- 27 Temmuz 2011
- 2.367
- 1.002
- 248
- Konu Sahibi akideciknane
-
- #39.661
cok cok hosuma gitti. ne dogru sozler soylemis hoca..
Selamun aleyküm hocam,
Bundan 6 yıl önce eşimle Allah rızası için bir evlilik yaptık,. Gerek düğün sürecimizde, gerek yeni kurduğumuz ev hayatında her zaman ilk önceliğimiz Allah rızasıydı. Evimizde tebliğ çalışmaları, kitap okuma programları ve sohbetler vardı. Eşim 24 ben 20 yaşında bu yolda çok aktif gençlerdik. Ama bu çok uzun sürmedi. Yaklaşık 1 yıl sonra tıbben çocuğumuzun olması -kocamdaki bir rahatsızlıktan dolayı- imkansıza yakın olduğunu öğrendik ve dünyamız değişmeye başladı. İlk duyduğumda “Rabbim imanımı artır ki sabrım da artsın ” diye dua ederdim, ama yıllar geçtikçe imtihanımız sanki daha da ağırlaştı. Sadece çocukla değil ailelerimiz ve kardeşimiz dediğimiz insanların dedikodu vb. şeyleriyle de imtihan olduk ve sanki bu daha zordu. Kitap okumak için yanıp tutuşan ben kitapların kapağını açmaz oldum, sosyal ortamlara girmez oldum. Buna sohbet ve dernek işleri de dahil. Çünkü nerde insan varsa orada benim canım yakılıyordu. Gerek bilerek, gerek bilmeyerek ve her şeyden soğutuldum. Şuan Allah rızası için işin içinde insan faktörünün en az olduğu şeylerle uğraşıyorum. Şimdi hocam size birkaç sorum var:
1- Hocam, gençleri inşa ediyorsunuz, aileyi Kur’an ve sünnetle inşa ediyorsunuz. Peki biz ve bizim gibiler ne olacak hocam? Böyle ağır bir imtihanı yüklenen bizler, 2 kişi kaldığımız için toplum nazarında aile bile sayılmadığımız için bu dünyada nasıl inşa olacağız.
2- Bu imtihandaki hikmet nedir hocam? Bambaşka bir hayat düşünürken, özellikle beni Allah yolundan alıkoyan bu imtihanın bir sebebi var mıdır ya da olmak zorunda mıdır?
3- Hocam zaten gurbetteyiz, koca evde yalnız olmak, hastalandığında sana bakacak kimsenin olmaması, yaşlılığında bile yalnız kalmak düşünceleri beni çok üzüyor. Bu imtihanın bir ilacı var mı? Nasıl sabretmeliyiz? Ya da verdiği acıyı nasıl hafifletiriz?
4- Çocuk sahibi olamama belirli bir kader midir? değişmez mi?
5- Kur’an’da ve hadislerde, bizim durumumuzdaki nice insan için bir şey var mı? Rasulullah (s.a.v) “cennet annelerin ayakları altındadır” buyurmuş ya, ya anne olamayanlar için de bir şey demiş mi?
6- Hocam, bu durumda olup da evlat edinebilir miyiz? Bu helal olur mu?
7- Hocam, bu konularla alakalı bir sohbet yapabilir misiniz? Çocuk sahibi olamayan yüreklerin ateşi belki bir nebze söner.
Rabbim ilminizi artırsın.
Selam ve dua ile……
Selamünaleyküm.
İlk başta şunu belirtmeliyim: Ateş kesinlikle düştüğü yeri yakar. Sizin acınızı ben ne kadarını hissedebilirim? Elbette siz acının sahibi olarak daha derinden yaralısınız. Bunu biliyorum, bu bilgi ile size yazıyorum.Şimdi size söyleyeceklerim var. Lütfen mü’min bir kardeşiniz, sizi hakikatlerin acı yüzü ile tanıştırmaya çalışan biri olarak okuyun beni. Başta dedim, acınızı hafif görmüyorum ama söylemem gerekenlerde de sizin beni hafife almamanızı rica edeceğim.
