Popüler Konu 40 yasından sonra anne olmaya cabalayanlar


((( canimm sonucunu merak ettigim icin topige bi bakim demistim, gunun yaklastiya belki erken test yaparsin diye dusunmustum.. yazini goruncee uzuldumm... cok cok gecmis olsun ne yazikki bazi seyler elimizden gelmiyor ozelliklede erkek infertilitesi cok cok sorunlu oluyor kendimden biliyorum.. esimden kaynakli baslayan tedavi surecimiz yillardir benden cok sey goturdu... simdi olduk cift tarafli...
insallah bu son negatifin olur canimm.. bir sonraki bayrama hamile girmeni dilerim..
 
Özledim kızlarrr...cok şeket padsta yemeyinnn capslockeddd nerdesinnn

canimmm nasilsinnn, gunlerin nasil geciyor.. diger embriyi devam ettimi dondurabildinizmi...
bebisinle bi bayrami beraber gecirdiniz insallah kucagina alacaksinda daha nice bayramlar gecireceksiniz..
 

Sağol Ensu, doğru hep böyle meraklardayız dimi? Haklısın. Birimiz güzel haberlerle geldiği zaman seviniyoruz. Böylede olunca hay allah diyoruz maalesef. Yeni arayışlara girince,öğreniyoruz böyle.

Bugün evdeydim, kendi kendime düşüncelere daldım. Sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ben hamile kalabileceğime nedense çok inanıyorum.Bu hisse nerden kapılmışım bilmiyorum.14sene evvel doğurduğumdanmı? Değil. Kaliteli Sperm yok, doğal yoldan çok zor, ama tüple embryo oluyo.Neden tutunmuyor,buna cevap aramaktayım. Aslında cevabı içimden belki biliyorum galiba,ama yüksek sesle söyliyemiyorum.

Bence günlük hayatın Stresi çok fazla. Tutturmuşuz bi iş hayatı yok kariyer falan, güçlü kadın olmak. Alışıla gelmişlerden vazgeçmekmi lazım? Bugün aslında güçlü kadın olmak gibi, öyle bir derdimde yok. Allaha şükür bi sıkıntı yok.

İş hayatımla alakalı bi seçim yapmak zorundayım galiba. Ama pişman olmaktan korkuyorum. Eşimi, evimi, düzenimi çok seviyorum. Diğer yandan ne kadar da stresli ve yorucuda olsa işimi de çok seviyorum. Verdiğim kararın, geri dönüşü yok.Bıraktığım posizyonu geri almak mümkün değil. Ama bu tempoylada, hamile olabilsemde bu işin, vardiyası, bir sürü değişik insanlarla uğraşması engel oluyor sanki. Ama bırakırsamda boşluğa düşer, bu sefer pisikolojik çöküntü yaşarım. Hele bide yine tutmassa, biterim.

Ben 14 sene evvel kucağımda bebeğimle yanlız kaldığımda, bu yola azimle girmiştim zaten. Boşandığıma hiç pişman olmadım. Hep ne iyi yapmışım dedim. Güçlü olcam dedim. O küçük bebek verdi bana o gücü. Çalıştım, yükseldim. Ha kızım belki 10 küsür bakıcı değişti, zor bi çocuk oldu. Herkesten başka bi huy aldı. İkinci evliliğim kızıma çok iyi geldi.10yaşındayken kızımın bi babası oldu.eşime baba demek istediğini kendisi söyledi.eşim önce olmaz senin baban yaşıyor dedi ama,kabul etti sonra.Ne kadar kızıma iyi bir baba olsada, Eşim kendi Çocuğunu kesinlikle hak ediyor. Bunu onun için çok istiyorum.

Şimdiye kadar aldığım hiç bir negatif sonuçta yıkılmadım. Aksine herseferinde yeni kararlar aldım. Ve devam ettim ve edecemde.

.... bugün bayağı bunalmışım galiba.
 

