- 27 Eylül 2013
- 4.237
- 8.119
- 248
- Konu Sahibi pigme pofuduk
-
- #2.081
dezavantajları saymaya gerek yok zaten, avantajları bilen varsa saysın bi zahmet, zira bu konuda gerçekten ben çok cahilim. yok yani bulamıyorum ben.
** Yalnızlıktan ölmemek; bazıları için yalnızlık böyük dert. Sabahtan akşama kadar/veya ara ara yanında birinin olması, beraber yemek, temizlik, dedikodu, tv izleme ve aynı süregelen muhabbetleri yapmak alışkanlık. Öyle bir yapıdan geliyorsan, yani akşama ne pişireyim? cümlesini kendine sorup cevap alamayacağından değil ama dolaptaki az kalan patlıcan hakkında bile 10 dakka muhabbet çevirip ardından bugün de hadi gel beraber yorganları havalandırdıralım sonrasında bir de kahve yapalım içelim demek, ertesi gün aynı rutini tekrarlamak bir ihtiyaç, bunu garipseyen bir başkasına bunun kötü olduğunu anlatacak hiç bir yol yok.
Olsa ben anlatırdım; annemle-kv nin ortak türküsü o; neden senin hiç komşun yok? En az 100 tane sebebim var bana göre çok da haklı sebepler; en basitinden kadın merak ediyo ya, evin içinde olan her biten şeyi merak ediyor, laf etmeyi ona göre normallerini bana dayatmayı çok olağan sayıyor, yumuşak konuştuğumda "ben senin annen sayılırım." diyor, sert konuştuğumda "aaa ne var ne olcak?" diyor, hadi en başlarda sosyallik için olsun, hayattaki herşeyden de feragat edecek değilim, bugünün yarını var falan filan düşünüyordum, muhabbet edilirken iyi güzel ama her seferinde en az 10 defa 20 defa konu benim neden bir şeyi öyle yaptığıma geliyor. Ben ne şikayeti, ne övünmeyi sevmem ama bana sorulunca örneğin hangi yağla yemek yaptığım, zeytinyağı deyince "aa o kokuyor, öğğ." Alınıyor muyum hiç de alınmıyorum, kadın öyle dedi diye yağımı lavaboya dökecek değilim ama ne zaman konu yemek olsa kelebek de zeytinyağı kullanıyor, kokuyor o öğğ. Hadi diyorum konu değiştireyim, çıplak ellerimle boğmayayım kadını, bu sefer atlıyor, geçen neden akşamüstü dışarı çıktın annen olsa izin vermezdi, hakkaten annem olsa izin vermezdi. Ne işin var derdi, dışarda arkadaşlarınla buluşacaksan gündüz çuvala mı girdi? derdi. E şimdi kadına her seferinde ya sen benim annem misin, babam mısın, kocam mısın, arkadaşım mısın? ayarı mı çekicem, ki çektiğimde ertesi gün bir şey değişmiyor ki yine aynı, neden onu öyle yaptın? Hadi gel evde yalnız durma giyin de alışverişe gidelim, benim hayattaki tek derdim kadına empati yapmak değil ki, ben de onun kayıp kızı/gelini değilim ki. Neyse bu duruma 3-4 hafta dayandım, bıçak gibi kestim sonra pasif agresif moda girdim, bir şey sorunca neden gelmedin o kadar telefon ettim falan uyuyordum dedim, neden uyuyordun deyince ben gündüzleri uyuyorum dedim. Aa uyunur mu uyku düzeni önemli çocuk olunca ne yapıcaksın deyince, ben çocuk yapmıcam, yaparsam sen bakacak değilsin dedim, bunları söylemem ayıp mı ayıp annem yaşında kadın sonuçta. Ama susmuyor, benimkileri zaten yılda belli dönemler görüyorum yine konu eninde sonunda açılıyor, neden komşun yok, o hanım çok cana yakın ve sevecendi, gözümüz arkada kalmazdı komşu komşunun külüne muhtaç bıdı bıdı, kv ye dedim ki, haklı olarak, iki de bir kocasıyla kocamı kıyaslıyordu hiç hoşuma gitmiyordu, anneme dedim ki evle ne zaman konuşsa nazarı değiyor kesin esnemekten kendimi alamıyorum, ikisi de taam kaç kaç o zaman, ne biçim bi kadınmış o düşman başına dediler
Miras kavgasına şimdiden düştüler demeyin zira açık kalan ağzımı toplamakta çok ama çok zorlanacağım.
