en başta ben de öyle derdim ne gaddar ne kadar kindar diye ama sonra olayların hiç de öyle olmadığını öğrendim. hazır ol hayatında duyacağın en dramatik hikaye olabilir.
dedem barıştıktan sonra anlattı. annemler kaçtıktan sonra dedem haber göndermiş gelsinler diye. hem de bir değil iki değil. bişey istemiyorum düğünlerini de ben yapacağım demiş. hatta korkmasın ne olduysa oldu herşey kabulüm yeterki evladımı göreyim demiş. defalarca... diğer dedemle kaç kere karşılaşmışlar getirin kızı barışalım bari diye. annanem de onayladı doğruluğunu. dedem 2-3 sene pencere kenarlarında ha gelecekler ha geldiler diye hem ağlamış hem beklemiş. o dönem babam çok ciddi para kazanıyormuş ve tüm parayı ailesine akıtıyormuş. hem ırgat gibi çalışan annemi kimse koruyamasın diye hem de paraya ortakçı çıkmasınlar diye düşünerek dedemin onları beklediğini kimse söylememiş annemle babama. hatta basbaya tüm kardeşler bir araya gelip olayı saklamışlar. annemler bir kaç kere gidecek olmuşlar ne olursa olsun deyip, ama aile her seferinde birşey uydurmuş. bin türlü iftira var işin içinde. küçükken babannem bana şey derdi. biz onunla barışmak için kapısına gittik bizi eve almadı. yok işte bilmem kaçtane bilezik bilmem ne kadar altın istedi yapmadan gelmeyin dedi... ay neler neler... tabi detaylar yıllar sonra aile muhabbetlerinde çıkıyor hep ortaya. annem yıllarca hep düşünürmüş ben niye tek başıma köyden kasabaya inemiyorum diye. hep ya dedem ya halalarımdan biri mutlaka yanında gider işlerini halleder halletmez eve gelirlermiş... işler dediğim de babamın şehir dışından annem adına gönderdiği parayı bankadan çekip iç etme işi... orası da bambaşka bir serüven. istanbul'dan üç apartman alınabilecek bir para buhar olup uçmuş o dönem. yıllar geçti ailenin çözülemeyen gizemlerindendir onca parayı köy yerinde nasıl iç ettikleri... herkes birbirine atar o suçu da kimsenin paradan haberi yok

neyse, büyük kardeşim doğduğunda babam gitmiş dedemin yanına, torunun oldu gel barışalım demeye. ama tabi çok uzun zaman geçmiş aradan. dedem babamı küfür kıyamet kovmuş yanından onca sene ağlayarak bekleyince yedirememiş. bir daha sizin adınızı bile duymayacağım. karşıma çıkmasın vururum demiş annem için. hatta annem de yıllarca bize olayı öyle anlattı "beni gördüğü yerde vuracağını söylüyormuş çıkamam karşısına." dedi durdu. sonra babam kendi ailesiyle para mevzularını çözemeyince basıp gitmiş köyden. biz çocukken nadiren ve çok kısa süreli giderdik memlekete annem taa uzaklardan saklanıp bize dedemi gösterirdi "bakın dedeniz o" diye. sonra görünmeden kaçardık korkardık gerçekten öldürecek diye. biraz çılgın bir adamdı dedem yapardı gerçekten bence...
tabi barışıldıktan sonra bizimkiler olayın aslını duyunca kahroldular. ama o arada haberi ulaştırmayan baba tarafımdakiler çoktan ölmüştü. inşallah yattıkları yerde önce bundan dolayı hesaba çekilirler...