Canim her halinden bunaldigin beli bu yazdiklarinin hepsini tektek yasiyoruz cok zor ya gercekten dun sana yazarken ne düşündüm biliyormusun icimden ayne su cümle gecti "ama benden daha sanslisin "
Hamilelik gecirmis oldugun icin canim seni o katagoriye koydum vede hakliyim diger taraftan inanki herkesin negatif haberine kendimce sorular olusturuyorum niye ama hersey cok normaldi bilmiyorum güzelim o sans su aralar yok bizlerde ama olcak insallah sana tavsiyem isini birakma azalt ama birakma ben marta azaltim cok daha iyi hisediyorum kendimi o sters dedigin sey calismasanda gelip buluyo seni sözde azaltinca cok duzenli spora baslayacaktim olmuyo bir türlü iste calismak bazen ondan bundan kacis benim icin
Diliyorumki tez zamanda gelip bulsun seni melegin ki sende bizlere güc ver canim hakina herseyin hayirlisini diliyorum ,senin icin hepimiz icin cok üzüldüm yaa
 
acmilacigimmm canimm benimm nasilsinnn ozledim seniii... az kaldi gelmenee ve tedavine...
kocaman opuyorumm seni...

Ensucumm canim bende seni özledim cadiiii sen döndünmü yurda kizzz erdekli olcan sen bugidisle hadi gel artik bak yeni umutlar acmis kolarini ensuuuu ensuuuu diye bagiriyo .Canim gercekten az kaldi benim gelmeme böyle oluncada kalbim pirpir yerinden cikacak cok heycanliyim cok da korkuyorum ikisinin karisimiyim ben su aralar neyse canim hersey herkes icin güzel olcak buna inaniyorum veeee seni o tatli yanaklarindan öpüyorummmmmm
 

Dertli arkadaşım... Sana tavsiyem, işini bırakma. Bebek olsa da olmasa da, o senin genç kalma sırrın, emin ol. Ama belki tedavi için izin almak mümkün olabilir. Ya da tedavi sürecinde yoğunluğu azaltmanın bir yolu bulunabilir. İşi bırakmadan tedaviye konsantre olabileceğin bir yol bulunur. 14 yıllık çalışma hayatından sonra evde oturmak bütün dengemi bozdu. Artık ne eve sevgim kaldı ne işe verecek enerjim. Eşimle yaşadıklarımın büyük kısmı evde oturmayı hala benimseyememiş olmamla ilgili. O yüzden işi bırakmayı düşünme.
Tutunma sorununda bakılması gereken konular belli aslında. Rahim iç yapısı, rahim ve kanallarda sıvı olup olmaması. Bunun dışında her şey bize bağlı. Belki eski eşinle olanların etkisini atamadın, belki içten içe, eşinin kendi çocuğu olursa kızını dışlamasından endişe ediyorsun, belki kızının, kardeş fikrine uyum gösterememesi ihtimali seni engelliyor, belki... Kendi içine duygularından arınmış olarak baktığında sebebi bulacaksın. Bu ihtimallere karşı demiştim bir bioenerji uzmanı bul diye. Sen adını koyamasan da, düşünce ve bedensel akışını, olması gereken yöne çevirdiğinde, sonuca birkaç adım birden yaklaşacaksın. Çok konuştum yine, kusura bakma.
 

Canım öncelikle iyi bayramlar. Negatif sonucuna çok üzüldüm. Ama bizde yumurtalar bitinceye kadar edeceğiz bu işe. Allah'ın izniyle pozitif sonuç alacağız tüm topiktekiler. Benden sana arkadaş tavsiyesi işini bırakma. Transferden sonra izin alırsın bir türlü hallolur. Gerçi herşeyi sen yaşıyorsun . En doğru kararı sen verirsin. İçinden ne geçiyorsa onu yap. Aşağı yukarı senle eşim aynı düşünüyor. Benimde eşimin önceki evliliğinden çocuğu var. O yüzden o da benden bir çocuğunun olmasını istiyor. Sağolsun elinden gelenin fazlasını yApıyor. Sorun bende. Ama bende inanıyorum anne olacağıma. Inşallah nasip eder allahım
 
Arkadaşlar günaydın. Hepinize iyi bayramlar. Inşallah seneye bebişlerimizle birlikte Ramazan Bayramı'nı kutlarız. Evde hala misafir var. Ilk gün kalabalıktan bayramınızı kutlayamadım özür. Şimdi onlar uyurken sizin bayramınızı kutluyorum. Daha nice bayramlara sevdiklerimizle birlikte erişmemiz dileğiyle... Mutlu bayramlar
 
Günaydin arkadaslar. Acmila, alara, 2220; ne güzel moral güç teselli verdiniz. Hep birlikte aşacaz tüm aşamaları. Uzman arayışı içersindeyim. Dün 6 yere Mail attım. Bakalım. Hepinize iyi günler. Öptüm.
 

