mantık süzgecinden geçirmek değil, sadece olayın tamamını bilmek diyelim. durumu gözlemlemeye çalışıyorum zaten şu an.
dün kayınpederimin doğum günüydü, kutlanırken biz bulaşık yıkıyorduk, sonrasında "ay ben öpmedim" dedim gittim bildiğin adamı şapur şupur öptüm bütün gece sırıttı adam. bu tip şeyler yani. akşam çok gelen giden de olmadı, biz görümcemle kayınvalidede oturup dedikodu yaptık, arada sözlüm geldi gitti, onlar da aşağıda aile meselesi konuştular. nerde ne zaman sıvışmam gerektiğini de biliyorum aslında.
bazen söylüyorum, bazen sevgilime soruyorum.
mesela dediğim gibi bizde bulaşık gençlerin, onlarda benim anladığım kadarıyla gelinlerin. ben bunu çok yadırgadım sevgilime söyledim. o hiç dikkat etmemiş bulaşığı kim kimin üstüne yıkıyor, kim yardım etmiyor.
yaşlılar oturmadan gençlerin sofraya oturmasını da çok yadırgadım mesela, onu sordum. "o teyze herkesin doyduğuna emin olmadan yiyemez zaten" dediler.
böyle şeyler. hepsini kendime saklamıyorum.
bi de bulaşık yıkamasam gidip yanlarına oturmam falan gerekecek, bulaşığa girince daha az muhabbet daha az samimiyet. net.
belli değil gerçekten. istediğim çizgide gidiyor şu an evet ama her şey halloldu noktasında değilim ben.
sürekli gözlemlemeye gidiyorum dediniz ve sonucunda tek kazanımınızın bulaşık nasıl daha iyi yıkanır sorusuna yanıtmış gibi bir izlenim uyandırıyorsunuz...
gözlemlediginiz sey nerede nasıl sıvısacagınızı ogrenmek ise gercekten siz ilişkinizdeki tek sorunu "kv ile nasıl gecinilir?" olarak görüyor olmalısınız,
bu dogrultuda es adayınızla konusmanın aciliyeti olmaması da dogal...
dogum günleri yapılıyor, pastalar yeniyor, o istenmeyen gelin şapur şupur adamı öpüp kutluyor, samimiyetinize diyecek söz yok... ancak ne hikmetse orası taziye evi, sevgiliyle bir türlü konusulamıyor.
önceliklerinizi sıralarken ciddi bir sıkıntı oldugunun gercekten farkında degil misiniz?
senin durum zormuş, hakikaten kavga sebebiymiş. ama reddetme hakkım her zaman var benim. üstelerlerse bahane çok.
valla sizin yerinizde olsam madem "ev alınacak" diyorlar, şimdiden ev bakmaya başlarım, onlar o evi önerdiğinde alternatifler sunar, o evi kötülerim. sizin için dezavantajı olan evi zorla alacak değiller nihayetinde.
verdiginiz tavsiyeye gercekten şaşırdım.
neyine alternatif sunuyor, bahane üretiyorsunuz?
istemiyorum diyeceksiniz bu kadar basit. bırakın gerisini eş adayınız çözsün.
beceremiyorsa da evlenmesin, anasının dibinde otursun, başka bir kadın kabulleniyorsa hep beraber bagırarak konusulan ama kavga olmayan şakalaşmalar (!), laf sokmalar, börekler, bol bol bulasıklar... mutlu mesut yuvarlanıp giderler.
"benim yaşamak istedigim öyle bir hayat" diyorsanız zaten bunca sayfa tartışılan sey ne?
sürekli bizde öyle olur, böyle olur diye anlatıyorsunuz, tercihler diyip yorum yapmak istemiyorum ancak siz baya baya o evin gelini olarak hareket ediyorsunuz,
yahu ayrılmamışmıydınız? hangi ara barıştınız?
onayladıgım nedenler olmasa da diger davranıslarınızı da şöyle gereceklendirmiştiniz hani;
insanlar laf eder diyerek taktıgınız bir yüzüktü?
yıllardır arkadasınız diye taziyeye gitmistiniz, baska bir anlamı yoktu?
orada yardım etmenizin tek nedeni onların yemegini zamanında cok yemiş olmanızdan dolayı bir vefa idi?
oysa her seyi sineye cekip "olur annecim, ben bir hata yaptım, bakın akıllandım" dercesine bulasık yıkayan, evin bir bireyi gibi hareket eder haliniz var...
en azından onların gördüklerinin bu yönde oldugunu bilin.
bu arada mustakbel kv.nize benzer insanları iyi tanırım, keza kp gibi olanları da... siz onlara had bildirdim, mahcup oldular gibi bir düsünce icinde iseniz yanıldıgınızı direkt soyleyebilirim.
simdiye kadar birsey demiyorlarsa ciddiye almadıklarından,
çünkü "tabii annem, ye annem, yoruldun evladım" derken sizi nasıl kıvama getireceklerini iyi biliyorlar,
karsınızdaki kişilerin zekalarını küçümsemeyin, kendi kuyunuzda bogulursunuz, öyle bir terslenirsiniz ki neye ugradıgınızı şaşırırsınız.
tüm bunların arasına bir de "kim benim gelinime/sözlüme laf edebilir?!" kavgası da sıkıştırdınız ya, hayretler icinde okuyorum konunuzu.
söz bozulmasına ragmen bassaglıgı dilediniz, olay kapandı, işlerini halletsinler önce onların size gelmesi gerekmez mi? bu ne yardımlasmaymış... üstelik aile o kadar kalabalıkken sizin yoklugunuzu derin bir eksiklik olarak hissedeceklerini hic sanmıyorum.
yerinizde olsam artık şu gözlemleri uzaktan yapmaya başlardım,
mesela ben gitmeyince arayacak bir sözlüm var mı? konusmak istiyor mu?
her seyi kabul edip dünden razı olmadıgımı bulaşık yıkarken degil de kararlı ve net durmamla anlayacak mı?
ikna etmek icin ugrasacak mı?
komşuyla olan mevzuda gayet sesi duyup gelmiş gibi davrandı, konunun birkaç kelimesini dinleyip mevzuyu hiç bilmiyormuşçasına "sen benim sözlüme karışamazsın, kimse benim sözlüme laf edemez" falan dedi, ama azarlar had bildirir tarzda değil, şakayla karışık tarzda. ki bence en iyisini de yaptı, orda gerçekten mesafeli davransa terslese "pofuduk çocuğu doldurmuş" durumu olabilirdi. gayet konuşmayı duymuş da atlamış, lafını şakayla karışık koymuş oldu. evet benim tarzım değil, ben tersler döner arkamı giderim. ama bu da farklı bi yöntem.
diğer konuyu net olarak öğrenince yazacağım.
şu davranışını onaylıyorsanız o konuda baska birsey demek istemiyorum,
kastım terlesyip kavga cıkarmak da degildi ama neyse.
ayrıca laf koymus olması falan... oyle karşılanacagından da pek emin degilim.
ailesinin benzer çıkışları oldugunda veya sizin rahatsız oldugunuz/olacagınız seyleri de böyle çözecekse daha cok işiniz var... hazırlıklı olun.