- 2 Temmuz 2013
- 15.807
- 18.335
- 248
- Konu Sahibi zeytinagaci
- #1
Merhaba herkese.
Annemin yaşadıklarını bildiğim kadarıyla yazmak istedim...
Neden yazdığımı ben de bilmiyorum, sanırım sadece paylaşmak istiyorum.
Annem 54 yaşında, çok duygusal, evcimen ve çok iyi niyetli bir kadın.
3 kardeşler.
Babası şoför, annesi evde dikiş dikip parasını kazanan bir terzi.
Maddi durumları o zamana göre ortanın altındaymış.
Annem evin en büyük çocuğu.
Dedem kışın başka şehirde çalışır, bir çiftlik ağasının şoförlüğünü yaparmış. Annem, annesi ve 2 kardeşi, babaanne, dede, amca, yenge, 3 kuzeniyle aynı evde yaşıyorlarmış.
Yazın tarlada tütün ekerlermiş, yazları tarlada yaşarlarmış yani.
Annesi tarlada çalışırken, 8 yaşındaki annem 3 yaşındaki kardeşine bakarmış.
Yemeğini bile yaparmış. Ama kardeşi ağlasa anneme kızarlarmış.
Sonra annem ortaokul zamanında birini sevmiş. Sanırım 17-18 yaşlarında nişanlanmışlar. Ama aileler anlaşamamış ve annem aileler uyum sağlayamayacak diye kendi aşkından vazgeçip nişanı bozmuş. Sanırım kayınvalidesi benim annemi istememiş.
Ardından annemi biri istemiş başka şehirden. Dedem de vermiş. 20 yaşındaymış annem. Evlenmişler. Ama düğün fotoğraflarında bile o kadar üzgün ki.. Hiç istememiş ama yine karşı gelmemiş. Kaderine razı olmuş.
3 ay sonra annem geri dönmüş. (ne yaşandı bilmiyorum)
Üstelik hamileymiş.
Eski nişanlısı gelmiş, yalvarmış. Ben ne olursa olsun evlenmek istiyorum kızınızla diye. Çocuğunu da kabul ediyorum demiş.
Ama dedemler o çocuğu kovmuşlar, istememişler.
Annem de o kadar yumuşak başlıdır ki karşı gelmemiş. Kabullenmiş.
Sonra duyduğuma göre o bebek doğmuş ama bir süre sonra ölmüş. (bu ölüm meselesinin altında bir şey var gibi geliyor bana)
Aradan 8 sene geçmiş.
Babamla görücü usulü tanışmışlar.
Neredeyse 20 yaş büyük babam annemden. Babam da evlenmiş boşanmış ama çocuğu yok.
3-4 ay içinde hemen evlenmişler.
1 sene sonra ben, sonra kardeşim doğmuş.
Annem bence babama saygı duydu. Sevmiştir de belki.
Ama asla aşık değildi.
Babam da öyle.
Babam kendi ailesini her zaman annemden önde tutmuştu.
Annem eve eşya ister alınmazdı. Üstüne başına bişey alınmazdı.
Ama babaannemlere, amcamın çocuklarına bile annemden daha çok önem vermişti.
Anneciğimin malesef hiç yüzü gülmedi.
O da hep çocuklarına sığındı.
Hep içine attı, attı, attı.
Ben eşimle evlenmek istediğim zaman, ailem izin vermemişti.
Ben de anneme "aşktan anlasan böyle yapmazdın" dediğimde, annem eski nişanlısı için ağlaya ağlaya "ben hala onu seviyorum"
dedi ve bir daha bu meseleyi hiç açmadık. Ben de "anne ben senin gibi hayalimden vazgeçemem" dedim ve evlendim eşimle.. 
Ve geçen sene...
Annem bir hastalığa yakalandı.
Motor nöron hastalığı..
Her geçen gün yatağa bağımlı eden bir hastalık.
Çaresi olmayan bir hastalık...
Annemin yaşama isteğini bitiren bir hastalık.
doktorların bir kaç sene ömür verdiği bir hastalık.
her gün ölmek istediğini söylüyor..
elimizden bir şey gelmiyor.
annemi yıllarca umursamayan babam şimdi etrafında pervane..
ama ne çare artık...
gözümüzün önünde eriyip gidiyor.
Keşke, keşke annem hayata karşı daha dik durabilseydi zamanında.
Biraz daha bencil olabilseydi.
Yok annem, yok babam, yok kardeşim diyeceğine biraz daha kendini düşünebilseydi.
Annemin yaşadıklarını bildiğim kadarıyla yazmak istedim...
Neden yazdığımı ben de bilmiyorum, sanırım sadece paylaşmak istiyorum.
Annem 54 yaşında, çok duygusal, evcimen ve çok iyi niyetli bir kadın.
3 kardeşler.
Babası şoför, annesi evde dikiş dikip parasını kazanan bir terzi.
Maddi durumları o zamana göre ortanın altındaymış.
Annem evin en büyük çocuğu.
Dedem kışın başka şehirde çalışır, bir çiftlik ağasının şoförlüğünü yaparmış. Annem, annesi ve 2 kardeşi, babaanne, dede, amca, yenge, 3 kuzeniyle aynı evde yaşıyorlarmış.
Yazın tarlada tütün ekerlermiş, yazları tarlada yaşarlarmış yani.
Annesi tarlada çalışırken, 8 yaşındaki annem 3 yaşındaki kardeşine bakarmış.
Yemeğini bile yaparmış. Ama kardeşi ağlasa anneme kızarlarmış.
Sonra annem ortaokul zamanında birini sevmiş. Sanırım 17-18 yaşlarında nişanlanmışlar. Ama aileler anlaşamamış ve annem aileler uyum sağlayamayacak diye kendi aşkından vazgeçip nişanı bozmuş. Sanırım kayınvalidesi benim annemi istememiş.
Ardından annemi biri istemiş başka şehirden. Dedem de vermiş. 20 yaşındaymış annem. Evlenmişler. Ama düğün fotoğraflarında bile o kadar üzgün ki.. Hiç istememiş ama yine karşı gelmemiş. Kaderine razı olmuş.
3 ay sonra annem geri dönmüş. (ne yaşandı bilmiyorum)
Üstelik hamileymiş.
Eski nişanlısı gelmiş, yalvarmış. Ben ne olursa olsun evlenmek istiyorum kızınızla diye. Çocuğunu da kabul ediyorum demiş.
Ama dedemler o çocuğu kovmuşlar, istememişler.

