40 derece ateş mi daha kötü ailem mi bilemedim.

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Idrakyollariiltihabi

Nirvana
Kayıtlı Üye
2 Kasım 2013
7.791
36.991
Merhaba hatunlar
Buraya konu açmayacağım bir süre demiştim ama üç gündür yatak ve acil arasında gidip geldiğim ve bugün gözümü hafiften açmayı başarabildiğim için yazmak istedim. Zira epey yalnızım ve paylaşmaya ihtiyacım var. Neyse ki bu sefer ruhsal değil fiziksel sorunum var.

Üç gün önce durduk yere titremeye başladım. Bir belirti yoktu sadece bir hafta önce boğazımda dışarıdan büyük bir şişlik oluşmuş, sonra inmişti. Ağrı sızı yoktu. Neyse uzatmayayım titreme nöbetleri bitmeyip ateşim 40'ı gösterince eşim işten gelip acile götürdü. Serum, iğne, antibiyotik alıp geri döndüm. Birkaç saat etki etti sonra yeniden başladı titreme hali. Antibiyotik de ateş düşürücü de zerre etki etmedi. Üç gün boyunca su dışında hiçbir gıda almadan ve yataktan çıkmadan yattım. En son dün akşam ateşim 40'ı geçince tekrar acile gittik eşimle. Önümde 20 kişi olmasına rağmen beni içeri aldılar. Doktor boğazıma bakıp "oovv" tepkisini vermesinin ardından hastanede bulunmayan bir iğne temin etmemizi istedi. Neyse iğneyi aldık nöbetçi eczaneden, bir başka iğne daha yazdı onu da alıp birkaç kağıt imzalayıp riskleri öğrendikten sonra vurdurdum. Bacaklarımda kısmi felç oluşmasının dışında bir sorun yok. En azından artık titremiyorum ancak hala bir şey yiyemiyorum. Bacağımın üstüne basmakta zorlanıyorum. Su içmek bile eziyet ve acıkmıyorum da. Bunlar fiziki sıkıntılar geçer elbet en nihayetinde. Asıl canımı yakan mevzuyu yazayım altta.

Ben annemi genellikle her gün ararım. Bir gün aramasam ertesi gün mutlaka ararım hal hatır sormak için. Dört gündür gözümü açamadığım için aramadım. Bilin bakalım merak edip, acaba neden aramadı deyip aradı mı? Tabi ki hayır. Şu meşhur serumlu instagram fotoları var ya, benim dalga geçtiğim ve dahi "ulan insan hastayken paylaşım yapmayı nasıl düşünür ki" diye eleştirdiğim fotolar. Tuttum instagrama serum fotoğrafı attım. Varsın dalga geçsinler en azından ailemin haberi olur dedim. Kardeşim dalga geçer gibi fotoğrafı beğenmiş :) bursadan halam, başka şehirden kuzenim, falanca yerden akrabam aradı da ailem aramadı...

Öte yandan kayınvalidem organ nakli olduğu için kesinlikle mikrop almaması gerek. Dolayısıyla yanıma gelemiyor. Ancak günde on kere arayıp sepetle her sabah çay, çorba veriyor. Elinden geleni yaptı sağolsun. Onlarda da temizlik hastalığı olduğu için, bana destek için uğrayan görümcemin "ay idrak ev çok pis. On kere falan yerlerin silinmesi lazım. Akşam silsen mi ki. Ay en son ne zaman sildin yerleri" şeklindeki konuşmalarına cevap vermeye bile mecalim yoktu. Gözümü açmayı başarsam "şu an tek derdimiz temizlik mi" derdim belki. Yine de hiç aramayan aileme kıyasla en azından destek oldular gıcık davranmalarına rağmen.

O kadar merak ediyorum ki yine neye takıldılar. Muhtemelen kıymetli torunlarının doğum gününde ufaktan hastalanma emareleri başladığı için yeterince verimli ve güleryüzlü olmadığım için kızdı ve aramadılar. Mutlaka günün sonunda suçlu ben olacağım biliyorum.

Şu süreçte eşim defalarca işten izin alıp yanıma geldi. Müdürüyle tartıştı, yine de geldi. Sabahın köründe su vermek için kalktı, günde kırk kere aradı. Benim öz ailem hala aramadı...

Yanlış anlamayın ben son ana kadar yatağa yatmayan, genellikle gribi ayakta atlatan, ameliyat olduğu gün ayağa kalkan, doğum sonrası yatmayan bir modelim. Hani desem ki fazla hassasım ve bundan bıktılar, yok o da değil. Bu sefer gerçekten çok ağır geçti hastalık, bugün dördüncü gün ve hala yemek yiyemiyorum.