Hoşgeldin. Eee, yaparsan öyle keyif bahçesini gelen giden eksik olmaz tabi.
 

Güzel haberlerini de alacağımız günler gelecek. Moral bozmadan, umudunu yitirmeden devam.
 

canim seni okadar iyi anliyorumki inan gonulden anliyorum.. bende tedavi surecinde kariyerimden dolayi cok cok arada kaldim..
evime 90 km uzakta olan ve 13 yildir calistigim ve tam ohhh sonunda istedigim konuma geldim dedigim bir ise sahiptim ... servislede gitsem, kendi arabamlada gitsem trafikten dolayi eve giris cikis saatlerim hic degismiyordu...ben gumrukcuyum canim.. bir cok gumrukte calistim ve son yillarda calistigim firmada 20 ye yakin turkiyedeki cok koklu firmalarin ihracat danismanligini yapiyordum.. cok yogun bi is hayati icinde sabah 06.30 da evden cikip aksam 21.00 de bazende 24.00 de eve gelip birde araya tonla cok yipratici tedavi sokup inanilmaz sorunlar yasadim... isyeri cok yogun izin kullanmam konusunda kendi sirketim sorun yaratmiyordu tup tedavilerimi hep desteklediler ama soyle tarihlere hep onlara gore ayarliyordum... bu tedavin tutmadi hemen deneme alti ay sonra dene falan cunku takip ettigim firmalar sorun yaratiyor baska temsilci istemiyordu hakli olarak.... zaten sirket stresi ayri bir sorun, en ufak hatada gumrukte cok yuklu cezalar uygulaniyo, mallar kaliyor, dikkatimi vermek zorundayim, cogu tedavimde lavobaya bile gidemeden isyerinde masamda ignelerimi yaptim... sagolsunlar haklarini yiyemem cok desteklediler isten ayrilma tedavilerde arkandayiz dediler ama evde esimde cok stresli bi insan beni cok bunaltti...devamli is stresinden tutmuyor ayril dedi..
aralik ayindaki negatifimden sonra bi yol ayrimi yapmam gerektigini iyice anladim...
bukadar stresle bebek tutsa bile hamilelek geciremezdim, hamile hamile okadar yollari ise gidip erkenden kalkip gece yarilari eve gelemezdim.. zaten tutmuyorduda...
cok cok uzulerek 13 yillik isyerimden vazgectim cunku bu tempo ve stresle tedavilerim tutmayacakti... aglaya sizlaya ise veda ettim... herzaman is bulabilirdim ve geride donebilirdim yada kariyer firsatlari hep cikardi ama ben bu stresle devam edersem 50 yasima geldigim zaman bebeksiz ama iyi kariyerle emekli olmus bir insan olarak geriye bakip yapayalniz kalip keske bebegim icin daha cok caba sarfetseydim isime agirlik vermeseydim diye pismanlik yasamaktan korktum cnm..
daha rahat ve stressiz bi isim olsa boyle bir tercih yapmazdim ama bazi is ortamlari tup bebegi kaldirmiyor...
bebegim olunca bakiciya birakip isime daha farkli sartlarda geri donmeyi dusunuyorum canim.. ama su anda ayrildigim icin pisman degilim.. 6 ay oldu ve bu donemde tedavime cok daha fazla yoneldim... su andaki pismanligim ise keske 7 yil once ilk evlendigimde bunu yapsaydim deli gibi isimin pesine dusmeseydim tedavilerimin pesine daha yogun dusseydim belkide su anda bebisim benimle olurdu.. yinede bu 7 yila 7 tedavi sigdirdim..

yillar once isyerinde bi arkadasta benim gibi bebek sorunu yasiyordu onunda olmuyordu kiz iki defa denedi bakti tutmuyor hemen istifa etti yogun tedaviler gecirip bebegine bir iki yila kavusup kariyerine geri bile dondu...su anda masallah 2 yasinda kizi var bende keske ozaman ayni seyi yapsaydim...

seninde kizin var canim maddi olarakta ihtiyacin yoksa ve isle bir arada cok yogun hayat yasiyorsan tedavilerine stressiz olarak agirlik vermen en guzeli cnm..
evde olsan neden sikilacaksini kizin bile yeter...ne karar verirsen hayirlisi canim...cok optum.
 