Ay, ölüm hak, miras helal. Yani bunun aksi yönünde herhangi bir şey söyleneceğini sanmıyorum
birazı falan yok, kesin gösterecek.
ya kuzenimin biri dediğiniz tiplerden biriyle evli ama ikisinin alakası yok ya. özellikle fiziksel temas. kuzenim anlatıyor, bunlar nişanlıyken ailece çaya falan geliyorlarmış, anne oğul dip dibe oturup öpüşüyormuş sürekli. vıcık vıcık böyle. bizimkilerde öyle bi durum yok. çok sever oğlunu evet, "aslan oğlum, paşa oğlum, canımın içi" falan, dönüp benimkine bakıyorum, benimki de zaman zaman "güzel kızım" falan der yani. bi de zaten annesinin dili çok tatlı diyeyim artık ne diyeyim herkesle öyle konuşuyor genelde. methiyeler diziyor falan. yani o kuzeninkinde gördüğümüz emareler bizimkinde yok. ev işini de üstelemedi, "boşanırız" dedikten sonra mı anladı naptı bilmiyorum, kabullendi gibi. sanırım yani. yoksa üstelerdi. önümüzdeki günlerde üstelerse anlarız. bugün ben "sen o evi beni istediğinden daha çok istedin" dedim, "sen istemedin ben de tamam dedim, abartma" dedi.
o sanıyor ki, teyzesinin evine çok gidilmiyor mesela, üst katta oturana, ama teyzesi onlardan çıkmıyor. öyle olur sanıyor. teyzenin ev o kadar orta malı değil, bizimki de olmaz. teyze geliyor çünkü gelmek istiyor, biz de gitmek istersek gideriz.
iyi de teyze çağırdığında gidiliyor, çağırmıyor ki gidilmiyor. teyze kafasına esince geliyor, ama çağırılınca gelmek zorunda kalıyor.
hani mesafe koyarsın evet, çağırmazsın gelmezler ama çağırdıklarında gitmek zorundasın. "ay çok üşeniyorum şimdi" denmez, "biz çay demlemiştik zaten" denmez. sanırım bunu algılamıyor.
Fiziksel temas yakınlığı ana kuzuluğu tespitinde kriter değil. Tam onaylanmış ve test edilmiş hali, genel hareketler, yani dipdibe oturup sarma dolaş tabi ki olabilirler de saçını okşayıp anne ne zaman gideceksiniz yaw? diye sorabiliyor mu? Gitmeden önce o tatlıdan bir daha yapsana anne deyince, salı düşünüyoruz oğulcum yarın sen yokken kelebekle hallederiz, akşama yersin tavrına alışkınım ben mesela. Ses çıkartılacak durum mu bence hiç değil. Hem merakım giderildi, hem yarın için kv ile iş bulduk, hem de süper tatlı yicem.
ya olay komşu inlemesi falan değil bildiğin gerdek ya. bu adam bunu neden anlamıyor, hayır yani ben mi çok fesatım o mu çok salak nedir ben anlamadım. sinirden noktalama bile kullanmadım.
niye annesi benim her seviştiğimi bilsin ki? nihayetinde banyo havalandırmaları ortak. ya bi erkek gerçekten bu kadar düşüncesiz mi oluyor illa tek tek söylemek mi gerekiyor? bi de bana diyor ki duyulmuyor yani o evde dayımla yengem yıllardır yaşıyor üstelik teyzemler de onlarla kimse bi şey demedi.
ya gerizekalı onlar 16 yıldır evli. o kadın çocuk doğurmuş. 40 yaşındaki insanlardan farkımız olmayacaksa ay ben bilemedim gerçekten çok sinirlendim.