Peki neden fiziksel bunca sancım varken benim hala ruhum acıyor? Totomun lobları iğnelerden dolayı kaskatı kesilmişken niye benim kalbim aileme karşı kaskatı olamıyor da canım acıyor?

Ben şu son olaydan sonra artık kabullenmek istiyorum. Ailemle duygusal hiçbir bağımın olmaması gerektiğini, ara ara sarf ettikleri sevgi sözcüklerine kanmamam gerektiğini, her türlü vicdan sömürüsüne karşı yıkılmadan aynı katılığı sürdürmem gerektiğini kabul etmek istiyorum.

Oğlumu sürüne sürüne okula bıraktım. Okulun müdürü halimi görüp "idrak hanım lütfen beni arayın çok kötü görünüyorsunuz. Acil bir durum olursa arayın beni okuldayım. Aileniz yok mu gelsinler" dedi. Var ama yoklar diyemedim.

Bana sakın arayıp siz söyleyin yardım isteyin demeyin. Siz evladınızdan günlerce ses çıkmayınca merak etmez misiniz? Bir şekilde öğrenince aramaz mısınız? Kardeşim yahu. Ben büyüttüm onu. Veli toplantılarına ben gittim, altını ben değiştirdim, her gün ben uyuttum. Parka ben götürdüm. Herkes derdi onun annesi sensin diye. Kardeşim, paylaşımı beğenmiş şaka gibi. Lan hiç mi merak etmedin öldü mü kaldı mı neden hastanede ablam diye.

Lanet olsun artık gerçekten. Ben ailemi ruhumdan, kalbimden, zihnimden söküp atmadığım sürece iyileşemeyeceğim bunu anladım.

Kusura bakmayın benzer konuda tekrar yazdığım için. Birilerine anlatmam gerekiyordu. Her yerim sızlıyor, kalbim de dahil.
 
Merhaba hatunlar
Buraya konu açmayacağım bir süre demiştim ama üç gündür yatak ve acil arasında gidip geldiğim ve bugün gözümü hafiften açmayı başarabildiğim için yazmak istedim. Zira epey yalnızım ve paylaşmaya ihtiyacım var. Neyse ki bu sefer ruhsal değil fiziksel sorunum var.

Üç gün önce durduk yere titremeye başladım. Bir belirti yoktu sadece bir hafta önce boğazımda dışarıdan büyük bir şişlik oluşmuş, sonra inmişti. Ağrı sızı yoktu. Neyse uzatmayayım titreme nöbetleri bitmeyip ateşim 40'ı gösterince eşim işten gelip acile götürdü. Serum, iğne, antibiyotik alıp geri döndüm. Birkaç saat etki etti sonra yeniden başladı titreme hali. Antibiyotik de ateş düşürücü de zerre etki etmedi. Üç gün boyunca su dışında hiçbir gıda almadan ve yataktan çıkmadan yattım. En son dün akşam ateşim 40'ı geçince tekrar acile gittik eşimle. Önümde 20 kişi olmasına rağmen beni içeri aldılar. Doktor boğazıma bakıp "oovv" tepkisini vermesinin ardından hastanede bulunmayan bir iğne temin etmemizi istedi. Neyse iğneyi aldık nöbetçi eczaneden, bir başka iğne daha yazdı onu da alıp birkaç kağıt imzalayıp riskleri öğrendikten sonra vurdurdum. Bacaklarımda kısmi felç oluşmasının dışında bir sorun yok. En azından artık titremiyorum ancak hala bir şey yiyemiyorum. Bacağımın üstüne basmakta zorlanıyorum. Su içmek bile eziyet ve acıkmıyorum da. Bunlar fiziki sıkıntılar geçer elbet en nihayetinde. Asıl canımı yakan mevzuyu yazayım altta.

Ben annemi genellikle her gün ararım. Bir gün aramasam ertesi gün mutlaka ararım hal hatır sormak için. Dört gündür gözümü açamadığım için aramadım. Bilin bakalım merak edip, acaba neden aramadı deyip aradı mı? Tabi ki hayır. Şu meşhur serumlu instagram fotoları var ya, benim dalga geçtiğim ve dahi "ulan insan hastayken paylaşım yapmayı nasıl düşünür ki" diye eleştirdiğim fotolar. Tuttum instagrama serum fotoğrafı attım. Varsın dalga geçsinler en azından ailemin haberi olur dedim. Kardeşim dalga geçer gibi fotoğrafı beğenmiş :) bursadan halam, başka şehirden kuzenim, falanca yerden akrabam aradı da ailem aramadı...