Şimdi siz, çocuğunuz olmadığı için, size ‘anne’ diyecek biri olmadığı için, hastalanınca yanınızda duracak, sizi hastaneye götürecek biri olmadığı için kederleniyorsunuz. Cenneti ayağınıza getirecek nimetten mahrum olmak sizi incitiyor.Bunlara itiraz edebilecek kimse yoktur bu dünyada.Benim de size soracaklarım var, lütfen siz de bunları cevaplandırın kendi içinizde. Sonra da bir denge kurmaya çalışın. Doğurduğu çocuğun ettikleinden ötürü kanser olup ömrünün sonunu onkoloji bölümünde kıvranarak geçiren anneler, evinde hasta haliyle beklerken oğlu veya kızı yanına uğramayan anneler, oğlunu-kızını yetiştiremediği için cehenneme girecek amellerle karşılaşan anneler ne yapsın sizce? Onlara da ağlayalım mı yoksa ağlanacak sadece siz misiniz?
Ortada bir yanlışlık var. Bu yanlışlığa, bu zamanın iman edenleri olarak çok yoğun bir şekilde batmış bulunuyoruz. O da şudur: Evleniyoruz, evlendiğimiz eşlerimizin bizim malımız olduğunu zannediyoruz. Çocuğumuz oluyor, çocuğumuzu malımız zannediyoruz. Biz faniyiz, öbür faniye dayanmak isitiyoruz. Öte yandan da Allah’a imanda koca koca laflar etmeye de devam ediyoruz. Hani Allah bize yeter idi? Hani ‘Hasbunellah’? Hani, hani? Allah bize yeter deyip, eş veya çocuk olmayınca tükenip gitmek olur mu hiç? Neden kendimizi şeytana salalım böyle bir durumda! Ben size mi ağlasam, yoksa doğum yaparken ölen ya da sakat kalan kadınlara mı, çocuklara mı? Size mi ağlasam, çocuğu iki yıl içinde ölecek diye uyarılan ve iki yıl sonra öleceğini bildiği bebeğini kucağında taşıyan ölü taşıyıcısı gibi bilinen bir anaya mı? Kime ağlasam sizce? Rabbimizin bizi nasıl imtihan edeceğini biz mi belirleyeceğiz, yoksa O mu? Olmaya siz, kapınıza kadar gelen cenneti göremiyorsunuz da, doğurcağınız çocuğun muhtemel cennet müjdesi ile avunuyorsunuz? İmtihanın ortasında ve en hararetli yerinde, burun buruna gelmişken cennetle, kaç günlük ki şu dünya sizi kederlendiriyor!
İnsanlar konuşsun, siz dinlemeyin. İnsanlar irdelesin, siz yürüyün. Çocuk mu, anne mi, varlığı mı yokluğu mu, kızı mı erkeği mi.. hangisi hayırlı bilemeyiz ki. Bir tek şey bilir, bir tek şeye iman ederiz: Rabbimiz ne yaptıysa güzeldir o, ne emrettiyse hayırdır o, o kimseyi kapısından çevirmez asla. Böyle bilir böyle inanırız. Ayağa kalkın ve dik durun. Salıvermeyin kendinizi şeytanın rüzgarında.
a- Gününüzü tam doldurun, boş vaktiniz kalmasın. Yorulun. Yatağa zor yetişecek kadar yorulun. Gerekiyorsa para kazanın, sadakalar verin o parayla.
b- Eşinizle hergün yeniden evlenir gibi sarılın durun birbirinize. Siz onun çocuğu olun o da sizin çocuğunuz olsun.
c- İman ayetlerini bir kere bir kere daha okuyun. Teslimiyeti, dünyanın faniliğini nakşedin beyninize.
d- Yirmidört ayına gelmemiş bir çocuğu emzirebilirseniz, o sizin süt çocuğunuz olur. Eşinizin de çocuğu durumunda olur. Onu evlat gibi büyütebilirsiniz ama bu da sizi kesin teselli etmeyecektir. İnsanlar, doğurup büyüttükleri ile teselli bulmuyor da siz başkasınınki ile nasıl teselli bulacaksınız. Bizim teselligahımız, cennettir biiznillah; orada doyacağız beklentilerimize. Sabır oraya kadar, sabır.
e- Şeytan ve şaytanılığı iş zanneden çevreniz, size başkası ile evlenmek fikirlerini zerk edebilir. Bu düşünce, önce eşinize karşı soğuma ile başlar, sonrasında ondan nefret etme devam eder. Çocuksuz kadın iken geçimsiz ve bela bir kadına dönüşmeden kendinize gelin. Toparlayamayacak olursanız, eşinizden boşanma istemeniz ve hastanelerde tedavi görmenizden daha iyidir. Ama bunu ölümcül durumların tedavisi olarak bilin.
