merhaba ben geldim.
önce hemen cevap vereyim, geri dönüp okumuyorum. birkaç kere denedim hepsinde de sövüp kapattım. bu aralar başka sıkıntılar da var, benimle ilgili değil, o yüzden sinirleniyorum.
birkaç gündür iyi değildim zırlayıp duruyordum da derdim başkaymış. gecikmişim. şu an ağrım var ama keyfim yerinde. evde olunca takip etme gereği pek duymuyorum gecikince de sıkıntımı anlamıyorum. neyse.
az önce eski bi arkadaşla konuştum. arkadaş da denmez aslında, abla. lisede aynı servisteydik, o benden birkaç sınıf büyüktü. 2 sene beraber okuduk sanırım.
yani çok detaya girmeyeceğim ama konuşurken sorguluyoruz ya hep, yine aynı şeyi yaptım.
o insanlar sevmeyi ve değer vermeyi bilmiyordu. bu kadar. hayatları boyunca kan bağı olmayan hiç kimseyle muhatap olmamışlar çünkü. yani nasıl desem, kaybetme korkusu yok. o yüzden kimseye değer vermek zorunda hissetmemişler nasıl yapıldığını da bilmiyorlar. bu kadar. nokta. bitti.
ben değersiz değilim. sevilmeyecek veya istenmeyecek bi insan da değilim. öyle olsaydım bile bana bu şekilde davranmak onların haddi değildi. ama onlar bu kadar. ben onlara ağır geldim fazla geldim kaldıramadılar.
aranızda böyle olan var mı bilmiyorum ama varsa da özür diliyorum, benim ensest diyebileceğim bi şekilde yaşıyorlar. insan gerekirse kuzeniyle aynı yatağı paylaşır ki hep paylaştık ama evlenmez. kuzen kardeştir, ne olmuş olursa olsun zor zamanda destek olandır. zaten bu yüzden herkes kuzeniyle evleniyor. kimse ne yaparsa yapsın kimseye sırtını dönemiyor, ve bu yüzden inceliklere önem verilmiyor.
bu dedesinin son zamanlarında çıkıp onlara gitmiştim ya, o zamanlar house m.d. izliyordum, o olaydan sonra bi daha hiç izlememiştim. ona başladım tekrar, kaldığım yerden devam ediyorum.
historical romans okurdum ben deli gibi, ona da epeydir ara vermiştim, tekrar başladım. emeğe saygı sonsuz ama bi gecede 450 sayfalık kitap bitiren ben için orijinal almak çok zor, internetten indirdim okuyorum. çıldırıyorum arkadaşlar yemin ederim çok özlemişim. öneri isteyen olursa seve seve veririm.
bi de o kız bana kitap yaz dedi de bu hemen karar verilecek bi şey değil düşünmem lazım.
ha bi de size biraz dert yanayım madem.
malum benimkiler yok evde yalnızım, malum gücümü geri kazanıyorum, annem gitmeden önce evi temizle falan dedi de gitti, aradığında da hep soruyor onu yaptın mı bunu yaptın mı diye, yok deyip geçiştiriyorum. malak gibi yatıyorum diyorum. boyama yapıyorum, dizi izliyorum, kitap okuyorum falan işte.
geçen kahvaltı yapayım diye mutfağa girdim, ay dedim şu buzdolabını sileyim. sonra dedim fayansları sileyim. sonra dedim dolap kapaklarını sileyim. halıyı toplayıp kaldırdım, shaggyden nefret ediyorum, tabanı da süpürüp paspasladım. konuşurken anneme söyledim, annem diyor ki camlar? portmanto? antre?
antrenin halılarını süpürüp kaldırdım altını da süpürdüm. sonra halılara sinirlendim, salondaki halıları topladım, antrenin halılarını salona aldım, annem genelde makinayla yıkar ben sevmiyorum, gittim kosla halı aldım, küçük sert kıllı bi fırça aldım halıları sildim. içime sinmedi bi daha silicem. anneme söyledim konuşurken, annem diyor ki koltukları da silecek misin? halıları geri yaymadan önce paspas çekmeyi unutma, koslayı çok dökme rengi solmasın, camları sildin mi?
ya ben mi her şeye sinirleniyorum bilmiyorum ama böyle işte.