Bazen tek tek söylemek gerekiyor, bazen leb demeden leblebiyi anlamaları gerekiyor, bazen de saflıklarına geliyor duruma göre yaw he diyorsun, akabinde ya tartışıyorsun, ya da hadi bu seferlik böyle olsun diyorsun bazen de inatla kavgayı kazanana kadar mücadele ediyorsun.
Ama havalandırmanın ortak olduğunun belli edilmesine gerek kalmaması lazım bu durum için ne münasebet yani. Benim de çok abes durumlarım oldu, hakkaten o an kafası durdu heralde komik anı olarak bakıyorum olaya ama şimdi. Komik anı olarak bakma sebebim şimdiki genel hali tabi, "o gün nasıl bir denyoydum da öyle bir şey yaptım bir daha öyle bir şey yaparsam beni tekmele yahu" diye önce hatasını kendi söylediğinden. Konu açsam yeridir; düğünün ertesi günü sabahtan kvnin evine kahvaltıya gittik ahahah, kadın; oğlum ne işiniz var burada? dedi suratında şaşkınlık ve oğluna acıma vardı, kahvaltıyı hazırlarken "ya kusura bakma valla oğlumu akıllı sanırdım, kırılmadın inşallah dedi, ben de yok dedim, durduk yere tartışma çıkaracak değilim, sana güvendiğimden geldim benim söylemem yetmez, anne azarı yesin diye düşündüm dedim :) Ama işte istisnai bir olay bir daha tekrarlandı mı tekrarlanmadı, kafasına da kakmıyorum. Annem çok güzel envai çeşit kahvaltı hazırlamıştır, orada burada sürünmeyelim dedi, sonra gidip alelacele kahvaltısını ve azarını yedi.
en nihayetinde alelade bi otel odasında olacaktı da beni deli mi kovaladı ki 9 sene bekledim?
onlarda nasıl oluyor hiç şahit olmadım. ama bildiğim kadarıyla salondan kayınvalidenin evine gidiliyor, kapıya yağ bal sürülüyor testi kırılıyor. gelin bi şeyler yiyip kendi evine geçiyor. ben onu gelin almadan sonra yapmayı önericem sanırım, çünkü bizde üzengi parası var. gelin annesinin evinden çıkıp kayınvalidesinin evine gider, hediyesini alır önce. salona sonra gidilir. salondan da herkes evine gider.
o binaya girmem. ev alsınlar. çünkü son anda kazık atma ihtimalleri de var gibi geliyor bana. o kadar güvenmiyorum. belki günahlarını alıyorum ama öyle. arkamdan banyo fayanslarını kırdırmaya kadar planlıyorlar ama beni bilgilendirmiyorlar. fikir sormak akıllarına bile gelmiyor, onu geçtim. alsınlar ev.
Bu adet/gelenek konusunda ben seçiciyim hiç de tutarlı değilim, kimseye de hesap veremem, bana uyanı yaptırdım, bana uymayanı, hoşuma gitmeyeni, tiksindiğimi yaptırmadım kendi kız evim için. Mücadeleli de olsa benim istediğim oldu mu oldu, bu sayede içim rahat. Testi mesti işini bilemem, düğün sonunda bir tepsi baklavayı kolumun altına sıkıştırıp evlilik tatlı başlasın diye hunharca yedik ama salondan kvnin evine ne gidicem? Ertesi günkü kahvaltı gibi değil olay, ki kahvaltıdan sonra da krizi fırsata çevirmişim, hadi sizin buralarda el öpme/dudak adeti varmış kalk çıkalım dışarı düğne gelen uzak akrabalarını gezelim bir daha görmicez dedim, yine evde durmadık, kv-kp kendi analizlerini kendilerini yapsınlar, diğerlerini son defa görmüş olduk, iyi de oldu. Zorunda mıydım yoo, arkamdan laf edebilirler mi yoo, adet yerini buldu mu, buldu işte.