f- En büyük silahınız duanızdır. Her saat açın ellerinizi, Rabbinize sığının. Ona sığınmak kadar rahatlatan bir meltem rüzgarı yoktur. Sığının sizi bu derde düçar edene. Edebinizle, gözyaşınızla, ısrarınızla.
g- Tamam, ağlayın. Üzülün, endişelenin ama abartmayın bu işi. Kaç gündür ki bu dünya, kaç gününü ağlayarak geçireceksiniz. Sizi dedikodu dalgalarında boğmaya çalışan müfsit çevrenizi de abartmayın. Yok sayın rahat edin.Kendinize, eşinize ve bütün mü’minlere dualar edin. Sıkıntınızın kıymetini bilin derim size, yüreğiniz yaralı ise diliniz de dualıdır.
Allah’a emanet olun. Biz de duanızı bekleriz.
Selamünaleyküm.
Nureddin Yıldız
Oyyyy poğaça yanakNasıl olmuşuz teyzeler?
Nasıl olmuşuz teyzeler?
oyyyyy bu ne tatlilik Allahim masallah sana. cok icim kaynadi benim bu bebege.
tatlim dombilim benim ya..son zamanlarda gordugum en guzel en tatli bebek bu. halasi yanina gidince benim icinde bi mincikla op olur mu?
Oyyy maşallahh maşallahh tontike:)) Darısı başına olsun halasıı:))
Alıntılardan gördüğüm yakışıklınınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn halası!2220
Allahım Gıdı Bey bu yahu...
İlk fırsatını bulduğunda, kavuştuğunuzda benim için o babasının eline nazikçe dokunan parmakları, sonra mümkünse ayağındaki bezelyeleri tek tek teeeek öp. İyi insanlarla karşılaşacağı, kendi gibi güzel ömrü olsun... İçinden geçiren herkese vaktiyle böyle toraman toramanından inşallah :)
Herkes iyidir umarım... Yüzünü gösteremeyen bahar gibi bir öyle bir böyle gelişmelerimiz olmasın. Rutininde gitsin ama iyi gitsin.
Ben keyifsizim Cumartesi'den bu yana...
Sevgilim kişisi hasta, o da sevimsiz ayrı bir keyifsizlik. Ki hiç grip olmaz yine olmadı ama (ben kamyon çarpmış dediğimden cüssesine uyarladığı haliyle) damperli kamyon çarpmış gibi halsiz, takaaaatsiz.
Benim ise ne olduğunu bilmediğim bir ağrı serüvenim var kaç gündür.
İnat ettim hık deyince doktora gitmemek için. Ama bugün de geçmez ise yarın gitsem iyi olacak.
Başım belim karnım kasıklarım... Mübarekler bayrak yarışı gibi ağrıyorlar!!!! Bi temiz döveceğim o kadar sinir ettiler beni. Regl veya yumurtlama dönemimde olamam. En son 25 Mart'tı sat.
Başım hafifliyor, hop devreye belim giriyor. O hafifliyor karnım mı göbeğim mi karar veremediğim ağrılar başlıyor, o hafifliyor hop kasıklar... Kasıktakiler feci. Grizu patlaması gibi de ağrı var, iplik çekiliyormuş gibi de. AĞrı betimlemede çağ atlacak şekilde.
Gazdan diye düşündüm buscopan ve gaz için ilaçlar da içtim ı ıhhh...
Üşüttüm diye düşündüm bu derece üşütecek bir zaman olmadı.
Küveti doldurup keyif yapmıştım çook uzun süreli... Küvetin gideri gibi iyi tıkayamadım sanırım kendimi ondan bunlar
İşte böyle keyifsizim, ağrı nereden devam edecek diye psikopat gibi dinlerken buluyorum kendimi.
Süratle müdahale edip yok saymam, itelemem lazım. Kendimi çok sıkıcı buldum böyle
Kasık ağrısı önemli bence ötelemeden gitseydin uzman görüşü almaya...
Baş konu bende de var.. Muhtemel havanın inişleri çıkışları tetikliyor..
Çok geçmiş olsun tatlım... 25 Mart'ı yabana atma heran her şey olabileceğinden diyorum çok ilaç kullanmadan görün..
