Şafak : 6 ANKARA !!!
Ankara
Nefretim misin desem iyikim misin desem, ne desem ki ben sana?
Hakkını yiyemem şükür ki sağ salim alıyorum Sevdiceğimi senden.
Adın da ürkütmüyordu işin doğrusu, duyan oo hadi iyisiniz diyordu.
Yine söylüyorum hakkını yiyemem senin, nerede ne olacağı belli olmaz ama tehlikeli de değildin işte.
Ama bu Onu benden 10 ay çalmış olmanı değiştirmiyor öyle değil mi?
Benim Onsuz geçirdiğim günleri geri vermiyor öyle değil mi?
Ya ayrı gayrı geçen özel günleri? Telefonda hıçkıra hıçkıra ağladığımız doğum günlerini, yılbaşını, yıl dönümünü
Peki ya sesini duyamadım diye zehir olan saatleri, dakikaları, her anı
Ne kadar tehlikesiz olsan da bunların hiç birini geri veremiyorsun bana. Ömrümden çaldığın bir senenin hakkını nasıl bir yer olursan ol ödeyemezsin.
Ustalığımızın sana çıktığı günü hatırlıyorum da
27 Eylül
Tam da o gün aynı devre olduğumuz bir arkadaşımın daha kokusuna doyamadığı eşini Hakkariye göndereceğinin haberini almıştım.
Üzerimdeki stresi tahmin edebiliyor musun Ankara? Belirsizlikten çok daha ötesi bu, canından endişe duymak ne demek sen biliyor musun?
Sevdiceğimin yanına Manisaya gideceğimin bir önceki günüydü o gün. Saat 21.30 u bulmuş Sevdiceğim hala beni arayamamıştı. Üzerimde bunun stresi var derken çaldı birden telefon, baktım Askerim arıyordu ankesörlüden.
Açtım ne yapıyorsun nasılsın faslından sonra direk yerler belli oldu dedi.
Zaten dolu olan gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı usul usul, sesim direk bozuldu zaten ama saniyelik bir güçle topladım kendimi. Sorucam ama yavaş yavaş söyle olur mu diyebildim.
Tedirginliğimi anlamış olmalı ki yeri söylemeden önce Çok uzak değil hayatım korkma dedi önce, sonra ben devam et dercesine sustum. Ankara, Ankara Polatlı dedi.
Usul usul akan gözyaşlarım sele döndü birden bire, yağmur oldu yağdı Şükürler olsun " diye hıçkırığıma karışarak.
Seni duyduğuma çok sevinmiştim ben Ankara.
Bilemedim her mehtapta bize aksilik çıkaracağını, bilemedim yıl dönümü için istediğimiz iznin önüne taş koyacağını, bilemedim ustalık çok rahattır dedikleri halde plakaya bir ay kala telefonsuz kalacağımızı, bilemedim ankesörlüden arayabilmenin bile orası için bir lüks olacağını.
Acısıyla tatlısıyla geçtin bir şekilde.
Getirdin bugünlere önce 460 deyip sonra 365 e düşürdüğümüz şafağı.
Kolay mıydı dersen yok hiç kolay olmadı. Çok sabır sınadı. Çok yordu, çok üzdü
Ama hepsine değen bir kelime var ki GEÇTİ Ankara GEÇTİ !
Haftaya bugün Sevdiğimi senden alıyor, bir daha da kimselere ama kimselere vermiyorum!