Öte yandan kayınvalidem organ nakli olduğu için kesinlikle mikrop almaması gerek. Dolayısıyla yanıma gelemiyor. Ancak günde on kere arayıp sepetle her sabah çay, çorba veriyor. Elinden geleni yaptı sağolsun. Onlarda da temizlik hastalığı olduğu için, bana destek için uğrayan görümcemin "ay idrak ev çok pis. On kere falan yerlerin silinmesi lazım. Akşam silsen mi ki. Ay en son ne zaman sildin yerleri" şeklindeki konuşmalarına cevap vermeye bile mecalim yoktu. Gözümü açmayı başarsam "şu an tek derdimiz temizlik mi" derdim belki. Yine de hiç aramayan aileme kıyasla en azından destek oldular gıcık davranmalarına rağmen.

O kadar merak ediyorum ki yine neye takıldılar. Muhtemelen kıymetli torunlarının doğum gününde ufaktan hastalanma emareleri başladığı için yeterince verimli ve güleryüzlü olmadığım için kızdı ve aramadılar. Mutlaka günün sonunda suçlu ben olacağım biliyorum.

Şu süreçte eşim defalarca işten izin alıp yanıma geldi. Müdürüyle tartıştı, yine de geldi. Sabahın köründe su vermek için kalktı, günde kırk kere aradı. Benim öz ailem hala aramadı...

Yanlış anlamayın ben son ana kadar yatağa yatmayan, genellikle gribi ayakta atlatan, ameliyat olduğu gün ayağa kalkan, doğum sonrası yatmayan bir modelim. Hani desem ki fazla hassasım ve bundan bıktılar, yok o da değil. Bu sefer gerçekten çok ağır geçti hastalık, bugün dördüncü gün ve hala yemek yiyemiyorum.

Peki neden fiziksel bunca sancım varken benim hala ruhum acıyor? Totomun lobları iğnelerden dolayı kaskatı kesilmişken niye benim kalbim aileme karşı kaskatı olamıyor da canım acıyor?

Ben şu son olaydan sonra artık kabullenmek istiyorum. Ailemle duygusal hiçbir bağımın olmaması gerektiğini, ara ara sarf ettikleri sevgi sözcüklerine kanmamam gerektiğini, her türlü vicdan sömürüsüne karşı yıkılmadan aynı katılığı sürdürmem gerektiğini kabul etmek istiyorum.

Oğlumu sürüne sürüne okula bıraktım. Okulun müdürü halimi görüp "idrak hanım lütfen beni arayın çok kötü görünüyorsunuz. Acil bir durum olursa arayın beni okuldayım. Aileniz yok mu gelsinler" dedi. Var ama yoklar diyemedim.

Bana sakın arayıp siz söyleyin yardım isteyin demeyin. Siz evladınızdan günlerce ses çıkmayınca merak etmez misiniz? Bir şekilde öğrenince aramaz mısınız? Kardeşim yahu. Ben büyüttüm onu. Veli toplantılarına ben gittim, altını ben değiştirdim, her gün ben uyuttum. Parka ben götürdüm. Herkes derdi onun annesi sensin diye. Kardeşim, paylaşımı beğenmiş şaka gibi. Lan hiç mi merak etmedin öldü mü kaldı mı neden hastanede ablam diye.

Lanet olsun artık gerçekten. Ben ailemi ruhumdan, kalbimden, zihnimden söküp atmadığım sürece iyileşemeyeceğim bunu anladım.

Kusura bakmayın benzer konuda tekrar yazdığım için. Birilerine anlatmam gerekiyordu. Her yerim sızlıyor, kalbim de dahil.
Çok geçmiş olsun Allah şifa versin 😔
Ne elimden ne de dilimden başka birşey gelmiyor😔
 
Merhaba hatunlar
Buraya konu açmayacağım bir süre demiştim ama üç gündür yatak ve acil arasında gidip geldiğim ve bugün gözümü hafiften açmayı başarabildiğim için yazmak istedim. Zira epey yalnızım ve paylaşmaya ihtiyacım var. Neyse ki bu sefer ruhsal değil fiziksel sorunum var.