Yok canım kaç zamandır konusmadimevet ya ne güzel olurdu
yetercim hatresten haberin varmı ben epeydir konuşmadım onunla
Herkes iyidir umarım... Yüzünü gösteremeyen bahar gibi bir öyle bir böyle gelişmelerimiz olmasın. Rutininde gitsin ama iyi gitsin.
Ben keyifsizim Cumartesi'den bu yana...
Sevgilim kişisi hasta, o da sevimsiz ayrı bir keyifsizlik. Ki hiç grip olmaz yine olmadı ama (ben kamyon çarpmış dediğimden cüssesine uyarladığı haliyle) damperli kamyon çarpmış gibi halsiz, takaaaatsiz.
Benim ise ne olduğunu bilmediğim bir ağrı serüvenim var kaç gündür.
İnat ettim hık deyince doktora gitmemek için. Ama bugün de geçmez ise yarın gitsem iyi olacak.
Başım belim karnım kasıklarım... Mübarekler bayrak yarışı gibi ağrıyorlar!!!! Bi temiz döveceğim o kadar sinir ettiler beni. Regl veya yumurtlama dönemimde olamam. En son 25 Mart'tı sat.
Başım hafifliyor, hop devreye belim giriyor. O hafifliyor karnım mı göbeğim mi karar veremediğim ağrılar başlıyor, o hafifliyor hop kasıklar... Kasıktakiler feci. Grizu patlaması gibi de ağrı var, iplik çekiliyormuş gibi de. AĞrı betimlemede çağ atlacak şekilde.
Gazdan diye düşündüm buscopan ve gaz için ilaçlar da içtim ı ıhhh...
Üşüttüm diye düşündüm bu derece üşütecek bir zaman olmadı.
Küveti doldurup keyif yapmıştım çook uzun süreli... Küvetin gideri gibi iyi tıkayamadım sanırım kendimi ondan bunlar
İşte böyle keyifsizim, ağrı nereden devam edecek diye psikopat gibi dinlerken buluyorum kendimi.
Süratle müdahale edip yok saymam, itelemem lazım. Kendimi çok sıkıcı buldum böyle
Sağol güzelim. Haklısın evet kasık da önemli ama tümden ömrümü yediler kaç gündür mübarekler :)
OPU'dan sonra hatta Histeroskopi'den sonra hissettiklerim bile bunun yanında hafif gibi sanki, çok anımsamıyorum ama. Arada canı istiyor, gelip bir yokluyor gidiyor kalmıyor allahtan... Bir tanesini ah dedikten sonra bildiğin kazığa oturdum gibi ağrıdı yahu diye de betimlemişim... Pes :)
Baş ağrısı için evet kiminle konuşsam ağrıyor diyor. Genel bir hava durumu mağduriyeti sanırım. Ama benim zaten migren olduğundan ve diğerleriyle birleştiğinden tetiklenmek ne kelime kendini şaştı. Pazar günü Apranax kesmeyince tekrar alırsam midemi zorlayacak diye 4 Parol'u birlikte aldım bana mısın demedi körolasıca :)
Neyse tahtalaya vurayım bugün daha iyi en azından bayrağı diğer bölgelere devretti gibi... Bugün kasıklarda karınca ordusu yürüyor bir sağa bir sola rap rap :) Belim ser yere dayanmışım da izi çıkmış ağrısında, göbeğimin altı karnım henüz uyuyor :)
Sadece suda olunca, küvette olunca iyi hissediyorum, vücudumda tek bir ağrı bile olmuyor. Buruşuyorum o ayrı :))))) Gaz çıkarabilmek için ilaç kullanmam gerekiyor benim. Başka türlüsü yok. Az az olsa da işe yarıyor
Anlayacağınız halim şudur
Herkes iyidir umarım... Yüzünü gösteremeyen bahar gibi bir öyle bir böyle gelişmelerimiz olmasın. Rutininde gitsin ama iyi gitsin.
Ben keyifsizim Cumartesi'den bu yana...
Sevgilim kişisi hasta, o da sevimsiz ayrı bir keyifsizlik. Ki hiç grip olmaz yine olmadı ama (ben kamyon çarpmış dediğimden cüssesine uyarladığı haliyle) damperli kamyon çarpmış gibi halsiz, takaaaatsiz.
Benim ise ne olduğunu bilmediğim bir ağrı serüvenim var kaç gündür.
İnat ettim hık deyince doktora gitmemek için. Ama bugün de geçmez ise yarın gitsem iyi olacak.