Evet Ensu o kadar haklısınki, dediğin gibi bazı işler kesinlikle tedaviyi çok etkiliyor. Sen dikkat etsen, etrafındaki insanları, olumsuzlukları yok sayamıyorsun.Kesinlikle bi çözüme gelcem, bu aralar bu konuyu çok derinden düşünüyorum. Ama işimi bırakma çözümünü en sona bırakçam.Olabilecek alternatifleri araştırıyorum şimdilik. Sen pişman olmamıssın, bu çok önemli. Sende inanıyorsun olacağına dimi? Buna inan.Ben düşünce gücüne çok inanıyorum, ve olabildiğince uyguluyorum. Mesela bizim evde birtane fazladan bir boş odamız var. Orayı bebek odası yapmayı düşünüyorum. Ve kesinlikle oraya hiç bir şey konulmasına izin vermiyorum. Kullanılmasada temizliği hep yapılıyor. O dört duvar ve camlari, bebeğin kapısı. Onu görüp gelcek!! Secret Kitabını biliyormusun? Onun gibi birşey.
 
Sohbetin üstüne denk gelmişim. Bakın ne aşırdım

Bizi yöneten “BİLİNÇALTIMIZ”
"Öyle insanlar vardır ki yaşamlarının gerçek anlamı gerçek önemleri bilinçaltındadır.
Bilinçli zihinler aldatmadan ve yanılgıdan ibarettir.
"Carl Gustav Jung
Bilinç, zihnin mantık yürüten, kavrayan, eleştiren, yargılayan kısmıdır.
Bilinçaltımız ise beynimizin farkında olmadığımız yanıdır.
Bilinçaltı bütün istemsiz beden fonksiyonlarını kontrol etmenin yanında, tüm deneyimlerimizi, hatıralarımızı depolar, bağışıklık sistemimizi, hormon sistemimizi kontrol eder.
Zihnimizin bu derindeki kısmı aynı zamanda sezgilerimiz, tutumlarımız, kendimiz hakkındaki düşüncelerimiz ve alışkanlıklarımızdan da sorumludur.
Otomatik pilot gibi çalışır :
Bilinçaltı, bilinçli zihnin aksine sorgulamaz, eleştirmez, telkinleri veya imgelem yoluyla hayal ettiğini kolayca kabul eder. Aslında bilinçaltının temel görevi bizi hayatta tutmak ve mutlu etmektir.
Akıl yürütmez. Hayal ,gerçek ayrımı yapmadan her şeyi gerçek gibi algılayarak hareket eder. Bilinçaltına yerleşen bilgiler tüm yaşamı etkileyen davranışlarımıza yön veren temel esasları oluştururlar.
Bilinçaltına yerleşen bu bilgiler, çocuğu tüm hayatı boyunca etkiler. Bilinçaltı kendisine gönderilen her şeyi kabul eder.
Bilinçaltını bilgisayarın hard disk’ine benzetebiliriz.Hafıza bankası olarak tüm geçmiş deneyimleri içinde depolar.
Bilinçaltı değerlerimizi, inançlarımızı depolar.
Bilinçli zihnimizin, zihnimizin ortalama %10 nunu oluştururken % 90 lık bilginin bilinçaltında yer aldığı belirtilir.
Aslında her şey bilinçaltımızdaki düşüncelerimizin, inançlarımızın, duygularımızın yansımasıdır. Birçoğumuz hep aynı hataları yapar ve aynı sorunları yaşarız.
Çünkü beynin bilinçli kısmı tekrarlanan hataların farkında olsa da, bilinçaltı farklı düşünmekte, hissetmektedir.
Ne var ki gerçek şef bilinçaltıdır.Bizi yöneten aslında “Bilinçaltımız” dır.
Bilinçli aklımız, sağlığımız için zayıflamamız gerektiğini söyler. Fakat bilinçaltı, yemek yemenin rahatlattığını, stresi azalttığına inanıyorsa kilo vermek zorlaşır veya kilo verir tekrar alırız.
Bilinçaltımızda geçmişten getirdiğiniz bir kayıt olarak “paranın zor kazanılacağına” dair bir yazılımımız varsa, bilinçaltımız bu programa göre çalışır ve biz gerçekten parayı zor kazanırız.
Ya da karşı ilişkiler üzerine “karşı cinse güven olmaz” gibi bir yazılımımız varsa sonuç zor giden ya da yürümeyen ilişkiler olacaktır. Bunu nerede görebiliriz ?Yaşamımıza bakarsak ,o bizin monitörümüzdür.
Terapi ancak bilinçaltını ikna ederek, inançlarını değiştirerek gerçekleşir. Dış şartları değiştirmek yerine içimizdeki inançları değiştirmek zorundayız. Beynimizin kapısı içeriden açılıyor aslında..
Hipnoterapi, psikoterapi, Duygusal Özgürleşme Teknikleri veya Yönlendirmeli İmgelem ile bilinçaltı düşünce, inanç ve duygular yeniden düzenlenerek terapi gerçekleşir.
Bireyin edinmiş olduğu bu çarpıtılmış düşünüş , inanış ve davranış kalıplarını ; olumlu inanış, düşünüş ve davranış kalıpları haline getirmek için bilinçaltının Hipnoz ve Hipnoterapi ile yeniden yapılandırılması gerekir.
Bilinçaltı çalışmaları ile, bilincin bu analiz yeteneğinden kurtulan bilinçaltı zihin, telkin almaya daha hazır hale gelir, imajinasyon yeteneği artar ve terapi gerçekleşir.
