40 ve +40 yaş

bende geldim bitoşşş.opuyorumnanaktan

hayırlı cumalar herkeze,geç kaldım biliyorum
ama şehir dışındaydım yeni geldim.
sıcaktan kimseler pc ye oturamıyor sanırım.

dilarem hoşgeldin tatlım,gel tabii burası herkeze acık,genç yaşlı farketmiyor,yeterki kafalar uyuşsun.kaydirigubbakcemile5

melankoli ,tatlım abicinin mekanı cennet olsun inş.:Saruboceq:
sabırlar diliyorum .yazmıştım bendeçok üzücü gercekten.

ank racım ne güzel yine göreceğiz seni, hihoyyytgüzel bir gün gecirmeni dilerim tatlım,opuyorumnanaktan
tüm arkadaşlara hayırlı günler opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan
 
uzuuuun bir aradan sonra merhaba hepinizi öpüyorum arkadaşlara.s.:)

http://www.kadinlarkulubu.com/acisiyla-tatlisiyla/290557-kanser-illeti-abimi-ald305.html

ve sonunda burukda olsa düğünümüzü yaptık :çok üzgünüm:

Canım..ben katılmıştım konuya..tekrar başınız sağolsun..Yine okudum..Allah kabul etsin inşallah..:Saruboceq: a.s.

Tık tık tık,ben 39 oldum,gelem mi :kedi:

Canım..hoş gelmişsin..opuyorumnanaktan
 
bende geldim bitoşşş.opuyorumnanaktan

hayırlı cumalar herkeze,geç kaldım biliyorum
ama şehir dışındaydım yeni geldim.
sıcaktan kimseler pc ye oturamıyor sanırım.
]
dilarem hoşgeldin tatlım,gel tabii burası herkeze acık,genç yaşlı farketmiyor,yeterki kafalar uyuşsun.kaydirigubbakcemile5

melankoli ,tatlım abicinin mekanı cennet olsun inş.:Saruboceq:
sabırlar diliyorum .yazmıştım bendeçok üzücü gercekten.

ank racım ne güzel yine göreceğiz seni, hihoyyytgüzel bir gün gecirmeni dilerim tatlım,opuyorumnanaktan
tüm arkadaşlara hayırlı günler opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan
SANADA HAYIRLI CUMALAR
CUMAN MUBAREK OLSUNNNNN-------------------Nasılsın canısı nerdeydİn canım gezİyorsunnnnn
bİzde bÜgÜn pİŞtİk İŞden bİ esentİ yokktuuuu:) pİŞtİm vallahİİİİ zemuszemus
acaba Çehhenem ateŞİne nasıl dayanacaĞım:) allahım sen bİzİ koru ateŞınde:):Saruboceq::Saruboceq:
opuyorumnanaktan-[/COLOR
 
selamlar tekrardan yinemi kimseler yok

melankoli canim basiniz sagolsun allah rahmet eylesin mekani cennet olsun:Saruboceq:
 
bende geldim bitoşşş.opuyorumnanaktan

hayırlı cumalar herkeze,geç kaldım biliyorum
ama şehir dışındaydım yeni geldim.
sıcaktan kimseler pc ye oturamıyor sanırım.

dilarem hoşgeldin tatlım,gel tabii burası herkeze acık,genç yaşlı farketmiyor,yeterki kafalar uyuşsun.kaydirigubbakcemile5

melankoli ,tatlım abicinin mekanı cennet olsun inş.:Saruboceq:
sabırlar diliyorum .yazmıştım bendeçok üzücü gercekten.

ank racım ne güzel yine göreceğiz seni, hihoyyytgüzel bir gün gecirmeni dilerim tatlım,opuyorumnanaktan
tüm arkadaşlara hayırlı günler opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan
hosgeldin canim sen gelmissin ben yoktum hic ayni anda olamiyoruz valla opuyorumnanaktanopuyorumnanaktan
 

a.s.a.s.