Üç gün önce durduk yere titremeye başladım. Bir belirti yoktu sadece bir hafta önce boğazımda dışarıdan büyük bir şişlik oluşmuş, sonra inmişti. Ağrı sızı yoktu. Neyse uzatmayayım titreme nöbetleri bitmeyip ateşim 40'ı gösterince eşim işten gelip acile götürdü. Serum, iğne, antibiyotik alıp geri döndüm. Birkaç saat etki etti sonra yeniden başladı titreme hali. Antibiyotik de ateş düşürücü de zerre etki etmedi. Üç gün boyunca su dışında hiçbir gıda almadan ve yataktan çıkmadan yattım. En son dün akşam ateşim 40'ı geçince tekrar acile gittik eşimle. Önümde 20 kişi olmasına rağmen beni içeri aldılar. Doktor boğazıma bakıp "oovv" tepkisini vermesinin ardından hastanede bulunmayan bir iğne temin etmemizi istedi. Neyse iğneyi aldık nöbetçi eczaneden, bir başka iğne daha yazdı onu da alıp birkaç kağıt imzalayıp riskleri öğrendikten sonra vurdurdum. Bacaklarımda kısmi felç oluşmasının dışında bir sorun yok. En azından artık titremiyorum ancak hala bir şey yiyemiyorum. Bacağımın üstüne basmakta zorlanıyorum. Su içmek bile eziyet ve acıkmıyorum da. Bunlar fiziki sıkıntılar geçer elbet en nihayetinde. Asıl canımı yakan mevzuyu yazayım altta.

Ben annemi genellikle her gün ararım. Bir gün aramasam ertesi gün mutlaka ararım hal hatır sormak için. Dört gündür gözümü açamadığım için aramadım. Bilin bakalım merak edip, acaba neden aramadı deyip aradı mı? Tabi ki hayır. Şu meşhur serumlu instagram fotoları var ya, benim dalga geçtiğim ve dahi "ulan insan hastayken paylaşım yapmayı nasıl düşünür ki" diye eleştirdiğim fotolar. Tuttum instagrama serum fotoğrafı attım. Varsın dalga geçsinler en azından ailemin haberi olur dedim. Kardeşim dalga geçer gibi fotoğrafı beğenmiş :) bursadan halam, başka şehirden kuzenim, falanca yerden akrabam aradı da ailem aramadı...

Öte yandan kayınvalidem organ nakli olduğu için kesinlikle mikrop almaması gerek. Dolayısıyla yanıma gelemiyor. Ancak günde on kere arayıp sepetle her sabah çay, çorba veriyor. Elinden geleni yaptı sağolsun. Onlarda da temizlik hastalığı olduğu için, bana destek için uğrayan görümcemin "ay idrak ev çok pis. On kere falan yerlerin silinmesi lazım. Akşam silsen mi ki. Ay en son ne zaman sildin yerleri" şeklindeki konuşmalarına cevap vermeye bile mecalim yoktu. Gözümü açmayı başarsam "şu an tek derdimiz temizlik mi" derdim belki. Yine de hiç aramayan aileme kıyasla en azından destek oldular gıcık davranmalarına rağmen.

O kadar merak ediyorum ki yine neye takıldılar. Muhtemelen kıymetli torunlarının doğum gününde ufaktan hastalanma emareleri başladığı için yeterince verimli ve güleryüzlü olmadığım için kızdı ve aramadılar. Mutlaka günün sonunda suçlu ben olacağım biliyorum.

Şu süreçte eşim defalarca işten izin alıp yanıma geldi. Müdürüyle tartıştı, yine de geldi. Sabahın köründe su vermek için kalktı, günde kırk kere aradı. Benim öz ailem hala aramadı...

Yanlış anlamayın ben son ana kadar yatağa yatmayan, genellikle gribi ayakta atlatan, ameliyat olduğu gün ayağa kalkan, doğum sonrası yatmayan bir modelim. Hani desem ki fazla hassasım ve bundan bıktılar, yok o da değil. Bu sefer gerçekten çok ağır geçti hastalık, bugün dördüncü gün ve hala yemek yiyemiyorum.

Peki neden fiziksel bunca sancım varken benim hala ruhum acıyor? Totomun lobları iğnelerden dolayı kaskatı kesilmişken niye benim kalbim aileme karşı kaskatı olamıyor da canım acıyor?

Ben şu son olaydan sonra artık kabullenmek istiyorum. Ailemle duygusal hiçbir bağımın olmaması gerektiğini, ara ara sarf ettikleri sevgi sözcüklerine kanmamam gerektiğini, her türlü vicdan sömürüsüne karşı yıkılmadan aynı katılığı sürdürmem gerektiğini kabul etmek istiyorum.

Oğlumu sürüne sürüne okula bıraktım. Okulun müdürü halimi görüp "idrak hanım lütfen beni arayın çok kötü görünüyorsunuz. Acil bir durum olursa arayın beni okuldayım. Aileniz yok mu gelsinler" dedi. Var ama yoklar diyemedim.