Mevlana’nın söylediği gibi: “Sen düşünceden ibaretsin, geri kalan et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olursun, dikenlik düşünür dikenlik olursun.’’
Ünlü psikolog Jung’un dediği gibi
‘’Bilinçaltındakiler bilincine çıkmadıkça karşına kaderin olarak çıkar.’’Bu bizim bilinçaltımızın gücüdür.
Napoleon Hill’in söylediği gibi:
“Aklınız neyi kabul edip inanıyorsa, onu gerçekleştirebilir.”
İyi tarafı ;Bilinçaltımız İLK YARDIM ÇANTAMIZDIR.
Bir felaket anında ya da bir kaza anında bilinçaltımız yardıma koşar. Yapmanız gerekli olan neyse bilinçli zihninizden bağımsız olarak bir anda bizi kurtaracak bir şekilde çalışır.
Çünkü bizler aslında her durumda ne yapılması gerektiğini biliyoruz ama bu bilinç düzeyinde fark edilmiyor.
Bilinçaltımız RADAR’dır.
Bilinçli zihin bir karar verir. Diyelim ki ev sahibi olmak istiyorum. Bu karar bilinçaltına yazılır.
Bilinçaltı ile üstbilinç arasında bir tabaka vardır. Bu tabakada olumsuz deneyimlerimiz ve bunlardan doğan korku ve kayıtlar vardır.
Paranın zor kazanıldığına inanıyorsanız önünüze parayı zor şartlarda kazanmanızı sağlayacak deneyimler gelir.
Eğer ev sahibi olmak adına bilinçaltından üstbilinçe geçişi tıkayan olumsuz bir kayıt yoksa o zaman bilinçaltı radar görevini çalıştırır ve üst bilince bu talebi iletir.
Üstbilinç yaradana bağlı olan bölgemizdir. Buraya geçen mesajlar alınır ve evrensel olarak size isteğiniz doğrultusunda yardım gelir. Bir yerden bir para, yada bir kredi alma olanağı, uygun fiyatlı bir ev ,arkadaş ve akraba desteği vs.
Bilinçaltı gücü mıknatıs gibi kendi inancına ve kendi realitesine uyan şeylerle rezonansa girer.
Radar gibi üst bilince/ ortak bilince bilgi gönderir ve cevaben gelen bilgileri toplar.
Bilinçaltımız “MUCİT”tir.
Bir çok sanatçı ve bilim adamı bilinçaltından gelen mesajları ya da bilişleri değerlendirerek evrakalar yaşarlar.
Çünkü her bilgi burada yatmaktadır ve ona ulaşmak sadece yoğunlaşarak talep etmeyle gerçekleşir.
Bilinçaltımız bizimle konuşur.
Bunu sezgiler yoluyla yapar.
Hani deriz ya bazen içimden gelen ses, işte bu bilinçaltının sesidir. Bizler genelde bu sesi dinlemeyiz ve deriz ki mantığım böyle diyor. Burada mantığı yadsımıyoruz. Sadece mantığımız yargılarımıza göre hareket ettiğini ve yanılma payımız çok yüksek olduğunu belirtiyoruz. Oysaki bilinçaltı yanılmaz bilgilere sahiptir ve dikkat edin her zaman içinizden gelen ses haklı çıkar.
Sonuç olarak, hayatı nasıl yaşadığımızı belirleyen 3 esas oyuncu BİLİNÇ, BİLİNÇALTI ve BEDEN dir.
Sürekli iletişim halinde olan bu üçlü bazı kurallar çerçevesinde etkileşim gösterir.
Farkedilen kurallardan birincisi ’Noizet Kanunu - BÜTÜN FİKİRLER, BİR FİİL HALİNE GELMEK MEYİLİNİ GÖSTERİRLER’ şeklindedir.
Özetle, bir kararın hayata geçmesi için öncelikle bilinç alanında bir fikir olarak ortaya çıkması gerekir. Bu fikir bilinçaltı tarafından da kabul edildiği takdirde beden fikri gerçekleştirmeye çalışır.
Zorlama, mecburiyet, fikrin içinde saklanan gizli olumsuz fikirler dirençleri doğurur. ’PARADOKS KURALI’ devreye girer ve ’erken uyumam lazım’ dediğinizde uyuyamaz, ’kötü şey düşünme’ denildiğinde öncelikle ’kötü şeyi’ düşünürsünüz.
Burada ortaya çıkan bir bilinçaltı özelliği günlük hayatta çok öneml rol oynar.
Bilinçaltı ’LİTERAL’dir
Yani kelime neyse onu anlar, olumsuzluk anlamını, mecazı, mizahı, kelimelerin takılarını değerlendiremez. Düşünme denilen şeyi öncelikle düşünür.
Bilinç evin salonunda ’en kısa yol’ diye sehpaların etrafından dolaşırken biinçaltı üstlerine basıp geçer.
’Yapma’ denileni öncelikle ’Yap’ olarak değerlendirir ve bedeni o yöne sevkeder.
Günümüzde düşüncenin doğru yönlendirilmesini anlatan kitapların hemen tamamı bunu anlatmaya çalışır.
Yüzyıllardır bilinen şeylerin değişik şekillerde ifade edilmesi yine de insanlar üzerinde yeterince etkili olamamaktadır. Çünkü neyin nasıl olduğunun bilinmesi, farkında olunması değişiklik ve gelişim için yeterli olamamaktadır.
Eksik kalan şey bilincin farkettiğinin hayata aktarılması, yani bedenin harekete geçmesidir.
Fiziksel veya zihinsel manada bedenin hareketini sağlamak değişim, gelişim ve tedavinin esas gereğidir.
alıntı









