman, Roni, Hülya hepiniziz öpüyorum kızlar.