Bana sakın arayıp siz söyleyin yardım isteyin demeyin. Siz evladınızdan günlerce ses çıkmayınca merak etmez misiniz? Bir şekilde öğrenince aramaz mısınız? Kardeşim yahu. Ben büyüttüm onu. Veli toplantılarına ben gittim, altını ben değiştirdim, her gün ben uyuttum. Parka ben götürdüm. Herkes derdi onun annesi sensin diye. Kardeşim, paylaşımı beğenmiş şaka gibi. Lan hiç mi merak etmedin öldü mü kaldı mı neden hastanede ablam diye.

Lanet olsun artık gerçekten. Ben ailemi ruhumdan, kalbimden, zihnimden söküp atmadığım sürece iyileşemeyeceğim bunu anladım.

Kusura bakmayın benzer konuda tekrar yazdığım için. Birilerine anlatmam gerekiyordu. Her yerim sızlıyor, kalbim de dahil.
Kiyamam okurken benim içim acıdı...
Öncelikle rabbim şafi isminin hatrına şifa versin size...
Herkes anne baba aile olamıyor be canım üzülme ama Herseyi geçtim insan evladını merak edip aramaz mi anlamış değilim...
 
Doktorum.kriptik tonsillit olmuşsunuz.doktor da size penisilin iğnesi yazmış.alerjik reaksiyon ve anaflaksi riski oldugu için de kağıt imzalatmış.antibiyotiğinizi alın ve bol sıvı tüketin geçecektir.acil şifalar.

Teşekkür ederim birkaç soru sormak istiyorum sakıncası yoksa. Geçen yıl da aynı durum başıma gelmişti ve bir hafta geçmemişti. Bu sefer doktor "kalbe ve böbreğe zarar verebilir" gibi bir cümle kurdu. Tam olarak böyle söylememiş de olabilir çok net hatırlamıyorum. Bunun gerçeklik payı nedir ve ne durumda zarar verir, müdahale edilmezse mi? Verdiği iğne tek doz vurulması gereken bir iğneymiş ve antibiyotik kullanımını kesmemi söyledi. Sadece ağrı kesici ateş düşürücü içmemi söyledi. Ancak boğazım hala aşırı şiş. İğnenin iki gün içinde emilim sağlayacağını, iki gün sonunda hala aynı olursam tekrar gitmem getektiğini söyledi.

Bu hastalık insanı bu kadar yamultuyor mu yahu. Ben ömrümde bu kadar yattığımı hatırlamıyorum.
 
Öncelikle çok geçmiş olsun. Benim bile burdan içim o kadar gitti ki sizi ziyaret edesim geldi. Ama her aile aynı olmuyor maalesef, bazı şeyler insanın içinde bitiyor. Kendinizi çok üzmemeye çalışın, umarım en yakın zamanda iyileşirsiniz.
 
Aynı şehirdeyiz sanırım, adres gönder geleyim, biraz temizlik biraz yemek yapayım. Sonra anneni arayıp bir iki birşey söyleyeyim senin yerine.🤦

Aileni duygusal olarak yok sayman gerek evet ama yazıldığı kadar kolay birşey olmadığı da çok aşikar, umarım başarabilirsin bunu. Geçmiş olsun, açık şifalar.
 
İşte artık beni üzmeyecekleri kadar önemsizleşmelerini istiyorum. İnşallah başarırım bunu. Ama insan 32 yaşında olsa bile anne istiyor yanında...

bence bunu en cok kendini daha fazla severek yaparsin.
gonlunun en birinci koltuguna kendini oturtursan sorunlarinin hepsi cozulur.
hadi tamam oglundan sonraki koltuga olsun :KK45:

gecmis olsun, umarim cabucak fiziken iyilesirsin
 
Çok geçmiş olsun Allah şifa versin 😔
Ne elimden ne de dilimden başka birşey gelmiyor😔

Çok sağol. Ufaktan toparlanmaya başladım. Sadece ben doktorun önerisiyle yarım saat gözetim altında tutulmam gerektiğini söylediğinde (iğne alerji yapabilir diye) oğlum evde ağlıyor diye bir an evvel eve gitmeye çalışırken, o halde koşa koşa oğluma yetişme gayretinde iken, kendi annem aramayınca ne bileyim işte. Benim anneliğim mi tuhaf, onunki mi bilemedim. Ya da evlatlar büyüyünce böyle mi oluyor acaba annelik. Sadece çocukken mi ilgilenip merak ediliyor acaba. Oğlum yetişkin olunca ben de mi böyle olacağım bilmiyorum.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X