Genç adam iyi bir terziymiş. Bir dikiş makinesi ve küçücük bir dükkânı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir ama pek az para kazanırmış. Çok soğuk bir kış gecesi dükkanı kapatırken elektrik sobasını açık unutmuş ve çıkan yangın onun felaketi olmuş. Artık ne bir işi varmış ne de parası. Günler boyu iş aramış ama bulamamış... Yük taşımış, bulaşıkçılık yapmış, yine de evinin kirasını ödeyecek kadar para kazanamamış. Sonunda ev sahibinin de sabrı taşınca, küçük bir bavula sığan eşyalarıyla sokakta bulmuş kendini...
Mevsim kış, hava ayaz olsa da genç adamın köşedeki parktan başka gidecek yeri yokmuş. Bir sabah iş arayacak derman bulamamış bacaklarında. Açlıktan ve soğuktan bitkin bir şekilde bankta otururken, kocaman bir araba yanaşmış kaldırıma. Arka kapıyı açmaya çalışan şoförü kızgınlıkla yana itmiş arabadan inen yaşlı adam,
"Yalnız bırakın beni, parkta dolaşırsam belki sinirim geçer" diye söylenmiş.
Zengin bir işadamı olduğu her halinden belli olan ihtiyar, birkaç adım attıktan sonra bankta titreyen terziyi görmüş. Terzi, adamın üzerindeki paltoya bakıyormuş dikkatle. Birden siniri geçiveren ihtiyar,
"Zavallı adamcağız kim bilir nasıl üşüyordur, ona nasıl yardım etsem acaba?" diye düşünmeye başlamış.
Oysa terzinin düşlediği paltonun sıcaklığı değilmiş. O, çok kalın ve kaliteli bir kumaştan üretilen bu paltonun sahibine hiç de yakışmadığını ve onun vücuduna uygun şekilde dikilmediğini düşünüyormuş. Yaşlı işadam, terzinin yanına yaklaşıp,
"Ne o evlat, bu ayazda parkta donmuşsun. ıstersen paltomu sana verebilirim" deyince,
"Hayır, teşekkür ederim. Ben sadece bu paltonun size göre olmadığını düşünüyordum. Kumaşı fazla kalın ve sizi olduğunuzdan şişman göstermiş" diye yanıt vermiş terzi.
Yaşlı adam bu cevabı alınca hayli şaşırmış. Çünkü o da üzerindeki paltoya onca para ödediği halde kendisine bir türlü yakıştıramıyormuş.
"Soğuktan titrerken nasıl böyle bir şeye dikkat edebiliyorsun?" diye soran yaşlı adam,
"Ben terziyim" yanıtını alınca
"Benimle gel, hayat hikayeni yolda anlatırsın" diyerek arabaya bindirmiş bizim terziyi.
Bu karşılaşma, terzinin hayatındaki dönüm noktası olmuş. Böyle yetenekli bir insanın işsiz ve evsiz kalmasına çok üzülen iyiliksever yaşlı adam, terziye bir dükkan açmasına yetecek kadar para vermiş. Bunun karşılığında tek istediği kendi giysilerini bu genç adamın dikmesiymiş. Terzi yeniden bir işe hem de kendi işine başlamanın heyecanıyla deliler gibi çalışmaya başlamış. Bu arada yaşlı işadamı da desteğini esirgemiyor, onu kendi çevresinden zengin kişilerle tanıştırarak yeni siparişler almasını sağlıyormuş. Küçük dükkân önce kocaman bir modaevine dönüşmüş, sonra da pek çok ünlü marka için üretim yapmaya başlamış. Terzi artık "ünlü işadamı" diye anılır olmuş.
Bir gün ihtiyar adam onu ziyarete gitmiş. Terzi çok büyük bir iş bağlantısı yapmak üzere yurt dışına gidecekmiş ve uçağa yetişmesine az bir zaman varmış. Biraz sohbet ettikten sonra yaşlı adam birden fenalaşmış, kalp krizi geçiriyormuş. Hemen bir ambulans çağırılarak hastaneye kaldırılmasını sağlamış. Yeni işadamımız ise büyük işi kaçırmak istemediği için uçağa yetişmiş. Yaşlı adam krizi atlatmış ve uzun süre hastanede yatmış, bir yandan da sadece bir kez telefon ederek durumunu soran terziyi bekliyormuş. Fakat terzi daha çok para kazanmak için oradan oraya koştururken bir türlü yaşlı adamı ziyarete gidememiş.
Aradan o kadar uzun bir süre geçmiş ki bu sefer de utancından yaşlı adamın kapısını çalamaz olmuş. Bir süre sonra terzinin işleri yolunda gitmemeye başlamış. Fabrikalarını kapatmak zorunda kalmış ve elinde kala kala yine küçücük bir dükkan kalmış. Utana sıkıla yaşlı adama koşmuş hemen nerede hata yaptığını sormak için. Son derece kırgın olan ihtiyar yine de onu kabul etmiş ama anlatacağı öyküyü dinledikten sonra hemen çıkıp gitmesini istemiş.
Ve başlamış anlatmaya:
"Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş.
Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın bir bülbül olduğunu görmüş. Bülbül ona
"Senin haline çok üzüldüm, şimdi öyle bir büyü yapacağım ki eşeğin çok güzel şarkı söylemeye başlayacak, sen de onunla gösteriler yapıp çok para kazanacaksın" demiş.
Gerçekten de eşek birbirinden güzel şarkılar söylemeye başlamış. Oduncu o şehir senin bu kasaba benim dolaşıp eşeğine şarkı söyletiyor ve herkes onları izlemek için birbiriyle yarışıyormuş. Oduncu ve şarkı söyleyen eşeği bütün ülkede ünlenmişler. Bir gün yine bir gösteriye yetişmek için koştururlarken, bülbülün yardım isteyen sesini duymuş oduncu. Bir kedi bülbülü yakalamış ve yemek üzereymiş. Şöyle bir duraklamış ama gösteriye gitmemeyi, onca parayı kaçırmayı gözü yememiş, arkasına bakmadan kaçmış oradan. Gösteri başladığında ise eşeği her zamanki gibi güzel şarkılar söylemek yerine sadece bir eşeğin çıkarabileceği sesleri çıkarmış.
Oduncu kendisini şarlatanlıkla suçlayan izleyicilerin elinden canını zor kurtarmış. ışte o zaman bülbül ölünce büyünün bozulduğunu anlamış. Ben de senin bülbülündüm ve sen beni öldürdün, büyü de o yüzden bozuldu. Keşke güzel giysiler dikerken dostluk ipliğini koparmasaydın..."
Öyküyü dinleyince hemen çıkıp gitmiş terzi, çünkü söyleyecek bir sözü yokmuş...
Dostluk iplerinizi koparmamanız dileğiyle....... opuyorumnanaktanopuyorumnanaktan
 
Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla,
Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam geçinip gideriz biz mutlulukla,
Ama;
''Günün aydın, akşamın iyi olsun'' diyen biri olmalı.
Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.

Yoksa zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama ''Çaya kaç şeker alırsın?''
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...

CAN YÜCEL
 
ohhhhhhhhhhhhh d@ğçiçeğim ne güzel döktürmüşün ellerine sağlıkkk
okudukca içim ruhum acıldııııı
evet çaya kaç şeker atarsın diye sormalıııı demiiii bi dostun olmalııııı
--------------------dostluk iplerimizi koparmak dileğile
dostumsun sen inş kopalılmaz bu iplerrrrr
iyi akşamlarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
çıtırlarrrrrrrrrrrrr kırşehirden sevgiler
 
BıRAZ UZUN AMA BU MAıLı ÇOK SEVDıM BU GECENıN HATIRINA OKURSANIZ SEVıNıRıMMMM:) ÇITIRLAR
----------------------------------------------------
ışte yine gecenin koynundayım çığlık çığlıga dua dua açılan ellerimle. Ey sevgili gecemi soğuk yoksa benmi üşüyorum? Bu titremelerim niye? Bir ara aynaya baktım yüzümü bulamadım. Aynamı kör karanlıktı, yoksa yüzüm geceden daha kara olduğu içinmi görünmüyordu? Ne ellerim benimdi, ne düşlerim nede düşüncelerim. Ne olduğumla, ne olmalıydım düşünceleri arasında gelgitler yaşadım saatlerce. Geçmişin kabusluğu geleceğin ümitsizliği içinde zikzak dokurken duygularım, Ey sevgili sana gelecek yüzüm, kapını tıklatacak elim, sana sunacak hiçbir mazeretim olmadığı halde, şiddetle göğsüne yaslayacak bir başımın olduğunu gördüm. Öyle muhtacımki sana beni benden iyi bilen öyle muhtacımki ! Senden başka beni kollarına alacak Rahmetiyle yaralarımı saracak kimim var Ey sevgili. Kendimi yolunu kaybetmiş korumasız bir çocuk gibi hissettim bir an. Ve annemi hatırladım. Bilirsin Ey sevgili ben eskidende yaramaz bir çocuktum. Annem ikaz eder ben yine yaramazlık yapardım, annemde beni cezalandırırdı. Önce uzun uzun ağlar, sonra bir köşeye çekilir annemin gözlerine yalvaran bakışlarla bakardım. Çektiğim acıyı görsün beni tekrar kolarıyla sarsın acılarımı dindirsin diye. Annemle gözgöze geldiğimde sanki annemide beni affetmek için bir bahane arar gibi sevgiyle ve merhametle bana bakar görürdüm.
-----anne annem derdim; oda
-----gel kollarıma yaramaz kuzum der beni bağrına basardı. artık ne çektiğim cezanın acısı kalırdı nede gözlerimde yaş. Sadece annemin sanki yavrum diye atan kalp atışlarını hisseder kollarında derin bir huzura kavuşurdum.
Ey yerdeki karıncanın sudaki balığın gökdeki kuşların, ve kendisine isyan ettiği halde yinede üzerine güneşi doğdurup yerden rızık verdiğin isyankarların Rabbi olan, yarattığı SEVGıNıN birini annelere verip doksandokuzunu kendinde tutan Sevgili; Annem sahip oldugu bir sevgiyle bana merhamet edip beni affederdi. ışte cahil cesaretimle ve her türlü günahlarımdan dolayı katran karası olan yüzümle kapına geldim. Ve senin azabından yine sana sığınıp yine senden yüz buldum. Eğer hala beni beş vakit kapına çağırıyor ve beni kapına kabul ediyorsan demekki benden hala yüz çevirmedin ümidine kapıldım. Hala gözlerime gör, kulaklarıma duy, kalbime at, dilime konuş, ayaklarıma yürü emrini veriyorsan, hala beni unutmadığın hissine kapıldım. Tevbelerimi hatırlayamadığım kadar bozmuş olsamda, son nefese kadar bana şans tanıdığın ayetle müjdeneldim yüreğim ısındı, defalarca tevbemi bozsamda tekrar kapına geldiğimde yinede beni affetme büyüklüğünü göstereceğin ümidine kapıldım.