Beğen

 

canim isten ayrilmak zor bi karar o yuzden insallah sende gerek kalmaz cunku bende bi bayanin her durumda calismasi taraftariyim.. is hayatinda daha mutlu oluyorum, liseye, universiteye hatta dersaneye giderken bile calistim.... zaten 9 agustosta gum. musavurlik kursum basliyor kasimda ankarada sinavlarim var bu sureci boyle geciririm artik mecburen...
canim benimde bos bi odam var ve esim yillardir orayla ilgili planlar yapar, calisma odasi yapmak istedi, yikip yatak odamiza katalim dedi ben hicbirini kabul etmedim bebisim icin beklesin.. avizesinide beyaz renk bebek odasina uygun aldim... olacak cnm bebisimiz.. hic zaman kaybetmeden hizli davranmamiz sart.. Allahin izniyle tabii olacagina cok inaniyorumm ben...

Secret kitabini uc yil once yine bi negatif gorup sirkete geri dondugumde uzulmemem icin genel mudurumuz bana vermisti oku ve pozitif bak hayata diye.. neyi cagirirsak onu yasariz cnm.. inaniyorum bebisim olacak:))
seninde kizina kardes gelecek..
 
Arkadaşlar iyi geceler. Eşimle tartıştık canım çok sıkkın. Bana yardımcı olun.eşimin ilk evliliğinden çocukları var. Bugün misafirlerimiz geldiğinde kızıda geldi. Benim yanımda misafirlerin eşime ve kızıyla sohbet etmeleri geçmişten konuşmaları canımı sıktı. Benim yanımda eşimin geçmişinden bahsetmek çok üzüyor beni? Acaba 3 yıldır benim bebeğim niye olmuyor onun zaten var, o benim istediğim kadar istemiyor diye canım sıkılıyor. Eşime çoçukların evde benim misafirlerim varken gelmesin dedim . Akşamdan beri tartışıyoruz . Acaba bu negatif sonuçlardan dolayı benim psikolojimmi bozuldu.çok canım sıkkın çok.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…