Annem de o kadar yumuşak başlıdır ki karşı gelmemiş. Kabullenmiş.
Sonra duyduğuma göre o bebek doğmuş ama bir süre sonra ölmüş. (bu ölüm meselesinin altında bir şey var gibi geliyor bana)

Aradan 8 sene geçmiş.
Babamla görücü usulü tanışmışlar.
Neredeyse 20 yaş büyük babam annemden. Babam da evlenmiş boşanmış ama çocuğu yok.
3-4 ay içinde hemen evlenmişler.
1 sene sonra ben, sonra kardeşim doğmuş.
Annem bence babama saygı duydu. Sevmiştir de belki.
Ama asla aşık değildi.
Babam da öyle.
Babam kendi ailesini her zaman annemden önde tutmuştu.
Annem eve eşya ister alınmazdı. Üstüne başına bişey alınmazdı.
Ama babaannemlere, amcamın çocuklarına bile annemden daha çok önem vermişti.
Anneciğimin malesef hiç yüzü gülmedi.
O da hep çocuklarına sığındı.
Hep içine attı, attı, attı.
Ben eşimle evlenmek istediğim zaman, ailem izin vermemişti.
Ben de anneme "aşktan anlasan böyle yapmazdın" dediğimde, annem eski nişanlısı için ağlaya ağlaya "ben hala onu seviyorum"


Ve geçen sene...
Annem bir hastalığa yakalandı.
Motor nöron hastalığı..

Her geçen gün yatağa bağımlı eden bir hastalık.
Çaresi olmayan bir hastalık...
Annemin yaşama isteğini bitiren bir hastalık.
doktorların bir kaç sene ömür verdiği bir hastalık.
her gün ölmek istediğini söylüyor..
elimizden bir şey gelmiyor.

annemi yıllarca umursamayan babam şimdi etrafında pervane..
ama ne çare artık...
gözümüzün önünde eriyip gidiyor.
Keşke, keşke annem hayata karşı daha dik durabilseydi zamanında.
Biraz daha bencil olabilseydi.
Yok annem, yok babam, yok kardeşim diyeceğine biraz daha kendini düşünebilseydi.