Ey Sevgili, işte dünya ve içindekilerin sevgisiyle kararmış yüreğimi, nefsinin elinde oyuncak olmuş beynimi sana şikayet ediyorum.
Al bunları benden hapset
At kırk kilitli zindanlarına.
Ne olur geri verme bana.
Yeniden onar beni kalbimi baştan yarat.
Aşkınla korkunla hasretinle donat.
Yeni baştan OL de beni idare eden beynime.
Nasip ettiğin ilmin dökülsün amellerime.
Her güzelliğe hayran ZÜLEYHA etme beni
Züleyhalara karşı YUSUF kıl yüreğimi
Yırtılacaksa illada
Arkamdan yırt gömleğimi
Önümden yırtılıpda rüsvay eyleme beni
Islah olacaksa bu ruh at beni zindanlara
Yeterki arınmış geleyim huzuruna
Her türlü sıkıntıda EYYUBE arkadaş et
Senden başka kimseden bekleyememki medet
Kadere rızada ıSMAıL eyle beni
Sadece senin için kurban et bedenimi
ıBRAHıMıN dinine zapt et Sen imanımı
Küfre geri dönmeden müslüman al canımı
Muhammed Mustafa (sav) dan utandırma mahşerde
Sancagını taşıt bana şeref ile her yerde
ışte en aciz halimle ben yine sana geldim
Söylemesemde bilirsin içimde yanan derdim
Günahlarımdan mağfiretine
Sıkıntılarımdan Selametine
Sapmışlığımdan Hidayetine
Acizliğimden rahmetine
ıllada Merhametine muhtacım YARAB
Mülkün tek Maliki günahkar yüreğimin sahibi
Affınla ve şefkatinle yüzümü Yüzüne döndür
Rızana erdir, acılarımı dindir, mahsun yüzümü güldür.
AMıN
 
GÜZEL Bı ÖYKÜÜ
---------------------------------Bir zamanlar iki arkadaş çölde yolculuk yapıyorlardı. Yolun bir yerinde aralarında tartışma çıktı ve arkadaşlardan birisi diğerinin yüzüne tokat attı. Tokat yiyen arkadaşın canı yanmış. kalbi kırılmıştı; ama hiçbir şey demedi. sadece eğilip kuma şunları yazdı:

“Bugün en iyi arkadaşım yüzüme tokat attı.”

Yürümeye devam ettiler. Suları bitmek üzereydi. Neyse ki. sonunda bir vahaya ulaştılar. Doya doya su içtiler. mataralarını doldurdular. Sonra. suda yıkanmaya karar verdiler. Tokat yemiş olan arkadaş. suyun balçıklı kısmına takıldı. Git gide batıyordu. Ama arkadaşı hemen atılıp onu kurtardı. Suda boğulmanın eşiğinden kurtulan arkadaş. biraz ötedeki bir kayanın yanına gitti ve kayanın üzerine şu yazıyı kazıdı:

“Bugün en iyi arkadaşım hayatımı kurtardı.”

Diğeri sordu:

Senin canını yaktıktan sonra kumun üstüne yazmıştın. şimdi ise bir kayanın üstüne yazıyorsun. neden?”

Arkadaşı ona şöyle cevap verdi:

“Birisi bizi incittiğinde, bunu kumun üstüne yazmalıyız. Ta ki affedicilik rüzgarları onu kolayca silebilsin. Fakat. birisi bize iyilik yaptığında onu kayanın üstüne nakşetmeliyiz ki. Ne öfke ne intikam rüzgarları onu oradan silemesin. ALINTI

 
çiçek ablam esmer ablam güzel paylaşımlarınız için emeğinize sağlık çok güzeller hiç sıkılmadan okudum...........a.s.paylaşım için tşkkürler
 
Back
X