Başım belim karnım kasıklarım... Mübarekler bayrak yarışı gibi ağrıyorlar!!!! Bi temiz döveceğim o kadar sinir ettiler beni. Regl veya yumurtlama dönemimde olamam. En son 25 Mart'tı sat.
Başım hafifliyor, hop devreye belim giriyor. O hafifliyor karnım mı göbeğim mi karar veremediğim ağrılar başlıyor, o hafifliyor hop kasıklar... Kasıktakiler feci. Grizu patlaması gibi de ağrı var, iplik çekiliyormuş gibi de. AĞrı betimlemede çağ atlacak şekilde.
Gazdan diye düşündüm buscopan ve gaz için ilaçlar da içtim ı ıhhh...
Üşüttüm diye düşündüm bu derece üşütecek bir zaman olmadı.
Küveti doldurup keyif yapmıştım çook uzun süreli... Küvetin gideri gibi iyi tıkayamadım sanırım kendimi ondan bunlar
İşte böyle keyifsizim, ağrı nereden devam edecek diye psikopat gibi dinlerken buluyorum kendimi.
Süratle müdahale edip yok saymam, itelemem lazım. Kendimi çok sıkıcı buldum böyle
sara_28 portakales Çok yaşayın e mi, hamilelik çok daha iyi bir şeydir yahuuuuu :) Madem böyle oluyormuş darısı başınıza diyemeyeceğim. 5 günlük beden icraatlarıma bakarak diyebilirim ki bu fena bir şey, kötü bir şey, öyle güzel bir ihtimalle bağdaştıramıyorum arızalı olarak :)
İBS olursa diye tırstım. Bir kere geçirdim gerçi o çok şiddetliydi bu ağrılara ilaveten bağırsakların her minik salımını hareketini tüm hücrelerimde hissediyordum kabus ötesiydi. 2 gün hastanede yatınca, serumlar yiyince düzelmişti. Bazı belirtileri var ama şiddetli değil, bu nedenle ümitliyim :)
Bir de ayak diretmemin sebebi; gidersem kan vereceğim (kesin) serum yiyeceğim (muhtemel) bu nedenle iğnefobiaaaa kırmızı dereceden devrede, dayanabildiğim yere kadar ardıma bakmadan kaçabilmem lazım. Geçmezse maalesef ne yazık ki başka alternatifim yok, "seve seve" gideceğim
-Sık idrara çıkma
-İsteksizlik, hava açlığı, müzmin bel, karın, sırt ve omuz ağrıları
-Çabuk sinirlenme ve tahammülsüzlük
-Şişkinlik hissi
-Disparöni ( ilişki sırasında ağrı)
-Dismenore (adet ağrısı)
-Bel ve baş şiddetli ağrı
-Yorgunluk, bel baş ağrısı. Baş dönmesi hissi. Güçsüzlük hissi.
-Konsantrasyon güçlüğü
-Yoğun karın, kasık ağrıları
-Uyku bozukluğu
-Bulantı
Neyse kendimden çok sıkıldım. Güzel güzel şeylerden konuşalım :) Algıda seçicilik yapmaya uğraşıyorum. Konuyu şutlayalım, ağrıda peşine takılıp gitsin :))))
23 Nisan geliyor neşe doluyor insan... Tatil programı olanlar barmaaaaaaaak kaldırsın.
Ben iptal ettim her şeyi ofiste geçen haftalardaki kaotik gelişmeler, başarılar nedeniyle Mayıs sonuna kadar planlı bir şey yapmak mümkün değil. Takvim çok oynak. Anı değerlendirecek anlık gelişmelere göre kaçamaklar olası..
5-6 sene önceki 23 Nisan gezimizi Safranbolu-Amasra-Bartın yapmıştık, nefisti... Onun tadı başka gelmişti. Denk gelirseniz mendirekten veya minik takalarla yunusları izleme imkanı var. Gitmeyenler varsa öneririm... Amasra bir başka milletin şehri olsa kapıda bilet keserlerdi, tarihi dokusuna öyle bakarlardı ama buna rağmen çok güzel. Kaleköy'den bile çok sevmiştik.
Özellikle Çıkrıkçılar Çarşısından şimşir ürünleri, oteller yerine sahilde evden bozma pansiyonları ve hemen onların yanında -duruyorsa- duvarında "böylesini yememüşünüzdür" pankartlı lokmacıyı şiddetle tavsiye ederim :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?